Türk Bitig: Uygur Türkçesi Sözlüğü - HL



Uygur Türkçesi Sözlüğü

  1. hadash: ağ. bk. yadash.
  2. hadis: a. Tuhaf, garip, acayip.
  3. hadise: a. Hadise, olay.
  4. haduq: bk. harduq.
  5. hafiz: a. Hafız.
  6. haga: a. ağ. bk. hawa.
  7. haganchi: ağ. bk. hawanche.
  8. hajet: a. Hacet, ihtiyaç. Hajiti yoq – İhtiyacı yok.
  9. hajetxana: a.f. Tuvalet.
  10. hajetlik: a.u. Gerekli, ihtiyaçlı, lüzumlu. Hajetlik miqtarda – Gerekli miktarda.
  11. hajetmen: a.f. Muhtaç.
  12. hajetsiz: a.u. Gereksiz, lüzumsuz.
  13. haji: a. din. Hacı.
  14. hajiz: a. ağ. bk. ajiz.
  15. hak: f. Kireç. Chilanghan hak – Sulanmış kireç. Chilanmighan hak – Sulanmamış kireç.
  16. hakawur: Kibirli, kendini beğenmiş.
  17. hakawurluq: Kibirlilik; kendini beğenmişlik.
  18. hakim: a. Hakim.
  19. hakimiyet: a. Hakimiyet. Hakimiyet organliri – Hakimiyet kurumlan.
  20. hakimiyetsizlik: a.U Hakimiyetsizlik.
  21. hakimliq: a.u. Hakimlik. Hakimliq qilmaq – Hakimlik etmek.
  22. hakkak: f. ağ. bk. neqish.
  23. hakkakchi: f. ağ. bk. neqqash.
  24. haklatmaq: f.u. (haklimaq'tan) Badana yaptırmak.
  25. hakliq: f.u. Kireçli.
  26. haklimaq: f.u. Badana yapmak.
  27. haktash: f.u. Kireç.
  28. haqaret: a. Hakaret. Haqaret qilmaq – Hakaret etmek.
  29. haqaretligenlik: a.u. Hakaret etme hali.
  30. haqaretlik: Hakaretli.
  31. haqaretlimek: a.u. Hakaret etmek.
  32. hal-ehwal: a. Hal hatır. Hal-ehwal sorimaq – Hal hatır sormak.
  33. hala: ağ. bk. hoyla.
  34. halak: a. Ölüm, mahvolma, yok olma, yıkım. Halak qilmaq – Yok etmek; mahvetmek.
  35. halaket: a. Ölüm, mahvolma, yok olma, yıkım. Halaketke uchrimaq – Ölüm ile karşılaşmak.
  36. halaketlik: a.u. Mahvedici, felaketli, meşum, öldürücü, tehlikeli.
  37. halal: a. Helal. Halal mal – Helal mal. Halalim – Eşim; nikahlı eşim.
  38. halallash: a.u. Hak verme; temize çıkarma.
  39. halalliq: a.u. Namusluluk, doğruluk, dürüstlük, samimilik.
  40. halallimaq: a.u. Hak vermek; temize çıkarmak.
  41. halawet: a. Zevk, lezzet, rahat, mutlu. Japanimu, halawetnimu teng körmek – Meşakkati da, rahatı da beraber görmek.
  42. halawetlik: a.u. Lezzetli, zevkli, rahat, mutlu, hoşnut.
  43. halbuki: a.u. Halbuki, oysa.
  44. haldash: ağ. bk. aldash.
  45. halem: a. ağ. bk. alem.
  46. halet: a. Durum, vaziyet. U méni qiyin halette qaldurdi – O beni zor duruma soktu.
  47. halga: ağ. bk. halwa.
  48. halqa: a. Halka, çember; ortası boş daire.
  49. halqimaq: Geçmek, atlamak, üzerinden geçmek.
  50. halqish: ağ. bk. alqish.
  51. halliq: a.u. Varlıklı; hali vakti yerinde. Halliq aililer – Varlıklı aileler.
  52. halreng: Pembe renk.
  53. halsirash: Yorulma, yorgun düşme.
  54. halsiratmaq: (halsirimaq'tan) Yormak, kuvvetsizlendirmek.
  55. halsirimaq: Yorulmak, kuvvetsizlenmek; yorgun düşmek.
  56. halsiz: a.u. Yorgun, kuvvetsiz, zayıf.
  57. halsizlandurmaq: a.u. (halsizlanmaq'tan); bk. halsizlatmaq.
  58. halsizlanmaq: a.u. Kuvvetsizlenmek; yorgun düşmek.
  59. halsizlatmaq: (halsizlanmaq'tan) Yormak, zayıflatmak, yorgun düşürmek, kuvvetsizlendirmek.
  60. halsizlik: Kuvvetsizlik, yorgunluk.
  61. halwa: a. Helva.
  62. halwichi: a.u. Helvacı.
  63. hamacha: Teyze, hala.
  64. hamaqet: a. Aptal, ahmak, budala.
  65. hamaqetlik: a.u. Aptallık, ahmaklık, budalalık.
  66. haman: f. Hemen; hemen hemen.
  67. hamane: f. Ergeç, eninde sonunda, an, esna, bir anda. Hamane kelmeydu – Eninde sonunda gelmeyecek.
  68. hamanem: a.u. Hep bir, ergeç.
  69. hambal: a. bk. hammal.
  70. hamildar: a.f. Hamile, gebe. Hamildar bolmaq – Hamile olmak.
  71. hamildarliq: a.f.u. Hamilelik, gebelik.
  72. hamile: a. Hamile, gebe.
  73. hamiy: a. Hami, destekleyen, arka.
  74. hamiyliq: a.u. Hamilik. Hamiyliq körsetmek – Hamilik yapmak; desteklemek.
  75. hammal: a. Hamal, küfeci.
  76. hammam: a. Hamam. Hammamgha chüshmek – Hamama girmek.
  77. hammamchi: a.u. Hamamcı.
  78. hamut: f. ağ. bk. amut.
  79. han'git: zool. Akbaba.
  80. handiga: f. ağ. bk. handiwa.
  81. handiwa: Mala, sürgü.
  82. hang: Ağzı açık, mıymıntı.
  83. hang-tang: Şaşakalma. Hang-tang bolmaq – Şaşakalmak; aklı durmak.
  84. hangga: Erkek eşek.
  85. hanggit: bk. han'git.
  86. hangkaymaq: Aval aval bakmak. Hangqiyip qalmaq – Aval aval etrafına bakıp durmak.
  87. hangqiyish: Aval aval bakma.
  88. hangrash: Anırma, bağırma, hıçkırma.
  89. hangratmaq: (hangrimaq'tan) Anırtmak, bağırtmak.
  90. hangrimaq: Anırmak, bağırmak, hıçkırmak. Éshek hangraydu – Eşek anırır.
  91. hangwaqmaq: Ağzım açıp bakmak; şaşkın şaşkın bakmak.
  92. hangwaqti: Ağzı açık, seyirci, mıymıntı.
  93. hangwaqtiliq: Ağzı açıklık, mıymıntılık.
  94. hangwéqish: Ağzını açıp bakış; şaşkın şaşkın bakış.
  95. hapash: Hapash qilmaq – Sırtına almak; birisini sırtında kaldırmak.
  96. hara: bk. here.
  97. haraq: a. Rakı, votka.
  98. haraq-sharap: a. Rakı ve şarap.
  99. haraqxana: a.f. Rakı içilen yer; meyhane.
  100. haraqxor: a.f. Rakıcı, alkolik, içki müptelası.
  101. haraqxorluq: a.f.u. Alkolizm, içki müptelalığı.
  102. haram: a. Haram. Haram ölmek – Gebermek, mürdolmak. Haram oy – Kötü niyet. Haram oyluq – Kötü niyetli.
  103. haramxor: a.f. bk. haramtamaq.
  104. haramxorluq: a.f.u. bk. haramtamaqliq.
  105. haramliq: a.u. Alçaklık, namussuzluk. Haramliq qilmaq – Namussuzluk etmek.
  106. haramtamaq: a.u. Otlakçı, asalak.
  107. haramtamaqliq: Otlakçılık, asalaklık.
  108. haramzade: a.f. 1. Gara meşru çocuk 2. Namussuz, hergele.
  109. haramzadiliq: a.f.u. Namussuzluk, alçaklık.
  110. hararet: a. Hararet, sıcaklık, ateş.
  111. harduq: Yorgunluk, bitkinlik. Harduq almaq – Dinlenmek.
  112. hardurmaq: (harmaq'tan) Yormak, yorgunluk vermek. Nahayiti hardurding de – Çok yordun ya.
  113. hardurush: Yorma; yorgunluk verme.
  114. harghanliq: Yorgunluk.
  115. harghuzmaq: Yormak, yorgunluk vermek.
  116. harghuzuwetmek: bk. harghuzmaq.
  117. harghuzush: Yorma, yorgunluk verme.
  118. harimi: Gayri meşrü çocuk 2. Hileli madrabaz.
  119. harmaq: Yorulmak. Harmang! – Kolay gelsin!
  120. harmas: Yorulmaz; yorulmak bilmeyen.
  121. harmas-talmas: bk. harmas.
  122. harmasliq: Yorulmazlık.
  123. harmastin: Yorulmadan.
  124. harmastin-talmastin: bk. harmastin.
  125. harmay-talmay: Yorulmadan; bıkmadan.
  126. harsiz: a.u. Arsız, şerefsiz.
  127. harsizliq: a.u. Arsızlık, şerefsizlik.
  128. harwa: a. Araba. Kötek harwa – İki tekerlekli ağaç araba; iki tekerlekli at arabası. Qala harwa – Öküz arabası. Éshek harwa – Eşek arabası. Atni harwidin chiqardingmu? – Atı arabadan çıkardın mı? Harwa kira qilmaq – Araba kiralamak; araba tutmak.
  129. harwichi: Arabacı.
  130. harwikesh: a.f. bk. harwichi.
  131. harwikeshlik: a.f.u. Arabacılık. Harwikeshlik qilmaq – Arabacılık yapmak.
  132. harwiliq: a.u. Arabalı. Harwiliq kelmek – Araba ile gelmek.
  133. hasa: a. Deynek, ince sopa.
  134. hasil: a. Hasıl; meydana gelen. Hasil bolmaq – Hasıl olmak.
  135. hasilat: a. Hasılat, kazanç, ürün.
  136. hasildar: a.f. Verimli, bereketli.
  137. hasildarliq: a.f.u. Verimlilik, mahsuldarlık.
  138. hasilsiz: a.u. Verimsiz, bereketsiz.
  139. hasirap-hömüdep: a.u. Kuvvetten düşerek; zorluklar içinde.
  140. hasiratmaq: a.u. (hasirimaq'tan) Yormak, yorgunluk vermek.
  141. hasirighanliq: a.u. Yorgunluk, bitkinlik.
  142. hasirimaq: a.u. Yorulmak.
  143. hawa: a. Hava. Hawa rayi – Hava durumu. Hawa buzulup turuptu – Hava durumu iyi değil; hava bozuk. Hawa issiq – Hava sıcak.
  144. hawajaz: a.f. ağ. Uçak.
  145. hawajazi: a.f. ağ. Uçak.
  146. hawale: f. Havale. U bu ishni sizge hawale qildi – O bu işi size havale etti.
  147. hawanche: f. Havan, döveç.
  148. hawapayiz: a.r. ağ. Uçak.
  149. hawareng: a.f. Gök renk, mavi.
  150. hawasiz: a.u. Havasız.
  151. hawasizliq: a.u. Havasızlık.
  152. hawlash: Havlama.
  153. hawlashmaq: Havlaşmak; çok köpeklerin havlaması.
  154. hawlatmaq: (hawlimaq'tan) Havlatmak.
  155. hawlimaq: Havlamak.
  156. hawluqmaq: Koşuşmak 2. Telaşlanmak.
  157. hawluqturmaq: (hawluqmaq'tan) Şaşırtmak, koşturmak.
  158. hawshumaq: Havlamak.
  159. hawshush: Havlama.
  160. hawshutmaq: (hawshumaq'tan) Havlatmak.
  161. hawuz: a. Havuz.
  162. hawza: a. Havuz. Donbas kömür hawzisi – Donbas kömür yatağı.
  163. hashar: a. Gönüllü yardımlaşma.
  164. hasharchi: a.u. Gönüllü karşılıklı yardımlaşan.
  165. hasharet: a. Böcek. Zererlik hasharetler – Zararlı böcekler.
  166. hashkara: f. ağ. bk. ashkara.
  167. hashkarilimaq: f.u. bk. ashkarilimaq.
  168. hashqalla: Bravo! Aferin!
  169. hay!: ünl. Hey!
  170. hay-hay: ünl. Hey hey.
  171. hay-huy: ünl. Hay-huy dégiche – Hemen, bir anda.
  172. haya: a. Haya, utanma, ar, yüz, utanç.
  173. hayajan: f. Heyecan. Hayajangha kelmek – Heyecanlanmak.
  174. hayajanlanmaq: f.u. Heyecanlanmak.
  175. hayan: a. Fayda, menfaat, çıkar.
  176. hayankesh: a.f. Alıp faydasına satan, tüccar.
  177. hayasiz: Hayasız, arsız, utanmaz.
  178. hayasizliq: a.u. Hayasızlık, arsızlık.
  179. hayat: a. Hayat. Hayat köchürmek – Hayatı sürdürmek; yaşamak.
  180. hayat-mamat: a. Ölüm kalım. Hayat-mamat mesilisi – Ölüm kalım meselesi.
  181. hayatbexsh: a.f. Hayat dolu; hayat veren; hayat-bahş.
  182. hayatchan: a.u. Uzun ömürlü; hayat kuvveti olan.
  183. hayatchanliq: a.u. Uzun ömürlülük.
  184. hayatiy: a. Hayatî.
  185. hayatkeshlik: a.f.u. Hayatî, dirimlik.
  186. hayatsiz: a.u. Hayatsız.
  187. hayatsizliq: a.u. Hayatsızlık.
  188. haydaq: Dağıtma 2. Hız, sürat 3. Kovulma, sürülme, sürgün.
  189. haydaqchi: Sürücü.
  190. haydalmaq: Kovulmak, sürülmek 2. Tarla sürmek; tarla açmak.
  191. haydash: Kovma, dağıtma, sürme, açma; bk. haydimaq.
  192. haydimaq: Kovmak, dağıtmak, sürmek. Atlami haydighin – Atları sür. 2. Sürmek, açmak. Yer haydimaq – Tarla sürmek (açmak).
  193. haydiwetmek: Kovalamak, sürmek; sürgüne göndermek.
  194. haydighuchi: Sürücü. Mashinini haydighuchi – Araba sürücü.
  195. haydighuzmaq: (haydimaq'tan) Sürdürtmek.
  196. hayem: a. ağ. bk. ayem.
  197. hayidash: ağ. bk. herilesh.
  198. hayt-huyt: Hayt-huyt dégiche – Hemen, bir anda.
  199. haywa: a. ağ. bk. harwa.
  200. haywan: a. Hayvan. Haywanlar dunyasi – Hayvanlar dünyası. Öy haywini – Ev hayvanı; evcil hayvanlar.
  201. haywanat: a. Hayvanat, hayvanlar. Haywanat dunyasi – Hayvanat dünyası. Haywanat bégi – Hayvanat bahçesi.
  202. haywanatchiliq: a.u. Kürük hayvanı yetiştiriciliği.
  203. haywanchi: a.u. Hayvan çiftliği işçisi.
  204. haywanlashmaq: a.u. Hayvan gibi olmak; canavar olmak.
  205. haywanliq: a.u. Hayvanlık, canavarlı.
  206. haywansiman: a.u. Canavar görünüşlü, hayvani.
  207. hazagiche: a.u. Bir süre. Bir hazaghiche – Bir süre.
  208. hazidar: a.f. Yaslı, müsibetli.
  209. hazidarliq: a.f.u. Yaslılık, müsibet hali.
  210. hazir: a. 1. Şimdi 2. Hazır. Hazir bolmaq – Hazır olmak. Hazirgha qeder – Şimdiye kadar. Hazir pul – Peşin para. Hazir qilmaq – Hazırlamak. Hazir bol! – Hazır ol!
  211. hazirche: a.f. Şimdilik.
  212. hazirgha: a.u. Şimdilik.
  213. hazirghiche: a.u.f. Şimdiye kadar.
  214. hazirjawap: a. Hazırcevap.
  215. hazirjawapliq: a.u. Hazırcevaplık.
  216. hazirqi: a.u. Şimdiki. Hazirqi zamanda – Şimdiki zamanda; günümüzde. Hazirqi adem – Şimdiki adam. Hazirqi zamandiki – Günümüzdeki. Hazirqi zaman péli – Şimdiki zaman fiili.
  217. hazirlanmaq: a.u. Hazırlanmak. Yolgha hazirlanmaq – Yola hazırlanmak.
  218. hazirlashmaq: a.u. Hazırlaşmak; beraber hazırlamak.
  219. hazirlatmaq: a.u. (hazirlimaq'tan) Hazırlatmak.
  220. hazirliq: a.u. Hazırlık. Hazirliq körmek – Hazırlık yapmak.
  221. hazirlimaq: a.u. Hazırlamak. Ders hazirlimaq – Ders hazırlamak.
