Türk Bitig: Uygur Türkçesi Sözlüğü - MS



Uygur Türkçesi Sözlüğü

  1. -ma: Soru eki. U keldima? – O geldi mi?
  2. maarip: a. Eğitim.
  3. maaripchi: a.u. Eğitimci, maarifçi.
  4. maaripperwer: a.f. Eğitim taraftan, eğitimi seven.
  5. maaripperwerlik: a.f.u. Eğitim taraftarlığı; eğitimi sevme hali.
  6. maash: a. Maaş.
  7. mabeynide: a.u. Bu yana, beri, içinde. On yil mabeynide – On yıl içinde; on yıldan buyana. Uzaq döwür mabeynide – Uzun zamandan bu yana.
  8. machan: a. 1. Mercan 2. İnci.
  9. mada: f. Dişi kancık.
  10. madar: a. Kuvvet, güç, kudret, takat, mecal, derman. Madirim yoq – Dermanım yok.
  11. madda: a. 1. Madde, materyal, malzeme 2. Paragraf, madde.
  12. madda-madda: a. Madde madde, ayrı ayrı, paragraf halinde.
  13. maddiliq: a.u. Maddeli.
  14. maddiy: a. Maddî. Maddiy ahwal – Maddî durum.
  15. madixan: Madixan köynek – Desenli gömlek.
  16. magazin: r. Mağaza, dükkan, büyük dükkan.
  17. magnétizm: r. Magnetizm.
  18. magnit: r. Mıknatıs, magnetik.
  19. magnitliq: r.u. Magnetik, mıknatıs.
  20. maw: ç. Kuruş (Çin para birimi).
  21. mawzu: a. Konu, başlık.
  22. magha: ağ. bk. manga.
  23. maghdir: Güç, kuvvet, kudret. Maghdirim yoq – Kuvvetim yok.
  24. maghdirliq: Güçlü.
  25. maghdirsiz: Kuvvetsiz, güçsüz.
  26. maghdirsizlandurmaq: Güçsüzlendirmek.
  27. maghdirsizlanmaq: Güçsüzlenmek.
  28. maghdirsizliq: Güçsüzlük.
  29. Maghul: ağ. bk. Mungghul.
  30. mahabet: a. Büyüklük, azamet, ululuk.
  31. mahabetlik: a.u. Heybetli, azametli.
  32. maharet: a. Maharet, ustalık, beceriklilik.
  33. maharetlik: a.u. Maharetli, becerikli.
  34. maharetsiz: a.u. Maharetsiz, beceriksiz.
  35. maharetsizlik: a.u. Maharetsizlik, beceriksizlik.
  36. mahir: a. Mahir, becerikli.
  37. mahirane: a.f. Mahirane, maharetle, ustalıkla.
  38. mahirlik: a.u. Mahirlik, ustalık.
  39. mahist: r. fels. Mahist.
  40. mahiyet: a. Mahiyet, asıl. Ishning mahiyiti némide? – İşin aslı nedir?
  41. Mahizm: r. fels. Mahizm.
  42. maxa: ç. Yiyecek.
  43. maxang: ağ. bk. panaq.
  44. maxaw: t. Cüza.
  45. maxmal: a. bk. mexmel.
  46. maxramchi: a.u. zool. Çulluk, bekas.
  47. maxshaq: Yassı burun, basık burun.
  48. maxtanchaq: Övüngen, övüngenlik.
  49. maxtanchaqliq: Övüngenlik, övünme hali.
  50. maxtanmaq: Övünmek.
  51. maxtarliq: Takdire şayan, methedilecek, methe layık.
  52. maxtash: Övme. Maxtash qeghizi – Takdirname (takdir-name).
  53. maxtashmaq: Karşılıklı övmek; hep beraber takdir etmek.
  54. maxtimaq: Övmek, takdir etmek.
  55. maxtinish: Övünme.
  56. maxtiwetmek: Övmek.
  57. maxu: ç. At ağılı. Étimni maxugha baghlap qoydum – Atımı ağıla bağladım.
  58. majaq: Ezik, ezilmek. Düshmenning majighi chiqti – Düşman ezildi.
  59. majaqlanmaq: Ezilmek.
  60. majaqlash: Ezme, eziş.
  61. majaqlimaq: Ezmek.
  62. majaqlinish: Ezilme, ezilişi.
  63. majan'gül: a.f. bk. gül.
  64. majang: ç. Dama oyununa benzer bir tür Çin oyunu. Majang oynimaq – Dama oynamak.
  65. Majar: Macar. Majar tili – Macar dili.
  66. majra: a. Macera, serüven, vaka, olay.
  67. majraliq: a.u. Maceralı, olaylı.
  68. maksimum: r. En çok, azami.
  69. maqal: a. Atasözü, darbımesel.
  70. maqale: a. Makale, yazı. Bash maqale – Baş makale.
  71. maqan: a. Mekan, barınak, meskün yer, durulan yer. Maqan etmek – Mekan edinmek; mekan yapmak.
  72. maqanlash: a.u. Oturma, yaşama.
  73. maqanlimaq: a.u. Oturmak, yaşamak.
  74. maqansiz: a.u. Mekansız, barınaksız, evsiz.
  75. maqansizliq: a.u. Mekansızlık, barınaksızlık, evsizlik.
  76. maqashlash: Şapırdatma.
  77. maqashlimaq: Şapırdatmak.
  78. maqchaymaq: Yassı hale gelmek, ezilmek.
  79. maqchaytish: Yassılma, yassı hale sokma, ezme.
  80. maqchaytmaq: (maqchaymaq'tan) Yassıtmak, yassı hale sokmak, ezmek.
  81. maqchiyish: Yassı hale gelme, ezilme.
  82. maqmaq: ağ. Geveze, çenebaz, boşboğaz.
  83. maqul: a. Olumlu, iyi, geçerli, anlaşmak, rıza göstermek. Maqul boldum – Anlaştım, razı oldum. Maqul yigit – İyi delikanlı. Maqul körmek – Olumlu bulmak. Maqulmu? – Olur mu?
  84. maqullanmaq: Kabul edilmek, rıza gösterilmek.
  85. maqullash: Takdir etme, tasvip etme, onama.
  86. maqullashmaq: Anlaşmak, beraber rıza göstermek.
  87. maqullatmaq: (maqullimaq'tan) Kabul ettirmek, ikna ettirmek.
  88. maqullimaq: a.u. Takdir etmek, tasvip etmek, onamak.
  89. maqullutush: Kabul ettirme, ikna ettirme.
  90. mal: a. 1. Mal, hayvan(lar). Qara mal – Büyük baş hayvan. Séghin mal – Sağılan hayvan. Münggüzlük mal – Boynuzlu hayvan. Mal baqquchi – Çoban. Mal doxturi – Veteriner, baytar, hayvan doktoru. Mal doxturluk – Baytarlık. 2. Servet. Mal yighmaq – Servet toplamak. 3. Mal. Keng istimal malliri – Geniş tüketim malları. Qiz méli – Çeyiz, cihaz.
  91. mal-mülük: a. Servet, mal, varlık.
  92. mal-waran: a.f. 1. Ev hayvanlan, davar 2. Mal-mülk.
  93. malal: a. Engel, zahmet. Sizge malal kelmise – Size zahmet olmazsa.
  94. malay: Hizmetkâr, uşak.
  95. Malayaliq: Malayalı. Malayaliqlarning tili – Malayalıların dili.
  96. malayliq: Hizmetkârlık, uşaklık.
  97. malchi: a.u. Hayvancı, hayvan besleyici, hayvan yetiştirici.
  98. malchiliq: Hayvancılık.
  99. maldar: a.f. Zengin, servet sahibi.
  100. maldarliq: a.f.u. Zenginlik.
  101. malem: Gürültü, uğultu, yaygara, bağırıp çağırmak. Alemni malem qilmaq – Yaygara ile ortalığı karıştırmak.
  102. malghun: a. Bir tür bitki adı.
  103. Malghun: ağ. bk. Mungghul.
  104. malxana: a.f. Ağıl, ahır.
  105. malixay: Kışlık şapka, kürk şapka, kalpak.
  106. malik: a. Malik, sahip. Chong ehmiyetke malik – Çok önemli.
  107. maliman: Tahrik, kışkırtma. Maliman qilghuchi – Tahrikçi, kışkırtıcı. Maliman qilmaq – Tahrik etmek, kışkırtmak.
  108. malimanchi: Tahrikçi, kışkırtıcı.
  109. malimanchiliq: Kışkırtıcılık, tahrik etme hali.
  110. maliye: a. Maliye. Maliye ministirligi – Maliye bakanlığı.
  111. maliyichi: a.u. Maliyeci.
  112. mallaq: bk. mollaq.
  113. mallaqchi: bk. mollaqchi.
  114. mama: Nine. Chong mama – Büyük nine.
  115. mamat: a. Hayat mamat – Ölüm kalım; hayat mamat.
  116. mamkap: bot. Yabanî hindiba.
  117. mamuq: Pamuk 2. Kuş tüyü. Mamuq yastuq – Kuş tüyü yastığı.
  118. mana: İşte. Mana bu – İşte bu.
  119. manan: Sis, duman. Sus manan – Hafif sis; hafif duman.
  120. manda: Uzun tüylü. Manda bash – Taratmamış baş; ilgisiz bırakılmış saçlı baş.
  121. mandaq: Böyle, işte böyle; bk. mundaq.
  122. mandalin: r. Mandalin.
  123. manéwir: r. Manevra.
  124. manéwirliq: r.u. Manevralı. Manéwirliq urush – Manevralı Savaş.
  125. mang: Yürü! Git!
  126. manga: Bana.
  127. mangdam: Adım.
  128. mangdurmaq: (mangmaq'tan) Yürütmek, ilerletmek, harekete geçirmek.
  129. Mangghul: Moğol. Mangghul tili – Moğol dili.
  130. mangghulimaq: Sessizce yaklaşmak; gürültüsüz sokulmak; gizlice sokulmak.
  131. mangghuzmaq: bk. mangdurmaq.
  132. mangghuzush: Yürütme, ilerletme, harekete geçirme.
  133. Mangju: Mançu. Mangju tili – Mançu dili.
  134. mangqa: Sümük, sümüklü 2. Sakağı, ruam.
  135. manglay: Alın.
  136. mangmaq: Yürümek, gitmek. Atliq mangmaq – Atlı gitmek. 2. Hareket etmek, ilerlemek. Saet méngiwatidu – Saat çalışıyor.
  137. manifést: r. Beyanname. Kommunistlar Partiyisining Manifésti – Komünist Partisi Beyannamesi.
  138. manométir: r. Manometre, basım ölçer.
  139. mapizet: a. bk. muhapizet.
  140. maraqchi: Gözetleyen.
  141. maral: zool. Maral.
  142. marash: Gizlice bakma; gözetleme.
  143. mari: Kuzu kürkü.
  144. marilash: bk. marash.
  145. marilimaq: Gizlice bakmak.
  146. marimaq: Gizlice bakmak. Marap yürmek – Gizlice gözetlemek; gizlice takip etmek.
  147. marka: r. Posta pulu.
  148. markiliq: r.u. Markalı.
  149. Marksizm: r. Marksizm.
  150. marozhni: r. Dondurma.
  151. marshal: r. Mareşal. Awiatsiye marshili – Hava kuvvetleri mareşali.
  152. Mart: r. Mart, üçüncü ay.
  153. mas: f. Ahenkli, uyumlu. Mas kelmek – Uyumlu olmak; uygun gelmek.
  154. maslash: Uyumlu hale getirme.
  155. maslashqan: Uygun.
  156. maslashqanliq: Uygunluk.
  157. maslashmaq: Uygun olmak.
  158. maslashmighanliq: Uygun olmama hali.
  159. maslashturmaq: (maslashmaq'tan) Uygun hale getirmek, uydurmak.
  160. maslashturush: Uygun hale getirme.
  161. maslimaq: f.u. Uyumlu hale getirmek.
  162. masshtap: r. Ölçek, mikyas, ölçek çizgisi.
  163. mash: bot. Fasulye.
  164. mashaq: Çorba, karmakarışıklık.
  165. mashiqen: r.f. ağ. bk. chaqmaq qent.
  166. mashildash: Sesli sesli burnundan soluma.
  167. mashildimaq: Sesli sesli burnundan solumak.
  168. mashina: r. Makine. Tikish mashinisi – Dikiş makinesi. Kiyim yuyush mashinisi – Çamaşır makinesi.
  169. mashine: r. ağ. bk. mashina.
  170. mashinichi: r.u. Terzi, dikişçi.
  171. mashinilashqan: r.u. Makineleşmiş.
  172. mashinilashmaq: r.u. Makineleşmek.
  173. mashinilashturmaq: r.u. (mashinilashmaq'tan) Makineleştirmek.
  174. mashinilishish: r.u. Makineleşme.
  175. mashinisazliq: r.u. Makine sanayi; makine endüstri.
  176. mashinistka: r. Daktiloda yazı yazan kimse.
  177. mashireng: u.f. Fasulye rengi, yeşil renk.
  178. mashpochaq: bk. mash.
  179. mashtaq: (mana shundaq) İşte böyle.
  180. mat: a. Mat, yenilme. Mat bolmaq – Mat olmak.
  181. mata: a. El tezgahı ile yapılmış pamuk kumaş.
  182. matal: ağ. bk. sowgha.
  183. matem: a. Matem, yas. Matem tutmaq – Yas tutmak. Matem mejlisi – Yas toplantısı.
  184. matemdar: a.f. Yas halinde. Matemdar bolmaq – Yas tutma halinde olmak.
  185. matématik: r. Matematikçi.
  186. matématika: r. Matematik.
  187. matériyal: r. Materyal, malzeme.
  188. matériyalist: r. Materyalist.
  189. matériyalistik: r. Materyalist. Matériyalistik köz qarash – Materyalist görüş.
  190. matériyalizm: r. Materyalizm. Tarixiy matériyalizm – Tarihî materyalizm.
  191. matériye: r. Madde, özdek.
  192. matros: r. Bahriye eri, deniz askeri.
  193. may: Yağ. Ich may – İç yağı. Béliq méyi – Balık yağı. Chach méyi – Saç yağı. May baghlimaq – Yağlanmak, göbek bağlamak, semirmek. May chalmaq – Yağ düşürmek. May sürkimek – Yağlamak. May qilmaq – Yağh hale getirmek.
  194. May: r. Mayıs, beşinci ay. May bayrimi – Bir Mayıs Bayramı.
  195. maya: Dokurcun, loda.
  196. mayak: r. Deniz feneri.
  197. mayaq: Gübre, hayvan tersliği.
  198. mayaqqa: Bu tarafa.
  199. mayaqlatmaq: (mayaqlimaq'tan) Hayvanı tersletmek.
  200. mayaqlimaq: Terslemek (hayvanlar).
  201. mayaqta: Bu tarafta; işte bu tarafta.
  202. maychéchek: bot. Papatya.
  203. mayda: f. bk. meyde.
  204. maye: f. Ana para, sermaye; bk. sermaye.
  205. maygül: u.f. bot. Düğünçiçeği.
  206. mayil: a. Mail, eğinik, istekli, mütemayil. Mayil bolmaq – Mail olmak.
  207. mayilliq: Mail olma hali, isteklilik.
  208. Mayim-Xan: Mayim Han (eski bir Uygur şarkısının adı).
  209. mayjuwaz: u.f. Yayık, yağ yapımı.
  210. mayka: r. Atlet fanilası, mayo.
  211. maykiliq: r.u. Mayolu. Maykiliq bala – Mayolu çocuk.
  212. mayqacha: Yağ kutusu.
  213. maylamchi: Yağcı.
  214. maylamchiliq: Yağcılık.
  215. maylash: Yağlama.
  216. maylashqan: Yağlanmış; yağlı hale gelmişi.
  217. maylashmaq: Yağlanmak.
  218. maylatquzmaq: bk. maylatmaq.
  219. maylatmaq: (maylimaq'tan) Yağlatmak.
  220. mayligur: Yağlayıcı.
  221. mayliq: Yağlı 2. Peçete, peşkir.
  222. maylimaq: Yağlamak.
  223. maymaq: İğri ayaklı. Tash maymaq – Dış iğri ayaklı. Ich maymaq – İç iğri ayaklı. Maymaq chaq – Çarpık tekerlek.
  224. maymaqlash: Ayaklarını eğerek yürüme.
  225. maymaqliq: Çarpıklık, eğrilik.
  226. maymaqlimaq: Ayaklarını eğerek yürümek.
  227. maymun: Maymun. Maymun yili – Maymun yıh (12 hayvan takviminin dokuzuncusu. Yüzyılımızın 1908, 1920, 1932, 1944, 1956 yıllan maymun yılıdır).
  228. mayna: f. zool. Karaardıç (kuşu).
  229. mayor: r. Binbaşı. Général-mayor – Tuğgeneral.
  230. maysa: Yeşillik, çayır, çimenlik. Shal maysisi – Pirinç filizi.
  231. maysilashmaq: Yeşermek.
  232. maysiz: Yağsız. Maysiz gösh – Yağsız et.
  233. maytuq: İğri bacaklı, paytak, çarpık bacaklı.
  234. maz: Pamuk.
  235. maza: f. Tat, lezzet. Mazisi yoq – Tadı yok.
  236. mazar: f. Mezar.
  237. mazi: ç. ağ. bk. börk.
  238. mazilik: f.u. Tath, lezzetli.
  239. mazisiz: f.u. 1. Tatsız, lezzetsiz 2. Sağlıksız, rahatsız.
  240. mazisizlanmaq: f.u. Rahatsızlanmak, huzursuzlanmak.
  241. mazisizliq: f.u. Hastalıklı hal; tedirginlik.
  242. mazisizlinish: f.u. Rahatsızlanma, huzursuzlanma.
  243. meblegh: a. Sermaye.
  244. meddah: a. Meddah.
  245. medek: Koçan. Qonaq medigi – Mısır koçanı.
  246. meden: a. Maden.
  247. medenchi: a.u. Madenci.
  248. medenshunas: a.f. Mineraloji uzmanı, madenci.
  249. medenshunasliq: a.f.u. Madencilik.
  250. medet: a. Yardım. Medet bermek – Yardım etmek.
  251. medetkar: a.f. Yardımcı.
  252. medetkarliq: a.f.u. Yardımcı olma hali.
  253. medh: a. Medh, övme.
  254. medhilenmek: a.u. Medh edilmek.
  255. medhilesh: a.u. Medh etme, övme.
  256. medhilimek: a.u. Medh etmek, övmek.
  257. medhiye: a. Medhiye. Medhiye oqumaq – Medhiye okumak.
  258. medikachi: f.u. ağ. bk. merdikar.
  259. mediniy: a. Medeni. Mediniy xelqler – Medeni halklar.
  260. mediniy-maarip: a. Kültür ve eğitim.
  261. mediniyet: a. Medeniyet. Mediniyet almashturush – Medeniyet alış verişi.
  262. mediniyetlik: a.u. Medeniyetli.
  263. mediniyetsiz: a.u. Medeniyetsiz.
  264. mediniyetsizlik: a.u. Medeniyetsizlik.
  265. mediniyleshmek: a.u. Medenileşmek.
  266. mediniyleshtürmek: a.u. (mediniyleshmek'ten) Medenileştirmek.
  267. mediniyleshtürüsh: a.u. Medenileştirme.
  268. mediniylik: a.u. Medeni olma hali.
  269. mediniylishish: a.u. Medenileşme.
  270. medrise: a. Medrese.
  271. meger: f. Eğer.
  272. meghlubiyet: a. Mağlûbiyet, yenilgi. Meghlubiyetke uchrimaq – Yenilgiye uğramak.
  273. meghlubiyetchi: a.u. Yenilgi taraftarı.
  274. meghlubiyetchilik: a.u. Yenilgi taraftarlığı.
  275. meghlup: a. Mağlup, yenilmiş. Meghlup bolmaq – Mağlup olmak.
  276. meghrip: a. Batı.
  277. meghrul: bk. meghrur.
  278. meghrur: a. Mağrur, kibirli, övüngen.
  279. meghrurane: a.f. Mağrurane.
  280. meghrurlanmaq: a.u. Mağrurlanmak.
  281. meghrurluq: a.u. Mağrurluk.
  282. mehbube: a. Sevgili, göz bebeği.
  283. mehbup: a. Sevgili, göz bebeği.
  284. mehbus: a. Mahpus, tutuklu.
  285. mehel: a. 1. Zaman, an 2. Yer, durak 3. Kez, kere, defa.
  286. mehelle: a. Mahalle.
  287. mehellidash: a.u. Aynı mahalleden.
  288. mehellidashlik: a.u. Aynı mahalleden olma hali.
  289. mehellilik: a.u. Mahalleli. Bir mehellilik – Aynı mahalleden.
  290. mehelliwaz: a.f. Mahallecilik; kendi mahallesini tutan.
  291. mehelliwazliq: a.f.u. Kendi mahallesinin taraftarlığı.
  292. mehelliy: a.f.u. Mahallî, yöresel, yerli. Mehelliy ishlepchiqirish – Yöresel üretim.
  293. mehkem: a. Sağlam, dayanıklı. Mehkem qilmaq – Dayanıklı yapmak.
  294. mehkemlenmek: a.u. Sağlamlaşmak, dayanıklı hale gelmek.
  295. mehkemlesh: a.u. Sağlamlaştırma.
  296. mehkemletmek: a.u. (mehkemlimek'ten) Dayanıklı hale getirtmek.
  297. mehkemlik: a.u. Sağlamlık, dayanıklılık.
  298. mehkemlimek: a.u. Sağlamlaştırmak; dayanıklı hale getirmek.
  299. mehkemlitish: a.u. Dayanıklı hale getirtme.
  300. mehkime: a. Mahkeme.
  301. mehkum: a. Mahkum, tutsak, esir. Mehkum bolmaq – Mahkum olmak. Mehkum qilmaq – Mahkum etmek.
  302. mehkumlik: a.u. Mahkumluk, esirlik.
  303. mehr: a. Çeyiz.
  304. mehrep: a. Mihrap.
  305. mehrum: Mahrum, yoksun. Mehrum bolmaq – Mahrum olmak. Mehrum qilmaq – Mahrum etmek.
  306. mehrumchiliq: a.u. Yoksulluk; bk. mehrumliq.
  307. mehrumliq: a.u.Yoksulluk.
  308. mehsul: a. Ürün, mahsul.
  309. mehsulat: a. Ürün. Yéza égiligi mehsulati – Çiftçilik ürünü. Qol hüniri mehsulati – El sanatı ürünü.
  310. mehsuldar: a.f. Verimli, ürünü çok. Mehsuldar qoy nesli – Verimli koyun nesli.
  311. mehsuldarliq: a.f.u. Verimlilik.
  312. mehu: a. Kırma, imha, öldürme, yok etme. Mehu qilmaq – Yok etmek.
  313. mexbus: a. Mahpus, tutsak.
  314. mexbuslik: a.u. Mahpusluk, tutlsaklık.
  315. mexluq: a. Mahluk.
  316. mexluqat: a. Mahlûkat.
  317. mexmel: a. Kadife.
  318. mexmelgül: a.f. bot. Yıldız çiçeği, dalya.
  319. mexpiy: a. Gizli, saklı. Mexpiy ish – Gizli işi.
  320. mexpiyet: a. Gizlilik.
  321. mexpiyetlik: a.u. Gizlilik. Dölet mexpiyetligini saqlash – Millî güvenliğe ait gizliliği korumak.
  322. mexrej: mat. Payda. Umumiy mexrejge keltürüsh – Paydalan eşitleme.
  323. mexset: a. Amaç, maksat. Mexsetke érishmek – Amaca ulaşmak.
  324. mexsetsiz: a.u. Amaçsız.
  325. mexsetsizlik: a.u. Amaçsızlık.
  326. mexsus: a. Mahsus, özel.
  327. mexsher: a. Mahşar, kıyamet.
  328. mextep: a. ağ. bk. mektep.
  329. mexzum: a. Molla oğlu.
  330. meishet: a. Yaşam, ömür, geçim.
  331. mejaz: a. Alegori; bk. kinaye.
  332. mejaziy: a. Mecazî.
  333. mejbur: a. Mecbur, zorunlu. Mejbur bolmaq – Mecbur olmak.
  334. mejburen: a. Mecburen, zorla.
  335. mejburiy: a. Mecburî, zorunlu. Mejburiy ish – Zorunlu iş.
  336. mejburiyet: a. Mecburiyet. Herbiy mejburiyet – Askerî mecburiyet.
  337. mejburlesh: a.u. Zorlama.
  338. mejburlimek: a.u. Zorlamak.
  339. mejhul: a. Meçhul, bilinmeyen.
  340. mejlis: a. Meclis, toplantı. Umumiy mejlis – Genel toplantı.
  341. mejliswaz: a.f. Toplantı yapmayı seven.
  342. mejliswazliq: a.f. u. Toplantı yapmayı sevme hali.
  343. mejmue: a. Dergi, mecmua.
  344. mejmui: a. Toplam, hepsi. Mejmui yüz som – Toplam yüz lira.
  345. mejnun: a. Mecnun. 1. Çılgın, deli 2. Fena halde aşık 3. Leyla adında bir kıza aşkıyla tanınmış Doğu Edebiyatının pek ünlü kahramanı.
  346. mejnuntal: bot. dallan aşağı sallanmış bir tür söğüt.
  347. mejruh: a. Mecruh, yaralı. Mejruh bolmaq – Mecruh olmak.
  348. mejrun: ağ. bk. mejnun.
  349. mejun: a. Afyon.
  350. mejüj: Yejüj Mejüj – Yecüc Mecuc.
  351. mejüsiy: a. Putperest.
  352. mejüsiylik: a.u. Putperestlik.
  353. mekichamghu: ağ. Patates; bk. yangyu.
  354. mekir: a. Kurnaz, hilekâr.
  355. mekirlik: a.u. Hileli.
  356. mekirsiz: a.u. Hilesiz.
  357. mekkar: a. Hilekâr, kurnaz.
  358. mekkarliq: a.u. Hilekârlık, kurnazlık.
  359. Mekke: Mekke. Mekke toxuri – Bir tavuk türü.
  360. mekkem: a. bk. mehkem.
  361. mekroh: a. din. Mekruh.
  362. mektep: a. Mektep, okul. Siyasiy mektep – Siyasî okul.
  363. mektepdash: a.u. Okul arkadaşı.
  364. mektepdashliq: a.u. Okul arkadaşlığı. U mektepdashliq qildi – O okul arkadaşlığı yaptı.
  365. meqbere: a. kit. Mozole, türbe, anıtmezar.
  366. meqbul: a. Makbul, geçer, uygun, kabul, edilebilir.
  367. mel: a. bk. mehel.
  368. mel'un: a. din. Melun, lanetli, günahlı.
  369. melal: a. Rahatsız, engel, zorlu, zahmet. Sizge melal bolmisa – Size zahmet olmazsa.
  370. melamet: a. Tekdir, ayıplama, kötüleme.
  371. melametlik: a.u. İftira, iftiracılık.
  372. meles: Bulama, batırma, daldırma.
  373. melik: a. tar. Hükümdar, padişah, kral.
  374. melike: a. Melike, kraliçe.
  375. mellireng: u.f. Sarı.
  376. melum: a. Malum, belli. Melum bolmaq – Belli olmak. Melum qilmaq – Belirtmek, açıklamak, ihbar etmek.
  377. melumat: a. Bilgi. Élinghan melumatlargha qarighanda – Alınmış bilgilere göre. Melumat bermek – Bilgi vermek.
  378. melumatliq: a.u. Bilgili, okumuşlu.
  379. melumatsiz: a.u. Bilgisiz, cahil.
  380. melumatsizliq: a.u. Bilgisizlik, cahillik.
  381. melumlesh: a.u. Belirtme, haber verme, haberdar etme.
  382. melumlimek: a.u. Belirtmek, haber vermek, haberdar etmek.
  383. memidane: f. Demagog, atıp tutmacı, atıp tutan.
  384. memidanliq: f.u. Demagogluk, atıp tutanlık.
  385. memnu: a. Memnu, yasaklanmış, men edilmiş.
  386. memnun: a. Memnun. Memnun bolmaq – Memnun olmak. Memnun qilmaq – Memnun etmek.
  387. memnuniyet: a. Memnuniyet, sevinç.
  388. memnuniyetlik: a.u. Sevinme hali; memnun olma hali.
  389. memuriy: a. İdarî. Memuriy merkez – İdarî merkez. Memuriy yol bilen – İdarî yol ile.
  390. memuriyet: a. Müdüriyet; yönetim kurulu.
  391. memuriyetchilik: a.u. Kırtasi usullerle idare.
  392. men: Ben. Manga – Bana. Méni – Beni. Mende – Bende. Mendin – Benden. Méning kitabim – Benim kitabım. Bu kitap méningki – Bu kitap benimki. Menmu – Ben de. Menla – Sadece ben. Menchu? – Ya ben?
  393. men'iy: a. Yasak, menetmek, yasaklamak.
  394. mena: a. bk. mene.
  395. menbe: a. Menba, kaynak. Su menbeliri – Su kaynaklan.
  396. menchenan: ağ. Kaplumbağa, tosbağa; bk. tashpaqa.
  397. mene: a. Mana, anlam. Sözining menisi yoq – Sözünün anlamı yok. Buningdin mena chiqmaydu – Bundan anlam çıkmaz.
  398. mengdesh: Şaşırma; ne yapacağını bilemeden dengesini kaybetme; uykudan dengesiz bir davranışlar içinde uyanma.
  399. mengdigek: Uyurgezer.
  400. mengdigenlik: Uyurgezerlik.
  401. mengdigüch: Uyur gezer; bk. mengdigek.
  402. mengdimek: Şaşırmak; ne yapacağım bilemeden dengesini kaybetmek; uykudan dengesiz bir davranışlar içinde uyanmak.
  403. menge: ağ. Konu, mevzu.
  404. menggen: ç. Buğday sapı.
  405. menggü: Ebedî, sonsuz. Menggüge – Sonsuza kadar.
  406. menggülükke: bk. menggü.
  407. mengiz: ç. bk. mengza.
  408. mengleshken: Küflenmiş.
  409. mengleshmek: Küflenmek.
  410. menglishish: Küflenme.
  411. mengresh: ağ. bk. meresh.
  412. mengza: ç. Yüz, çehre, sima.
  413. menidar: a.f. Manalı, anlamlı.
  414. menidarliq: a.f.u. Manalılık, anlamlılık.
  415. menidash: a.u. Anlamdaş, eş anlamlı.
  416. menidashliq: a.f.u. Anlamdaşlık, eş anlamlılık.
  417. menilik: a.u. Manalı, anlamlı. Chungqur menilik qarash – Derin manalı bakış. Bir-birige menilik qarashti – Birbirine anlamlı bir şekilde baktılar. Teng menilik – Eş anlamlı. Menilik söz – Anlamlı söz. Köp menilik gep – Çok manalı söz.
  418. menisiz: a.u. Manasız, anlamsız.
  419. menisizlik: a.u. Manasızlık, anlamsızlık.
  420. meniwiy: a. Manevî.
  421. meniy: a. bk. mana.
  422. menjang: ç. Aşçı.
  423. menjangliq: ç.u. Aşçılık.
  424. Menju: ç. Mançu.
  425. menmen: Kibirli, mağrur, yüksekten bakan, küstah.
  426. menmenchi: Bencil, egoist.
  427. menmenchilik: bk. menmenlik.
  428. menmenlik: Bencillik, egoistlik.
  429. menpeet: a. Menfaat, çıkar, fayda.
  430. menpeetdar: a.f. Menfaatti; çıkan olan.
  431. menpeetlik: a.u. Menfaatti, faydalı.
  432. menpeetperest: a.f. Çıkarcı, menfaatperest.
  433. menpeetperestlik: a.f.u. Çıkarcılık, menfaatperestlik.
  434. menpeetsiz: a.u. Menfaatsız, faydasız.
  435. menpeetsizlik: a.u. Menfaatsızlık, faydasızlık.
  436. menper: ç. Çorba.
  437. mensep: a. Mansıb, rütbe, makam, mevki.
  438. mensepdar: a.f. Makam sahibi, mevki sahibi.
  439. mensepdarliq: a.f.u. Makam sahipliği, mevki sahipliği.
  440. mensepxor: a.f. bk. mensepperest.
  441. mensepxorluq: a.f.u. bk. mensepperestlik.
  442. menseplik: a.u. Makam sahibi. Yuquri menseplik adem – Yüksek mevkili adam.
  443. mensepperest: a.f. Makam düşkünü, mevki düşkünü.
  444. mensepperestlik: a.f.u. Makam düşkünlüğü, mevki düşkünlüğü.
  445. mensinmeslik: Hor görmek, sevmemek.
  446. mensitish: Sayma, itibar etme.
  447. mensitmek: Saymak, itibar etmek. U meni mensitmeydu – O bana itibar etmiyor.
  448. mensitmeslik: Hor görmek, saygısızlık.
  449. mensup: a. Mensup, aitlik.
  450. mensuplik: a.f. Aitlik, mensup olma hali.
  451. menshur: a. Prizma, biçme, menşur.
  452. mentang: ç. Makama çorbası.
  453. mentiq: a. Mantık. Sözining mentiqi yoq – Sözünün mantığı yok.
  454. mentiqiy: a. Mantığa ait.
  455. mentiqsiz: a.u. Mantıksız.
  456. mentiqsizliq: a.u. Mantıksızlık.
  457. menzil: a. Durak.
  458. menzire: a. Manzara, görüntü.
  459. menzirilik: a.u. Manzaralı; manzarası iyi olan yer.
  460. mepe: a. Kapalı at arabası.
  461. mepikesh: a.f. Arabacı.
  462. mepikeshlik: a.f.u. Arabacılık.
  463. mepküre: a. Ülkü, fikir, mefkure.
  464. meptun: a. Meftun, büyülü, hayran. Meptun bolmaq – Hayran olmak; büyülenmek.
  465. meptunluq: a.u. Meftunluk; hayranlık; büyülenme hali.
  466. merasim: a. bk. murasim.
  467. merdane: f. Merdane.
  468. merdaniliq: f.u. Mertlik.
  469. merdikar: f. Gündelikçi; gündelikle çalışan işçi.
  470. merdikarliq: f.u. Gündelikçilik; gündelikle çalışan işçi hali.
  471. merdum: f. Göz bebeği. Közümning merdumi – Gözümün göz bebeği.
  472. mere: ağ. Tenha yer, tenhalık.
  473. merem: bk. bayram.
  474. merep: a. ağ. bk. mehrep.
  475. meresh: Meleme.
  476. mereshmek: Meleşmek.
  477. meretmek: (merimek'ten) Meletmek.
  478. merez: a. İrinli yer, çıban.
  479. mergen: Atıcı, okçu, nişancı.
  480. mergenlik: İsabetlilik; gözün keskinliği.
  481. mergimush: f. kim. Arsenik, zırnık, sıçanotu.
  482. merghul: Motif, hava, melodi.
  483. merhemet: a. Merhamet, acıma. Merhemet qilmaq – Merhamet etmek; acımak.
  484. merhemetlik: a.u. Merhametli, acıyan.
  485. merhemetsiz: a.u. Merhametsiz, acımasız.
  486. merhemetsizlik: a.u. Merhametsizlik, acımasızlık.
  487. merhum: a. Merhum, Tanrı rahmetine erişen.
  488. merhume: a. Merhume, Tanrı rahmetine erişen kadın.
  489. merigüs: zool. Küçük toy kuşu.
  490. merike: a. Merasim. Merike küni – Merasim günü.
  491. merimek: Melemek.
  492. merishish: Meleşme.
  493. meritish: Meletme.
  494. meriye: Kuzu kürkü.
  495. merjan: a. 1. Mercan 2. Boncuk.
  496. merkez: a. Merkez. Ilmiy merkez – Bilim merkezi. Sheherning merkizi – Şehrin merkezi.
  497. merkezchilik: a.u. Merkezcilik.
  498. merkezleshmek: a.u. Merkezleşmek.
  499. merkezleshtirmek: a.u. (merkezleshmek'ten) Merkezleştirmek.
  500. merkezlik: a.u. Merkezî.
  501. merkiziy: a.u. Merkezî. Merkiziy komitét – Merkezî komite.
  502. mermer: a. Mermer.
  503. Merrih: a. astr. Mars, Merih, Sakıt.
  504. mersiye: a. Mersiye.
  505. mert: f. Mert. Mert yigit – Mert yiğit.
  506. mertem: a. bk. mertiwe.
  507. mertiwilik: a.u. Dereceli, rütbeli, yüksek, ünlü.
  508. mertlerche: Mertlik ile, merdane. Düshmen'ge qarshi mertlerche küreshti – Düşmana karşı mertlik ile mücadele verdi.
  509. mertlik: f.u. Mertlik. Mertlik körsetmek – Mertlik göstermek.
  510. meruze: a. tar. Konferans, rapor. Meruze qilmaq – Konferans vermek.
  511. merwayit: a. İnci. Merwayit monchighi – İnci boncuğu.
  512. merwayitgül: a.f. bot. inci çiçeği.
  513. mes: f. Sarhoş. Mes halde – Sarhoş halde. Mes bolmaq – Sarhoş olmak. Mes qilmaq – Sarhoş etmek.
  514. mes'ul: a. Mesul, sorumlu. Mes'ul xadim – Sorumlu eleman.
  515. mes'uliyet: a. Mesuliyet, sorumluluk.
  516. mes'uliyetchanliq: Sorumluluk hali.
  517. mes'uliyetlik: a.u. Sorumlu, mesul.
  518. mes'uliyetsiz: a.u. Sorumsuz.
  519. mes'uliyetsizlik: a.u. Sorumsuzluk.
  520. mes'ulluq: a.u. Mesuliyet, sorumluluk.
  521. mesape: a. bk. musape.
  522. meschit: a. Mescit, küçük cami.
  523. mesel: a. 1. Masal 2. Vecize, mesel.
  524. meselchi: a.u. Masalcı, masal yazan.
  525. mesxire: a. Alay, istihza. Mesxire qilmaq – Alay etmek.
  526. mesxirilik: a.u. Alaylı, istihzalı.
  527. mesxiriwaz: a.f. 1. Şakacı, alaycı 2. Eğlendirici, komedyacı, oyuncu.
  528. mesxirichilik: a.u. Alay edilme hali.
  529. mesxush: f. Sarhoşluk. Mesxush bulbuldek – Sarhoş olmuş bülbül gibi.
  530. mesxushluq: f.u. Sarhoşluk.
  531. mesichi: Kunduracı; çizme yapan usta.
  532. mesile: a. Mesele, sorun. Men bu mesilini hel qildim – Ben bu meseleyi hallettim.
  533. mesilen: a. Mesela, misal olarak.
  534. meslek: a. Fikir, düşünce, görüş, gaye, dünya görüşü.
  535. meslekdash: a.u. Hemfikir, ülküdaş.
  536. meslekdashliq: a.u. Hemfikirlik, ülküdaşlık.
  537. mesleksiz: a.u. Gayesiz, düşüncesiz, prensipsiz.
  538. mesleksizlik: a.u. Gayesizlik, düşüncesizlik, prensipsizlik.
  539. meslihet: a. Şura, tavsiye, danışma. Meslihet bermek – Tavsiye etmek. Meslihet kéngishi – İstişare (danışma) şurası.
  540. meslihetchi: a.u. Danışman, tavsiye eden.
  541. meslihetleshmek: a.u. Danışmak, istişare etmek.
  542. meslihetlishish: a.u. Danışma, istişare etme.
  543. meslik: f.u. Sarhoşluk.
  544. mesnewiy: a. Mesnevi.
  545. mestane: f. 1. Sarhoş gibi 2. Büyülü, sihirli.
  546. Mestaneyari: f. Bir Uygur halk şarkısının adı.
  547. mesume: a. 1. Suçsuz, masum 2. Bakir, temiz.
  548. mesumilik: a.u. 1. Suçsuzluk, masumluk 2. Bakirlik,temizlik.
  549. mewhum: a. Soyut, mücerret. Mewhum chüshenche – Soyut fikir.
  550. mewjudat: a. Bütün varlık.
  551. mewjudiyet: a. Mevcudiyet, varlık.
  552. mewjut: a. Mevcudiyet, varlık.
  553. mewqe: a. Mevki, tutum. Düshmenlik mewqeside turmaq – Düşmanlık tutumunu takınmak.
  554. mewsum: a. Mevsim, sezon.
  555. mewsumlik: a.u. Mevsimlik, sezonluk. Mewsumlik ish – Mevsimlik iş.
  556. mewzu: a. Konu, başlık.
  557. mesh: r. Soba.
  558. meshchi: r.u. Sobacı.
  559. meshede: (mana shu yerde) Burada.
  560. meshedin: (mana shu yerdin) Buradan.
  561. meshege: (mana shu yerge) Buraya.
  562. mesheqqet: a. bk. musheqqet.
  563. meshel: a. Fener, aydınlatıcı. Meshel boldung yolumgha – Yolumu aydınlatan fener oldun.
  564. meshghul: a. Meşgul. Meshghul bolmaq – Meşgul olmak. Meshghul qilmaq – Meşgul etmek.
  565. meshghulat: a. İş güç, meşguliyet, meşgale.
  566. meshghulatchi: a.u. Uğraşan, işi güçü olan, ilgilenen, meşgul olan.
  567. meshghuliyet: a. İş güç, meşguliyet, meşgale.
  568. meshghullanmaq: a.u. İlgilenmek, meşgul olunmak.
  569. meshghulluq: a.u. Meşgul olma hali.
  570. meshhur: a. Meşhur, ünlü. Meshhur bolmaq – Ünlü olmak.
  571. meshhurlik: a.u. Ünlülük, meşhur olma hali.
  572. meshiq: a. Alıştırma, talim, idman, egzersiz. Meshiq qilmaq – Alıştırma yapmak.
  573. meshiqlandurmaq: a.u. Alıştırmak; egzersiz yaptırmak.
  574. meshiqlandurush: a.u. Alıştırma, egzersiz yaptırma.
  575. meshiqlanmaq: a.u. Alıştırma yapmak; kendini alıştırmak.
  576. meshke: Tereyağı.
  577. meshrep: a. 1. Ziyafet, keyif meclisi, şölen 2. Huy, seciye, karakter.
  578. meshriq: a. Doğu. Meshriqtin meghripqiche – Doğudan batıya kadar.
  579. meshriqiy: a. Doğuya ait.
  580. meshuq: a. Sevgili, maşuk. Ashiq-meshuq – Aşk ve maşuk.
  581. meshuqluq: a.u. Sevgili olma hali.
  582. meshut: İpek; bk. yipek.
  583. metbee: a. Basım evi, matbaa.
  584. metbeechi: a.u. Matbaacı.
  585. metbuat: a. Matbaa.
  586. metbuatchi: a.u. Matbaacı.
  587. mey: f. Mey, içki.
  588. meydan: a. Meydan, alan. Urush meydani – Savaş alanı. Ékin meydani – Ekin alanı, tarla.
  589. meydanche: Küçük alan. Balilar meydanchisi – Çocuk parki.
  590. meydanchuq: a.u. bk. meydanche.
  591. meyde-chüyde: f.u. Ufak tefek.
  592. meydilenmek: f.u. Ufalmak, bozulmak.
  593. meydilesh: f.u. Küçültme, ufaltma, bozma.
  594. meydiletmek: f.u. (meydilimek'ten) Küçüklettirmek, bozdurmak, ufalttırmak.
  595. meydilimek: f.u. Ufaltmak, bozmak, küchültmek.
  596. meyede: (mana bu yerde) Burada.
  597. meyege: (mana bu yerge) Buraya.
  598. meyxana: f. Meyhane.
  599. meyxor: f. Alkolik, içki düşkünü.
  600. meyil: a. Meyil. Meyling bolsa – İstersen.
  601. meyli: a.u. Olsun, olur, peki, kabul hoş.
  602. meyliche: a.u. İstediği gibi. U öz meyliche ish qilghan – O kendi isteğine göre iş yapmış.
  603. meymeychi: ç.u. Satıcı, tüccar.
  604. meynet: Pislik, çamur.
  605. meynetchilik: Pislik.
  606. meyperest: f. Alkolik, içki düşkünü.
  607. meyperestlik: f.u. Alkolik olma hali; içki düşkünlüğü.
  608. meyrem: bk. bayram.
  609. meyse: Çizme.
  610. meyüs: a. Yeis, umutsuzluk, meyus. Meyüs bolmaq – Meyus olmak.
  611. meyüsane: a.f. Meyus halde, meyusane.
  612. meyüslenmek: a.u. Meyus olmak, umutsuzlanmak.
  613. meyüslik: a.u. Umutsuzluk.
  614. meyzan: ağ. bk. muselles.
  615. meyzin: a. bk. mezin.
  616. mez'hep: a. Mezhep.
  617. mez'hepchilik: a.u. Sekterlik, bölücülük, ayrılıkçı olma hali. Mez'hepchilik xahishlirigha qarshi küresh – Bölücülüğe karşı savaş (mücadele).
  618. mezgil: a. 1. Duraklama, durak 2. Zaman, an. Mezgilide – Anında. Mezgilidin qalmastin – Zamanı geçirmeden.
  619. mezgillik: f.u. Süreli, geçici.
  620. mezgillik-mezgüsiz: f.u. Vakitli vakitsiz.
  621. mezgilsiz: a.u. Zamansız, vakitsiz.
  622. mezin: a. Müezzin.
  623. mezkur: a. Adı geçen, bahsedilen, bilinen.
  624. mezlum: a. 1. Ezilen, zülüm edilen 2. Kadın.
  625. mezmunen: a. Anlam olarak.
  626. mezmunluq: a.u. Anlamlı.
  627. mezmunsiz: a.u. Anlamsız.
  628. mezmunsizliq: a.u. Anlamsızlık.
  629. mezmut: a. Sağlam, berk, dayanıklı.
  630. mezuran: a. Konu, anlam, mana.
  631. mezze: f. Lezzet, tat. Mezzisi yoq – Tadı yok. Mezze qilmaq – Zevklenmek. Mezzem qéchip turuptu – İyi değilim. Bu ishning mezzisi ketti – Bu işin tadı bitti. Mezzisi qachti – Lezzeti tükendi.
  632. mezzilik: f.u. Lezzetli, zevkli, tatlı.
  633. mezzisiz: f.u. Lezzetsiz, zevksiz, tatsız.
  634. médal: r. Madalya.
  635. médalliq: r.u. Madalyalı.
  636. méde: f. Dişi eşek.
  637. médet: a. bk. medet.
  638. méditsina: r. Tıp. Méditsina instituti – Tıp enstitüsü.
  639. méghiz: f. 1. Çekirdek 2. Esas, öz, ruh. Sözining méghizi yoq – Sözünün esası yok.
  640. méghizliq: f.u. Esaslı, içeriği olan.
  641. méhir: f. 1. Sevgi 2. Dostluk 3. Merhamet, acıma.
  642. méhir-shepqet: Sevgi ve şefkat.
  643. méhirlik: f.u. bk. méhriwanliq.
  644. méhman: f. Konuk, misafir. Méhman bolmaq – Konuk olmak. Méhman qilmaq – Konuk etmek.
  645. méhmandar: f. Konuksever.
  646. méhmandarchiliq: f.u. Konukseverlik.
  647. méhmandarliq: f.u. bk. méhmandarchiliq.
  648. méhmandost: f. bk. méhmandar.
  649. méhmandostluq: f.u. bk. méhmandarchiliq.
  650. méhmanxana: f. 1. Konuk odası 2. Otel.
  651. méhmanlash: Konuk olma.
  652. méhmanliq: f.u. Konuklu. Mémanliqqa keldim – Konuk olmaya geldim.
  653. méhmanlimaq: f.u. Konuk olmak.
  654. méhnet: a. Emek, iş. Méhnet küni – Emek günü; çalışma günü; iş günü. Méhnet qilmaq – Emek vermek; çalışmak.
  655. méhnetchan: a.u. Çalışkan.
  656. méhnetchanliq: a.u. Çalışkanlık.
  657. méhnetchi: a.u. Çalışan, işçi, emek veren, emekçi.
  658. méhnetkesh: a.f. Emekçi, çalışan.
  659. méhnetkeshlik: a.f.u. Emekçilik; çalışan adamın hali.
  660. méhnetlik: a.u. Zor, güç, çetin, meşakkatli.
  661. méhnetsüyer: a.u. bk. méhnetchan.
  662. méhnetsüyerlik: a.u. bk. méhnetchanliq.
  663. méhrap: a. Mihrap.
  664. méhri: a. ağ. bk. méhir.
  665. méhriwan: f. Sevecen.
  666. méhriwanliq: f.u. Sevecenlik. Méhriwanliq qilmaq – Sevecenlik yapmak.
  667. méxanik: r. Teknisyen, usta, makine uzmanı.
  668. méxanika: r. Mekanik.
  669. méxanizm: r. Mekanizma.
  670. mékilesh: Teselli verme; avutma; sevindirme.
  671. mékilimek: Teselli vermek; avutmak; sevindirmek.
  672. mékiyan: a. Tavuk; bk. toxu.
  673. Méksikiliq: r.u. Meksikalı.
  674. mélenmek: Batmak, dalmak, bulanmak.
  675. mélichmal: r.a. Tuhafiye.
  676. mélike: a. bk. melike.
  677. mélimek: Bulamak, batırmak, daldırmak.
  678. mélinish: Batma, dalma, bulanma.
  679. mélish: r. bk. mélichmal.
  680. méman: f. bk. méhman.
  681. mémar: a. Mimar.
  682. mémarchiliq: a.u. Mimarlık.
  683. ménge: Beyin. Arka ménge – Arka beyin. Ménge qutisi – Beyin kabı. Qichik méngé – Küçük beyin.
  684. méngish: Yürüme, yürüyüş, gitme. Qeshqerghe méngish aldida – Kaşgar'a gitmek üzere iken. Atliq méngish – At ile gitme.
  685. méngishliq: Rahvan. Méngishliq at – Rahvan at.
  686. méning: Benim.
  687. méningche: Bence, bana göre.
  688. méningchilik: Ben kadar; ben gibi.
  689. méningki: Benimki. U kitap méningki – O kitap benimki.
  690. Ménshéwik: Menşevik.
  691. Ménshéwizm: r. Menşeviklik.
  692. méraj: a. din. Miraç, göğe çıkma. Méraj bayrimi – Miraç gecesi.
  693. mérez: a. bk. merez.
  694. méri: a. ağ. bk. méhir.
  695. métafizik: r. Metafizik.
  696. métafizika: r. bk. métafizik.
  697. métal: r. Metal. Renglik métallar – Renkli metallar.
  698. métallurgiye: r. Maden sanayi.
  699. météorolog: r. Meteoroloji uzmanı.
  700. météorologiye: r. Meteoroloji.
  701. métir: r. Metre.
  702. métirliq: r.u. Metrelik, metreli. Métirliq mal – Metreli mal (kumaş).
  703. métro: r. Metro.
  704. méwe: f. Meyve, yemiş.
  705. méwe-chiwe: f.u. Meyve, yemiş.
  706. méwichilik: f.u. Meyvecilik.
  707. méwilik: f.u. 1. Meyveli 2. Meyve bahçesi, meyvelik.
  708. méye: Beyin, dimağ.
  709. méyip: a. Sakat, yaralı. Méyip qilmaq – Sakat etmek.
  710. méyisiz: Beyinsiz.
  711. méyisizlik: Beyinsizlik.
  712. méyit: a. Ölü.
  713. méyiz: Kuru üzüm.
  714. méyizlik: Kuru üzüm tadında; lezzetli. Méyizlik tamaq – Lezzetli yemek.
  715. mézilik: f.u. bk. mezzilik.
  716. michildatmaq: (michildimaq'tan) Sesli sesli burnundan solatmak.
  717. michildimaq: Sesli sesli burnundan solamak.
  718. midiratmaq: (midirimaq'tan) Kımıldatmak.
  719. midirimaq: Kımıldamak, hareketlenmek.
  720. midirlatmaq: (midirlimaq'tan); bk. midiratmaq.
  721. midirlimaq: bk. midirimaq.
  722. migh-migh: Taklidî ses. Migh-migh qaynimaq – Kaynamak, kaynaşmak, bol olmak.
  723. mighildash: Kaynaşma, bol olma.
  724. mighildimaq: Kaynaşmak, bol olmak.
  725. mix: f. Çivi. Burma mix – Vida. Mix qaqmaq – Çivi çakmak.
  726. mixchi: f.u. Çivici.
  727. mixlanmaq: f.u. Çivilenmek.
  728. mixlatmaq: f.u. (mixlimaq'tan) Çivi çaktırmak.
  729. mixlawetmek: Çivileyivermek; çivi çakıvermek.
  730. mixlaghliq: f.u. Çivilenmiş.
  731. mixlash: Çivileme.
  732. mixlimaq: Çivilemek, çivi çakmak.
  733. mixraza: f. ağ. Makas, sındı.
  734. mijez: a. 1. Mecaz, karakter 2. Keyif, sıhhat, sağlık. Mijezingiz yoqmu? – Keyfiniz yok mu?
  735. mijighdash: Ezme, mıncıklama, çiğneme.
  736. mijighdimaq: Ezmek, mıncıklamak, çiğnemek.
  737. mijighlimaq: bk. mijighdimaq.
  738. mijiq: Ezik. U uning mijighini chiqiriwetti – O onu ezdi.
  739. mijilash: bk. mijighdash.
  740. mijilish: Ezilme, mıncıklanma.
  741. mijilmaq: Ezilmek, mıncıklanmak.
  742. mijimaq: Ezmek, mıncıklamak.
  743. mijish: Ezme, mıncıklama.
  744. mikri: a. Kurnazlık.
  745. mikrobiolog: r. Mikrobiyoloji uzmanı.
  746. mikrobiologiye: r. Mikrobiyoloji.
  747. mikrofon: r. Mikrofon.
  748. mikrop: r. Mikrop.
  749. mikropluq: r.u. Mikroplu.
  750. mikroskop: r. Mikroskop.
  751. miktar: a. bk. miqdar.
  752. mikyas: a. Ölçek, mikyas.
  753. miq: f. bk. mix.
  754. miqdar: a. Miktar, nicelik. Köp miqdarda – Çok miktarda.
  755. miqimlash: Basma, sıkma.
  756. miqimlimaq: Basmak, sıkmak.
  757. milad: a. Milât. Miladdin ilgiri – Milâttan önce.
  758. miladiy: a. Milâdî.
  759. milenmek: Bulanmak.
  760. milesh: Bulama, batırma 2. Kirletme.
  761. miliklimek: Okşamak, sıvazlamak.
  762. milimek: Bulamak, batırmak 2. Kirle; mek.
  763. milishletmek: Kirletmek, pisletmek, lekelemek, bulaştırmak.
  764. militarist: r. Militarist.
  765. militarizm: r. Militarizm.
  766. militsiye: r. Milis.
  767. miljing: Yavaş, eli ağır, ağır adam 2. Homurdanıp duran.
  768. miljingliq: Yavaşlık, eli ağırlık, beceriksizlik. Miljingliq qilmaq – Beceriksizlik etmek.
  769. miljinglimaq: Beceriksiz olmak.
  770. millet: a. Millet, ulus. Birleshken Milletler Teshkilati – Birleşmiş Milletler (B.M). Az sanliq milletler – Azınlıklar.
  771. milletchi: a.u. Milliyetçi, ulusçu.
  772. milletchilik: a.u. Milliyetçilik, ulusçuluk.
  773. milletlik: a.u. Milletli, uluslu. Köp milletlik – Çok uluslu. Köp milletlik dölet – Çok uluslu devlet.
  774. milletperwer: a.f. Milliytçi, ulusçu.
  775. milletperwerlik: a.f.u. Milliyetçilik, ulusçuluk. Erep milletperwerligi – Arap milliyetçiliği.
  776. milligram: r. Miligram.
  777. millimétir: r. Millimetre.
  778. milliy: a. Millî, ulusal. Milliy til – Millî dil, ulusal dil. Milliy mediniyet – Millî medeniyet (kültür).
  779. milliyleshmek: a.u. Millileşmek.
  780. milliyleshtürmek: a.u. Millileştirmek.
  781. miltiq: Tüfek. Miltiq dorisi – Barut. Miltiq oqi – Tüfek mermisi.
  782. milyard: r. Milyar.
  783. milyardchi: r.u. Milyarder.
  784. milyon: r. Milyon.
  785. milyonchi: r.u. Milyoner.
  786. milyonér: r. bk. milyonchi.
  787. milyonlighan: r.u. Milyonlarca.
  788. milyonluq: r.u. Milyonluk.
  789. miman: f. bk. méhman.
  790. min'geshmek: Atın sırtına ikinci bir adamın binmesi.
  791. min'geshtürmek: (min'geshmek'ten) Atın sırtına ikinci bir adamı bindirmek.
  792. min'gishish: bk. min'geshmek.
  793. min'güzmek: bk. mindürmek.
  794. mina: r. Mayın.
  795. mindürmek: (minmek'ten) Bindirmek.
  796. mindürüsh: Bindirme.
  797. minez: a. Karakter, buy. Minezi yaman – Karaktersiz, huysuz.
  798. minéral: r. Mineral, maden.
  799. minérallik: Madenî gubrŞ).
  800. minéralliq: r.u. Madenî.
  801. minéralogiye: r. Mineraloji.
  802. ming: Bin. Ming bir süpetlik – Bin bir vasıflı (çok vasıflı).
  803. mingbégi: tar. Binbeyi; kaymakam.
  804. mingghildatmaq: (mingghildimaq'tan) Mırıldatmak.
  805. mingghildimaq: Mırıldamak, mırıldanmak.
  806. minginchi: Bininci.
  807. mingisiz: Beyinsiz.
  808. minglap: Biner biner.
  809. minglighan: Binlerce.
  810. minilimaq: r.u. Mayınlamak.
  811. ministir: r. Bakan. Bash ministir – Baş bakan. Tashqi ishler ministirligi – Dış işleri bakanlığı.
  812. minish: Binme.
  813. minishlik: Binilmeye elverişli. Minishlik at – Binilmeye elverişli at.
  814. minmek: Binmek.
  815. minnet: a. Minnet.
  816. minnetdar: a.f. Minnettar. Sizge minnetdarmen – Size minnettarım.
  817. minnetdarchiliq: a.f.u. Minnettar olma hali.
  818. minnetdarliq: a.f.u. bk. minnetdarchiliq.
  819. minonos: r. Torpido.
  820. minut: r. Dakika. On minut ötkende – On dakika geçtiğinde.
  821. minutluq: r.u. Dakikalık.
  822. mirap: a.f. Eski feodal sistemde sulama işlerinden sorumlu kimse.
  823. mirapliq: a.f.u. Eski feodal sistemde sulama işlerinden sorumlu kimsenin işleri.
  824. miras: a. Miras. Miras almaq – Miras almak.
  825. mirasxor: a.f. Mirasçı, varis, halef.
  826. mirasxorluq: a.f.u. Mirasçılık, varislik, haleflik.
  827. mirwet: ağ. bk. murwet.
  828. mirza: f. Katip, sekreter, bey.
  829. mis: f. Bakır.
  830. misal: a. Mesela, örnek. Misal keltürmek – Örnek vermek.
  831. misil: a. Misil, benzeyiş, aynılık. Misli körülmigen – Benzeri görülmemiş.
  832. misilchi: Zanaatçı, esnaf.
  833. misilsiz: a.u. Benzersiz, olağanüstü. Misilsiz urush – Benzeri olmayan savaş.
  834. Misirliq: a.u. Mısırlı.
  835. miskechi: f.u. bk. miskin.
  836. misker: f. Bakırcı.
  837. miskerlik: f.u. Bakırcılık.
  838. miskin: a. Miskin.
  839. miskinlik: a.u. Miskinlik.
  840. misqal: a. Zolotnik (4,26 gram ağırlığında bir tartı birimi).
  841. misra: a. Mısra.
  842. Misran: a.f. Mısır'a ait. Misran qilich – Mısır kılıcı.
  843. misrang: Küskü.
  844. missionér: r. Misyoner.
  845. missionérlik: r.u. Misyonerlik.
  846. mish: ağ. bk. möshük.
  847. mish-mish: Söylenti, rivayet. Mish-mish paranglar – Söylentiler. Mish-mish söz – Rivayet.
  848. mishchan: r. Görgüsüz, dar kafalı.
  849. mishchanliq: r.u. Görgüsüzlük, dar kafalılık.
  850. mishiq: Sümük.
  851. mishqap: f. Sucu, su taşıyıcısı.
  852. mishqarmaq: Sümkürmek.
  853. mishqartmaq: (mishqarmaq'tan) Sümkürtmek.
  854. mishqirish: Sümkürme.
  855. mitang: ç. Pirinç çorbası.
  856. miyawlashmaq: Miyavlaşmak.
  857. miyawlatmaq: (miyawlimaq'tan) Miyavlatmak.
  858. miyawlimaq: Miyavlamak.
  859. miye: bk. ménge.
  860. miyiq: Bıyık.
  861. miyiqliq: Bıyıklı.
  862. Mizan: a. astr. Terazi.
  863. mobi: ç. Yağlı boya fırçası.
  864. moden'gül: ç.f. bot. Şakayık (çiçeği).
  865. mogu: ç. Mantar. Zeherlik mogu – Zehirli mantar.
  866. Moghal: ağ. bk. Mungghul.
  867. moxo: bk. maxaw.
  868. mojudiyet: a. Mevcudiyet, varlık.
  869. mojuqlash: ağ. bk. mijighdash.
  870. mojuqlimaq: ağ. bk. mijighdimaq.
  871. moka: Mekik, masura.
  872. mokla: Becerikli, eli uz, mahir, usta.
  873. mol: Bol, çok. Mol hosul – Bol ürün.
  874. molchiliq: Bolluk, çokluk, bereket, refah. Molchiliqta yashimaq – Refah içinde yaşamak.
  875. Moldawan: Moldavyalı. Moldawan xelqi – Moldavyalı halk. Moldawan tili – Moldavya dili.
  876. moldoz: ağ. bk. mozdoz.
  877. molékula: r. Molekül.
  878. molja: bk. mölcher.
  879. moljallimaq: bk. mölcherlimek.
  880. molla: f. 1. Molla 2. Bilgin, hoca, okumuştu.
  881. mollaq: a. Perende.
  882. mollaqchi: a.u. Akrobat, cambaz.
  883. molliliq: f.u. Bilginlik, okumuşluk.
  884. molluq: Bolluk, refah. Molluqta yashaymiz – Refah içinde yaşarız.
  885. molun: Yabanî kedi.
  886. mom: f. Mum. Aq mom – Ak mum, beyaz mum. Qara mom – Zift.
  887. momay: bk. moma.
  888. momlanmaq: f.u. Mumlanmak, cilalanmak.
  889. momlash: f.u. Mumlama, cilalama.
  890. momlatmaq: (momlimaq'tan) Mumlatmak, cilalatmak.
  891. momlimaq: f.u. Mumlamak, cilalamak.
  892. momluq: f.u. Mumlu, cilalı.
  893. momlutush: f.u. Mumlatma.
  894. monax: r. Keşiş. Monax bolmaq – Keşiş olmak.
  895. monaxliq: r.u. Keşişlik.
  896. monarxist: r. Monarşi taraftarı.
  897. monarxiye: r. Monarşi.
  898. monarxiyilik: r.u. Monarşi. Monarxiyilik dölet – Monarşi devlet.
  899. monarxizm: r. Monarşi taraftarlığı.
  900. monastir: r. Manastır, keşişhane.
  901. moncha: Banyo, hamam.
  902. monchaq: Boncuk, gerdanlık.
  903. monis: a. Sırdaş.
  904. monopol: r. Tekel, inhisar. Monopol hoquq – Tekel hukuku.
  905. monopolist: r. Tekelci, tekeli altında bulunduran.
  906. monopolistik: r. Tekelcilik.
  907. monopoliye: r. Tekel, inhisar. Monopoliye qilip almaq – Tekeline almak.
  908. monopoliyichi: r.u. Tekelci.
  909. mopang: ç. Değirmen.
  910. mopangchi: ç.u. Değirmenci.
  911. mora: Boyu, baca.
  912. morfologik: r. Morfoloji, morfolojik.
  913. morfologiye: r. Morfoloji.
  914. morlash: Tırmalama.
  915. morlashmaq: Birbirini tırmalamak.
  916. morlatmaq: (morlimaq'tan) Tırmalatmak. Qolumni müshüktin morlutuwaldim – Elimi kediye tırmalattım (istemeyerek).
  917. morlimaq: Tırmalamak.
  918. morliwetmek: Tırmalay a vermek.
  919. morlushush: Birbirini tırmalama.
  920. morochaq: Duvar ocağı.
  921. motor: r. Motor. Motor ishlesh séxi – Motor yapım atölyesi.
  922. motorchi: r.u. Motorcu.
  923. motorlashmaq: r.u. Motorlaşmak.
  924. motorlashturmaq: (motorlashmaq'tan) Motorlaştırmak.
  925. motorluq: r.u. Motorlu. Motorluq qéyiq – Motorlu kayık.
  926. motsiklit: r. Motorsiklet.
  927. motsiklitchi: r.u. Motorsikletçi.
  928. mowut: Çuha.
  929. moy: Kıl, tüy.
  930. moyigungsi: ç. Ticaret şirketi.
  931. moyiyung: ç. Kazak, örme yelek.
  932. moykichi: r.u. Yün temizleme fabrikasının sahibi; fabrikatör.
  933. moylaw: f. Bıyık.
  934. moylawliq: f.u. Bıyıklı.
  935. moylawsiz: f.u. Bıyıksız.
  936. moyluq: Tüylü. Moyluq tére – Tüylü deri. Moyluq haywan – Tüylü hayvan.
  937. moyma: Kuş avlamada kullanılan ilmek tayağı.
  938. moyne: f. Kürk.
  939. moynidoz: f. Kürkçü.
  940. moynidozluq: f.u. Kürkçülük.
  941. moysipit: f. 1. Ağarmış, ak saçlı 2. Yaşlı.
  942. moyul: bot. Kuş kirazı.
  943. moyulluq: Kuş kirazılık.
  944. moyut: bk. mowut.
  945. mozay: Buzağı.
  946. mozaylimaq: Buzağılamak.
  947. mozaywéshi: zool. Falanj.
  948. mozayxana: u.f. Buzağı ağılı.
  949. mozdoz: f. Kunduracı, ayakkabıcı.
  950. mozdozchiliq: f.u. Kunduracılık, ayakkabıcılık.
  951. mozdozluq: f.u. bk. mozdozchiliq.
  952. mozoy: ağ. bk. mozay.
  953. möge: f. ağ. bk. méwe.
  954. möhür: Damga, mühür.
  955. möhürchi: Damgacı, mühürcü.
  956. mökmek: Gizlenmek, saklanmak.
  957. möktürmek: (mökmek'ten) Saklatmak, gizletmek.
  958. möktürüsh: Saklatma, gizletme.
  959. mökü-möküleng: Saklanbaç. Mökü-möküleng oynimaq – Saklanbaç oynamak.
  960. möküshmek: Saklanbaç.
  961. mölcher: Teyelleme, tasarı 2. Nişan alma.
  962. mölcherlenmek: Teyellenmek, tasarlanmak.
  963. mölcherlesh: Tasarlama 2. Nişan alma.
  964. mölcherlimek: Tasarlamak 2. Nişan almak.
  965. möldür: Dolu 2. Şeffaf, saydam, temiz.
  966. möldür-möldür: Damla damla.
  967. möldürlimek: Damlamak. Uning közidin möldürlep yash éqiwatidu – Onun gözünden damla damla yaş akıyor. 2. Şeffaflık, saydamlık, temizlik.
  968. möle: Yük vurma eyeri; bk. chom.
  969. mölüldimek: bk. möldürlimek.
  970. mömün: Sakin, dikkatli, yumuşak, hoş.
  971. mömünlük: Yumuşaklık, sakinlik.
  972. möngdürmek: Çifte attırmak.
  973. möngdürüsh: Çifte attırma.
  974. mönggek: Çifte atan. Mönggek at – Çifte atan at.
  975. mönggeklesh: Çifte atma.
  976. mönggeklimek: Çifte atmak.
  977. möngkügek: bk. mönggek.
  978. möngmek: Çifte atmak.
  979. möngüsh: Çifte atma.
  980. mördar: a.f. tar. Sarayın damga işlerinden sorumlu memuru.
  981. mördarliq: a.f.u. tar. Sarayın damga işlerinden sorumlu memuriyeti.
  982. möresh: bk. meresh.
  983. mörimek: bk. merimek.
  984. mörimes: Uyuşuk, ağır kanlı.
  985. mörimeslik: Cansızlık, uyuşukluk, gevşeklik.
  986. mörüt: Süre, müddet, zaman, vakit, mühlet. Öz mörütide – Zamanında.
  987. möshük: bk. müshük.
  988. möteber: a. bk. mötiwer.
  989. mötidil: a. Ilımlı, mutedil. Mötidil témpératura – Ilık derece, mutedil derece.
  990. mötidillik: a.u. Ilımlılık, mutedillik.
  991. mötiwer: a. Muhterem, itibarlı, saygılı, hatırı sayılır. Mötiwer alim – İtibarlı bilgin.
  992. mötiwerlik: a.u. İtibarlılık, saygılılık.
  993. mu: ç. Tarla ölçü birimi.
  994. -mu: Da, de, bile bağlama edatlarını karşılar. Biz ishleshnimu, oqushnimu yaxshi körümiz – Biz çalışmayı da, okumayı da severiz.
  995. muamile: a. Muamele, ilişki, temas, davranış. Muamile qilmaq – İlişki kurmak. Yumshaq muamile qilish – Hoşgörü ile davranma.
  996. muash: a. bk. maash.
  997. mubada: f. Eğer, ise, şayet.
  998. mubalighe: a. Mübalağa, abartma. Sözümning mubalighisi yoq – Sözümün mübalağası yok.
  999. mubalighilik: a.u. Mübalağalı,jabartılmî|.
  1000. mubalighisiz: a.u. Mübalağasız.
  1001. mubarek: a. Mübarek. Mubarek bolsun! – Mübarek olsun! Kutlu olsun!
  1002. mubareklesh: a.u. Kutlama.
  1003. mubareklimek: a.u. Kutlamak.
  1004. mudaxile: a. Müdahale. Herbiy mudaxile – Askerî müdahale.
  1005. mudaxilichi: a.u. Müdahaleci.
  1006. mudaxilichilik: a.u. Müdahalecilik.
  1007. mudapie: a. Müdafaa, savunma. Mudapie qabiliyiti – Savunma kabiliyeti.
  1008. mudapiichi: a.u. Müdafaacı, savunucu, koruyucu.
  1009. mudapiichilik: a.u. Savunmacılık.
  1010. mudhish: a. Müthiş, dehşetli, korkunç.
  1011. muellim: a. Öğretmen, hoca.
  1012. muellime: a. Hanım öğretmen.
  1013. muellip: a. Müellif, yazar.
  1014. muelliplik: a.u. Müelliflik, yazarlık.
  1015. muemma: a. Muamma.
  1016. muerrix: a. kit. Tarihçi.
  1017. muessese: a. Müessese, kurum.
  1018. mueyyen: a. Muayyen, belli, belirli. Müeyyen tarixiy dewr – Muayyen tarihî devre.
  1019. mueyyenlik: a.u. Muayyenlik, blirlilik.
  1020. muezzin: a. bk. mezin.
  1021. mug: f. Sihirbaz, büyücü, bağıcı.
  1022. mughembér: a. Kurnaz, sinsi.
  1023. mughembérlik: a.u. Kurnazlık, sinsilik. Mughembérlik qilmaq – Kurnazlık etmek.
  1024. muhajir: a. Muhacir.
  1025. muhajirlik: a.u. Muhacirlik, muhacir olma hali.
  1026. muhakime: a. Muhakeme, görüşme. Muhakime qilmaq – Görüşmek, incelemek.
  1027. muhapize: a. bk. muhapizet.
  1028. muhapizet: a. Muhafaza, koruma, himaye, esirgeme. Muhapizet qilmaq – Korumak.
  1029. muhapizetchi: a.u. Muhafız. Muhapizetchi qoshun – Muhafız ordusu.
  1030. muhapizichi: a.u. bk. muhapizetchi.
  1031. muharibe: a. Muharebe, savaş.
  1032. muhasire: a. Muhasara, koşatma.
  1033. muhebbet: a. Muhabbt, sevgi, sevme. Muhebbet baghlimaq – Sevmek, sevişmek.
  1034. muhebbetdash: a.u. Sevgili, dost, aşık.
  1035. muhebbetlik: a.u. Sevecen, sevimli.
  1036. muhebbetname: a.f. Muhabbetname.
  1037. muhebbetsiz: a.u. Muhabbti olmayan, sevgisiz.
  1038. muhebbetsizlik: a.u. Sevgisizlik.
  1039. muheddis: a. Muhaddis, hadis bilgini.
  1040. muherrem: a. Muharrem; Hicri yılının birinci ayı.
  1041. muherrir: a. Muharrir.
  1042. muherrirlik: a.u. Muharrirlik.
  1043. muhim: a. Önemli, mühim. Muhim weqeler bohip ötti – Önemli olaylar geçti.
  1044. muhimlik: a.u. Önemlilik.
  1045. muhit: a. Muhit, çevre.
  1046. muhlet: a. Süre. Muhlitidin burun – Süresinden önce.
  1047. muhletlik: a.u. Süreli. Muhletlik qerz – Süreli borç.
  1048. muhletsiz: a.u. Süresiz.
  1049. muhtaj: a. Muhtaç. Muhtaj bolmaq – Muhtaç olmak.
  1050. muhtajliq: a.u. Muhtaçlık.
  1051. muhterem: a. Muhterem, sayın, saygı değer.
  1052. muhur: bk. möhür.
  1053. muxalip: a. Muhalif, karşın, aykırr.
  1054. muxalipliq: a.u. Muhaliflik, aykırılık.
  1055. muxbir: a. Muhabir, haberci.
  1056. muxbirlik: a.u. Muhabirlik, habercilik.
  1057. muxlis: a. Muhlis.
  1058. muxpi: a. ağ. bk. muxbir.
  1059. muxtar: a. Muhtar, pzerk.
  1060. muxtariyet: a. Muhtariyet, özerklik.
  1061. muxtariyetchi: a.u. Muhtariyet taraftan.
  1062. muxtariyetlik: a.u. Muhtariyetli, özerki olan.
  1063. mujang: ç. Dülger, doğramacı.
  1064. mujize: a. Mucize, tansık.
  1065. mujizilik: a.u. Mucizeli.
  1066. mujulmaq: Kemirilmek, ezilmek, zedelenmek.
  1067. mujumaq: Kemirmek, ezmek, zedelemek.
  1068. mujush: Kemirme, ezme, zedeleme.
  1069. mujutmaq: (mujumaq'tan) Kemirtmek, ezdirmek, kırdırmak, zedeletmek.
  1070. mujutush: Kemirtme, ezdirme, kırdırma, zedeletme.
  1071. mukapat: a. Mükafat. Mukapat bermek – Mükafat vermek.
  1072. mukapatlanmaq: a.u. Mükafatlanmak.
  1073. mukapatlash: a.u. Mukafatlama.
  1074. mukapatlimaq: a.u. Mukafatlamak.
  1075. mukapatlinish: a.u. Mükafatlanma.
  1076. mukawilash: a.u. Ciltleme.
  1077. mukemmel: a. Mükemmel, eksiksiz, tam. U töt tilni mukemmel bilidu – O dört dili mükemml bilir.
  1078. mukemmelleshmek: a.u. Eksiksiz olmak; mükemmel hale gelmek.
  1079. mukemmelleshtürmek: a.u. (mukemmelleshmek'ten) Eksiksiz hale getirmek.
  1080. mukemmelleshtürülmek: a.u. Eksiksiz hale getirilmek.
  1081. mukemmellik: a.u. Mükemmellik; tam olma hali.
  1082. muqam: a. Motif, hava, melodi. On ikki Muqam – On iki Motif.
  1083. muqawa: a. Ciltleme, cilt kapağı.
  1084. muqawichi: a.u.Ciltçi.
  1085. muqawilanmaq: a.u. Ciltlenmek.
  1086. muqawilatquzmaq: a.u. bk. muqawilatmaq.
  1087. muqawilatmaq: a.u. (muqawilimaq'tan) Ciltletmek.
  1088. muqawilimaq: a.u. Ciltlemek.
  1089. muqeddem: a. Mukaddem, daha önce.
  1090. muqeddes: a. Mukaddes, kutsal, kutlu.
  1091. muqeddeslik: a.u. Mukaddes olma hali; kutlu olma hali.
  1092. muqeddime: a. Mukaddeme, önsöz.
  1093. muqerrer: a. Mukarrer, şüphesiz, kesin.
  1094. muqim: a. 1. Oturan 2. Daima, aralıksız, sabit.
  1095. muqimlashmaq: a.u. Sabitleşmek.
  1096. muqimlashturmaq: a.u. Sabitleştirmek. Mal bahasini muqimlashturmaq – Mal fiyatını sabitleştirmek.
  1097. muqsan: a. bk. nuqsan.
  1098. mulahize: a. Mülahaza.
  1099. mulaqet: a. tar. Mülakat.
  1100. mulayim: a. Mülayim, müşfik, şefkatli, şevecep, latif, okşayıcı, yumuşak. Mulayim tagh shamili – Okşayıcı dağ rüzgarı.
  1101. mulayimane: a.f. Sevecen halde; okşayıcı bir şekilde.
  1102. mulayimlashmaq: a.u. Müşfik olmak; şefkatli olmak; sevecen olmak; yumuşak olmak.
  1103. mulayimlik: a.u. Müşfiklik, şefkatlilik, sevecenlik, latiflik, okşayıcılık, yumuşaklık.
  1104. muluq: ç.u. Besh muluq yer – Beş my ölçümündeki yer; beş mulu yer.
  1105. mulun: ağ. Yabani kedi, yaban kedisi.
  1106. mumkin: a. Mümkün. Mumkinmu? – Mümkün mü? Mumkin keder – Mümkün olduğu kadar.
  1107. mumkinchilik: a.u. Mümkün olma hali.
  1108. mumkinlik: a.u. bk. mumkinchilik.
  1109. munadi: a. Tellal, münadi.
  1110. munajat: din. Münacat munajat qilmaq münacat etmek.
  1111. munaqi: a. Bir tür üzüm.
  1112. munapiq: a. Münafık.
  1113. munapiqliq: a.u. Münafıklık. Munapiqliq qilmaq – Münafıklık etmek.
  1114. munar: a. bk. munare.
  1115. munare: a. Minare. Xatire munarisi – Anıt kulesi.
  1116. munasibetlik: a.u. Alakalı, ilgili, ilişkisi olan. Munasibetlik ademler – İlgili adamler.
  1117. munasip: a. Münasip, uygun.
  1118. munasiplik: a.u. Münasip olma hali; uygunluk.
  1119. munasiwet: a. Münasebet, alaka, ilişki.
  1120. munasse: ağ. bk. muresse.
  1121. munayim: a. bk. mulayim.
  1122. munazire: a. Münazara. Munazire qilmaq – Münazara etmek.
  1123. munazirilik: a.u. Münazaralı.
  1124. munber: a. Minber.
  1125. muncha: bk. moncha.
  1126. munchaq: bk. monchaq.
  1127. munche: Kadar, şu kadar. Bir munche – Birçok. Munche köp – Bu kadar çok.
  1128. munchila: Bu kadar.
  1129. munchilik: bk. munchila.
  1130. munchiwala: bk. munchila.
  1131. mundaq: Böyle.
  1132. mundaqche: Böylesine.
  1133. mundaqta: Böyle olduğu halde.
  1134. mundin: Bundan. Mundin burunqi – Bundan önceki. Mundin kéyinki – Bundan sonraki.
  1135. munejjim: a. Müneccim, astrolog.
  1136. munewwer: a. Münevver, aydın, okumuş.
  1137. munewwerlik: a.u. Münevverlik, okumuşluk.
  1138. mung: Keder, hüzün, elem, üzüntü.
  1139. mung-zar: u.f. Keder ve ağıt.
  1140. munga: ağ. bk. mununggha.
  1141. mungdash: Sırdaş, yakın dost.
  1142. mungdashliq: Sırdaşlık.
  1143. mungdashmaq: Sırlaşmak, dertleşmek.
  1144. Mungghul: Moğol. Mungghul xelqi – Moğol halkı. Mungghul tili – Moğol dili.
  1145. munglanmaq: Hüzünlenmek, duygulanmak, kederlenmek.
  1146. mungluq: Hüzünlü, duygulu, kederli.
  1147. munglunush: Hüzünlenme, duygulanma, kederlenme.
  1148. muni: bk. bu.
  1149. muning: bk. bu.
  1150. munqeriz: a. Münkariz, çökmüş, çökme. Munqeriz bolmaq – Çökmek, bitmek.
  1151. munqerizlik: a.u. Çökme hali.
  1152. muno: (mana bu) İşte bu.
  1153. muntezir: a. Muntazır, bekleyen, intizar eden.
  1154. muntizim: a. Muntazam, tertipli.
  1155. mununggha: bk. bu.
  1156. mupessel: a. Mufassal, detaylı, ayrıntılı, teferruatlı.
  1157. mupessellik: a.u. Mufassallık, detaylılık.
  1158. mupt: f. Parasız, bedava.
  1159. mupti: a. Müftü.
  1160. muptila: Maruz, meyilli, düşen, düşkün. Muptila bolmaq – Maruz kalmak.
  1161. muptilik: a.u. Müftülük.
  1162. murabba: a. Reçel.
  1163. murajiet: a. Müracaat. Murajiet qilmaq – Müracaat etmek.
  1164. murajietname: a.f. Müracaatname.
  1165. murap: a.f. ağ. Vergi toplayıcı.
  1166. murasim: a. Merasim, tören.
  1167. murat: a. Murat, istek, dilek. Muradim hasil boldi – Muradım hasıl oldu.
  1168. murat-mexset: a. Murat ve amaç.
  1169. murch: Kara biber. Qara murch – Kara biber.
  1170. murda: f. Ceset, ölü.
  1171. murdar: f. Zehirli, kirli.
  1172. murdarliq: f.u. Zehirlilik, kirlilik.
  1173. murebbe: a. Reçel.
  1174. murebbiy: a. Eğitmen, terbiyeci.
  1175. murebbiye: a. Kadın eğitmen, kadın terbiyeci.
  1176. murekkep: a. Mürekkep, karmaşık.
  1177. murekkepleshmek: a.u. Karmaşık hale gelmek; zorlaşmak.
  1178. murekkepleshtürmek: a.u. (murekkepleshmek'ten) Mürekkepleştirmek; karmaşık hale getirmek, zorlaştırmak.
  1179. murekkeptik: a.u. Zorluk; karmaşık hale gelmek; karmaşık olmak.
  1180. muresse: a. Uzlaşma, barışma, ara bulma. Muresse qilmaq – Uzlaşmak, barış; mak.
  1181. muressichi: a.u. Ara bulucu.
  1182. muressichil: a.u. Barışçıl.
  1183. muressichilik: a.u. Ara buluculuk. Muressichilik siyasiti – Barışçıl siyaset.
  1184. muressisiz: a.u. Barışmaz, uzlaşmaz.
  1185. murq: f. 1. Kuş 2. Tavuk.
  1186. murun: ağ. bk. burun.
  1187. murwet: a. İnsanlık, insanseverlik.
  1188. murwetsiz: a.u. İnsanlığı yok, sevgisiz, insanseverliği yok.
  1189. musabiqe: a. Müsabaka. Emgek musabiqisi – Emek müsabakası.
  1190. musabiqichi: a.u. Müsabakam, yanşan.
  1191. musabiqilashmaq: a.u. Yanşmak, müsabaka etmek.
  1192. musadire: a. Müsadere. Musadire qilmaq – Müsadere etmek.
  1193. musahibe: a. Görüşme, sohbet, konuşma.
  1194. musape: a. Mesafe, atalık.
  1195. musapilik: a.u. Mesafeli. Uzun musapilik – Uzun mesafeli.
  1196. musapir: a. 1. Yabancı; başka yerden gelen. 2. Seyyah, gezmen, turist, yolcu.
  1197. musapirchilik: a.u. bk. musapirliq.
  1198. musapirxana: a.f. Otel; bk. méhmanxana.
  1199. musapirliq: a.u. 1. Yabancılık 2. Seyyahlık.
  1200. musbet: a. Müspet, pozitif. Musbet san – Müspet sayı.
  1201. muselles: a. Üzüm rakısı; üzüm şarabı.
  1202. mustebit: a. Müstebit.
  1203. mustehkem: a. İstikrarlı, sabit, dayanıklı, sıkı. Mustehkem dostluk – Sabit dostluk.
  1204. mustehkemlesh: a.u. Dayanıklı hale getirme; sabitleştirme.
  1205. mustehkemlik: a.u. Sabitlik, dayanıklılık.
  1206. mustehkemlimek: a.u. Dayanıklı hale getirmek; sabitleştirmek.
  1207. musteqil: a. Müstakil, bağımsız. Musteqil dölet – Bağımsız devlet.
  1208. musteqillik: a.u. Bağımsızlık, egemenlik.
  1209. mustemlike: a. Müstemleke, sömürge.
  1210. mustemlikichi: a.u. Müstemlekeci, sömürgeci.
  1211. mustemlikichilik: a.u. Müstemlekecilik, sömürgecilik.
  1212. mustemlikilik: a.u. Müstemleke olma hali; sömürge olma hali.
  1213. mustesna: Müstesna.
  1214. Musulman: a. Müslüman.
  1215. Musulmanchiliq: a.u. bk. Musulmanliq.
  1216. Musulmanliq: a.u. Müslümanlık.
  1217. Musurman: a. ağ. bk. Musulman.
  1218. musuy: ç. bot. Kaba yonca.
  1219. mush: f. bk. musht.
  1220. mushak: Roket, füze. Mushak atmaq – Roket atmak; roket fırlatmak.
  1221. musheqqet: a. Meşakkat, zorluk, zahmet. Musheqqet chekmek – Zorluk çekmek.
  1222. musheqqetlendürmek: a.u. Zahmete sokmak; zahmte koymak.
  1223. musheqqetlenmek: a.u. Zahmet çekmek.
  1224. musheqqetlik: a.u. Zahmetli.
  1225. musheqqetlimek: a.u. Zahmet vermek.
  1226. musheqqetlinish: a.u. Zahmet çekme.
  1227. musht: f. Yumruk. Mushtlirini tükken halde – Yumruklarını sıkmış halde. Musht yémek – Yumruk yemek.
  1228. mushta: f. Tokmak.
  1229. mushtbazghan: Çekiç.
  1230. mushtek: ağ. bk. musht.
  1231. mushtlash: f.u. Yumruklama.
  1232. mushtlashmaq: f.u. Yumruklaşmak.
  1233. mushtlashturmaq: f.u. (mushtlashmaq'tan) Y umruklaştırmak.
  1234. mushtlimaq: f.u. Yumruklamak.
  1235. mushtlushush: f.u. Yumruklaşma.
  1236. mushtum: f. Yumruk. Mushtum tügmek – Yumruk sıkmak.
  1237. mushtumzor: f.u. 1. Zorba; ancak kendi çıkarını güden adam 2. Köyağası, zengin köylü.
  1238. mushu: (mana shu) İşte şu. Mushular – İşte şunlar. Mushu kün'giche – Şu güne kadar.
  1239. mushukemde: Şu anda.
  1240. mushukemgiche: Şu ana kadar.
  1241. mushunche: (mana shunche) Şu kadar.
  1242. mushundaq: (mana shundaq) İşte şöyle.
  1243. mushuninggha: Şuna, buna.
  1244. mutalie: a. İnceleme, tetkik.
  1245. mutanasip: A Mütenasip, oranlı.
  1246. mutanasipliq: a.u. Mütenasiplik, oranlılık, nisbetlilik.
  1247. mutanasipsiz: a.u. Mütenasipsiz, oransız. nisbetsiz.
  1248. mutexessis: a. Uzman, mütehassıs, usta.
  1249. mutexessisleshmek: a.u. Uzmanlaşmak.
  1250. mutexessislik: a.u. Uzmanlık, ustalık.
  1251. mutekebbur: a. bk. tekebbur.
  1252. mutekebburluq: a.u. bk. tekebburluq.
  1253. mutenasip: a. bk. mutanasip.
  1254. mutqa: ağ. bk. bikargha.
  1255. mutlaq: a. Mutlak, kayıtsız, şartsız. Mutlaq hakimiyet – Mutlak hakimiyet.
  1256. mutlaqchiliq: a.u. Mutlakıyet, saltçılık. Hakim mutlaqchiliq – Diktatörlük.
  1257. muttehem: a. Alçak herif, namussuz.
  1258. muttehemchilik: a.u. Alçaklık, namussuzluk.
  1259. muttehemlik: a.u. bk. muttehemchilik.
  1260. muwapiq: a. Muvafık, uygun, münasip.
  1261. muwapiqliq: a.u. Uygunluk, münasiplik, muvafık olma hali.
  1262. muweqqet: a. Muvakkat, geçici. Muweqqet hökümet – Geçici hükümet.
  1263. muweppeqiyet: a. Muvaffakıyyet, kazanmak, muktedir olmak. Muweppeqiyet qazanmaq – Muvaffak olmak.
  1264. muweppeqiyetlik: a.u. Muvaffakiyetli, başanlı.
  1265. muweppeqiyetsiz: a.u. Muvaffakiyetsiz, başarısız, akim.
  1266. muweppeqiyetsizlik: a.u. Muvaffakiyetsizlik, başarısızlık, akimlik. Muweppeqiyetsizlikke uchrimaq – Muvaffakiyetsizliğe uğramak.
  1267. muz: Buz. Muz tonglimaq – Buz tutmak.
  1268. muzakire: a. Müzakere, görüşme. Muzakire qilmaq – Müzakere etmek. Muzakire yürgüzmek – Müzakere yürütmek.
  1269. muzakirileshmek: a.u. Görüşmek.
  1270. muzchaqquch: Buzkıran.
  1271. muze: Çizme, ayakkabı.
  1272. muzey: r. Müze.
  1273. muzxana: u.f. Soğuk depo; buzun saklandığı depo.
  1274. muzika: r. Müzik.
  1275. muzikant: r. Çalgıcı; bk. muzikichi.
  1276. muzikichi: r.u. Çalgıcı, müzisyen.
  1277. muzikiliq: r.u. Müzikli.
  1278. muzlatmaq: (muzlimaq'tan) Dondurmak, üşütmek, buz haline getirmek.
  1279. muzlighan: Buzlanmış, donmuş, üşümüş.
  1280. muzlimaq: Üşümek, donmak. Muzlap kettim – Üşüdüm.
  1281. muzluq: Buzlu, buzluk.
  1282. müche: Üye, aza.
  1283. müchel: On iki hayvan takviminin içerdiği zaman. On ikki yil bir müchel boludu – On iki yıl bir hayvan takvimidir.
  1284. müchellesh: ağ. bk. mölcherlesh.
  1285. müchülimek: Taksim etmek.
  1286. müddet: a. Müddet, süre, zaman. Müddettin ilgiri – Zamanından önce. Müdditide – Zamanında.
  1287. müddetlik: a.u. Süreli, müddetli, vadeli. Uzaq müddetlik qerz – Uzun vadeli borç.
  1288. müddetsiz: a.u. Müddetsiz, süresiz, vadesiz.
  1289. müddetsizlik: a.u. Müddetsizlik, süresizlik, vadesizlik.
  1290. müderris: a. Müderris, profesör.
  1291. müderrislik: a.u. Müderrislik, profesörlük.
  1292. müdir: a. Müdür, rektör.
  1293. müdiriyet: a. Müdürlük, başkanlık.
  1294. müellimelik: a.u. Hanım öğretmenliği.
  1295. mügdesh: Uyuklama.
  1296. mügdetmek: (mügdimek'ten) Uyuklatmak.
  1297. mügdimek: Uyuklamak; bk. uyqusirimaq.
  1298. mügdütüsh: Uyuklatma.
  1299. mühendis: a. Mühendis.
  1300. müjez: a. Karakter, huy, tabiat.
  1301. müjezlik: a.u. Yenik müjezlik Hafif tabiatlı.
  1302. müjmel: a. Belirsiz, gayri muayyen. Müjmel gep – Belirsiz söz.
  1303. mükcheygen: İğilmiş, kamburlaşmış.
  1304. mükcheygenlik: İğilmişlik, kamburlaşmışlık.
  1305. mükcheymek: İğilmek, kamburlaşmak.
  1306. mükcheytmek: (mükçeymek'ten) İğildirmek, kamburlaştırmak.
  1307. mükchüyüsh: İğilme, kamburlaşma.
  1308. mükmek: Saklanmak. Müküp almaq – Saklanmak.
  1309. müktürmek: (mükmek'ten) Saklatmak, gizletmek.
  1310. mükü-müküleng: Saklanbaç oyunu. Mükü-müküleng oynimaq – Saklanbaç oynamak.
  1311. mükünmek: Saklanmak, gizlenmk.
  1312. mükünüsh: Saklanma, gizlenme.
  1313. müküwalmaq: bk. mükmek.
  1314. müküsh: bk. mükünüsh.
  1315. mülkiy: a. Mülkî, mal, mülkiyet.
  1316. mülük: a. Mülk, mal. Jem'iyet mülki – Toplum mülkü.
  1317. mülükchilik: a.u. Mülkî, mülkiyet.
  1318. mülükdar: a.f. Mülktü, mal mülk sahibi.
  1319. mülükdarliq: a.f.u. Mülk sahibi olma hali.
  1320. mülül: a. Keder, elem, üzgün, tasa, üzüntü.
  1321. mülüllük: a.u. Kederli, elemli, hüzünlü, üzüntülü, gamlı, acıklj.
  1322. münge: ağ. bk. ménge.
  1323. münggüz: Boynuz. Yawashning münggüzi ichide – d. Sessizin boynuzu içinde.
  1324. münggüzlük: Boynuzlu. Münggüzlük mal – Boynuzlu hayvan.
  1325. müngüz: bk. münggüz.
  1326. müre: Omuz. Mürige müre tirep – Omuz omuza. Müre ustixini – Omuz kemiği.
  1327. müridesh: Omuzlama.
  1328. müridimek: Omuzlamak.
  1329. müsibet: a. Matem, yas. Müsibet tutmaq – Yas tutmak.
  1330. müsibetlik: a.u. Yaslı.
  1331. müsün: Bitki sapı.
  1332. müshkül: a. Zor, güç. Müshkül ehwal – Zor durum.
  1333. müshkülleshmek: a.u. Zorlaşmak.
  1334. müshkülleshtürmek: a.u. (müshkülleshmek'ten) Zorlaştırmak.
  1335. müshküllük: a.u. Zorluk.
  1336. müshteri: a. Abone.
  1337. Müshteri: astr. Jüpiter, Müşteri.
  1338. müshük: Kedi. Müshük halisi – Kedi yavrusu. Müshükke oyun, sachqangha qiyin – d. Kediye oyun, sıçana zor.
  1339. müshükyapilaq: zool. Puhu kuşu.
  1340. müteessir: a. Müteessir, kederli. Müteessir bolmaq – Müteessir olmak.
  1341. na-: Farsçadan girmiş ön ek. Nainsap – İnsafsız. Natoghri – Yanlış, hata.
  1342. nabap: f. Uygunsuz.
  1343. nabor: r. Kayıt; silah altına alma; dizme; tertip.
  1344. naborchik: r. Dizici, mürettip.
  1345. naborchikliq: r.u. Dizicilik.
  1346. nabut: f. Mahvolma, yok olma, yıkım, batma. Nabut qilmaq – Mahvetmek.
  1347. nachar: Kötü, zayıf, iyi değil.
  1348. nacharlanmaq: f.u. Zayıflaşmak. Hali nacharlinip ketti – Durumu zayıflaştı.
  1349. nacharlash: f.u. Zayıflama.
  1350. nacharlashmaq: f.u. Zayıflaşmak.
  1351. nacharlashturuwetmek: f.u. Zayıflaştırıvermek.
  1352. nacharlatmaq: (nacharlimaq'tan) Zayıflatmak; kötü hale getirmek.
  1353. nacharliq: f.u. Zayıflık, kötülük.
  1354. nacharlimaq: f.u. Zayıflamak.
  1355. nadamet: a. Nedamet, pişmanlık. Nadamet chekmek – Pişman olmak.
  1356. nadan: f. Cahil, bilgisiz.
  1357. nadanliq: f.u. Cahillik, bilgisizlik.
  1358. nadir: a. kit. Nadir, seyrek.
  1359. naga: f. ağ. bk. nagah.
  1360. nagah: f. Rastgele, tesadüf.
  1361. naganda: bk. nagan.
  1362. naganda-naganda: bk. nagan.
  1363. naghir: ağ. bk. naghra.
  1364. naghra: a. Davul. Naghra chalmaq – Davul çalmak.
  1365. naghrichi: a.u. Davulcu.
  1366. nahayiti: Pek, aşırı. Nahayiti chong – Pek büyük.
  1367. naheq: f.a. Haksız. Naheq jazalanmaq – Haksız cazalanmak. Naheq yerde – Haksız yerde.
  1368. naheqliq: f.a.u. Haksızlık.
  1369. naheqtin: f.a.u. Haksız olarak. Naheqtin-naheq – Haksız olarak.
  1370. nahiye: a. Nahiye, kasaba.
  1371. nahiyilik: a.u. Nahiyeye ait. Nahiyilik komitét – Nahiye komitesi.
  1372. naxsha: Şarkı. Naxsha éytmaq – Şarkı söylmek.
  1373. naxshichi: f.u. Şarkıcı. Naxshichi ayal – Şarkıcı kadın.
  1374. nail: a. Nail, erişmiş. Nail bolmaq – Nail olmak, erişmek.
  1375. nailaj: f.a. Çaresiz, istemeyerek, istemeden. Nailaj kélishke mejbür boldum – İstemeyerek gelmek zorunda kaldım.
  1376. nailajliq: f.a.u. Çaresizlik, çıkmazlık.
  1377. nainsap: f.a. İnsafsız.
  1378. nainsapliq: f.a.u. İnsafsızlık.
  1379. najins: f.a. Cinssiz.
  1380. najinslik: f.a.u. Cinssizlik.
  1381. nakar: f. Malul, sakat. Nakar bolmaq – Sakat olmak.
  1382. nakarliq: f.u. Sakatlık.
  1383. nakes: f. Alçak, namussuz, rezil.
  1384. nakeslik: f.u. Alçaklık, namussuzluk, rezillik.
  1385. naq: a. ağ. bk. neq.
  1386. naqil: a. kit. Nakil.
  1387. naqolay: f.u. Kolay olmayan, zor.
  1388. naqolayliq: f.u. Kolay olmama hali.
  1389. nal: a. Nal. Ötükning nali – Çizmenin nalı.
  1390. nalayiq: f.a. Uygunsuz, oygun olmayan.
  1391. nale: f. Feryat, çığlık. Nale qilmaq – Feryat etmek.
  1392. nalet: a. Lanet, kargış, beddua. Nalet éytmaq – Lanet etmek.
  1393. nam: f. Nam, ad, isim. Nam chiqarmaq – Ünlü olmak. Nami chiqqan qehriman – Ünlü kahraman.
  1394. namaqul: f.a. Düşüncesiz, ihtiyatsız, akılsızlık.
  1395. namashem: f. Alaca karanlık. Namashem gül – Alaca karanlık çiçeği.
  1396. namayan: f. Görülür, açık, aşikar. Namayan bolmaq – Aşikar olmak; görülmek.
  1397. namayish: f. Gösteri, nümayiş. Namayish qilmaq – Gösteri yapmak.
  1398. namayishchi: f.u. Gösterici; gösteriye katılan kimse.
  1399. namaz: f. din. Namaz. Bamdad namaz – Sabah namazı. Namaz oqumaq – Namaz kılmak.
  1400. namdar: f. Namlı, şanlı, ünlü, şöhretli.
  1401. namdarliq: f.u. Şanlılık, ünlülük, şöhretlilik.
  1402. name: f. Name, mektup. Wakaletname – Vekalet-name. Teziyename – Taziyename. Wesiyetname – Vasiyet-name. Shahname – Şah-name.
  1403. namehrem: f.a. Başkasının, başkasının malı.
  1404. namelumluq: f.a.u. Belirsizlik.
  1405. namelüm: f.a. Belirsiz.
  1406. namert: f. Namert, alçak.
  1407. namet: f. Keçe, keçeden.
  1408. nametman: f. Kötü keçe. Nametman adem – Kötü adam.
  1409. nametmenchilik: f.u. Keçe esnaflığı.
  1410. namikap: f. Salamura.
  1411. namliq: f.u. Namlı, adlı.
  1412. namrat: f.a. Yoksul, fakir. Eski tamda qushqach tola, namratqa putlash tola – Eski damda serçe çok, yoksula engel çok.
  1413. namratchiliq: f.a.u. Yoksulluk. Namratchiliqta yashimaq – Yoksullukta yaşamak.
  1414. namratlashqan: f.a.u. Yoksullaşmış.
  1415. namratlashmaq: f.a.u. Yoksullaşmak.
  1416. namsiz: f.u. Namsız, adsız, isimsiz. U namsiz yoqulup ketti – O belirtisiz kayboluverdi.
  1417. namsizliq: f.u. Namsızlık, adsızlık.
  1418. namunasip: f.a. Uygunsuz.
  1419. namunasipliq: f.a.u. Uygunsuzluk.
  1420. namus: a. Namus. Birewning namusigha tajawuz qilmaq – Birisinin ırzına geçmek. Namusimdin öley dédim – Çok utandım.
  1421. namusliq: a.u. Namuslu.
  1422. namussiz: a.u. Namussuz.
  1423. namussizliq: a.u. Namussuzluk. Bu qandaq namussizliq! – Bu nasıl bir namussuzluk!
  1424. namuwapiq: f.a. Uygun değil, uygunsuz.
  1425. namuwapiqliq: f.a.u. Uygunsuzluk.
  1426. namzat: f. Namzat, aday. Namzat körsetmek – Aday göstermek.
  1427. namzatliq: f.u. Adaylık.
  1428. nan: f. Ekmek. Aq nan – Beyaz ekmek. Zaghra nan – Mısır unu ekmeği. Gösh nan – Etli pide. Mayliq nan – Yağlı ekmek. Nan dukini – Ekmek dükkanı, ekmek bayisi. Nan yaqmaq – Ekmek pişirmek.
  1429. nanway: f. bk. naway.
  1430. nanwayxana: f. bk. nawayxana.
  1431. napaset: a. Zariflik.
  1432. napasetlik: a.u. Zarif, narin, zariflik.
  1433. nar: Tek hörgüçlü deve.
  1434. naraq: ağ. bk. néri.
  1435. narawa: f. Yakışmaz.
  1436. narazi: f.a. Hoşnutsuz, memnun olmayan.
  1437. naraziliq: f.a.u. Hoşnutsuzluk, itiraz. Naraziliq bildürmek – İtiraz etmek.
  1438. nare: ağ. bk. nar.
  1439. naréside: f. Çocuk, yavru, bebek.
  1440. narin: Türkistan milli yemeğidir. Haşlanmış et ince kesilerek, ince makama ile karıştırılır. Bu yemek genelde at etinden yapılır.
  1441. nas: f. Çiğnemek için özel yapılmış tütün.
  1442. nasi: bk. nas.
  1443. naspurush: f. Çiğnemek için yapılmış tütünün satıcısı.
  1444. naspurushluq: Çiğnemek için yapılmış tütünün ticareti.
  1445. naswal: f. bk. nas.
  1446. nasway: bk. nas.
  1447. naswaychi: f.u. Çiğnenen tütünü yapan veya satan kimse.
  1448. nashéker: f. Bir kavun türü.
  1449. nashqa: ağ. bk. naxsha.
  1450. nashqi: ağ. bk. naxsha.
  1451. nashta: f. Kahvaltı. Nashta qilmaq – Kahvaltı yapmak.
  1452. nashtiliq: f.u. Kahvaltısını yapmış; kahvaltısını yanına almış.
  1453. nashtisiz: f.u. Kahvaltısız. Künimiz nashtisiz ötti – Günümüz kahvaltısız geçti.
  1454. natayin: f.a. Belirsiz. Kélish-kelmesligi natayin – Gelip gelmeyeceği belirsiz.
  1455. natayinliq: f.a.u. Belirsizlik.
  1456. natiq: a. Hatip.
  1457. natiqliq: a.u. Hatiplik.
  1458. natinch: f.u. Huzursuz, endişeli, telaşlı, rahatsız.
  1459. natinchliq: f.u. Huzursuzluk, endişelilik, telaşlılık, rahatsızlık.
  1460. natiwan: f. Zayıf.
  1461. natiwanliq: f.u. Zayıflık.
  1462. natoghri: f.u. Yanlış, hata, dürüst olmayan. Natoghri gep – Yanlış söz.
  1463. natoghriliq: f.u. Yanlışlık, hatalık.
  1464. nawat: a. Akide şekeri.
  1465. naway: f. Fırıncı.
  1466. nawaychi: f.u. bk. naway.
  1467. nawaychiliq: f.u. Fırıncılık.
  1468. nawayxana: f. Fırın evi.
  1469. nawda: f. Filiz, sürgü.
  1470. naümit: f.a. Ümitsiz.
  1471. naye: ağ. bk. nar.
  1472. nayiti: a. ağ. bk. nahayiti.
  1473. naynaq: Züppe, üstünkörü, havaî.
  1474. naynaqlimaq: Düzenbazlık yapmak; oynak.
  1475. naz: f. Naz. Naz qilmaq – Naz yapmak, nazlanmak.
  1476. nazaket: a. Nezaket.
  1477. nazaketlik: a.u. Nezaketlik, naziklik.
  1478. nazaret: a. Nezaret. Nazaret qilmaq – Nezaret etmek. Charwichiliq nazariti – Hayvancılık nezareti (bakanlığı).
  1479. nazaretchi: a.u. Gözetici, gözcü.
  1480. nazaretsiz: a.u. Bakımsız.
  1481. nazaretsizlik: a.u. Bakımsızlık.
  1482. nazim: a. Nazım.
  1483. nazinin: f. Cilveli, güzel, sevimli.
  1484. nazir: a. Bakan, gözeten, başkan.
  1485. nazlanmaq: f.u. Nazlanmak.
  1486. nazliq: f.u. Nazlı.
  1487. nazlinish: Nazlanma.
  1488. nazuk: f. Nazik. Nazuk jay – Nazik yer.
  1489. nazuklashmaq: f.u. Nazikleşmek.
  1490. nazukluq: f.u. Naziklik.
  1491. nebatat: a. Botanik, nebatat, bitki. Nebatat ilmi – Botanik ilmi.
  1492. nebatatshunas: a.f. Nebatat bilgini.
  1493. nebatatshunasliq: a.f.u. Nebatat ilmi.
  1494. nechche: Kaç. Bir nechche – Birkaç. Nechche yillardin beri – Birkaç yıldan beri. Saet nechche? – Saat kaç?
  1495. nechchiche: Etrafında, kadar, civarında. On nechchiche – On civarında.
  1496. nechchilen: Bir nechchilen – Birkaçımız; bir kaç kişi.
  1497. nechchinchi: Kaçıncı. Nechchinchi qétim qélishim – Kaçıncı defa gelişim.
  1498. nechchüylen: bk. nechchilen.
  1499. nechend: f. bk. nechche.
  1500. nede: Nerde. Nedidu? – Nerededir? Nedidur? – Nerededir?
  1501. nediki: Neredeki. Nediki yoq némiler – Beklenmemiş birileri.
  1502. nedin: Nereden. Nedindur? – Neredendir?
  1503. nege: Nereye. U héch nege ketmigendu – O hiçbir yere gitmemiştir.
  1504. neghme: a. Müzik. Neghme oynimaq – Müzik çalmak; müzik bestelemek.
  1505. neghme-nawa: a.f. Müzik ve ahenk; müzik ve melodi.
  1506. neghmichi: a.u. Çalgıcı, müzisyen.
  1507. nehayiti: a. bk. nahayiti.
  1508. neheng: a. zool. Timsah, krokodil. Neheng térisi – Timsah derisi.
  1509. nehwi: a. Sözdizimi, sentaks.
  1510. nehwiy: a. Cümlenin sözdizimi bakımından tahlili.
  1511. nex: bk. neq.
  1512. nexshe: ağ. bk. naxsha.
  1513. nexshida: ağ. bk. neqqash.
  1514. nejaset: a. Pislik, kir, leke, çamur.
  1515. neqata: Ne kadar?
  1516. neqataliq: Ne kadar. Neqataliq paydisi bar? – Ne kadar faydası var.
  1517. neqish: a. Nakış. Neqish chüshürmek – Nakşetmek.
  1518. neqishlanmaq: a.u. Nakışlanmak.
  1519. neqishletmek: a.u. Nakşettirmek.
  1520. neqishlik: a.u. Nakışlı.
  1521. neqishlimek: a.u. Nakışlamak.
  1522. neqqash: a. Nakkaş.
  1523. neqqashchiliq: a.u. bk. neqqashliq.
  1524. neqqashliq: a.u. Nakkaşlık.
  1525. neql: a. tar. Nakl. Neql qilmaq – Nakletmek.
  1526. neqlen: a. Naklen.
  1527. neqliyat: a. Nakliyat, taşıma işleri.
  1528. neqshi: a. ağ. bk. neqqash.
  1529. nelik: Nereli. Siz nelik? – Nerelisiniz?
  1530. nem: f. Nem, rutubet. Nem bolmaq – Nem olmak.
  1531. nemayish: f. bk. namayish.
  1532. nemdesh: bk. nemlesh.
  1533. nemerse: tar. Şey, nesne.
  1534. nemlenmek: f.u. Nemlenmek, rutubetli olmak.
  1535. nemlesh: f.u. Nemleme.
  1536. nemlik: f.u. Nemli, rutubetli.
  1537. nemlimek: f.u. Nemlemek, rutubetli hale getirmek.
  1538. Nemrud: a. Nemrut.
  1539. nemune: f. Nümüne, örnek, misal. Nemune qilip körsetmek – Örnek olarak göstermek.
  1540. nemunichi: f.u. Yenilikçi, yenici.
  1541. nemunichilik: f.u. Yenilikçilik, yenicilik.
  1542. nemunilik: f.u. Tipik, nümune, örnek.
  1543. nep: a. Kâr, kazanç, fayda. Népi yoq – Faydası yok.
  1544. nepe: ağ. bk. mepe.
  1545. nepeqe: a. bk. nepiqe.
  1546. neper: f. Nefer.
  1547. nepes: a. Nefes. Nepes almaq – Nefes almak. Nepes élishqa bashlimaq – Nefes almaya başlamak.
  1548. nepiqe: a. Nafaka.
  1549. nepise: a. tar. Sanayi nepise – Güzel sanat; sana-i nefise.
  1550. nepislik: a.u. Nefislik, zariflik.
  1551. nepisperest: a.f. Aç gözlü, düşkün, çıkarcı.
  1552. nepisperestlik: a.f.u. Çıkarcılık, aç gözlülük, menfaat düşkünlüğü.
  1553. neplik: a.u. Faydalı.
  1554. nepret: a. Nefret. Nepret oqumaq – Nefret etmek.
  1555. nepretlendürmek: a.u. Nefretlendirmek.
  1556. nepretlenmek: a.u. Nefretlenmek.
  1557. nepretlik: a.u. Nefretli.
  1558. nepsaniyet: a. Nefis, öz varlık.
  1559. nepsawerchilik: a.f.u. Tamahkarlık, menfaatperestlik.
  1560. nepsiz: a.u. Faydasız.
  1561. nere: a. Nara.
  1562. nerx: f. Fiyat.
  1563. nerx-nawa: f. Fiyat.
  1564. nering: (ne yéring) neren? hangi yerin?
  1565. nerse: Nesne, şey. Bir nerse – Bir şey. Héch nerse – Hiçbir şey. Her nerse – Her şey. Nerse-kérek – Gereken şeyler.
  1566. nes: a. İç karartıcı, meş'um, uğursuz.
  1567. nesep: a. Nesep, soy.
  1568. nesihet: a. Nasihat. Nesihet qilmaq – Nasihat etmek.
  1569. nesihetgöy: a.f. tar. Nasihatçı, akıl hocası.
  1570. nesihetgöyluq: a.f.u. tar. bk. nesihet.
  1571. nesil: a. Nesil. Nesil qoghlimaq – Soya benzemek, soya çekmek. Nesil aliti – Cinsel organ.
  1572. nesildar: a.f. Soylu, cins, asil, asilzade.
  1573. nesildash: a.u. Soydaş.
  1574. nesildashliq: a.u. Soydaşlık.
  1575. nesillendürmek: a.u. (nesillenmek'ten) Cinslendirmek; cins hale getirmek.
  1576. nesillenmek: a.u. 1. Cins hale gelmek 2. Çoğalmak, soy bırakmak.
  1577. nesillik: a.u. Cins, nesillik mal cins hayvan.
  1578. nesilsiz: a.u. Soysuz, cinssiz.
  1579. nesilsizlik: a.u. Soysuzluk, cinssizlik.
  1580. nesip: a. bk. nésip.
  1581. nesir: a. Nesir.
  1582. nesiwe: a. bk. nésiwe.
  1583. nesiye: f. Borç. Nesiye almaq – Borç almak. Nésiye bermek – Borç vermek. Nésiyige satmaq – Veresiye satmak.
  1584. nesriy: a. Nesire ait; koşuk olmayan yazıya ait, nesire özgü.
  1585. newax: u.a. Ne zaman.
  1586. newaxta: u.a.u. Ne zamanda? Newaxta kélisen? – Ne zaman geleceksin?
  1587. newbahar: f. İlkbahar.
  1588. newiy: a. Cins.
  1589. newre: a. Torun. Qiz newre – Kız torun.
  1590. nesh'e: a. kit. Neşe; hoşnutluk; gönül açıldığı.
  1591. nesh'ilik: a.u. Neşeli, gönül açıklığı.
  1592. neshe: a. Haşiş, esrar. Neshe chekmek – Esrar kullanmak.
  1593. neshichi: a.u. Esrar hazırlayan ve satan kimse.
  1594. neshixana: a.f. Esrarın kullanıldığı ev.