  222. hazirliwalmaq: a.u. Hazırlamak.
  223. he: Evet, iyi 2. ünl. Hadi. He dégiche – Hemen anında.
  224. he-hu: He-hu dégiche – Hemen, anında.
  225. he-huchi: Kışkırtan, kışkırtıcı.
  226. he-huchiliq: Kışkırtıcılık; kışkırtma hali.
  227. Hebesh: a. Habeş. Hebesh ayili – Habeş kadını. Hebesh xelqi – Habeş halkı.
  228. hebib: a. kit. Dost, ahbap.
  229. heddi: a. Sınır, hudut. Heddin ashmaq – Aşırılık, sınırı geçmek. Heddin tashqiri – Aşırı derecede.
  230. heddi-hésap: a. Sınır, hudut. Heddi-hésawi yoq – Çok, hesapsız çok, sınırsız.
  231. heddi-hésapsiz: a.u. Hesapsız, çok.
  232. hede: Abla; büyük kız kardeş.
  233. hedep: Aralıksız, durmadan; ardı arası kesilmeden.
  234. hedis: a. Hadis.
  235. hediye: a. Hediye, armağan.
  236. hej: a. Hac. Hechge bérish – Hacca gitme (gidiş). Hej qilmaq – Hac yapmak.
  237. hejep: a. Hayret, hayret etmek; bk. ejeplinish
  238. hejilesh: a.u. Heceleme.
  239. hejilimek: a.u. Hecelemek.
  240. hejim: a. Hacim. Hejmi zor – Hacmi büyük. Hejmi keng idish – Hacmi geniş kap (kutu).
  241. hejimsiz: a.u. Hacimsiz.
  242. hejindik: a.u. Hacimli.
  243. hejr: a. kit. Ayrılık, veda.
  244. hejwi: a. Hicviye.
  245. hejwiy: a. Hicvi. Hejwiy zhurnal – Hicvi dergi.
  246. hezhdihar: f. ağ. bk. ejdiha.
  247. heq: a. Hak. Mende néme heqqing bar? – Bende ne hakkın var? Ish heqqi – İş hakkı.
  248. heq-naheq: a.f.a. Hak ve haksızlık.
  249. heqemsaye: f. Komşu, bitişik.
  250. heqiqet: a. Hakikat, gerçek. Ishning heqiqiti – İşin gerçeği.
  251. heqiqetchi: a.u. Hakikati seven; adaletten yana.
  252. heqiqetlimek: a.u. Tetkik etmek; meydana çıkarmak.
  253. heqiqiten: Hakikaten, hakkıyla, gerçekten.
  254. heqiqiy: a. Hakiki, gerçek, doğru. Heqiqiy dost – Gerçek dost.
  255. heqiqiyliq: a.u. Gerçeklik, doğruluk.
  256. heqqani: a. Haklı, adil. Heqqani ish – Haklı iş.
  257. heqqaniyet: a. Hakkaniyet, adalet.
  258. heqqaniyetperwer: a.f. Adaletten yana; hakikati seven.
  259. heqqaniyetperwerlik: a.f.u. Adaleti sevme hali; hakikati sevme hali.
  260. heqqaniyetsiz: a.u. Haksız, hakikatsiz.
  261. heqqaniyetsizlik: a.u. Haksızlık.
  262. heqqide: Hakkında. Gep kim heqqide? – Söz kimin hakkında?
  263. heqliq: a.u. Haklı. Heqliq bolmaq – Haklı olmak.
  264. heqsiz: a.u. Haksız. Heqsiz éyplesh – Haksız suçlama.
  265. heqsizliq: a.u. Haksızlık.
  266. heqte: a.u. Hakkında, konuda. Bu hekte – Bu konuda.
  267. helekchilik: a.u. Gaile, sıkıntılı iş.
  268. helep: Vıcık karışım; vıcık yem.
  269. helqim: Gırtlak. Jéni helqimigha kelgende – Canı gırtlağına geldiğinde.
  270. hem: f. Hem, ve. Men hem sen – Ben ve sen. Men hem barimen – Ben de gideceğim.
  271. hemde: f.u. Hem de, bir de.
  272. hemdem: f. Dost, ahbap.
  273. hemdemlik: f.u. Dostluk, ahbaplık.
  274. hemek: Ekmek türü.
  275. hemelchi: Şırınga.
  276. hemesir: f.a. Çağdaş, aynı devreye ait.
  277. hemxizmet: f.a. İş arkadaşı, mesai arkadaşı.
  278. hemian: f. Para kesesi.
  279. hemjins: f.a. Hemcins, aynı cinsten.
  280. hemjinslik: f.a.u. Hemcinslik; aynı cinsten olma hali.
  281. hemkar: f. Meslektaş.
  282. hemkarlashmaq: f.u. Yardımlaşmak, işbirliği etmek, mensubu olmak.
  283. hemkarliq: İşbirliği, yardımlaşma.
  284. hemkarlishish: f.u. Yardımlaşma, mensubu olma.
  285. hemmeslek: f.u. Hemfikir, gaye ortaklığı, ülküdeş.
  286. hemmesleklik: f.a.u. Hemfikirlik, gaye ortaklığı.
  287. hemmeylen: f.u. Hepimiz.
  288. hemnepes: f.a. Arkadaş, yoldaş.
  289. hemnepeslik: f.a.u. Arkadaşlık, yoldaşlık.
  290. hempikir: f.a. Hemfikir.
  291. hempikirlik: f.a.u. Hemfikirlik.
  292. hemra: f. 1. Yoldaş, yol arkadaşı 2. Peyk, uydu.
  293. hemraliq: f.u. Yol arkadaşlığı, yoldaşlık.
  294. hemsat: Hemen, derhal.
  295. hemsöhbet: f.a. Muhatap.
  296. hemsöhbetlik: f.a.u. Muhatap olma hali.
  297. hemsheher: f. Hemşeri.
  298. hemsheherlik: f.u. Hemşerilik.
  299. hemshire: f. Hemşire.
  300. henniwasi: Hepsi. Henniwasi sizge bolsun – Hepsi sizin olsun.
  301. hepileshmek: Elde etmeğe çalışmak; rica etmek, yalvarmak.
  302. heps: a. Hapis. Hepske almaq – Hapsetmek.
  303. hepsxana: a.f. Hapishane, ceza evi.
  304. hepte: f. Hafta. Bir hepte ichide – Bir hafta içinde.
  305. heptilik: f.u. Haftalık. Ikki heptilik – İki haftalık. Heptilik zhurnal – Haftalık dergi.
  306. her: f. Her. Her kim – Herkes. Her kimde – Herkeste. Her qachan – Her zaman. Her ikkilisi – İkisi de. Her qisma – Her türlü. Her yil – Her yıl. Her kün – Her gün. Her yerde – Her yerde. Her halda – Her halde. Her ikki – Her iki. Her ikkimiz – Her ikimiz.
  307. herbir: f.u. Herbir.
  308. herbiri: Herbiri.
  309. herbiy: a. Askerî. Herbiy unwan – Askerî unvan. Herbiy hizmetchi – Askerî görevli. Herbiy septin boshanmaq – Askerî görevden çekilmek.
  310. herbiyleshmek: a.u. Askerîleşmek.
  311. herbiyleshtürmek: a.u. (herbiyleshmek'ten) Askerîleştirmek.
  312. herbiyleshtürüsh: a.u. Askerîleştirme.
  313. herwaxit: f.a. Her zaman.
  314. herchend: f. Gerçi, fakat.
  315. herdayim: f. Her zaman.
  316. herdem: f. Her an.
  317. herem: a. tar. Harem. Herem aghisi – Harem ağası.
  318. hergiz: f. Hiçbir zaman.
  319. herhalda: f.a.u. Herhalde.
  320. herxil: f. Her türlü.
  321. herxilliq: f.u. Her türlülük, değişik.
  322. herichi: Testereci, bıçkıcı.
  323. heriket: a. Hareket. Heriketke keltürmek – Harekete geçirmek. Heriketke kelmek – Harekete geçmek. Heriketke keltürgüchi küchler – Harekete geçiren güçler. Heriket etmek – Hareket etmek. Herikettiki armiye – Hareketteki ordu. Qarshi heriket – Karşı hareket.
  324. heriketchan: a.u. Hareketli, dinamik, faal.
  325. heriketchanliq: a.u. Hareketlilik, dinamiklik, faallik.
  326. heriketchilik: a.u. Hareket, harekette bulunmak.
  327. heriketlendürgüchi: a.u. Hareketlendiren; harekete geçiren. Heriketlendürgüchi küchler – Harekete geçiren güçler.
  328. heriketlendürmek: Hareketlendirmek.
  329. heriketlenmek: Hareketlenmek.
  330. heriketsiz: a.u. Hareketsiz.
  331. heriketsizlik: a.u. Hareketsizlik.
  332. herilenmek: Bıçkılanmak; testere ile kesilmek.
  333. herilesh: Bıçkılama, testere ile kesme.
  334. heriletmek: (herilimek'ten) Bıçkılatmak; testere ile kestirmek.
  335. herilimek: Bıçkılamak, testere ile kesmek.
  336. herjayda: f.u. Her yerde.
  337. herkayerde: f.u. Her yerde.
  338. herkayerdin: f.u. Her yerden.
  339. herket: a. bk. heriket.
  340. herkim: f.u. Herkes, her hangi biri.
  341. herqachan: f.u. Her zaman.
  342. herqanche: f.u. Her ne kadar.
  343. herqandaq: f.u. Her hangi.
  344. herqayaqqa: f.u. Her tarafa.
  345. herqayaqta: f.u. Her tarafta.
  346. herqaygha: f.u. ağ. bk. herqayaqqa.
  347. herqaysi: Herkes, herhangi biri.
  348. hernéme: f.u. Her şey.
  349. herpmu-herp: a.u.a. Harfi harfına. Herpmu-herp terjime – Harfi harfına çevri.
  350. hertereplime: f.a.u. Etraflıca, her taraftan, enine boyuna.
  351. hertürlük: f.u. Her türlü.
  352. heryaqlima: f.u. Her yönüyle.
  353. herzaman: f. Her zaman.
  354. hesel: a. Bal. Hesel berisi – Bal ansı.
  355. hesen-hüsen: a. Gökkuşağı. Hesen-hüsendek rengdar – Gökkuşağı gibi renkli.
  356. heset: a. Haset, gıpta, kıskançlık. Heset qilmaq – Haset etmek.
  357. hesetchi: a.u. Hasetçi, haset eden, kıskanan.
  358. hesetlik: a.u. Hasetlik, kıskançlık.
  359. hesret: a. Hasret. Hesret chekmek – Hasret çekmek.
  360. hesretleshmek: a.u. Hasretleşmek; dertleşmek.
  361. hesretlik: a.u. Hasretli, dertli, üzgün.
  362. hesse: a. 1. Defa, kere, kez, sefer 2. Pay, hisse.
  363. hessilik: a.u. Hisseli.
  364. hesh-pesh: Hesh-pesh dégiche – Hemen, bir anda.
  365. heshem: a. Bezeme, süsleme, ziynet. Heshem qilmaq – Bezemek, süslemek.
  366. heshemet: a. Muhteşem, parlak.
  367. heshemetlik: a.u. Muhteşemlik, parlaklık.
  368. heshkipichek: bot. Gündüzsefası, kahkaha çiçeği, çit sarmaşığı.
  369. hetta: a. Hatta, bile.
  370. hettiginey: ünl. Yazık, heyhat, ne çare.
  371. hewes: a. Heves, istek. Hewes qilmaq – İstemek.
  372. heweskar: a.f. İstekli, talip, gönüllü, hevesli.
  373. heweskarliq: a.f.u. İsteklilik, gönüllülük, heveslilik.
  374. heweslendürmek: a.u. (heweslenmek'ten) Heveslendirmek; isteğini uyandırmak.
  375. heweslenmek: a.u. Heveslenmek, istek hissetmek.
  376. hey'et: a. Heyet, kurul, komisyon. Teptish hey'iti – Teftiş kurulu.
  377. heydekchi: Süren, iten, teşvik eden, kışkırtan, dürten; bk. haydaqchi.
  378. heydekchilik: Sürmek, itmek, teşvik etmek, kışkırtmak.
  379. heydiha: bk. ejdiha.
  380. heyel: Gecikme, geç kalma. Heyel qilip qalmaq – Gecikmek.
  381. heyellenmek: Gecikmek; acele etmemek.
  382. heykel: a. Heykel.
  383. heykelche: a.f. Büst, göğüs.
  384. heykelchi: a.u. Heykeltıraş.
  385. heykeltarash: a.f. bk. heykelchi.
  386. heykeltarashliq: a.f.u. Heykeltıraşlık.
  387. heyran: a. Heyran. Heyran bolmaq – Heyran olmak.
  388. heyranliq: a.u. Heyranlik; heyran olma hali. Heyranliq ichide qaldim – Heyran oldum.
  389. heyret: a. Hayret. Heyrette qalmaq – Hayret etmek.
  390. heywet: a. Muhteşem, azametli, görkemli.
  391. heywetlik: a.u. Muhteşem, azametli, görkemli.
  392. heyyar: a. Sayrımsak, riyakar, iki yüzlü, sahte tavırlı adam.
  393. heyyarliq: a.u. Riyakarlık, iki yüzlülük. Heyyarliq qilmaq – Riyakarlık etmek.
  394. hezep: a. ağ. bk. ejep.
  395. hezer: a. kit. Yavaş, dikkat. Hezer qil! – Dikkate t!
  396. hezil: a. Şaka, latife. Hezil qilmaq – Şaka yapmak. Hezil qilip qutulmaq – Şaka ile kurtulmak.
  397. hezilkesh: a.f. Şakacı.
  398. hezilkeshlik: a.f.u. Şakacılık.
  399. hezilleshmek: a.u. Şakalaşmak.
  400. hezim: a. Hazım, sindirim. Hezim qilmaq – Hazmetmek, sindirmek.
  401. hezin: a. Hazin, keder, elem.
  402. hezinlik: a.u. Kederli, elemli, üzgün.
  403. hezret: a. tar. Hazret. Hezretliri – Hazreti.
  404. héch: f. Hiç. Héch bolmisa – Hiç olmazsa.
  405. héchbir: f.u. Hiçbir. Héchbir sewepsiz – Hiçbir sebep olmadan.
  406. héchkim: f.u. Hiçkim.
  407. héchqachan: f.u. Hiçbir zaman.
  408. héchqandaq: f.u. Hiçbir türlü.
  409. héchqayaqqa: f.u. Hiçbir tarafa.
  410. héchqayaqtin: f.u. Hiçbir taraftan.
  411. héchqaysi: f.u. Hiçbiri, hiçbirsi. Héchqaysimiz – Hiçbirimiz.
  412. héchqeyerde: f.u. Hiçbir yerde.
  413. héchqeyerdin: f.u. Hiçbir yerden.
  414. héchqeyerge: f.u. Hiçbir yere.
  415. héchqisi: Héchqisi yoq – Birşey değil; önemli değil.
  416. héchnede: f.u. Hiçbir yerde.
  417. héchnedin: Hiçbir yerden.
  418. héchnege: f.u. Hiçbir yere.
  419. héchnerse: f.u. Hiçbir şey.
  420. héchnéme: f.u. Hiçbir şey.
  421. héchnémige: f.u. Hiçbir şeye. Héchnémige yarimaydu – Hiçbir şeye yaramaz.
  422. héchwaxtta: f.u. Hiçbir zaman.
  423. héchyaqqa: f.u. Hiçbir tarafa.
  424. héchyerde: f.u. Hiçbir yerde.
  425. héchyerge: f.u. Hiçbir yere.
  426. héjaymaq: Gülümsemek, tebessüm etmek.
  427. héjaytmaq: (héjaymaq'tan) Gülümsetmek, tebessüm ettirmek.
  428. héjik: Hece.
  429. héjiklimek: Hecelemek.
  430. héjir: Kilden yapılmış kase (kap).
  431. héjiyish: Gülümseme, tebessüm etme.
  432. hékaye: a. Hikâye, ökü.
  433. hékayichi: a.u. Hikâyeci.
  434. hékayichilik: a.u. Hikâyecilik.
  435. hékmet: a. Hikmet, bilgelik.
  436. hékmetlik: a.u. Hikmetli. Hékmetlik sözler – Hikmetli sözler.
  437. héqide: ağ. bk. eqide.
  438. héqighdash: ağ. bk. öpkilesh.
  439. héle: a. Hile. Héle ishletmek – Hile kullanmak. Héle qilmaq – Hile yapmak.
  440. héle-neyreng: a.f. Hile ve oyun.
  441. héli: Daha, da, bir de, daha da, biraz önce. Héliraq bérip keldim – Biraz önce gidip döndüm. Belidin helighe – Ardarda; sık sık.
  442. héliger: a.f. Hilekar, hileci.
  443. héligerchilik: a.f.u. Hilekarlık, hilecilik.
  444. héligerlerche: a.f. Hileci gibi.
  445. héligerlik: a.f.u. Hilecilik, hilekarlık.
  446. hélighichila: Şu ana kadar.
  447. héliqi: Deminki, sözü geçen, adı geçen, zikredilen.
  448. hélila: Demin; biraz önce.
  449. hélile: Bir tür ilaç bitkisi.
  450. hélimu: Şimdi de, iyi ki.