  1595. neshixor: a.f. Narkotik tiryakisi.
  1596. neshir: a. Yayın, baskı, yayım. Birinchi neshri – İlk yayım. Neshir qilghuchi – Yayınlayan.
  1597. neshpüt: f. Armutun bir türü.
  1598. neshr: a. bk. neshir.
  1599. neshriyat: a. Neşriyat, yayın. Dölet neshriyati – Devlet neşriyatı.
  1600. neshter: f. 1. İğne 2. Yılan dili 3. Diken, zehirli dil 4. Keskin uç, ağız.
  1601. netije: a. Netice, sonuç. Netije chiqarmaq – Sonuç çıkarmak. Netijige kelmek – Sonuca ulaşmak.
  1602. netijilik: a.u. Neticeli, başanlı, verimli.
  1603. netijisiz: a.u. Neticesiz, başansız, verimsiz, sonuçsuz.
  1604. netijisizlik: a.u. Neticesizlik, sonuçsuzluk, verimsizlik.
  1605. ney: f. Ney. Ney chalmaq – Ney çalmak.
  1606. neyche: f. Küçük boru, borucuk.
  1607. neychi: f.u. Flütçü.
  1608. neyreng: f. Hile, dalavere, oyun, büyücülük. Neyreng ishletmek – Oynamak; hile yapmak.
  1609. neyrengwaz: f. bk. neyrengchi.
  1610. neyrengwazliq: f.u. bk. neyrengchilik.
  1611. neyrengchi: f.u. Hilekâr, oyuncu.
  1612. neyrengchilik: Hilkârlık, oyunculuk. Nyrengchilik qilmaq – Hilekârlık etmek; hile yapmak.
  1613. neyze: f. Mızrak.
  1614. neyzebaz: f. bk. neyziwaz.
  1615. neyzilesh: Mızrak atma; mızrak ile vurma; eskrim yapma.
  1616. neyzileshmek: f.u. Birbirine mızrak atmak.
  1617. neyzilimek: f.u. Mızrak atmak; mızrak ile vurmak; eskrim yapmak.
  1618. neyziwaz: f. Eskrimci.
  1619. neyziwazliq: f.u. Eskrim.
  1620. nezer: a. Nazar, bakış. Nezer salmaq – Bakmak. Nezerge almaq – Dikkata almak. U meni héch nezerge almaydu – O bana hiç önem vermiyor. Nezerde tutmaq – Dikkata almak. Nuktiyi nezer – Açı, bakış açısı.
  1621. nezir: a. Ölü gömüldükten sonra verilen yemek. Nezir bermek – Ölü gömüldükten sonra yemek vermek.
  1622. nezir-sediqe: a. Ölü gömüldükten sonra verilen yemek ve sadaka.
  1623. neziriy: a. Nazarî, kuram.
  1624. neziriye: a. Nazariye.
  1625. neziriyichi: a.u. Nazariyeci, teorici.
  1626. nezm: a. Nazım.
  1627. : Acayip, ne gibi, nasıl. Né chirayliq kizlar – Acayip güzel kızlar; ne gibi güzel kızlar.
  1628. néchaghliq: Ne kadar.
  1629. néchaq: ağ. Ne zaman. Néchaq boldi? – Ne zaman oldu? Néchaqta? – ağ. Ne zaman?
  1630. néchend: f. Kaç?
  1631. néchuk: Nasıl, ne?
  1632. néfit: r. Neft. Néfit ambiri – Neft deposu.
  1633. néfitlik: r.u. Neftli.
  1634. négiz: Esas, temel. Négiz salmaq – Temel atmak. Négiz qurghuchi – Temelini atan.
  1635. néjat: a. kit. Kurtarma, kurtuluş. Néjat yultuzi – Kurtuluş yıldızı; bü yük kurtarıcı.
  1636. néjatchi: a.u. Kurtarıcı.
  1637. néjis: a. Aşağılık adam. Néjis qilmaq – Pisletmek, kirletmek.
  1638. néqeder: Ne kadar. Néqeder az – Ne kadar az.
  1639. némanche: (néme anche) Niye o kadar.
  1640. némandaq: (néme andaq) Niye öyle?
  1641. német: a. Nimet, hayır, iyilik.
  1642. némige: Niye, ne için.
  1643. némiki: u.f. Ne gibi. Némiki bolsa – Ne gibi bir şey olsa.
  1644. némikin?: Nedir?
  1645. némila: Némila bolsa boldi – Ne olsa oldu; olacak oldu.
  1646. némiliktin: Neden, ne sebepten.
  1647. némiliktindur: Nedendir.
  1648. Némis: r. Alman. Némis ayili – Alman kadını. Némis xelqi – Alman halkı. Némis tili – Alman dili.
  1649. némisi: Nesi. Könglümdiki yar bolsa, özgining némisi bar – folk. Gönlümdeki yar olsa, başkasının ne gereği var.
  1650. némishqa?: Neden? Némishqidur – Niyedir, nedendir.
  1651. néni: bk. néme.
  1652. népiz: a. Zarif, narin, yepelek. Népiz perde – Zarif perde.
  1653. népizlenmek: a.u. Zariflenmek; ince hale gelmek.
  1654. népizleshmek: a.u. Zarifleşmek.
  1655. népizleshtürmek: a.u. (népizleshmek'ten) Zarifleştirmek.
  1656. népizletmek: a.u. (népizlimek'ten) Zarifletmek; narin hale getirmek.
  1657. népizlik: a.u. Zariflik, narinlik, incelik.
  1658. népizlimek: a.u. Narin hale getirmek; zarif hale getirmek.
  1659. néri: Öte.
  1660. néri-béri: Öteye beriye; oraya buraya; öyle böyle.
  1661. néridin: Öteden.
  1662. nériqi: Öteki. Nériqi kochida – Öteki sokakta. Nériqi öyde – Öteki evde.
  1663. nési: f. Borç. Nési yémeng göshni, yerip chiqidu töshni – d. Borca yemeyin eti, yarıp çıkar döşü.
  1664. nésihet: a. bk. nesihet.
  1665. nésip: a. Nasip. Nésip bolmaq – Nasip olmak. Nésip bolsa – Nasip olsa.
  1666. nésiwe: a. Hisse, parça, bölüm, pay, nasip. Nésiwemge tekkini shu – Nasibime düştüğü şu.
  1667. nésiwidar: a.f. Nasibi olan, payı olan.
  1668. nésiwilik: a.u. Nasipli, paylı, hisseli.
  1669. nésiwisiz: a.u. Nasibi yok; nasipsiz; paysız; hissesiz.
  1670. nésiyet: a. bk. nesihet.
  1671. Néstorian: a. Nesturi.
  1672. nétije: a. bk. netije.
  1673. néwada: a.f. ağ. bk. nawada.
  1674. néshikesh: f. Esrar tiryakisi.
  1675. néshikeshlik: f.u. Esrar tiryakiliği.
  1676. néshiwan: f. bk. néshikesh.
  1677. néziqash: Nazlanma, kendini naza çekme.
  1678. néziqimaq: Nazlanmak, kendini naza çekmek. ni
  1679. ni: Ne ne. Ni ni obdan qizlar – Ne ne iyi kızlar.
  1680. nida: a.kit. Çağırış, ses, celp. Nida qilmaq – Çağırmak; imdat etmek.
  1681. nigar: f. Güzel, dilber, sevgili.
  1682. nixsimaq: Çürümek, kokmak.
  1683. nixtalmaq: Sıkışmak; çakılmak; kakılmak.
  1684. nixtash: Sıkıştırma, çakma, kakma.
  1685. nixtimaq: Sıkıştırmak, çakmak, kakmak. Nixtap kirgüzmek – Sıkıştırıp içine sokmak.
  1686. nikah: a. Nikah. Nikah qilmaq – Nikah yapmak; nikah etmek.
  1687. nikahlanmaq: a.u. Nikahlanmak.
  1688. nikahlash: a.u. Nikahlama.
  1689. nikahliq: a.u. Nikahlı. Bir nikahliq – Bir nikahlı; bir defa evlenmiş.
  1690. nikahlimaq: a.u. Nikahlamak.
  1691. nikahlinish: a.u. Nikahlanma.
  1692. nikahsiz: a.u. Nikahsız.
  1693. nikél: r. Nikel. Nikél yalatmaq – Nikel kaplamak.
  1694. nikéllimek: r.u. Nikellemek.
  1695. niqap: a. Maska.
  1696. niqaplanmaq: a.u. Maske takmak; maskelenmek.
  1697. niqapliq: a.u. Maskeli.
  1698. niqaplimaq: a.u. Maske takmak; maskelemek.
  1699. nil: f. Çivit, indigo.
  1700. niluper: f. Nilüfer.
  1701. nim: f. Yarım, buçuk.
  1702. nimche: Bir tür kadın giyişi.
  1703. nimjan: f. Yarım can; güçsüz, bitkin.
  1704. nimjanliq: f.u. Güçsüzlük, bitkinlik.
  1705. nisbet: a. Nispet, oran.
  1706. nisbeten: a. Nispeten.
  1707. nisp: a. Nısıf, buçuk, yarım.
  1708. nispikar: a.f. tar. Yarıcı.
  1709. nispiy: a. Nispî.
  1710. nispiyet: a. Oran.
  1711. nispiylik: a.u. Oranlı.
  1712. nistu-nawut: f. Kırma, öldürme, yok etme.
  1713. nish: f. Zehir, ağı.
  1714. nishalla: a. Şeker ile yumurta akım karıştırarak hazırlanmış, köpürtülmüş tatlı.
  1715. nishan: f. 1. Nişan, alamet 2. Hedef.
  1716. nishane: f. bk. nishan.
  1717. nishanliq: f.u. İşaretli, nişanlı.
  1718. nishanlimaq: f.u. İşaretlemek, nişanlamak.
  1719. niyet: a.Niyet. Yaman niyet – Kötü niyet.
  1720. niyetdash: a.u. Niyettaş; aynı niyeti paylaman.
  1721. niyetlenmek: a.u. Niyetlenmek.
  1722. niyetlimek: a.u. Niyetlemek.
  1723. niza: a. Niza, çekişme, anlaşmazlık, zıtlık. Otturigha niza salmaq – Ortaya zıtlık sokmak.
  1724. nizalashmaq: a.u. Zıtlaşmak, anlaşmazlığa düşmek.
  1725. nizam: a. Nizam, düzen, kanun, tertip.
  1726. nizamname: a.f. Nizam-name.
  1727. nizamsiz: a.u. Nizamsız, düzensiz, tertipsiz, kanunsuz.
  1728. nizamsizliq: a.u. Nizamsızlık, düzensizlik, tertipsizlik.
  1729. no: bk. nor.
  1730. nodur: Tembel, miskin, haylaz.
  1731. nogay: Kepçe.
  1732. nokta: bk. noxta.
  1733. noqumaq: Dürtmek. U yénidiki ademni noqudi – O yanındaki adamı dürttü.
  1734. noqush: Dürtme.
  1735. nomur: r. Numara. Nomur qoymaq – Not vermek.
  1736. nomurlanmaq: r.u. Numaralanmak.
  1737. nomurlatmaq: r.u. (nomurlimaq'tan) Numaralatmak.
  1738. nomurlimaq: r.u. Numaralamak.
  1739. nomus: a. Namus. U uning nomusigha tegdi – O onun ırzına geçti. Nomus qilmaq – Utanmak.
  1740. nomuschan: a.u. Namuslu, utangaç, utangan.
  1741. nomuschanliq: a.u. Namusluluk, utangaçlık, utanganlık.
  1742. nomuslanmaq: a.u. Utanmak, mahcup olmak, yüzü kızarmak.
  1743. nomusluq: a.u. Namuslu.
  1744. nomuslunush: a.u. Utanma, mahcup olma, yüzü kızarma.
  1745. nomussiz: a.u. Namussuz. Nomussizlarche – Namussuzluk ile.
  1746. nomussizliq: a.u. Namussuzluk.
  1747. nor: f. Oluk (-ğu), su oluğu, çatı oluğu.
  1748. norqelem: Kamış kalem.
  1749. norma: r. Norm, oran.
  1750. normal: r. Normal. Gheyri normal – Anormal, normal olmayan.
  1751. noruz: f. tar. Günün uzatmasıyla başlayan yeni yıl günü, yani 21 Mart'ı yıl başı yapan yeni yıl.
  1752. nowda: f. Körpe, genç.
  1753. nowut: f. bk. nabut.
  1754. nochi: Yüksek, yüce 2. Cesur, gözü pek, yürekli.
  1755. Noghay: Kazan Türklerine verilmiş bir ad; bk. Tatar.
  1756. noghoy: ağ. Kepçe.
  1757. noghuch: Merdane, silindir.
  1758. noxta: Yular, dizgin. Noxta salmaq – Yular takmak.
  1759. noxtilatmaq: (noxtilimaq'tan) Gem vurdurmak.
  1760. noxtilimaq: Gem vurmak.
  1761. noxuna: t. Polip (-pi).
  1762. Noyabr: r. Kasım ayı; onbirinci ay.
  1763. Nozugum: yüzyılda Çin istilasına karşı savaş veren Kaşgarlı Uygur Kahraman kadını ve adını bu kahramandan alan destan adı.
  1764. nöbet: a. bk. nöwet.
  1765. nögüch: ağ. bk. noghuch.
  1766. nöker: tar. Hizmetkar, uşak.
  1767. nöl: r. Sıfır.
  1768. nöwet: a. Nöbet, sıra, kez, defa. Nöwet bilen – Sıra ile. Birinchi nöwette – Birinci sırada. Nöwettin tashqiri – Sıranın dışında. Bu nöwet – Bu kez.
  1769. nöwetchi: a.u. 1. Bekçi 2. Nöbetçi.
  1770. nöwetchilik: a.u. Nöbetçi olma hali; nöbetçilik.
  1771. nöwetleshmek: a.u. Nöbetleşmek.
  1772. nöwetlik: a.u. Nöbetli; sıra ile olan.
  1773. nöwetlimek: a.u. Değiştirmek, sıralamak, birbirini izlemek.
  1774. nöwetliship: a.u. Nöbetleşerek.
  1775. nöwetlishish: Nöbetleşme.
  1776. nöwetmu-nöwet: a.u.a. Sıra il, ardanda, arka arkaya.
  1777. nöwetsiz: a.u. Nöbetsiz.
  1778. nöwetsizlik: a.u. Nöbetsizlik.
  1779. nöwettiki: a.u. Sıradaki.
  1780. nöshüdür: f. kim. Nışadır.
  1781. nuchuk: tar. Nasıl.
  1782. nujum: a. tar. Yıldız. Nujum ilmi – Astronomi, gök bilimi, yıldızlar bilimi.
  1783. nuqsan: a. Eksiklik, kusur, noksan.
  1784. nuqsanliq: a.u. Kusurlu, noksanlık.
  1785. nuqsansiz: a.u. Kusursuz, noksansız.
  1786. nuqta: a. Nokta. Ot échish nuqtisi – Ateş açma noktası. Nuqtiyi nezer – Nokta-i nazar, görüş açısı.
  1787. nuqtiliq: a.u. Muhim nuqtiliq qurulushlar Önemli kuruluşlar.
  1788. nuqul: a. Sade, basit. Nuqul gep – gr. basit kelime.
  1789. nuqumaq: bk. noqumaq.
  1790. nuqut: Fasulye.
  1791. nupus: a. Nüfus. Nupusi köp sheher – Nüfusu çok şehir.
  1792. nupusluq: a.u. Nüfuslu.
  1793. nupuz: a. Nüfuz.
  1794. nupuzluq: a.u. Nüfuzlu.
  1795. nur: a. Nur, ışık. Tang nuri – Sabah ışığı. Nur chachmaq – Nur saçmak. Yüzining nuri yoq – Yüzünün nuru yok.
  1796. nurghun: Çok.
  1797. nurghunlatmaq: (nurghunlimaq'tan) Çoğaltmak.
  1798. nurghunlighan: Çok çok; çok sayıda.
  1799. nurghunlimaq: Çoğaltmak.
  1800. nurlandurmaq: a.u. (nurlanmaq'tan) Nurlandırmak, ışıklandırmak.
  1801. nurlanmaq: a.u. Nurlanmak, ışıklanmak.
  1802. nurluk: a.u. Nurlu, ışıklı. Örgüley nurluq közüngdin – Nurlu gözüne feda olayım.
  1803. nurlunush: Nurlanma, ışıklanma.
  1804. nursiz: a.u. Nursuz, ışıksız.
  1805. nursizliq: a.u. Nursuzluk.
  1806. nuruch: ağ. bk. noghuch.
  1807. nusxe: a. Nüsha. Esli nusxe – Asıl nüsha.
  1808. nutuq: a. Nutuk, oyle. Nutuk sözlidi – Nutuk söyledi.
  1809. o: bk. ow.
  1810. oba: Vadi, dere.
  1811. obdan: f. İyi. Obdan boludu – İyi olur. Obdan boptu – İyi olmuş. Obdan körmek – İyi saymak; sevmek.
  1812. obdanlash: f.u. İyileştirme.
  1813. obdanliq: f.u. İyilik.
  1814. obdanlimaq: f.u. İyileştirmek.
  1815. oblast: r. Bölge, eyalet. Aptonom oblast – Özerk bölge.
  1816. obligatsiye: r. Tahvil.
  1817. oblus: r. bk. oblast.
  1818. obsérwatoriye: r. Rasathane, gözlem evi.
  1819. obyékt: r. Objektiv.
  1820. obyéktiw: r. Objektif.
  1821. obyéktiwllq: r.u. Objektiflik.
  1822. obzor: r. Görme, gözden geçirme, özet, icmal.
  1823. obzorchi: r.u. Gözetleyici.
  1824. och: Avuç.
  1825. ochaq: Ocak. Ochaq beshi – Kazan başı; mutfak. Ochaqta pishqan nan – Ocakta pişmiş ekmek.
  1826. ochaqliq: Ocaklı.
  1827. ochi: bk. owchi.
  1828. ochiliq: bk. owchiliq.
  1829. ochlimaq: Avuçlamak.
  1830. ochuq: Açık. Op-ochuq sözlimek – Açık söylemek. Ochuq yézilghan xet – Açık yazılmış mektup; okunaklı yazılmış mektup. Ochuq yüzlük – Güler yüzlü. Ochuq yüz körsetmek – Yüz vermek. Ochuq köngül – İyi kalpli; safdil. Ochuq qol – Cümert. Yoli ochuq adem – Şanslı kişi.
  1831. ochuqchuluq: Enginlik, genişlik, engin alan.
  1832. ochuqluq: Açıklık.
  1833. ochum: Avuç. Bir ochum bughday – Bir avuç buğday. Bir ochum kishiler – Bir avuç kişiler.
  1834. ochumlumaq: Avuçlamak.
  1835. odékolon: r. Kolonya.
  1836. ogen'guchi: Öğrenen, öğrenci.
  1837. ogenmek: Öğrenmek. Hüner ogenmek – Huner (meslek, sanat) öğrenmek. Ögünup ketmek – Alışmak. Ögünüp qalmaq – Alışmak. Men bu yerge ögünüp qaldim – Ben buraya artık alıştım.
  1838. ogha: Zehir, ağı.
  1839. oghaq: Orak.
  1840. oghaqchi: Ekin biçen, orakçı.
  1841. oghal: ağ. bk. oghul.
  1842. oghlan: Oğlan, oğul. Jenggiwar oghlanlirimiz – Cengaver oğlanlarımız.
  1843. oghri: Hırsız. Oghri ayal – Hırsız kadın. oghri chish – köpek dişi, domuz dişi.
  1844. oghri-yalghan: Hırsız ve yalan; hırsız ve çalan.
  1845. oghrixane: u.f. Hırsız yuvası.
  1846. oghuchi: Zehirci, zehirleyen.
  1847. oghul: Oğul. Oghlum – Oğlum. Oghul-qizlar – Oğul ve kızlar.
  1848. oghurlighuchi: Çalan, hırsızlık yapan.
  1849. oghurlimaq: Çalmak.
  1850. oghurlukche: Gizli halde; duyurmadan. Oghurlukche chiqip ketmek – Duyurmadan çıkıp gitmek.
  1851. oghurluq: Hırsızlık. Oghurluq qilmaq – Hırsızlık yapmak.
  1852. oghut: Gübre. Addiy oghut – Basit gübre. Qala oghut – İnek gübresi. Minéral oghut – Mineral gübre.
  1853. oghutlimaq: Gübrelemek, gübre vermek. Oghutlanghan yer – Gübrelenmiş yer.
  1854. oghutluq: Gübreli.
  1855. Oghuz: Oğuz, bir Türk boyu. Şimdiki Türkmen, Azeri ve Türkiye Türklerinin aslı.
  1856. oghuz: Ağız sütü.
  1857. oxaq: Uyanmış, uyanık; bk. oyghaq.
  1858. oxanmaq: Uyanmak; bk. oyghanmaq.
  1859. oxatmaq: Uyandırmak; bk. oyghatmaq.
  1860. oxsatmaq: (oxshimaq'tan) Benzetmek. Sizni bir tunushumgha oxshutuwatimen – Sizi bir tanıdığıma benzetiyorum. Oxshutup bir urdi – İyice bir vurdu. Men uninggha oxshutup bir tamaq qilip berdim – Ben ona güzel bir yemek yaptım.
  1861. oxsumaq: Mide bulanmak.
  1862. oxsutmaq: Mide bulandırmak.
  1863. oxsha: Bu gibi, benzeri, böyle, öyle, bu çeşit. Anga oxsha – Ona benzer.
  1864. oxshash: Aynı, benzer, farketmez, farksız. Oxshash bolmaq – Aynı olmak. Oxshash bolmighan – Aynı değil. Shunga oxshash – Şuna benzer. Oxshash bolmighan imla qaidiliri – Farklı imla kaideleri. Oxshash emgekke oxshash heq – Aynı emeğe aynı hak.
  1865. oxshashla: Aynı; aynı halde; aynısı. Oxshashla muhim – Aynı halde önemli.
  1866. oxshashliq: Benzerlik. Oxshashlighi yoq shekiller – Benzerliği yok şekiller.
  1867. oxshatma: Benzetme.
  1868. oxshimaq: Benzemek. Atisigha oxshaydu – Atasına tam benziyor. U héchnéme bilmeydighangha oxshaydu – O hiç bir şey bilmiyor gibi. Bu ish manga oxshimidu – Bu işi beğenmedim. Qar yaghidighangha oxshaydu – Kar yağar gibi.
  1869. oxshutush: Benzetiş, benzetme.
  1870. ojaynimaz: f.a. Seccade.
  1871. oktem: Çevik, caymaz, yılmaz, girişken.
  1872. okul: r. İğne (ilaç iğnesi). Okul qoymaq – İğne vurmak. Mudapie okuli – Aşı iğnesi.
  1873. okutmaq: (oqumaq'tan) 1. Okutmak 2. Okula göndermek. Xetni kimge oqutting? – Mektubu kime okuttun?
  1874. okyan: r. Okyanos.
  1875. oqchi: Okçu, atıcı, nişancı.
  1876. oqdan: u.f. Bağ, fişek bağı.
  1877. oqet: Yiyecek, içecek 2. Meslek, iş. Oqiti obdan adem – Mesleği iyi adam. Oqiting néme? – Mesleğin ne?
  1878. oqxana: u.f. Silahhane.
  1879. oqlash: Dolu (dolu tüfek).
  1880. oqsiz: Kurşunsuz, mermisiz.
  1881. oqtalmaq: Keskenmek, tehdit etmek.
  1882. oqubet: a. Istırap, azap, eziyet, sıkıntı.
  1883. oqubetlik: a.u. Azaplı, sıkıntılı.
  1884. oqughan: Tahsilli, bilgili. Oqughan adem – Tahsilli adam.
  1885. oqughanliq: Tahsillilik, okumuşluluk, bilgililik.
  1886. oqughuchi: Öğrenci. Oqughuchi qiz – Öğrenci kız.
  1887. oqughuchiliq: Öğrencilik; okul çağı. Oqughuchiliq chaghlirimizda – Öğrencilik çağımızda.
  1888. oqumaq: Okumak, tahsil görmek. Bu kitapni men oqumidim – Bu kitabı ben okumadım. Oqup tügetmek – Okuyup bitirmek. Oqup bermek – Birisi için okumak. Oqup chiqmaq – Sonuna kadar okumak.
  1889. oqumighan: Tahsil siz.
  1890. oqur: Yemlik, yalak.
  1891. oquruq: At sineği, iviz.
  1892. oqush: Okuma; okula gitme. Oqush kitabi – Okul kitabı. Oqushqa chüshmek – Okula başlamak. Mekteplerde oqush bashlandi – Okullar açıldı. Bügün mektepte oqush bolmaydu – Bugün okul kapalı.
  1893. oqush-oqutush: Eğitim. Oqush-oqutush ishliri – Eğitim işleri.
  1894. oqutquchi: Öğretmen. Oqutquchi ayal – Öğretmen hanım.
  1895. oqutquchiliq: Öğretmenlik.
  1896. oqutush: Okutma 2. Okula gönderme. Xetni oqutush üchün keldim – Mektubu okutmak için geldim.
  1897. oqya: Yay ve ok.
  1898. olash-cholash: Gürültü ile. Ular olash-cholash öyge kirdi – Onlar gürültü ile eve girdi.
  1899. olashmaq: Çevrelemek, toplanmak.
  1900. olimaq: Avlamak. Biz béliq olaymiz – Biz balık avlıyoruz.
  1901. olja: Ganimet, istihsal, elde etme. Olja almaq – Ganimet almak.
  1902. olturaq: Yerleşik.
  1903. olturaqlashmaq: Yerleşmek.
  1904. olturaqlashturmaq: (olturaqlashmaq'tan) Yerleştirmek; yerleşik hale getirmek.
  1905. olturaqliq: Yerleşik.
  1906. olturghuzmaq: (olturmaq'tan) Oturtmak. Méhmanlarni törge olturghuz – Konukları baş köşeye oturt. Köchet olturghuzmaq – Ağaç oturtmak.
  1907. olturmaq: Oturmak. Olturup qalmaq – Uzun zaman kalmak; evde kalmak. Békar olturmaq – Boş oturmak. Men olturup qaldim – Ben uzun zaman kaldım. Kün olturghiche – Güneş batana kadar. Zong olturmaq – Çömelmek. U ish béshigha olturdi – O işbaşına geldi; o başkan oldu. Néme qilip olturupsen? – Ne yapıyorsun?
  1908. olturush: Oturuş, oturum. Bügünki olturush saet beshte bashlinidu – Bugünkü oturum saat beşte başlanacak.
  1909. olturushluq: Oturan. Shu melide olturushluq – Şu mahallede oturan.
  1910. oma: bk. orma.
  1911. omach: Lapa, bulamaç, sütlaç. 2. Karmakarışıklık. Arap saçi.
  1912. omaq: Sevimli, şirin. Omaq qiz – Sevimli kız.
  1913. omaqliq: Tatlılık, sevimlilik. Uning omaqliq bolup öskinini qarang – Onun sevimli olarak büyüdüğüne bak.
  1914. omarta: Arı kovanlığı; arıcılık çiftliği.
  1915. omartichiliq: Arıcılık.
  1916. omartiliq: Arı kovanlarının konulduğu yer.
  1917. omash: ağ. bk. omach.
  1918. omichi: Orakçı.
  1919. omsurun: Telaş. Omsurun bolmaq – Telaşlanmak. Omsurun qilmaq – Telaşa düşürmek.
  1920. omughum: Güzelim, sevgilim.
  1921. omuldurmaq: (omulmaq'tan) Aldatmak.
  1922. omulduruq: At eyerlenirken, atın göğüslük tasması.
  1923. omulmaq: Aldanmak.
  1924. omuluq: Ekin biçimi için ayrılan erzak.
  1925. omumiy: a. bk. umumiy.
  1926. omur: Aq omur – Kiriş, sinir.
  1927. omurtqa: Omur, omurga. Omurtqa yotisi – Omurga sırtı. Tutash omurtqa – Omurga.
  1928. omurtqiliq: Omurgalı.
  1929. omurtqiliqlar: Omurgalılar. Omurtqiliq haywanlar – Omurgalı hayvanlar.
  1930. omurtqisiz: Omurgasız.
  1931. omurtqisizlar: Omurgasızlar.
  1932. omuz: Omuz.
  1933. omuzluk: Geniş omuzlu.
  1934. on: On. On bir – On bir. On ikki – On iki. On üch – On üç. On töt – On dört. On besh – On beş.
  1935. onbéshi: Onbaşı.
  1936. ong-tetür: Düzensiz; sağı solu belli olmayan. Ong-tetür sözleydighan adem – Sözünün tutumu yok adam. Ong-tetüri yoq rex – Altı üstü aynı kumaş. Ong-tetür parang – Karışıkkonuşma; laf.
  1937. ongalmas: Onarılmaz, iyileşmez.
  1938. ongay: Kolay. Ongay bolmisa – Kolay olmazsa. Ongay mezgil – Kolay dönem. Ongiyi kelgende – Kolayı geldiğinde.
  1939. ongaychiliq: Kolaylık.
  1940. ongayliq: Kolaylık. Ongayliq udurmaq – Kolaylık yaratmak.
  1941. ongaysiz: Kolaysız, engelli, zor. U méni ongaysiz halda qaldurdi – O beni zor durumda bıraktı.
  1942. ongaysizlash: Zor duruma düşürme.
  1943. ongaysizliq: Zorluk. Nurghun ongaysizliqlar tughuludu – Çok zorluklar, meydana gelecek.
  1944. ongaysizlimaq: Zor duruma düşürmek.
  1945. ongche: Yalnız, tek başına. Ongche turmaq – Yalnız yaşamak.
  1946. ongchil: Sağ görüşlü, sağcı.
  1947. ongchilliq: Sağ görüşlük, sağcıllık.
  1948. ongda: Sağda.
  1949. ongdin: Sağdan.
  1950. ongdisigha: Sırt üstü, arka üstü. Ongdisigha chüshmek – Sırt üstü düşmek. U ongdisigha yatidu – O sırt üstü yatıyor.
  1951. onggha: Sağa.
  1952. ongghaq: Değişken, rengini çabuk değiştiren. Ongghaq chit – Rengini çabuk değiştiren bez.
  1953. ongghan: Becerikli, akıllı, makul, istidatlı, yetenekli.
  1954. ongghanlik: Beceriklilik, akıllılık, istidatlılık, yeteneklilik.
  1955. ongghul-dongghul: Engebeli, çökük ve çıkıntılı.
  1956. onglash: Onarma, tamiretme.
  1957. onglimaq: Ompmak, düzeltmek, tamiretmek. Özengni onglap al – Kendi durumunu düzelt.
  1958. ongmaq: Başarılı olmak. Ongmidim – Başarılı olamadım. Ongdum – Başarılı oldum.
  1959. ongmas: Talihsiz.
  1960. ongmighan: Başarısız, talihsiz.
  1961. ongmighanliq: Başarısızlık, talihsizlik.
  1962. ongshash: Onarma.
  1963. ongshimaq: Onarmak. U özini ongshidi – O kendini toparladı.
  1964. ongtey-tongtey: Alt üst.
  1965. ongushluq: Başarılı. Ishlepchiqirishqa ongushluq bolsun üchün – Üretime kolaylık sağlamak için.
  1966. ongushsiz: Talihsiz, başarısız.
  1967. ongushsizliq: Talihsizlik. Ongushsizliqqa uchrimaq – Talihsizlik; talihsizliğe uğramak.
  1968. oninchi: Onuncu.
  1969. onluk: Onluk, ondalık. Onluk san – Onluk sayı. Onluk kesir – Ondalık kesir.
  1970. onuylen: Onumuz; on kişi.
  1971. opéra: r. Opera. Opéra téatri – Opera tiyatrosu.
  1972. opératiw: r. Cerrahi.
  1973. opératsiye: r. Operasyon, ameliyat. Opératsiye qilmaq – Ameliyat etmek.
  1974. opqan: Obur, pisboğaz.
  1975. opqanliq: Oburluk.
  1976. opqun: Girdap, su çevrisi.
  1977. opqur: Aç gözlü, tamahkar, doymaz. Opqur bürküt – Aç gözlü kartal.
  1978. opportunist: r. Oportünist.
  1979. opportunistliq: r.u. Oportünistlik.
  1980. opportunizm: r. Oportünizm.
  1981. optik: r. Optik.
  1982. optimizm: r. İyimserlik.
  1983. opul-topul: Çabuk, acele, hızla, telâşlı. U opul-topul chiqip ketti – O acele çıkıp gitti. Opul-topul bolmaq – Telâşlanmak.
  1984. opula-topula: Acele, hızla, apar-topar.
  1985. opulang-topulang: Karışıklık, şaşkınlık. Opulang-topulang bolup ketmek – Şaşkınlığa düşmek. Opulang-topulang qilmaq – Ortalığı karıştırmak; şaşkınlığa düşürmek.
  1986. opurmaq: Kırmak, delmek, gedik açmak. Opurup chüshermek – Yıkmak, çöktürmek. Opurulup chüshmek – Yıkılmak, çökmek.
  1987. or: bk. ora.
  1988. ora: Çukur, kuyu. Ora kolimaq – Kuyu kazımak. Yunda orisi – Bulaşık çukuru. Bashqigha ora kolighan özi chüsher – d. Başkasına kuyu kazan kendisi düşer.
  1989. oraq: Ambalaj malzemesi.
  1990. oralmaq: Ambalajlanmak, sarılmak, çevrilmek.
  1991. oranmaq: Sarınmak, bürünmek. Yotqangha oranmaq – Yorgana sarınmak (bürünmek).
  1992. orawalmaq: Kuşatmak, çevirmek, sarmak,.
  1993. orash: Çevirme, sarma.
  1994. oray: Saçın çevrisi.
  1995. orayliq: Saç çevrisinin olma hali.
  1996. orda: Yuva; ocak; Orta Çağlardaki Türk yerleşim merkezleri. Altin Orda – Altın Ordu (Cengiz Han'ın büyük oğlu Cuci ulusuna mensup Türk-Moğol devletinin adı). Oghrilar ordisi – Hırsızlar yuvası. Türk Ordisi – Türk Ocağı.
  1997. ordén: r. Nişan.
  1998. ordénliq: Nişanlı.
  1999. organ: r. 1. Organ 2. Alet, vasıta, araç 3. Kuruluş, teşkilat, makam.
  2000. orghaq: bk. oghaq.
  2001. orghaqchi: bk. oghaqchi.
  2002. orkéstr: r. Orkestra.
  2003. orma: Biçim. Orma mezgili kélip yetti – Biçim zamanı geldi. Orma waxti – Biçim zamanı. Ormigha chüshmek – Biçime girişmek. Orma mashinisi – Biçme makinesi; döver biçer.
  2004. ormaq: Biçmek; orakla biçmek. Oma ormaq – Ekin biçmek. Térisang orarsen – Ekersen biçersin. Ot ormaq – Ot biçmek. Orup bolmaq – Biçip bitirmek.
  2005. orman: Orman. Qélin orman – Koyu orman. Orman xojilighi – Orman müdürlüğü.
  2006. ormanchi: Ormancı, ormana bakan. Ormanchi bolup ishlimek – Ormancı olarak çalışmak.
  2007. ormanchiliq: Ormancılık. Ziraet we ormanchiliq nazariti – Ziraat ve orman bakanlığı.
  2008. ormanzarliq: u.f.u. bk. ormanzer.
  2009. ormanzer: u.f. Ormanlık.
  2010. ormichi: Biçici, biçen.
  2011. ormiliq: Anızlık, anız alanı.
  2012. ormuluq: bk. ormiliq.
  2013. ormülimek: (Emeklemekti tırmanmak. Örmülep chiqmaq – Tırmanıp çıkmak.
  2014. ornash: Yerleşiş, yerleşme.
  2015. ornatmaq: (ornimaq'tan) Yerleştirmek.
  2016. ornida: Yerinde. Ozuq ornida – Azık yerine.
  2017. ornigha: Yerine. Uning ornigha men keldim – Onun yerine ben geldim. Ornigha keltürüsh – Yerine getirme; eskisi gibi yapma. Shu kemgiche yüregim ornigha chüshmeydu – Ödüm koptu.
  2018. ornimaq: Yerleşmek.
  2019. ornutulmaq: Yerleştirilmek.
  2020. ornutush: Yerleştirme. Tinchliq ornutush üchün – Barışı sağlamak için. Diplomatik munasiwet ornutush üchün – Diplomatik ilişki kurmak için.
  2021. orta: bk. ottura.
  2022. ortak: Ortak.
  2023. ortaklashmaq: Ortaklaşmak (paylaşmak). Ular özlirining ijadiy muweppeqiyetliri bilen ortaqlashti – Onlar kendilerinin yaratıcılıktaki başarılarını paylaştı.
  2024. ortaqchi: Ortakçı, yarıcı.
  2025. ortaqchiliq: Ortakçılık, yarıcılık.
  2026. ortaqliq: Ortaklık, yarıcılık.
  2027. orughlimaq: bk. oruqlimaq.
  2028. oruxlash: bk. oruqlash.
  2029. oruq: Arık, zayıf, yağsız.
  2030. oruqlash: Anklama, Zayıflama.
  2031. oruqlatmaq: (oruqlimaq'tan) Zayıflatmak.
  2032. oruqlimaq: Arıklamak, zayıflamak. Oruqlap ketmek – Zayıflamış olmak.
  2033. oruqluq: Anklık, zayıflık.
  2034. orum: Biçim.
  2035. oruma: Sarma, sargı.
  2036. orun: Yer. Orun almaq – Yer almak. Orun basmaq – Yerini almak. Orun bésish – Yerini alma. U uning ornini basti – O onun yerine geçti. Ölsem, ornimni basirim bar – Ölsem yerime geçer kimsem var. Orun tartmaq – Hastalanmak. Hökümet orunliri – Hükümet daireleri; resmî kurumlar. Ishlep chiqirish orunliri – Üretim alanları. Axbarat orunliri – Ahbarat kurumlan. Yuqarqi orunlar – Yüksek makamlar. U meni adem ornida körmeydu – O beni insan yerine saymıyor. Orni yoq gep – Yersiz söz. Orni bilen – Yeri geldiğinde; yerinde. Orni kelgende – Yeri geldiğinde; sırasıyla. Gepni ornida qil – Sözü düşünerek söyle.
  2037. orun-körpe: Yatak takımı.
  2038. orun-yataq: bk. orun-körpe.
  2039. orunbasar: Yardımcı, muavin. Reis orunbasari – Reis muavini. Komandan orunbasari – Komutan yardımcısı.
  2040. orunbasarliq: Yardımcılık, muavinlik. Orunbasarliq qilmaq – Muavinlik etmek.
  2041. orundash: bk. orunlash.
  2042. orunduq: Sandalya, koltuk.
  2043. orunlash: Yerine getirme, becerme, halletme.
  2044. orunlashmaq: Yerleşmek.
  2045. orunlimaq: Becermek, halletmek. Ashurup orunlimaq – Fazlasıyla becermek.
  2046. orunlimasliq: Becermezlik, halletmezlik.
  2047. orunluq: Yerli, yeri olan. Ikki orunluq – İki yeri olan. 2. Yerinde. Orunluq tenbih – Yerinde tenbih. Orunluq étilghan söz – Yerinde söylenmiş söz.
  2048. orunsiz: Yersiz. U orunsiz qaldi – O yersiz kaldı. Orunsiz yerge – Boşuna; oygun olmayan. Orunsiz étilghan söz – Yersiz söylenmiş söz.
  2049. orunsizliq: Yersizlik. U gepning oransizlighini biletti – O sözün yersiz olduğunu bilirdi.
  2050. Orusche: Rusça. Men Orusche bilimen – Ben Rusça bilirim.
  2051. orusgül: r.f. Bir tür ev çiçeği.
  2052. oruwalmaq: Sarmak, çevirmek, kuşatmak.
  2053. orush: Biçme, biçiş. Ot orush – Ot biçme. Orush mashinisi – Biçme makinesi.
  2054. osal: Kötü iyi değil. Uning közi osal – Onun gözü iyi değil.
  2055. osallashmaq: Kötüye gitmek.
  2056. osalliq: Zayıflık, kuvvetsizlik, halsizlik.
  2057. osallimaq: Zayıflamak, halsizlenmek, kötüye gitmek.
  2058. osma: Kaşı karartmak için, ezilerek suyu kaşa sürülen bir tür bitki (hanım işi). Osma qoymaq – Osma bitkisinin suyunu kaşa sürmek.
  2059. osmaqlimaq: Ağzından laf almak.
  2060. osurmaq: f. Osurmak, yellenmek.
  2061. oshatmaq: Kırmak, parçalamak, yıkmak, bozmak.
  2062. oshuqche: Artık, fazla, aşırı, faydasız, gereksiz. Oshuqche hörmet – Aşırı saygı.
  2063. ot-boghuz: Yem; hayvan yemi.
  2064. ot-choq: Ateş ve kor. Ot-choqqa chüshmek – Tutkuya kapılmak; ateşli bir isteğin girişi-minde bulunmak.
  2065. ot-chöp: Yeşillik, bitki 2. Çöp.
  2066. ot-xeshek: Kuru ot.
  2067. ot-su: Ot ve su, otlak. Ot-süyi mol jay – Otlağı bol yer.
  2068. otaqchiliq: Ayıklama çalışmaları.
  2069. otan: ağ. bk. otun.
  2070. otan-chawa: Yakıt, yakacak (odun) 2. Çöp, süprüntü.
  2071. otaw: Çadır. Qazaq otawi – Kazak çadırı. Otaw tikmek – Çadır durdurmak; çadır kurmak.
  2072. otash: Tarlayı zararlı otlardan ayıklama.
  2073. otchachar: Ateş püsküren alet.
  2074. otdan: u.f. Kandil, yağ lambası.
  2075. otimaq: Ayıklamak.
  2076. otqazmaq: (oturmaq'tan) ağ. Oturtmak.
  2077. otquzush: Oturtma.
  2078. otlaq: Otlak, yayla.
  2079. otlam: Yudum. Bir otlam su – Bir yudum su.
  2080. otlatmaq: (otlimaq'tan) Otlatmak.
  2081. otlimaq: Otlamak 2. mec. saçmalamak. Néme otlap turupsen – Ne saçmalıyorsun.
  2082. otperest: u.f. Ateşperest.
  2083. otperestlik: u.f.u. Ateşprestlik.
  2084. otpuska: r. İzin. Otpuska almaq – İzin almak. Otpuskigha chiqmaq – İzine ayrılmak.
  2085. otraq: ağ. bk. olturaq.
  2086. otran: Orta, merkez. Otran qol – Orta parmak. Otran qoldek – mec. çok iyi. Otran qoldeq qiz – Çok iyi bir kız.
  2087. otranchi: Ortancı. Otranchi oghul – Ortancı oğul.
  2088. otsunmaq: Isınmak; ateşe yaklaşarak ısınmak.
  2089. otsunush: Isınma, ısınış; ateşe yaklaşarak ısınma.
  2090. ottura: Orta. Öyning otturisida – Evin ortasında. Ottura qol – Orta parmak.
  2091. otturanchi: Ortanca. Otturanchi akam – Ortanca ağabeyim.
  2092. otturiche: Ortalama. Otturiche hésap – Ortalama hesap. Otturiche daramet – Ortalama gelir (ürün).
  2093. otturida: Ortada, arada. Palwanlar otturigha chüshti – Pehlivanlar ortaya çıktı. Ottura mektep – Orta okul, lise. Otturida qalmaq – Arada kalmak.
  2094. otturidin: Ortadan. Otturidin bölmek – Ortadan bölmek.
  2095. otturisida: Ortasında.
  2096. otturuluq: Ortalık. Memliketning otturilighida – Ülkenin ortasında.
  2097. ottuz: Otuz.
  2098. ottuzinchi: Otuzuncu.
  2099. otughuch: Zararlı otları ayıklamada kollanılan küçük çapa veya kürek.
  2100. otuqmaq: Ateş yükselmesi. Aghriqning yüzliri otuqudu – Hastanın yüzleri ateşlenir.
  2101. otumaq: Ayıklamak.
  2102. otun: Odun.
  2103. otunchi: Oduncu.
  2104. otunchiliq: Odunculuk.
  2105. otunxana: u.f. Odunhane, odun konulan ev, balkon.
  2106. oturmaq: bk. olturmaq.
  2107. otyash: Sebze. Otyash térilghusi – Sebze ziraatı.
  2108. otyashlik: Sebze tarlası.
  2109. ow: Av.
  2110. owchi: Avcı, oçi işit avcı köpek.
  2111. owchiliq: Avcılık. Ochiliq qilmaq – Avcılık yapmak.
  2112. owj: a. Yükselme, doruk nokta. Owj almaq – Doruğuna yükselmek. Ish owj élip ketti – İş çoğaldı.
  2113. owqet: a. bk. oqet.
  2114. owraz: ağ. bk. ewrez.
  2115. owsin: Yenge.
  2116. owuch: bk. och.
  2117. owunchaq: Eğlence, oyuncak. Owunchak qilmaq – Eğlenmek, gönül eğlendirmek.
  2118. owunmaq: Avunmak.
  2119. owunush: Avunma.
  2120. owushmaq: Değişmek.
  2121. owutmaq: Avutmak, teskin etmek. Mert yigit bilen könglümni owuttum – folk. Mert yiğit ile gönlümü avuttum.
  2122. oy-dongghul: bk. oy-döng.
  2123. oy-döng: Engebeli; çıkınltılı girintili. Oy-döng jay – Engebeli yer.
  2124. oy-pikir: u.a. Düşünce ve fikir.
  2125. oyan: ağ. bk. oyun.
  2126. oyanchi: ağ. bk. mollaqchi.
  2127. oyash: ağ. bk. orush.
  2128. oychan: Düşünceli.
  2129. oychanliq: Düşüncelilik.
  2130. oychi: Hayalci, hayalperest.
  2131. oydan: bot. Sütlegen.
  2132. oydiki: Akıldaki.
  2133. oydikidek: Düşünüldüğü gibi.
  2134. oydöng: bk. oy-döng.
  2135. oydöng-chongqur: bk. oy-döng.
  2136. oydurmaq: Oydurmak.
  2137. oydurmichi: Oydurmam, oyduran.
  2138. oydurush: Oydurma.
  2139. oyghaq: Uyanık, denç, çevik. Oyghaq déngiz – Heyecan verici deniz. Oyghaq saqchi – Uyanık polis.
  2140. oyghaqliq: Uyanıklık.
  2141. oyghanmaq: Uyanmak.
  2142. oyghatquch: Uyandıran; çalar saat. Oyghatquch saet – Çalar saat.
  2143. oyghatmaq: Uyandırmak.
  2144. oyghunush: Uyanma 2. Uyanma Devri, Rönesans. Oyghunush Dewri – Rönesans. Milli angning oyghunushi – Milli yetçilik fikrinin doğuşu.
  2145. oylamchan: Düşünceli.
  2146. oylamchanliq: Düşüncelilik.
  2147. oylandurmaq: (oylanmaq'tan) Düşündürmek.
  2148. oylanmaq: Düşünmek.
  2149. oylash: Düşünme.
  2150. oylashmaq: Düşünmek. Oyliship muamile qil – Düşünerek ilişki kur.
  2151. oylashturmaq: (oylashmaq'tan) İyice düşünmek; incelemek; tetkik etmek.
  2152. oylimaq: Düşünmek. Oylap turmaq – Düşünüp durmak. Oylap körmek – Düşünmek. Uzun oylimastin – İyi düşünmeden. Oylap qoymaq – Akla getirmek. Aldin ala oylap qoymaq – Önceden düşünmek. Oylap chiqmaq – Sonuna kadar düşünmek. Oylap qarang – Düşünün. Oylap qarimaq – Düşünmek. Oylap körmestin – Düşünmeden. Oylap turmastin – Düşünmeksizin. Özingiz oylap körüng – Düşünebilirsiniz. Oylimighan yerdin – Ansızın. Aldi-axirini oylimaq – Önü ve sonunu düşünmek. Aldin oylighan – Önceden düşünen. Oylap tapmaq – Düşünerek bulmak. Oylap chiqarmaq – Düşünerek bulmak; oydurmak.
  2153. oylimastin: Düşünmeden, düşünmeksizin.
  2154. oylunush: Düşünme.
  2155. oyma: Oyma, oymalı, oyulmuş.
  2156. oyman: Çukur. Oyman yol – Düzgün olmayan yol, çukurlu yol.
  2157. oyman-chongqur: Engebelik; düzgün olmayan yer. Oyman-chongqur yol – Düzgün olmayan yer.
  2158. oyman-döng: Engebelik.
  2159. oyman-dönglük: Engebeli.
  2160. oyman-dösh: Engebe.
  2161. oyman-döshlük: Engebeli.
  2162. oymichi: Gravürcü. oymacı.
  2163. oymichiliq: Gravür, hakkâk işleri. Oymichiliq qilmaq – Hakkâk işleri ile uğraşmak. Oymichiliq sen'iti – Hakkâk işleri sanatı.
  2164. oymikar: u.f. Hakkâk.
  2165. oymikarliq: u.f.u. Hakkâk işleri. Oymikarliq qilmaq – Hakkâklık yapmak.
  2166. oymu: ağ. bk. oma.
  2167. oynaq: Oynak.
  2168. oynaqchan: Oynak.
  2169. oynaqchanliq: Oynaklık.
  2170. oynaqi: Oynak. Oynaqi at – Oynak at.
  2171. oynaqiliq: Oynaklık.
  2172. oynaqlimaq: Oynaklık etmek. Közliri oynaqlap ketti – Gözleri parladı.
  2173. oynashmaq: Oynamak.
  2174. oynatmaq: (oynimaq'tan) Oynatmak. U minglerche yigitning töpüside at oynatqan – O binlerce yiğite (delikanlıya) hükmetmiş. Eskerlerimiz düshmenning béshida qilich oynatti – Askerlerimiz düşmanın başında kılıç oynattı.
  2175. oynimaq: Oynamak. Oynap almaq – Oynamak. Oynashqa bashlimaq – Oynamaya başlamak. U muhim rol oynaydu – O önemli rol oynar. Oynap külmek – Oynayıp gülmek; eğlenmek. Oynap külüp – Neşe ile. Oynap éytmaq – Şaka ile söylemek. Kün nuri suda oynap turudu – Güneş ışığı suda parlıyor. Oynap – Oynayıp. Toy oynap – Düğün neşesi. Usul oynap – Dans neşesi. Közüm oynidi – Gözüm parladı.
  2176. oyniwetmek: Oynamak.
  2177. oypang: Çukur, girinti.
  2178. oyuq: Çukur,oyuk, kazı. Tamning oyuqliri – Duvarın oyuklan.
  2179. oyuqchi: Hakkâk.
  2180. oyuqchiliq: Hakkâkçılık.
  2181. oyuqluq: Oyuk, oyulmuş.
  2182. oyul: Oyma. Oyul sanduq – Oyma sandık.
  2183. oyulmaq: Oyulmak, kazılmak. Muzdin ötseng aldin öt, oyulghanche ötersen – d. Buzdan geçerken önce geç, buz oyulana kadar geçersin.
  2184. oyumche: Düşündüğüme göre.
  2185. oyun: Oyun. At oyuni – Sirk. Oyun qoymaq – Piyes, tiyatro oyunu. Oyungha chüshmek – Oyuna katılmak. Oyun qilmaq – Oynamak.
  2186. oyun-külke: Oyun ve gülme, zevk, neşe. Oyun-külkige bérilmek – Eğlence düşkünlüğü.
  2187. oyun-tamasha: Oyun ve zevk.
  2188. oyunchaq: Şen, neşe, eğlence.
  2189. oyunchaqliq: Şenlik, neşelilik.
  2190. oyunchi: Oyuncu, kumarcı, yaramaz; dans etmesini bilen.
  2191. oyunchuq: Oyuncak.
  2192. oyunxana: Oyunhane.
  2193. oyunkesh: u.f. Oynamayı seven.
  2194. oyuwetmek: Oyuvermek, kazıvermek.
  2195. oyush: Oyma.
  2196. oza: Geçen. Oza yil – Geçen yıl. Oza kün – Geçen gün.
  2197. ozaqi: Geçenki. Ozaqi kün – Geçen gün. Ozaqi yil – Geçen yıl.
  2198. ozdurmaq: (ozmaq'tan) Geçirmek.
  2199. ozghan: Gecen. Ozghan yil – Geçen yıl.
  2200. ozghun: İleri giden; öncü.
  2201. ozmaq: Geçmek; ileri gitmek. Ozup ketmek – İleri gitmek. Peygidin ozup keldi – Yarışın önünde geldi.
  2202. ozugh: Evvelki. Ozugh kün – Evvelki gün.
  2203. ozuq: Yemek, gıda 2. Erzak, yem. Ozuq-tülük – Erzak.
  2204. öch: Öç. Öch almaq – Öç almak. Öchüm chiqti – Öcüm çıktı; Öcümü aldım. Öchi bar – Öcü var. Öch körmek – Nefret etmek; düşman olmak. U méni öch körüdu – O benden nefret ediyor. Öch bolup ketmek – Düşman kesilmek. U pulgha öch bolup chikti – O paraya düşkün oluverdi.
  2205. öchekep: İnat olsun diye. mek'.
  2206. öchekimek: Dannmak, düşmanlaşmak.
  2207. öchekishmek: bk. öchekimek.
  2208. öchektürmek: Kızdırmak, huylandırmak, rahatsız etmek.
  2209. öchey: ağ. bk. üchey.
  2210. öchlük: Düşmanlık, kindarlık. Öchlük qilmaq – Düşmanlık hissi beslemek.
  2211. öchmen: Oç alan, kinci, kindar.
  2212. öchmenlik: Oç guduculuk, kincilik, kindarlık.
  2213. öchret: r. Sıra, kuyruk. Öchrette turmaq – Sıraya geçmek.
  2214. öchük: Sönük, söndürülmüş. Chiraq öchük édi – Mum (lamba) sönük idi.
  2215. ödek: Ördek. Erkek ödek – Erkek ördek. Yawayi ödek – Yabanî ördek. Ödek balisi – Ördek yavrusu. Ödek tuxumi – Ördek yumurtası.
  2216. öge: Yuva 2. Grup.
  2217. ögenmigen: Alışmamış. Ögenmigen yer – Alışmamış yer.
  2218. ögetküchi: Öğreten, öğretmen.
  2219. ögetmek: Öğretmek 2. Alıştırmak.
  2220. ögey: Üvey.
  2221. ögeylik: Üveylik.
  2222. ögeysinmek: Üvey gibi görmek; yadırgamak.
  2223. ögün: Öbürgün.
  2224. ögünlük: Öbürgün. Ete-ögünlük – Yarın veya öbürgün.
  2225. ögünlükke: Öbürgünü. Ögünlükke kelimen – Öbürgünü geleceğim.
  2226. ögüt: Öğüt, nasihat.
  2227. ögüt-nesihet: u.a. Oğüt-nasihat.
  2228. ögütlemek: Öğütlemek.
  2229. ögütüwalmaq: Ehlileştirmek, alıştırmak, kendine bağlamak.
  2230. ögze: Çatı.
  2231. öjer: İnatçı, sebatkar.
  2232. öjerlenmek: İnat etmek.
  2233. öjerlik: İnatçılık. Öjerlik qilmaq – İnatçılık etmek.
  2234. ökche: Ökçe.
  2235. ökchilik: Ökçeli. Esiz ökjilik ötük – Yüksek ökçeli çizme.
  2236. öksümek: Hıçkırık; hıçkırarak ağlamak; hüngür hüngür ağlamak.
  2237. öksünmek: Kederlenmek, hüzünlü olmak. U bir öksünüp qoydi – O içini çekti.
  2238. öksüsh: bk. öksümek.
  2239. Öktebir: r. Ekim. Öktebir Inqilabi – Ekim İhtilali.
  2240. öktemlik: Çeviklik, girişkenlik.
  2241. ölchegüch: Ölçü aleti.
  2242. ölchem: Ölçüm. Chong ölchemde – Büyük ölçümde. Uzunluq ölchimi – Uzunluk ölçüsü. Éghirliq ölchimi – Ağırlık ölçüsü.
  2243. ölchemlik: Ölçülü.
  2244. ölchemsiz: Ölçüsüz.
  2245. ölchenmek: Ölçünmek.
  2246. ölchesh: Ölçme. Ölchesh eswapliri – Ölçme aletleri.
  2247. ölchimek: Ölçmek. Ölchep körmek – Ölçme ile denemek. Qaytidin ölchesh – Tekrar ölçme.
  2248. ölchügüch: bk. ölchegüch.
  2249. ölchütüsh: Ölçtürme.
  2250. ölemen: Leş.
  2251. ölengchi: Şarkıcı, türkücü.
  2252. ölgiche: Ölene kadar. Ölgiche urmaq – Ölene kadar dövmek; çok dövmek. U ölgiche ishlidi – O çok çalıştı.
  2253. ölgidek: Öler gibi. Ölgidek charchidim – Öler gibi yoruldum.
  2254. ölgüdek: mec. Çok, pek, gayet. Ölgüdek mes – Ağır sarhoş.
  2255. ölgünche: Ölene kadar, ölercesine; daha çok; aşırı. U ölgünche ichti – O ölercesine içti; O çok içti.
  2256. ölgür: küf. Öl!