  451. héliraqta: Biraz önce. Héliraqta u méni yoqlap keldi – Biraz önce o beni ziyaret etti.
  452. hémishe: f. Daima, her zaman.
  453. hémishem: f.u. bk. hémishe.
  454. hémishemki: f.u. Her zamanki.
  455. héris: a. Hırs, aç gözlü.
  456. hérisliq: a.u. Hırslık, aç gözlülük.
  457. hérish: (harmaq'tan) Yorulma.
  458. hésap: a. Hesap. Hesap mashinisi – Hesap makinesi. Ottura hesap bilen – Ortalama.
  459. hésapchi: a.u. Muhasebeci.
  460. hésapchiliq: a.u. Muhasebecilik.
  461. hésaplaghliq: a.u. Hesaplanmış.
  462. hésaplanmaq: a.u. Hesaplanmak; sayılmak. U birinchi oqughuchi dep hésaplinidu – O birinci öğrenci sayılır.
  463. hésaplash: Hesaplama, sayma.
  464. hésaplashmaq: a.u. Hesaplaşmak.
  465. hésaplatmaq: (hésaplimaq'tan) Hesaplatmak, saydırmak.
  466. hésapliq: a.u. Hesaplı, sayılı.
  467. hésaplimaq: a.u. Hesaplamak, saymak.
  468. hésapsiz: a.u. Hesapsız.
  469. hésawat: a. Hesap verme, defter tutma. Hésawat deptiri – Hesap defteri.
  470. hésip: a. Sucuk.
  471. hétiqash: Yadırgama, çekinme, sıkıntıya düşme.
  472. hétiqimaq: Yadırgamak, çekinmek, sıkıntıya düşmek.
  473. héyit: a. Bayram. Qurban héyiti – Kurban bayramı.
  474. héyit-ayem: a. Bayram ve tatil. Héyit-ayemlerde – Bayram ve tatillerde.
  475. héyitlashmaq: a.u. Bayramlaşmak.
  476. héyitlatmaq: a.u. (héyitlimaq'tan) Bayramlaşmaya götürmek.
  477. héyitliq: a.u. Bayramlık.
  478. héyitlimaq: a.u. Bayramlaşmak.
  479. hézi: Hézi bolmaq – Sakınmak, korunmak. Jéninggha hézi bol! – Kendine iyi bak!
  480. hid: Koku. Hidi chiqti – Kokusu çıktı.
  481. hidlik: Kokulu.
  482. hidsiz: Kokusuz.
  483. hidsizlik: Kokusuzluk.
  484. hijaq: Şakacı, alaycı, çok gülen.
  485. hijamet: a. t. Kan alma, hacamat.
  486. hijran: a. Hicran, ayrılık acısı.
  487. Hijriy: a. Hicri. Hijriy yil – Hicri yıl.
  488. hildam: ağ. bk. ildam.
  489. hillet: a. Suç, itham, kabahat. Hillet qoymaq – Suçlamak.
  490. himaye: a. Himaye. Himaye qilmaq – Himaye etmek.
  491. himayichi: a.u. Himaye eden, koruyan, koruycu.
  492. himayisiz: a.u. Himayesiz.
  493. himayisizlik: a.u. Himayesizlik.
  494. himirish: Sokuşturma, tıkıştırma.
  495. himirmek: Sokuşturmak, tıkıştırmak.
  496. himleshmek: Sıklaşmak, sıkı yanaşmak.
  497. himleshtürmek: (himleshmek'ten) Sıklaştırmak.
  498. himmet: a. Himmet, lutuf.
  499. himmetlik: a.u. Himmetli, lutuflu.
  500. himmetsiz: a.u. Himmetsiz, lutufsuz.
  501. himmetsizlik: a.u. Himmetsizlik, lutufsuzluk.
  502. Hind: Hind. Hind ayili – Hind kadını. Hind xelqi – Hind halkı. Hind tili – Hind dili.
  503. Hindistan: Hindistan.
  504. Hindistanliq: Hindistanlı. Hindistanliq qiz – Hindistanlı kız.
  505. hinggaymaq: Dişlerini göstermek.
  506. hinggaytmaq: (hinggaymaq'tan) Dişlerini göstertmek.
  507. hirjaymaq: bk. héjaymaq.
  508. his: a. His, duygu. His qilmaq – Hissetmek. Tughma his – Doğuştan gelen duygu.
  509. hisdash: a.u. Mütesanit, dayanışık.
  510. hisdashliq: a.u. Mütesanit olarak, dayanışarak.
  511. hissiyat: a. His, duygu.
  512. ho: bk. hor.
  513. hoduqmaq: Telaşlanmak, heyecanlanmak.
  514. hoduqturmaq: (hoduqmaq'tan) Telaşlandırmak, heyecanlandırmak.
  515. hoduqush: Telaşlanma, heyecanlanma.
  516. hokukshunas: a.u. Hukukçu, adliyeci.
  517. hoquq: a. Hukuk. Shayiam hoquqi – Seçim hukuku. Grazhdanliq hoquqi – Vatandaşlık hukuku. Hoquq bermek – Hukuk vermek.
  518. hoquqiy: a. Hukukî. hukuka ait. Hokuki mesttiler – Hukukî meseleler.
  519. hoquqluq: a.u. Hukuklu. Teng hoquqluq – Eşit hukuklu. Toluq hoquqluq wekil – Tam hukuklu vekil.
  520. hoquqsiz: a.u. Hukuksuz.
  521. hoquqsizliq: a.u. Hukuksuzluk.
  522. hoquqshunasliq: a.f.u. Hukukçuluk, adliyecilik.
  523. hoqush: zool. Hüthüt, çavuş kuşu.
  524. hola: a. Avlu. Holigha chiqmaq – Avluya çikmak.
  525. holuq: Buharlı. Horluq polo – Buharlı pilav.
  526. holuqma: Telaşlı olma, telaşlı oluş.
  527. holuqmaq: Telaşlanmak, acele etmek.
  528. holuqturmaq: (holuqmaq'tan) Şaşırtmak, endişelendirmek, korkutmak.
  529. honan: bk. hornan.
  530. honnaq: ağ. bk. boghma.
  531. hopat: a. ağ. bk. wapat.
  532. hor: Buhar. Horgha aylanmaq – Buhar haline gelmek.
  533. hordalmaq: Buğulanmak.
  534. hordatmaq: Buhara vermek, buhar çıkarmak.
  535. hornan: Buharda pişirilmiş ekmek.
  536. horun: Tembel, haylaz, uyuşuk.
  537. horunlashmaq: Tembelleşmek. Horunlushup ketmek – Tembelleşevermek.
  538. horunluq: Tembellik, haylazlık, uyuşukluk. Horunluq qilmaq – Tembellik etmek.
  539. hosma: bot. Bir tür bitki, yaprağından mıcıklanarak çıkarılan su, kaşı karartmak için, hanımlar tarafından kaşlarına sürülür.
  540. hosul: a. Ürün, verim. Hosuli kem – Verimsiz.
  541. hosuldar: a.f. Verimli.
  542. hosuldarliq: a.f.u. Verimlilik. Hosuldarliqni ashurush – Verimliliği yükseltme.
  543. hosulluq: a.u. Verimli.
  544. hosulsiz: a.u. Verimsiz.
  545. hosulsizliq: a.u. Verimsizlik.
  546. hosh: f. bk. hush.
  547. hoyla: f. Avlu. Hoylining arqisi – Avlunun arkası.
  548. hoyla-aram: f. Ev ve avlu; inşaat.
  549. hödde: a. Höddige almaq – Üstlenmek; sorumluluğu üstlenmek.
  550. höddiger: a.f. Sorumlu.
  551. höddigerlik: a.f.u. Sorumluluk, taahhüt.
  552. höddisidin: a.u. Höddisidin chiqmaq – Yerine getirmek; gerçekleştirmek; sona erdirmek.
  553. hödek: ağ. bk. ördek.
  554. höjjet: a. Hüccet, belge, vesika.
  555. höjjetlik: a.u. Belgelere dayanan.
  556. hökmüral: a.f. ağ. bk. hökümran.
  557. höküm: a. Hüküm. Höküm qilmaq – Hükmetmek, emretmek. Höküm sürmek – Hüküm sürmek.
  558. hökümdar: a.f. Hükümdar, amir, buyurucu.
  559. hökümdarliq: a.f.u. Hükümdarlık, amirlik. Hökümdarliq qilmaq – Hükümdarlık yapmak; amirlik yapmak.
  560. hökümname: a.f. Hükümname, karar.
  561. hökümran: a.f. Hükümran. Hökümran partiye – Hükümran parti.
  562. hökümranliq: a.f.u. Hükümranlık. Hökümranliq qilmaq – Hükümranlık etmek.
  563. höküreng: Dörtnal. Höküreng tashlap chapmaq – Dörtnal koşturmak.
  564. höküresh: Böğürme, anırma, uğuldama, bağırma.
  565. hökürimek: Böğürmek, anırmak, uğuldamak, bağırmak. Hökürüp yighlimaq – Hıçkırarak ağlamak.
  566. höküz: Öküz.
  567. höl: f. Islak, nemli, yaş, rutubetli. Höl bolmaq – Islanmak.
  568. hölchilik: f.u. Islaklık, nemlik, yağmurlu hava; vıcık çamur; sulu sepkenli.
  569. höldimek: f.u. bk. höllimek.
  570. hölesh: bk. yölesh.
  571. höllenmek: f.u. Islanmak.
  572. hölletmek: (höllimek'ten) Islattırmak.
  573. höllimek: f.u. Islatmak, nemlendirmek.
  574. höllük: f.u. Rutubet, nem, yaşlı.
  575. hömeymek: Gözlerini fal taşı gibi açmak.
  576. hömür: a. bk. ömür.
  577. hömüyüsh: Gözlerini fal taşı gibi açma.
  578. höplesh: Sıvı bir şeyi yutma.
  579. höplimek: Sıvı bir şeyi yutmak.
  580. höpüp: zool. Hüthüt, çavuş kuşu.
  581. hörmet: a. Hürmet, saygı. Hörmet körsetmek – Saygı göstermek.
  582. hörmeten: a. kit. Saygıyla.
  583. hörmetlesh: a.u. Saygı gösterme.
  584. hörmetligüchi: a.u. Saygı gösteren.
  585. hörmetlik: a.u. Saygılı.
  586. hörmetlimek: a.u. Saygı göstermek.
  587. hörmetperest: a.f. İkbalperest.
  588. hörmetperestlik: a.f.u. İkbalperestlik.
  589. hörmetsiz: a.u. Saygısız.
  590. hörmetsizlik: a.u. Saygısızlık.
  591. hösn: a.Güzellik, letafet, yakışıklılık.
  592. hösnxet: a.f. Kaligrafi.
  593. hösnlük: a.u. Güzel, sevimli, latif, yakışıklı.
  594. höshine: Omuz.
  595. hötel: ağ. bk. yötel.
  596. hözür: a. Huzur, rahat. Hözür qilmaq – Rahatlamak. Hözürini körmek – Rahatını görmek.
  597. hözür-halawet: a. Rahat, sükünet, huzur, memnuniyet, hoşnutluk, zevk, lezzet.
  598. hözürlenmek: a.u. Ferahlık duymak, dinlenmek, rahatlamak.
  599. hujra: a. Oda, yatak odası.
  600. hujum: a. Hücum, saldırı, taarruz. Hawa hujumi – Hava saldırısı. Hujum qilmaq – Saldırmak.
  601. hul: Temel, esas. Binaning hulini qurmaq – Binanın temelini atmak.
  602. hulimaq: Ulumak.
  603. hurrek: Yumru, şiş, tümür 2. mec. Namussuz, arsız, vicdansız.
  604. hurreklik: Namussuzluk, arsızlık, vicdansızlık.
  605. huwlash: Uluma.
  606. huwlimaq: Ulumak.
  607. hush: f. Şuur, bilinç, akıl. Hushtin ketmek – Bayılmak. Késel hushigha keldimu? – Hasta kendine geldi mi?
  608. hushqitquch: Düdük.
  609. hushqitmaq: Islak çalmak; düdüğü öttürmek.
  610. hushsiz: f.u. Şuursuz, bayılmış, kendini kaybetmiş. Késel hushsiz yatidu – Hasta şuursuz yatıyor.
  611. hushsizliq: f.u. Şuursuzluk, baygınlık.
  612. hushyar: f. Uyanık, gözü açık. Hushyar bolmaq – Uyanık olmak.
  613. hushyarliq: f.u. Uyanıklık. Hushyarliq körsetmek – Uyanıldık göstermek.
  614. huzur: a. Bulunma. Huzuringizda – Huzurunuzda.
  615. hüjeyrilik: a.u. Hücreli.
  616. hül: Kızgın hava, yakıcı sıcak.
  617. hülüldimek: Alev alev yanmak; tutuşup yanmak.
  618. hüner: f. Hüner, sanat, ustalık.
  619. hünerlik: f.u. Hünerli, sanatı olan.
  620. hünersiz: f.u. Hünersiz, sanatsız. Hünersiz yigit – Hünersiz erkek.
  621. hünerwen: f.u. Usta, zanaatçı, sanatçı.
  622. hünerwenlik: f.u. Ustalık, sanatçılık, zanaatçılık.
  623. hüppide: Hemen, aniden, birden bire, ansızın. Oyni hüppide ot aldi – Evi aniden yangın sardı.
  624. hüpüp: ağ. bk. höpüp.
  625. hürbagh: Çiçekli bahçe.
  626. hürkek: Ürkek. Hürkek at – Ürkek at.
  627. hürkeklik: Ürkeklik.
  628. hürkümek: Ürkmek. Etim hürküp ketti – Atım ürküverdi.
  629. hürküsh: Ürkme.
  630. hürkütmek: (hürkümek'ten) Ürkütmek.
  631. hürkütüwetmek: Ürkütüvermek.
  632. hürkütüsh: Ürkütme.
  633. hürlük: a.u. Hür olma hali.
  634. hürmet: a. bk. hörmet.
  635. hürpeymek: Saçların karmakarışık olması 2. Tiksinmek.
  636. hürpeytmek: (hürpeymek'ten) 1. Saçlarını karmakarışık yapmak 2. Tiksindirmek.
  637. hürriyet: a. Hürriyet, erkinlik.
  638. hürriyetperwer: a.f. Hürriyetperver, hürriyetsever.
  639. hürriyetperwerlik: a.f.u. Hürriyetperverlik, hürriyetseverlik.
  640. hüseyni: a. Bir üzüm türü.
  641. hüshtek: Islık, ötme. Hüshtek chalin aq – Islık çalmak. xa …
  642. xa: Ya da, ya. Xa u yerde, xa bu yerde – Ya orada, ya burada.
  643. xada: f. Sırık. Xada tash – Kaya.
  644. xadiliq: Arızalı, pürüzlü, tepe tepe, tümseklerle örtülü, girintili çıkıntılı. Xadiliq yer – Tümseklerle örtülü yer.
  645. xadim: a. Faaliyet adamı; militan; memur, işçi. Ilmiy xadim – İlim adamı.
  646. xadime: a. Kadın memur, kadın işçi.
  647. xaditash: f.u. Kaya.
  648. xaduk: Dört tekerlekli araba.
  649. xahish: f. İstek, arzu, emel, heves.
  650. xahlimaq: f.u. bk. xalimaq.
  651. xain: a. Hain. Xainlerche – Hainlerce. Weten xaini – Vatan haini.
  652. xainane: f. Hainane, haincesine. Xainane rewishte – Haincesine.
  653. xainliq: a.u. Hainlik. Xainliq qilmaq – Hainlik etmek.
  654. xajjajliq: a.u. mec. Gaddarlık, kabalık, sertlik.
  655. xajo: ç. Karabibere benzer bir baharat.
  656. xajo-xujo: ç.u. Baharat.
  657. xaqan: Hakan, kağan.
  658. xaqanliq: Hakanlık, kağanlık.
  659. xal: f. Ben.
  660. xalas: a. Kurtuluş, kurtarma. Xalas bolmaq – Kurtarılmak. Xalas qilmaq – Kurtarmak.
  661. xalash: İsteme.
  662. xalat: a. Cüppe.
  663. xalayiq: a. Halk.
  664. xaldar: f. Benli.
  665. xali: f. Boş, serbest. U mu xatadin xali emes – O da hatasız değil. Ihtimaldin xali emes – İhtimali yok değil. Xali qilmaq – Boşaltmak. Xali sözleshmek – Özel konuşmak; başkalarının bulunmadığı yerde konuşmak.
  666. xaliganche: f.u. İstediği kadar. Xalighanche dem aldim – İstediğim kadar dinlendim.
  667. xalijay: f. Tuvalet.
  668. xalimaq: f.u. İstemek.
  669. xalimasliq: f.u. İstemezlik.
  670. xalimastin: f.u. İstemeden.
  671. xalis: a. Halis, objektif, tarafsız.
  672. xalisane: a.f. Objektif olarak, tarafsız olarak.
  673. xalisliq: a.u. Objektiflik, tarafsızlık.
  674. xaliwash: Dördül erişte çorbası.
  675. xalta: Torba. Chilim xaltisi – Tütün torbası.
  676. xaltiliq: zool. Keseli. Xaltiliq qarghu chashqan – Keseli köstebek.
  677. xaltiliqlar: Keseliler.
  678. xalwa: a. Helva.
  679. xalwap: ağ. Halı, kilim; bk. gilem.