  2257. öliya: a. ağ. bk. ewliya.
  2258. ölke: Vatan, bölge, eyalet. Ölkimizde – Vatanımızda. Ölkini ögünüsh – Yurt bilgisiyle meşgul olma.
  2259. ölkilik: Eyalete ait. Ölkilik hökümet – Eyalet hükümeti.
  2260. ölkishunas: Yurt bilgisiyle meşgul olan adam.
  2261. ölkishunasliq: Yurtbilgisi.
  2262. ölmek: Ölmek. Boghulup ölmek – Boğularak ölmek. Ölüp pütmek – Ölüp bitmek. Öz ejili bilen ölüptu – Kendi eceli ile ölmüş. Yiqilip ölmek – Düşerek ölmek. Haram ölmek – Gebermek, mürdolmak. Ölüp öchmek – Çabalamak; ihtiras. Ölüp tirilmek – Ağır bir olayı atlatmak; tekrar hayata kavuşmak.
  2263. ölmes: Ölmez. Menggu ölmes – Ölümsüz. Ölmes eser – Ölümsüz eser.
  2264. ölmeslik: Ölmemek, ölümsüzlük.
  2265. ölmigür: Çok yaşa!
  2266. öltürgüchi: Öldürücü, öldüren.
  2267. öltürmek: (ölmek'ten) Öldürmek. Étip öltürmek – Vurarak öldürmek. Boghup öltürmek – Boğup öldürmek. Ésip öltürmek – Asarak öldürmek. Achtin öttürmek – Açtan öldürmek. U méni tirik öltürdi – O beni zor durumda bıraktı.
  2268. ölük: Ölü, ceset. Adem ölügi – Adam cesedi. Ishtning ölügi – Köpek ölüsü. Ölük yastughida – Ölü yastığında. Uning ölük tirigidin xewer yoq – Onun ölü veya diri olduğundan haber yok. Chala ölük – Yarı ölü. Ölük til – Ölmüş dil. Ölük mal – Taşınmaz mal. Ölükdek uxlimaq – Ölmüş gibi uyumak. Ölse ölügi artuq – Çok daha iyi.
  2269. ölükxana: Cesedin konulduğu yer, morg.
  2270. ölükse: Leş 2. mec. Cüzi 3. mec. Kuvvetsiz, bitkin, cılız.
  2271. ölüm: Ölüm. Ölüm aldida – Ölüm önünde. Ölüm jazasi – Ölüm cezası. Ölüm üstide – Ölüm üstünde; ölüm halinde. Ölüm telwisi – Can çekişme. Ölüm tegmigür! – Ölme! yaşa!
  2272. ölüm-yitim: Ölüm ve yitim.
  2273. ölümlük: Ölümlü. Bizning ölümlük düshminimiz – Bizim ezelî düşmanımız. Ölümlügümü hazirlap qoyghanmen – Kefınimi hazırlayıp koymuştum.
  2274. ölümtük: Leş.
  2275. ölüsh-tirilish: Ölme ve dirilme.
  2276. ölüshkün: Geçen gün; evvelsi gün.
  2277. öm: Hep beraber, birlikte, elbirliğiyle, ittifakla, iyi geçinen. Öm ishlimek – Elbirliğiyle çalışmak.
  2278. ömek: Ekip, grup. Teshwiqat ömigi – Propaganda ekibi.
  2279. ömeklik: İyi geçinmek, dost geçinmek, ittifaktık.
  2280. ömgüch: bk. ömüchük.
  2281. ömilimek: Emeklemek.
  2282. ömleshken: Toplu halde. Ömleshken emgek – Toplu halde yapılan emek. 2. Birlik olarak, ittifak halinde.
  2283. ömleshkenlik: İttifaklık; birlik olma hali.
  2284. ömleshmek: Birleşmek, ittifaklaşmak. Ömliship ishlimek – Birlikte (hep beraber) çalışmak.
  2285. ömleshtürmek: (ömleshmek'ten) Birleştirmek, toplamak; bir araya getirmek.
  2286. ömlük: Birlik, ittifaklık, topluluk.
  2287. ömse: Gözü yaşlı, ağlamsık ömse bala Çok ağlayan çocuk.
  2288. ömsilik: Ağlamsılık. Ömsilik qilmaq – Ağlamsıklık yapmak.
  2289. ömüchük: Örümcek. Ömüchük tori – Örümcek ağı. Zeherlik ömüchük – Zehirli örümcek; tarantul örümceği.
  2290. ömür: a. Ömür. Ömür köchürmek – Ömür geçirmek; yaşamak. Ömrümde körgen emesmen – Ömrümde görmüş değilim. Qisqa ömür – Kısa ömür. Uzun ömür – Uzun ömür.
  2291. ömürbad: a.f. Ebediyen, ilelebet; ebediyen yaşamak.
  2292. ömürlük: a.u. Ebediyen; ömür boyu sürecek. Sanga ömürlük minnetdarmen – Sana ömür boyu minnettarım. Ömürlügüm – Ölünceye kadar olan dostum.
  2293. ömürlükke: a.u. Ebediyete.
  2294. ömürwayet: a. 1. Ömür boyu 2. Ebedi 3. Hiçbir zaman; esla. Seni ömürwayet unutmaymen – Seni ömür boyu unutmam.
  2295. önche: Deste, buğday destesi.
  2296. öng: Yüz, çehre, sima. Berxetning öngi – Kadifenin üst tarafı. Öngim öchti – Soldum, sarardım. Öngi öchken – Solgun, sararmış. Uning öngi öchti – O soldu; o sarardı.
  2297. öngge: Muhtelif, çeşitli 2. Solan, solgun.
  2298. önggech: Yemek borusu, gırtlak.
  2299. önggek: Rengini değiştiren. Önggek rex – Rengini çabuk değiştiren kumaş.
  2300. önggen: Solmuş, soluk, rengi atmış.
  2301. önggermek: At üstünde iken, önünde konularak bir şeyin taşınması.
  2302. öngkür: İn, yuva 2. Mağara.
  2303. öngkürmek: Hüngürdemek.
  2304. öngmek: Solmak, rengi atmak.
  2305. öngsül: Chirayining öngsüli yoq – Yüzü solmuş, sararmış.
  2306. öpchöre: Yöre, çevre, civar. Öpchöridikiler – Çevredekiler. Öpchörige qarimaq – Çevreye bakmak. Öpchöridiki – Çevredeki. Öpchöriside – Çevresinde. Oning öpchöriside hichkim yoq – Onun çevresinde hiçkimse yok. Daramatni u 20 pirsent öpchöriside ashurdi – O geliri yüzde yirmi civarında artırdı.
  2307. öpke-béghir: Akciğer ve karaciğer.
  2308. öpke-hésip: Uygurların geleneksel yemeği olan akciğer ve barsak dolması.
  2309. öpke-zasüy: bk. öpke-hésip.
  2310. öpkichan: Çabuk kızan, çabuk öfkelenen.
  2311. öpkichanliq: Çabuk kızma hali; çabuk öfkelenme hali.
  2312. öpkilesh: Kızma, öfkelenme, darılma.
  2313. öpkiletmek: (öpkilimek'ten) Öfkelendirmek, darıltmak, kızdırmak.
  2314. öpkilimek: Öfkelenmek, darılmak, kızmak.
  2315. öpmek: Öpmek.
  2316. öpür-töpür: Ayak sesi 2. Koşuşmalar; birbirine girme.
  2317. öpüsh: Öpüş, öpme.
  2318. öpüshmek: Öpüşmek.
  2319. ör: Tepe, dik, çıkış, yokuş. Örge qarap – Yokuşa doğru.
  2320. ördek: bk. ödek.
  2321. ördesh: Hububatı yığma; çeç yapma.
  2322. ördümek: Hububatı yığmak; çeç yapmak.
  2323. öre: Dik, tepe, yokuş. Öre turmaq – Kalkmak, ayakta durmak. Chéchim öre turdi – Saçım ürperdi. Ayaq öre turmaq – Ayakta durmak.
  2324. örek: Çukur; bk. azgal ve ewrez. Örek kolimaq – Çukur kazımak.
  2325. örgemchük: Örümcek; bk. ömüchük.
  2326. örgüley: Çanım, ciğerim, gözümün nuru, kuzum. Eqlingdin örgüley – Aklını seveyim.
  2327. örkech: Hörgüç, kanbur.
  2328. örkechlik: Hörgüçtü, kanburlu. Bir örkechlik töge – Bir hörgüçlü deve. Jüp örkechlik töge – Çift hörgüçlü deve.
  2329. örkesh: Kabaran dalga, dalga 2. Hörgüç.
  2330. örkeshlemnek: Dalgalanmak.
  2331. örkeshlesh: Dalgalanma.
  2332. örkeshlimek: Dalgalanmak. Örkeshlep aqqan deryaning suyi – Dalgalanıp akan nehrin suyu.
  2333. örletmek: (örlimek'ten) Yükseltmek. U qoyni taqqa qarap örlütüp ketti – O koyunu dağ yamacına sürdü.
  2334. örlimek: Yükselmek. Kün örligendin kiyin – Güneş yükseldikten sonra. Bazar bahasi örlep ketti – Fiyatlar yükseliverdi. Gheziwim örlidi – Gazabım yükseldi.
  2335. örme: Sarma. Örme gül – Sarmaşık çiçek.
  2336. örmek: bk. örümek.
  2337. örmüchük: Örümcek. Örmüchük tori – Örümcek ağı.
  2338. örnek: Örnek. Örnek bolmaq – Örnek olmak. Örnek almaq – Örnek almak. Örnek körsetmek – Örnek göstermek.
  2339. örneklik: Örneklik.
  2340. örteng: Durak.
  2341. örtenmek: Tutuşmak, alevlenmek, yanmak, yangın çıkmak.
  2342. örtesh: Yangın çıkarma, ateşe verme.
  2343. örtigüchi: Kundakçı.
  2344. örtimek: Ateşevermek, yangın çıkarmak.
  2345. örüdesh: Yığmak yükselterek toplama.
  2346. örüdimek: Yığmak; yükselterek toplamak.
  2347. örügüchi: Tercüman, çevirici.
  2348. örük: Erik. Qara örük – Erik kurusu. Gülqaq örük – Kayısı. Örük qéqi – Erik kurusu.
  2349. örükche: Erik çekirdeği.
  2350. örükzar: u.f. Eriklik.
  2351. örülmek: Çevrilmek, yıkılmak, devrilmek.
  2352. örüm: Örüm, örülmüş. Örüm chach – Örülmüş saç.
  2353. örüme: Çevirme.
  2354. örüwetmek: Yıkmak, devirmek. Suni örüwetmek – Suyu devirmek.
  2355. öskileng: Boylu boslu, gür, sıkı, koyu.
  2356. ösme: Büyüme. Yéngi ösme balilar – Büyümekte olan çocuklar.
  2357. ösmek: Büyümek.
  2358. ösmür: Yeni yetme, ergen, delikanlı. Yash ösmürler – Gençler, delikanlılar. Ösmürligimde – Gençliğimde.
  2359. ösmürlük: Gençlik, delikanlılık.
  2360. östeng: Kanal.
  2361. östenglik: Kanallı, kanallık.
  2362. östürmek: (ösmek'ten) Büyümek. yetiştirmek. Saqal östürmek – Sakal büyümek. Ösüp qalmaq – Büyümek. Balam ösüp qaldi – Çocuğum büyüdü. Tughulup ösken yézam – Doğup büyüdüğüm köy.
  2363. östürülmek: Büyütülmek, artırılmak, yükseltilmek. Ish heqqi her yili östürülüp turdi – İş hakkı her yılı yükseltildi.
  2364. östürüsh: Yükseltme, büyütme, artırma.
  2365. ösüm: Büyüme, yükselme, artma, yüzde, faiz.
  2366. ösümlük: Bitki. Bir yilliq ösümlük bir – Yıllık bitki. Danliq ösümlükler – Buğdaygiller. Ösümlükler baghchisi – Bitkiler bahçesi. Ösümlükler dunyasi – Bitkiler dünyası. Dixanchiliq ösümlükliri – Ziraat bitkileri.
  2367. ösürmek: bk. östürmek.
  2368. ösüsh: Büyüme. Boygha ösüsh – Boyuna büyüme.
  2369. öshki: Keçi.
  2370. öt: Öd, safra. Öt dosighi, öt xaltisi, öt qépi – Öd torbası.
  2371. ötek: Taahhüt.
  2372. öteng: ç. Gece konak yeri; durak.
  2373. öter: Geçer. Birinchi awgustqa öter kéchiside – Birinci Ağustosa geçer gecesinde.
  2374. ötermek: ağ. bk. öltürmek.
  2375. ötesh: Ödeme.
  2376. ötime: Ödeme, gerçekleştirme, becerme.
  2377. ötimek: Ödemek, becermek, gerçekleştirmek. Namaz ötimek – Namaz kılmak. Atiliq qerzimni ötidim – Babalık borcumu ödedim.
  2378. ötinilesh: Avans alma.
  2379. ötkek: Dizanteri, kanlı sürgün.
  2380. ötkel: bk. ötkül.
  2381. ötkeme: ağ. bk. ötkerme.
  2382. ötken: Geçmiş. Ötken yili – Geçen yıl.
  2383. ötken-kechken: Gelen-giden. Ötken-kechkenlerdin sura – Gelen-gidenlerden sor. 2. Geçmiş, geçen. Ötken-kechken künler – Geçmiş günler.
  2384. ötkenki: Geçmişteki.
  2385. ötkerme: Kalbur, elek.
  2386. ötkermichi: Kalbur ustasi.
  2387. ötkül: Geçit.
  2388. ötkün: Sağnak.
  2389. ötkünchi: Geçici. Ötkünchi basquch – Geçici aşama. Ötkünchi dewr – Geçici devir.
  2390. ötkür: Keskin. Ötkür pichaq – Keskin bıçak. Ötkür éqil – Keskin zaka; parlak akıl. Ötkür köz – Keskin göz. Ötkür közlük – Keskin gözlü; uzağı görebilen. Ötkür sözlük – Hatip.
  2391. ötkürletmek: (ötkürlimek'ten) Biletmek, keskinleştirtmek.
  2392. ötkürlimek: Bilemek, keskinleştirmek.
  2393. ötkürlük: Keskinlik. Éqilning ötkürlügi – Akim keskinliği (parlaklığı).
  2394. ötküzgüch: Kılavuz, kondüktör.
  2395. ötküzmek: Geçirmek. Tömür yol ötküzmek – Demir yol geçirmek (yapmak). Yingnige yip ötküzmek – İğneye ip geçirmek. Waqitni boshqa ötküzmek – Zamanı boşuna geçirmek. Mejlis ötküzmek – Toplantı yapmak. Toy-tamasha ötküzmek – Düğün ve eğlence yapmak. Ötküzüp bermek – Teslim etmek. Deryadin ötküzüp qoy – Nehirden geçiriver. Bashtin ötküzmek – Baştan geçirmek; olayı yaşamak. Ömür ötküzmek – Ömür geçirmek. Men öz ömründe köpni bashtin ötküzdim – Ömrümde birçok olayları yaşadım. U öz sözini ötküzelmidi – O kendi sözünü geçiremedi (dinletemedi). Xayaldin ötküzmek – Hayaldan geçirmek. Közdin ötküzmek – Gözden geçirmek.
  2396. ötküzmeydighan: Geçirmez. Su ötküzmeydighan – Su geçirmez.
  2397. ötküzüsh: Geçirme. Közdin ötküzüsh – Gözden geçirme.
  2398. ötmek: Geçmek. Ötüp ketmek – Geçivermek. Ötüp kétip bérip – Geçerken. Yétishiwélish, belki ötüp kétish – Ulaşma, belki geçme. Ötüp bolmaydighan lay – Geçilmez balçık. Ötken yili – Geçen yıl. Chégiridin ötkende – Sınırdan geçtiğinde. Bir nechche kün öte-ötmeyle – Birkaç gün geçer geçmez. Artilip ötmek – Atlayıp geçmek. Kéchip ötmek – Suyu geçmek. Nurghun deryalardin öttüm – Birçok nehirlerden geçtim. Su ötüp ketti – Islandı. Tamdin yamghur ötüp ketti – Duvardan (ev çatısından) yağmur suyu geçti (damladı). Ténimgha su ötüp ketti – Bedenim ıslandı. Ötken zaman – Geçmiş zaman. Emdi uning qedri ötti – Şimdi onun değeri bilindi. Sözi jénimgha ötüp ketti – Sözü kalbimi kırdı. Burun ötken ademler – Geçmişin insanları. Burun zamanda bir padsha ötüptiken – Eski zamanda bir padişah yaşamışmış. Bu mal yaxshi ötüptiken – Bu mal sürümlü. U kishi tünügün dunyadin ötti – O kişi dün vefat etti. Pichaq ötmeydu – Bıçak kesmiyor. Ötmeydighan pichaq – Kesmez bıçak. Ötmeydighan qilip qoymaq – Kesmez hale getirmek; körleştirmek. Ötüp ketken – Aşırı, anormal. Ötüp ketken düshmen – Aşın düşman. Chishim ötmeydu – Dişim kesmiyor; Geçiremem, yaptıramam, dinletemem mec. Yarimning dégen sözi jénimdin ötüp ketti – Sevgilimin sözü canımı yaktı. Ichim ötti – İçim sürdü (amel, dizanteri).
  2399. ötmeslik: Geçersizlik, olumsuzluk. Men sözümning ötmesligini bilettim – Ben sözümün sonuçsuz kalacağını biliyordum.
  2400. ötmüsh: Geçmiş. Ötmüshte – Geçmişte. Ötmüsh esirde – Geçmiş yüzyılda. Yéqin ötmüsh – Yakın geçmiş.
  2401. ötmüshtiki: Geçmişteki. Ötmüshdikidek – Geçmişteki gibi.
  2402. ötne: İstikraz, ödünç. Ötnige almaq – Ödünç almak.
  2403. ötükchi: Ayakkabıcı.
  2404. ötükchilik: Ayakkabıcılık. Ötükchilik qilmaq – Ayakkabıcılık yapmak.
  2405. ötüklimek: Ütülemek; bk. dezmallimaq.
  2406. ötümlük: Geçerli, sürümlü. Ötümlük mal – Sürümlü mal. 2. gr. Ötümlük péil Geçişli fiil. Ötümlük toluqturguchi – Geçişli tümleç.
  2407. ötümsiz: Geçersiz, sürümsüz.
  2408. ötünmek: İstemek, dilemek, rica etmek. Sendin ötünüp suraymen – Senden rica ediyorum.
  2409. ötünüsh: İsteme, dileme, ricada bulunma, dilekçe.
  2410. ötüsh: Geçiş, geçme. Müdditi ötüshtin burun – Müddeti geçmeden önce.
  2411. öy: Ev. Tam öy – Toprak duvarla yapılmış ev. Aq öy – Göçebe çadırı; beyaz keçeden yapılmış çadır. Geme öy – Zeminlik; toprak dam. Öy salmaq – Ev yapmak. Öy tutmaq – Ev tutmak; ev sahibi olmak. Öy égisi – Ev sahibi. Töt éghizliq öy – Dört odalı ev. Öyde yoq – Evde yok. Oy tégi – Evin altı; zemin kat. Dem élish öyi – Dinlenme odası. Mediniyet öyi – Okuma evi (salonu). Balilar öyi – Çocuk evi. Öy tushqini – Ev tavşanı. Öy ichi – Aile, çoluk çocuk. Öy-öy yürmek – Kapı kapı dolaşmak. Öyge – Eve. Öy haywini – Ev hayvanı. Öydikiler – Evdekiler.
  2412. öy-ichi: Aile; evdeki kimseler.
  2413. öy-imaret: u.a. İnşaat.
  2414. öy-jay: Ev, mekan, mesken, yurt. Öy-jay qilmaq – 1) Ev yapmak 2) Aile ocaklı olmak.
  2415. öy-jayliq: Aile ve meskenli.
  2416. öy-qora: Ev ve avlu.
  2417. öy-makan: u.a. Ev-mekan, iskân.
  2418. öy-makansiz: u.f.u. Ev-mekansız, iskan sız.
  2419. öy-otaq: Ev ocak.
  2420. öy-otaqliq: Evli ocaklı.
  2421. öy-waq: Aile 2. Ev mülkü.
  2422. öydek: ağ. bk. ödek.
  2423. öylen'gen: Evlenmiş (sadece erkekler için).
  2424. öylendürmek: (öylenmek'ten) Evlendirmek. (sadece erkekler için).
  2425. öylenmek: Evlenmek (sadece erkekler için).
  2426. öylenmigen: Evlenmemiş (sadece erkekler için).
  2427. öylesh: Evlendirme (sadece erkekler için).
  2428. öylimek: Evlendirmek (sadece erkekler için). U oghlini öylesh toghrusida meslixetleshti – O oğlunu evlendirmek için danıştı.
  2429. öylük: Evi var; evi olan kimse. On-onbesh öylük yéza – On-onbeş evli köy. 2. Evli, aileli, çoluk çocuklu.
  2430. öylük-ochaqliq: Evli ocaklı.
  2431. öylünüsh: Evlenme (sadee erkekler için).
  2432. öysiz: Evsiz.
  2433. öz: Öz, kendi. Özem – Kendim. Özeng – Kendin. Özi – Kendi. Özenglar – Kendiniz. Özemde – Kendimde. Özimizde – Kendimizde. Özimizniki – Kendimizinki. U özini tutalmidi – O kendini tutamadı. Oz béshiche – Kendi bildiğine göre. Öz béshigha – Kendi başına; tek başına. Özi yokta – Kendisi yokken. Özi yokta mundaq deyish yaxshi emes – Kendisi yokken böyle demek iyi değil. Özi yoqning közi yoq – d. Kendisi olmayanın gözü de olmaz; Kendisi yokken, onun işini takip eden de olmaz. Öz ejili bilen öldi – Kendi eceli ile öldü. Öz kishi – Yabancı değil. Özini chetke tartmaq – Kendini çekmek; arayı uzaklaştırmak. Öz körmek – Yakın ve kardeş saymak. Öz sözide turmaq – Sözünü tutmak. Özige xas – Kendine özgü. Özige xasliq – Kendine özgü (haslık). Özliri – Kendiniz (saygı ve kibarlık anlamında). Öz ichide – Kendi içinde. Özi toghrisida – Kendisi hakkında. Özligidin – Kendiliğinden. Öz-özini tenqit – Kendi kendini tenkit. Öz-özini idare qilish – Kendi kendisini idare etme. Özi mangidighan – Kendisi yürüyen. U özige kelmidi – O kendine gelmedi; O ayılmadı. Gunah özide – Suç kendisinde. Ixtiyar öz özengde – Serbestsin. Öz öziche sözlep baridu – Kendi kendine söylüyor.
  2434. özara: Kendi aralarında; kendi içlerinde. Özara alaka – Karşılıklı ilişki. Özara tesir – Karşılıklı tesir. Özara ishench – Karşılıklı güven. Özara urush – İç savaş.
  2435. Özbék: Özbek (bir Türk boyu). Özbék ayili – Özbek kadım.
  2436. özbéshimche: Keyfi, isteğine göre.
  2437. özbéshimchiliq: Keyfi, izinsiz; isteğine göre davranış.
  2438. özbilermen: Kendine aşın güvenen.
  2439. özbilermenlik: Kendine aşırı güvenme tutumu.
  2440. özek: Öz, merkez, ortam.
  2441. özemchi: Bencil.
  2442. özemchil: Bencil.
  2443. özemchila: Hiç, kendim.
  2444. özemchilik: Bencillik. Özemchilik qilmaq – Bencillik etmek.
  2445. özemningki: Kendiminki. Bu at özemningki – Bu at kendiminki.
  2446. özen: Irmak, çay, kanal. Özen beshi – Irmağın başı.
  2447. özeng: Kendin.
  2448. özengla: Sadece kendin 2. Kendileriniz.
  2449. özge: Başka 2. Yabancı.
  2450. özgergek: Değişen, değişken.
  2451. özgergüch: Değişen; bk. özgürüshchan.
  2452. özgermek: Değişmek. Özgürüp turmaq – Devamlı değişmek; değişkenlik.
  2453. özgermes: Değişmez.
  2454. özgermeslik: Sabitlik, değişmemek.
  2455. özgertiwetmek: Değiştirivermek. Tebietni özgertiwetmek – Tabiatı (doğayı) değiştirivermek.
  2456. özgertish: Değiştirme. Özgertish kirgüzmek – Değiştirmek.
  2457. özgertmek: Değiştirmek.
  2458. özgiche: Başka, bambaşka. Özgiche éytqanda – Başka bir deyişle. Özgiche qilip éytqanda – Başka bir deyişle. Özgiche bir hadise – Bambaşka bir hadise.
  2459. özgichilik: Özel, özellik. Uning özgichiligi shunda – Onun özelliği şunda.
  2460. özgilik: Farklılık, ayrım, özellik. Özgilik qilmaq – Ayrımlık yapmak.
  2461. özgürüsh: Değişim, değişme.
  2462. özgürüshchan: Değişken, istikrarsız. Özgürüshchan hawa – Değişken hava.
  2463. özgürüshchanliq: Değişkenlik, istikrarsızlık, kararsızlık.
  2464. özingizler: Kendileriniz.
  2465. özleshmek: Benimsemek, alışmak. Özlüshüp ketken – Abşmış.
  2466. özleshtürmek: Ele geçirmek, almak, zaptetmek, benimsemek, kendine mal etmek. Ruschidin özleshtürülgen söz – Rusçadan alınmış söz.
  2467. özleshtürüwélish: Kendine mal edinme.
  2468. özlik: Has, özgü. Özligidin – Kendiliğinden. Öz-özligidin – Kendi kendiliğinden. Bu adem özligidin yaxshiliqqa kirmeydu – Bu adam kendiliğinden iyiliği kabul etmez.
  2469. özre: ağ. bk. özür.
  2470. özsinmek: Kendinden saymak; bağrına basmak; yadırgamamak.
  2471. özür: a. Af, özür. Özür éytmaq – Özür dilemek.
  2472. özürlük: a.u. Özürlü.
  2473. özürsiz: a.u. Özürsüz, özür sayılmaz.
  2474. paal: a. Faal. Tinchliq herikitining paal qatnashchisi – Barış hareketinin faal iştirakçisi.
  2475. paaliyet: a. Faaliyet. Paaliyet körsetmek – Faaliyet göstermek.
  2476. paaliyetchan: a.u. Faal.
  2477. paaliyetchanliq: a.u. Faallik, hareketlilik.
  2478. paaliyetlik: a.u. bk. paaliyetchanliq.
  2479. paaliyetsiz: a.u. Faaliyetsiz.
  2480. paaliyetsizlik: a.u. Faaliyetsizlik.
  2481. pachaq-pachaq: Kırık dökük. Pachaq-pachaq qilmaq – Paramparça etmek.
  2482. pachaqlash: Paramparça etme.
  2483. pachaqlimaq: Paramparça etmek.
  2484. pachka: r. Paket.
  2485. pachkilash: r.u. Paketleme.
  2486. pachkilimaq: r.u. Paketlemek.
  2487. pada: f. Sürü; sığır sürüsü.
  2488. padichi: f.u. Çoban, sığırtmaç.
  2489. padishah: f. Padişah. Xotun padishah – Kadın padişah. Padishah qizi – Padişah kızı.
  2490. padishahliq: f.u. Padişahlık. Padishahliq qilmaq – Padişahlık etmek. Padishahliqtin chüshmek – Padişahlıktan inmek.
  2491. padishahzade: f. Padişah oğlu, şehzade.
  2492. padroshkilimaq: r.u. Birisini elinden tutmak.
  2493. pagiy: ç. Maya.
  2494. pah: ünl. Hayranlık ifade eder. Pah qandaq chiraylik iken – Oh ne kadar güzel.
  2495. pahishe: a. Fahişe.
  2496. pahishilik: a.u. Fahişelik. Pahishilik qilmaq – Fahişelik yapmak.
  2497. pahishiwaz: a.f. Sefih.
  2498. pahishiwazliq: a.f.u. Sefihin meşguliyeti.
  2499. paxal: Saman.
  2500. paxlan: bk. paqlan.
  2501. paxlashqan: Çürük, çürümüş. 2, Küflü, küf bağlamış.
  2502. paxlashmaq: Çürümek 2. Kütleşmek.
  2503. paxlishish: Çürüme 2. Küfleşme.
  2504. paxpaq: Geveze, boşboğaz, atıp tutmacı.
  2505. paxpaqliq: Gevezelik, boşboğazlık.
  2506. paxpaymaq: Tüylerinin karışık ve kabarık olması.
  2507. paxta: f. Pamuk.
  2508. paxtek: zool. Kumru.
  2509. paxtichi: f.u. 1. Pamuk istifçisi 2. mec. Yalancı, kıtıratmak.
  2510. paxtichiliq: f.u. Pamuk yetiştirme.
  2511. paxtikar: f. Pamuk istifçisi.
  2512. paxtikarliq: f.u. Pamuk yetiştirme işi.
  2513. paxtilashmaq: f.u. bk. paxlashmaq.
  2514. paxtiliq: f.u. 1. Pamuk tarlası 2. Astarı pamukla beslenmiş; astarı vatkalı.
  2515. paxtizar: f. Pamuk tarlası.
  2516. paxtizarliq: f.u. bk. paxtizar.
  2517. pajie: a. Facia.
  2518. pajielik: a.u. Faciali, acıklı. Pajielik ölüm – Faciali ölüm.
  2519. pak: f. Pak, temiz, kusursuz.
  2520. pak-pakiz: f. Tertemiz.
  2521. pak-pakize: f. bk. pak-pakiz.
  2522. paka: Kısa, alçak, basık; bk. pakinek. Boyi paka adem – Boyu kısa adam. Paka chatqanliq – Alçak çalılık.
  2523. pakadoghlaq: Bodur. Pakadoghlaq adem – Bodur adam.
  2524. pakar: bk. paka.
  2525. pakar-pakar: Kısa, alçak, basık. Pakar-pakar öyler – Alçak alçak evler.
  2526. pakdil: f. Samimi, temiz yürekli, dürüst.
  2527. pakdillik: f.u. Samimilik, temiz yüreklilik, dürüstlük.
  2528. pakinek: Alçak, kısa, basık. Pakinek orunduq – Alçak sandalya.
  2529. pakiz: f. Temiz.
  2530. pakizlik: f.u. Temizlik.
  2531. pakizlimaq: f.u. Temizlemek.
  2532. paklash: f.u. Temizleme.
  2533. pakliq: f.u. 1. Temizlik 2. Saflık, safdillik.
  2534. paklimaq: f.u. Temizlemek.
  2535. paqa: Kurbağa. Paqa yopurmighi – 1) Sinir otu 2) Dulavratotu. Paqa léshi – Yosun, sulu çamur.
  2536. paqachanak: Kaplumbağa, toshafta.
  2537. paqalchaq: Bacak.
  2538. paqildighuch: Sinek vurucu.
  2539. paqir: Kova, bakraç.
  2540. paqiraq: Parlak, ışıldayan.
  2541. paqiraqliq: Parlaklık.
  2542. paqirash: Parıldama.
  2543. paqiratmaq: (paqirimaq'tan) Parıldatmak. Közingni paqiratma – Gözünü fal taşı gibi açma.
  2544. paqirghaq: Işıldayan, parlak.
  2545. paqirghan: Işıldayan, parlak.
  2546. paqirimaq: Parıldamak. Paqirap ketmek – Parıldayıvermek.
  2547. paqlan: Kuzu.
  2548. pal-pal: Parlak, ışıldayan. Téshi pal-pal ichi ghal-ghal – d. Dışı parlak, içi titrek; Zayıf fakat gösterişli.
  2549. pal-pul: bk. pal-pal.
  2550. palaket: a. Felâket. Palaketke uchrimaq – Felâkete uğramak; kazaya uğramak.
  2551. palaketchilik: a.u. Felâket hali, belali. Bu qandaq palaketchilik – Bu nasıl bir felaket.
  2552. palaketlik: a.u. Felâketli.
  2553. palaq-puluq: takl. Paldır küldür.
  2554. palaqchi: Kürekçi, kürek çeken.
  2555. palaqqide: Palaqqide yiqilmaq – Küt diye düşmek.
  2556. palaqlash: Sallanma, çalkalanma 2. Kürek çekme 3. Çabalama. Shunche kimlerdin beri palaqlap yürüptimen – Kaç gündür çabalıyorum; Birkaç gündür koşturuyorum.
  2557. palal: Saman. Palal qilmaq – Harman dövmek.
  2558. palan: a. Falan, falanca.
  2559. palan-pustan: a.u. Kim, ne, o, bu.
  2560. palan-pustanchi: a.u. O, bu, biri.
  2561. palanchi: a.u. Biri.
  2562. palandi: ç.u. Kürek cezası.
  2563. palang: Mısırın sapı ve yaprakları 2. Saman; bk. paxal.
  2564. palanmaq: ç.u. Sürgüne gönderilmek.
  2565. palas: Kilim.
  2566. palaslash: bk. palaslimaq.
  2567. palaslimaq: Palaslap mangmaq – Biçimsiz bir halde yürümek.
  2568. palash: ç.u. Sürgüne gönderme.
  2569. palata: r. Meclis, kamara. Qanun palatisi – Kanun meclisi.
  2570. palaz: Paspas.
  2571. palbin: a.f. Falcı, fala bakan.
  2572. palbinliq: a.f.u. Falcılık; fala bakanın meşguliyeti.
  2573. palchi: a.u. Falcı.
  2574. palchiliq: a.u. Falcılık. Palchiliq qilmaq – Falcılık yapmak.
  2575. pale: ç. Cayma tazminatı, ceza. Pale qoymaq – Cezalandırmak.
  2576. palech: a. Felç.
  2577. palechlik: a.u. Mefluç, inmeli, kötürüm.
  2578. palesh: a. bk. palech.
  2579. paléontologiye: r. Paleontoloji, eskivarlık bilimi.
  2580. palgan: ağ. bk. mergen.
  2581. palildaq: Parlak, ışıldayan.
  2582. palildimaq: Pırıldamak, ışıldamak. Kündek palildaydu – Güneş gibi ışıldıyor.
  2583. palimaq: ç.u. Sürgüne göndermek.
  2584. palinish: ç.u. Sürgüne gönderilme.
  2585. paliz: f. Bostan, sebze bahçesi.
  2586. palizchiliq: Bostancılık, sebzecilik.
  2587. palköz: Lokma gözlü, gözleri fırlak.
  2588. palla: Palla qilip ketmek – Birdenbire parlamak.
  2589. palta: Balta. Palta chapmaq – Baltalamak; balta ile kesmek. Palta sépi – Balta sapı. Paltining yuldusi – Baltanın arkası.
  2590. paltilash: Baltalama.
  2591. paltilimaq: Baltalamak.
  2592. palwan: f. Pehlivan, savaşçı, bahadır.
  2593. pamchi: Top, parça.
  2594. panaq: Basık burun.
  2595. panalash: f.u. Saklama, koruma, örtme, himaye etme.
  2596. panalimaq: f.u. Saklamak, korumak, örtmek, himaye etmek.
  2597. panar: r. Fener.
  2598. panasiz: f.u. 1. Evsiz, yurtsuz 2. Himayesiz, arkasız, kimsesiz.
  2599. panasizliq: f.u. 1. Evsizlik, yurtsuzluk. 2. Himayesizlik, arkasızlık, kimsesizlik.
  2600. pang: Sağır. Pang bolmaq – Sağır olmak. Pang qilmaq – Sağır etmek. Pang bolup qalmaq – Sağır kalmak.
  2601. pangkay: Sağır.
  2602. pangqayliq: Sağırlık.
  2603. pangqush: Beyinsiz, kaim kafalı, et kafalı. Pangqush adem – Et kafalı adam.
  2604. pangliq: Sağırlık.
  2605. pangngide: Birdenbire, ani olarak, ansızın. U muellimge qarap turup pangngide yighlawetti – O öğretmenin karşısında ansızın ağlayıverdi.
  2606. pangshing: ç. Kaygısız, emin, düşünmeden. U pangshing uxlap kétiptu – Ok kaygısız uyuyuvermiş.
  2607. panislamist: r. Pan-lslamist.
  2608. panislamizm: r.Pan-İslamizm.
  2609. paniy: a. Fani. Paniy dunya – Fanî dünya.
  2610. pantürkist: r. Pan-Türkist.
  2611. pantürkizm: r. Pan-Türkizm.
  2612. Papa: r. Papa.
  2613. papaq: Papak, kalpak.
  2614. papiros: r. Sigara. Papiros qeghizi – Cıgara kağıdı.
  2615. papka: r. Dosya, kulpsuz çanta.
  2616. par: r. Çift. Bir par ötük – Bir çift çizme.
  2617. para-para: f. Para-para qilmaq – Parçalara ayırmak.
  2618. parawan: f. Refah, bolluk. Parawan turmush – Refah geçim; refah içinde geçinen hayat.
  2619. parawanchiliq: f.u. bk. parawanliq.
  2620. parawanliq: f.u. 1. Yer, mahal, mekan. 2. Refah, bolluk, kolaylık. Parawanliq fondi – Bolluk fonu. Xelq parawanlighi – Halkın refahı.
  2621. parawoz: r. Lokomotif.
  2622. parawozchi: r.u. Makinist.
  2623. paraghet: a. Dinlenme, istirahat.
  2624. paraxot: a. Gemi.
  2625. paraxotchiliq: r.u. Gemicilik.
  2626. parakende: f. 1. Panik verici 2. Bozulmuş, bozguna uğratılmış, dağınık. 3. Dikkatsiz, dalgın.
  2627. parakendichi: f.u. Korkak, ürkek, panik veren.
  2628. parakendichilik: f.u. bk. parakendilik.
  2629. parakendilik: f.u. Paniklik, ürkeklik, telaşlılık.
  2630. paraq: Tahıl vergisi.
  2631. paraq-paraq: Paraq-paraq külüp ketmek – Kahkahayı salıvermek.
  2632. parang: Konuşma, sohbet, söz. Parang qilmaq – Söylemek, konuşmak.
  2633. parangchi: Konuşkan.
  2634. parangdashmaq: bk. paranglashmaq.
  2635. paranglashmaq: Konuşmak, sohbet etmek.
  2636. paranglishish: Konuşma, sohbet etme.
  2637. paraset: a. Feraset.
  2638. parasetlik: a.u. Ferasetli, anlayışlı.
  2639. parasetsiz: a.u. Ferasetsiz, anlayışsız.
  2640. parasetsizlik: a.u. Ferasetsizlik, anlayışsızlık.
  2641. parashut: r. Paraşüt.
  2642. parashutchi: r.u. Paraşütçü.
  2643. parashutchilik: r.u. Paraşütçülük.
  2644. parche: f. Parça, bölük, bozuk.
  2645. parche-parche: Parça parça. Parche-parche qilmaq – Parça parça etmek.
  2646. parche-purat: f.u. 1. Ufak tefek eşya 2. Parça, bez parçası.
  2647. parchilash: f.u. Parçalama.
  2648. parchilimaq: f.u. Parçalamak.
  2649. pare: f. bk. para.
  2650. parichi: f.u. Rüşvetçi, yiyici.
  2651. parixor: f. bk. parichi.
  2652. parixorluq: f.u. Rüşvetçilik, yiyicilik.
  2653. parikendichilik: f.u. Karışıklık, şaşkınlık. Parikendichilik tughdurmaq – Karışıklık yaratmak (doğurmak).
  2654. parildimaq: Parlamak, pırıldamak, parıldamak.
  2655. parilimaq: f.u. Paramparça etmek.
  2656. parqirimaq: bk. paqirimaq.
  2657. parlak: Parlak. Parlaq istikbal – Parlak istikbal.
  2658. parlamént: r. Parlamento, millet meclisli.
  2659. parlaméntarizm: r. Parlamentarizm.
  2660. parlaméntliq: r.u. Parlamenter.
  2661. parlash: Parlama.
  2662. parlimaq: Parlamak. Insaniyetning hayati bext nuri bilen parlaydu – İnsaniyetin hayatı baht nuru ile parlar.
  2663. parpa: Cüce, bodur, bücür.
  2664. parrida: Künning nuri parrida chüshti – Güneşin nuru parlayarak indi.
  2665. Pars: f. Fars. Pars ayili – Fars kadım. Pars xelqi – Fars halkı.
  2666. parsa: Parsa, dindar.
  2667. parsaliq: f.u. Dindarlık.
  2668. parsildash: Çatırdama, şakırdama.
  2669. parsildimaq: Çatırdamak, şakırdamak.
  2670. parta: r. Okul sırası.
  2671. partiye: r. Parti. Démokratik partiye – Demokratik parti. Partiye teshkilatchisi – Parti kurucusu.
  2672. partiyisiz: r.u. Partisiz.
  2673. partiyisizler: Partisizler.
  2674. partiyiwiy: r.a. bk. partiylik.
  2675. partiyiwiylik: r.a.u. Partililik.
  2676. partiylik: r.u. Partili, parti üysi.
  2677. partizan: r. Partizan, çeteci, gerilla. Partizan etriti – Çete ekibi.
  2678. partizanlik: r.u. Çetecilik.
  2679. partlash: Patlama.
  2680. partlatquch: Patlayıcı.
  2681. partlatquchi: bk. partlatquch.
  2682. partlimaq: Patlamak.
  2683. pasahet: a. Fesahat. Pasahet bilen sözlimek – Fesahatle söylemek.
  2684. pasahetlik: a.u. Fesahatti.
  2685. pasang: Yük, ağırlık, cendere, pres.
  2686. pasban: f. bk. pasiwan.
  2687. pasiq: a. Bozuk, kokmuş, ahlaksız, fasık.
  2688. pasiqliq: a.u. Bozukluk, ahlaksızlık.
  2689. pasil: a. 1. Hudut 2. Fasıl.
  2690. pasiwan: f. 1. Çoban 2. Nöbetçi.
  2691. paskina: Kirli, pis, çamurlu.
  2692. paskinichiliq: Kirlilik, pislik.
  2693. paskinilik: bk. paskinichiliq.
  2694. pasport: r. Pasaport.
  2695. passip: r. Pasif.
  2696. passipliq: r.u. Pasiflik. Passipliq qilmaq – Pasiflik tmek.
  2697. passhap: tar. Şehir koruma görevlilerin başkanı.
  2698. pashixana: f. Sivrisineğin çok bulunduğu yer.
  2699. pashna: Ökçe. Pashna mixi – Ökçe çivisi.
  2700. pashsha: bk. pasha.
  2701. pat: Çabuk, hızlı, yakın. Pat yéqinda – Yakın bir zamanda.
  2702. pat-pat: Sık sık. Pat-pat kélip turung – Sık sık gelin. Biz uning bilen pat-pat uchurushup turumiz – Biz onunla sık sık karşılaşıyoruz.
  2703. patan: Erkeklerin cinsel organı.
  2704. patang: Kiriş, sinir.
  2705. patéfon: r. Gramofon.
  2706. patihe: a. Fatiha. Patihe oqumaq – Fatiha okumak.
  2707. patqaq: Balçık, çamur.
  2708. patqaqchiliq: Bataklık.
  2709. patqaqlanmaq: Çamurlu hale gelmek.
  2710. patqaqliq: Bataklık, çamurluk.
  2711. patquzmaq: Batırmak, sığdırmak.
  2712. patquzush: Batırma, sığdırma.
  2713. patmaq: Batmak, sığmak. Pétip ketmek – Batmak, batıvermek. U sugha pétip öldi – O suda boğularak öldü. Yaghach sugha patmaydu – Ağaç suya batmaz. Pétip qalmaq – Batıp kalmak; saplanıp kalmak. Besh ming qoy patqidek qotan hazirlandi – Beş bin koyun sığa bilecek ağıl hazırlandı. Quyash patti – Günşe battı. Qerzge pétip qalmaq – Borca batmak. Pulgha patmaq – Paraya batmak; çok para kazanmak. Uyqugha patmaq – Uykuya dalmak. Kirge patmaq – Kire batmak; çok kirlenmek. Ununggha chishim patmaydu – Ona sözümü dinletemem.
  2714. patman: Batman, eski ağırlık birimi, 57,3 kilo ağırlığına eşit.
  2715. patmanlash: bk. patmanlimaq.
  2716. patmanlimaq: Patman ölçü birimi ile tartmak. Aghrik patmanlap kiridu, misqallap chiqidu – d. Hastalık patman ağırlığı ile girer, miskal (4,26 gram ağırlığında bir tartı birimi) ağırlığı ile çıkar.
  2717. patriarx: r. Patrik.
  2718. patriarxal: r. Çok eski zamanlara ait olma. Patriarxal tüzüm – Çok eski zamanlara ait düzen.
  2719. patriarxat: Ataerkili patriarkal devir 2. Patriklik.
  2720. patron: r. Patron.
  2721. patsha: f. bk. padishah.
  2722. patshaliq: f.u. bk. padishahliq.
  2723. paturmaq: Batırmak.
  2724. paturush: Batırma.
  2725. pawan: f. ağ. Avcı.
  2726. payan: f. Kıyı, sınır, bucak.
  2727. payandichi: f.u. tekn. Kaynakçı.
  2728. payansiz: f.u. Engin, geniş, uçsuz bucaksız. Payansiz dala – Engin bozkır.
  2729. paychi: r.u. Hissedar.
  2730. payda: a. Fayda, kâr. Payda chiqarmaq – Kazanç elde etmek; kazanmak. Payda qilmaq – Kazanmak. Dora payda qildi – İlac deva oldu; İlaç faydalı oldu. Paydisi yoq – Faydası yok. Paydisi tegmidi – Faydası dokunmadı. Paydisigha sattim – Kârına sattım.
  2731. paydixor: a.f. Çıkarcı.
  2732. paydixorluq: a.f.u. Çıkarcılık.
  2733. paydikesh: a.f. bk. paydixor.
  2734. paydikeshlik: a.f.u. bk. paydixorluq.
  2735. paydilanghuchi: a.u. Faydalanan kimse. Kishi küchidin paydilanghuchi – Sömürücü, sömüren, istismarcı.
  2736. paydilanmaq: a.u. Faydalanmak. Pürsettin paydilanmaq – Fırsattan faydalanmak.
  2737. paydiliq: Faydalı. Paydiliq bolush – Faydalı olma.
  2738. paydilinish: a.u. Faydalanma.
  2739. paydisiz: a.u. Faydasız.
  2740. paydisizliq: a.u. Faydasızlık.
  2741. payga: ağ. At koşusu.
  2742. paygichi: Koşu ab, beygir.
  2743. payxan: f. Tahıl başaklarını öğütmek. Payxinini chiqiriwetmek – Leşini çıkarmak; hakkından gelmek.
  2744. payiz: a. Faiz.
  2745. payqash: Dikkat etme, farketme 2. Anlama.
  2746. payqimaq: Dikkat etmek, farketmek, 2. Anlamak.
  2747. paylaq: Gizlice takip; gizlice izleme 2. Araştırma; istihbarat servisi.
  2748. paylaqchi: İstihbaratçı, keşifçi 2. Karakol, nöbetçi.
  2749. paylaqchiliq: İstihbarat işi, keşif işi.
  2750. paylash: Gözetleme, izleme, takip etme.
  2751. payliq: r.u. Aidat, ödenti.
  2752. paylimaq: Gözetlemek, izlemek, takip etmek.
  2753. paymal: f. Paymal qilmaq – mec. Çiğnemek.
  2754. paynek: Tüfeğin kundağı 2. Yumurtanın küt tarafı.
  2755. paypaq: Çorap. Kigiz paypaq – Keçe çorap.
  2756. paypas: Beceriksiz, ağır kanlı 2. Yerinde durmaz.
  2757. paypaslash: Biçimsiz yürüme.
  2758. paypasliq: Beceriksizlik.
  2759. paypaslimaq: Biçimsiz yürümek.
  2760. paypétek: Acele acele şuraya buraya koşma; fellek fellek dolaşma. Paypétek bolup ketmek – Koşuşmaktan bitap düşmek.
  2761. paytext: f. Başkent.
  2762. paytima: Ayağa sarmak için kullanılan bez.
  2763. paza: ç. Tırmık; bk. sörem ve tirna.
  2764. pazil: a. Fazıl.
  2765. pazilet: a. Fazilet, p.
  2766. paziletlik: a.u. Faziletli.
  2767. pede: bk. perde.
  2768. pedez: f. 1. Bezeme, süsleme 2. Cila, parlaklık. Pedez bermek – Cilalamak, parlatmak. 3. Makyaj, yüz boyası. Pedez qilmaq – Makiyaj yapmak.
  2769. pedezchi: f.u. 1. Cilacı 2. Makyajcı.
  2770. pedezchilik: f.u. 1. Cilacılık 2. Makyajcılık.
  2771. pedezlesh: Bezeme, süsleme, cilalama, parlatma 2. Makyaj yapma.
  2772. pedezlimek: Bezemek, süslemek, cilalamak, parlatmak 2. Makyaj yapmak.
  2773. peghember: f. bk. peyghember.
  2774. peghez: bk. peqes.
  2775. pehliwan: f. bk. palwan.
  2776. pexes: Yavaş, ihtiyatlı, ihtiyatla. Pexse bolmaq – İhtiyat etmek. Pulunggha pexes bol – Parana ihtiyatlı ol.
  2777. pexeslik: İhtiyatlılık. Pexeslik bilen – İhtiyat ile.
  2778. pexirlenmek: a.u. Öğünmek, övünmek.
  2779. pexirlik: a.u. Övünülen. Pexirlik ish – Övünülen iş.
  2780. pexirlinish: Öğünme, övünme.
  2781. pexriy: a. Fahri.
  2782. peqes: Tünek. Ular siyasiy jekettin nahayiti peqes – Onlar siyasi bakımdan çok sınırlıdır.
  2783. peqet: a. Ancak, yalnız. Peqet bir özem – Yalnız kendim.
  2784. peqetla: a.u. Büsbütün, tamamiyle, asla. Peqetla öchmeydu – Asla sönmez.
  2785. pelempey: Basamak, merdiven.
  2786. peleng: f. Pars.
  2787. pelesh: Keserek kısaltma, kenarını bastırma 2. lambanın fitilini kesme.
  2788. peley: Eldiven, ellik.
  2789. pelime: Katmerli yufka, pide, çörek.
  2790. pelimek: Keserek kısaltmak, kenarım bastırmak 2. lambanın fitilini kesmek.
  2791. pelküch: Pipet, damlalık 2. Fırça 3. Değnek.
  2792. pelle: f. 1. Basamak, durak 2. Kefe. Uning pellisi éghir keldi – Onun kefesi ağır bastı.
  2793. pelsepe: a. Felsefe. Pelpese satmaq – Felsefe yapmak.
  2794. pelsepichi: a.u. Felsefeci.
  2795. pelsipiy: a. Felsefî. Pelsipiy mesililer – Felsefî meseleler.
  2796. pelto: r. Palto.
  2797. pem: a. Fehim, anlayış, akıl.
  2798. pem-parasetlik: a.u. Fehim ve ferasetli; akıl ve uyanıklılık.
  2799. pem-parasetsiz: a.u. Fehimsiz ve ferasetsiz; akılsız ve uyuşuk.
  2800. pem-parasetsizlik: a.u. Fehimsiz ve ferasetsizlik; akılsız ve uyuşukluk.
  2801. pemidur: r. Domates.
  2802. pemlik: a.u. Fehimli, akıllı, anlayışlı.
  2803. pemlimek: a.u. Anlamak, kavramak.
  2804. pemsiz: a.u. Fehimsiz,akılsız.
  2805. pemsizlik: a.u. Fehimsizlik, akılsızlık.
  2806. pend: f. Nasihat, öğüt, ibret, pend.
  2807. pendiyet: f.a. Nasihat, ibret.
  2808. pendname: f. Pend-name; nasihat kitabı.
  2809. pener: r. ağ. bk. panar.
  2810. penhere: Tahta testeresi.
  2811. penje: f.Pençe.
  2812. penjir: f. bk. penjire.
  2813. penjire: f. 1. Pencere 2. Parmaklık 3. Kafes.
  2814. penniy: a. Fennî.
  2815. pensad: f. tar. bk. pensat.
  2816. pensat: f. tar. Pensat beshi – Eski Kaşgar'daki askerî bir ünvan; binbaşı.
  2817. penturmaq: Hile yapmak, dolandırıcılık yapmak.
  2818. pepilesh: Ninni okuyarak uyutma; oyalama 2. Nazlı büyütme; okşama.
  2819. pepilimek: Ninni okuyarak uyutmak; oyalamak 2.Nazlı büyütmek; okşamak. Pepilep kütmek – Özen göstermek; nazlı büyütmek.
  2820. per: f. Tüy. Per yastuq – Tüy yastık.
  2821. peraset: a. bk. paraset.
  2822. perde: f. Perde. Ishik perde – Kapı perdesi. Köz perdisi – anat. karniye, saydam tabaka. Qulaq perdisi – Kulak perdesi. Besh perdilik sehne esiri – Beş perdeli sahne eseri.
  2823. perdesman: f.u. Perde şeklinde; zar şeklinde.
  2824. perdez: f. bk. pedez.
  2825. perdilesh: f.u. Perdeleme.
  2826. perdilimek: f.u.Perdelemek.
  2827. pere: f. bk. per.
  2828. perende: f. Kuş.
  2829. perende-cherende: f.u. t.i. Ufak evcil kuşlar.
  2830. perendichilik: f.u. Kuşçuluk; kümes hayvanları yetiştirme.
  2831. Pereng: tar. Avrupalı.
  2832. pereng: Al. Pereng yaghliq – Al mendil; al başörtüsü.
  2833. perenje: f. Peçe.
  2834. -perest: f. (birleşik kelime içinde yer alır) tapan, tapınan, ibadet eden. Ateshperest – Ateşperest. Mensepperest – Makam düşkünü.
  2835. perez: a. Faraziye, ipotez, tahmin, zan. Perez qilmaq – Tahmin etmek.
  2836. perezen: a. Tahminen.
  2837. perhadistan: Aşık vatanı; aşık romanı.
  2838. perhiz: f. Perhiz, ölçülü, ılımlı.
  2839. perhizkar: f. 1. Ölçülü, ılımlı 2. Dindar, sofu.
  2840. peri: Peri 2. mec. Güzel.
  2841. perixan: f. Büyücü, sihirbaz, avsun, üfürükçü.
  2842. perishan: f. Perişan. Perishan halde – Perişan halde.
  2843. perishanliq: f.u. Perişanlık.
  2844. perishte: f. 1. Melek 2. mec. Güzel.
  2845. perizat: f. 1. Perizat, peri çocuğu 2. mec. Güzel.
  2846. perq: a. Fark. Perq qilmaq – Farketmek.
  2847. perqlenmek: Farklı olmak, farklanmak.
  2848. perqliq: a.u. Farklı.
  2849. perqlinish: a.u. Farklanma.
  2850. perqsiz: a.u. Farksız.
  2851. perqsizliq: a.u. Farksızlık.
  2852. perqut: Kadife.
  2853. perman: f. Ferman, buyruk. Perman qilmaq – Emretmek, buyurmak.
  2854. permude: Tandırda pişirilen gözleme.
  2855. persex: a. Fersah (atlının bir saatlik yolu).
  2856. pertuq: r. Önlük, göğüslük, peştamal.
  2857. perwa: f. Tasa, kaygı, dikkat. Perwa qilmaq – Dikkatetmek.
  2858. perwane: f. Pervane, kelebek.
  2859. perwasiz: f.u. Kaygısız, dikkatsiz.
  2860. perwasizliq: Kaygısızlık, dikkatsizlik. Ishqa perwasizliq bilen qarimaq – İşe üstünkörü bakmak. Perwasizliq qilmaq – Dikkatsizlik etmek.
  2861. perwaz: f. Uçuş, süzülme, pervaz.
  2862. perwen: ağ. Keskin nişancı.
  2863. -perwer: f. (birleşik kelime içinde yer alır). Tereqqiperwer – İlerici. Wetenperwer – Vatanperver, vatan sever.
  2864. Perwerdigar: f. Perverdigar; bütün mahlukatı besleyen, yetiştiren ve yaşatan Allah.
  2865. perwirish: f. bk. perwish.
  2866. perwish: f. Bakım, bakma, yetiştirme, büyütme.
  2867. peryat: f. Feryat peryat qilmaq feryat etmek.
  2868. perz: a. Farz.
  2869. perzend: f. Çocuk, oğul.
  2870. perzendlik: f.u. Çocuklu, oğullu.
  2871. perzendsiz: f.u. Çocuksuz, oğulsuz.
  2872. perzendsizlik: f.u. Çocuksuzluk, oğulsuzluk.
  2873. pesat: a. Fesat.
  2874. pese: Miskin hastalığına tutulmuş.
  2875. peseymek: f.u. İnmek, düşmek, azalmak, alçalmak, yavaşlamak.
  2876. pesil: a. Fasıl. 1. Vakit, mevsim 2. Ayrılma, ayrılık, bölme, hudut.
  2877. pesillik: a.u. Mevsimlik.
  2878. pesiyish: f.u. İnme, düşme, azalma, alçalma, yavaşlama.
  2879. peskesh: f. Alçak, namert, küçük çıkarlar peşinden koşan.
  2880. peskeshlik: f.u. Alçaklık, namertlik.
  2881. peski: Aşağıdaki, ilkki, alttaki, asttaki.