  680. xalwapchi: ağ. Halıcı, kilimci; bk. gilemchi.
  681. xalwapchiliq: ağ. Halıcılık, kilimcilik; bk. gilemchilik.
  682. xalwichi: Helvacı.
  683. xam: f. Ham, çiğ, olgunlaşmamış. Xam alma – Olgunlaşmamış elma. Xam süt – Çiğ süt. Xam eshya – Ham madde. Xam chut qilmaq – Tahmin etmek, farzetmek. Xam qaymaq – Çiğ kaymak.
  684. xaman: f. Harman. Xaman waxtida – Harman vaktinde; biçim vaktinde. Xaman tepmek – Harman dövmek.
  685. xamanchi: Harmancı.
  686. xambap: ağ. bk. bapkar.
  687. xamchut: f. Tahmin, farz, varsayım. Xamchut qilmaq – Tahmin etmek, farzetmek.
  688. xamiki: f. Yaş, nemli.
  689. xamliq: f.u. 1. Hamlık, olgun olmama hali 2. Tecrübesizlik, acemilik, toyluk.
  690. xamush: f. 1. Suskun, durgun 2. Kederli, mahzun.
  691. xamushluq: Suskunluk, durgunluk 2. Kederlilik, mahzunluk.
  692. xamut: r. Hamut, koşum.
  693. xan: Han.
  694. xan'gül: bot. Bir çiçek adı.
  695. xana: f. Hane, ev, oda. Dersxana – Dershane. Konsulxana – Konsolosluk.
  696. xang: ç. Ocak; maden ocağı, kömür ocağı. Kömür xéngi – Kömür ocağı.
  697. xangchi: ç.u. Madenci, maden ocağı işçisi. Dangdar xangchi – Ünlü madenci.
  698. xangdu: ç. bot. Soya.
  699. xangga: ç. bot. Hıyar, salatalık; bk. terxemek.
  700. xangza: ç. Evlek. Xangzilap térimek – Evlek yaparak ekmek.
  701. xanidan: Hanedan, sülale.
  702. xaniqa: f. Derviş ve sofuların barındığı yer.
  703. xanim: Hanım, bayan 2. Bayan öğretmen; bk. xénim.
  704. xaniweyran: f. Harabe, enkaz, yıkıntı. Xaniweyran bolmaq – Yıkılmak; viran olmak; harabe haline gelmek.
  705. xaniweyranchiliq: f.u. Perişanlık, yıkım.
  706. xaniweyranliq: f.u. Perişanlık, yıkım.
  707. xanqizi: Uğur böceği.
  708. xanliq: Hanlık.
  709. xanu-man: f. Aile, ev.
  710. xanzade: Prens, şehzade.
  711. xapa: a. Kederli, mahzun, hüzünlü, üzüntülü, hasretli. Xapimen – Üzgünüm. Xapa bolmaq – Kederlenmek. Xapa qilmaq – Üzmek.
  712. xapambash: Uzun tüylü.
  713. xapichiliq: a.u. Kederlilik.
  714. xapiliq: a.u. Üzüntü, keder. Xapiliqta qalmaq – Kederli olmak.
  715. xarabat: a. Harabe, enkaz, yıkıntı.
  716. xarabe: a. Harabe, enkaz, yıkıntı. Xarabe qilmaq – Yıkmak; tahrip etmek.
  717. xarabizar: a.f. Harabe, enkaz, yıkıntı.
  718. xarabizarliq: a.u. Harabe, enkaz, yıkıntı.
  719. xaraktér: r. Karakter, özellik.
  720. xaraktérlik: r.u. Karakteristik, ayırıcı, kendine özgü, tipik.
  721. xaram: a. bk. haram.
  722. xaramzade: f. bk. haramzade.
  723. xarap: a. Harabe, enkaz, yıkıntı. Xarap qilmaq – Yıkmak, viran etmek. Xarap bolmaq – Viran olmak; perişan olmak. Halim xarap – Halim perişan.
  724. xaraplanmaq: Harap olmak; viran olmak.
  725. xaraplashmaq: a.u. Harabe haline gelmek; viran olmak. Halim xarapliship ketti – Bitkin bir hale geldim.
  726. xarapliq: a.u. Harap olma hali. Iqtisadiy xarapliq – İktisadî çöküntü.
  727. xaraplinish: Harap olma; viran olma.
  728. xaraplishish: a.u. Harabe haline gelme.
  729. xaret: ağ. Dülger, doğramacı; bk. yaghachchi.
  730. xarij: a. Dış, haricî.
  731. xariji: a. Dış, haricî. Xariji dölet – Yabancı devlet. Xariji memliket – Yabancı ülke. Xariji soda – Dış ticaret. Xariji munasiwet – Dış ilişki.
  732. xarlanmaq: Hor görülmek, aşağılanmak.
  733. xarlash: Hor görme.
  734. xarlashmaq: Hor olmak, aşağılanmak.
  735. xarlatmaq: (xarlimaq'tan) Aşağılatmak, hor gördürmek.
  736. xarliq: f.u. Horluk; hor olma hali. Xarliq tartmaq – Hor olmak. Xarliq körmek – Hor olmak. Xarliqqa salmaq – Hor duruma düşürmek. Xarliqta ömür kechürmek – Hor durumda ömür geçirmek.
  737. xarlimaq: f.u. Hor görmek.
  738. xarlinish: f.u. Hor olma.
  739. xarlitish: f.u. Aşağılatma, hor gördürme.
  740. xarman: f. bk. xaman.
  741. xarsangtash: f.u. Granit taşı.
  742. xartildash: Horlama, horuldama 2. Gürültü çıkarma.
  743. xartildatmaq: (xartildimaq'tan) Gürültü çıkartmak.
  744. xartildimaq: Horlamak, horuldamak 2. Gürültü çıkarmak.
  745. xaru-zar: f. 1. Fakir, yoksul, sefil 2. Tahkir, tezlil, hakirlik.
  746. xas: a. Has. Manga xas – Bana has. Xas isim – Özel isim.
  747. xase: a. 1. Kalikot (-tu) 2. Madampol.
  748. xasing: ç. bot. Yerfıstığı.
  749. xasiyet: a. Özellik, hususiyet, değer. Buning bir xasiyiti bar – Bunun bir özelliği var. Buning xasiyiti némide? – Bunun özelliği (değeri) neyinde?
  750. xasiyetlik: a.u. Değerli, özelliği olan.
  751. xasiyetsiz: a.u. Özelliği yok, değersiz.
  752. xasiyetsizlik: a.u. Değersizlik.
  753. xata: a. Hata. Basma xatasi – Matbaa hatası; baskı hatası. Xata qilmaq – Hata yapmak. Xata anglimaq – Yanlış anlamak.
  754. xatalashqan: a.u. Hata yapmış.
  755. xatalashmaq: a.u. Hata etmek, yanılmak.
  756. xatalashturmaq: a.u. (xatalashmaq'tan) Yanıltmak.
  757. xataliq: a.u. Yanlışlık. Xataliq ötküzmek – Hata yapmak, yanılmak.
  758. xatasiz: a.u. Hatasız.
  759. xatasizliq: a.u. Hatasızlık.
  760. xatime: a. Son, nihayet. Xatime bermek – Son vermek, sonuçlandırmak.
  761. xatire: a. Hatıra, anı, akıl. Xatiride tutmaq – Akılda tutmak. Xatiremde bar – Aklımda. Xatiremde yoq – Aklımda yok. Xatiremdin chiqiptu – Unutmuşum. Xatiridin chikarmaq – Unutmak. Xatiringdin chiqarma! – Unutma! Xatiringgha al – Hatırla, esle. Xatirige chüshmek – Hatırlamak. Xatirige keltürmek – Hatırlamak. Xatire deptiri – Hatıra defteri. Xatire mimarisi – Anıt, abide. Xatire küni – Anma günü.
  762. xatirjem: a. Telaşsız, sakin, emin, rahatça. Xatirjem bolung – Emin olun, telaşlanmayın. Xatirjem qilmaq – Teskin etmek, yatıştırmak.
  763. xatirjemlenmek: a.u. Emin olmak, rahatlamak, sakin olmak.
  764. xatirjemlik: a.u. Eminlik, rahatlık, sakinlik, telaşsızlık.
  765. xatirjemlinish: a.u. Emin olma, rahatlama, sakin olma.
  766. xatirjemsiz: a.u. Telaşlı, endişeli. Xatirjemsiz halda – Telaşlı halde.
  767. xatirjemsizlenmek: a.u. Telaşlanmak, endişelenmek, emin olamamak. Mundaq sharayitta adem xatirjemsizlinip kétidu – Böyle vaziyette insan telaşlanıyor.
  768. xatirjemsizlinish: a.u. Telaşlanma, endişelenme, emin olmama.
  769. xatirlash: a.u. Hatırlama, anma, akla getirme.
  770. xatirlatmaq: a.u. (xatirlimaq'tan) Hatırlatmak, uyarmak.
  771. xatirlimaq: a.u. Hatırlamak, akla getirmek, anmak.
  772. xatirlitish: a.u. Hatırlatma, uyarma.
  773. xatun: ağ. bk. xotun.
  774. xawatir: a. Endişe, telaş, alârm. Xawatir bolmaq – Endişelenmek.
  775. xawp: bk. xewp.
  776. xayal: a. bk. xiyal.
  777. xayish: f. bk. xahish.
  778. xazan: f. Sonbahar, güz. Xazan bolmaq – Sararmak, solup sararmak.
  779. xex: a. bk. xelq.
  780. xezhlimek: a.u. ağ. bk. xerjlimek.
  781. xeq: a. bk. xelq.
  782. xelayiq: a. bk. xalayiq.
  783. xelipe: a. tar. Halife.
  784. xelipilik: a.u. Halifelik.
  785. xelkperwer: a.f. Halkperver, halksever.
  786. xelq: a. Halk. Xotun xelq – Kadın milleti. Xelq égiligi – Halk ekonomisi. Xelq edibiyati – Halk edebiyatı. Xelq aghzida – Halk ağzında. Xelq sözi – Halk sözü. Özliring qandaq xelqsila – Nasıl bir insansınız.
  787. xelqara: a.u. Uluslararası, beynelmilel. Xelqara weziyet – Uluslararası vaziyet.
  788. xelqaraliq: a.u. Uluslararası, beynelmilel. Xelqaraliq munasiwetler – Uluslararası ilişkiler.
  789. xelqchi: a.u. Halksever, halkperver.
  790. xelqchil: a.u. Halksever, demokrat.
  791. xelqchiliq: a.u. Halkçılık, demokrasi.
  792. xelqperwerlik: a.f.u. Halkçılık, halkseverlik.
  793. xelpe: a. tar. Öğretmen.
  794. xelpesh: Temel atma.
  795. xem: Ceza, ceza vermek. Xem qilmaq – Cezalandırmak.
  796. xemdiye: a. bk. tarix.
  797. xemek: f. bot. Tane bağlamış yumurtalık; ham; olmamış; yeşil.
  798. xemel: a. bk. hemel.
  799. xemse: a. Hamse, beş.
  800. xendek: a. Hendek.
  801. xenjer: f. Hançer.
  802. xenjerlimek: f.u. Hançerlemek.
  803. Xenzu: ç. Çinli, Çin milleti. Xenzu tili – Çin dili.
  804. xenzuchiliq: ç.u. Çin milliyetçiliği. Chong Xenzuchiliq – Büyük Çin milliyetçiliği.
  805. xenzuleshmek: ç.u. Çinlileşmek.
  806. xenzushunas: ç.f. Sinolog.
  807. xenzushunasliq: ç.f.u. Sinoloji.
  808. xep!: ünl. Ne çare!
  809. xeplimek: Korkutmak, tehdit etmek.
  810. xeprük: Balgam. Xeprük tükürmek – Balgam tükürmek.
  811. xepshük: Sus, yavaş.
  812. xerajet: a. bk. xirajet.
  813. xerite: a. Harita.
  814. xerj: a. Masraf, gider. Xerj qilmaq – Masraf etmek.
  815. xerjletmek: a.u. (xerjlimek'ten) Masraflandırmak.
  816. xerjlimek: a.u. Harcamak, masraf etmek.
  817. xesis: a. Hasis, cimri.
  818. xesislik: a.u. Hasislik, cimrilik. Xesislik qildi – Cimrilik etti.
  819. xeste: a. 1. Hasta 2. Yorgunluk, bitkinlik.
  820. xestixane: f. Hastahane.
  821. xestilenmek: f.u. Hastalanmak.
  822. xestilik: f.u. Hastalık.
  823. xeshek: f. Kuru ot.
  824. xeshke: Güceniklik, dargınlık.
  825. xeshlenmek: a.u. Harcanmak.
  826. xeshlesh: a.u. Harcama.
  827. xeshletmek: a.u. (xeshlimek'ten) Harcatmak.
  828. xeshlimek: a.u. Harcamak; bk. xerjlimek.
  829. xet: a. Mektup, yazı. Chirayliq xet – Güzel yazı. Uning xéti yaman – Onun yazısı çirkin (kötü). Xet-sawatliq adem – Okuma yazması var adam. Xet-sawati yoq adem – Okuma yazması yok adam. Xet-sawat chiqarmaq – Okuma yazma öğrenmek. Salam xet – Mektup. Xet-xewer – Mektup ve haber. Kara xet – İhbarname. Xet sandughi – Mektup sandığı. Til xet – Makbuz, senet. Toxtam xet – ağ. tutanak, kararname.
  830. xet-xewer: Mektup ve haber.
  831. xet-pet: a.u. Mektup gibi bir şeyler.
  832. xetche: a.f. Küçük mektup.
  833. xetchek: a.u. Mektup gibi bir şeyler.
  834. xetchi: a.u. Yazıcı, tahsildar.
  835. xetchilik: a.u. Yazıcılık.
  836. xeter: a. Tehlike. Xewp-xeter – Tehlike. Xéyim-xeter – Tehlike.
  837. xeterlik: a.u. Tehlikeli. Xeterlik weziyet – Tehlikeli vaziyet.
  838. xetersiz: a.u. Tehlikesiz.
  839. xetersizlik: Tehlikesizlik.
  840. xetir: a. bk. xatire.
  841. xetleshmek: a.u. Mektuplaşmak.
  842. xetligüchi: a.u. Yazan, not eden.
  843. xetlimek: a.u. Yazmak, not etmek. Ular hemme nersini xetlep ketti – Onlar her şeyi not etti.
  844. xetme: Son, tamam. Xetmi Kuran – Kuranı okuyup tamamlamak (hatim indirmek).
  845. xetname: a.f. Belge, vesika, senet.
  846. xetne: a. Sünnet, sünnet etmek. Xetne qilmaq – Sünnet etmek. Xetne toy – Sünnet düğünü.
  847. xettat: a. Hattat; güzel yazı üstadı.
  848. xettatliq: Hattatlık.
  849. xewer: a. 1. Haber. Xewer almaq – Haber almak. Xewer élip turmaq – Her zaman haberdar olmak. Xewer bermek – Haber vermek. Xewer qilmaq – Haber vermek. Xewirim yoq – Haberim yok. Néme xewer bar? – Ne haber var? 2. gr. Yüklem. Ige, xewerdin tüzülgen jümle – Özne ve yüklemden yapılmış cümle.
  850. xewerchi: a.u. Haberci.
  851. xewerdar: a.f. Haberdar. Xewerdar qilmaq – Haberdar etmek.
  852. xewerdarliq: a.f.u. Haberdar olma hali.
  853. xewerlendürmek: a.u. Haber vermek.
  854. xewerleshmek: a.u. Haberleşmek.
  855. xewersiz: a.u. Habersiz. Hich némidin xewersiz adem – Hiçbir şeyden habersiz adam. U xewersiz yoqap ketti – O habersiz kayboldu.
  856. xewersizlik: a.u. Habersizlik.
  857. xewp: a. Tehlike. Xewp salmaq – Tehlike göstermek.
  858. xewp-xeter: a. Tehlike. Xewp-xeterge uchrimaq – Tehlike ile karşılaşmak.
  859. xewplenmek: a.u. Tehlike hissetmek, endişelenmek.
  860. xewplik: a.u. Tehlikeli.
  861. xewplinish: a.u. Endişelenme.
  862. xewpsiz: a.u. Tehlikesiz.
  863. xewpsizlik: a.u. Tehlikesizlik, emniyet. Dölet xewpsizligini saqlash orunliri – Devlet emniyetini koruma kurumları.
  864. xey: ç. Kumaştan yapılmış Çin ayakkabı. Lata xey – Kumaş ayakkabı.
  865. xeygüen: ç. Gümrük.
  866. xeylik: ç.u. Ayakkabılı. Sériq xeylik ayal – Sarı ayakkabılı kadın.
  867. xeyr: a. 1. Sadaka 2. İyilik, hayır 3. Elveda, hoşçakal.
  868. xeyr-ihsan: a. İyilik, hayır ihsan.
  869. xeyrchi: a.u. Dilenci.
  870. xeyrchilik: a.u. Dilencilik.
  871. xeyrxah: a.f. Hayırhah, iyilik.
  872. xeyrxahliq: a.f.u. İyilik yapma hali.
  873. xeyrleshmek: a.u. Vedalaşmak.
  874. xeyrlik: a.u. Hayırlı. Xeyrlik bolsun – Hayırlı olsun.