  2882. peslesh: f.u. İnme, alçalma, azalma, dinme.
  2883. pesleshmek: f.u. 1. Alçalmak, inmek. 2. Rezil olmak, namussuz olmak.
  2884. peslik: f.u. 1. Alçaklık (yüksekliğin zıttı) 2. mec. Alçaklık, rezillik, namussuzluk.
  2885. peslimek: f.u. 1. Alçalmak, inmek, azalmak, dinmek, kesilmek, sönmek. Yamghur peslidi – Yağmur durdu.
  2886. peslishish: f.u. 1. Alçalma, inme 2. Rezil olma, namussuz olma.
  2887. pest: f. bk. pes.
  2888. pestek: f.u. Alçak. Pestek adem – Kısa boylu adam.
  2889. pestkesh: f. bk. peskesh.
  2890. pestlik: f.u. bk. peslik.
  2891. pestlimek: f.u. bk. peslimek.
  2892. pewquladde: a. Fevkalade, olağanüstü pewquladde hal olağanüstü durum.
  2893. peshmet: Ceket.
  2894. peshtaq: f. 1. Kemer 2. Methal, giriş.
  2895. peshtan: f. Önlük.
  2896. peshwal: bk. peshtan.
  2897. pet: Shu péti tépilmidi – Öylesine bulunmadı. Shu péti yoqulup ketti – Öylesine kayboluverdi. Shu péti kömüp tashlash kérek – Şu halinde gömüvermek lazım.
  2898. pete: a. Fatiha; bk. patihe. Pete oqumaq – Fatiha okumak. Pete bermek – Dua etmek. Aq pete – Hayır dua. Pete almaq – Dua almak. Qizgha pete qilip qoyduk – Kızı nişanladık.
  2899. petek: Ördek yürüyüşü; salına salına yürümek.
  2900. peteklesh: Ördek gibi yürüme; salına salına yürüme.
  2901. peteklimek: Ördek gibi yürümek; salına salına yürümek.
  2902. petenggan: Hıyar, salatalık.
  2903. petx: a. Feth. Petx qilmaq – Fethetmek.
  2904. petin'ge: r. Ayakkabı.
  2905. petle: Chapanning petlisi – Paltonun iliği.
  2906. petlik: İyi kaliteli, iyi nitelikte.
  2907. petmus: r. ağ. bk. petnus.
  2908. petnus: r. Tepsi.
  2909. petwa: a. Fetva.
  2910. peyda: f. Zuhur, ortaya çıkma, peyda olma. Peyda bolmaq – Peyda olmak.
  2911. peydin-pey: f.u.f. Peyderpey.
  2912. peyghember: f. Peygamber.
  2913. peyghemberliq: f.u. Peygamberlik. Peyghemberlik qilmaq – Peygamberlik yapmak.
  2914. peylasop: a. Felsefeci; filozof; bk. pelsepichi.
  2915. peylesup: a. Filozof.
  2916. peylesupluq: a.u. Filozofluk. Peylesupluq qilmaq – Filozofluk yapmak.
  2917. peyshembe: f. bk. peyshenbe.
  2918. peyshenbe: f. Perşembe.
  2919. peyshenbilik: f.u. Eski medrese talebelerinin perşembe günü mollaya vermesi gereken para.
  2920. peyt: f. Fırsat, vakit. Shu peytte – Şu vakitta.
  2921. peyz: a. Keyif, maneviyat. Peyzim yoq – Keyfim yok. Peyzimni uchurma – Keyfimi kaçırma. Peyzi bar balilar – Keyifli çocuklar.
  2922. peyzilik: a.u. Güzel, sevinçli, neşeli.
  2923. peza: a. Feza; kainattaki sınırsız boşluk.
  2924. pezil: a. 1. Üstünlük, avantaj 2. Meziyet, haysiyet.
  2925. pezilet: a. bk. pazilet.
  2926. peziletlik: a.u. bk. paziletlik.
  2927. péchet: r. Mühür, damga.
  2928. péchetlik: r.u. Mühürlü.
  2929. péchetlimek: r.u. Mühürlemek.
  2930. pédagog: r. Öğretmen, eğitimci.
  2931. pédagogika: r. Pedagoji, eğitim bilimi.
  2932. pékirghuch: Topaç; yerinde durmayan.
  2933. péqir: a. Fakir, yoksul.
  2934. péqirash: Dönme, dolaşma.
  2935. péqiratmaq: (péqirimaq'tan) Çevirmek, döndürmek, burmak, dolaştırmak.
  2936. péqirimaq: Dönmek.
  2937. péqirlenmek: a.u. Fakirleşmek, yoksullaşmak.
  2938. péqirlik: a.u. Fakirlik, yoksulluk.
  2939. pélez: Kanat, palet.
  2940. péshane: Alın. Péshanisi ochuq yigit – (harf. Ahu açık genç) Bahtı açık genç. Péshanengge yazghinini körüsen – Alın yazısını görürsün.
  2941. péshaywan: f. Balkon.
  2942. péshep: f. İdrar, sidik.
  2943. péshin: Öğle, öğle vakti. Péshin namazi – Öğle namazı.
  2944. péshqedem: f.a. Öncü, ilerici, muhterem.
  2945. péshwa: f. Darbe, püskürtme. Péshwa bermek – Darbe vermek.
  2946. pétek: Ayak tabanlığı 2. Telaş, acele, koşuşma; bk. paypétek.
  2947. pétekgül: bot. Sarısabır.
  2948. péti: bk. pet.
  2949. pétiche: Yoghan bir pichaqni tutqan pétiche – Büyük bir bıçağı tuttuğu halde.
  2950. pétiq: İçbükey, obruk.
  2951. pétiqdash: Çiğneme, ayaklan altında ezme.
  2952. pétiqdimaq: Çiğnemek, ayaklan altında ezmek.
  2953. pétiqliq: İçbükeylik, obruklu.
  2954. pétinish: bk. pétinmaq.
  2955. pétinmaq: (patmaq'tan). Otturigha chiqishqa pétinalmidim – Ortaya çıkmaya cüret edemedim.
  2956. pétir: Mayalanmamış hamurdan yapılmış ince pide; yufka.
  2957. pétish: Batış, dalma, çökme, dalış. 2. Batı. garp. Kün pétish – Güneşin battığı yön; batı. Kün pétishtin burun – Güneş batmadan önce.
  2958. pétishmaq: (patmaq'tan). U héchkim bilen pétishalmaydu – O hiç kimse ile anlaşamıyor.
  2959. pianino: r. Pianino.
  2960. pianist: r. Pianist.
  2961. pichaq: Bıçak.
  2962. pichaqlash: Bıçaklama.
  2963. pichaqlashmaq: Bıçaklaşmak.
  2964. pichaqlimaq: Bıçaklamak.
  2965. pichaqlishish: Bıçaklaşma.
  2966. pichan: Çayır.
  2967. pichanliq: Çayırlık.
  2968. pichanzar: u.f. bk. pichanliq.
  2969. pichanzarliq: u.f.u. bk. pichanliq.
  2970. pichiq: Kesilmiş 2. Hadım, enenmiş.
  2971. pichiqliq: Kesilmiş 2. Enenmiş.
  2972. pichildash: Sık sık nefes alma; pofurdama.
  2973. pichildimaq: Sık sık nefes almak; pofurdamak.
  2974. pichim: Biçim. Pichimi yaman kiyim – Biçimi kötü elbise.
  2975. pichinglash: Fısıldama.
  2976. pichinglashmaq: Fısıldaşmak.
  2977. pichinglimaq: Fısıldamak.
  2978. pichinglishish: Fısıldaşma.
  2979. pichir-pichir: Fısıltı. Pichir-pichir qilmaq – Fısıldamak.
  2980. pichirlash: bk. pichinglash.
  2981. pichirlashmaq: bk. pichinglashmaq.
  2982. pichirlimaq: bk. pichinglimaq.
  2983. pichirlishish: bk. pichinglishish.
  2984. pichiwetmek: Biçmek 2. Enemek.
  2985. pichiwétish: Biçme, 2. Eneme.
  2986. pichish: Biçme 2. Hadım etme; eneme.
  2987. pichquchi: Makastar.
  2988. pichmaq: Biçmek 2. Enemek, hadım etmek.
  2989. pida: a. Feda. Pida qilmaq – Feda etmek. Jénimni pida qilay – Canımı feda edeyim.
  2990. pidakar: a.f. Fedakâr.
  2991. pidakarlarche: Fedakârca.
  2992. pidakarliq: a.f.u. Fedakârlık. Pidarkarliq qilmaq – Fedakârlık etmek.
  2993. pidaqarane: a.f. Fedakârca.
  2994. pidali: a. Fedai. Pidali qisimlar – Fedaî birlikler.
  2995. pidalilik: a.u. Fedaîlik.
  2996. pighan: f. Feryat, çığhk. Pighan chekmek – Feryat çekmek.
  2997. pixildash: Kıs kıs gülme.
  2998. pixildimaq: Kıs kıs gülmek.
  2999. pixsiq: Pinti, cimri, hasis.
  3000. pixsiqliq: Pintilik, cimrilik, hasislik.
  3001. pikir: a. Fikir. Pikir qilmaq – Fıkretmek. Pikir yürgüzüsh – Fikir yürütme. Pikrimge qariganda – Fikrime göre. Pikir élishmaq – Fikir danışmak.
  3002. pikirdash: a. Fikirdeş, hemfikir.
  3003. pikirdashliq: a.u. Fikirdeşlik.
  3004. pikirleshmek: a.u. Fikir danışmak.
  3005. pikirlishish: a.u. Fikir danışma.
  3006. pikriy: a. Fikrî.
  3007. pil: a. Fil. Pil chishi – Fil dişi. Pil balisi – Fil yavrusu.
  3008. pildirash: Dönüp durma; kurtlanma.
  3009. pildirghuch: Topaç, pırlangıç 2. Pervane. Ayropilan pildirghuchi – Uçak pervanesi.
  3010. pildirimaq: Dönüp durmak, kurtlanmak.
  3011. pildirlash: Pırıldama, ışıldama.
  3012. pildirlimaq: Pırıldamak, ışıldamak.
  3013. pilik: Fitil. Piliktek bolup qaptu – mec. O sakin ve yavaş oluvermiş.
  3014. pilimmide: riqta su pilimmide – Arıkta su dopdolu.
  3015. pilimot: r. Makineli tüfek, mitralyöz.
  3016. pilimotchi: r. Makineli tüfek eri.
  3017. pille: f. İpek böceği.
  3018. pillichilik: f.u. İpek böceği yetiştirme işi.
  3019. pilpil: f. Biber. Pilpil deraz – Kırmızı biber.
  3020. pilpilgül: f. bot. Karanfil (çiçeği).
  3021. pilsut: Orman müdürü.
  3022. pilte: r. Fitil.
  3023. pima: r. Keçe çizme.
  3024. pindek: Ufaklık.
  3025. pingbangchur: ç. Ping-pong; tenis. Pingbangchur oynimaq – Tenis oynamak.
  3026. pingsiq: Aç gözlü, tamahkâr, doymaz.
  3027. pingsiqliq: Aç gözlülük, tamahkârlık, doymazlık.
  3028. piraq: a. Ayrılık. Piraq otida yanmaq – Ayrılık ateşi ile yanmak.
  3029. pirdews: Firdevs; cennet bahçesi.
  3030. pirildash: Uçma, öteye beriye uçuşma 2. Dalgalanma.
  3031. pirildimaq: Uçmak, öteye beriye uçuşmak 2. Dalgalanmak.
  3032. pirip: f. Aldatma, hile, tuzak.
  3033. piripger: f. Hilekâr, dolandırıcı.
  3034. piripgerlik: f.u. Hilekârlık, dolandırıcılık.
  3035. pirqe: a. Parti, fırka.
  3036. pirqilik: a.u. Partili.
  3037. pirqisiz: a.u. Partisiz.
  3038. pirqisizlik: a.u. Parüsizlik.
  3039. pirsent: r. Yüzde.
  3040. pirsentlik: r.u. Yüzdeli.
  3041. pirsentsiz: r.u. Yüzdesiz.
  3042. piruze: f. Firuze.
  3043. pisent: f. U pisent qilmaydu – O aldırmıyor.
  3044. pisiq: a. Bozukluk, ahlak bozukluğu.
  3045. pisingngide: Pisingngide külmek – Sessizce gülmek.
  3046. pisirlash: Fısıldama.
  3047. pistan: r. Kapsül. Pistan chaqquch – Vurucu.
  3048. pistek: Cüce, bodur, bücür; bk. pindek.
  3049. piwa: r. Bira. Piwa zawuti – Bira fabrikası.
  3050. piwaxana: r.f. Birahane.
  3051. pishang: Manivela.
  3052. pishe: ağ. Biraz, az. Pishe pul ber – Biraz para ver.
  3053. pishep: ağ. İç sürdürme.
  3054. pishermek: ağ. bk. pushurmaq.
  3055. pishiq: bk. pishshiq.
  3056. pishildash: Sık sık nefes alma; pofurdama.
  3057. pishildimaq: Sık sık nefes almak; pofurdamak.
  3058. pishildurmaq: Bükmek, burmak.
  3059. pishildurush: Bükme, burma.
  3060. pishish: Olgunlaşma, kemale erme, olma 2. Pişme, yanma.
  3061. pishit: bk. pit.
  3062. pishkel: Talihsiz.
  3063. pishkellik: Talihsizlik.
  3064. pishqan: Olgun, olmuş, ergin 2. Pişmiş.
  3065. pishqanliq: Olgunluk, erginlik 2. Pişmişlik, pişme hali.
  3066. pishlaq: Süzme yoğurt, log peyniri.
  3067. pishmaq: Olgunlaşmak, ermek, kemale ermek. Alma pishti – Elma olgunlaştı. Ashliqlar pishti – Tahıl olgunlaştı. 2. Pişmek, yanmak.
  3068. pishman: f. ağ. bk. pushayman.
  3069. pishmighan: Ham, olmamış, yeşil 2. Pişmemiş, ham.
  3070. pishshighlash: Sağlamlaştırma.
  3071. pishshighlimaq: Sağlamlaştırmak. Pishshighlap ishlimek – İyi nitelikte işlemek; özenerek işlemek.
  3072. pishtköz: Çekik göz.
  3073. pishtlik: Bitli; bk. pitlik.
  3074. pit: Bit, böcek. Taxta piti – Tahta kurusu, tahta biti. Kéwez piti – Tütün biti. Ishtpiti – Kene, sakırga.
  3075. pitiqlash: Kaynama, köpürme.
  3076. pitiqlimaq: Kaynamak, köpürmek.
  3077. pitildimaq: Bağırıp çağırmak.
  3078. pitir: a. Fitre. Pitir sadiqisi – Fitre sadakası. Pitir bermek – Fitre vermek.
  3079. pitira: bk. pitra.
  3080. pitirangghu: Dağınık. Pitirangghu bolup ketmek – Dağınık oluvermek.
  3081. pitirangghuluq: Dağınıklık.
  3082. pitirash: Dağılma.
  3083. pitirimaq: Dağılmak.
  3084. pitirlash: Çırpınma.
  3085. pitirlimaq: Çırpınmak.
  3086. pitlik: Bitli.
  3087. pitne: a. Fitne. Pitne adem – Fitne arayan adam. Pitne salmaq – Araya fitne sokmak.
  3088. pitne-ighwa: a. Fitne ve igvâ.
  3089. pitne-pasat: a. Fitne ve fesat.
  3090. pitne-pasatliq: a.u. Fitne ve fesat hali.
  3091. pitnichi: a.u. Fitne yapan kimse; fitneci.
  3092. pitnichilik: a.u. Fitne hali, fitnecilik.
  3093. pitnixor: a.f. bk. pitnichi.
  3094. pitnixorluq: a.f.u. bk. pitnichilik.
  3095. pitra: Saçma.
  3096. piyade: f. Piyade. Piyade esker – Piyade asker.
  3097. piyale: f. Piyale, çay içilen kase.
  3098. piyaz: f. Soğan.
  3099. piyonér: r. İzci. Piyonérlar sariyi – İzciler sarayı.
  3100. plan: r. Plan. Besh yilliq plan – Beş yıllık plan.
  3101. planchanliq: r.u. Planlı.
  3102. planlash: r.u. Planlama.
  3103. planlighuchi: r.u. Planlayıcı, planlayan.
  3104. planliq: r.u. Planlı.
  3105. planlimaq: r.u. Planlamak.
  3106. plansiz: r.u. Plansız.
  3107. plansizliq: r.u. Plansızlık.
  3108. plastinka: r. Plak.
  3109. plénum: r. Plenom, genel toplantı; bk. qurultay.
  3110. pochaq: Nohut, burçak. Pochighimiz pishmeydu – Geçinenleyiz; birbirimize uyumuyoruz.
  3111. pochi: ç.u. 1. Topçu 2. mec. Yalancı.
  3112. pochiliq: ç.u. Yalancılık.
  3113. pochta: r. Posta. Pochta sandughi – Posta sandığı.
  3114. pochtalyon: r. Postacı.
  3115. pochtixana: r.f. Postahane, postane.
  3116. pochtikesh: r.f. bk. pochtalyon.
  3117. podaq: bk. pordaq.
  3118. podpolkownik: r. Yarbay.
  3119. poéma: r. Manzume, poem.
  3120. poéziye: r. Şür, nazım.
  3121. pogon: r. Apolet.
  3122. pojang: ç. Havai fişek. Pojang atmaq – Havaî fişek atmak.
  3123. pojangza: ç. Havaî fişek.
  3124. pokan: Toxu pokini – Tavuk kursağı. Uyalghinidin pokandek qizirip ketti – Utandığından kıpkırmızı oluverdi.
  3125. pokanchi: Kasap işçisi.
  3126. pokanchiliq: Kasap işçiliği.
  3127. pokla: Pokla chüshmek – Pat diye düşmek.
  3128. pokuldash: bk. pokuldimaq.
  3129. pokuldimaq: Yüregim pokuldap turuptu – Kalbim korkudan küt küt atıyor.
  3130. pokunchi: Bu, o, şu.
  3131. poq: Bok, gübre, necaset.
  3132. poqaq: Kursak 2. Guatır (boğazda şişkinlik yapan bir hastalık).
  3133. pol: Döşeme, parke döşeme.
  3134. polashqan: Solgun, solmuş.
  3135. polashmaq: Solmak.
  3136. polat: Çelik. Polat quyudighan zawut – Çelik fabrikası. Polattek tawlanghan – Çelik gibi tavlanmış.
  3137. poldurung-poldurung: Bol, bol, pek çok. Barida poldurung-poldurung, yoqida qarap olturung – d. Var olduğunda bol bol ye, yok olduğunda aç otur.
  3138. Polek: r. Polonyalı, Leh. Polek xelqi – Polonya halkı. Polek tili – Leh dili.
  3139. polk: r. Alay. Atliq polk – Atlı alayı.
  3140. polkownik: r. Albay.
  3141. polo: f. Pilav.
  3142. polushush: Solma.
  3143. pom: İri parça, kütle, yığın, kesek, külçe 2. Sınır (hudut) işareti.
  3144. pomaza: r. Pazen, dimi bezi.
  3145. pombilaq: Tombul, şişman, tıknaz.
  3146. poméshchik: r. Toprak ağası.
  3147. pomide: ç. İşçi, kömür madenlerinde kömürü parçalayan işçi.
  3148. pomlash: Kümeleme, yığın haline getirme.
  3149. pomlimaq: Kümelemek, yığın haline getirmek.
  3150. pomnan: u.f. Kabarık ekmek; kepekli kabarık tandır ekmeği.
  3151. pompaymaq: Şişmek, kabarmak.
  3152. pompiyish: Şişme, kabarma.
  3153. ponan: ağ. Francala.
  3154. ponkit: r. Nokta, yer. Mal doxturluq ponkiti – Veteriner yeri, baytarlık yeri.
  3155. pop: r. Rus papazı.
  3156. popayka: r. Kazak.
  3157. popuch: Terlik.
  3158. popush: bk. popuch.
  3159. popuza: ç. Tehdit, gözdağı.
  3160. popuzichi: ç.u. Şantajcı.
  3161. pordaq: anat. 1. Erkeklerin cinksel organı. 2. Husye torbası 3. t. Fıtık.
  3162. porek: Konca, gonca.
  3163. poroshok: r.Toz. Chish tazilaydighan poroshok – Diş macunu; diş temizliği için kullanılan toz.
  3164. porpang: Düz, dümdüz.
  3165. port: r. Liman. Soda porti – Ticaret limanı. Herbiy port – Askerî liman.
  3166. portliq: r.u. Limanlı. Portliq sheher – Liman şehri.
  3167. poruchik: r. Subay.
  3168. poruq-poruq: Taklidî ses. Kazan poruq-poruq kaynaydu – Kazan fokur fokur kaynıyor.
  3169. poruqlash: Fokurdama.
  3170. poruqlimaq: Fokurdamak.
  3171. porush: Kutu, çekmece.
  3172. post: f. Kabuk. Posti qélin – Kabuğu kalın.
  3173. postum: Kürk, kışlık palto, gocuk.
  3174. poshkal: Pide, çörek. Tuxum poshkal – Omlet.
  3175. pota: Kuşak.
  3176. potey: ç. Küçük kale.
  3177. potla: Buncukküpe.
  3178. poyiz: r. Tren, katar.
  3179. pozitsiye: r. Tutum, pozisyon. Dostluk pozitsiyeside bolmaq – Dostluk tutumu içinde bulunmak; dostça davranmak.
  3180. pöngzek: Top.
  3181. pöpüchek: Saç tutamı, perçem.
  3182. pöpük: Saçak.
  3183. pöre: Börek.
  3184. pöze: Talaş, eğinti.
  3185. praktika: r. Pratik.
  3186. praktikantliq: r.a. Araştırıcılık.
  3187. Prawoslawiye: İt. Ortodoks dini.
  3188. prézidént: r. Başkan, cumhurbaşkanı.
  3189. prézidéntliq: r.u. Başkanlık.
  3190. prézidium: Ck Prezidyum; başkanlık heyeti.
  3191. prikazchik: r.u. Tezgahtar, satıcı.
  3192. primus: r. Gaz ocağı.
  3193. prinsip: r. Prensip, ilke, esas, umde.
  3194. prinsipal: r. Prensipal. Prinsipal mesile – Prensipal mesele.
  3195. prinsipalliq: r.u. Prensiplilik.
  3196. prinsipliq: r.u. Prensiplilik, esas itibariyle.
  3197. profésor: r. Profesör.
  3198. profésorluq: r.u. Profesörlük.
  3199. programma: r. Program, tüzük.
  3200. programmiliq: r.u. Programlı. Programmiliq mesile – Programlı mesele.
  3201. prokuratura: r. Savcılık.
  3202. prokuror: r. Savcı.
  3203. prolétar: r. Proleter.
  3204. prolétarliq: Proleterlik.
  3205. Protéstant: r. Protestan.
  3206. protéstantliq: r.u. Protestanlık.
  3207. protokol: r. Tutanak. Protokol yazmaq – Tutanak yazmak.
  3208. psixolog: r. Psikolog.
  3209. psixologiye: r. Psikoloji, ruh bilimi.
  3210. puchaq: bk. purchaq.
  3211. puchqaq: Kürk için kullanılan derinin parçası.
  3212. puchmaq: Köşe. Puchmaqtiki dukan – Köşedeki dükkan.
  3213. puchuk: Kısa ve kalkık burun 2. Kenar kırıklığı; kırılmadan dolayı hasıl olan eksiklik; gedik.
  3214. puchulash: Ateşte kızartma.
  3215. puchulimaq: Ateşte kızartmak. Qonaqni puchulimaq – Mısırı koçanı ile beraber korda pişirmek.
  3216. puchulmaq: Gedilmek, kırılmadan dolayı hasıl olan eksiklik. Bisi puchulup ketken palta – Ağzı gedilmiş balta.
  3217. puchulush: Gedilme.
  3218. puxar: Zevk, lezzet, haz. Puxurum qanmidi – Zevkine doymadım.
  3219. puxra: a.l. Tebaa, uyruk, vatandaş, yurttaş. An'gliye puxrasi – İngiltere vatandaşı. 2. Sakin, oturan. Sheher puxrasi – Şehir sakini; şehirli.
  3220. puxraliq: a.u. Vatandaşlık, yurttaşlık.
  3221. puxta: f. Sağlam, esaslı, itinalı, titiz. Puxta adem – Sağlam ve titiz adam.
  3222. puxtilash: f.u. Sağlamlaştırma, özen gösterme.
  3223. pukey: ç. Tezgah, satıcı tezgahı.
  3224. pukunchi: Bu, o, şu.
  3225. puqurash: Kabarma, yükselme, havalanma, uçma, kopma.
  3226. puqurimaq: Kabarmak, yükselmek, havalanmak, uçmak, kopmak. Shamaldin puqurighan qar – Fırtına ile kopmuş kar.
  3227. pul: f. Para.
  3228. pulang-salang: Büksül, dolambaçlı, yılankavi.
  3229. pulanglimaq: Sallanmak, ırgalanmak, yalpalanmak.
  3230. pulat: bk. polat.
  3231. puldar: f. Paralı, zengin. Puldar adem – Paralı adam.
  3232. pulluq: f.u. bk. puldar.
  3233. pulsiz: f.u. Parasız.
  3234. pulsizliq: f.u. Parasızlık.
  3235. pultaymaq: Çıkmak, kendini sarkıtmak, görünmek.
  3236. pulus: bot. Yabani tarçın.
  3237. pung: ç. 1. Çin ağırlık ölçü birimi, yaklaşık 0,35 gram. 2. Alan ölçü birimi, yaklaşık 66 m.
  3238. puraq: Koku. Puraq bermek – Koku vermek. Xush puraq – Hoş koku. Yaman puraq – Kötü koku. Sésiq puraq – Pis koku. Köyük purughi – Yanık dumanı.
  3239. puraqliq: Kokulu.
  3240. puras: Koklama 2. Kokma.
  3241. purat: Parche-purat – Parça, irili ufaklı.
  3242. puratmaq: (purumaq'tan) Koklatmak.
  3243. purbash: zool. İspinoz.
  3244. purchaq: Nohut, bezelye. Jangdu purchaq – Soya (fasulyesi). Mash purchaq – Fasulye. Ash purchaq – Yemek fasulyesi.
  3245. purghen: f. Kederli, elemli, üzgün, mahzun, üzüntülü.
  3246. purzhina: r. Yay, zemberek.
  3247. purzhiniliq: r.u. Yayh, zemberekli.
  3248. purquldilmaq: Burnundan görültü ile soluk almak, puflamak.
  3249. purqumaq: Horuldamak, horlamak.
  3250. purqurimaq: Buram buram çıkmak.
  3251. purqurutuwetmek: Tozlandırıvermek, toz içinde bırakmak, ise tutmak, islemek.
  3252. purqurutuwétish: Tozlandırıverme, toz içinde bırakma, ise tutma.
  3253. purqush: Horuldama, horlama.
  3254. purlashqan: Ezik, mıncık mıncık, buruşuk, kırışık.
  3255. purlashmaq: Buruşmak, kırışmak.
  3256. purlushush: Buruşma, kırışma.
  3257. purnem: f. Nemli, rutubetli. Közüm purnem – Gözüm yaşlı.
  3258. purset: a. Fırsat. Pursettin paydilanmaq – Fırsattan faydalanmak.
  3259. pursetperest: a.f. Fırsatçı.
  3260. pursetperestlik: a.f.u. Fırsatçılık.
  3261. pursetwaz: a.f. bk. pursetperest.
  3262. pursetwazliq: a.f.u. bk. pursetperestlik.
  3263. purtumshuq: zool. Ekin kargası.
  3264. puruch: Kesim, kırpma, kesme.
  3265. purumaq: Koklamak 2. Kokmak.
  3266. purush: f. Satıcı, tezgahtar. Chaypurush – Çay satıcısı.
  3267. purutush: Koklatma.
  3268. pustanchi: Bu, o, şu 2. Felan.
  3269. pushayman: f. Pişman. Pushayman yémek – Pişman olmak.
  3270. pushqurmaq: Kişnemek.
  3271. pushman: f. bk. pushayman.
  3272. pusht: f. 1. Sırt, arka 2. Belkemiği. Pushtidin tamghandek – Aslının aynısı; Aslının bir parçası gibi.
  3273. pushtang: Mesnet, destek.
  3274. Pushtu: f. Afgan dili; Afganistan'ın devlet dili. Pushtu tili – Afgan dili.
  3275. pushuq: Ich pushughi – Can sıkıntısı.
  3276. pushuldash: Fosurdama, pofurdama, sık sık nefes alma.
  3277. pushuldimaq: Fosurdamak, pofurdamak, sık sık nefes almak.
  3278. put-qol: El ve ayak. Put-qolum baghlinip qaldi – El ve ayağım bağlandı; Çaresiz, faaliyet edemeyecek bir durumdayım.
  3279. puta: bk. pota.
  3280. putaq: Budak.
  3281. putaqlash: Kol halinde ayrılma; dallanma.
  3282. putaqliq: Budaklı. Putaqliq taxta – Budaklı tahta.
  3283. putaqlimaq: Kol halinde ayrılmak; dallanmak.
  3284. putash: Budama, budak kesme.
  3285. putbol: r. Fotbol.
  3286. putbolchi: r.u. Fotbolcu.
  3287. putimaq: Budamak, budak kesmek.
  3288. putlashmaq: Ayağı sürçmek; ayağı takılmak.
  3289. putlikashang: Engel, güçlük.
  3290. putluq: Ayaklı. Tört putluq bolup qonaqliqning arisi bilen mangdim – Dört ayaklı olarak mısır tarlası içinden yürüdüm.
  3291. -puzul: ç. Ashpuzul – Lokanta.
  3292. puzur: a. Güzel, şirin, sevimli.
  3293. püchek: Boş, çekirdeksiz. Püchek adem – Boş adam.
  3294. pücheklik: Boş ve zayıflık; cılızlık 2. mec. Alçaklık, görgüsüzlük.
  3295. püdek: Esme, esinti 2. Islık, ötme, ötüş.
  3296. püdesh: Üfleme 2. Esme, esinti 3. Islık, ötme, ötüş, ıslık çalma.
  3297. püdimek: Üflemek 2. Esmek, esinti 3. Islık, ötmek, ıslık çalmak.
  3298. püdüwetmek: Üflemek, üfleyivermek.
  3299. püdüwétish: Üfleme, üfleyiverme.
  3300. püklesh: Kıvırma, katlama, bükme.
  3301. püklimek: Kıvırmak, katlamak, bükmek.
  3302. pükmek: Bükmek, katlamak, kıvırmak. Tiz pükmek – Diz çökmek, eğilmek. Könglüngge püküp qoy – Aklında olsun.
  3303. püküsh: Bükme, katlama, kıvırma.
  3304. pülesh: Esme, üfleme.
  3305. pülimek: Esmek, üflemek.
  3306. pürkenchük: Omuzluklu başlık; çocuk başlığı.
  3307. pürlengke: Fırfır, farbala, kıvrım. Pürlengke köynek – Fırfır gömlek.
  3308. pürlesh: Kıvırma.
  3309. pürlimek: bk. pürmek.
  3310. pürme: Fırfır, farbala, kıvrım.
  3311. pürmek: Kıvırmak.
  3312. pürük: Buruşuk.
  3313. pürüsh: Kıvırma.
  3314. pürüshkek: Kolay buruşan.
  3315. pürüshkeklik: Kolay buruş buruş olma hali.
  3316. pürüshmek: Buruşmak.
  3317. pürüshüsh: Buruşma.
  3318. pütermek: Bitirmek.
  3319. pütey: Kapalı, çıkmaz. Pütey neyche – Kapalı borucuk.
  3320. püteyleshmek: Kapalı hale gelmek.
  3321. püteylishish: Kapalı hale gelme.
  3322. pütkenlik: Yetkinlik, eksiksizlik, bitmiş olma hali.
  3323. pütkiche: Bitene kadar.
  3324. pütkü: tar. 1. Liste 2. Mektup.
  3325. pütküchi: tar. Yazan, katip.
  3326. pütkül: Bütün, tüm, hepsi. Pütkül yer yüzi – Bütün yer yüzü.
  3327. pütmes-tügümes: Bitmez tükenmez.
  3328. pütük: tar. Mektup.
  3329. pütükchi: tar. Yazıcı, katip.
  3330. pütüm: Anlaşma, mütareke, ateşkes.
  3331. pütün: Bütün, tüm, tümü.
  3332. pütün-sürük: Tam, tüm, bütün. Pütün-sürük bir qoy göshi – Bütün bir koyunun eti.
  3333. pütünlesh: Bütünleme.
  3334. pütünley: Büsbütün, tamamıyla, bütün bütün.
  3335. pütünlimek: Bütünlemek.
  3336. pütünlük: Bütünlük. Térritoriye pütünlügi – Toprak bütünlüğü.
  3337. pütürmek: Bitirmek.
  3338. pütürüwetmek: Bitirivermek.
  3339. pütürüwétish: Bitiriverme.
  3340. pütürüsh: Bitirme.
  3341. rabat: tar. Mola verilen saray (avlu).
  3342. rabite: a. tar. Rabıta, bağlantı, irtibat.
  3343. radist: r. Radyotelgrafça.
  3344. radiyator: r. Radyatör.
  3345. radiyo: r. Radyo. Radiyo anglighuchi – Radyo dinleyici.
  3346. radiyochi: r.u. Radyotelgrafça.
  3347. radiyogramma: r. Radyogram.
  3348. radiyolashmaq: r.u. Radyo tesisi koymak.
  3349. radiyolashturmaq: r.u. (radiyolashmaq'tan) Radyo tesisi koydurmak.
  3350. radiyostansiye: r. Radyo santrali.
  3351. radiyotéxnika: r. Radyoteknik.
  3352. radiyus: r. mat. Yarıçap, nısıf kutur.
  3353. rahet: a. 1. Zevk, lezzet, haz 2. Rahat, huzur.
  3354. rahetbexsh: a.f. Rahat, huzur.
  3355. rahetlendürmek: a.u. Rahat ettirmek, huzur vermek, zevklendirmek.
  3356. rahetlenmek: a.u. Rahatlanmak.
  3357. rahetlik: a.u. Rahatlık.
  3358. rahetlinis: a.u. Rahatlanma.
  3359. rahetsiz: a.u. Rahatsız, huzursuz, zevksiz.
  3360. rahetsizlik: a.u. Rahatszlık, huzursuzluk, zevksizlik.
  3361. rahip: a. Rahip.
  3362. raja: ağ. Mıknatıs.
  3363. rakéta: r. Roket, füze. Rakéta élip yürgüchi – Taşıyıcı roket.
  3364. ramizan: a. Ramazan. Ramizan héyti – Ramazan bayramı.
  3365. ramka: r. Çerçeve.
  3366. rana: a. bot. 1. Sarı yabancı gül 2. mec. Sevimli, güzel. 3. Rana (özel kadın adı).
  3367. raport: Rapor.
  3368. ras: f. bk. rast.
  3369. rasa: Hakiki, gerçek, fiili, mevcut, bizzat, tam. Ishning rasa qizghin waxtida – İşin tam doruğunda iken. Qonaq rasa pishiptu – Mısır gerçekten olmuş.
  3370. rasxot: r. Masraf, gider.
  3371. rasla: Gerçekten, oldukça, gayet.
  3372. raspiska: r. Makbuz, alındı, borç senedi.
  3373. rast: f. Gerçek, hakiki, doğru, inanılır. Rast xewer – Hakikî haber. Rastini éytqanda – Gerçekten. Rast éytimen – Gerçeği söylüyorum.
  3374. rastgöy: f. Dürüst, gerçekçi, doğru sözlü.
  3375. rastgöylik: f.u. Dürüstlük, gerçekçilik, doğru sözlülük.
  3376. rastida: f.u. Gerçekten, doğrusu.
  3377. rastla: f.u. Gerçekten, yerinde, tam zamanında.
  3378. rastlanmaq: f.u. 1. Doğrulanmak 2. Tamir edilmek 3. Yoluna konulmak; düzenlenmek.
  3379. rastlash: f.u. 1. Tasdik etme; onaylama, doğrulama 2. Tamir etme, hazırlama 3. Yoluna konulma.
  3380. rastliq: f.u. Doğruluk, gerçeklik, samimilik. Rastliq bilen – Doğru olarak, samimî olarak.
  3381. rastlimaq: f.u. 1. Tasdik etmek, onaylamak, doğrulamak 2. Tamir etmek, hazırlamak 3. Yoluna konulmak.
  3382. rawa: f. Caiz, makbul, meşru. Rawa körmek – Meşru görmek. Hajitim rawa boldi – İhtiyacım halloldu; ihtiyacım giderildi.
  3383. rawach: bot. Ravent.
  3384. rawaj: f. Gelişme, ilerleme, inkişaf. Rawaj tapmaq – Gelişmek; ilerlemek.
  3385. rawajlandurmaq: f.u. (rawajlanmaq'tan) Geliştirmek, ilerletmek.
  3386. rawajlandurulmaq: f.u. Geliştirilmek.
  3387. rawajlandurush: f.u. Geliştirme, ilerletme.
  3388. rawajlanmaq: f.u. Gelişmek, ilerlemek, inkişaf etmek.
  3389. rawaq: f. Çadır, otak.
  3390. rawan: f. Yürürlükte olmak, geçmek. Rawan bolmaq – Yürürlükte olmak.
  3391. rawanlik: f.u. Yürürlükte olmak.
  3392. rawap: Bir tür çalgı aleti.
  3393. rawapchi: f.u. Çalgıcı.
  3394. rawiy: a. Hikâyeci.
  3395. rawiyan: f. Hikâyeci, anlatan.
  3396. ray: a. Durum, istek. Hawa rayi – Hava durumu. U momayning rayini qayturushqa pétinalmidi – O ninenin isteiğini geri çevirmeye cüret edemedi.
  3397. rayon: r. Bölge. Herbiy rayon – Askerî bölge.
  3398. rayonluq: r.u. Bölge, bölgeye ait, bölgesel. Rayonluq komitét – Bölge komitesi.
  3399. razi: a. Razı.
  3400. razilashmaq: Vedalaşmak, ayrılmak.
  3401. raziliq: a.u. Rıza, mutabakat. Men ata-anamning razilighini aldim – Ben ataanamın rızasını aldım.
  3402. raziliqsiz: Rıza olmama hali.
  3403. razilishish: a.u. Vedalaşma, ayrılma.
  3404. razimen: a.f. Hoşnut, memnun.
  3405. razwétkichi: r. Keşifçi, istihbaratçı.
  3406. Reb: a. Tanır. Ya Rebbim – Ya Rabbım.
  3407. reddiye: a. Reddiye, itiraz.
  3408. reh: f. Yol, hat.
  3409. rehber: f. Rehber.
  3410. rehberlik: f.u. Rehberlik.
  3411. rehbiriy: f. Rehberlik eden. Rehbiriy orunlar – Rehberlik eden kurumlar. Rehbiriy xadim – Rehberlik eden kimse; lider.
  3412. rehimdar: a.f. Acıyan, şefkatli.
  3413. rehimdarliq: a.f.u. Acıma hali; şefkatli olma hali.
  3414. rehimdil: a.f. Merhametli, acıyan, şefkatli.
  3415. rehimdillik: a.f.u. Merhametlilik, şefkatlilik, yumuşak yüreklilik.
  3416. rehimlik: a.u. Merhametli, şefkatli.
  3417. rehimsiz: a.u. Merhametsiz, şefkatsiz, acımasız. Rehimsiz adem – Acımasız adam.
  3418. rehimsizlik: a.u. Merhametsizlik, şefkatsizlik, acımasızlık.
  3419. rehman: a. Rahman.
  3420. rehmet: a. Teşekkür. Atanggha rehmet – Babana teşekkür; çok teşekkürler. Rehmet éytmaq – Teşekkür söylemek. Rehmet yamghuri – Rahmet yağmuru. Xuda rehmet qilsun – Tanır esirgesin, Tanrı korusun.
  3421. rehmetlik: a.u. Rahmetli. Anam rehmetlik – Annem rahmetli.
  3422. rehmiti: a. Rahmetli. Atang rehmiti – Baban rahmetli.
  3423. rehne: a. Rehin. Rehne bermek – Rehine koymak. Rehne qilmaq – Rehin tutmak.
  3424. rex: f. Kumaş.
  3425. rexmet: f. bk. rehmet.
  3426. rext: f. bk. rex.
  3427. reis: a. Reis, başkan.
  3428. reislik: a.u. Reislik, başkanlık. Reislik qilghuchi – Reislik eden. Reislik qilmaq – Reislik etmek.
  3429. reket: a. Rek'at.
  3430. reqem: a. Rakam, sayı, numara.
  3431. reqemlesh: a.u. Numaralama.
  3432. reqemlik: a.u. Numaralı.
  3433. reqemlimek: a.u. Numaralamak.
  3434. reqip: a. Rakip.
  3435. reqiplik: a.u. Rekabet.
  3436. relle: Can sıkıntısı, sıkıntı, kızgınlık, gücenme.
  3437. rem: a. Fal. Rem kitabi – Fal kitabı.
  3438. remchi: a.u. Falcı.
  3439. remetlik: a.u. Rahmetli, merhum.
  3440. remiti: a.f. bk. rehmetlik.
  3441. remmal: a. Büyücü, üfürükçü.
  3442. remmalliq: a.u. Büyücülük, üfürükçülük.
  3443. remz: a. Simbol, belge, şifre.
  3444. rende: f. Rende. Rende salmaq – Rendelemek.
  3445. rendilesh: f.u. Rendeleme.
  3446. rendiligüchi: f.u. Rendeleyen, rendeleyici.
  3447. rendilimek: f.u. Rendelemek.
  3448. rene: f. Güceniklik, dargınlık, kırgınlık, rencide.
  3449. reng: Renk. Béghir reng – Kahverengi. Polat reng – Çelik renk. Jigher reng – Kahverengi. Cheyze reng – Patlıcan rengi, mor. Xurma reng – Hurma renk. Qaramtul reng – Karamsı renk. Sériq reng – Sarı renk. Köküsh reng – Mavi renk. Kömüsh reng – Gümüş renk. Renggi öchüp ketti – Benzi kül gibi oldu. Renggi tatrighan – Benzi sararmış.
  3450. rengdar: f. Renkli.
  3451. rengdarliq: f.u. Renklilik.
  3452. rengdash: f.u. Aynı renkte, aynı renkli.
  3453. rengdashliq: f.u. Aynı renkte olma hali.
  3454. rengga-reng: f. Rengarenk; bk. rengmu-reng.
  3455. renglenmek: f.u. Boyanmak.
  3456. renglesh: f.u. Boyama.
  3457. renglik: f.u. Renkli. Altun renglik – Altın renkli.
  3458. renglimek: f.u. Boyamak.
  3459. rengmu-reng: f. Rengarenk.
  3460. rengmu-renglik: f.u. Rengarenk olma hali.
  3461. rengsiz: f.u. Renksiz.
  3462. rengwazliq: f.u. Göz boyama. Rengwazliq qilmaq – Göz boyamak; aldatmak.
  3463. renjimek: f.u. Gönül kırılmak, üzülmek.
  3464. renjish: f.u. Gönlü kırılma, üzülme.
  3465. renjitish: f.u. Üzme, gönlünü kırma.
  3466. renjitmek: f.u. Üzmek, gönlünü kırmak.
  3467. repiq: a. Arkadaş, yoldaş.
  3468. resetxana: a.f. Rasathane.
  3469. reside: f. Kemale erme; olgunlaşma. Reside bolmaq – Olgunlaşmak; kemale ermek, büyümek.
  3470. resim-yosun: a.u. Kaide, anane, gelenek.
  3471. resimchi: a.u. Ressam.
  3472. resimlik: a.u. Resimli. Resimlik zhurnal – Resimli dergi.
  3473. resmen: a. Resmen, resmî olarak.
  3474. resmiy: a. Resmî. Resmiy rewishte – Resmî halde.
  3475. resmiyet: a. Resmiyet.
  3476. resmiyetchi: a.u. Formalist, şekilci.
  3477. resmiyetchilik: a.u. Şekilcilik, formalizm, biçimcilik.
  3478. resmiyleshmek: a.u. 1. Kanunlaşmak 2. Biçimlenmek, şekillenmek.
  3479. resmiyleshtürmek: a.u. (resmiyleshmek'ten) 1. Kanunlaştırmak 2. Şekillendirmek, biçimlendirmek.
  3480. resmiylishish: a.u. 1. Kanunlaşma 2. biçimlenme, şekillenme.
  3481. ressam: a. Ressam.
  3482. ressamliq: a.u. Ressamlık. Ressamlik qilmaq – Ressamlık yapmak.
  3483. reste: f. Pazar. Kitap restisi – Kitap satış yeri.
  3484. resul: a. Resul, elçi, peygamber.
  3485. reswa: a. Rezil. Reswa bolmaq – Rezil olmak. Reswamni chiqardi – Rezil etti.
  3486. reswachiliq: a.u. Yüzkarası, rezalet, ayıp.
  3487. reswagerchiliq: a.f.u. bk. reswachiliq.
  3488. reswaliq: a.u. bk. reswachiliq.
  3489. resht: f. İplik, bağ. Köngül reshti – Gönül bağı, sevgi bağı.
  3490. retlesh: Düzenleme, çeki düzen verme.
  3491. retligüchi: Düzenleyen, çeki düzen veren.
  3492. retlik: Düzenli. Kiyimliri retlik – Elbiseleri düzenli.
  3493. retlimek: Düzenlemek, çeki düzen vermek.
  3494. retsiz: Düzensiz.
  3495. retsizlenmek: Düzensizlenmek; karışık hale gelmek.
  3496. retsizlik: Düzensizlik.
  3497. reweq: a. bk. rawaq.
  3498. rewende: f. Seyyar satıcı.
  3499. rewendichilik: f.u. Seyyar satıcılık. Rewendichilik qilmaq – Seyyar satıcılık yapmak.
  3500. rewish: Suret, kılık 2. Görünüş, tavır 3. gr. Zarf.
  3501. rewishdash: f.u. Zarf fiili, gerundium.
  3502. reyhan: f. bot. Fesleğen, bazillik.
  3503. rezende: f. Nezle.
  3504. rezgi: f. Zayıf, güçsüz.
  3505. rezil: a. Rezil.
  3506. rezilane: a.f. Alçakça, namussuzca, rezil bir şekilde.
  3507. rezillik: a.u. Rezillik.
  3508. rezm: a. İma, kinaye, imalı söz.
  3509. réaktiw: r. Reaktif. Réaktiw ayropilan – Reaktif uçak.
  3510. réalistik: r. Realist, gerçekçi.
  3511. réalizm: r. Realizm, gerçekçilik.
  3512. réallashmaq: r.u. Gerçekleşmek.
  3513. réallashturmaq: r.u. (réallashmaq'tan) Gerçekleştirmek.
  3514. réallashturush: r.u. Gerçekleştirme.
  3515. réalliq: r.u. Realite, hakikat.
  3516. rézhissor: r. Rejisör, yönetici.
  3517. rézhissorluq: r.u. Rejisörlük. Rézhissorluq qilmaq – Rejisörlük yapmak.
  3518. rékord: r. Rekor. Rékord qoymaq – Rekor kırmak.
  3519. rékordchi: r.u. Rekormen.
  3520. rékordliq: r.u. Rekor.
  3521. réktor: r. Rektör.
  3522. rélis: r. Ray.
  3523. rémont: r. Onarım. Rémont qilmaq – Onarmak.
  3524. rémontlatmaq: r.u. (rémontlimaq'tan) Onartmak.
  3525. rémontlimaq: r.u. Onarmak, tamir etmek.
  3526. rémontlitish: Onartma.
  3527. répétitsiye: r. Oyun provası.
  3528. réwizionist: r. Revizyon eden kimse.
  3529. réwiziye: r. Teftiş, kontrol. Réwiziye komissiyisi – Kontrol ekibi.
  3530. réwiziyonizm: r. Revizyon, kontrol.
  3531. rézalet: a. Alçaklık, rezalet.
  3532. réze: f. İnce, küçük, rize.
  3533. rézénke: r. Lastik. Rézénke ayaq kiyimi – Lastik ayakkabı. Rézénke sanalti – Lastik sanayi.
  3534. riaye: a. Riayet, saygı, itibar, önem. Iqtisatqa riaye qilish kérek – Ekonomiye önem vermek lazım; Tasarrufa önem vermek lazım. Intizamgha riaye – Kılmak intizama saygılı olmak. Taziliqqa riaye qilish – Temizliğe önem vermek.
  3535. riayesiz: a.u. Saygısız.
  3536. riayesizlik: a.u. Saygısızlık.
  3537. riwayet: a. Rivayet. Riwayet qilmaq – Hikâye anlatmak, anlatmak.
  3538. riwayetchi: a.u. Sözcü, hikâyeci, anlatan.
  3539. righbet: a. Rağbet.
  3540. righbetlendürmek: a.u. Tevşik etmek, isteklendirmek.
  3541. righbetlendürüsh: a.u. Teşvik etme, isteklendirme.
  3542. righbetlenmek: a.u. İlgilenmek, alakalanmak.
  3543. righbetsiz: a.u. Rağbetsiz.
  3544. rija: a. Rica. Rija qilmaq – Rica etmek.
  3545. rije: f. Çekül, şakul.
  3546. riqabet: a. Rekabet. Riqabet qilmaq – Rekabet etmek.
  3547. riqabetchi: a.u. Rakip.
  3548. riqabetchilik: a.u. bk. riqabet.
  3549. riqabetlishish: a.u. Rekabet etme, yarışma.
  3550. risale: a. Risale.
  3551. riyakarliq: a.f.u. Riyakârlık, ikiyüzlülük.
  3552. riyaset: a. Riyaset.
  3553. riyasetchilik: a.u. Riyaset etme hali. Riyasetchilik qilmaq – Riyaset etmek.
  3554. riyazet: a. Çilecilik; nefsin isteklerini kırma; riyazet.
  3555. riyazetchi: a.u. Çileci.
  3556. riza: a. Rıza. Riza bolmaq – Rıza olmak.
  3557. rizaliq: a.u. Rıza olma hali.
  3558. riziq: a. Rızk.
  3559. ro: bk. chiwin.
  3560. robiro: f. Karşıda.
  3561. rodu: bk. rodupay.
  3562. rodulashmaq: Beceriksiz olmak, iktidarsız olmak, dermansız olmak.
  3563. rodupay: f. Beceriksiz, iktidarsız, dermansız.
  3564. roh: a. Ruh, moral. Rohim kötürüldi – Moralim yükseldi. Rohingni chüsherme – Moralini kaybetme. Dadamning rohi razi bolsun – Babamın ruhu şad olsun. Rohiy késel – Ruh hastalığı.
  3565. rohaniy: a. Ruhanî.
  3566. rohaniylar: Ruhanîler.
  3567. rohaniylik: a.u. Ruhanîlik.
  3568. rohen: a. Ruhî, manevî. Men rohen tinchlandim – Canım rahatladı; Gönlüm emin oldu.
  3569. rohiy: a. Ruhî. Rohiy késel – Ruh hastalığı.
  3570. rohlandurghuch: a.u. Moral veren.
  3571. rohlandurghuchi: a.u. Moral veren.
  3572. rohlandurmaq: a.u. Moralini yükseltmek.
  3573. rohlandurush: a.u. Moralini yükseltme.
  3574. rohlanghan: a.u. Morali yükselmiş.
  3575. rohlanmaq: a.u. Neşelenmek, canlanmak.
  3576. rohluq: a.u. Morali yüksek. Üstün rohluq – Yüksek morali olan.
  3577. rohsiz: a.u. Cansız, hissiz, durgun.
  3578. rohsizlandurmaq: a.u. (rohsizlanmaq'tan) Moralini çökertmek; durgun hale getirmek.
  3579. rohsizlanmaq: a.u. Ümidini kaybetmek; morali bozulmak.
  3580. rohsizliq: a.u. Gevşeklik, cansızlık, durgunluk.
  3581. rohsizlinish: a.u. Ümidini kaybetme, morali bozulma.
  3582. rol: r. Rol. Rol oynimaq – Rol oynamak.
  3583. romal: f. Başörtüsü.
  3584. roman: r. Roman. Tarihiy roman – Tarihî roman.
  3585. romanchi: r.u. Romancı.
  3586. romans: r. Romans.
  3587. romantik: r. Romantik.
  3588. romantizm: r. Romantizm.
  3589. romka: r. Kadeh.
  3590. ronaq: a. Güzel, letafet, yakışıklı.
  3591. ronaqliq: a.u. Güzellik, yakışıklılık.
  3592. roshen: f. Açık, parlak. Pikringiz roshen boldi – Fikriniz açık oldu.
  3593. roshenlenmek: f.u. Aydınlanmak, açıklanmak.
  3594. roshenleshmek: f.u. bk. roshenlenmek.
  3595. roshenleshtürmek: f.u. (roshenleshmek'ten) Aydınlatmak; açığa kavuşturmak.
  3596. roshenleshtürüsh: f.u. Aydınlatma; açığa kavuşturma.
  3597. roshenlimek: f.u. Açıklamak, aydınlatmak.
  3598. rota: r. Bölük. Rota komandiri – Bölük komutam.
  3599. roy: f. Yüz, çehre, sima.
  3600. royal: r. Kuyruklu piyano.
  3601. royap: f. Royapqa chiqmaq – Gerçekleşmek.
  3602. royxet: f. Liste. Royxetke almaq – Listeye almak.
  3603. roza: a. Oruç. Roza tutmaq – Oruç tutmak.
  3604. rozghar: f. Ekonomi.
  3605. rozi: f. Kısmet, nasip, kader.
  3606. rozname: f. tar. Günlük ihbariye.
  3607. rubayi: a. Rubai.
  3608. ruh: a. bk. roh.
  3609. rux: f. Çinko.
  3610. ruxset: a. Ruhsat, izin. Ruxset bermek – İzin vermek. Ruxset qiling – İzin verin. Ruxset étilmigen – İzin verilmemiş.
  3611. ruxsetname: a.f. Ruhset-name; izin name.
  3612. ruxsetsiz: a.u. Ruhsatsız, izinsiz.
  3613. rujek: Pencere.
  3614. Rum: Rum.
  3615. rummal: bk. romal.
  3616. Rus: Rus. Rus tili – Rus dili.
  3617. rus: ağ. Doğru, düz; bk. tüz.
  3618. Rusche: Rusça.
  3619. Ruslashmaq: Ruslaşmak.
  3620. Ruslashturmaq: (Ruslashmaq'tan) Ruslaştırmak.
  3621. Ruslashturush: Ruslaştırma.
  3622. -sa: Şart eki. Barsa – Varsa. Oqusa – Okusa.
  3623. saadet: a. Saadet.
  3624. saadetlik: a.u. Saadetti. Saadetlik turmush – Saadetli hayat (geçim).
  3625. saadetmen: a.f. Saadetli.
  3626. saadetsiz: a.u. Mutsuz, bahtsız.
  3627. saadetsizlik: a.u. Mutsuzluk, bahtsızlık.
  3628. saba: a. Sabah yeli.
  3629. sabiq: a. Sabık, eski, geçmiş.
  3630. sabit: a. Sabit. Sabit bolmaq – Sabit olmak.
  3631. sachbagh: bk. chachbagh.
  3632. sachqan: bk. chashqan.
  3633. sachma: bk. chachma.
  3634. sachmaq: bk. chachmaq.
  3635. sachrash: bk. sachrimaq.
  3636. sachrimaq: bk. chachrimaq. U ornidin sachrap turdi – O yerinden fırladı.
  3637. sachtarash: bk. satirash.
  3638. sachtarashxana: bk. satirashxana.
  3639. sada: a. Ses, yankı. Muzika sadaliri – Saz sesleri. Eks sada – Yankı.
  3640. sadaqet: a. Sadakat.
  3641. sadaqetlik: a.u. Sadık olma hali.
  3642. sadaqetsiz: a.u. Sadık değil, sadakatsiz.
  3643. sadaqetsizlik: a.u. Sadık olmama hali; sadakatsizlik.
  3644. sadamat: ağ. Deli, ruh hastası; bk. sarang ve rohiy késel.
  3645. sadde: f. Sade, basit. Sade adem – Basit adam.
  3646. saddidil: f. Saf, kalbi temiz.
  3647. saddidillik: f.u. Saflık, kalbi temizlik.
  3648. saddilashmaq: f.u. Sadeleşmek, basit olmak.
  3649. saddilashturmaq: f.u. (saddilashmaq'tan) Sadeleştirmek.
  3650. saddiliq: f.u. Sadelik, basitlik, saflık. Saddiliq qilmaq – Saf olmak.
  3651. sade: ağ. Karaağaç; bk. qarayaghach.
  3652. sadigha: a. bk. sediqe. Sadighang kétey – Şirin, sevimli, cana yakın, cici, sevgili.
  3653. sadiq: a. Sadık, sadakatli.
  3654. sadiqane: a.F, Sâdıkane, sadakatle.
  3655. sadiqliq: a.u. Sadakat, dürüstlük, doğruluk, bağlılık. Sadiqliq körsetmek – Bağlılık göstermek.
  3656. sadir: a. Vuku, meydana gelmek. Sadir bolmaq – Vuku olmak. Xataliq sadir boldi – Hata oldu.
  3657. saet: a. Saat. Asma saet veya tam saiti – Duvar saati. Jarangliq saet – Çalar saat. Qol saet – El saati. Yanchuq saet – Cep saati. Saetni burimaq – Saati kurmak. Saet nechche? – Saat kaç? Saiti kelgende bolur – Zamanı geldiğinde olur. Saitide kelding – Zamanında geldin. Waxti-saiti yétiptu – Zamanı gelmiş.
  3658. saetchi: a.u. Saatçi.
  3659. saetlik: a.u. Saatlik. Bir saetlik yer – Bir saatlik yer; bir saatlik yol.
  3660. saetmu-saet: Saatı saatına.
  3661. saetsazliq: a.f.u. Saatçilik.
  3662. saglamlashturush: Sağlamlaştırma.
  3663. sagha: bk. sanga.
  3664. sagharmaq: ağ. bk. sarghaymaq.
  3665. saghat: a. ağ. bk. saet.
  3666. saghatqu: ağ. bk. sarghatqu.
  3667. saghatmaq: ağ. bk. sarghaytmaq.
  3668. saghaymaq: ağ. bk. sarghaymaq.
  3669. saghdaq: Yay.
  3670. saghdurmaq: Sağdırmak.
  3671. saghdurush: Sağdırma, sağdınş.
  3672. saghi: ağ. bk. saghra.
  3673. saghish: ağ. bk seghish.
  3674. saghlam: Sağlam. Saghlam pikirlik – Sağlam fikirli.
  3675. saghlamlandurmaq: (saghlamlanmaq'tan) Sağlamlaştırmak.
  3676. saghlamlandurush: Sağlamlaştırma.
  3677. saghlamlanmaq: Sağlamlaşmak.
  3678. saghlamlash: Sağlamlama.
  3679. saghlamlashmaq: Sağlamlaşmak.
  3680. saghlamlashturmaq: (saghlamlashmaq'tan) Sağlamlaştırmak.
  3681. saghlamlashturulmaq: Sağlamlaştırılmak.
  3682. saghlamlashturulush: Sağlamlaştırılma.
  3683. saghlamliq: Sağlamlık.
  3684. saghlamlimaq: Sağlamlamak.
  3685. saghlamlinish: Sağlamlaşma.
  3686. saghmaq: Sağmak. Séghip almaq – Sağmak.
  3687. saghra: Sağn.
  3688. saghsiz: Sağlıksız, hastalı, sağlığı iyi değil.
  3689. saghsizliq: Sağlıksızlık, hastalılık.
  3690. saghuch: Sanmsı, açık sarı.
  3691. sahe: a. Saha, yöre. Shu sahida – Şu sahada.
  3692. sahil: a. Sahil, kıyı. Derya sahilida – Nehir kıyısında.
  3693. sahip: a. Sahip.
  3694. sahipxan: a.f. Ev sahibi.
  3695. sahipqiran: a. tar. Sahib kıran, cihangir, fatih.
  3696. saxawet: a. Sahavet. Xeyir saxawet – Hayır sahavet.
  3697. saxawetlik: a.u. Cömert, eli açık.
  3698. saxawetsiz: a.u. Aç gözlü, tamahkâr, doymaz.
  3699. saxawetsizlik: a.u. Aç gözlülük, tamahkarlık, doymazlık.
  3700. saxchi: bk. saqchi.
  3701. saxlash: bk. saqlash.
  3702. saxlimaq: bk. saqlimaq.
  3703. saxta: f. Sahte, uydurma. Saxta höjjet – Sahte belge. Saxta qilmaq – Hile yapmak.
  3704. saxtilashturmaq: f.U Sahte hale getirmek.
  3705. saxtilashturush: f.u. Sahte hale getirme.
  3706. saxtipez: f. Sahtekâr.
  3707. saxtipezlik: f.u. Sahtekârlık.
  3708. sakindi: Kalıntı, son damla.
  3709. saq-salamet: u.a. Sağ selim.
  3710. saq-salametlik: u.a.u. Sağ selim olma hali. Sak-salametlik sorimaq – Sağlığını sormak; hal hatır sormak.
  3711. saqaq: ağ. Çene.
  3712. saqal: Sakal. Aq saqal – 1) Toplumun büyüğü; lider 2) Ak sakallı, beyaz sakal.
  3713. saqalliq: Sakallı.
  3714. saqalsiz: Sakalsız.
  3715. saqalwash: Uzun saçlı.
  3716. saqaymaq: İyileşmek.
  3717. saqaymas: İyileşmez, sağaltılmaz.
  3718. saqaytilish: İyileştirilme, sağaltılma.
  3719. saqaytilmaq: İyileştirilmek, sağaltılmak.
  3720. saqaytis: İyileştirme.
  3721. saqaytmaq: İyileştirmek, sağaltmak.
  3722. saqchi: Karakol 2. Muhafız, bekçi.
  3723. saqchiliq: Muhafızlık. Saqchiliq qilmaq – Muhafızlık yapmak. Saqchiliqta turmaq – Bekçi olmak; bekçilik yapmak.
  3724. saqiliq: Saqiliq qazan – Bilyeli rulman.
  3725. saqiyma: Şaka, latife.
  3726. saqquchi: İnek sağıcı kadın. Süt saqquchi – İnek sağıcı kadın.
  3727. saqlanmaq: Korunmak.
  3728. saqlash: Koruma. Tinchliqni saqlash we mustehkemlesh – Barışı koruma ve istikrara kavuşturma.
  3729. saqlatmaq: (saqlimaq'tan) Korutmak.
  3730. saqlighuchi: Koruyucu.
  3731. saqliq: Sağlık. Saqliqni saqlash ministirligi – Sağlık bakanlığı.
  3732. saqlimaq: Korumak. Salametlikni saqlimaq – Sağlığı korumak. Yoshurup saqlimaq – Gizlemek. Saqlap qalmaq – Korumak, koruyabilmek.
  3733. saqlinish: Korunma.
  3734. saqlinishliq: Korunma hali.
  3735. saqlitish: Korutma.
  3736. sal: Sal; kereste salı.
  3737. salachi: ağ. Simsar, tellal.
  3738. salahiyet: a. Salahiyet, yararlılık, uygunluk, iktidar, yetenek, muteberlik, yetki. Héch qandaq ishqa salahiyiti yoq – Hiçbir işte yeteneği yok.
  3739. salahiyetlik: a.u. Salahiyetli, yetenekli, yetkili.
  3740. salahiyetsiz: a.u. Yetkisiz, yeteneksiz.
  3741. salahiyetsizlik: a.u. Yetkisizlik, yeteneksizlik.
  3742. salaq: Leke.
  3743. salaqliq: Kirli, pis.
  3744. salam: a. Selam. Salam xet – Selam ve sağlığı beyan eden mektup. Salam éytmaq – Selam söylemek. U sizge salam éytti – O size selam söyledi. U sizge salam dedi – O size selam söyledi. Sowgha-salamlar – Hediyeler.
  3745. salamet: a. Selamet, esen. Salamet qalmaq – Esen kalmak. Salamet bolung – Esen olun. Saq-salamet – Sağ selim.
  3746. salametlendürmek: a.u. Sağlıklı hale getirmek.
  3747. salametlendürüsh: a.u. Sağlıklı hale getirme.
  3748. salametlenmek: a.u. Sağlıklı hale gelmek.
  3749. salametlik: a.U Esenlik, sağlık. Salametlikni saqlash – Sağlığı korumak.
  3750. salametlinish: a.u. Sağlıklı hale gelme.
  3751. salametsizlik: a.u. Sıhatsızhk, sağlıksızlık.
  3752. salamxet: a.f. Selam ve sağlığı beyan eden mektup.
  3753. salamlashmaq: a.u. Selamlaşmak.
  3754. salamlishish: a.u. Selamlaşma.
  3755. salang: Sarkık, sarıkmış.
  3756. salanglimaq: Sarkmak, salkımak.
  3757. salapet: a. Derinlik, ağırbaşlılık, hatın sayılır.
  3758. salapetlik: a.u. bk. salapet.
  3759. Salar: Salur (bir Türk boyu).
  3760. salawat: a. Salavat, dua.
  3761. salchi: Tomruk sallanın güden işçi.
  3762. saldurmaq: (salmaq'tan I) Saldırmak, atılmak, sıçramak; at saldurmaq at ile özerine gitmek. Dem saldurmaq – Üfürük yaptırmak.
  3763. salgha: Laso kement.
  3764. salghuch: Tahta yatak.
  3765. salja: Kerpeten, kıskaç.
  3766. saljiq: ağ. Küçük kıskaç.
  3767. salqin: Serin. Salqin tartmaq – Serinlenmek. Salqin chüshmek – Serinlenmek.
  3768. salqin-sörün: Serin ve açlık; serin ve sıkıntı.
  3769. salqinqanliq: Serinkanlı.
  3770. salqinlanmaq: Serinlemek.
  3771. salqinlash: Serinleme.
  3772. salqinlashmaq: Serinlemek.
  3773. salqinlatmaq: (salqinlimaq'tan) Serinletmek.
  3774. salqinliq: Serinlik.
  3775. salqinlimaq: Serinlemek.
  3776. salma: bk. salgha.
  3777. salmaqdar: u.f. Ağırlıklı.
  3778. salmaqliq: Ağır, ağırlıklı.
  3779. salmaqlimaq: Ağırlığını tartmak.
  3780. salmaqsiz: Ağırlığı yok.
  3781. salmaqsizliq: Ağırlığı yokluğu.
  3782. salname: f. 1. Vakayiname 2. Takvim.
  3783. salpa: Derisi sölpük, ödemli.
  3784. salpang: Sarkık, sarkmış. Salpang qulaq – Uzun ve sasallanmış kulak.
  3785. salpanglimaq: Sarkmak, sölpümek.
  3786. salpaymaq: Düşmek, gevşemek, zayıflamak.
  3787. salpiyish: Düşme, gevşeme, zayıflama.
  3788. salt: Salt, tek, yalnız. Salt keldim – Yalnız geldim.
  3789. saltang: Yalnız, bekar. Saltang yigit – Bekar delikanlı.
  3790. saltiriq: Sızı. Yarining saltirighi – Yaranın sızısı.
  3791. salwa: ağ. bk. tögiqush.
  3792. salwirash: Sarkma, sarkık olma.
  3793. salwirimaq: Sarkmak, sarkık olmak. Salwirighan kiyim – Sarkık elbise.
  3794. salwiritmaq: (salwirimaq'tan) Sarkıtmak, asılı bırakmak.
  3795. saman: Saman. Saman yoli – Saman yolu.
  3796. samanxana: u.f. Ot ambarı, samanhane; bk. samanliq.
  3797. samanliq: Ot ambarı, samanhane.
  3798. samawar: r. Semaver.
  3799. samawarchi: r.u. Çaycı.
  3800. samawarchiliq: r.u. Çaycılık. Samawarchiliq qilmaq – Çaycılık yapmak.
  3801. samawiy: a.f. Semavî, göksel.
  3802. sambusa: Börek; bk. samsa.
  3803. samsa: Börek. Yagh samsa – Yağlı börek.
  3804. samsaq: Sarımsak.
  3805. samsipez: u.f. Börekçi.
  3806. san-sanaqsiz: Hesapsız; sayılamayacak derecede çok.
  3807. sana: a. Sinameki.
  3808. sanach: Deri kap; bk. tulum.
  3809. sanaet: a. Sanayi, endüstri. Éghir sanaet – Ağır endüstri. Yeniq sanaet – Hafif endüstri. Sanaet malliri – Sanayi malları. Qol sanaet – Zanaat. Sanaet merkizi – Sanayi merkezi.
  3810. sanaetchi: a.u. Sanayici.
  3811. sanaetleshmek: a.u. Sanayileşmek.
  3812. sanaetleshtürmek: a.u. (sanaetleshmek'ten) Sanayileştirmek.
  3813. sanaetlik: a.u. Sanayileşmiş, gelişmiş. Sanaetlik memliket – Gelişmiş ülke.
  3814. sanaq: Sayma, hesap.
  3815. sanaqliq: Sayılmış.
  3816. sanaqsiz: Sayılmamış. San-sanaqsiz – Sayısız, çok.
  3817. sanalmaq: Sayılmak.
  3818. sanar: Müshil, pürgatif.
  3819. sanash: Sayma.
  3820. sanatquzmaq: bk. sanatmaq.
  3821. sanatmaq: (sanimaq'tan) Saydırmak.
  3822. sanatoriye: r. Tedavi ve dinlenme evi.
  3823. sanbar: bot. Aynısafa.
  3824. sanchighuch: Çatal 2. İğne.
  3825. sanchilghaq: İğne, diken.
  3826. sanchilish: Batırılma, iğnelenme, incitilme, dokunulma.
  3827. sanchilmaq: Batırılmak, iğnelenmek, incitilmek, dokunulmak.
  3828. sanchimaq: Sokmak, batırmak, iğnelemek, incitmek, dokunmak.
  3829. sanchish: Sokma, batırma, iğneleme, incitme, dokunma.
  3830. sanchitish: Sokturma, batırtma, iğneletme, incittirme, dokundurma.
  3831. sanchitmaq: (sanchimaq'tan) Sokturmak, batırtmak, incittirmek, dokundurmak.
  3832. sanchiwalmaq: Sokmak, batırmak, iğenelemek, incitmek, dokunmak.
  3833. sanchiwélish: Sokma, batırma, iğneleme, incitme, dokunma.
  3834. sanda: Anda-sanda – Seyrek, bazen, arasıra.
  3835. sandal: Sandal, sandal ağacı.
  3836. sandalmaq: Boşta gezmek; boş yere dolaşmak. Sandilip yürmek – Boş yere gezmek.
  3837. sandilish: Boşta gezme; boş yere dolaşma.
  3838. sanduq: a. Sandık. Pochta sandughi – Posta sandığı. Shamal sanduq – Demirci körüğü.
  3839. sanduqchaq: a.u. Küçük sandık.
  3840. sanduqche: a.U,. Çekmece, cevahir kutusu.
  3841. sang: Tahıl ambarı.
  3842. sanga: Sana.
  3843. sanggilash: Asılı kalma, sallanma.
  3844. sanggilatmaq: (sanggilimaq'tan) Sallandırmak; asılı bırakmak.
  3845. sanggilimaq: Sallanmak, asılı kalmak. Sanggilap turmaq – Asılı kalmak. Putimiz görge sanggilap qaldi – Ölüm vaktimiz yaklaştı.
  3846. sangza: ç. Yağda kavrulmuş makarna.
  3847. sanimaq: Saymak. Bashqidin sanimaq – Başkadan saymak. Kün sanap ösmekte – Günden güne büyümekte. Sanap tügetküsiz – Sayılamayacak derecede çok.
  3848. saniye: a. 1. Saniye (bir dakikanın 60'ta biri) 2. Hanımların özel adı (Saniye).
  3849. sanjaq-sanjaq: Çok, grup grup, top top, kalabalık. Sanjaq-sanjaq xelq – Kalabalık insan (halk).
  3850. sansiz: Sayısız.
  3851. sansiz-sanaqsiz: Sayısız, hesapsız, pek çok.
  3852. sansizlighan: Pek çok; sayılamayacak derecede çok.
  3853. sansizliq: Sayısızlık, pek çok, sonsuzluk.
  3854. Sanskrit: r. Sanskrit. Sanskrit tili – Sanskrit dili. Sanskrit yézighi – Sanskrit yazısı.
  3855. santimétir: r. Santimetre.
  3856. sap-sagh: Sağlam, denç.
  3857. sapa: a. 1. Zevk, lezzet, haz 2. Nitelik, kalite, vasıf. Sapasi yoq mal – Kalitesiz mal.
  3858. sapak: Salkım 2. Sap. Qoghun pishse sapighida turmaydu – Kavun olsa sapında durmaz.
  3859. sapaqsiz: Sapsız. Sapaqsiz gül – Sapsız çiçek.
  3860. sapal: Çini eşya. Sapal qasha – Çini kutu. Sapal tawaq – Çini tabak.
  3861. sapaliq: a.u. 1. Tatlı, zevkli 2. Katileti, vasıflı.
  3862. sapan: Karasaban.
  3863. sapdil: a.f. Samimi, içten, candan.
  3864. sapdillik: a.f.u. Samimilik, içtenlik. Sapdillik adem – Samimi adam.
  3865. sapköngül: a.u. bk. sapdil.
  3866. sapköngüllük: a.u. bk. sapdillik.
  3867. sapqan: tar. Taş sapanı.
  3868. sapquch: Karasaban sapı.
  3869. saplanmaq: Sap takılmak.
  3870. saplash: Sap takma.
  3871. saplatquzmaq: bk. saplatturmaq.
  3872. saplatmaq: (saplimaq'tan) Sap taktırmak.
  3873. saplatturmaq: Şap taktırtmak.
  3874. saplimaq: Sap takmak.
  3875. saplinish: Sap takılma.
  3876. saplitish: Sap taktırma.
  3877. sar: Aladoğan.
  3878. saralaghaz: Bir tür yabanî ördek; bk. han'git.
  3879. sarang: Deli, akılsız, ruhî hasta. Sarang bolup qalmaq – Deli olmak.
  3880. sarangliq: Delilik, akılsızlık.
  3881. sarasime: f. kit. Şaşkın, sersem. Sarasime bolmaq – Şaşkın bir hale gelmek.
  3882. sarasimilik: f.u. Şaşkınlık.
  3883. saray: f. Saray. Ten terbiye sariyi – Spor sarayı.
  3884. saraywen: f. Otelci, kervansaray sahibi.
  3885. saraywenlik: f.u. Otelcilik, kervansaray işi.
  3886. sargharmaq: Sararmak.
  3887. sarghatqu: Sanlık, sarı renk.
  3888. sarghaymaq: Sararmak.
  3889. sarghaytish: Sarartma.
  3890. sarghaytmaq: (sarghaymaq'tan) Sarartmak. Kimge yüz sarghaytip nan sorap baray – Kimden yüzümü sarartıp ekmek dileyim.
  3891. sarghish: bk. sarghush.
  3892. sarghiyish: Sararma.
  3893. sarghush: Sarımsı, sarıya çalar.
  3894. sarigh: ağ. bk. sériq.
  3895. Sarixan: Özel kadın adı.
  3896. sarimaq: ağ. bk. sayrimaq.
  3897. sarjan: r. 2,13 metrelik uzunluk ölçüsü.
  3898. sarqilish: Sarkma, damlama.
  3899. sarqilmaq: Sarkmak.
  3900. sarqimaq: Sarkmak, damlandık.
  3901. sarqindi: Kalıntı, sonu, son damlası.
  3902. sarqish: Sarkma, damlama.
  3903. sarqit: Yemek kalıntısı; Bir kişinin misafirliğe gittiği yerden evde kalanlar için getirdiği yemek (çerez).
  3904. sarqitilish: Sarkıtılma.
  3905. sarqitilmaq: Sarkıtılmak.
  3906. sarqitmaq: (sarqimaq'tan) Sarkıtmak.
  3907. sasiq: ağ. bk. sésiq.
  3908. sashqaq: ağ. Olta.
  3909. satar: f. Bir tür çalğı aleti.
  3910. satarchi: f.u. Satar çalan çalgıcı.
  3911. satira: r. Hicviye, yergi.
  3912. satirash: f. Berber.
  3913. satirashxana: f. Berber dükkam.
  3914. satiriliq: r.u. Hiciv, satirik. Satiriliq eser – Hiciv eser.
  3915. satquchi: Satıcı.
  3916. satqun: Hain, vatan haini.
  3917. satqunluq: Hainlik.
  3918. satquzmaq: bk. satturmaq.
  3919. satquzush: bk. satturush.
  3920. satliq: Satılık. Satliq adem – Satılık adam, satılmış adam.
  3921. satma: Satma.
  3922. satmaq: Satmak.
  3923. satmaqliq: Satma hali.
  3924. satr: a. Satır.
  3925. satrach: f.u. bk. satirash.
  3926. satrash: u.f. bk. satirash.
  3927. satrashxana: f. bk. satirashxana.
  3928. satti-aldi: Alışveriş.
  3929. satturmaq: (satmaq'tan) Sattırmak.
  3930. satturush: Sattırma.
  3931. sawagh: ağ. bk. sawaq.
  3932. sawaqdash: Sınıf arkadaşı.
  3933. sawalmaq: Kamçılanmak, çubukla dövülmek.
  3934. sawap: a. Sevap.
  3935. sawash: Yünü ditmek için dövme 2. Kamçılama.
  3936. sawat: a. Okuma yazma, basit bilgi. Sawadi yoq – Okuma yazması yok. Siyasiy sawat – Basit siyasî bilgi. Sawat chiqirish – Okuma yazma öğrenme.
  3937. sawatliq: a.u. Okuma yazması olan. Chala sawatliq – Yarım okuma yazması olan; okuma yazması eksik olan.
  3938. sawatliqliq: Okuma yazması olma hali.
  3939. sawatsiz: a.u. Okuma yazması yok; cahil. Sawatsizliqni tügütüsh – Cahilliğe son verme.
  3940. sawatsizliq: a.u. Okuma yazma yokluğu; cahillik.
  3941. sawda: f. bk. soda.
  3942. sawgha: bk. sowgha.
  3943. sawimaq: Yünü ditmek için çubukla dövmek 2. Kamçılamak.
  3944. sawuq: ağ. bk. soghuq.
  3945. sawut: Zırh. Sawut kiygen batur – Zırhlı kahraman.
  3946. say: Nehir yatağı, dere, çay.
  3947. sayahet: a. Seyahat. Sayahet qilmaq – Seyahat etmek. Sayahet byurosi – Seyahat bürosu.
  3948. sayahetchi: a.u. Seyyah.
  3949. sayahetlik: a.u. Turistik, turizm.
  3950. sayahetname: a.f. Seyahatname.
  3951. sayaq: Serseri, avare, boşta gezen.
  3952. sayaqliq: Serserilik, avarelik.
  3953. sayan: ağ. Deli, akılsız.
  3954. sayanliq: Delilik, akılsızlık.
  3955. saye: f. Saye, gölge. Saye chüshürmek – Gölgelemek; gölge yapmak.
  3956. sayghaq: Sığırsineği, büve.
  3957. sayil: a. ağ. Dilenci.
  3958. sayiliq: f.u. Sayeli, gölgeli.
  3959. sayisida: Sayesinde. Sizning sayingizde – Sizin sayenizde. Saye qilmaq – İnandırmak, ikna etmek.
  3960. sayisiz: f.u. Sayesiz, gölgesiz. Sayisiz jay – Sayesiz yer.
  3961. sayisizliq: f.u. Sayesiz olan yer; sayesizlik hali.
  3962. sayiwen: f. Sundurma, hanger, çardak, saçak, rüzgarlık. Sayiwen harwa – Çardaklı araba.
  3963. sayqi: ağ. bk. bayiqi.
  3964. saylam: Seçim. Saylam orni – Seçim yeri; seçim bölgesi.
  3965. saylamchi: Seçmen.
  3966. saylanma: Seçilme. Saylanma eserler – Seçmeli esermer.
  3967. saylanmaq: Seçilmek.
  3968. saylaw: bk. saylam.
  3969. saylaghliq: Seçilmiş.
  3970. saylash: Seçme. Qayta saylash – Tekrar seçme; yeniden seçme. Saylash hoquqi – Seçim hukuku.
  3971. saylighuchi: Seçmen.
  3972. saylighuchiliq: Seçmenlik. Saylighuchiliq guwahnamisi – Seçmenlik belgesi.
  3973. saylimaq: Seçmek. Qaytidin saylimaq – Yeniden seçmek.
  3974. saylinish: Seçilme.
  3975. saymal: ağ. bk. sayman.
  3976. sayman: Alet. Dixanchiliq saymanliri – Çiftçilik aletleri.
  3977. sayrash: Ötme.
  3978. sayrashmaq: Ötüşmek.
  3979. sayratmaq: (sayrimaq'tan) Öttürmek.
  3980. sayrimaq: Ötmek.
  3981. sayrishish: Ötüşme.
  3982. saywa: Kızıl üzüm türü.
  3983. sazang: Solucan, yer solucanı.
  3984. sazawer: f. Değer, layık. Sazawer bolmaq – Layık omak. Sazawer qilmaq – Eriştirmek, şereflendirmek.
  3985. sazayi: f. Teşhir. Sazayi qilmaq – Yüz karası olarak teşhir etmek.
  3986. sazende: f. Çalgıcı, müzisyen.
  3987. sazlash: Kurma, ahenkli hale getirme.
  3988. sazlighuchi: Kurucu; ahenkli hale getiren.
  3989. sazlimaq: f.u. Kurmak, ahenkli hale getirmek. Sazimni sazlidim – Sazimi kurdum.
  3990. sazu-name: Saz ve melodi.
  3991. sebat: a. Sabit, yerinde durma, sebat.
  3992. sebatliq: a.u. Sabit olma hali; istikrarlı, dayanıklı.
  3993. sebatsiz: a.u. İstikrarsız, oynak, dayanıksız, sebatsız.
  3994. sebatsizliq: a.u. Sebatsız olma hali; istikrarsızlık, dayanıksızlık.
  3995. sebde: Süsen çiçeği. Sériq sebde – Sarı süsen çiçeği.
  3996. sebep: bk. sewep.
  3997. sebr: a. bk. sewr.
  3998. sebze: f. bk. sewze.
  3999. Seddichin: a. Çin Seddi.
  4000. sedep: a. Sedef. Appaq sedeptek chishler – Bembeyaz sedef gibi dişler.
  4001. sedepgül: bot. Anemon.
  4002. sediqe: a. Sadaka. Sediqeng bolay – Senin için her şeyim feda olsun. Jéningning sediqisi bolay – Canın için feda olayım. Sediqe bermek – Sadaka vermek. Sediqe sopimaq – Sadaka dilemek. Xeyr sediqe – Hayır sadaka. Sediqeng kétey – Güzelim, sevgilim, şekerim.
  4003. sediqichi: a.u. Sadakacı, dilenci.
  4004. seg: f. bk. isht.
  4005. segah: f. müz. Bir sisteme ait beş makamın adı.
  4006. segek: bk. sergek.
  4007. segenchük: Salıncak.
  4008. segimek: bk. sergimek.
  4009. segü: ağ. kara kavak.
  4010. següdesh: ağ. Soğuma, serinleme.
  4011. seghilish: Sağılma. Kechki séghilish waxti – Akşam sağılma vakti.
  4012. seghir: a. tar. Küçük; küçük yaştaki yetim.
  4013. seghire: a. Küçük yetim kız.
  4014. seghirliq: a.u. tar. Yetimlik.
  4015. seher: a. Seher, sabahleyin. Seher turup yolgha chiqtim – Seher kalkıp yola çıktim. Tang seherde – Sabahleyin. Seher kélimen – Sabahleyin geleceğim. Seherge turmaq – Sahura kalkmak.
  4016. seherlep: a.u. Sabahleyin.
  4017. seherligi: a.u. Sabahleyin. U seherligi chiqip ketti – O sabahleyin çıktı.
  4018. seherlik: a.u. Sahurluk. Seherlikte – Sabahleyin.
  4019. sehet: Sıhhat, sağlamlık. Sehet tapmaq – Sağlamlaşmak.
  4020. sehipe: a. Sayfa. Gézit sehipiliride – Gazete sayfalarında.
  4021. sehir: a. bk. séhir.
  4022. sehiye: a. Sıhhiye. Sehiye bashqarmisi – Sıhhiye dairesi.
  4023. sehne: a. Sahne. Sehne kitabi – Sahne kitabı; sahne eseri; tiyatro kitabı.
  4024. sehnileshtürmek: a.u. Sahneleştirmek; tiyatro haline getirmek.
  4025. sehnileshtürülmek: a.u. Sahneleştirilmek; tiyatro haline getirilmek.
  4026. sehnileshtürülüsh: a.u. Sahneleştirilme. Sehnileshtürülgen eser – Sahneleştirilmiş eser; tiyatro haline getirilmiş eser.
  4027. sehnileshtürüsh: a.u. Sahneleştirme.
  4028. sehra: a. 1. Köy 2. Stip, bozkır.
  4029. sejde: a. Secde. Sejde qilmaq – Secde etmek. Sejdige ketmek – Secde etmek.
  4030. sek: f. ağ. bk. isht.
  4031. sekech: ağ. bk. sekresh.
  4032. sekinlik: Sakinlik. Sékinlik bilen – Sakinlik ile.
  4033. sekish: ağ. bk. sekresh.
  4034. sekkiz: Sekiz. On sekkiz – On sekiz. Sekkiz yüz – Sekiz yüz.
  4035. sekkizinchi: Sekizinci. On sekkizinchi – On sekizinci.
  4036. sekkizlik: Sekizlik, seklimek ağ. bk. sekrimek.
  4037. sekpare: f. Sekpare bolmaq – Istırap çekmek, azap çekmek.
  4038. sekparichiliq: f.u. İstırap çekme hali; azap çekme hali.
  4039. sekresh: Sıçrama, atlama.
  4040. sekretmek: (sekrimek'ten) Sıçratmak, atlatmak.
  4041. sekrigüch: Atlayıcı, sıçrayıcı.
  4042. sekrime: Sıçrayış, atlayış; sıçrayışlarla olan; atlayışlarla olan.
  4043. sekrimek: Sıçramak, atlamak. Sekrep ötmek – Atlayıp geçmek. Sekrep chüshmek – Sıçrayıp inmek. Sekrep turmaq – Sıçrayıp kalkmak. Sekrep ilgirlesh – Sıçrayıp ilerleme. Sekrep ilgirlesh dewri – Sıçrayıp ilerleme devri.
  4044. sekrimilik: Sıçrayışlarla olan.
  4045. seksek: ağ. bot. Bir tür bitki.
  4046. seksen: s. Seksen.
  4047. seksenput: zool. Kırkayak.
  4048. seksininchi: Sekseninci.
  4049. sel-pel: Biraz, birazcık, kıl.
  4050. sel-sella: Birazcık, kıl.
  4051. selahiyet: a. bk. salahiyet.
  4052. selam: a. bk. salam.
  4053. selamet: a. bk. salamet.
  4054. selbiy: a. Menfi, olumsuz.
  4055. selbiylik: a.u. Menfilik, olumsuzluk. Bu hadisining selbiligi shundiki – Bu hadisenin olumsuzluğu şu ki.
  4056. selgine: Birazcık. U selgine burun ketti – O biraz önce gitti.
  4057. selkem: u.f. Biraz eksik. Selkem yüz – Biraz eksik yüz.
  4058. selle: f. Sarık. Selle orimaq – Sank sarmak.
  4059. selligül: f. Şakayık.
  4060. sellilik: f.u. Sarıklı.
  4061. selliyip: f.u. Örme ipliği, makara.
  4062. seltenet: a. Saltanat. Seltenet sürmek – Saltanat sürmek.
  4063. sembay: r. ağ. Semaver.
  4064. semimiy: a. Samimî. Semimi adem – Samimî adam. Semimiy salam – Samimî selam.
  4065. semimiyet: a. Samimiyet. Semimiyet körsetmek – Samimî olmak.
  4066. semimiyetlik: a.u. bk. semimiylik.
  4067. semimiylik: a.u. Samimilik.
  4068. semire: a. Ürün, mahsul, meyve.
  4069. semrimek: Semirmek, şişmanlamak. Semrep ketmek – Şişmanlamak.
  4070. semrish: Semirme, şişmanlama.
  4071. semritish: Semirtme, şişmanlatma.
  4072. semritmek: (semrimek'ten) Semirtmek, şişmanlatmak.
  4073. sen: Sen. Sende – Sende. Séning kitabing – Senin kitabın. Séningki – Seninki. Séningkide – Seninkinde. Sanga – Sana. Sangichu? – Peki sana? Senmu – Sen de. Sangila – Sadece sana.
  4074. sen'echi: a.u. bk. sen'etchi.
  4075. sen'et: a. Sanat. Sen'et ustiliri – Sanat ustaları. Güzel sen'et – Güzel sanat.
  4076. sen'etchi: a.u. Sanatçı.
  4077. sen'etkar: a.f. Sanatkâr.
  4078. sen'etkarane: a.f. Sanatkârane, sanatla, maharet, sanatlı.
  4079. sen'etkarliq: a.f.u. Sanatkârlık.
  4080. sen'etshunas: a.f. Sanatçı.
  4081. sen'etshunasliq: a.f.u. Sanatçılık.
  4082. sen-pen: Sövüşme, kavga, küfür, çekişme. Sen-pen'ge kelmek – Küfretmek, sövmek.
  4083. sena: a. Övme, methetme. Sena éytmaq – Övmek, methetmek.
  4084. senaet: a. bk. sanaet.
  4085. sende: Sende. Sendimu bar – Sende de var. Sendichu? – Peki sende? Sendila – Yalnız sende.
  4086. sendelech: Bir tür elma.
  4087. sendin: Senden. Sendinla – Sadece senden; yalnız senden.
  4088. sene: ağ. bk. dalan.
  4089. senem: a. 1. Sanem 2. Güzel, dilber. Dolan senimi – 1) Dolan sanemi 2) Dolan güzeli.
  4090. sengdash: ağ. Deneme, ayar; bk. dengsesh.
  4091. seni: Seni.
  4092. senkiya: kim. Arsenik, zırnık, sıçanotu.
  4093. senlesh: Nezaketsiz konuşma; sen diye hitap etme.
  4094. senleshmek: Şamimiyet ifadesi olarak sen diye konuşmak. 2. Ağız kavgası yapmak; tartışmak, çekişmek, çatışmak.
  4095. senlimek: Nezaketsiz konuşmak; sen diye hitap etmek.
  4096. senlishish: Samimiyet ifadesi olarak sen diye konuşma 2. Ağız kavgası yapma; tartışma, çekişme, çatışma.
  4097. Senminjuyi: ç. Sun Yatsen'in Üç İlkesi: Milliyetçilik, Demokrasi, Halkın refahı. (Sun Yatsen, Milliyetçi Çin Cumhuriyetinin kurucusu).
  4098. senmujang: ç. Karargah komutanı, genel kurmay.
  4099. sentang: ç. Kıymalı çorba.
  4100. sentürülmek: Sallanmak, sarsılmak. Sentürülüp ketmek – Sarsılmak.
  4101. senubar: f. 1. Çam (ağacı) 2. mec. güzel.
  4102. separetxana: a.f. Sefarethane, elçilik; bk. elchixana.
  4103. sepdash: Silah arkadaşı.
  4104. seperwer: a.f. Seferber. Seperwer qilmaq – Seferber etmek.
  4105. seperwerlik: a.f.u. Seferberlik. Seperwerlikke keltürmek – Seferberlik etmek. Seperwerlik hali – Seferberlik hali.
  4106. sepke: bk. sepku.
  4107. sepku: Döküntü 2. Çil, çilli. Sepke bashqan – Çilli yüzlü.
  4108. sepküch: Süzgeçli kova.
  4109. sepkün: Çil. Sepkün chiqmaq – Çilli yüz olmak; yüzüne çil hasıl olmak.
  4110. sepkünlük: Çilli, çilli yüzlü.
  4111. sepküzmek: Serptirmek, saçtırmak.
  4112. seplimek: a.u. Kurmak, yapmak, dikmek, eklemek, doldurmak, tamir etmek.
  4113. sepmek: Serpmek, saçmak. Kün özining sholisini septi – Güneş kendi ışığını serpti.
  4114. sepra: a. 1. Öd, safra, 2. Sinirli, kinli mec. 3. Kusmak. Seprayimni qozghidi – Sinirlendirdi.
  4115. sepraliq: a.u. Mide bulandırıcı.
  4116. sepsete: a. Saçma. Sepsete satmaq – Çene çalmak, gevezelik yapmak.
  4117. sepsetichi: a.u. Çenebaz, boşboğaz.
  4118. sepsetichilik: a.u. Gevezeük, saçmalık.
  4119. septürmek: (sepmek'ten) Serptirmek, saçtırmak.
  4120. ser: (ölçü birimi) 35 grama eşit ağırlık birimi.
  4121. sera: a. Köy, tarım bölgesi.
  4122. seraliq: a.u. Köylü, çiftçi.
  4123. serap: a. Serap.
  4124. serapxana: a.f. Sarraf dükkanı.
  4125. serasimlanmaq: Şaşkın bir hale gelmek.
  4126. serdar: f. Başbuğ, başkomutan 2. Önder, rehber.
  4127. serdarliq: f.u. Başbuğuluk, önderlik.
  4128. sere: Trük, şaşırtıcı hüner.
  4129. seremchan: f. Düzenli, donatılmış, hazırlıklı, emin.
  4130. seremchanlash: f.u. Düzenleme, emin hale getirme, donatma.
  4131. seremchanliq: f.u. Muntazam, Özenli, itinalı.
  4132. seremchanlimaq: f.u. Düzenlemek, emin hale getirmek, donatmak.
  4133. seremchansiz: f.u. Düzensiz, hazırlıksız, dağınık, güvensiz.
  4134. seremchansizliq: f.u. Düzensizlik, hazırlıksız olma, dağınıklık, güvensizlik.
  4135. seremjan: f. Demirbaş, avandanlık. Öy seremjanliri – Ev takımları.
  4136. seren'ge: f. bk. serengge.
  4137. serengge: f. Kibrit. Serengge yaqmaq – Kibrit yakmak. Serengge qépi – Kibrit kutusu.
  4138. sergek: Uyanık, gözü açık. Sergek bolmaq – Uyanık olmak. Sergek uyqu – Çabuk uyanan uyku.
  4139. sergeklenmek: Titikte olmak; uyanık, kuşkulu.
  4140. sergeklik: Uyanıklık.
  4141. sergende: f. bk. sergerdan.
  4142. sergendilik: f.u. bk. sergerdanliq.
  4143. sergerdan: f. Serseri, avare, sefil, memleket memleket gezen.
  4144. sergerdanliq: f.u. Serserilik, avarelik, sefillik, memleket memleket gezme hali.
  4145. sergeshte: f. bk. sergerdan.
  4146. sergez: f. Basma kumaş.
  4147. sergimek: Kendini iyi hissetmek, hafiflemek, rahatlamak.
  4148. sergüzesht: f. Macera, serüven, baştan geçen.
  4149. serxane: f. Baş, uç.
  4150. serxush: f. Sarhoş.
  4151. serxushlanmaq: f.u. Serhuşlanmak.
  4152. serxushluq: Serhuşluk.
  4153. serxushlunush: Serhuşlanma.
  4154. serichi: a.u. Büyücü, sihirbaz.
  4155. seriger: a.f. Büyücü, sihirbaz.
  4156. serigerlik: a.f.u. Büyücülük, sihirbazlık. Serigerlik qilmaq – Büyücülük yapmak.
  4157. serimes: Yumuşak, mülayim 2. İhtiyat ".
  4158. serimeslik: Yumuşaklık, mülayimlik 2. İhtiyatsizlik.
  4159. seripay: Sağlama, temin etme, seripay yVermek teminat vermek.
  4160. serkar: f. tar. Yönetmen, idareci, başkan.
  4161. serkarliq: f.u. Komutanlık.
  4162. serkatip: f.a. tar. Sekreter, katip, yazıcı.
  4163. serkatipliq: f.a.u. Sekreterlik, katiplik, yazıcılık.
  4164. serke: Enenmiş teke.
  4165. serkerde: f. Komutan, başbuğu.
  4166. serkesh: f. Boyun eğmez, itaatsiz, dik başlı.
  4167. serkeshlik: f.u. İtaatsizlik, serkeşlik, söz dinlememe hali.
  4168. serlewhe: f.a. Serlevha, başlık. Serlewhe qoymaq – Başlık koymak.
  4169. sermaye: f. Sermaye.
  4170. sermayidar: f. Sermayedar, sermayeli.
  4171. sermayidarliq: f.u. Sermayeli olma hali.
  4172. sermayisiz: f.u. Sermayesiz.
  4173. serpeycheng: f.u. Çıplak, yalınayak.
  4174. serpistan: Bir tür yerli ilaç.
  4175. serplenmek: a.u. Masraflanmak.
  4176. serplimek: a.u. Sarfetmek.
  4177. sersan: f. Şaşkın, sersem. Sersan bolmaq – Şaşkın bir hale gelmek.
  4178. sersan'gerchilik: f.u. Sıkıntı, can sıkıcı.
  4179. sersanchiliq: f.u. Şaşkınlık.
  4180. sersanliq: f.u. Şaşkınlık, sersem.
  4181. sersap: Sersap salmaq – İzlemek, gözetlemek.
  4182. serw: bot. Servi ağacı 2. mec. Güzel boylu.
  4183. serwaz: f. Savaşçı, asker.
  4184. serwinaz: f. Güzel. Ashqi serwinazim – Sevgilim.
  4185. seskendürmek: Tiksindirmek, iğrendirmek, bıktırmak.
  4186. seskendürüsh: Tiksindirme, iğrendirme, bıktırma.
  4187. seskenmek: Tiksinmek, iğrenmek, bıkmak, irkilmek.
  4188. seskinish: Tiksinme, iğrenme, bıkma, irkilme.
  4189. set: Çirkin, yakışıksız. Set adem – Çirkin adam. Set qilmaq – Çirkinleştirmek.
  4190. setin: r. Saten.
  4191. setqiliq: Huysuz, kötü huylu. Setqiliq adem – Huysuz adam.
  4192. setleshmek: Çirkinleşmek.
  4193. setlik: Çirkinlik.
  4194. seware: f. kit. Atlı, binicilik.
  4195. sewebi: a.u. Sebebi.
  4196. sewebiyat: a. Sebebiyet.
  4197. sewep: a. Sebep, neden. Buninggha men sewep boldum – Buna ben sebep oldum. Sewebi néme? – Sebebi ne? Sewep körsetmek – Sebebini söylemek. Mushu seweptin – Bu sebeple. Sewep qilsa séwette su toxtaydu – d. Emek sarfedilirse sepette su durur.
  4198. sewepchi: a.u. Sebep olan, amil, yapan, fail, işleyen. Jangjalning sewepchisi – Kavganın faili. Buninggha men sewepchi boldum – Buna ben sebep oldum.
  4199. sewepkar: a.f. Fail, işleyen, amil.
  4200. seweplik: a.u. Sebepli, sebebi olan.
  4201. sewepsiz: a.u. Sebepsiz. Sewepsiz ishqa chiqmighuchi – Bir sebebi olmadan işbaşı yapmayan. Sewepsiz ishqa kelmeslik – Bir sebebi olmadan işe gelmezlik.
  4202. sewepsizlik: a.u. Sebepsizlik; bir sebebi olmama hali.
  4203. sewiye: a. Seviye.
  4204. sewiyilik: a.u. Seviyeli. Yuqiri sewiyilik – Yukarı seviyeli.
  4205. sewr-taqet: a. Sabır ve takat.
  4206. sewri: a. bk. sewr.
  4207. sewrlik: a.u. Sabırlı.
  4208. sewrsiz: a.u. Sabırsız.
  4209. sewrsizlenmek: a.u. Sabırsızlanmak.
  4210. sewrsizlik: a.u. Sabırsızlık.
  4211. sewrsizlinish: a.u. Sabırsızlanma.
  4212. sewze: f. 1. Sebze 2. Havuç.
  4213. sewzireng: f. Turuncu, portakal rengi.
  4214. sewzirenglik: f.u. Portakal renginde.
  4215. sewziwat: f. Yeşillik, göveri.
  4216. sey: ç. Sebze. Sey bolmaydu – mec. Çok az; hiçbir şey.
  4217. seyxane: ç.f. Kışta sebzelerin saklandığı yer; Donmaması için sebzelerin konulduğu özel ev.
  4218. seyil: f. Gezinme, gezinti.
  4219. seyir: a. Gezme, gezinti, seyir.
  4220. seyirga: f. Gezme yeri, gezilen yer.
  4221. seyjingting: ç. Maliye Bakanlığı.
  4222. seyle: f. Gezme, gezinti, şenlik.
  4223. seyna: ağ. Avlu; bk. hoyla.
  4224. seypung: ç. Terzi.
  4225. seypungchiliq: ç.u. Terzi işi, terzilik, dikiş işi.
  4226. seyse: ç. Vazife, yüküm, mükellefiyet. Seyse üchün dep chüshken otun sélighi – Vazife olarak alman odun vergisi.
  4227. seywengze: Ç; Sebze tarlası. Seywengzengde ünüptu, aq chamghur, qizil chamghur – Sebze tarlanda koksalmış ak turp, kızıl turp.
  4228. seywengzilik: ç.u. Sebze tarlası; bk. köktatchiliq.
  4229. seyshenbe: f. Salı.
  4230. seyyad: a. Avcı.
  4231. seyyar: a. Seyyar, gezgin. Seyyar truppa – Seyyar turuppu.
  4232. seyyare: a. Gezegen, seyyare. Seyyare sistémi – Güneş manzumesi; güneşin etrafındaki gezegenler.
  4233. seyza: ç. Elek.
  4234. sezdürmek: (sezmek'ten) Sezdirmek, hissettirmek, hafif surette duyurmak.
  4235. sezdürüsh: Sezdirme, hissettirme, hafif surette duyurma.
  4236. sezgü: Sezgi.
  4237. sezgüch: Hassas, alıngan.
  4238. sezgüchlük: Hassaslık, alınganlık.
  4239. sezgün: ağ. bk. sezgür.
  4240. sezgür: Uyanık, basiretli, keskin zeka.
  4241. sezgürlük: Uyanıklık, basiretlilik, keskin zekalılık. Siyasiy sezgürlük – Siyasî basiretlilik.
  4242. sezgüsiz: Basiretsiz 2. Duygusuz.
  4243. sezgüsizlik: Basiretsizlik 2. Duygusuzluk.
  4244. sezmek: Sezmek. Aldin sezmek – Önceden sezmek. Sézip qalmaq – Sezmek. Könglüm sezdi – Hissettim.
  4245. séde: Karaağaç; bk. qariyaghach.
  4246. sédep: a. Sedef.
  4247. séghilmaq: Sağılmak.
  4248. séghim: Sağım.
  4249. séghin: Sağmal, sağımlı. Séghin qala – Sağmal inek. Séghin dewri – Sağmal devri.
  4250. séghinchi: İnek sağan kadın.
  4251. séghinish: Özlem. Séghinishqa bashlimaq – Özlemini duymak; özlemek.
  4252. séghinishish: Karşılıklı özlem.
  4253. séghinishliq: Özlenilen, özlemli. Séghinishliq salam – Özlemli selam.
  4254. séghinishmaq: Karşılıklı özlemek; beraber özlemek. Shularmu séghinishar deymen – Herhalde onlar da özler.
  4255. séghinmaq: Özlemek, hasret çekmek. Séghinip ketmek – Özlemek.
  4256. séghiwalmaq: Sağmak, sağıvermek.
  4257. séghiwélish: Sağma, sağıverme.
  4258. séghish: Sağma, sağış. Ettigenlik séghish – Sabah sağımı.
  4259. séghishish: Sağmak için yardım etme; beraber sağma.
  4260. séghishmaq: Sağmak için yardım etmek; beraber sağmak.
  4261. séghiz: Sakız. Séghiz topa – Yapışkan toprak; killi toprak. Séghiz topiliq – Yapışkan topraklı; killi.
  4262. séghizxan: zool. Saksağan.
  4263. séghizliq: Killi. Séghizlik yer – Killi yer (toprak).
  4264. séhir: a. Sihir, büyü.
  4265. séhirchi: a.u. Sihirci.
  4266. séhirchilik: a.u. Sihircilik.
  4267. séhirlenmek: a.u. Sihirlenmek.
  4268. séhirlesh: a.u. Sihirleş, sihirleme.
  4269. séhirletmek: a.u. (séhirlimek'ten) Sihirletmek.
  4270. séhirlik: a.u. Sihirli.
  4271. séhirlimek: a.u. Sihirlemek.
  4272. séhirlinish: a.u. Sihirleniş, sihirlenme.
  4273. séx: r. Atelye. Qurashturush séxi – Montaj atelyesi.
  4274. séxiliq: a. Sahavet, cömertlik.
  4275. séxiy: a. Cömert, eli açık.
  4276. séxiyliq: Cömertlik. Séxiyliq qilmaq – Cömertlik etmek.
  4277. sékin: f. Sakin, yavaş.
  4278. sékin'gine: Sessizce, yavaşça.
  4279. sékinleshmek: Sakinleşmek, yavaşlamak.
  4280. sékinletmek: Sessiz hale getirmek; yavaşlatmak.
  4281. sékinlishish: Sakinleşme, yavaşlama.
  4282. sékrétar: r. Sekreter; bk. shuji.
  4283. sékrétarliq: Sekreterlik.
  4284. sékunt: r. Saniye.
  4285. sékuntliq: r.u. Saniyelik.
  4286. séliq: Vergi. Séliq salmaq – Vergi koymak. Séliq sélish – Vergilendirme.
  4287. séliqliq: Tesbit edilmiş, gerekeni yapılmış 2. Kilitlenmiş.
  4288. sélinish: bk. sélinmaq.
  4289. sélinmaq: (salmaq'tan). Orun sélindi – Yer hazırlandı. Zawut séliniwatidu – Fabrika kuruluyor. Kembeghellikke sélinmaq – Fakir gibi görünmek. Körmigen'ge sélinmaq – Görmezlikten gelmek. Qapighi sélinghan adem – Asık suratlı adam.
  4290. sélish: (salmaq'tan) öy sélish ev yapmak; ew yapma. Tömür yolu sélish – Demir yol yapımı. Chéchek sélish – Aşı yapma.
  4291. sélishish: Yapımına yardım etme; beraber kurma; beraber yapma.
  4292. sélishmaq: Yapımına yardım etmek; beraber kurmak; beraber yapmak.
  4293. sélishturghanda: Mukayese edildiğinde. Sélishturghili bolmaydighan derijide – Mukayese edilemez derecede. Sélishturup köriish – Mukayese etme. Sélishturup bolmaydu – Mukayese edilemez. Sélishturup bolmaydighan – Mukayese edilemez. Küch sélishturmaq – Güç denemek.
  4294. sélishturghusiz: Mukayese edilemez. Sélishturghusiz derijede – Mukayese edilemez derecede.
  4295. sélishturma: Mukayese, karşılaştırma. Sélishturma éghirliq – Nispî ağırlık.
  4296. sélishturmaq: Mukayese etmek, karşılaştırmak. Sélishturup qarighanda – Mukayese edildiğinde.
  4297. sélishturulmaq: Mukayese edilmek, karşılaşbrılmak.
  4298. sélishturulush: Mukayese edilme, karşılaştınlma.
  4299. sélishturush: Mukayese etme, karşılaşürma.
  4300. sémiz: Semiz, şişman.
  4301. sémizlik: Semizlik, şişmanlık.
  4302. sémont: r. Çimento. Sémont zawuti – Çimento fabrikası.
  4303. sémontlanmaq: r.u. Yapımına çimento kullanılmak.
  4304. sémontlash: r.u. Yapımına çimento kullanma.
  4305. sémontlatmaq: r.u. Yapımına çimento kullandırmak.
  4306. sémontlik: r.u. Çimentolu.
  4307. sémontlimaq: r.u. Yapımına çimento kullanmak.
  4308. sémontlitish: r.u. Yapımına çimento kullandırma.
  4309. séngayan: Bükülü, eğri, eğri büğrü, bakışımsız.
  4310. séniki: Seninki.
  4311. séning: Senin.
  4312. séningche: Sence, sana göre.
  4313. séningki: Seninki. Kitap séningki – Kitap seninki.
  4314. séntebir: r. Eylül.
  4315. sép-sériq: Sapsarı.
  4316. sépahr: f. tar. Gök, sema, gökyüzü, gök kubbesi.
  4317. sépash: Okşama, sıvazlama.
  4318. sépil: Kale.
  4319. sépilmek: Serpilmek.
  4320. sépimaq: bk. sipimaq.
  4321. sérenji: ağ. bk. sirat.
  4322. séri: Devamlılığı belirten ek. Barghan séri – Gittikçe. Oqughan séri – Okudukça.
  4323. sériq: Sarı. Tuxumning sérighi – Yumurta sarısı. Sériq topa – Sarı toprak. Aq sériq – Açık sarı. Sus sériq – Açık sarı. Sép sériq – Sapsarı. Sériq Uyghur – Sarı Uygur (bir Türk boyu). Sériq ishek – 1) Falanj 2) Akrep, kuyruklu. Sériq késel – t. sarılık.
  4324. sériqliq: Sarılık, sarı renk.
  4325. sérilish: Kayma, kayarak inme.
  4326. sérilmaq: Kaymak, kayarak inmek.
  4327. sérim: f. ağ. Ev eşyası.
  4328. sérimaq: Şoymak, derisini soymak, sıyırmak.
  4329. sérish: Soyma, derisini soyma, sıyırma.
  4330. séritish: Kabuğunu soydurina; kavlatma.
  4331. séritma: Sürme. Séritma qapqaq – Sürme kapak.
  4332. séritmaq: Kabuğunu soydurmak; kavlatmak, sıyırtmak.
  4333. sérk: r. Sirk.
  4334. sésiq: Pis koku. Sésiq küzen – Kokarca.
  4335. sésiqliq: Pis koku, pis kokan.
  4336. sésimaq: Pis kokmak.
  4337. séstira: r. Hemşire.
  4338. séstiraliq: r.u. Hemşirelik.
  4339. sétiq: Ticaret, alışveriş.
  4340. sétiqchi: Satıcı, tezgahtar.
  4341. sétiqchiliq: Satıcılık, tezgahtarlık.
  4342. sétilish: Satılma, satılış.
  4343. sétilma: Satılık.
  4344. sétilmaq: Satılmak. Sétilmay qalghan mal – Satılmamış mal. Sétilip boldi – Satılıp bitti.
  4345. sétilmas: Satılmaz.
  4346. sétilmasliq: Satılmazlık.
  4347. sétiwalmaq: Satın almak.
  4348. sétiwetmek: Satmak, satıvermek.
  4349. sétiwélish: Satın alış. Sétiwélish küchi – Satın alma gücü.
  4350. sétiwétish: Satış, satıveriş.
  4351. sétish: Satma, satış. Élip sétish – Alıp satış.
  4352. sétishish: Karşılıklı satış; beraber satış.
  4353. sétishmaq: Karşılıklı satmak; beraber satmak; satışmak.
  4354. sétka: r. File, ağ. Simliq radiyo sétkisi – Telli radyo ağı.
  4355. séwet: f. Sepet.
  4356. séwét: ağ. bk. süyünche.
  4357. séyde: bk. séde.
  4358. sézik: Kadınlarda yeni hamilelik döneminde vuku olan hassaslık (bunalım).
  4359. séziklik: Yeni hamile dönemindeki bunalım hali.
  4360. sézilerlik: Sezilecek derecede, sezilir derecede.
  4361. sézilish: Seziliş, sezilme.
  4362. sézilmek: Sezilmek.
  4363. sézilmes: Sezilmez.
  4364. sézilmeslik: Sezilmezlik.
  4365. sézim: Sezgi. Siyasiy sezim – Siyasi sezgi.
  4366. sézish: Seziş, sezme. Aldin sézish – Önceden.
  4367. sxématizm: r. Şematik, kabataslak şekil.
  4368. sichqan: Sıçan; bk. chashqan. Sichqan yili – Sıçan yılı. (Yüzyılımızın 1900, 1912, 1924, 1936, 1948,1960 yıllan sıçan yılıdır).
  4369. side: bot. bk. séde.
  4370. signal: r. İşaret, sinyal, boru.
  4371. sighdurmaq: (sighmaq'tan) Sığdırmak.
  4372. sighdurush: Sığdırma, sığdırış.
  4373. sighim: İstiap, kapasite.
  4374. sighimchanliq: Kapasite genişliği.
  4375. sighimliq: Kapasitesi geniş.
  4376. sighimliliq: Kapasite genişliği.
  4377. sighimsiz: Kapasitesi dar.
  4378. sighinish: Sığınma. Xudagha sighinish – Allah'a sığınma.
  4379. sighinmaq: Sığınmak.
  4380. sighish: Sığış, sığma.
  4381. sighishish: Sığışma, beraber sığma.
  4382. sighishliq: Kapasiteli, kapasitesi geniş. Ikki yüz kishi sighidu – İki yüz kişiyi alabilecek genişlikte (kapasitede).
  4383. sighishmaq: Sığışmak, beraber sığmak.
  4384. sighishmasliq: Kapasite darlığı.
  4385. sighishturmaq: Sığdırmak.
  4386. sighishturush: Sığdırış, sığdırma.
  4387. sighmaq: Sığmak. Söz qil, sighar yerge – Kabul edilecekse söyle.
  4388. sijaq: Çizgi.
  4389. sijash: Çizmek, çizme, çiziş; bk. sizish.
  4390. sijimaq: Çizmek; bk. sizmaq. U qeghezni sijap tashlidi – O kağıdı çiziverdi.
  4391. sik: bk. ziq.
  4392. sikim: Avuç (-cu).
  4393. siqilchaq: Boğaz, derbent.
  4394. siqilchaqliq: Boğaz hali.
  4395. siqilish: Sıkılma, sıkılış.
  4396. siqilishish: Sıkılaşma.
  4397. siqilishmaq: Sıkılaşmak.
  4398. siqilishturmaq: Sıkıştırmak.