  875. xeyrlishish: a.u. Vedalaşma.
  876. xeyrsiz: a.u. Hayırsız, iyiliği yok. Xeyrsiz mal – İyiliği yok mal.
  877. xezine: a. Hazine, hazna.
  878. xezinichi: a.u. Hazinedar, haznedar.
  879. xezinidar: a.f. Hazinedar, haznedar.
  880. xezinidarliq: a.f.u. Hazinedarlık, haznedarlık.
  881. xéchil: a. bk. xijil.
  882. xéjir: Katır, bardo.
  883. xéqirimaq: Böğürmek.
  884. xéli: f. Çok, epey. Xéli waxt boldi – Epey zaman oldu. Xéli köp – Epey çok. Xélidin béri – Epeydir. Yéshim xéligha yetti – Yaşım epey ilerledi.
  885. xélila: f.u. Epey, bir sürü, çokça.
  886. xémir: f. Hamur.
  887. xémirturush: Maya; hamur mayası.
  888. xénim: Hanım.
  889. xéridar: f. Müşteri.
  890. xéridarlar: Müşteriler.
  891. xéridarliq: f.u. Müşterilik.
  892. xéyim-xeter: Kaza ve tehlike. Mallarni xéyim-xeterdin saqlash – Malları kaza ve tehlikeden koruma.
  893. xézin: a. Hazin. Xezin awaz – Hazin bir ses; kederli ses.
  894. xidim: t. Trahom.
  895. xixidimaq: Kahkaha atmak.
  896. xijalet: a. Utanç, sıkılma. Xijalet tartmaq – Utanmak. Xijalet bolmaq – Utanmak; sıkımak.
  897. xijaletchilik: a.u. İhtiyaç, zaruret, sıkıntı, yoksulluk.
  898. xijaletlik: a.u. Mahcubiyet, şaşkınlık. Özini xijaletliktin chiqirish üchün – Kendini mahcubiyetten kurtarmak için.
  899. xijil: a. Utanç, mahcubiyet. Xijil bolmaq – Utanmak. Xijil qilmaq – Utandırmak. U sel xijil bolghandek qildi – O biraz utanmış gibi oldu.
  900. xijilliq: a.u. Utangaçlık, sıkılganlık, mahcubiyet. Xijilliq ichide – Mahcubiyet içinde.
  901. xiqirimaq: Böğürmek.
  902. xil: f. Tür, çeşit. Her xil – Her türlü. Nechche xil – Birkaç türlü. Almining bir xili – Elmanın bir türü. U öz xiligha erge chiqiptu – O kendine uygun biri ile evlenmiş. Bir xil qiliwétish – Ayrı hale getirme.
  903. xilap: a. Hilaf, aykın, zıt, aksi.
  904. xilapliq: a.u. Aksilik, zıtlık, aykırılık.
  905. xillanmaq: f.u. Ayıklanmak, seçilmek.
  906. xillash: Ayıklama, seçme.
  907. xillatmaq: (xillimaq'tan) f.u. Ayıklatmak, seçtirmek.
  908. xilliq: Muhtelif, türlü, çeşitli, değişik. Köp xilliq égilik – Çok türlü ekonomi. Xilmu-xilliq – Çeşitlilik.
  909. xillimaq: f.u. Seçmek.
  910. xilmu-xil: Çeşitli.
  911. xilmu-xilliq: f.u. Çeşitlilik.
  912. xilwet: a. Boğuk, belirsiz, yalnızlık. Xilwetke kirmek – Yalnız yaşamak.
  913. xilwetxana: a.f. Manastır hücresi.
  914. ximiye: r. Kimya. Ximiye fakultéti – Kimya fakültesi.
  915. ximiyilik: r.u. Kimyasal. Ximiyilik analiz – Kimyasal analiz.
  916. ximiyiwiy: r.a. Kimyasal, kimyevi. Ximiyiwiy oghut – Kimyasal gübre.
  917. ximyeger: r.f. Kimyacı.
  918. xine: f. Kına. Xine qoymaq – Kına yakmak.
  919. xinechöp: f.u. bot. Liken.
  920. xingze: ç. Kayısı. Xingze derixi – Kayısı ağacı.
  921. xirajet: a. Masraf.
  922. xire: f. Donuk. Xire qilmaq – Gölgede bı rakmak.
  923. xirildatmaq: (xirildimaq'tan) Huylandırmak, kızdırmak.
  924. xirildimaq: Böğürmek 2. Horuldamak.
  925. xirileshmek: f.u. Donuk olmak, gölgelenmek.
  926. xirileshtürmek: f.u. (xirileshmek'ten) Donuklaştırmak, gölge düşürmek.
  927. xirilik: f.u. Donukluk, sönüklük.
  928. xirqirimaq: bk. xiqirimaq.
  929. xirlashmaq: Çekişmek, kavga etmek, sövüp saymak.
  930. xirman: f. bk. xaman.
  931. xirurg: r. Operatör, cerrah.
  932. xirurgiye: r. Cerrahi, operatörlük.
  933. xirurgiyiliq: r.u. Cerrahi, operatörlük.
  934. xislet: a. Vasıf, hassa, özellik.
  935. xisletlik: a.u. 1. Nitelik 2. özel iyi karakter.
  936. xishchi: f.u. Kerpiççi.
  937. xishchiliq: f.u. Kerpiççilik.
  938. xitaben: a. Hitaben; birinin yüzüne söyleyerek. Xelqqe xitaben – Halka hitaben.
  939. xitap: a. Hitap.
  940. xitapname: a.f. Beyanname.
  941. Xitay: Çinli. Xitay güli – Pat (-tı).
  942. xitildash: Kahkaha atma.
  943. xitildimaq: Kahkaha atmak.
  944. xiyal: a. Hayal. Xiyalgha chommaq – Hayala dalmak. Xiyal sürmek – Hayal etmek; hayala dalmak. Xiyal deryasigha chomup kettim – Hayal nehrine daldım. Xam xiyal – Ham hayal; boş hayal. Xiyalimgha keldi – Aklıma geldi.
  945. xiyalchan: Hayalci.
  946. xiyalchanliq: a.u. Hayalcilik.
  947. xiyaliliq: a.u. Hayalciük.
  948. xiyaliy: a. Hayalî.
  949. xiyalkesh: a.f. Hayalci.
  950. xiyalkeshlik: a.f.u. Hayalcilik.
  951. xiyallanmaq: a.u. Hayala dalmak.
  952. xiyalperest: a.f. Hayalperest.
  953. xiyalperestlik: a.f.u. Hayalperestlik.
  954. xiyanet: a. Hıyanet, ihanet.
  955. xiyanetchi: a.u. Hıyanet eden.
  956. xiyanetchilik: a.u. Hıyanet etme hali.
  957. xiyanetkar: a.f. Hıyanetkar.
  958. xiyanetkarane: a.f. Hıyanetkarane.
  959. xiyanetkarliq: a.f.u. Hıyanetlik.
  960. xiyanetlik: a.u. Hıyanetlik.
  961. xiyawan: f. tar. İki yanı ağaçlı yol; park yolu.
  962. Xizir: Hızır.
  963. xizmet: a. Hizmet. Xizmet qilmaq – Hizmet etmek. Xizmet heqqi – Hizmet hakki. Xizmet waxti – Hizmet vakti; iş vakti. Xizmitingizde bolay – Hizmetinizi yapayım.
  964. xizmetchi: a.u. Memur, işçi. Öy xizmetchisi – Ev işçisi.
  965. xizmetchilik: a.u. Memurlük, işçilik.
  966. xizmetdash: a.u. İş arkadaşı; mesai arkadaşı.
  967. xizmetkar: a.f. İşçi.
  968. xizmetkarliq: a.f.u. İşçilik. Xizmetkarliq qilmaq – İşçilik yapmak.
  969. xo: ç. 1. 64 kilo ağırlığındaki ölçü birimi. 2. 64 kilo tohumun ekildiği tarla alanı.
  970. xoxenze: ç. Yiğit, kahraman.
  971. xoja: f. 1. Sahip, patron, mal sahibi 2. Sayın, muhterem, saygıdeğer.
  972. xojam: f.u. Sayın, muhterem, saygıdeğer.
  973. xojayin: f. Sahip.
  974. xojayinliq: f.u. Sahiplik. Xojayinliq qilmaq – Sahip çıkmak; sahip olmak.
  975. xojen: ç. Roket, füze. Sün'i hemraning xojini – Uydu rokei.
  976. xojiliq: f.u. Ekonomi. Xelq xojilighi – Halk ekonomisi. Yéza xojilighi – Köy ekonomisi.
  977. xojisiz: f.u. Sahipsiz.
  978. xojisizliq: f.u. Sahipsizlik.
  979. xojuyun: f. ağ. bk. xojayin.
  980. xolum: Xolum-xoshna – Komşu.
  981. xoma: ağ. bk. gülqaq.
  982. xoncha: f. Fincan tabağı.
  983. xop: f. İyi, olur.
  984. xorash: Yıpranma, azalma, zayıflama.
  985. xoratmaq: (xorimaq'tan) Yıpratmak.
  986. xoraz: f. Horoz.
  987. xorazwaz: f. Horoz dövüştürmeyi seven.
  988. xorazwazliq: f.u. Horoz dövüştürmeyi sevme hali.
  989. xorimaq: Yıpranmak, azalmak, zayıflamak. Xorimas polat xenjer – Yıpranmaz çelik hançer.
  990. xorjun: bk. xurjun.
  991. xorlanmaq: Rezil olmak, hakaret edilmek.
  992. xorlimaq: f.u. Hor görmek.
  993. xorluq: f.u. Yüzkarası, rezalet, ayıp. Xorluqta turmaq – Sürünmek; manasız bir hayat sürmek. Uning xorlughi ötüp ketti – O canımı sıktı (usandırdı).
  994. xoruldimaq: Horuldamak. Xoruldap uxlimaq – Horuldayıp uyumak.
  995. xorutush: Yıpratma.
  996. xoshal: f. bk. xushal.
  997. xoshamet: f. bk. xushamet.
  998. xoshang: ç. Yağda kavrulmuş mantı.
  999. xoshlashmaq: f.u. bk. xushlashmaq.
  1000. xoshna: f. Komşu. Xoshna memliket – Komşu ülke. Xolum-xoshnilar – Komşular.
  1001. xoshnichiliq: f.u. Komşuluk; komşu olma hali.
  1002. xoshnidar: f. Komşu.
  1003. xoshnidarchiliq: f.u. Komşuluk; komşu olma hali. Yaxshi xoshnidarchiliq munasiwiti – İyi komşuluk ilişkisi.
  1004. xoshniliq: f.u. Komşuluk.
  1005. xotek: Sıpa.
  1006. xoteklimek: Eşeğin yavrulaması.
  1007. xotun: Kadın. Xotun almaq – Kadın almak; evlenmek. Xotun qoymaq – Kadım boşamak. Xotun-bala – Kadın ve çocuk. Xotun-qizlar – Kadın ve kızlar.
  1008. xotunluq: Kadınlı. Köp xotunluq – Çok kadınlı. Xotunluqqa bermek – Kocaya vermek. Xotunluqqa almaq – Eş olarak almak.
  1009. xotunperest: u.f. Kadın düşkünü.
  1010. xotunperestlik: Kadın düşkünlüğü.
  1011. xotunsiz: Kadınsız, bekar.
  1012. xotunsizliq: Kadınsızlık, bekarlık.
  1013. xotunwaz: u.f. Kadın düşkünü; bk. xotunperest.
  1014. xotunwazliq: u.f.u. Kadın düşkünlüğü; bk. xotunperestlik.
  1015. xoyma: Pek, çok, tamamen, büsbütün. Tagh shamili xoyma illiq – Dağ rüzgarı çok ılık. Güller xoyma échilip ketti – Çiçekler çok güzel açılıverdi. Xoyma yoghan – Çok da büyük.
  1016. xoymu: bk. xoyma.
  1017. Xristiyan: r. Hıristiyan. Xristiyan dini – Hıristiyan dini.
  1018. Xristiyanliq: r.u. Hıristiyanlık.
  1019. xrom: r. kim. Krom.
  1020. xronométr: r. Kronometre.
  1021. xuadani: ç. Triko (bir tür kumaş).
  1022. Xuda: f. Tanır, Allah. Xudadek körmek – Tanır gibi görmek. Xuda heqqi – Allah aşkına. Xuda körsetmisun! – Allah göstermesin. Xudagha tapshurmaq – Allaha ısmarlamak. Xuda ursun – Allah kahretsin.
  1023. Xudaperest: f. Sofu, dindar.
  1024. Xudaperestlik: f.u. Sofuluk, dindarlık.
  1025. Xudasiz: f.u. Allahsız, ateist, Tanırsız, Tanrı tanımaz.
  1026. Xudasizliq: f.u. Ateistlik, Tanırsızlık, Allahsızlık, Tanrı tanımazlık.
  1027. Xudawend: f. Tanır, Allah.
  1028. Xuday: f. Tanrı, Allah.
  1029. Xudaya: f. Tanırm, Allahım.
  1030. Xudayitaala: Tanrı, Allah.
  1031. xudbin: f. Bencil, hodkâm.
  1032. xudbinlik: f.u. Bencillik.
  1033. xuddi: f. Aynı, tıpkı. Xuddi özi – Tıpta kendisi. Xuddi shu chaghda – Aynı o zaman.
  1034. xuduk: Şüphe, vesvese.
  1035. xuduksirash: Şüphelenme; vesveseye düşme.
  1036. xuduksirimaq: Şüphelenmek; vesveseye düşmek.
  1037. xuju: ç. Karabiber.
  1038. xulase: a. Sonuç. Xulase chikarmaq – Sonuçlandırmak. Xulasigha kelmek – Sonuca varmak.
  1039. xulasilanmaq: a.u. Sonuçlanmak.
  1040. xulasilash: a.u. Sonuçlandırma.
  1041. xulasilimaq: a.u. Sonuçlandırmak.
  1042. xuligan: r. Terbiyesiz, küstah, kavgacı.
  1043. xuliganliq: r.u. Terbiyesizlik, küstahlık.
  1044. xulq: a. Hulk, huy, tabiat, karakter.
  1045. xulqliq: a.u. İyi huylu.
  1046. xulqsiz: a.u. Huylu, hırçın, huysuz.
  1047. xulqsizliq: a.u. Huysuzluk. Xulqsizliq qilmaq – Huysuzluk yapmak.
  1048. xuluq: a. bk. xulq.
  1049. xulumatang: ç. Karışık, anlamsız. Uning xulumatang sözidin yer astigha patimen – Onun anlamsız sözlerinden utanıyorum.
  1050. xumar: f. İhtiras, tutku. Xumar bolmaq – Tutulmak. Xumardin chiqqiche – Tutku çözülene kadar. Xumardin chikmaq – Tutkuyu çözmek. Xumardin tarqimaq – Tutkuyu dağıtmak. Méni yarim tashlap ketti bashqining xumarigha – Beni yarım bırakaverdi başkasının aşkına.
  1051. xumarlashmaq: f.u. Tutsaklaşmak. Xumarlashqan kara közler – Tutsaklaşmış kara gözler.
  1052. xumarlashtumaq: f.u. (xumarlashmaq'tan) Tutsaklaştmnak.
  1053. xumarlashturush: f.u. Tutsaklaştırma.
  1054. xumarliq: f.u. Tutsaklık; tutsaklı. Xumarlik köz – Tutsaklı göz.
  1055. xumarlishish: f.u. Tutsaklaşma.
  1056. xumche: f. Çanak, kap, çömlek.
  1057. xumdan: f. Çömlekçi ocağı.
  1058. xumdanchi: f.u. Çömlekçi.
  1059. xumdanchiliq: f.u. Çömlekçilik.
  1060. xummar: f. bk. xumar.
  1061. xumper: f. Haylaz.
  1062. xumre: f. Çamurdan yapılmış kap; kil kap.
  1063. xumsa: ağ. bk. xunise.
  1064. xun: f. Kan.
  1065. xunggan: ağ. bk. xangga.
  1066. xunxar: f. Hunhar.
  1067. xunxarliq: f.u. Hunharlık.
  1068. xunise: Hunsa; çifte cinsiyetli.
  1069. xunriz: f. Katil.
  1070. xunsiz: f.u. Kansız. Xunsiz chiray – Kansız sima.
  1071. xunsizliq: f.u. Katillik.
  1072. xunük: f. Çirkin.
  1073. xunüklenmek: f.u. Çirkinleşmek.
  1074. xunüklinish: f.u. Çirkinleşme.
  1075. xunüklük: f.u. Çirkinlik.
  1076. xupiyane: a.f. Gizli halde.
  1077. xupiye: a. Gizli.
  1078. xupiyilik: a.u. Gizlilik.
  1079. xupsenmek: Aldırmamak; önemsememek.
  1080. xupten: f. Gece. Xupten namazi – Gece namazı; yatsı namazı.
  1081. xurapat: a. Hurafe.
  1082. xurapatchi: a.u. Batıl inanışlı.
  1083. xurjun: Heybe.
  1084. xurma: f. Hurma. Xurma derexti – Hurma ağacı. Xurma reft – Kahverengi.
  1085. xursunmaq: İçler çekmek; ahlar çekmek.
  1086. xurshid: f. Güneş.
  1087. xuruj: a. Çıkış, hücum, düşmanca çıkış.
  1088. xuruldash: Horuldama.
  1089. xuruldimaq: Horuldamak.
  1090. xurum: r. Krom. Xurum ötük – Kromlu çizme.
  1091. xususen: a. Bilhassa, özellikle.
  1092. xususiy: a. Hususi, özel. Xususiy soda – Özel ticare. Xususiy mülük – Özel mülk. Xususiy égilik – Özel ekonomi.
  1093. xususiyet: a. Özellik, ayrıcalık.
  1094. xususiylik: a.u. Özellik, hususiylik.
  1095. xususta: a.u. Hakkında, konuda. Bu xususta – Bu konuda. Uning xususida – Onun hakkında.
  1096. xush: f. Hoş, iyi. Xush awaz – Hoş ses; güzel ses. Xush körmek – Hoş görmek. Xush qilmaq – Hoşlandırmak. U könglümni xush qildi – O beni sevindirdi. Xush kepsiz – Hoş geldiniz. Xush qélinglar – Hoşçakalın. Xush emse – Elveda; hoşçakalın. Bu söz ularning qulighigha xush yaqmidi – Bu söz onların hoşuna gitmedi.
  1097. xushal: f.a. Memnun, sevinçli. Xushal qilmaq – Memnun etmek. Xushal bolmaq – Memnun olmak. Xushalmen – Memnunum.
  1098. xushal-xuram: f.a. Memnun, sevinçli.
  1099. xushal-xuramliq: f.a.u. Memnuniyet, sevinç.
  1100. xushalliq: f.a.u. Memnuniyet, sevinç. Xushalliq bilen – Memnuniyetle; sevinçle.
  1101. xushamet: f. Kompliman, pohpohlama, dalkavukluk, yaltaklık. Xushamet söz – Nazik söz. Xushamet qilmaq – Yaltaklanmak.
  1102. xushametchi: f.u. Dalkavuk.
  1103. xushametchilik: f.u. Dalkavukluk. Xushametchilik qilmaq – Dalkavukluk yapmak.
  1104. xushametgöy: f. Pohpohçu, dalkavuk.
  1105. xushametgöylük: f.u. Pohpohçuluk, dalkavukluk.
  1106. xushbext: f.a. Saadet, mutluluk, bahtiyarlık.
  1107. xushbextlik: f.a.u. Mutlüluk, bahtiyarlık.
  1108. xushboy: f. Hoş kokulu; güzel koku saçan.
  1109. xushchaqchaq: Neşeli, güler yüzlü.
  1110. xushchaqchaqliq: f.u. Neşelilik, güler yüzlülük.
  1111. xushgöy: f. Hoş, tatlı.
  1112. xushhal: f.a. bk. xushal.
  1113. xushxet: f.a. Güzel yazı.
  1114. xushxetliq: f.u. Güzel yazılı.
  1115. xushxewer: f.a. Müjde; sevinç verici haber.
  1116. xushxuluq: f.a. Terbiyeli, görgülü.
  1117. xushxuy: f. Neşeli, sevinçli.
  1118. xushxuyluq: f.u. Neşelilik, sevinçlilik.
  1119. xushqamet: f.a. Çelimli, endamlı, boyu bosu yerinde.
  1120. xushqametlik: f.a.u. bk. xushqamet.
  1121. xushlanmaq: f.u. Sevinmek, hoşnut olmak.
  1122. xushlashmaq: f.u. Vedalaşmak.
  1123. xushlimaq: f.u. Sevmek, sevindirmek.
  1124. xushluq: f.u. Hoşnutluk.
  1125. xushlunush: f.u. Sevinme, hoşnut olma.
  1126. xushlushush: f.u. Vedalaşma.
  1127. xushmuamile: f.a. Hoş muamele; iyi ilişki.
  1128. xushmuamililik: f.a.u. Hoş muameleli; iyi ilişkili.
  1129. xushnut: f. Hoşnut, memnun.
  1130. xushnutluq: f.u. Hoşnutluk, memnunluk.
  1131. xushpichim: f.u. Mevzun, zarif, muntazam.
  1132. xushroy: f. Güzel, ilgi çekici.
  1133. xushroyluq: f.u. Güzellik, ilgi çekicilik.
  1134. xushtar: f. Aşık, tutkun, meftun, sevdalı. Xushtar bolmaq – Aşık olmak.
  1135. xushtarliq: f.u. Aşıklık, sevdalık.
  1136. xushtebiet: f.a. Neşeli, sevinçli.
  1137. xushtebietlik: f.a.u. Neşelilik, sevinçlilik.
  1138. xushwaxt: f.a. Memnun, sevinçli.
  1139. xushyaqmas: Tembel, avare, haylaz.
  1140. xutbe: a. Hutbe.
  1141. xutmu: a. ağ. bk. qutup.
  1142. xuy: f. Huy, karakter. Xuyi yaman adem – Huysuz adam. Shu atning bir yaman xuyi bar – Şu atın bir kötü huyu var. Xulqi-xuyi mulayim qiz – Hulkı, huyu mülâyim kız.
  1143. xuy-peyli: f.a.u. Karakter ve niyet. Xuypeyli yaman adem – Karakter ve niyeti kötü adam.
  1144. xuyluq: f.u. Huylu.
  1145. Xuyzu: ç. Döngen, Çin Müslümanı.
  1146. iane: a. y.d. İane. Iane toplimaq – İane toplamak. Iane qilmaq – İane etmek.
  1147. ibadet: a. İbadet. Ibadet qilmaq – İbadet etmek.
  1148. ibadetxana: a.f. İbadethane.
  1149. ibare: a. İbare.
  1150. ibaret: a. İbaret. Shuningdin ibaret – Şundan ibaret.
  1151. ibaytin: Deminden. Ibaytin béri – Deminden beri.
  1152. iblis: a. İblis.
  1153. iblisane: a.f. İblisçe.
  1154. ibn: a. Oğlu. Ibn Sina – İbn Sina (Sina oğlu).
  1155. Ibraniy: a. İbranî. Ibraniy dini – İbranî dini.
  1156. ibret: a. İbret. Ibret almaq – İbret almak.
  1157. ibretlik: a.u. İbretli.
  1158. ich: İç. Ich sürmek – İç sürmek, ishal olmak. Ichim qatti – Kabız oldum. Ichi ötti – İçi sürdü. Ichim aghridi – Kamım ağrıdı. Öy ichi – Aile efradı; evdekiler; çoluk çocuk.
  1159. ichek: Barsak.
  1160. ichide: İçinde. Bir yil ichide – Bir yıl içinde. Ichtin chiqqan düshmen – İçten çıkan düşman. Ichimde – İçimde. Ichimdin chiqqan bala – Doğurduğum çocuk. Ichidin – İçinden. Ichige – İçine. Öz ichige alidu – Kendi içine alacak. Ichi qara – Kötü niyetli. Ichim échildi – Ferahladım, sevindim. Ichi kawak (qawaq) – içi boş. Mulayim kara közliri ichige oltaghan – Mülayim siyah gözleri içine çökmüş. Aghzining ichide – Ağzının içinde. Ich aghirtmaq – Acımak. Ich pushmaq – Canı sıkılmak; içi sıkılmak. Ich köymek – Acımak, merhamet etmek. U ichide oylidi – O kendi kendine düşündü.
  1161. ichimlik: İçki, içilen şey. Ichimlik ichmek – İçki içmek.
  1162. ichish: İçme.
  1163. ichkergi: İçeri, dahilî.
  1164. ichki: Dahilî, içe ait. Ichki aghriklar – İç hastalıklar. Ichki kiyim – İç çamaşır, iç elbise.
  1165. ichkilik: İçki. Ichkilik ichmek – İçki içmek. Ichkilikke bérilip ketmek – İçki düşkünlüğü.
  1166. ichkiri: İçeri. Memliketning ichkirisige – Ülkenin içerisine. Ichkiride – İçeride.
  1167. ichkirilesh: İçerleme.
  1168. ichkirilimek: İçerlemek.
  1169. ichköynek: İç gömlek, gecelik.
  1170. ichkülük: bk. ichkilik.
  1171. ichküzmek: (ichmek'ten) İçirmek.
  1172. ichküzülmek: Içirilmek.
  1173. ichküzülüsh: İçirilme.
  1174. ichküzüsh: İçirme.
  1175. ichqoyun-tashqoyun: İç içe olmak; sıkı dostluk; kardeşçe yakınlık. Rehberlerning amma bilen ichqoyun-tashqoyun bolushi – Liderlerin toplum ile iç içe olması.
  1176. ichmek: İçmek.
  1177. ichtirmek: (ichmek'ten) İçirmek.
  1178. idare: a. İdare. Öz-özini idare qilish – Kendi kendini idare etme. Herbiy xizmet idarisi – Askerî hizmet idaresi. Gézit idarisi – Gazete idaresi. Idare qilguchi – İdare eden. Idare qilmaq – İdare etmek.
  1179. iddia: a. İddia.
  1180. idéal: r. İdeal, ülkü.
  1181. idéalist: r. İdealist, ülkücü.
  1182. idéalizm: r. İdealizm, ülkücülük.
  1183. idéallashturmaq: r.u. Ülkü haline getirmek; ülküleştirmek.
  1184. idrek: a. İdrak.
  1185. idreklik: a.u. Zeki, hassas.
  1186. idreksiz: a.u. İdrak edemeyen.
  1187. idreksizlik: a.u. Kavrayış zayıflığı, anlayışsızlık.
  1188. ige: İye, sahip. Banka igisi – Banka sahibi. Chong yer igisi – Büyük toprak ağsı. Sen'et igisi – Sanat sahibi. Qelem igisi – Yazar, edip. Talant igisi – Yetenek sahibi. Bu chong ehmiyetke ige – Bunun önemi çok büyük. 2. Fail, özne.
  1189. igek: Eğe.
  1190. igellimek: Ele geçirmek, zaptetmek, gaspetmek, zorla almak, işgal etmek.
  1191. igermek: Eğirmek, bükmek.
  1192. igichi: ağ. Büyük kız kardeş; bk. acha ve hede.
  1193. igidar: u.f. Sahip, malik, iye.
  1194. igidarchiliq: u.f.u. Sahiplik, iyelik.
  1195. igidarliq: u.f.u. Sahiplik, iyelik.
  1196. igisiz: Sahipsiz, iyesiz. Igisiz qalmaq – Sahipsiz kalmak. 2. gr. Öznesiz, failsiz. Igisiz péil – Öznesiz fiil. Igisiz jümle – Öznesiz cümle.
  1197. igisizlik: Sahipsizlik, iyesizlik.
  1198. igitek: Tortu.
  1199. igne: bk. yingne.
  1200. ighwa: a. Kışkırtma, provokasyon, fesat.
  1201. ighwachi: a.u. Fesatçı, kışkırtıcı.
  1202. ighwagerchilik: a.f.u. Kışkırtma hali; fesat hali.
  1203. ihanet: a. İhanet.
  1204. ihate: a. İhate; kenarım kuşatma.
  1205. ihfiyatkarliq: a.f.u. bk. ihtiyatchanliq.
  1206. ihsan: a. İhsan.
  1207. ihtimal: a. İhtimal. Ihtimaldin yiraq – Olasılığı çok az. Her ihtimalgha qarshi – Her ihtimala karşı.
  1208. ihtiram: a. İhtiram.
  1209. ihtiras: a. İhtiras.
  1210. ihtirasliq: a.u. İhtiraslı.
  1211. ihtisham: a. İhtişam, görkem.
  1212. ihtishamliq: a.u. Görkemli.
  1213. ihtiyaj: a. İhtiyaç.
  1214. ihtiyajliq: a.u. İhtiyaclı, lüzumlu.
  1215. ihtiyat: a. İhtiyat. Ihtiyat qilmaq – İhtiyat etmek.
  1216. ihtiyatchan: a.u. İhtiyatlı, dikkatli.
  1217. ihtiyatchanliq: a.u. İhtiyatlı olma hali.
  1218. ihtiyatkar: a.f. bk. ihtiyatchan.
  1219. ihtiyatliq: a.u. İhtiyatlı, dikkatli.
  1220. ihtiyatsiz: a.u. İhtiyatsız, dikkatsiz.
  1221. ihtiyatsizliq: a.u. İhtiyatsızlık, dikkatsizlik.
  1222. ixchem: Derli toplu. Öz pikrini ixchemghina bildürmek – Kendi fikrini derli toplu halde anlatmak.
  1223. ixchemleshmek: Derli toplu hale gelmek.
  1224. ixchemleshtürmek: (ixchemleshmek'ten) Derli toplu hale getirmek.
  1225. ixchemleshtürüsh: Derli toplu hale getirme.
  1226. ixchemlik: Derli toplu olma hali.
  1227. ixlas: a. İhlas, içtenlik. Ixlasimni qaytardi – İtimadım kalmadı. Ixlas qilmaq – İhlas ile; içtenlikle. Ixlas qoyup ishlidim – Özenle çalıştım. Bu ishke méning ixlasim yoq – Bu işi sevmiyorum.
  1228. ixlasliq: a.u. İstekli, gönüllü.
  1229. ixlassiz: a.u. İsteksiz, gönülsüz.
  1230. ixlassizliq: İsteksizlik, gönülsüzlük.
  1231. ixtidar: a. İktidar, kabiliyet, yetenek.
  1232. ixtilal: a. İhtilal.
  1233. ixtilap: a. İhtilap, zıddiyet, karşıt.
  1234. ixtilapliq: a.u. Zıddiyetli, zıddiyetlik, karşıtlı, karşıtlık.
  1235. ixtisas: a. İhtisas.
  1236. ixtisaslashmaq: a.u. İhtisaslaşmak.
  1237. ixtisasliq: a.u. İhtisas sahibi; mütehassıs.
  1238. ixtisat: a. İktisat, ekonomi.
  1239. ixtisatchi: a.u. İktisatçı.
  1240. ixtisatchil: a.u. Tasarrufa meyil; para biriktirmeye meyil.
  1241. ixtisatchiliq: a.u. Tasarrufa meyillik; para biriktirmeye meyillik.
  1242. ixtiyar: a. İrade, istem. U méning ixtiyarimda – O benim irademe bağh. Ixtiyar özemde – Nasıl istersem öyle olur; Kimseye bağlı değilim. Ixtiyaring – Nasıl istersen.
  1243. ixtiyariy: a. İstekli, isteyerek, gönüllü. Ixtiyariy türde – İstekli halde; gönüllü olarak. Ixtiyar özengde – İstediğini yap. Öz ixtiyarigha almaq – Kendi iradesine bağlamak. Öz ixtiyari bilen – Kendi iradesiyle. Öz ixtiyarigha qoymaq – Kendi haline bırakmak.
  1244. ixtiyarliq: a.u. İsteklilik, serbestlik, gönüllülük.
  1245. ixtiyarsiz: a.u. İstemeyerek, zorla. Ixtiyarsiz heriket – İstenilmeyen hareket. Ixtiyarsiz rewishte – İstemeyerek.
  1246. ixtiyarsizliq: a.u. İrade dışı, isteksizlik.
  1247. ijabet: a. İcabet.
  1248. ijabiy: a. Müspet, olumlu.
  1249. ijadiiy: a. Yapıcı.
  1250. ijadiyet: a. Yaratıcılık.
  1251. ijadiyetchanliq: a.u. Yaratıcı yeteneğinin yüksekliği.
  1252. ijare: a. Kira. Ijarigha alghuchi – Kiracı. Ijare heqqi – Kira hakkı. Yer ijarisi – Yer (toprak) kirası. Ijarigha almaq – Kiraya almak. Ijarigha bermek – Kiraya vermek. Ijarigha qoymaq – Kiraya koymak.
  1253. ijarichi: a.u. Kiracı.
  1254. ijaridar: a.f. Kiracı.
  1255. ijarikesh: a.f. Kiracı.
  1256. ijat: a. Yaratma. Ijat qilghuchi – Yaratıcı.
  1257. ijatchan: a.u. Yaratıcı.
  1258. ijatchanliq: a.u. Yaratıcılık.
  1259. ijatchi: a.u. Yaratıcı.
  1260. ijatkar: a.f. Yaratıcı.
  1261. ijatkarliq: a.f.u. Yaratıcılık.
  1262. ijaze: a. bk. ijazet.
  1263. ijazet: a. Ruhsat, izin. Ijazet bermek – İzin vermek.
  1264. ijra: a. İcra. Ijra qilmaq – İcra etmek. Ijra qilghuchi – İcra eden.
  1265. ijrachi: a.u. İcra eden.
  1266. ijraiye: a. Yürütme. Ijralye komitéti – Yürütme komitesi.
  1267. ijtihat: a. Çalışkanlık, gayret.
  1268. ijtihatliq: a.u. Çalışkan, gayretli.
  1269. ijtimaiy: a. İçtimaî, toplumsal.
  1270. ijtimaiyet: a. İçtimaiyat.
  1271. ikkeylen: İkimiz, ikisi, iki kişi.
  1272. ikki: İki. Ikkimiz – İkimiz. Ikkilisi – İkisi de. Ikki hesse – İki hisse. Ikkisi – İkisi. Ikkidin bir – Bir bölü iki. Ikkisidin biri – İkisinden biri. Ikki ayliq – İki aylık. Ikki yilliq – İki yıllık. Ikki yaqlima – İki taraflama. Ikkige böldüm – İkiye böldüm. Bir-ikki heptidin keyin – Bir iki haftadan sonra. Ikki yüzlük – İki yüzlü, riyakar. Ikki yüzlimichilik – İki yüzlülük. Ikki tayin – Belli değil, bilinmeyen, meçhul, belirsiz.