  4399. siqilmaq: Sıkılmak. Siqilip chiqmaq – Sıkılıp çıkmak. Siqilip kétiwatimen – Sıkılıyorum.
  4400. siqimdash: Avuçlama.
  4401. siqimdimaq: Avuçlamak.
  4402. siqimlimaq: bk. siqimdimaq.
  4403. siqin: Dar 2. Sıkılma.
  4404. siqirash: Sızlama.
  4405. siqirimaq: Sızlamak. Qolum siqiraydu – Elim sızlıyor.
  4406. siqish: Sıkma. Qol siqish – El sıkma.
  4407. siqishish: Sıkışma, beraber sıkma. Qol siqishish – El sıkışış.
  4408. siqishmaq: Sıkışmak.
  4409. siqishturmaq: Sıkıştırmak.
  4410. siqishturush: Sıkıştırma.
  4411. siqqidek: Sığar gibi. Ular siqqidek jay – Onlar sığacak kadar yer.
  4412. siqquzmaq: (siqmaq'tan) Sıktırmak.
  4413. siqquzush: Sıktırma.
  4414. siqmaq: Sıkmak. Siqip chiqarmaq – Sıkıp çıkarmak.
  4415. siqturmaq: (siqmaq'tan) Sıktırmak.
  4416. siqturush: Sıktırma.
  4417. sil: Verem, tüberküloz. Söngék sili – Kemik veremi.
  4418. silanmaq: Sıvanmak 2. Okşanmak.
  4419. silap-sipimaq: Sıvamak, okşamak.
  4420. silash: Sıvama, sıvazlama, okşama.
  4421. silashmaq: Sıvaşmak, okşaşmak, sıvazlaşmak.
  4422. silashturmaq: Sıvaştırmak, okşattırmak.
  4423. silatmaq: (silimaq'tan) Sıvatmak, okşatmak.
  4424. sile: ağ. bk. sili.
  4425. siler: bk. sili.
  4426. silerche: Sizlerce, sizlere göre.
  4427. sili: (nezaket anlamında) Siz, sizler.
  4428. silige: Kütük (-ğü). Siligidin sélinghan – Kütükten yapılmış.
  4429. silighdanmaq: Cilalanmak, parlatılmak, kaygan hale getirilmek.
  4430. silighdash: Cilalama, parlatma, kaygan hale getirme.
  4431. silighdashmaq: Beraber partlatmak, beraber , cilalamak, beraber kaygan hale getırmek.
  4432. silighdatmaq: Cilalatmak, parlattırmak, kaygan hale getirtmek.
  4433. silighdimaq: Cilalamak, parlatmak, kaygan hale getirmek.
  4434. siliklik: Nezaket, naziklik.
  4435. siliq: Düz, pürüzsüz, cilalı, parlamış. Chachliri siliq taran'gan qiz – Saçlan düzgün taranmış kız. Siliq muamile – Yumuşak muamele, iyi ilişki.
  4436. siliqlanmaq: Cilalanmak, parlatılmak, düzgün hale getirilmek.
  4437. siliqlash: Cilalama, düzgün hale getirme.
  4438. siliqlatmaq: (siliqlimaq'tan) Cilalatmak, parlattırmak, kaygan hale getirmek.
  4439. siliqlimaq: Düzgün hale getirmek; cilalamak.
  4440. siliqlinish: Cilalanma, parlatılma, düzgün hale getirilme.
  4441. siliqlitish: Cilalatma, parlattırma, kaygan hale getirtme.
  4442. silimaq: Sıvamak, sıvazlamak, okşamak. U béshimdin silidi – O başımı okşadı.
  4443. silingbu: ç. Karargah, kurmay.
  4444. siliningki: Sizinki.
  4445. silinish: Sıvanma 2. Okşanma.
  4446. silishish: Sıvaşma, okşaşma, sıvazlaşma.
  4447. silitish: Sıvatma, okşatma.
  4448. siljimaq: Yaklaşmak, sürülmek, çekilmek.
  4449. siljip: Yaklaşarak, sürülerek, çekilerek.
  4450. siljish: Yaklaşma, sürülme, çekilme.
  4451. siljitilish: Yaklaştırılma, sürdürülme, çektirilme.
  4452. siljitilmaq: Yaklaştırılmak, sürdürülmek, çektirilmek.
  4453. siljitiwetmek: Yaklaştın vermek, sürdürüvermek.
  4454. siljitiwétish: Yaklaştın verme, sürdürüverme.
  4455. siljitish: Yaklaştırma, sürme, çekme.
  4456. siljitishish: Beraber yaklaştırma; beraber sürme.
  4457. siljitishmaq: Beraber yaklaştırmak, beraber sürmek.
  4458. siljitmaq: (siljimaq'tan) Yaklaştırmak, sürmek, çekmek.
  4459. siljitturmaq: Yaklaştırtmak, sürdürmek, çektirmek.
  4460. siljitturush: Yaklaştırtma, sürdürme, çektirme.
  4461. silkimek: Silkmek, sallamak. Silkip tashlimaq – Silkip atmak; haddini bildirmek. Qol silkimek – El sallamak.
  4462. silkinish: Sallanma, ırganma.
  4463. silkinmek: Sallanmak, ırganmak.
  4464. silkiwetmek: Silkip atmak 2. Haddini bildirmek.
  4465. silkiwétish: Silkip atma 2. Haddini bildirme.
  4466. silkish: Silkme, sallama. Silkishke bashlimaq – Silkmeye başlamak.
  4467. silkishish: Beraber silkme.
  4468. silkishmek: Beraber silkmek.
  4469. silkishtürmek: Azarlamak, paylamak.
  4470. silkishtürüsh: Azarlama, paylama. i silkitiş Sallama.
  4471. silkitmek: Sallamak.
  4472. sim-sim: Etigenlighi sim-sim yamghur yaghdi – Sabahleyin çis çisi yağmur yağdı.
  4473. -siman: (benzetme eki) -sı, -si. Kishisiman – İnsansı.
  4474. simap: f. kim. Civa. Hg belgesi ile gösterilen, 13,59 yoğunluğunda bir eleman.
  4475. simawar: bk. samawar.
  4476. simchilaq: ağ. bk. chimeltek.
  4477. simeglek: Elek, telden yapılmış elek.
  4478. simelgek: ağ. bk. simeglek.
  4479. simes: ağ. Kuzu kürkü; bk. eltire.
  4480. simfonik: r. Senfonik.
  4481. simfoniye: r. Senfoni.
  4482. simxana: f. ağ. Telgraf; bk. télégraf.
  4483. simildash: Serpeleme, serpinti.
  4484. simildimaq: Serpelemek, serpinti. Yamghur simildaydu – Yağmur çiseliyor.
  4485. simsiz: f.u. Telsiz. Simsiz télégraf – Telsiz telegraf.
  4486. sinagh: bk. sinaq.
  4487. sinaq: Sınav, deneme, imtihan. Sinaq qilghuchi – Deneme yapan. Atom quralliri sinighini toxtutush – Atom silahlan denemesini durdurma. Sinaq tériqisida – Deneme şeklinde.
  4488. sinaqliq: Denenmiş.
  4489. sinalmaq: Denenmek.
  4490. sinash: Deneme.
  4491. sinashmaq: Karşılıklı güç denemesi yapmak. Küch sinashmaq – Karşılıklı güç denemesi yapmak.
  4492. sinatmaq: (sinimaq'tan) Denetmek.
  4493. sinatturmaq: Denettirmek.
  4494. sinatturush: Denettirme.
  4495. sinchi: Casus, dil avcısı.
  4496. sinchilaq: Küçük parmak, serçe parmak.
  4497. sinchilap: İtina ile, özenle, inceden inceye.
  4498. sinchilash: İnceleme, tetkik, gözden geçirme.
  4499. sinchiliq: Casusluk.
  4500. sinchilimaq: Gözden geçirmek, tetkik etmek, incelemek. Depterni sinchilap körüshke bashlidi – Defteri dikkatle incelemeye başladı.
  4501. sine: f. Göğüs.
  4502. singar: Tek. Singar paypaq – Çorabın teki.
  4503. singchay: ç. Sütsüz çay.
  4504. singdürmek: Sindirmek, hazmetmek. Ash singdürmek – Yemek hazmetmek.
  4505. singdürülmek: Sindirilmek.
  4506. singdürülüsh: Sindirilme.
  4507. singdürüsh: Sindirme.
  4508. singil: Küçük kız kardeş. Qéyni singil – Baldız, görümce. Acha-sinil – Abla ve kız kardeş.
  4509. singir: Kiriş, damar. Singir tartishish – Kramp, kasınç.
  4510. singiri: Gibi, benzer. Shu singiri – Şunun gibi.
  4511. singirmek: Sindirmek.
  4512. singish: Sinme.
  4513. singishish: Yakışma, uygun gelme.
  4514. singishliq: İyi hazm edilen; hafif.
  4515. singishmaq: Yakışmak, uygun gelmek. Bu kiyim sanga nahayiti singiship ketti – Bu elbise sana çok yakışmış.
  4516. singmek: Sinmek. Suni sep singer yerge, sözni qil sighar yerge – d. Suyu serp siner yere, sözü söyle sığar yere. Singip pishqan aq nan – İyi pişmiş buğday ekmeği.
  4517. singni: ağ. bk. singil.
  4518. singsalish: ağ. bk. sinchilash.
  4519. sinighuchi: Deneme yapan, sınav yapan.
  4520. sinilish: Denenme.
  4521. sinimaq: Denemek, tecrübe etmek. Bextini sinap körmek – Şansını denemek.
  4522. sinip: a. Sınıf. Ishchilar sinipi – İşçiler sınıfı. Altinchi sinip – Altıncı sınıf.
  4523. sinipdash: a.u. Sımfdaş, aynı sınıfa mensup olma, sınıf arkadaşı.
  4524. sinipliq: a.u. Sınıflı, sımflık. Besh sinipliq mektep – Beş sınıflı okul.
  4525. sinipsiz: a.u. Sınıfsız. Sinipsiz jem'iyet – Sınıfsız toplum.
  4526. sinish: İflas etme, batma.
  4527. sinishish: Karşılıklı güç denemesi yapma.
  4528. sinitish: Denetme.
  4529. sinjek: ağ. bk. barang.
  4530. sinjilash: bk. sinchilash.
  4531. sinjish: ağ. bk. siljish.
  4532. sinlik: Güzel, görkemli.
  4533. sinmaq: İflas etmek, batmak.
  4534. sinonim: r. Anlamdaş kelimeler kadrosu.
  4535. sinonimlik: Eşanlamlı, anlam eşliği.
  4536. sinpiy: a. Sınıflı, sımfsal, sınıfa ait.
  4537. sintaksis: r. Sentaks, sözdizimi.
  4538. sintétik: r. Sentetik.
  4539. sipash: Sıvazlama, okşama.
  4540. sipashturmaq: Karşılıklı sıvaştırmak; karşı lıklı okşattırmak.
  4541. sipatmaq: Sıvazlatmak, okşatmak.
  4542. sipatturmaq: Sıvazlatürmak, okşatürmak.
  4543. sipatturush: Sıvazlattırma, okşattırma.
  4544. sipaye: f. Nazik, nezaketli.
  4545. sipayigerlik: f.u. Nezaketlilik.
  4546. sipayiliq: f.u. Nezaketlilik.
  4547. siper: tar. Kalkan; bk. qalqan.
  4548. sipilash: Yoklama, araştırma, okşama.
  4549. sipilimaq: Yoklamak, araştırmak, okşamak.
  4550. sipimaq: Okşamak, sıvazlamak. Béshimdin sipidi – O başımı okşadı.
  4551. sipitish: Sıvazlatma, okşatma.
  4552. sipta: Düz, dümdüz. Sipta rex – Düz kumaş.
  4553. siraj: Tutkal.
  4554. sirajlanmaq: Tutkallanmak.
  4555. sirajlash: Tutkallama.
  4556. sirajlatmaq: (sirajlimaq'tan) Tutkallatmak.
  4557. sirajlimaq: Tutkallamak.
  4558. sirat: a. Sirat köwrügi – Sırat köprüsü.
  4559. sirchi: Boyacı, badanacı.
  4560. sirdash: a.u. Mahrem, içten, candan, samimi, içli dışlı bir dost.
  4561. sirdashliq: a.u. İçtenlik, içli dışlı.
  4562. sirdashmaq: a.u. İki dost arasında sırlann birbirine verilmesi.
  4563. sirdishish: a.u. bk. sirdashmaq.
  4564. sire: Büsbütün, tamamiyle. Sire oqumaydu – Hiç okumuyor.
  4565. sirek: Seyrek, az. Kitapning sirek uchraydighan nusxisi – Kitabın az bulunan nüshası.
  4566. sirekleshmek: Seyrekleşmek.
  4567. sirgüch: ağ. bk. süzgüch.
  4568. sirghash: Kayma, kayış.
  4569. sirghimaq: Kaymak, kayış.
  4570. sirilish: Kayma.
  4571. sirilmaq: Kaymak, kurtulmak. Yash tamchiliri ikki mengzidin töwen'ge sirilatti – Yaş damlaları yüzünden aşağıya kayıyordu (damlıyordu). Ademning ichi sirilidu – İnsan acıyor.
  4572. sirimaq: Vurmak, kamçılamak.
  4573. siritish: Vurdurma, kamçilatma.
  4574. siriwalmaq: Kabuğunu soymak; yüzmek; derisini soymak, sıyırmak.
  4575. siriwélish: Kabuğunu soyma; yüzme; derisini soyma, sıyırma.
  4576. sirish: Vurma, kamçılama.
  4577. siritmaq: Vurdurmak, kamçılatmak.
  4578. sirkilesh: Bit sirkesinin hasıl olması.
  4579. sirkilimek: Sirkelemek; bit sirkesinin hasıl olması.
  4580. sirlaqliq: Boyalı, cilalanmış.
  4581. sirlanmaq: Boyalmak, cilalanmak.
  4582. sirlash: Cila yapma, boyama, badana yapma.
  4583. sirlimaq: Boyamak, cilalamak.
  4584. sirlinish: Boyalma, cilalanma.
  4585. sirmaq: Astarı vatkalı iş ceket.
  4586. sirtida: Dışında. Buning sirtida – Bunun dışında.
  4587. sirtqi: Dış. Sirtqi kiyim – Dış elbise.
  4588. sirtlan: zool. Sırtlan.
  4589. sirtmaq: Kement. Sirtmaq salmaq – Kement geçirmek.
  4590. sirtme: Tuzak, kapan.
  4591. sirtta: Dışarıda.
  4592. sirttin: Dışarıdan. Sirttin qarighanda öy yaman körünmeydu – Dışarıdan bakarken ev kötü görünmüyor.
  4593. sistéma: r. Sistem.
  4594. sistémliq: r.u. Sistemli. Sistémliq türde – Sistemli halde.
  4595. siwe: Hisse, pay, düşürge.
  4596. siwepxana: ağ. Banyo; bk. moncha.
  4597. siya: f. Mürekkep.
  4598. siyaq: Biçim, dış görünüm, kılık, şekil. Yarishimliq siyaq – Güzel kılık.
  4599. siyaset: a. Siyaset. Iqtisadiy siyaset – İktisadî siyaset.
  4600. siyasetchi: Siyasetçi, politikacı.
  4601. siyasetperest: a.f. Politika oyuncusu.
  4602. siyasetperestlik: a.f.u. Politika oyunu.
  4603. siyasiy: a. Siyasî, siyasal. Siyasiy ehwal – Siyasî durum. Siyasiy bölüm – Siyasî bölüm. Siyasiy rehber – Siyasî lider. Siyasiy mesele – Siyasî mesele. Siyasiy mektep – Siyasî okul.
  4604. siydik: Sidik.
  4605. siyezd: r. Kurultay, kongre.
  4606. siygek: Çok işeyen.
  4607. siygeklik: Çok işeme hali.
  4608. siyir: Sığır. Boghaz siyir – Gebe sığır.
  4609. siyish: Siyme, işeme.
  4610. siyliq: Ağırlama, içki, sofra 2. Ödül, mükâfat.
  4611. siymek: Siymek.
  4612. siz: z. Siz. Sizde – Sizde. Sizge – Size. Sizni – Sizi. Sizler – Sizler. Sizlep gep qilmaq – Siz diye söylemek.
  4613. sizche: Sizce.
  4614. sizdurmaq: (sizmaq'tan) Çizdirmek.
  4615. sizdurush: Çizdirme.
  4616. sizghuch: Çizgi, cetvel, cetvel tahtası.
  4617. sizghuchi: Desinatör, krokici, proje (krokisi).
  4618. siziq: Çizgi. Toghri siziq – Düz çizgi.
  4619. siziqche: Küçük çizgi. Ikki siziqche – İki küçük çizgi.
  4620. siziqliq: Çizgili. Siziqliq depter – Çizgili defter.
  4621. sizilish: Çizilme.
  4622. sizilmaq: Çizilmek.
  4623. siziwetmek: Çizivermek, çizmek.
  4624. siziwétish: Çiziverme, çiziş, çizme.
  4625. sizish: Çiziş, çizme.
  4626. sizlam: Sızı, ağrı.
  4627. sizlerningki: Şizlerinki.
  4628. sizma: Çizgi.
  4629. sizmaq: Çizmek. Astidin sizmaq – Altından çizmek; altım çizmek. Sizip tashlimaq – Çizivermek.
  4630. sizningki: Sizinki. Bu öy sizningki – Bu ev sizinki.
  4631. Slaw: r. İslav. Slaw xelqliri – İslav halkları.
  4632. Slawlar: İslavlar. Slaw tili – İslav dili.
  4633. Slawliq: r.u. İslavlık.
  4634. sméta: r. Teğellemek, çatmak.
  4635. soal: a. bk. sual.
  4636. soda: f. Ticaret; alış veriş; satış. Soda shertnamisi – Ticaret anlaşması. Kim artuq sodisi – Açık artırma. Soda floti – Ticaret filosu. Soda wekili – Ticaret ataşesi.
  4637. soda-sanaet: f.a. Ticaret ve sanayi. Soda-sanaet merkizi – Ticaret ve sanayi merkezi.
  4638. soda-sétiq: f.u. Ticaret, alış veriş, satış.
  4639. sodiger: f. Tüccar.
  4640. sodigerchilik: f.u. Tüccarlık. Sodigerchilik qilmaq – Tüccarlık yapmak.
  4641. sodigerlik: f.u. Tüccarlık.
  4642. sodilashmaq: f.u. Pazarlık yapmak.
  4643. sodiliq: a.u. Karasevdalılık, manyaklık.
  4644. sodiyi: a. Karasevdalı, manyak.
  4645. sogh: bk. soghuq.
  4646. soghaqliq: Soğukluk; soğuk olma hali.
  4647. soghan: Soğan; bk. piyaz.
  4648. soghchi: ağ. bk. yitim.
  4649. soghchiliq: Soğukluk; sevgiden mahrum muamele. Arimizgha soghchiliq chüshti – Aramıza soğukluk girdi.
  4650. soghuq: Soğuk. Ettigenki soghuq – Sabah soğuğu. Soghuq iklim – Soğuk iklim. Bugün nahayiti soghuq – Bugün çok soğuk. Soghuk boldi – Soğuk oldu. Soghuq tegmek – Üşütmek, üşümek, soğuk almak. Soghuq tekküzmek – Üşütmek. Soghuq chüshmek – Soğuk olmak. Soghuq chüshüp qaldi – Soğuk oldu. Soguqqa chidamliq – Soğuğa dayanıklı. Soghuk künler bashlandi – Soğuk günler başladı. Qara soghuq – Karsız soğuk. Soghuq yémek – Donmak, buz kesilmek. Ishqa soghuq qarimaq – İşe zevksiz bakmak; işten hoşlanmamak. Öyi közümge yamanmu soghuq köründi – Evi gözüme çok da soğuk göründü.
  4651. soghuqchiliq: Soğukluk (havanın soğukluğu) 2. soğukluk (ilişkide soğukluk). Arigha soghuqchiliq salmaq – Araya soğukluk salmak.
  4652. soghuqluq: Soğukluk, ayaz.
  4653. soghulmaq: Suyu azalmak. Derya soghulup ketti – Nehrin suyu azaldı.
  4654. soghulush: Suyu azlma.
  4655. soghurmaq: Çekip çıkarmak, çekmek, çıkarmak.
  4656. soghurtmaq: (soghurmaq'tan) Çekip çıkartmak.
  4657. soghurtulmaq: Çekip çıkartılmak.
  4658. soghurtulush: Çekip çıkartılma.
  4659. soghurtush: Çekip çıkartma.
  4660. soghurulmaq: Çekip çıkarılmak.
  4661. soghurulush: Çekip çıkarılma.
  4662. soghurush: Çekme. Chish soghurush – Diş çekme.
  4663. soghush: ağ. bk. sowush.
  4664. soghuymaq: ağ. bk. soghurmaq.
  4665. sojang: ç. Başkan, müdür.
  4666. soq: ağ. bk. soghuq.
  4667. soqa: Karasaban. Qosh chishliq soqa – Çift bıçaklı karasaban. Soqa chishi – Karasaban dişi (bıçağı). Soqa waxti – Ekin vakti.
  4668. soqa-sayman: Ekin aletleri.
  4669. soqiwash: Uzun baş.
  4670. soqqa: Darbe. Soqqa bermek – Darbe vermek; darbe yedirmek.
  4671. soqmaq: Vurmak, dövmek. Saet soqti – Saat çaldı. Pichaq soqmaq – Bıçak yapmak. Tömürni kizighida soq – d. Demiri tavında döv.
  4672. soqsuldash: bk. qatirash.
  4673. soqturmaq: (soqmaq'tan) Dövdürmek, vurdurmak.
  4674. soqturush: Dövdürme, vurdurma.
  4675. soquchilan: bot. Bir tür Kaşgar hurması.
  4676. soquldaq: Avare avare dolaşmak; haylaz haylaz gezmek.
  4677. soquldash: ağ. bk. qatirash.
  4678. soquldimaq: ağ. bk. qatirimaq.
  4679. soqulmaq: Dövülmek, çarpılmak. Ongay soquludighan tömür – Kolay dövülen demir.
  4680. soqulush: Dövülme, çarpılma.
  4681. soqum: Kışlık et tedariki için kesilen havyan. Soqum waxtida – Et tedarik edilmeye başladığı kışın başında.
  4682. soqur: Kör.
  4683. soqurluq: Körlük.
  4684. soqush: Darbe, dövme 2. Savaş. Soqush maydani – Savaş alanı. Grazhdanlar soqushi – İç savaş. Özara soqush – Kendi aralarında savaş. Soqush kémisi – Savaş gemisi.
  4685. soqushqaq: Kavgacı; kavga düşkünü; geçimsiz.
  4686. soqushqaqliq: Kavgacılık; kavga düşkünlüğü, geçimsizlik.
  4687. soqushmaq: Dövüşmek, çarpışmak 2. Savaşmak.
  4688. soqushturmaq: (soqushmaq'tan) 1. Dövüştürmek 2. Kadeh tokuşturmak.
  4689. soqushush: Dövüşme 2. Savaşma.
  4690. sol: Sol. Solgha – Sola. Solda – Solda. Sol yaqta – Sol tarafta.
  4691. solax: ağ. Durgun. Solax su – Durgun su.
  4692. solaq: Hapishane. Solaqqa almaq – Hapsetmek.
  4693. solaqxana: Hapishane; bk. qamaqxana.
  4694. solanmaq: Hapsedilmek.
  4695. solash: Hapsetmek. Qamaqxanigha solash – Hapishaneye hapsetme.
  4696. solashqan: Solmuş. Solashqan gül – Solmuş gül (çiçek).
  4697. solashqanlik: Solmuşluk, solma hali.
  4698. solashmaq: Solmak. Yopurmaqlar solushup ketti – Yapraklar soluverdi.
  4699. solashturmaq: (solmaq'tan) Soldurmak, kurutmak.
  4700. solashturush: Soldurma, kurutma.
  4701. solatquzmaq: bk. solatmaq.
  4702. solatquzush: bk. solutush.
  4703. solatmaq: Hapsettirmek.
  4704. solatturmaq: Hapsettirmek.
  4705. solatturush: Hapsettirtme.
  4706. solchil: Solcu.
  4707. solchilliq: Solculuk, solcu olma hali.
  4708. solda: Solda, sol tarafta.
  4709. soldin: Soldan, sol taraftan.
  4710. soldurmaq: (solmaq'tan) Soldurmak, kurutmak.
  4711. soldurush: Soldurma, kurutma.
  4712. solgha: Sola.
  4713. solghun: Solgun, solmuş, sararmış. Közliring solghun – Gözlerin çökmüş. 2. Özensiz, ihmalcı.
  4714. solxay: Solak.
  4715. solimaq: Hapsetmek.
  4716. solqay: bk. solxay.
  4717. sollashmaq: Sola kaymak; solcu olmak.
  4718. sollimaq: Sürüklemek, çekmek.
  4719. solluq: Solluk, sola meyillik.
  4720. sollushush: Sola kayma, solcu olma.
  4721. solmaq: Solmak, kurumak. Solushup qalmaq – Solmuş olmak. Ebidiy solmas méning gülistanim – Ebedi solmaz benim gülistanım.
  4722. solughay: bk. solxay.
  4723. soluq: müz. Tamburun deliği.
  4724. solunush: Hapsedilme.
  4725. solush: Solma, kuruma.
  4726. solushush: Solma.
  4727. solutush: Hapsettirme.
  4728. som: Para birimi; lira. Bu kitap besh som turudu – Bu kitabın değeri beş lira.
  4729. sombesey: ç. Lâhana.
  4730. somka: r. Çanta.
  4731. somluq: Liralık. Besh somluq – Beş liralık.
  4732. song: ağ. Arka. Putning songi – Taban. Ötükning songi – Çizmenin ökçesi.
  4733. songghuch: Bahçe duvarı altındaki su yolu.
  4734. songpiyaz: ç.f. bot. Pırasa.
  4735. sonjaq: ağ. bk. song.
  4736. sopa: a. bk. supa.
  4737. sopi: a. Sofi; mutasavvıflara ait.
  4738. sopiliq: a.u. Sofuluk, dindarlık.
  4739. sopisopiyang: zool. bk. sopiyang.
  4740. sopiyang: zool. Sarı asma.
  4741. sopun: Sabun. Etir sopun – Itır sabun. Kir sopuni – Çamaşır sabunu. Sopun zawuti – Sabun fabrikası. Sopun sürkimek – Sabun sürmek. Sopun qaynitish – Sabun kaynatma (sabun yapma).
  4742. sopunchi: a.u. Sabuncu.
  4743. sopunchiliq: a.u. Sabunculuk.
  4744. sopundan: Sabun kutusu.
  4745. sopunlanmaq: Sabunlanmak.
  4746. sopunlash: Sabunlama.
  4747. sopunlimaq: Sabunlamak.
  4748. sopunluq: Sabunlu.
  4749. sopunlunush: Sabunlanma.
  4750. soragh: ağ. bk. soraq.
  4751. soraq: Sorgu 2. Soru. Soraqqa tartmaq – Sorguya çekmek. Soraq alamiti – Soru belgesi.
  4752. soraqchi: Yargıç.
  4753. soralmaq: Sorulmak.
  4754. soranmaq: Dilenmek.
  4755. sorash: Sorma, isteme.
  4756. sorashmaq: Karşılıklı sormak. Aman-ésenlik sorashmaq – Karşılıklı esenlik dileğinde bulunmak.
  4757. sorashturmaq: Soruşturmak.
  4758. soratquzmaq: bk. soratmaq.
  4759. soratmaq: (sorumaq'tan) Sordurmak, istetmek.
  4760. soratturmaq: Sordurtmak, istettirmek.
  4761. sorimaq: bk. sorumaq.
  4762. soriwalmaq: Yal vara yakara elde etmek.
  4763. soriwélish: Yal vara yakara elde etme.
  4764. sormaq: ağ. bk. sorumaq.
  4765. sort: r. Tür, cins.
  4766. sortlash: r.u. Cinslere ayırma, türlere ayırma.
  4767. sortlatmaq: r.u. Türlere ayırtmak.
  4768. sortlimaq: r.u. Cinslere ayırmak.
  4769. sortluq: r.u. Kaliteli cins.
  4770. sorulmaq: Sorguya çekilmek.
  4771. sorumastin: Sormadan. Her xétide seni soraydu – Her mektubunde seni soruyor. Yash chéghida sheher sorughan – Gençliğinde şehiri idare etmiş.
  4772. sorunush: Dilenme, dileniş.
  4773. sorush: Savurma.
  4774. sorushush: Karşılıklı sorma. Karşılıklı esenlik dileğinde bulunma.
  4775. sorutmaq: (sorumaq'tan II) Savurtmak.
  4776. sot: r. Mahkeme. Sotqa bermek – Mahkemeye vermek. Sotta aqlanmaq – Mahkemede aklanmak. Sot qilmaq – Mahkemede yargılamak.
  4777. sotchi: r.u. Hakim, yargıç.
  4778. sotka: r. Bir gece gündüz. Bir sotkida – Bir gece gündüzde.
  4779. sotkiliq: r.u. Gece gündüzlük. Bir sotqiliq yer – Ulaşmak için bir gece gündüz yolculuğu gerektiren yer.
  4780. sotlanghanlik: r.u. Mahkemeli olmaklık; mahkemeli olma hali.
  4781. sotlanmaq: r.u. Mahkemeli olmak; yargılanmak.
  4782. sotlash: r.u. Yargılama.
  4783. sotlashmaq: r.u. Mahkemede karşılıklı dava açmak.
  4784. sotlimaq: r.u. Yargılamak.
  4785. sotlunush: r.u. Mahkemeli olma, yargılanma.
  4786. sotlushush: r.u. Mahkemede karşılıklı dava açma.
  4787. sotsiyal: r. Sosyal, İçtimaî, toplumsal. Sotsiyal inqilap – Toplumsal devrim.
  4788. sotsiyal-démokrat: Sosyal demokrat. Sotsiyal-Démokratlar Partiyisi – Sosyal Demokratlar Partisi.
  4789. sotsiyal-démokratizm: Sosyal demokratizm.
  4790. sotsiyalist: r. Sosyalist.
  4791. sotsiyalistik: r. Sosyalist. Sotsiyalistik inqilap – Sosyalist devrim. Sotsiyalistik jem'iyet – Sosyalist toplum. Sotsiyalistik döletler – Sosyalist devletler.
  4792. sotsiyalizm: r. Sosyalizm.
  4793. sotsiyalliq: r.u. İçtimaî, toplumsal.
  4794. sotsiyologiye: r. Sosyoloji, toplum bilimi.
  4795. sowadan: Sowadan térek – Ak kavak.
  4796. sowaq: ağ. bk. soghuq.
  4797. sowét: r. Sovyet. Sowét hökümiti – Sovyet hükümeti. Sowét Ittipaqi – Sovyetler Birliği.
  4798. sowgha: Hediye, armağan. Sowgha qilmaq – Hediye etmek.
  4799. sowghat: Hediye, armağan. Sowghat bermek – Hediye vermek.
  4800. sowghatlanmaq: Hediyeli olmak.
  4801. sowghatlash: Hediye verme.
  4802. sowghatlimaq: Hediye vermek. Oqughuchilar sowghatlandi – Öğrencilere hediye verildi.
  4803. sowghatlinish: Hediyeli olma.
  4804. sowumaq: Soğumak. Köngül sowumaq – Gönül soğumak. Bu ademge méning könglüm sowudi – Bu adama benim gönlüm soğudu.
  4805. sowush: Soğuma, soğuş.
  4806. sowutquch: Soğutucu. Sowutquch eswap – Soğutucu alet.
  4807. sowutmaq: Soğutmak.
  4808. sowutturmaq: Soğutturmak.
  4809. sowutturush: Soğutturuş, soğutturma.
  4810. sowutulmaq: Soğutulmak. Sowutulghan qaynaq su – Soğutulmuş kaynamış su.
  4811. sowutulush: Soğutulma, soğutuluş.
  4812. sowutush: Soğutma, soğutuş.
  4813. soydurmaq: (soymaq'tan I) Kestirmek, soydurmak.
  4814. soydurush: Kestirme, soydurma.
  4815. soyghuzmaq: bk. soydurmaq.
  4816. soyghuzush: bk. soydurush.
  4817. soyla: Topuz,.çomak.
  4818. soylash: Sürünerek gitme 2. Şıvışma.
  4819. soylimaq: Sürünerek gitmek 2. Sıvışmak.
  4820. soyu: Soyu chish – Köpek dişi; sivri ve uzun diş; domuz dişi.
  4821. soyulmaq: Soyulmak, kesilmek.
  4822. soyulush: Soyulma, kesilme.
  4823. soyumaq: ağ. bk. sowumaq.
  4824. soyuwalmaq: Derisini soymak; kabuğunu soymak.
  4825. soyuwélish: Derisini soyma; kabuğunu soyma.
  4826. soyushmaq: Beraber kesmek; beraber soymak. Qoyni soyushti – Koyunu kestiler; Koyunu soydular.
  4827. soyushush: Beraber kesme; beraber soyma.
  4828. soyuz: r. Şura, meclis.
  4829. sozampay: Uzun.
  4830. sozdurmaq: (sozmaq'tan) Uzartmak.
  4831. sozdurtmaq: Uzarttırmak.
  4832. sozdurtush: Uzattırma.
  4833. sozdurush: Uzartma.
  4834. sozma: Büyük kil kasesi 2. Katmerli börek.
  4835. sozmaq: Uzatmak, genişletmek, çekmek. Dostluk qolini sozdum – Dostluk elini uzattim. Uzaqqa sozmaq – Uzatmak, sürüncemede bırakmak. Qulaghimni sozushti – Kulağımı çektiler.
  4836. sozukluk: Uzunluk, uzunca.
  4837. sozuq: Uzun, uzunca 2. gr. Ünlü. Sozuq tawush – Ünlü ses. Sozuq tawushsiz boghum tüzülmeydu – Ünlü ses olmadan hece yapılmaz.
  4838. sozulghanliq: Uzunluk, boy.
  4839. sozulghuch: Elastikilik, esneklik.
  4840. sozulghuchluq: Elastikilik hali; esneklik hali.
  4841. sozulma: Uzama, yıllarca, uzamış.
  4842. sozulmaq: Uzamak, uzanmak. Yüzlerche kilométirgha sozulup ketken orman – Yüzlerce kilometreye uzanmış orman. Uzaqqa sozulghan front – Uzun cephe. Bu kocha téxi sozuludu – Bu cadde (sokak) yine de uzar. Yerde sozulup yatmaq – Yere uzanmak. Sozulghan qol – Uzanmış el. Ish sozulup ketti – İş uzadı. Uzaqqa sozulghan – Uzamış. Doklat uzakka sozulmaydu – Konuşma uzamaz. Késel üch aygha sozulup ketti – Hastalık üç aya uzadı. Gep uzaqqa sozuldi – Söz uzadı. Muzakiriler uzaqqa sozulup ketti – Müzakereler uzayıverdi.
  4843. sozulmuluq: Uzunluk, boylam.
  4844. sozulush: Uzama, uzanma.
  4845. sozunchaq: Uzunca.
  4846. sozunchaqliq: Uzunca olma hali.
  4847. sozush: Uzatma, genişletme, çekme.
  4848. sögel: Siğil 2. Nasır.
  4849. sögellik: Siğilli 2. Nasırlı. Sögellik kollar – Nasırlı eller.
  4850. söget: bot. Söğüt. Sögettin toqulghan – Söğütten örülmüş. Sériq söget – Sarı söğüt. Qara söget – Kara söğüt.
  4851. sögetgül: u.f. Zakkum (ağacı).
  4852. sögetlik: Söğütlük.
  4853. söhbet: a. Sohbet. Söhbet ötküzmek – Sohbet etmek. Söhbet qilmaq – Sohbet etmek. Söhbetke qatnashmaq – Sohbete katılmak.
  4854. söhbetdash: a.u. Hem sohbet. Söhbetdash bolmaq – Sohbete katılmak.
  4855. söhbetdashliq: a.u. Beraber sohbet etme hali.
  4856. söhbetleshmek: a.u. Sohbet etmek.
  4857. söhbetlishish: a.u. Sohbet etme.
  4858. sökük: Sökülmüş, dikişsiz.
  4859. söküklük: Sökülmüş, sökülmüş hali.
  4860. söküwalmaq: Söküp çıkarmak.
  4861. söküwetmek: Sökmek, söküvermek.
  4862. söküwélish: Söküp çıkarma.
  4863. söküwétish: Sökme, söküverme.
  4864. söküshtürmek: Azarlatmak.
  4865. söl: ağ. bk. sögel.
  4866. sölet: a. Büyüklük kuruntusu.
  4867. söletlik: a.u. Görkemli, debdebeli, muhteşem bir surette.
  4868. söletwaz: a.f. Büyüklüğü seven; gösterişe düşkün.
  4869. söletwazliq: a.f.u. Büyüklük düşkünlüğü; gösteriş düşkünlüğü.
  4870. söltek: Kuyruğu kesik.
  4871. söngek: Kemik. Yangaq söngigi – Yanak kemiği.
  4872. sönggech: anat. Uyluk, kalça.
  4873. sönggesh: bk. sönggech.
  4874. söngzek: t. 1. Sifilis, frengi 2. Gonore, belsoğukluğu.
  4875. sörelme: İradesi zayıf, iradesiz.
  4876. sörelmek: Sürüklenmek. Sörülüp kelmek – Sürüklenerek gelmek.
  4877. sörem: Tırmık. Sörem salmaq – Tırmıklamak.
  4878. söresh: Sürükleme.
  4879. söreshtürmek: Sürüklemek.
  4880. söreshtürüsh: Sürükleme.
  4881. söretküzmek: Sürüklenilmek.
  4882. söretküzüsh: bk. sörütüsh.
  4883. söretme: Tarak ağı.
  4884. söretmek: Sürükletmek.
  4885. sörimek: Sürüklemek. Sörep ketmek – Sürüklemek. Sörep chiqarmaq – Sürükleyip çıkarmak. Müshükni harwigha qoshsa, katning astigha söreptu – folk. Kediyi arabaya koşsa, kerevetin altına sürüklermiş.
  4886. sörülüsh: Sürüklenme.
  4887. sörün: Kederli, hüzünlü, gamlı 2. Gergin, soğuk. Sörün muamile – Soğuk ilişki.
  4888. sörünlük: Kederlilik, hüzünlülük 2. Gerginlik, soğukluk.
  4889. sörütüsh: Sürükletme.
  4890. sösen: f. bot. Zambak, nilüfer.
  4891. söser: f. zool. Ağaç sansarı; ağaç sansarı kürkü.
  4892. sösine: ağ. Kahve rengi.
  4893. sösün: ağ. bk. üjme.
  4894. söydürmek: (söymek'ten) Öptürmek.
  4895. söydürüsh: Öptürme.
  4896. söyem: ağ. bk. sörem.
  4897. söygüzmek: bk. söydürüsh.
  4898. söymek: Öpmek; bk. süymek.
  4899. söyünmek: bk. süyünmek.
  4900. söyüwatmaq: Öpmek.
  4901. söyüwélish: Öpme, öpüş.
  4902. söyüshmek: Öpüşmek.
  4903. söz: Söz, kelime. Söz béshi – Önsöz, giriş. Söz özgürüshi – Kelime değişimi. Söz birikmishi – Kelime birleşimi. Musteqil söz – Yalın kelime. Yardemchi söz – Edat. Söz yasilishi – Kelime yapımı. Söz erkinlighi – Söz hürriyeti, söz özgürlüğü. Chet söz – Yabancı kelime. Sözimiz – söz, wedimiz – wede – Sözümüz söz, vaadimiz vaattir. Qérilar sözi – Yaşlılar sözü. U özi söz achti – O kendisi söze başladı. Ular sözümni almaydu – Onlar sözümü dinlemiyor. Siz toghruluq söz boldi – Sizin hakkınızda söz oldu. Söz biriktirmek – Ağız birliği etmek. Sözni bölmek – Sözü bölmek. Söz talashmaq – Çekişmek; ağız kavgası yapmak. Sözni toxtatmaq – Sözü kesmek. Sözde turmaq – Sözü tutmak; sözü yerine getirmek. U öz sözide turdi – O sözünü yerine getirdi. Söz daritmaq – Başa kakmak. Söz sözlimek – Söz söylemek; konuşma yapmak. Söz qayturmaq – Dik başlılık; söz dinlemezlik. Sözge kirmek – Söz dinlemek. Sözge kiridighan adem – Söz dinleyen adam; anlayışlı adam. Sözge kirmeydighan adem – Söz dinlemez adam. U méning sözimge kirmeydu – O benim sözümü s dinlemiyor. Kirish söz – Giriş, önsöz. Sozge kélishmek – Çekişmek; ağız kavgası yapmak. Sözge kelmeydu – Söz dinlemez, uyumsuz. Bir sözge kélish – Anlaşmak. Sözge söz keldi – Söze uygun bir sözle karşılık verilmesi. Söz orni kelgende – Sözün yeri geldiğinde. Söz qilmaq – Söylemek. Men toghruluqmu bir söz étip qoyung – Benim hakkımda bir şey söyleyin. Bu néme dégen söz? – Bu ne demek? Söz némide? – Sözün aslı nedir? Yoq söz – Yok söz. Söz yanduurmaq – İtiraz etmek; karşılik vermek. Éghizdin chiqqan söz yanmas – Ağızdan çıkan söz geri alınmaz.
  4904. söz-chöchek: Söz ve rivayet, başkaları hakkında söylenti, söylenti. Tillerde söz-chöchek bolmaq – Başkalarının ağzında söylenti olmak.
  4905. sözchan: Hatip, iyi konuşan.
  4906. sözchanliq: Hatiplik.
  4907. sözeng: ağ. bk. söngzek.
  4908. sözleg: ağ. 1. Geveze, çenebaz, boşboğaz. 2. Hatip, konuşmacı.
  4909. sözlemjan: Dilbaz, lakırdıcı, geveze, boşboğaz.
  4910. sözlenmek: Söylenmek.
  4911. sözlesh: Söyleme, söyleyiş. Gödek sözleshke bashlidi – Bebek söylemeye başladı.
  4912. sözleshmek: Söyleşmek.
  4913. sözleshtürmek: (sözleshmek'ten) Söyleştirmek.
  4914. sözleshtürüsh: Söyleştirme.
  4915. sözletküzmek: Söylettirmek.
  4916. sözletküzüsh: bk. sözlütüsh.
  4917. sözletmek: (sözlimek'ten) Söyletmek.
  4918. sözlimek: Söylemek. Sözlep bermek – Söylemek. Duduqlunup sözlimek – Kekeleyip söylemek. Yasap sözlimek – Yapay söylemek.
  4919. sözlünüsh: Söylenme.
  4920. sözlüshüsh: Söyleşme. Sözlüshüsh orni – Söyleşme yeri.
  4921. sözlütüsh: Söyletme, söyletiş.
  4922. sözmel: Dilbaz, palavracı 2. Dedikoducu, lakırdıcı.
  4923. sözmen: Hatip, güzel konuşan.
  4924. sözmu-söz: Harfi harfine; sözün tam anlamıyla. Sözmu-söz terjime – Harfi harfine çevri.
  4925. söznek: ağ. bk. söngzek.
  4926. sözsiz: Sözsüz, sessiz. Sözsiz teslim bolush – Şartsız teslim olma.
  4927. spirt: r. İspirto, alkol. Spirt lampisi – İspirtoluk.
  4928. spirtlik: r.u. Alkollü. Spirtlik ichimlikler – Alkollü içkiler.
  4929. spirtlimek: r.u. Alkollü hale getirmek.
  4930. spirtsiz: r.u. Alkolsüz. Spirtsiz ichimlik – Alkolsüz içki.
  4931. sport: r. Spor. Sport oyunliri – Spor oyunları.
  4932. sportchi: r.u. Sporcu.
  4933. sportchiliq: r.u. Sporculuk.
  4934. stansiye: r. İstasyon.
  4935. stéréotip: r. Stereotip klişe.
  4936. stil: r. Üslup, tarz, stil. Byurokratliq stilini tügütüsh – Kırtasiyecilik üslubunu bitirme.
  4937. stratég: r. Strateji uzmanı.
  4938. stratégik: r. Stratejik.
  4939. stratégiye: Strateji.
  4940. stratosféra: r. Stratosfer.
  4941. stratostat: r. Stratosfer balonu.
  4942. studént: r. Üniversite öğrencisi.
  4943. studéntliq: r.u. Öğrencilik, talebelik.
  4944. studiye: r. Atelye, stüdyo.
  4945. su: Su. Qar suyi – Kar suyu. Qaynaq su – Kaynamış su. Su ambiri – Baraj gölü. Su bölgüch – Su bölümü çizgisi. Su nori – Su borusu. Su toshughuchi – Su taşıyıcı. Su yolliri – Su yolları. Su asti kémisi – Su altı gemisi. Tosma su – Baraj suyu. Su basti – Su bastı. Su bermek – Su vermek. Su bolmaq – Su olmak. Su ötiwatidu – Su geçiyor. Su ötmeydighan – Su geçmez. Sugha chommaq – Suya dalmak. Sugha chüshmek – Suya girmek. Sugha ketmek – Suya gitmek. Su boyi – Su boyu. Su kechmek – Suyu geçmek; suya girmek. Achchiq su – Sirke. Ash suyi – Et suyu, çorba. Ash qazan suyi – Mide özsuyu. Üchey suyi – Barsak özsuyu. Bez suyi – Bez özsuyu. Su kötürüsh – Su kabarcığı, fiske. Sériq su – Salğa. Su quymaq – Su dökmek; mec.ol. tüketmek, sarfetmek. Pulning béshigha su quyduq – Parayı bitirdik.
  4946. sual: Sual, soru. Sual bermek – Soru sormak. Sual bérip qoymaq – Soru sormak. Sual belgisi – Soru belgesi.
  4947. subyékt: r. Sübjektif.
  4948. subyéktip: r. Sübjektif.
  4949. subyéktiwizimliq: r.u. Sübjektivizm hali.
  4950. subyéktiwizm: r. Sübjektivizm.
  4951. suchi: Sucu.
  4952. suchiliq: Suculuk. Suchiliq bölümi – Hidroloji bölümü.
  4953. sudük: ağ. bk. siydik.
  4954. sufi: a. bk. sopi.
  4955. sugaq: bk. suwaq.
  4956. sugaqchi: bk. suwaqchi.
  4957. sugaqchiliq: bk. suwaqchiliq.
  4958. sugash: bk. suwash.
  4959. sugashmaq: bk. suwashmaq.
  4960. sugashturmaq: bk. suwashturmaq.
  4961. sugatmaq: bk. suwatmaq.
  4962. sugimaq: Sıvamak; bk. suwimaq.
  4963. sugun: f. ağ. bk. sopun.
  4964. sugurulush: Çekilme, çıkarılma.
  4965. sugushush: Sıvaşma.
  4966. sugutulmaq: Sıvatılmak.
  4967. sugutulush: Sıvatılma.
  4968. sugutush: Sıvatma.
  4969. sugha: Ağaçtan yapılmış su kovasi.
  4970. sughaq: ağ. bk. soghuq.
  4971. sugharma: Su içirme, sulama. Sugharma yer – Sulama yeri.
  4972. sughur: zool. Köstebek; dağ sıçanı.
  4973. sughurtush: Çektirme, çıkartma. Chish sughurtush üchün keldim – Diş çektirmek için geldim.
  4974. sughurulush: Sulanma, su içirilme.
  4975. sughuruwalmaq: Çekip çıkarmak; çıkarmak.
  4976. sughush: bk. sowush.
  4977. suxenchi: a.u. İftiracı, bühtancı, karacı, curnalcı.
  4978. suxenchilik: a.u. İftiracılık, bühtancılık, curnalcılık.
  4979. suqach: ağ. bk. soqush.
  4980. suqchimaq: Kaşımak, taramak.
  4981. suqsur: zool. Bağırtlak (-ğı).
  4982. suqush: bk. soqush.
  4983. sulagh: bk. solaq.
  4984. sulandurmaq: Islandırmak, nemlendirmek.
  4985. sulandurush: Islandırma, nemlendirme.
  4986. sulanmaq: Islanmak, nemlenmek.
  4987. sulash: Sulama, ıslama.
  4988. sulashmaq: Nemlenmek, ıslanmak.
  4989. sulatmaq: Islatmak, nemlendirmek.
  4990. sulimaq: Sulamak, nemlemek.
  4991. sultan: Sultan.
  4992. sultanliq: Sultanlık.
  4993. sulu: Yulaf. Qara sulu – Kara yulaf. Sulu yarmisi – Yarma yulaf; yulaf lapası.
  4994. suluq: Nemli, sulu. Suluq alma – Sulu elma.
  4995. sulunush: Islanma, nemlenme.
  4996. sulushush: Nemlenme, ıslanma.
  4997. sulutush: Islatma, nemlendirme.
  4998. suma: ağ. bk. sürme.
  4999. -suman: bk. -siman. Benzetme eki.
  5000. sumbat: a. Zarâfet, cazibe, sevimlilik.
  5001. sumbatliq: a.u. Zarâfetli, cazibeli.
  5002. sumbul: f. bot. Sümbül çiçeği. Sumbul chachliq – Kıvırcık saçlı.
  5003. sumrugh: efs. Anka kuşu, Simurg; bk. sumurgh.
  5004. sumurgh: hay. Anka kuşu, Simurg.
  5005. sun: ağ. zool. Yaban ördeği.
  5006. sunaltish: bk. sunaltmaq.
  5007. sunaltmaq: Uzatılmış, uzatılmış olma.
  5008. sunay: f. Zuma.
  5009. sunaychi: f.u. Zurnacı.
  5010. sunaylatmaq: Uzatılmış, uzatılmış olma.
  5011. sunaylitish: bk. sunaylatmaq.
  5012. sundurmaq: (sunmaq'tan I) Kırmak, parçalamak. Sundurup achmaq – Kırarak açmak. Sundurup qoymaq – Kırmak. Düshmenning qarshilighini sundurduq – Düşmanın direnişini kırdık. Teret sundurmaq – Dışkı ihtiyacını gidermek; işemek.
  5013. sundurtmaq: (sundurmaq'tan) Kırdırmak, parçalatmak.
  5014. sundurtush: Kırdırma, parçalatma.
  5015. sundurulmaq: Kırdırılmak. Uning qalghan malliri on qoygha sunduruludu – Onun kalan malları on koyun değerinde hesaplanacak.
  5016. sundurulush: Kırdırılma.
  5017. sunduruwalmaq: Kırmak.
  5018. sunduruwetmek: Kırmak, parçalamak, kırıvermek., parçalayıvermek.
  5019. sunduruwétish: Kırma, parçalama, kınverme, parçalayıverme.
  5020. sundurush: Kırma, parçalama. Ishlepchiqirish wasitilirini pulgha sundurush – Üretim aletlerini para karşılığı hesaplaş.
  5021. sung: ç. bk. sungpiyaz.
  5022. sungpiyaz: ç.f. bot. Pırasa.
  5023. sunghan: Kırılmış, parçalanmış. Sunghan sapal – Kırılmış çanak.
  5024. sunghuch: Kırılgan, kolay kırılır, dayanıksız.
  5025. suntaxta: Suntaxta bolmaq – Halsiz düşmek, canı çıkmak, bitmek.
  5026. sunuq: Kırık. Sunuq köngül – Kırık gönül.
  5027. sunulmaq: Uzatılmak.
  5028. sunulush: Uzatılma.
  5029. supa: Seki. Kerpiç veya tahtadan yapılış kaldırım.
  5030. suparaxot: u.r. ağ. Gemi.
  5031. supérfosfat: r. Süperfosfat.
  5032. supun: ağ. bk. sopun.
  5033. supur: bk. supura.
  5034. supura: a. Un elenirken, eleğin altına yayılan sofra; sofra.
  5035. sur: Gri, kurşun rengi.
  5036. suraghchi: Yargıç, hakim.
  5037. surghuch: Mühür mumu.
  5038. surnay: bk. sunay.
  5039. surup: Keten (bezi). Aq surup – Beyaz keten bezi. Xam surup – Hasa.
  5040. sus: f. Yavaş, ağır. Bazar sus – Satış ağır. Sus sériq – Açık san.
  5041. susaymaq: f.u. Yavaşlamak, ağırlaşmak.
  5042. susaytish: f.u. Yavaşlatma, temkinli hale getirme.
  5043. susaytmaq: f.u. Yavaşlatmak, temkinli hale getirmek.
  5044. susayturmaq: f.u. bk. susaytmaq.
  5045. susayturush: f.u. bk. susaytish.
  5046. susirash: Susama, susuzlanma.
  5047. susiratmaq: Susatmak, susuzlandırmak.
  5048. susirimaq: Susamak, susuzlanmak.
  5049. susiz: Susuz. Susiz yer – Susuz yer.
  5050. susizliq: Susuzluk.
  5051. suslashmaq: Yavaşlamak, ağırlaşmak.
  5052. suslashturmaq: Yavaşlattırmak, ağırlaştır mak.
  5053. suslashturush: Yavaşlattırma, ağırlaştırma.
  5054. suslatmaq: Yavaşlatmak, ağırlatmak.
  5055. susluq: f.u. Zayıflık, kuvvetsizlik, gevşeklik, uyuşukluk.
  5056. susuyush: f.u. Yavaşlama, ağırlama.
  5057. suwadan: Kavak; bk. térek.
  5058. suwaq: Sıva. Tamning suwaghi – Duvarın sıvası.
  5059. suwaqchi: Sıvacı.
  5060. suwaqchiliq: Sıvacılık. Suwaqchiliq qilmaq – Sıvacılık yapmak.
  5061. suwalmaq: Sıvalmak.
  5062. suwarmaq: ağ. bk. sugharmaq.
  5063. suwash: Sıvama, sıvaş.
  5064. suwashqaq: Yapışkan, takılgan.
  5065. suwashqaqliq: Yapışkanlık, takılganlık.
  5066. suwashma: Birbirine yapışma, yan yana, bitişik.
  5067. suwashmaq: Sıvaşmak, kirlenmek.
  5068. suwashturmaq: bk. suwumaq.
  5069. suwashturush: bk. suwash.
  5070. suwatquzmaq: bk. suwatturmaq.
  5071. suwatquzush: bk. suwatturush.
  5072. suwatmaq: (suwimaq'tan) Sıvatmak.
  5073. suwatturmaq: Sıvattırmak.
  5074. suwatturush: Sıvattırma.
  5075. suway-saltang: Çocuksuz, bekar.
  5076. suway-saltangliq: Bekarlık.
  5077. suwérénitét: r. Egemenlik.
  5078. suwimaq: bk. suwumaq.
  5079. suwiwetmek: Sıvayıvermek.
  5080. suwiwétish: Sıvayıverme.
  5081. suwulush: Sıvalma.
  5082. suwumaq: Sıvamak.
  5083. suwur: ağ. bk. sughur.
  5084. suwutulmaq: Sıvatılmak.
  5085. suwutush: Suvatma.
  5086. suyash: ağ. bk. soyush.
  5087. suyghash: Sivi yemek, çorba.
  5088. suyiqest: a. Suikast. Birawning ömrige suyiqest qilmaq – Birisinin hayatına suikast etmek.
  5089. suyiqestchi: a.u. Suikast eden, suikastçı.
  5090. suyiqestchilik: a.u. Suikast yapma hali.
  5091. suyiqestlik: Suikast olma hali.
  5092. suyuklanmaq: Sıvılaşmak.
  5093. suyuq: Sıvı. Suyuk ash – Sıvı yemek; çorba. Suyuk yékilghu – Sıvı yakıt.
  5094. suyuqlandurmaq: Sıvılandırmak.
  5095. suyuqlandurush: Sıvılanduma.
  5096. suyuqlash: Sıvılaşma.
  5097. suyuqlashmaq: Sıvılaşmak.
  5098. suyuqlatmaq: (suyuqlimaq'tan) Sıvılandırmak.
  5099. suyuqlimaq: Sıvılaşmak.
  5100. suyuqluq: Sıvı, akıcı madde, akar madde.
  5101. suyuqlunush: Sıvılaşma.
  5102. suyuqlushush: Sıvılaşma.
  5103. suyuqlutush: Sıvılaştırma.
  5104. suyuldurmaq: Sıvılaştırmak.
  5105. suyuldurulush: Sıvılaştırılma.
  5106. suyuldurush: Sıvılaştırma.
  5107. suyulmaq: Sıvı hale gelmek; sıvılaşmak.
  5108. suyultmaq: Sıvılaştırmak.
  5109. suyultush: Sıvılaştırma.
  5110. suyulush: Sıvılaşma.
  5111. suzash: ağ. bk. sozush.
  5112. sübhi: a. Tan kızıllığı, şafak. Sübhidin derek berdi – Şafaktan haber verdi.
  5113. sügemcheq: Sarkık meme (kadınların).
  5114. sügen: Ambann tahıl bölmesi.
  5115. sügeshme: Bulaşma, bulaşan.
  5116. süget: bk. söget. Bostan süget – Ağlayan söğüt.
  5117. sügü: ağ. bk. sürge.
  5118. sügüch: ağ. Tarak, sıkı dişli tarak.
  5119. sügür: Kumarbaz, kumarcı.
  5120. sühbet: a. bk. söhbet.
  5121. sükchek: ağ. Küçük değnek.