  1273. ikki-ikkidin: İkişer ikişer.
  1274. ikkilen: İkimiz, ikisi, iki kişi.
  1275. ikkilik: İkili.
  1276. ikkilisi: İkisi de. Ikkilisi ketti – İkisi de gitti.
  1277. ikkinchi: İkinci. Ikkinchi derijilik – İkinci dereceli.
  1278. ikkinchidin: İkinci olarak.
  1279. ikkizek: İkiz.
  1280. iqlim: a. İklim.
  1281. iqrar: a. Tanıma, itiraf. Ikrar bolmaq – Tanımak, itiraf etmek.
  1282. Ilah: a. Tanrı.
  1283. Ilahiy: a. Tanrısal.
  1284. Ilahiyet: a. İlahiyat, Tanrı bilimi.
  1285. ilaj: a. Çare, araç, deva, ilaç, em. Muning birer ilaji barmu? – Bunun bir çaresi var mı? Ilaj yoq – Çare yok. Ilajim yoq – Çarem yok. Ilajini körmek – Çaresini bulmak. Néme ilajing bar? – Ne çaren var?
  1286. ilajsiz: a.u. Çaresiz. Ilajsiz keldim – Çaresiz geldim.
  1287. ilajsizliq: a.u. Çaresizlik. Ilajsizliqtin razi boldum – Çaresizlikten razı oldum.
  1288. ilan: a. bk. élan.
  1289. ildam: Çabuk, hızlı. Ildam poyiz – Hızlı tren.
  1290. ildamlash: Hızlanma.
  1291. ildamlatmaq: (ildamlimaq'tan) Hızlandırmak.
  1292. ildamliq: Çabukluk, hızlılık. Ildamliq bilen – Hızla.
  1293. ildamlimaq: Hızlanmak.
  1294. ildamlitish: Hızlandırma.
  1295. ildamraq: ağ. Biraz daha hızlı.
  1296. ildurmaq: Astırmak.
  1297. ileshmek: Karışmak.
  1298. ileshtürmek: (ileshmek'ten) Karıştırmak.
  1299. ilgek: İlmek.
  1300. ilgiche: İğ.
  1301. ilgiri: Daha önce, daha erken 2. İleri. Ilgiri qarap – İleriye bakarak. Atisidin qarghish alghan ilgiri kelmes – Atasından beddua alan kimsenin bahtı açık olmaz.
  1302. ilgiri-kéyin: Hiçbir zaman; asla. Ilgiri-kéyin mundaq ishni qilmang – Asla böyle bir işi yapmayın.
  1303. ilgirilesh: İlerleme.
  1304. ilgirilik: Üstünlük, avantaj.
  1305. ilgirilimek: İlerlemek.
  1306. ilgüch: Askı.
  1307. ilghar: Öncü, ilerici. Bizning ilgharlirimiz – Bizim öncülerimiz.
  1308. ilgharliq: Öncülük.
  1309. ilghash: Seçme, ayıklama.
  1310. ilghimaq: Seçmek, ayıklamak.
  1311. ilham: a. İlham. Ilham bergüchi – İlham veren. Ilham almaq – İlham almak.
  1312. ilhambexsh: a.f. İlham veren. Ilhambexsh sözler – İlham veren sözler.
  1313. ilhamchi: a.u. İlhamcı, coşturan.
  1314. ilhamlandurmaq: a.u. (ilhamlanmaq'tan) İlham vermek, coşturmak.
  1315. ilhamlanmaq: a.u. İlham almak.
  1316. ilighliq: Asılı. Ilighliq turuptu – Asılı duruyormuş.
  1317. ilik: İlik. Omurtqa ilighi – Belkemiği iliği.
  1318. ilim: a. İlim, bilim.
  1319. ilimaq: Ilımak, ışımak.
  1320. ilimdar: a.f. Bilgili, okumuş.
  1321. ilimdarliq: a.f.u. Bilgililik.
  1322. ilimlik: a.u. Bilgili.
  1323. ilimsiz: a.u. Bilgisiz.
  1324. ilimsizlik: a.u. Bilgisizlik.
  1325. ilinmaq: İlişmek, takılmak. Béliq qarmaqqa ilindi – Balık oltaya takıldı. Ilinip qalmaq – Takılıp kalmak. Ilinip turmaq – Asılı durmak. Közge ilinidighan nerse – Göze çarpan şey. Közge ilinmaq – Göze çarpmak. Közüm oyqugha ilindi – Yeni uyudum; Yeni uykuya daldım.
  1326. iliwélish: İlişme, takılıverme.
  1327. ilishish: Karışma, katılma.
  1328. ilitmaq: (ilimaq'tan) Ilıtmak, ısıtmak.
  1329. iliwalmaq: İlişmek, takılıvermek.
  1330. iljaymaq: Gülümsemek, tebessüm etmek.
  1331. ilk: El, kol. Ilkimizde – Elimizde. Mal-dölitim ilkimdin ketti – Malım mülküm elimden gitti (malımı-mülkümü kaybettim).
  1332. ilqa: Yılkı.
  1333. ilqichi: Yılkı çobanı.
  1334. ilqichiliq: Yılkıcılık; yılkı sürüsü ile meşgul olma işi.
  1335. illet: Çıban, kançıbanı.
  1336. illetlik: Hasta. Illetlik jay – Hastalı yer.
  1337. illiq: Ilık, sıcak. Illiqqina külüp qoydi miyighida – Sıcak bir gülümsedi. Közge illiq körünüdu – Göze sıcak gözüküyor.
  1338. illiqliq: Ilıklık, sıcaklık.
  1339. illitish: Ilıtma, ısıtma.
  1340. illitmaq: (ilimaq'tan) Ilıtmak, ısıtmak.
  1341. ilmaq: Asmak. U meni közge ilmaydu – O beni hor görüyor.
  1342. ilman: Ilık. Ilman su – Ilık su.
  1343. ilmichi: Örgü örücü, oyacı.
  1344. ilmichilik: Trikotaj işi.
  1345. ilmiy: a. İlmî, bilimsel. Ilmiy kéngesh – Bilimsel şura.
  1346. ilpet: a. Dost, arkadaş.
  1347. ilpetchilik: a.u. Dostluk, arkadaşlık.
  1348. ilpetleshmek: a.u. Dostlaşmak, arkadaş olmak.
  1349. ilpiz: Bars; bk. qaplan.
  1350. iltija: a. İltica, rica, istek.
  1351. iltimas: a. İltimas. Iltimas qilmaq – İltimas etmek.
  1352. iltimaschi: a.u. İltimas eden.
  1353. iltimasname: a.f. Dilekçe.
  1354. iltipat: a. İltifat. Iltipat körsetmek – İltifat etmek; iltifat göstermek.
  1355. iltipatlik: a.u. İltifatlı.
  1356. iltipatsiz: a.u. İltifatsız. Iltipatsiz qaldurmaq – İltifat etmemek.
  1357. iltipatsizliq: a.u. İltifatsızlık.
  1358. ilwiz: Böbür, babur, leopar.
  1359. ima: İma, işaret. Ima qilmaq – İma etmek, işaret etmek.
  1360. imam: a. İmam.
  1361. imamliq: a.u. İmamlık. Imamliq qilmaq – İmamlık yapmak.
  1362. iman: a. İman. Imanimiz kamil – İmanımız kamil. Iman keltürmek – Müslüman olmak (imana gelmek).
  1363. imanliq: a.u. İmanh.
  1364. imansiz: a.u. İmansız.
  1365. imansizliq: a.u. İmansızlık.
  1366. imaret: a. İmaret. Imaret salmaq – İmaret yapmak.
  1367. imaretchi: a.u. Mimar.
  1368. imaretchilik: a.u. Mimarlık.
  1369. imir-chimir: Hafif dalgalar, kamaşma.
  1370. imkan: a. İmkan. Imkani bolsa – İmkanı olsa. Imkani yoq – İmkanı yok.
  1371. imkaniyet: a. İmkaniyet.
  1372. imkansiz: a.u. İmkansız.
  1373. imkansizliq: a.u. İmkansızlık.
  1374. imla: a. İmla. Imla kaidiliri – İmla kaideleri (kuralları).
  1375. imlash: İma etme, işaret etme.
  1376. imliq: gr. Ünlem, nida.
  1377. imlimaq: İşaret etmek. Imlap qichqarmaq – İşaret ederek çağırmak.
  1378. impérator: r. İmparator.
  1379. impératorluq: r.u. İmparatorluk.
  1380. impérialist: r. Emperyalist.
  1381. impérializm: r. Emperyalizm.
  1382. import: r. İthalât.
  1383. importluq: r.u. İthalât için hazırlanmış. Importluq mal – İthalât için hazırlanmış mal.
  1384. imraq: ağ. bk. amraq.
  1385. imtihan: a. İmtihan, sınav. Imtihan almaq – İmtihan yapmak. Imtihan bermek – İmtihan olmak. Imtihandin ötmek – İmtihandan geçmek.
  1386. imtiyaz: a. İmtiyaz.
  1387. imtiyazliq: a.u. İmtiyazlı.
  1388. imza: a. İmza. Imza qoymaq – İmza atmak. Bu uning öz imzasi – Bu onun kendi imzası.
  1389. imzalimaq: a.u. İmzalamak.
  1390. in: İn.
  1391. In'gliz: İngiliz. In'gliz ayili – İngiliz kadım. In'gliz tili – İngiliz dili.
  1392. inabet: a. bk. inawet.
  1393. inaq: Dost, barışçı, barışçıl, barışsever. Inaq ishleymiz – Barış içinde çalışıyoruz. Inaq yashimaq – Dostça yaşamak, dostça geçinmek.
  1394. inaqlashmaq: Dost olmak, barışmak.
  1395. inaqliq: Dostluk, mutabakat.
  1396. inawet: a. Güven, itimat, itibar, inanma. Inawetke almaq – İtimat etmek, güvenmek.
  1397. inawetlik: a.u. İtibarlı, güvenilir.
  1398. inawetsiz: a.u. Güvensiz, itibarsız.
  1399. inawetsizlik: a.u. İtimatsızlık, güvensizlik, itibarsızlık.
  1400. inayet: a. Lutuf, meyil.
  1401. inchik: İnce, zarif.
  1402. inchike: bk. inchik.
  1403. inchikilik: İncelik, titizlik. Inchikilik bilen ishlen'gen plan – Titizlikle yapılmış plan.
  1404. inchikilimek: İnceltmek; titizlikle araştırmak.
  1405. inchiklimek: bk. inchikilimek.
  1406. indesh: Seslenme; bk. ündesh.
  1407. indikmek: Suluk kesilmek; bk. endikmek.
  1408. indimek: Seslenmek; bk. ündimek.
  1409. indin: Öbürgün (yarın değil).
  1410. indinqi: Öbürgünkü.
  1411. indinliq: Öbürgünlük.
  1412. industriyileshtürmek: r.u. Sanayileştirmek.
  1413. inek: İnek.
  1414. ingek: Çene.
  1415. inggen: Deve.
  1416. ingiwash: ağ. Elbise, giysi, üst.
  1417. ingichke: ağ. İnce.
  1418. ingichkilik: İncelik.
  1419. ingichkilimek: İnceltmek, incelemek.
  1420. ingishmek: Eğilmek.
  1421. ingishtürmek: (ingishmek'ten) İğmek, eğmek.
  1422. ingrimaq: İnlemek.
  1423. ini: Küçük erkek kardeş.
  1424. inichke: bk. inchike.
  1425. injiq: Kaprisli, takılma, kafa tutma.
  1426. injiqliq: Kaprislilik, kafa tutma.
  1427. injiqlimaq: İnlemek, sinirlenmek.
  1428. Injil: a. İncil.
  1429. inju: İnci.
  1430. inzhénér: r. Mühendis. Tagh inzhénéri – Maden mühendisi.
  1431. inzhénérlik: r.u. Mühendislik.
  1432. inkar: a. İnkar. Inkar qilmaq – İnkar etmek.
  1433. inkas: a. İnkas, yankı. Inkas qilmaq – İnkas etmek; yankı vermek.
  1434. inqilap: a. İhtilâl, devrim, inkılâp.
  1435. inqilapchi: a.u. İhtilâlci, devrimci, inkılâpçı.
  1436. inqilapchil: a.u. Devrimcilik.
  1437. inqilapchiliq: a.u. Devrimcilik.
  1438. inqilawiy: a. İnkılaba özgü. Inqilawiy heriket – Devrim faaliyeti.
  1439. inqilawiylashmaq: a.u. Devrimcilik.
  1440. inqiraz: a. Batma, düşme, meşum, yok olma.
  1441. insan: a. İnsan, kişi.
  1442. insanchiliq: a.u. Kişilik. Insanchilighi yoq adem – Kişiliği yok adam.
  1443. insaniy: a. İnsanî, insanca.
  1444. insaniyet: a. İnsaniyet. Insaniyet alimi – İnsanlık alemi.
  1445. insaniyetchilik: a.u. Kişilik. Insaniyetchilighi yoq adem – Kişiliği yok adam.
  1446. insaniyetperwer: a.f. İnsancıl, insan seven.
  1447. insaniyetsizlik: a.u. İnsaniyetsizlik, merhametsizlik.
  1448. insanperwer: a.f. İnsancıl, insan seven, hümanist.
  1449. insap: a. İnsaf. Insap qilmaq – İnsaflı olmak.
  1450. insapliq: a.u. İnsaflı.
  1451. insapsiz: a.u. İnsafsız.
  1452. insapsizliq: a.u. İnsafsızlık.
  1453. institut: r. Enstitü. Sherqshunasliq instituti – Şarkiyat (Doğu bilimleri) enstitüsü. Ilmiy-tekshürüsh instituti – Araştırma enstitüsü. Pédagogika instituti – Eğitim enstitüsü.
  1454. inwéntar: r. Demirbaş, avadanlık, envanter. Inwéntar qilmaq – Envantere geçirmek; envanter kontrolü.
  1455. insha: a. Yaratma, kurma, meydana getirme, hazırlama, inşa.
  1456. inshaalla: a. İnşaallah.
  1457. inshaat: a. İnşaat.
  1458. intayin: Gayet, çok, pek. Intayin yaxshi – Çok iyi; gayet iyi.
  1459. intérnatsional: r. Uluslararası, beynelmilel, enternasyonal.
  1460. intérnatsionalist: r. Enternasyonalizm taraflısı.
  1461. intérnatsionalistik: r. Uluslararası, beynelmilel.
  1462. intérnatsionalizm: r. Enternasyonalizm.
  1463. intérnatsionalliq: r.u. Enternasyonalizm taraftarlığı.
  1464. intiqam: a. İntikam. Intiqam almaq – İntikam almak.
  1465. intiqamchi: a.u. İntikamcı.
  1466. intilmek: Hamle, dalga, hız.
  1467. intizam: a. İntizam. Emgek intizami – Çalışma intizamı; iş intizamı.
  1468. intizamsiz: a.u. İntizamsız.
  1469. intizamsizliq: a.u. İntizamsızlık.
  1470. intizar: a. İntizar, bekleme. Intizar bolmaq – İntizar olmak.
  1471. intizarliq: a.u. İntizar olmak.
  1472. ioshuruq: Gizlilik, saklılık.
  1473. ipade: a. İfade. Ipade etmek – İfade etmek.
  1474. ipadilash: a.u. İfade etme.
  1475. ipadilimaq: a.u. İfade etmek.
  1476. ipar: Misk.
  1477. iplas: a. Kirli, alçak. Iplas adem – Alçak insan.
  1478. iplaslashmaq: Kirlenmek; alçaklaşmak.
  1479. ippet: a. İffet.
  1480. iptira: a. İflira. Iptira qilmaq – İftira etmek.
  1481. iptirachi: a.u. İftiracı.
  1482. iptirachiliq: İftiracılık.
  1483. irade: a. İrade. Iradisi küchlük – İradesi güçlü.
  1484. iradilik: a.u. İradeli. Iradilik kishi – İradeli kişi.
  1485. iradisiz: a.u. İradesiz.
  1486. iradisizlik: a.u. İradesizlik.
  1487. Iran: f. İran. Iran tilliri – İran dilleri.
  1488. Iranliq: f.u. İranlı.
  1489. irghaq: Çengel.
  1490. irghatmaq: (irghimaq'tan) Atlatmak, sıçratmak.
  1491. irghay: bot. Hanımeli.
  1492. irghimaq: Atlamak, sıçramak. Irghip ötmek – Atlayıp geçmek. Irghip minmek – Sıçrayıp binmek (ata).
  1493. irghitmaq: Bir yana atmak; kenara atmak.
  1494. irimchik: Sütün kaynatılması ile yapılan bir çeşit peynir.
  1495. irinchek: Tembel.
  1496. irkit: Süt suyu (bir çeşit süt ürünü).
  1497. irq: a. Irk.
  1498. irqchi: a.u. Irkçı.
  1499. irqchiliq: a.u. Irkçılık.
  1500. irqiy: a. Irkî; ırka ait.
  1501. irpan: a. İrfan. Ilim-irpan – İlim ve irfan.
  1502. irsiyet: a. İrsiyet.