  5122. süke: ağ. bk. supa.
  5123. süküt: a. Sükut, susma, sessizlik. Süküt qilmaq – Susmak.
  5124. süleysin: bk. süleysün.
  5125. süleysün: zool. Vaşak (-ğı).
  5126. sülhi: a. Sulh, barış. Sülhi shertnamisi – Barış anlaşması. Sülhi qilmaq – Barışmak.
  5127. sülhiperwer: a.f. Banşçı.
  5128. sülhiperwerlik: a.f.u. Barışçılık, barışse verlik.
  5129. sülmek: Eti kemikten ayırmak.
  5130. sülük: Sülük (-ğü).
  5131. sülüsh: Eti kemikten ayırma.
  5132. sümbe: Harbi, tüfek çubuğu. 2. Şüngü, kasatura.
  5133. sümermek: İçine çekmek.
  5134. sümilek: ağ. Buğday lapası.
  5135. sümürgüch: Emen, soğutucu, içine çeken.
  5136. sümürmek: İçine çekmek; bk. sümermek.
  5137. sümürüsh: İçine çekme.
  5138. sün'iy: a. Suni, yapay. Yerning sün'iy – Yerin yapay uydusu. Sün'iy rewishte – Yapay halde.
  5139. sün'iylik: a.u. Sunilik, yapaylık.
  5140. süngdüshmek: Varolmak.
  5141. süngék: Kemik. Bash süngigi – Baş kemiği, kafatası. Bilek süngigi – Kol kemiği. Kökrek süngigi – Göğüs kemiği.
  5142. sünggümek: Dalmak.
  5143. sünggüsh: Dalma, dalmak.
  5144. sünggüt: zool. Çobanaldatan, kuyruksallayan.
  5145. sünggütmek: (sünggümek'ten) Daldırmak.
  5146. sünggütüsh: Daldırma.
  5147. sünje: ağ. bk. süyünche.
  5148. sünnet: a. din. Sünnet.
  5149. sünniy: a. din. Sünni.
  5150. sünniylik: a.u. Sünnilik; Sünni olma hali.
  5151. süp-süp: Süp-süp tang – Açık tan; şeffaf sabah.
  5152. süp-süzük: Şeffaf, saydam, duru. Süp-süzük oyngaq sular – Şeffaf dalgalı sular.
  5153. süpet: a. Vasıf, kalite. Süpiti yaxshi polat – Kalitesi iyi çelik.
  5154. süpetdash: a.u. gr. Partisip, sıfat fiil. Éniq süpetdash – Belirli partisip. Mejhul süpetdash – Belirsiz partisip.
  5155. süpetlik: a.u. Vasıflı, kaliteli. Yaxshi süpetlik mal – İyi kaliteli mal.
  5156. süpküsh: Üfürükçülük ile ağrığı kesmek.
  5157. süpküshletmek: (süpküshlimek'ten) Üfürükçülük yaptırmak.
  5158. süpküshlimek: Üfürükçülük yapmak.
  5159. süpürge: Süpürge.
  5160. süpürmek: Süpürmek. Süpürüp tashlimaq – Süpürüvermek. Süpürüp chiqmaq – Süpürüvermek.
  5161. süpürtmek: (süpürmek'ten) Süpürtmek.
  5162. süpürtülmek: Süpürtülmek.
  5163. süpürtülüsh: Süpürtülme.
  5164. süpürtüsh: Süpürtme.
  5165. süpürülmek: Süpürülmek.
  5166. süpürülüsh: Süpürülme.
  5167. süpüründi: Süprüntü.
  5168. süpürüsh: Süpürme, süpürüş.
  5169. süpüte: Kaliteli keten bezi.
  5170. sür'et: a. Sürat, çabukluk, acele.
  5171. sür'etlik: Süratli, çabuk, acele.
  5172. sürdürmek: (sürmek'ten) İlerletmek, ileri çekmek.
  5173. sürdürüsh: İlerletme, ileriye çekme.
  5174. süre: a. din. Sure.
  5175. sürenjan: Bir tür bitki.
  5176. süretchi: a.u. Resimci.
  5177. süretchilik: a.u. Resimcilik.
  5178. süretxana: a.f. Resimhane.
  5179. süretlenmek: a.u. Belirlenmek, açıklanmak.
  5180. süretlesh: a.u. Belirleme, teressüm etme, açığa çıkarma.
  5181. süretlik: a.u. Resimli. Süretlik zhurnal – Resimli dergi (mecmua).
  5182. süretlinish: Belirlenme, açıklanma.
  5183. sürge: Müshil, iç sürdürücü.
  5184. sürgösh: İslenmiş et, kurutulmuş et.
  5185. sürgü: bk. sürge. Ich sürgü – İç sürdürücü.
  5186. sürgün: Sürgün. Sürgün qilmaq – Sürgüne göndermek. Sürgünde bolmaq – Sürgünde olmak.
  5187. sürgündi: Sürgün, sürgünde bulunan.
  5188. sürgüzmek: Ich sürgüzmek İç sürdürmek.
  5189. sürgüzüsh: bk. sürgüzmek.
  5190. sürkelmek: Yanaşmak, sürülmek, ovulmak. Söymigen'ge sürkelme – Sevmeyene yanaşma.
  5191. sürkenmek: Yanaşmak, dokunmak.
  5192. sürkesh: Sürme, ovma.
  5193. sürkimek: Sürmek, ovmak. Nangha may sürkeng – Ekmeğe yağ sürün.
  5194. sürkügüch: Traş fırçası.
  5195. sürkülüsh: Yanaşma, sürülme, ovulma.
  5196. sürkünüsh: Yanaşma, dokunma.
  5197. sürlen'gen: İslenmiş, kurumuş.
  5198. sürlenmek: İslenmek, kurumak.
  5199. sürlesh: İsleme, kurutma. Chöp sürlesh – Ot kurutma.
  5200. sürletmek: (sürlimek'ten) İsletmek, iste kurutturmak.
  5201. sürlimek: İslemek, kurutmak. Chöp sürlimek – Ot kurutmak.
  5202. sürlük: Asık suratlı, heybetli, gösterişli. Kishige sürlük körünüdu – Kişiye gösterişli görünür.
  5203. sürlütüsh: İslettirme, iste kurutturma.
  5204. sürme: Sürme. Sürme qoymaq – Sürme çekmek. Sürme téshi – Sürme taşı.
  5205. sürmek: Sürmek, dehlemek, acele ettirmek. Dalgha sürmek – İleri sürmek. Arkigha sürmek – Geriye sürmek. Sürüp chiqarmaq – İtip çıkarmak. Ich sürmek – İç sürmek. Ichim sürüp ketti – İçim sürdü. U sürmini közige sürdi – O sürmeyi gözüne çekti. Közümge sürey – Gözüme çekeyim. Upa sürmek – Pudra sürmek. Xiyal sürmek – Hayal etmek; hayala dalmak. Keyp-sapa sürmek – Keyif sefa sürmek.
  5206. sürtküch: Paçavra; kadınların pılı pırtısı.
  5207. sürtmek: Silmek, kurulamak. Yüzni sürtmeq – Yüzü kurulamak. Köz yéshini sürtmek – Gözyaşını silmek.
  5208. sürtülmek: Silinmek, kurulanmak.
  5209. sürtülüsh: Silinme, kurulanma.
  5210. sürtünüsh: İslenme, kuruma.
  5211. sürtüwetmek: Silivermek, kurulayıvermek.
  5212. sürtüwétish: Siliverme, kurulayıverme.
  5213. sürtüsh: Silme, kurulama.
  5214. sürülmek: Sürülmek. Algha sürülmek – İleri sürülmek. Arqigha sürülmek – Geriye sürülmek.
  5215. sürülüsh: Sürülme.
  5216. sürün: Serin. Sürün yer – Serin yer.
  5217. süründesh: ağ. Serinleş. bk. salqinlash.
  5218. süründimek: Serinlemek.
  5219. sürüsh: Sürüş, sürmek.
  5220. sürüshte: Soruşturma. Sürüshte qilmaq – Soruşturmak.
  5221. sürüshtürmek: Soruşturmak, takip etmek, aramak.
  5222. sürüshtürüsh: Soruşturma, takip etme, arama.
  5223. sürütmek: Sürüklemek, sürümek.
  5224. sürütüsh: Sürükleme, sürüme.
  5225. süt: Süt. Süt emgüchi – Süt emen. Süt saqquchi – Süt sağan.
  5226. sütchilik: Sütçülük. Sütchilik férmisi – Süt çiftliği.
  5227. sütxor: u.f. Murabahacı, tefeci.
  5228. sütxorek: u.f. Süt emen.
  5229. sütxorluq: u.f.u. Murabahacılık, tefecilik.
  5230. sütlesh: Süt karıştırma.
  5231. sütligen: bot. Sütleğen.
  5232. sütlimek: Süt karıştırmak. Chayni sütlep iching – Çayı süt karıştırarak için.
  5233. sütlük: Sütlü. Sütlük siyir – Sütlü inek. Sütlük ot – bot. devedikeni.
  5234. süwe: a. bk. sübhi.
  5235. süydük: bk. siydik.
  5236. süyek: bk. söngek.
  5237. süyeklik: Kemikli 2. İriyarı, iri yapılı. Süyektik yigit – İriyarı yiğit; iri yapılı delikanlı.
  5238. süyeksiz: Kemiksiz.
  5239. süyem: Karış. Bir süyem yer – Bir karış toprak.
  5240. süyench: Dayanak, dayangaç, destek, istinatgah.
  5241. süyenchi: bk. süyench.
  5242. süyendürmek: (süyenmek'ten) Dayandırmak.
  5243. süyendürüsh: Dayandırma.
  5244. süyenmek: Dayanmak.
  5245. süyesh: Dayama, direme 2. Yardım etme, destekleme.
  5246. süyge: ağ. bk. sürge.
  5247. süygenlik: Sevgi, aşk, sevda. Bu chin qöngüldin süygenlik bolmaydu – Bu gerçek bir sevgi olamaz.
  5248. süygülük: Sevgili, göz bebeği.
  5249. süykesh: bk. sürkesh.
  5250. süylesh: Acele ettirme, sıkıştırma.
  5251. süylimek: Acele ettirmek, sıkıştırmak.
  5252. süymek: Sevmek. Süygünüm – Sevgilim. 2. Öpmek.
  5253. süyülmek: Sevilmek.
  5254. süyülüsh: Sevilme.
  5255. süyümchan: Şıpsevdi, tez vurulur.
  5256. süyümchanliq: Şıpsevdi olma hali.
  5257. süyümek: Dayamak, diremek 2. Yardım etmek, desteklemek.
  5258. süyümlük: Sevimli, cazibeli.
  5259. süyünch: Sevinç, neşe.
  5260. süyünche: Müjde. Süyünchige néme berisen? – Müjde için ne vereceksin?
  5261. süyünchlük: Sevinçli, sevindirici.
  5262. süyündürmek: Sevindirmek.
  5263. süyündürüsh: Sevindirme.
  5264. süyünerlik: Sevinçli, sevindirici. Süyünerlik xeber – Sevinçli haber.
  5265. süyünmek: Sevinmek.
  5266. süyünüshmek: Sevinişmek, beraber sevinmek.
  5267. süyünüshüsh: Sevinişme, beraber sevinme.
  5268. süyüshmek: Sevişmek 2. Öpüşmek.
  5269. süyüshüsh: Sevişme 2. Öpüşme.
  5270. süzek: bk. söngzek.
  5271. süzge: Tarak.
  5272. süzgüch: Süzgeç.
  5273. süzme: Peynir; süzülerek suyu çıkarılmış yoğurt.
  5274. süzük: Duru, şeffaf, temiz. Süzük su – Duru su.
  5275. süzüklük: Duruluk, şeffaflık.
  5276. süzüldürmek: Durulamak.
  5277. süzüldürüsh: Durulama.
  5278. süzüwalmaq: Süzmek.
  5279. süzüwélish: Süzme, süzmek işi.
  5280. sha: Donakalmışlık. Sha bolmaq – Dona kalmak.
  5281. shaban: a. bk. sheban.
  5282. shad: Memnun, sevinçli, neşeli. Shad etmek – Memnun etmek, sevindirmek. Shad bolmaq – Sevinmek.
  5283. shad-xuram: f. Neşeli, sevinçli, memnun. Shad-xuram yashimaq – Neşeli yaşamak.
  5284. shada: Pamuk sapı.
  5285. shadapachaq: Sırık gibi, ince bacaklı.
  5286. shadiyane: Neşeli, sevinçli, memnun.
  5287. shadlandurmaq: Neşelendirmek.
  5288. shadlanmaq: Neşelenmek, sevinmek, memnun olmak.
  5289. shadliq: Neşelilik.
  5290. shadman: f. Neşeli, sevinçli, memnun. Shadman bolmaq – Neşeli olmak, sevinmek.
  5291. shadmanliq: f.u. Neşelilik.
  5292. shagirt: f. Öğrenci, şagirt.
  5293. shagirtliq: f.u. Öğrencilik, şagirtlik.
  5294. shagha: tar. Vali, bölge sorumlusu.
  5295. shah: f. Şah.
  5296. shahadet: a. Şahadet. Shahadet bermek – Şahit olmak. Shahadet barmighi – Şahadet parmağı.
  5297. shahadetname: Şahadetname.
  5298. shahane: f. Şahane.
  5299. shahinshah: f. Şahinşah, şahlar şahı.
  5300. shahinshahliq: Şahinşahlık.
  5301. shahitlik: a.u. Şahitlik.
  5302. shahitliq: a.u. Şahitlik. Shahitliq qilmaq – Şahitlik yapmak.
  5303. shahliq: f.u. Şahlık. Uning shahliq dewride – Onun şahlık devrinde.
  5304. shahmatchi: f.u. Satranççı.
  5305. shahmet: f. Şahmat, satranç. Shahmat oynimaq – Satranç oynamak.
  5306. Shahname: f. Şahname.
  5307. shahzade: f. Şahzade. Shahzadixan – f.u. Prenses.
  5308. shax: f. Dal, budak, salkım, kol.
  5309. shaxar: Potas.
  5310. shaxarimaq: Dallanmak, budak sürmek.
  5311. shaxarliq: Alkalik. Shaxarliq su – Alkalik su.
  5312. shaxinek: ağ. bk. oymaq.
  5313. shaxlanmaq: Dallanmak, budaklanmak, salkımlanmak.
  5314. shaxlash: Dallanma, budaklanma.
  5315. shaxliq: Dallı, budaklı, salkımh.
  5316. shaxlimaq: Dallanmak, budaklanmak.
  5317. shaxsiz: f.u. Dalsız, budaksız.
  5318. shair: a. Şair.
  5319. shairane: a.f. Şairane, şairce.
  5320. shaire: a. Şair kadın.
  5321. shairlik: Şairlik. Shairlik qilmaq – Şairlik yapmak.
  5322. shakal: Deri, kabuk (-ğu). Tuxum shakili – Yumurta kabuğu.
  5323. shakalliq: Kabuk yeri; kabuklu; kabukluk.
  5324. shakarap: bk. shakirap.
  5325. shakilat: r. Çikolata.
  5326. shakirap: f. Fazla tuzlu; tuzlu.
  5327. shaqal: ağ. bk. shakal.
  5328. shaqqida: Hemen, anında.
  5329. shaqla: Şak diye vuruş.
  5330. shala: Tükürük, salya.
  5331. shalaq: bk. shallaq.
  5332. shalaqqide: Pat diye. Shalaqqide yiqilmaq – Pat diye düşmek.
  5333. shalaqlash: Vurulma, çarpılma, çalkalanma.
  5334. shalaqlatmaq: (shalaqlimaq'tan) Vurmak, çarpmak, çalkalandırmak.
  5335. shalaqliq: Özensizlik, itinasızlık, ihmalkarlık.
  5336. shalaqlimaq: Vurulmak, çarpılmak, çalkalanmak.
  5337. shalaqlitish: Vurma, çarpma, çalkalandmna.
  5338. shalang: Seyrek, koyu olmayan. Shalang chach – Seyrek saç. Shalang uchraydghan nerse – Seyrek karşılaşılan nesne; Nadir bulunan şey.
  5339. shalang-shalang: Zaman zaman, ara sıra, vakit buldukça.
  5340. shalanglanmaq: Seyrekleşmek.
  5341. shalanglash: Seyrekleşme.
  5342. shalanglashmaq: Seyrekleşmek. Hawaning shalanglashqan haliti – Havanın seyrekleşmiş hali.
  5343. shalanglashturmaq: (shalanglashmaq'tan) Seyrekleştirmek.
  5344. shalanglashturush: Seyreklmeştirme.
  5345. shalanglatmaq: (shalanglimaq'tan) Seyrekletmek.
  5346. shalangliq: Seyreklik.
  5347. shalanglimaq: Seyreklemek.
  5348. shalanglinish: Seyrekleşme.
  5349. shalanglishish: Seyrekleşme.
  5350. shalanglitish: Seyrekletme, seyrekleştirme.
  5351. shalaplimaq: Şapır şapır yemek.
  5352. shalche: Patika.
  5353. shaldam: Salyası akmak.
  5354. shaldama: Göğüslük; bebek göğüslüğü.
  5355. shaldap: Tef; bk. dap.
  5356. shaldiraq: Çıngıraklı. Shaldiraq yilan – Çıngıraklı yılan.
  5357. shaldirlash: Hışırdama.
  5358. shaldirlatmaq: (shaldirlimaq'tan) Hışırdatmak.
  5359. shaldirlimaq: Hışırdamak.
  5360. shaldirlitish: Hışırdatma.
  5361. shalwaq: Tükürük, salya.
  5362. shalwur: Şalvar, geniş pantalon.
  5363. shalgham: Şalgam.
  5364. shalghut: Melez, karışık.
  5365. shalghutlashmaq: Melezleşmek.
  5366. shalghutlashtunnaq: Melezleştirmek.
  5367. shalghutlashturush: Melezleştirme.
  5368. shalghutlishish: Melezleşme.
  5369. shalghutsiz: Kanşık olmayan, saf.
  5370. shali: f. Çeltik; bk. shal.
  5371. shallaq: Yaygaracı, gürültücü 2. Çapkın, hovada 3. Özensiz, ihmalkar 4. Kirli.
  5372. shallaqliq: Yaygaracılık 2. Özensizlik.
  5373. shalliq: Pirinç tarlası, pirinçlik.
  5374. shaltaq: Pis, çamur.
  5375. shaltaqliq: Pislik.
  5376. shalzar: f. Pirinç tarlası, pirinçlik.
  5377. shama: Çay posası.
  5378. shamal: a. Rüzgar, yel. Shamal soqti – Rüzgar esti. Shamal chiqti – Yel esmeye başladı.
  5379. shamaldimaq: a.u. bk. shamallimaq.
  5380. shamaldirimaq: a.u. Havalanmak.
  5381. shamaldurghuch: a.u. Kompresör. Bir at küchi quwwitige ége shamaldurghuch – Bir at gücüne sahip kompresör.
  5382. shamallanmaq: a.u. Havalanmak.
  5383. shamallash: a.u. 1. Soğuk alma 2. Havalanma.
  5384. shamallatmaq: (shamallimaq'tan) Havalandırmak.
  5385. shamalliq: a.u. Rüzgarlı, yelli.
  5386. shamallimaq: a.u. 1. Soğuk almak 2. Havalanmak.
  5387. shamallinish: a.u. Havalanma.
  5388. shamallitish: a.u. Havalandırma.
  5389. shamalsiz: a.u. Rüzgarsız, yeisiz.
  5390. shamalsizliq: a.u. Rüzgarsızlık, yelsizlik.
  5391. shamchi: a.u. Zanaatçı, esnaf.
  5392. shamchiraq: a.u. Mum, şamdan.
  5393. shamdal: a.f. bk. shamdan.
  5394. shamdan: a.f. Şamdan.
  5395. shamdighay: Vurucu, davulcu.
  5396. shamdighayliq: Vuruculuk, davulculuk.
  5397. shamparaq: Toprak vergisi.
  5398. shamyane: f. tar. Çadır, otak.
  5399. shan: a. Şan.
  5400. shan-sherep: Şan ve şeref. Qehrimanlirimizgha shan-sherepler bolsun! – Kahramanlarımıza şan ve şerefler olsun!
  5401. shangxo: ç. Şaka. Shangxo qilmaq – Şaka etmek.
  5402. shangxochi: ç.u. Şakacı.
  5403. shangzung: ç. tar. Başçavuş.
  5404. shanliq: a.u. Şanlı. Shanliq armiyimiz – Şanlı ordumuz.
  5405. shapaltaxlash: bk. kachatlash.
  5406. shapashang: Jonglör, hokkabaz.
  5407. shapilaq: Sille, tokat. Shapilaq urmaq – Tokat vurmak. Shapilaq yémek – Tokat yemek.
  5408. shapilaqlash: Tokatlama.
  5409. shapilaqlatmaq: (shapilaqlimaq'tan) Tokat vurdurmak, tokatlatmak.
  5410. shapilaqlimaq: Tokatlamak.
  5411. shapildash: bk. shapildimaq.
  5412. shapildatmaq: (shapildimaq'tan) Şapır şapır yemek. Shapilditip yémek – Şapır şapır yemek.
  5413. shapildimaq: Şapır şapır yemek.
  5414. shappida: Aniden, bir anda, kaşla göz arasında, şıp diye, göz açıp kapatana kadar. Shappida bérip kel – Şıp diye git gel.
  5415. shaptek: At qulaqlirini shaptek qildi – At kulaklarını dikti.
  5416. shaptul: f. Şeftali.
  5417. shaptula: f. Bak shaptul.
  5418. shar: r. Küre, yuvarlak. Yer shari – Yer küresi.
  5419. shar-shur: Hışırtı, şıkırtı. Shar-shur qilmaq – Şıkırdatmak, hışırdatmak.
  5420. sharax: Hışırtı, fışırtı.
  5421. sharax-shurux: Gürültü, velvele.
  5422. sharaxlash: Hışırdama.
  5423. sharaxlatmaq: (sharaxlimaq'tan) Ses çıkartmak, gürültü yapmak.
  5424. sharaxlimaq: Hışırdamak. Derexning yopurmaqliri sharaxlap turadu – Ağaç yaprakları hışırdıyor.
  5425. sharaxlitish: Ses çıkartma, gürültü yapma.
  5426. sharaq: Hışırtı, şıkırtı.
  5427. sharaq-shuruq: Hışırtı şıkırtı.
  5428. sharaqlash: Şıkırdama, hışırdama.
  5429. sharaqlatmaq: (sharaqlimaq'tan) Hışırdatmak, şıkırdatmak.
  5430. sharaqlimaq: Şıkırdamak, hışırdamak.
  5431. sharaqlitish: Hışırdatma, şıkırdatma.
  5432. sharap: a. Şarap. Haraq-sharap – Rakı ve şarap.
  5433. sharapet: a. Asillik, mertlik, şeref.
  5434. sharapetsiz: a.u. Şerefsiz, asil olmayan.
  5435. sharapetsizlik: a.u. Şerefsizlik, asilsizlik.
  5436. sharapxor: a.f. İçici, alkolik.
  5437. sharapxorluq: a.f.u. İçicilik, alkoliklik.
  5438. sharayit: a. Şart, koşul, ortam. Sharayit tughdurmaq – Oygun ortam yaratmak.
  5439. sharillimaq: Şarıldamak; şanl şarıl akmak.
  5440. sharqildash: Çatırdama, şakırdama.
  5441. sharqildimaq: Çatırdamak, şakırdamak.
  5442. sharqiraq: Gürültülü, şıkırtılı.
  5443. sharqiram: Şelale.
  5444. sharqirash: Şakırdama, gürüldeme.
  5445. sharqiratma: Şelale; bk. sharqiram.
  5446. sharqiratmaq: (sharqirimaq'tan) Gürüldetmek, şıkırdatmak.
  5447. sharqirimaq: Şakırdamak, gürüldemek. Sharqirap aqqan deryalar – Gürül gürül akan nehirler.
  5448. sharqiritish: Gürüldetme, şıkırdatma.
  5449. sharqun: ağ. bk. sharqiratmaq.
  5450. sharsiman: Küresel, yuvarlak biçiminde.
  5451. shart: takl. Çatırtı, çıtırtı. Yaghach shart étip ikkige bölündi – Ağaç çat diye ikiye bölündü.
  5452. shartta: Sertçe, şiddetle, hemen, derhal. U béshini sharttida kesip tashlidi – O başını hemen kesiverdi.
  5453. shat: f. bk. shad.
  5454. shatérek: f.u. Piramidal söğüt.
  5455. shatiwar: f.u. El tezgahı ile dokulan kumaş.
  5456. shatiwe: ağ. bk. shatiwar.
  5457. shatlanmaq: f.u. bk. shadlanmaq.
  5458. shawjyang: ç. Müdür, okul müdürü.
  5459. shawqun: Gürültü, yaygara. Shawqun kötermek – Yaygara etmek.
  5460. shawqun-süren: Gürültü, yaygara.
  5461. shawqunchi: Yaygaracı, gürültücü.
  5462. shawqunlashmaq: Müşterek gürültü yapmak.
  5463. shawqunluq: Gürültülü, debdebeli.
  5464. shawshyaw: ç. Binbaşı; bk. mayor.
  5465. shashqaq: Telaşlı, endişeli; bk. shashqilaq.
  5466. shashqaqliq: Telaşlılık, endişelilik.
  5467. shashqan: bk. chashqan.
  5468. shashqilaq: Telaşlı, endişeli; bk. shashqaq.
  5469. shashqilaqliq: Telaşlılık, endişelilik; bk. shashqaqliq.
  5470. shashqin: Acele, acil.
  5471. shashqinliq: Telaşlılık, endişelilik.
  5472. shashmaq: Acele etmek, telaşlanmak, şaşırmak.
  5473. shashmay-pishmay: Şaşırmadan, acele etmeden.
  5474. shashturmaq: Acele ettirmek, sıkıştırmak.
  5475. shayatun: ağ. bk. seyyare.
  5476. shayi: f. İpek kumaş.
  5477. shaytan: a. bk. sheytan.
  5478. she: f. bk. sheher.
  5479. sheban: a. Şaban.
  5480. shebha: Fıkra.
  5481. shebnem: f. Çiy. Shebnem chüshti – Çiy düştü. Shebnem kötürüldi – Çiy kalktı.
  5482. shebnemlik: f.u. Çiy düşme hali, çiy olma hali. Shebnemlik otlaq – Çiy düşmüş çayır.
  5483. shednem: f. bk. shebnem.
  5484. shehadet: a. bk. shahadet.
  5485. shehadetname: a.f. bk. shahadetname.
  5486. sheher: f. Şehir, kent.
  5487. sheherche: f. Şehirce, küçük kent.
  5488. sheherdash: f.u. Hemşehri, hemşeri.
  5489. sheherdashliq: f.u. Hemşerilik.
  5490. sheherlik: f.u. Şehirli.
  5491. shehla: a. Shehla köz – Büyük güzel göz; ceylan göz.
  5492. shehwet: Şehvet, şiddetli arzu.
  5493. shehwetlik: a.u. Şehvetli, kösnülü, cinsel ihtiraslı.
  5494. shehwetperest: a.f. Şehvetli, cinsel ihtiraslı.
  5495. shehwetperestlik: a.f.u. Şehvet, şehvetlilik, kösnü.
  5496. shexs: a. Şahıs. Birinchi shexs – Birinci şahıs.
  5497. shexsen: a. Şahsen.
  5498. shexsiy: a. Şahsî, özel. Shexsiy mülük – Özel mülk.
  5499. shexsiyet: a. Şahsiyet, kişilik.
  5500. shexsiyetchi: a.u. Bireyci, bencil, egoist.
  5501. shexsiyetchilik: a.u. Bireycilik.
  5502. shexsiyetperest: a.f. Bireycilik, bireyci.
  5503. shexsiyetperestlik: a.f.u. Bireycilik.
  5504. shek: a. Şüphe, vesvese. Hichqandaq shek yoq – Şüphesiz, şüphe götürmez.
  5505. shek-shübhe: a. Şüphe. Shek-shübhe yoq – Şüphesiz, kesin.
  5506. shekil: a. Şekil, biçim.
  5507. shekildash: a.u. Eşsesli, sesteş. Shekildash sözler – Eşsesli kelimeler.
  5508. shekildashliq: a.u. Eşseslilik, sesteşlik.
  5509. shekillendürmek: Biçimlendirmek, şekillendirmek, bir şekle sokmak.
  5510. shekillendürüsh: Şekillendiriş, şekillendirme, biçimlendirme.
  5511. shekillenmek: a.u. Şekillenmek, biçimlenmek.
  5512. shekillesh: a.u. Şekle sokma, biçimlendirme.
  5513. shekillimek: Şekle sokmak, biçimlendirmek.
  5514. shekillinish: Şekillenme, biçimlenme.
  5515. shekilsiz: a.u. Şekilsiz, biçimsiz.
  5516. shekilsizlik: a.u. Şekilsizlik, biçimsizlik.
  5517. shekilwaz: a.f. Şekilci, formalist.
  5518. shekilwazliq: a.f.u. Şekilcilik, formalistlik.
  5519. shekl: a. bk. shekil.
  5520. sheklenmek: a.u. Şüphe etmek, şüphelenmek. Men uningdin sheklinimen – Ben ondan şüpheleniyorum.
  5521. sheklik: a.u. Şüpheli.
  5522. sheklinish: a.u. Şüphe etme, şüphelenme.
  5523. sheksiz: a.u. Mutlak, tam, şüphesiz.
  5524. sheksizlik: a.u. Mutlaklık, pürüzsüz olarak, eksiksizlik.
  5525. sheqiqe: ağ. Yarımca, migren.
  5526. sheldem: f. Çiy; bk. shebnem.
  5527. shelper: ağ. Kızıl, kırmızı. Shelper reng – Kırmızı renk.
  5528. shemdan: a.f. bk. shamdan.
  5529. shemlem: f. ağ. bk. shebnem.
  5530. shems: a. Güneş.
  5531. shemshat: bot. Şimşir.
  5532. shemsher: f. Kılıç.
  5533. shen: a. Şan, şeref. Séning sheningge – Senin şerefine. Ademgerchilik shenige héch tnghri kelmeydu – İnsanlık şerefine hiç yakışmaz.
  5534. shenbe: f. Cumartesi.
  5535. shenbilik: f. u. Cumartesi için.
  5536. shepe: Belge, işaret. Shepe bermek – İşaret etmek.
  5537. shepeq: a. Güneş batarken ufuktaki kızıllık.
  5538. shepereng: f. zool. Yarasa.
  5539. shepirek: Zayıf, cılız, boş.
  5540. shepqet: a. Şefkat, acımak. Shepqet qiling – Acıyın.
  5541. shepqetlik: a.u. Şefkatli, acıyan.
  5542. shepqetsiz: a.u. Şefkatsiz, acımasız.
  5543. shepqetsizlik: a.u. Şefkatsizlik, acımasızlık.
  5544. shepshek: Geveze, çenebaz, boşboğaz. Shepshek adem – Geveze adam.
  5545. sher: f. bk. sheher.
  5546. sherap: a. bk. sharap.
  5547. sherbet: a. Şerbet.
  5548. sherbetlik: a.u. Tatlı, şekerli.
  5549. sherep: a. Şeref. Shan-sherepler bolsun! – Şan ve şerefler olsun!
  5550. shereplik: a.u. Şerefli.
  5551. sherepsiz: a.u. Şerefsiz.
  5552. sherepsizlik: Şerefsizlik.
  5553. sheret: a. İşaret, belge. Sheret qilmaq – İşaret etmek.
  5554. sherh: a. Şerh, izah.
  5555. sherhlenmek: a.u. Şerhlenmek, izahlanmak.
  5556. sherhlesh: a.u. Şerhleme, izah etme.
  5557. sherhlimek: a.u. Şerhlemek, izah etmek.
  5558. sherhlinish: a.u. Şerhlenme, izah edilme.
  5559. sheriet: a. Şeriat.
  5560. sherik: a. Ortak, şerik.
  5561. sherq: a. Doğu. Ottura Sherq – Orta Doğu. Uzaq Sherq – Uzak Doğu. Yéqin Sherq – Yakın Doğu. Sherq Tilliri Instituti – Doğu Dilleri Enstitüsü. Sherq xelqliri – Doğu halkları.
  5562. sherqi-jenubiy: Güney doğu.
  5563. sherqi-jenup: Güney doğu.
  5564. sherqi-shimal: Kuzey doğu.
  5565. sherqi-shimaliy: Kuzey doğu.
  5566. sherqiy: a. Doğuya ait, doğu.
  5567. sherqliq: a.u. Doğulu.
  5568. sherqshunas: Şerkşunas, şarkiyatçı, müsteşrik.
  5569. sherqshunasliq: Müsteşriklik. Sherqshunasliq Instituti – Müsteşriklik Enstitüsü; Şarkiyat Enstitüsü, Doğu Bilimleri Enstitüsü.
  5570. shermende: f. Utandırmak, ayıplamak, yüzünü kızartmak. Shermende bolmaq – Yüzü kızarmak, ayıplanmak.
  5571. shermendichilik: f.u. Yüzkarası, utandırıcı, ayıp.
  5572. shermet: Yaman, yiğit, cesur, çapkın.
  5573. shert: a. Şart. Shert qoymaq – Şart koymak. Kélishing shert – Gelmen şart. Shert péil – Şart fiil.
  5574. shert-sharayit: a. Ortam, durum, vaziyet, şartlar.
  5575. shertleshmek: a.u. Sözleşmek, anlaşmak, şartlaşmak.
  5576. shertlik: a.u. Şartlı.
  5577. shertlishish: Sözleşme, anlaşma.
  5578. shertname: Antlaşma, anlaşma. Shertname tüzmek – Anlaşma yapmak.
  5579. shertsiz: a.u. Şartsız. Shertsiz teslim – Şartsız teslim.
  5580. sherwet: a. bk. sherbet.
  5581. shetrenj: f. Satranç.
  5582. shewket: a. Şevket.
  5583. shewketlik: a.u. Şevketli.
  5584. shewksiz: a.u. Gevşek, uyuşuk, aldırmaz.
  5585. shewksizlik: a.u. Gevşeklik, uyuşukluk, aldırmazlık.
  5586. shewq: a. Gönül akması, merak.
  5587. shewqlendürmek: a.u. Meraklandırmak.
  5588. shewqlendürüsh: a.u. Meraklandırma.
  5589. shewqlenmek: a.u. Meraklanmak.
  5590. shewqli: a.u. Meraklı.
  5591. shewqlinish: a.u. Meraklanma, meraklanış.
  5592. shewwal: a. Şevval.
  5593. sheyda: f. Sevgi, aşık, tutkun, gönül vermiş. Sheyda bolmaq – Aşık olmak, gönlünü kaptırmak.
  5594. sheydaliq: f.u. Aşıklık, tutkunluk, aşık olma.
  5595. sheyge: ağ. bk. shu yerge.
  5596. sheyx: a. Şeyh.
  5597. sheyxliq: a.u. Şeyhlik.
  5598. sheyxul'islam: a. Şeyhülislam.
  5599. sheytan: a. Şeytan. Sheytan harwisi – Bisiklet.
  5600. sheytanchaq: Bisiklet.
  5601. sheytanlanmaq: a.u. Hile yapmak, kurnazlık etmek.
  5602. sheytanliq: a.u. Şeytanlık, hile. Sheytanliq qilmaq – Şeytanlık etmek.
  5603. sheytanlinish: a.u. Hile yapma, kurnazlık etme.
  5604. shiar: a. bk. shuar.
  5605. shiblit: r. Ayakkabı.
  5606. shiddet: a. Şiddet. Shiddet bilen – Şiddet ile.
  5607. shiddetlenmek: a.u. Şiddetlenmek.
  5608. shiddetlik: a.u. Şiddetli.
  5609. shiddetlinish: a.u. Şiddetlenme.
  5610. shie: a. din. Şii.
  5611. shifen: ç. Pedagoji, eğitim bilimi. Shifen shöyen – Eğitim fakültesi.
  5612. shix: Surat.
  5613. shijaet: a. Cesaret, yüreklilik.
  5614. shijaetlik: a.u. Cesur, cesaretli, yürekli.
  5615. shikar: Av, avlanma. Shikarga chiqmaq – Ava çıkmak.
  5616. shikayet: a. Şikayet. Shikayet qilmaq – Şikayet etmek.
  5617. shikayetchi: a.u. Şikayetçi.
  5618. shike: bk. shéker.
  5619. shikel: ağ. bk. kishen.
  5620. shilash: ç.u. Karıştırma.
  5621. shildir: Taklidî ses. Shildir etmek – Hışırdatmak, hışıldamak, fışırdamak.
  5622. shildir-shildir: takl. Sürekli şırıltı, sürekli fışırtı. Yopurmaqlar shildir-shildir qilidu – Yapraklar sürekli fışırtı yapıyor.
  5623. shildirlatmaq: (shildirlimaq'tan) Şarıldatmak, fışırdatmak.
  5624. shildirlimaq: Çınlamak, tınlamak, şangırdamak, şingırdamak.
  5625. shildirlitish: Şıkırdatma, tıngırdatma, şıngırdatma.
  5626. shildishap: ağ. bk. kirlik.
  5627. shildurmaq: Soydurmak, sıyırtmak.
  5628. shildurtmaq: Soydurtmak, sıyırttırmak.
  5629. shildurtush: Soydurtma, sıyırttırma.
  5630. shildurush: Soydurma, sıyırtma.
  5631. shiligey: ağ. bk. shaldama.
  5632. shilimaq: ç.u. Karıştırmak.
  5633. shilimlash: Yapıştıncı sürme.
  5634. shilimlimaq: Yapıştıncı sürmek.
  5635. shilimshiq: Sümük.
  5636. shilimshiqlanmaq: Sümük hale gelmek.
  5637. shilish: Soyma, sıyırma.
  5638. shilk-shilk: takl. Şak şak.
  5639. shilq: takl. Şak şak. Shilq etmek – Şak şak vurmak.
  5640. shillash: ağ. bk. showa.
  5641. shilmaq: Soymak, sıyırmak.
  5642. shilt: takl. shilt etmek Şıkırdamak, şıngırdamak.
  5643. shiltimek: Sallamak.
  5644. shiltish: Sallama.
  5645. shilupshap: ağ. bk. palaz.
  5646. shilwe: Lapa, bulamaç.
  5647. shilwigürüch: bk. shilwe.
  5648. shim: Pantolon.
  5649. shimal: a. Kuzey.
  5650. shimali-gherp: a. Kuzey batı.
  5651. shimali-sherq: a. Kuzey doğu.
  5652. shimaylanmaq: Sıvanmak.
  5653. shimes: ağ. bk. eltire.
  5654. shimishke: r. Çekirdek; ayçiçeği çekirdeği.
  5655. shina: Takoz.
  5656. shinaq: ağ. bk. sinaq.
  5657. shine: ağ. bk. shirne.
  5658. shing: ç. Ölçü birimi, küçük sandıkla yapılan hecim ölçüsü. Tahıl ölçüsünde kullanılır.
  5659. shingli: ç. Bagaj, yük.
  5660. shinxey: ç. Shinxey inqilabi – Milliyetçi Çin Cumhuriyeti'nin kuruluşuna yol açan 1911 Çin Devrimi.
  5661. shintaymaq: Ucu çıkmak, dışarı fırlamak, dikilip durmak.
  5662. ship: ağ. bk. yip.
  5663. shipa: a. Şifa. Shipa bermek – Şifa vermek. Shipa tapmaq – Şifa bulmak.
  5664. shipaxana: a.f. Hastahane.
  5665. shipalanmaq: a.u. İyileşmek, sıhhati düzelmek.
  5666. shipaliq: Şifalı, şifalık, şifa veren. Shipaliq su – Şifalı su.
  5667. shipalinish: İyileşme, sıhhati düzelme.
  5668. shipang: ç. Paviyon.
  5669. shipanglash: Sallanma.
  5670. shipanglatmaq: (shipanglimaq'tan) Sallamak.
  5671. shipanglimaq: Sallanmak.
  5672. shiperek: zool. bk. shepereng.
  5673. shipildash: Hışırdama, hışıldama, fışırdama.
  5674. shipildatmaq: (shipildimaq'tan) Hışırdatmak, hışıldatmak, fışırdatmak.
  5675. shipildimaq: Hışırdamak, hışıldamak, fışırdamak.
  5676. shipilditish: Hışırdatma, hışıldatma, fışırdatma.
  5677. shipingshitish: Sallama.
  5678. shipingshitmaq: Sallamak.
  5679. shipirlash: Fısıltı, fışırtı, hışırtı.
  5680. shipirlimaq: Fısıldamak, fışırdamak.
  5681. shir: f. zool. Arıslan. Shirdek – Arıslan gibi.
  5682. shiraq: Bacak. Bash-shiraq – Baş ve bacak.
  5683. shirchay: Sütlü çay.
  5684. shirdak: Hayvanların altına serilen saman.
  5685. shirelenmek: f.u. Olgunlaşmak, tanelenmek.
  5686. shirem: Shirem jeddi – Uzak akraba.
  5687. shiriq: Dikişli. Shiriq chapan – Dikişli palto.
  5688. shiriqlimaq: Uzaklardan duyulan ses, kuytu.
  5689. shirildaq: Ufak tefek, önemsiz.
  5690. shirildimaq: Şırıldamak.
  5691. shirilik: f.u. Tatlı, şekerli.
  5692. shirilimek: f.u. Şekerli hale getirmek.
  5693. shirilinish: f.u. Olgunlaşma, tanelenme.
  5694. shirimaq: Dikmek. Yotqan shirimaq – Yorgan dikmek.
  5695. shirin: f. Şirin, tatlı. Shirin söz – Tatlı söz. Shirin sözlük – Tatlı sözlü.
  5696. shirinxor: f. Tatlıya düşkün.
  5697. shirinlik: f.u. Tatlılık.
  5698. shirish: Dikme, dikiş.
  5699. shirket: a. Şirket. Soda shirkiti – Ticaret şirketi. Sanaet shirkiti – Sanayi şirketi.
  5700. shirketchilik: a.u. Ortaklık hali. Dölet bilen xususiler shirketchiligi – Devlet ve özel kişiler ortaklığı.
  5701. shirkeyip: f.a. Çok neşeli.
  5702. shirne: Balözü, nektar. Üzüm shirnisi – Üzüm balözü.
  5703. shirtildaq: Çatırtı, patırtı.
  5704. shirtildatmaq: (shirtildimaq'tan) Cıvıldatmak, cırcır ettirmek, çatırdatmak.
  5705. shirtildimaq: Çatırdamak.
  5706. shiteyze: ç. Sahne, varyete.
  5707. shiwir: Fısıltı, fısıldama.
  5708. shiwir-shiwir: Fısıltı. Shiwir-shiwir sözleshmek – Fısıldaşmak.
  5709. shiwirghan: Kar fırtınası.
  5710. shiwirghanliq: Fırtınalı. Shiwirghanliq soghuq – Fırtınalı soğuk.
  5711. shiwirlash: Fısıldama.
  5712. shiwirlashmaq: Fısıldaşmak.
  5713. shiwirlimaq: Fısıldamak.
  5714. shiwirlishish: Fısıldaşma.
  5715. shodaymaq: Dimdik durmak, çıkmak, dışarı fırlamak, ucu çıkmak.
  5716. shoduyush: Dimdik durma, çıkış, dışarı fırlama, ucu çıkma.
  5717. shofang: ç. bk. shopang.
  5718. shox: f. Yaramaz, afacan, haylaz.
  5719. shoxla: ağ. Domates.
  5720. shoxlanmaq: f.u. Yaramazlık etmek, numara yapmak.
  5721. shoxluq: f.u. Yaramazlık, çapkınlık. Shoxluq qilmaq – Yaramazlık yapmak.
  5722. shoxlunush: f.u. Yaramazlmık etme, numara yapma.
  5723. shoxshumaq: Çekilmek, gerilemek.
  5724. shoxshush: Çekilme, gerileme.
  5725. shoxula: ç. Frenk üzümü.
  5726. shoköl: ağ. bk. arishang.
  5727. shoq: f. bk. shox.
  5728. sholugh: ağ. bk. shorluq.
  5729. sholuq: ağ. bk. shorluq.
  5730. shondaq: ağ. bk. shundaq.
  5731. shopang: ç. Rakı fabrikası.
  5732. shopqa: ağ. bk. zenjiwil.
  5733. shopur: r. Şoför.
  5734. shora: Geçme, geçid.
  5735. shoralmaq: Emilmek.
  5736. shorash: Emme, içine çekme.
  5737. shoratquzmaq: bk. shoratmaq.
  5738. shoratmaq: (shorimaq'tan) Emdirmek.
  5739. shorighuchi: Emen, içine çeken. Qan shorighuchi – Kan içici, kan emen, gaddar, hunhar.
  5740. shorimaq: Emmek, içine çekmek.
  5741. shorlaq: Tuzlak arazi.
  5742. shorlang: Tuzlak arazi.
  5743. shorlatmaq: Mutsuz etmek, zor durumda bırakmak.
  5744. shorluqluq: Bahtsızlık, mutsuzluk, zavallılık.
  5745. shorpa: Çorba.
  5746. shorpichi: Çorbacı.
  5747. shortan: Turna balığı.
  5748. shortang: Tuzlak arazi.
  5749. shortangliq: Tuzlak arazi.
  5750. shortumshuq: İnatçı adam, harın 2. Kötü, kindar, öfkeli.
  5751. shortumshuqluq: İnatçı olma hali 2. Kötülük, kindarlık.
  5752. shorughuchi: Emen.
  5753. shoruq: Çivi, kafriçe.
  5754. shorutush: Emdirme, içine çektirme.
  5755. shorwa: bk. shorpa.
  5756. shosey: ç. Yeşil salata.
  5757. shota: Merdiven, iskele.
  5758. shotka: bk. chotka.
  5759. showa: Çorba; bk. shorpa. Showa gürüch – Pirinç çorbası.
  5760. showichi: ağ. bk. shorpichi.
  5761. shoyla: Koyu pirinç çorbası.
  5762. shoyna: Kalın keten veya pamuk ipliği.
  5763. shwéd: İsveç. Shwéd ayili – İsveç kadını. Shwéd tili – İsveç dili.
  5764. Shwéytsariye: İsviçre.
  5765. shwéytsariyilik: İsviçreli.
  5766. shé'ir: a. Şiir.
  5767. shé'iriy: a. Şiirsel. Shé'iriy eser – Şiirsel eser.
  5768. shé'iriyet: a. Şiirsel, şiire ait.
  5769. shéwe: f. Şive, dialekt, ağız.
  5770. shéghil: Kırma taş, çakıllı kum.
  5771. shéxil: bk. shéghil.
  5772. shéker: f. Şeker. Qum shéker – Toz şeker. Shéker qomush – Şeker kamışı.
  5773. shékerlik: f.u. Şekerli.
  5774. shékernan: f. Bisküvi.
  5775. shékerpélek: f. Tatlı bir kavun türü.
  5776. shékersuyu: f.u. Bir kavun türü.
  5777. shérikchilik: a.u. Ortaklık. Hökümet bilen xususilar shérikchiligi – Özel ve kamu ortaklığı; Özel ve devlet ortaklığı.
  5778. shérikleshmek: Ortak olmak.
  5779. shériklik: bk. shérikchilik.
  5780. shériklishish: Ortak olma.
  5781. shérip: a. Şerif.
  5782. shéshildurmaq: (shéshilmaq'tan) Acele ettirmek, sıkıştırmak, şaşırtmak.
  5783. shéshildurush: Acele ettirme, sıkıştırma, şaşırtma.
  5784. shéshilish: Acele etme, şaşırma.
  5785. shéshilmaq: Acele etmek, şaşırmak.
  5786. shéshilmay-pishmay: Acele etmeden, şaşırmadan.
  5787. shéship-piship: Acele olarak, müstacelen.
  5788. shétiq: Sürgün, ishal, emel, dizanteri.
  5789. shétil: Şakacı, alaycı.
  5790. shétillik: Şaklabanlık; şaka hali. Shétillik qilmaq – Şaka etmek; şaka söylemek.
  5791. shéyit: a. bk. shahit.
  5792. shöbe: a. Şube. Chaylarda shöbiler kurulmaqta – Oralarda şubeler kurulmakta.
  5793. shöhret: a. Şöhret, ün. Shöhret qazanmaq – Şöhret kazanmak. Shöhriti pütün dunyagha tarqalghan – Şöhreti dünyaca bilinmiş.
  5794. shöhretlenmek: a.u. Şöhretli olmak.
  5795. shöhretlik: a.u. Şöhretli.
  5796. shöhretlinish: a.u. Şöhretli olma.
  5797. shöhretperest: a.u. İkbalperest, şöhret düşkünü.
  5798. shöhretperestlik: a.f.u. İkbalperestlik, şöhret düşkünlüğü.
  5799. shöhretsiz: a.u. Şöhretsiz.
  5800. shöhretsizlik: a.u. Şöhretsizlik.
  5801. shölgey: Tükürük, saly.
  5802. shölgeylenmek: Tükürük çıkması; tükürüklü hale gelmek.
  5803. shölgeylik: Tükürüklü.
  5804. shölümdesh: Tükürükleme, tükürükleş.
  5805. shölümdimek: Tükürüklemek.
  5806. shöpük: Kabuk. Alma shöpükliri – Elma kabuklan.
  5807. shtap: r. Karargah. Shtap bashlighi – Kurmay; erkan-ı harp. Bash shtap – Baş karargah.
  5808. shtat: r. Kadro.
  5809. shtatliq: r.u. Kadrolu.
  5810. shu: Şu. Shu yerde – Şurada. Shu yerge – Şuraya. Shu yerdin – Şuradan. Shu keder – Şu kadar. Shuning bilen – Şununla. Shuning bilen bille – Şununla beraber. Shu seweplik – Şu sebeple. Shu chaghda – Şu zaman, o zaman. Shuning üchün – Şunun için. Shuningdek – Şunun gibi. Shu kemgiche – Şu ana kadar. Shu kün'giche – Şu güne kadar. Shu chaqqiche – Şu ana kadar. Shu arida – Şu arada.
  5811. shuar: a. Şiar, slogan.
  5812. shuarperest: a.f. Slogan atmayı seven.
  5813. shuarperestlik: a.f.u. Slogan atmayı sevme hali.
  5814. shughul: a. Meşgul, iş.
  5815. shughullandurmaq: a.u. Meşgul etmek.
  5816. shughullandurush: a.u. Meşgul etme.
  5817. shughullanmaq: a.u. Meşgul olmak.
  5818. shughullunush: Meşgul olma.
  5819. shuji: ç. Parti sekreteri. Partiye komitéti shujisi – Parti komitesi sekreteri.
  5820. shujiliq: ç.u. Sekreterlik. U ülkilik partiye komitétining shujilighi wezipiside bolghan – O eyalet parti komitesinin sekreterlik görevinde bulunmuş.
  5821. shukemgiche: Şu ana kadar.
  5822. shukemgichilik: Şu ana kadar.
  5823. shuquri: ağ. bk. yuqiri.
  5824. shuqush: ağ. bk. yuqush.
  5825. shul: bk. shu.
  5826. shulu: Şoyla.
  5827. shuluqlimaq: Dalgalanmak, karışmak, kargaşalık.
  5828. shum: İç karartıcı, meşum, uğursuz.
  5829. shumbuya: Kavunun köküne çıkan parazit bitki. Qoghunluqni shumbuya basti – Kavunluğu parazit bitki bastı.
  5830. shumlanmaq: Heyecanlanmak, telaşlanmak, tedirgin olmak, oynak olmak.
  5831. shumluq: Dert, bela, uğursuzluk, afet, felâket.
  5832. shumlunush: Heyecanlanma, telaşlanma, tedirgin olma, oynak olma.
  5833. shumsha: bot. Eğreltiotu.
  5834. shunche: O kadar, şu kadar.
  5835. shunchilik: Şu kadar. Shunchilik waxt – İçide şu kadar vakit içinde.
  5836. shunchiwala: Şu kadar, o kadar. Néme shunchiwala warqiraysen? – Niye o kadar bağırıyorsun?
  5837. shunchuwala: f. bk. shunchiwala.
  5838. shunda: Şurada.
  5839. shundagh: ağ. bk. shundaq.
  5840. shundaq: Şöyle. Shundaq qilip – Şu halde. Shundaq bolsun – Şöyle olsun. Shundaq bolsimu – Şöyle olsa da. Shundaq bolghandila – Sadece şöyle olduğu halde. Shundaqmu? – Şöyle mi?
  5841. shundaqche: Şu halde, şöylece.
  5842. shundaqla: Şu halde, sadece şöyle, şunun gibi, aynı.
  5843. shundaqliqtin: Şöyle olduktan.
  5844. shundaqtimu: Şöyle olduğu halde.
  5845. shunday: ağ. bk. shundaq.
  5846. shundin: Şundan. Shundin tartip – Şundan başlayarak.
  5847. shung: Filiz.
  5848. shunga: Onun içiendir ki; ondan dolayıdır ki.
  5849. shungghuchi: Pike bombardıman uçağı.
  5850. shungghumaq: Dalmak.
  5851. shungghush: Dalma, dalış.
  5852. shungghutmaq: (shungghumaq'tan) Batırmak, daldırmak, banmak.
  5853. shungghutush: Batırma, daldırma, banma.
  5854. shungqar: Doğan, şahin. Shungqarim – Şahinim.
  5855. shunglashqa: Şunun için.
  5856. shuningda: Şunda.
  5857. shuningdek: Şunun gibi.
  5858. shuningdin: Şundan. Shuningdin kéyin – Şundan sonra.
  5859. shuninggha: Şuna, şunun için. Shuninggha uxshash – Şuna benzer. Shuninggha uxshash ademler – Şunun gibi adamlar. Shuninggha qarimastin – Şuna bakmadan.
  5860. shuningki: Şununki. Bu hem shuningki – Bu da şununki. Shuningkidek – Şununki gibi.
  5861. shupurmaq: ağ. bk. yopurmaq.
  5862. shura: f. Şura, meclis.
  5863. shurdaq: Yara izi, bere.
  5864. shurghan: bk. shiwirghan.
  5865. shuruq: Tomruk (-ğu), kütük (-ğü).
  5866. shuta: bk. shota.
  5867. shutu: ağ. bk. shota.
  5868. shuwaq: bot. Pelin, akpelin.
  5869. shuwede: ağ. Şurada.
  5870. shuwedin: ağ. Şuradan.
  5871. shuwege: ağ. Şuraya.
  5872. shuwurghan: bk. shiwirghan.
  5873. shuwurmaq: Süpürmek, kaldırmak (tipi).
  5874. shuwurush: bk. shuwurmaq.
  5875. shübhe: a. Şüphe. Shübhe qozghimaq – Şüphelendirmek. Shübhige chüshmek – Şüphelenmek. Shübhem bar – Şüphem var. Shübhem yoq – Şüphem yok. Shübhide qalmaq – Şüphelenmek. Méning u kishide shübhem bar – Ben o kişiden şüpheleniyorum. Shek-shübhe – Şüphe.
  5876. shübhilen'güch: a.u. İtimatsız, şüpheci.
  5877. shübhilendürmek: a.u. Şüphelendirmek.
  5878. shübhilendürüsh: a.u. Şüphelendiriş, şüphelendirme.
  5879. shübhilik: a.u. Şüpheli. Shübhilik adem – Şüpheli adam. Shübhilik ish – Şüpheli iş.
  5880. shübhilinish: a.u. Şüphelenme.
  5881. shübhisiz: a.u. Şüphesiz.
  5882. shübhisizlik: a.u. Şüphesizlik.
  5883. shühret: a. bk. shöhret.
  5884. shük-shük: Sakin, sessiz, hareketsiz.
  5885. shüklesh: ağ. bk. yüklesh.
  5886. shüklük: Sakinlik, sessizlik.
  5887. shükür: a. Şükür. Xudagha shükür – Allaha şükür.
  5888. shülgey: bk. shölgey.
  5889. shülle: ağ. bk. shoyla.
  5890. shümdürmek: Saplamak, batırmak.
  5891. shümdürüsh: Saplama, batırma.
  5892. shümek: Musluk.
  5893. shümermek: Emmek, içine çekmek.
  5894. shümesh: Emme, emiş, şümimek; bk. shümmek.
  5895. shümmek: Emmek, içine çekmek.
  5896. shümsheygen: Sırtı hafifçe kamburlaşmış.
  5897. shümsheymek: Sırtını hafifçe kamburlaştırmak.
  5898. shümsheytmek: Sırtını hafifçe kamburlaştırtmak.
  5899. shümshüyüsh: Sırtını hafifçe kamburlaştırma.
  5900. shümüdeklesh: Sıvama, çemreme.
  5901. shümüdeklimek: Sıvamak, çemremek.
  5902. shümürüsh: Emme, içine çekme.
  5903. shümüsh: Emme, içine çekme.
  5904. shüp-shük: Sakin, sessiz. Shüp-shük olturmaq – Sessiz oturmak.
  5905. shüphilenmek: a.u. Şüphelenmek.
  5906. shürkünmek: Üşünmek, ürpermek.
  5907. shürkünüsh: Üşüme, ürperme.
  5908. shürmel: Buz çözümü.
  5909. shüwe: ağ. bk. chile.