  1503. is: Koku 2. Duman. Is tegmek – Dumanla zehirlenmek.
  1504. isen: ağ. bk. isen'ge.
  1505. isen'ge: Gelecek yıl.
  1506. isildimaq: Cızırdamak.
  1507. isim: a. İsim, ad. Xas isim – Has isim. Isimi jismige muwapiq bolsun – İsmi cismine uygun olsun.
  1508. isimlik: a.u. İsimli. Mamut isimlik bir kishi – Mahmut isimli bir kişi. Saylighuchilarning isimlighi – Seçmenlerin listesi.
  1509. isimsiz: a.u. İsimsiz.
  1510. isinmaq: Isınmak.
  1511. isit: Yazık!
  1512. isitqina: Yazık!
  1513. isitma: Sıcak 2. Isıtma.
  1514. iskenje: f. Kıskaç içine almak, baskı, işkence.
  1515. iskenjewil: Bir tür bitki, ilaç olarak kullanılır.
  1516. isket: a. Şekil, biçim, model.
  1517. isketlik: a.u. Güzel, gösterişli, yakışıklı.
  1518. iskilat: r. Ambar, depo.
  1519. iskilatchi: r.u. Ambar memuru.
  1520. iskimek: Koklamak.
  1521. iskine: Keski, kalem.
  1522. iskiripka: r. Viyolon, keman.
  1523. iskiripkichi: r.u. Keman çalan kimse.
  1524. iskripka: r. Keman.
  1525. isqitmaq: Islık çalmak.
  1526. islah: Arlslah, düzeltme, tamir.
  1527. islahet: a. Islahat, düzeltme işleri. Yer islahiti – Toprak ıslahatı.
  1528. islahetchi: a.u. Islahatçı.
  1529. islahetchilik: a.u. Islahatçılık.
  1530. Islam: a. İslam.
  1531. Islamiyet: a. İslamiyet.
  1532. islash: İsleme, iste kurutma.
  1533. isliq: Dumanlı.
  1534. islimaq: Dumanlamak. Islighan gösh – Dumanlatılmış et.
  1535. Ispan: İspanya. Ispan ayili – İspanya kadını.
  1536. ispanliq: İspanyalı.
  1537. ispat: a. İspat, kanıtlama.
  1538. ispatlash: a.u. İspatlama, kanıtlama.
  1539. Israiliye: a. İsrail.
  1540. israp: a. İsraf. Israp qilmaq – İsraf etmek.
  1541. israpchi: a.u. İsraf eden.
  1542. israpchiliq: a.u. İsrafa kaçmak.
  1543. israpger: a.f. İsraf eden.
  1544. israpgerchilik: a.f.u. İsrafa kaçmak.
  1545. israpxor: a.f. Tutumsuz, savurgan.
  1546. israpxorluq: a.f.u. Tutumsuzluk, savurganlık.
  1547. israpliq: a.u. bk. israpxorluq.
  1548. isriq: Günlük, buhur.
  1549. isriqdimaq: Tütsülemek.
  1550. issiq: Isı, sıcak. U közümge issiq köründi – Gözüme sıcak göründü.
  1551. issiq-soghuq: Sıcakhk derecesi.
  1552. issiqchan: Sık sık ateşi yükselen kişi.
  1553. issiqchanliq: Ateş yükselme hassası.
  1554. issiqliq: Sıcaklık.
  1555. issiqlimaq: Terlemek.
  1556. issitquch: Isıtan alet.
  1557. issitmaq: Isıtmak.
  1558. issiz: Dumansız.
  1559. ist: Yazık. Nadangha éytqan ist sözüm – Cahile söylenmiş sözüme yazık.
  1560. istakan: r. Bardak.
  1561. istansa: r. İstasyon.
  1562. istanse: r. bk. stansiye.
  1563. istek: İstek.
  1564. ister-istimes: İster istemez.
  1565. istesh: İsteme 2. Arama.
  1566. istibdat: a. İstibdat.
  1567. istibdatchi: a.u. Müstebit hükümdar, mutlak hükümdar, zorba.
  1568. istidat: a. İstidat, yetenek.
  1569. istidatliq: a.u. Yetenekli.
  1570. istihsal: a. Yapma, yapılma.
  1571. istixkam: a. Kale.
  1572. istikamet: a. İkamet; bir yerde yaşaırfa.
  1573. istiklal: a. İstiklâl, bağımsızlık.
  1574. istiqbal: a. İstikbal, rastlama.
  1575. istiqbalsiz: a.u. Istikbalsız; geleceği olmayan.
  1576. istiqlaliyet: a. Bağımsızlık.
  1577. istil: r. Üslup, tarz, stil. Istil tüzütüsh – Tarzı düzeltme.
  1578. istila: a. İstilâ. Istila qilmaq – İstilâ etmek.
  1579. istilachi: a.u. İstilâcı.
  1580. istilachiliq: a.u. İstilâcı olma durumu.
  1581. istilah: a. Istılah, terim.
  1582. istimal: a. Tüketim. Keng istimal malliri – Çok tüketim malları.
  1583. istipa: a. İstifa. Istipa bermek – İstifa etmek.
  1584. istirahet: a. İstirahat, dinlenme. Istirahet qilmaq – Dinlenmek. Istirahet öyi – Dinlenme evi.
  1585. istisna: a. İstisna.
  1586. istisnasiz: a.u. İstisnasız.
  1587. istqina: Yazık!
  1588. isyan: a. İsyan, ayaklanma. Isyan chiqarmaq – İsyan etmek. Isyan kötermek – Ayaklanmak.
  1589. isyanchi: İsyancı, isyan eden.
  1590. isyanchiliq: a.u. İsyankârlık, baş kaldıncılık.
  1591. isyankar: a.f. İsyancı. Isyankar poéziye – Ateşli şür; devrimci şür; asi ruhlu şür.
  1592. iwimek: Yumuşamak, gevşemek.
  1593. ish: İş. Ish béshigha chiqmaq – İş başı yapmak. Uning héchbir ishi yoq – Onun hiçbir işi yok. Sizge bir ishim chüshti – Sizden bir ricam var. Qolidin héchqandaq ish kelmeydu – Elinden hiçbir iş gelmiyor. Ish tashlash veya ish tashlimaq – Grev. Ish heqqi – İş hakkı. Ishqa ashurmaq – Becermek, gerçekleştirmek. Ishtin qalmaq – İşe gidememek. Ishqa pishshiq – İşe alışkın; becerikli.
  1594. ishare: a. İşaret.
  1595. isharet: a. bk. ishare.
  1596. ishchan: Çalışkan.
  1597. ishchanlik: Çalışkanlık.
  1598. ishchi: İşçi. Ishchi ayal – İşçi kadın. Qara ishchi – Vasıfsız işçi. Ishchi küchi – İşçi gücü.
  1599. ishek: bk. éshek.
  1600. ishekchi: Eşekçi, eşek çalıştıran.
  1601. ishekchilik: Eşekçilik, eşek çalıştırma işi.
  1602. ishen'güsiz: Aldatıcı; inanılır değil.
  1603. ishench: İnanç. Men ishenchimni yoqattim – Ben inancımı kaybettim. 2. Güven. Ishenchim yoq – Güvenim yok.
  1604. ishenche: bk. ishench.
  1605. ishenchi: bk. ishench.
  1606. ishenchlik: Güvenilir. Ishenchlik kishi – Güvenilir kişi. Ishenchlik bolmaq – Güvenilir olmak.
  1607. ishenchsiz: Güvenilmez, emin olmayan.
  1608. ishenchsizlik: İnançsızlık 2. Güvensizlik, güvenilmezlik.
  1609. ishendürerlik: İnandırıcı. Ishendürerlik délil – İnandırıcı delil.
  1610. ishendürmek: İnandırmak.
  1611. ishenmek: İnanmak, güvenmek. Ishen'gim kelmeydu – Güvenmek istemiyorum; güvenemiyorum. Men pütünley ishenmes bolup qaldim – Ben büsbütün güvenmez oldum. Öz küchimge ishinimen – Kendi gücüme güveniyorum.
  1612. ishenmeslik: İnançsızlık, güvensizlik; ikna edici olmayan.
  1613. isheshlik: bk. ishenchlik.
  1614. ishghal: a. İşgal.
  1615. ishghaliyet: a. İşgalcilik.
  1616. ishghaliyetchi: a.u. İşgalci.
  1617. ishghaliyetchilik: a.u. İşgal işi.
  1618. ishxana: u.f. Kalem, kalem odası.
  1619. ishik: Kapı. Arqa ishik – Arka kapı. Men ishigingdin öttüm – Ben senin kapının önünden geçtim.
  1620. ishinich: bk. ishinish.
  1621. ishinish: İnanma, güven, inanç, emniyet, itimat. Ishinishim kérek – Güvenmem lazım. Din'ge ishinish erkinlighi – Dinî inanç özgürlüğü.
  1622. ishitmek: İşitmek, duymak.
  1623. ishq: a. Aşk, sevgi. Ishqim tüshti – Sevdim.
  1624. ishqilimaq: Oğmak, oğalamak, sürtmek.
  1625. ishqimaq: Oğmak, ovmak, oğuşturmak.
  1626. ishqiwaz: a.f. Meraklı, hevesli, aşklı, düşkün.
  1627. ishqiwazliq: Meraklılık, şevklilik, heveslilik.
  1628. ishqiy: a. Aşklık, aşktaşlık.
  1629. ishlemchan: Çalışkan, faal.
  1630. ishlemchi: Çalışan, işçi.
  1631. ishlepchiqirish: Üretim, istihsal. Ishlepchiqirish küchliri – Üretim güçleri. Ishlepchiqirish plani – Üretim planı. Ishlepchiqirish quralliri – Üretim aletleri. Ishlepchiqirish münasiwetliri – Üretim münasebetleri.
  1632. ishlimek: İşlemek, çalışmak. Ishlep chiqarmaq – Üretmek. Ishlep chiqarghuchi – Üreten.
  1633. ishret: a. Eğlence, keyif meclisi, zevk, lezzet.
  1634. ishsizlik: İşsizlik.
  1635. ishshek: Şişek.
  1636. ishshiq: Şişkinlik, şiş, ur, tümör.
  1637. ishshimek: Şişmek.
  1638. ishshish: Şişme, işsiz İşsiz.
  1639. isht: Köpek. Isht balisi – Köpek yavrusu, enik. Tayghan isht – Tazı köpeği. Lalma isht – Serseri köpek.
  1640. ishtan: İç donu.
  1641. ishtanbagh: Donun ip kemeri.
  1642. ishtanchan: Sadece donlu (pantalonsuz).
  1643. ishtbéliq: Ufak yenilmez balık. 2. Ayı balığı.
  1644. ishtergüzmek: (ishtermek'ten) İttirmek.
  1645. ishtermek: İtmek. Ishtirip chüshürmek – İtip in dirmek. Ishtirip kirgüzmek – İtip içeri ye sokmak. Ishtirip chiqarmaq – İtip çıkarmak.
  1646. ishtey: a. İştah. Ishteyim qachti – İştaham kesildi. Ishtéyim échilip ketti – İştaham açılıverdi.
  1647. ishteylik: a.u. İştahalı.
  1648. ishteysiz: a.u. İştahasız.
  1649. ishteysizlik: a.u. İştahasızlık.
  1650. ishtxana: u.f. Av köpekleri kulübesi.
  1651. ishtixa: a. bk. ishtey.
  1652. ishtik: Hızlı, çabuk. Ishtik shamal – Hızlı rüzgar. Ishtik mangidighan – Hızlı yürüyen. Ishtik ötüdighan mal – Hızlı satılan mal. Baziri ishtik – Müşterisi çok.
  1653. ishtiklik: Hızlılık, çabukluk.
  1654. ishtiklimek: Hızlanmak.
  1655. ishtimalchi: a.u. Tüketici.
  1656. ishtirak: a. İştirak, katılma.
  1657. ishtirakchi: a.u. İştirak eden, katılan.
  1658. ishtirmek: İtmek.
  1659. ishtiyaq: a. İhtiras, tutku, düşkünlük, tiryakilik, ihtiraslı aşk. Bu qizgha ishtiyaqim chüshti – Bu kızı sevdim.
  1660. ishtiyaqmen: a.f. Hırslı, istekli, susamış.
  1661. ishtiyaqmenlik: a.f.u. İsteklilik, hırslılık.
  1662. ishtlik: Kötülük, huysuzluk, köpeklik.
  1663. ishtpiti: Köpek kenesi.
  1664. ishttik: bk. ishtik.
  1665. it: bk. isht.
  1666. itaetchan: a.u. İtaatli.
  1667. itaetchanliq: a.u. İtaatlilik.
  1668. itaetkar: a.f. İtaatli.
  1669. itaetlik: a.u. İtaatli.
  1670. itaetsiz: a.u. İtaatsiz.
  1671. itaetsizlik: a.u. İtaatsizlik.
  1672. itaét: a. İtaat.
  1673. Italyan: r. İtalyan. Italyan tili – İtalyan dili. Italyan xelqi – İtalyan halkı.
  1674. itelgü: Maymul kuşu.
  1675. itiqat: a. İtikat.
  1676. itlik: bk. ishtlik. Itlik qilmaq – Birine karşı alçaklık yapmak.
  1677. ittermek: İtmek, dürtmek.
  1678. ittihat: a. İttihat.
  1679. ittipaq: a. İttifak. Sowét Ittipaqi – Sovyetler Birliği.
  1680. ittipaqdash: a.u. Bağlaşık, müttefik. Ittipaqdash jümhüriyet – Cumhuriyetler birliği.
  1681. ittipaqlashmaq: a.u. İttifak olmak; birleşmek; anlaşmak.
  1682. ittipaqsiz: a.u. Ittifaksız, geçimsiz.
  1683. ittirish: İtme.
  1684. Iyul: r. Temmuz.
  1685. Iyun: r. Haziran.
  1686. iz: İz. Izi yoq – İzi yok. Izigha chüshmek – Takip etmek. Izigha salmaq – Rayına oturtmak. Uning izigha chüshtuq – Onu takip etmeye koyulduk. U izsiz yoqaldi – O belirtisiz kayıplara karıştı. Izimu qalmaptu – İzi bile kalmamış. Izdin chiqmaq – Raydan çıkmak.
  1687. iz'har: a. İzhar. Iz'har qilmaq – İzhar etmek.
  1688. iza: a. Öfke, hiddet, utanma. Iza tartmaq – Utanmak. Iza tartquzmaq – Utandırmak. Iza tartarliq ish – Utanacak iş.
  1689. izah: a. İzah. Izah bermek – İzah etmek.
  1690. izahat: a. İzahat.
  1691. izahlash: a.u. İzah etme.
  1692. izahname: a.f. İzahname, izah mektubu.
  1693. izchi: bk. izchil.
  1694. izchil: Sürekli, istikrarlı. Izchil rewishte – İstikrarlı halde.
  1695. izchillashturmaq: Sürekli hale getirmek.
  1696. izchilliq: Süreklilik, istikrarlılık.
  1697. izdenmek: Aranmak.
  1698. izdetküzmek: (izdetmek'ten) Arattırmak.
  1699. izdetmek: (izdimek'ten) Aratmak.
  1700. izdesh: Arama.
  1701. izdimek: Aramak.
  1702. izdinish: Aranma.
  1703. izditish: (izdimek'ten) Aratma.
  1704. ize: Sonra. Andin ize – Ondan sonra. Andin kéyin ize – Ondan sonra.
  1705. izghiriq: Tipi, kar fırtınası.
  1706. izghirin: İliklere işleyen soğuk; şiddetli soğuk. Izghirin soghuq – Şiddetli soğuk.
  1707. izghirinlik: Şiddetli soğuğun hali.
  1708. izghirmaq: İliklere işleyen soğuk.
  1709. izlenggü: Zayıflık, cılızlık.
  1710. izlimek: Aramak. Izlep tapmaq – Arayıp bulmak. Izlep yürmek – Arayıp durmak.
  1711. izme: Düğüm, ilmek (-ği). Taghar-tagharda, izmisi bilen teng qachilanghan bughday – Çuvallarda ilmeğine kadar doldurulmuş buğday.
  1712. izna: Kontur, çevre çizgisi, çevre.
  1713. iznaq: r. İşaret, alamet.
  1714. izne: Deryaning iznisi – Nehir yatağı.
  1715. izsiz: İzsiz, belgesiz, belirtisiz. Izsiz yoqalmaq – Belirtisiz kaybolmak.
  1716. izzet: a. Saygı, hürmet. Izzet qilmaq – Saygı göstermek.
  1717. izzetligüchi: a.u. Saygı gösteren.
  1718. izzetlik: a.u. Saygın.
  1719. izzetlimek: a.u. Saygı göstermek.
  1720. ja: ç. Sahte, yalan, doğru olmayan. Ja adem – Sahte adam. Ja gep – Yalan söz. Ja gep qilmang – Yalan söylemeyin.
  1721. jabduq: Demirbaş, alet, mutfak takımı. Öy jabdughi – Ev eşyası. Dixanchiliq jabduqliri – Çiftçilik aletleri. Éger-jabduq – Eyer takımı.
  1722. jabduqlimaq: Donatmak. Eskerni jabduqlimaq – Askeri donatmak. Yolgha jabduqlimaq – Yol hazırlığı yapmak.
  1723. jabduqluq: Aletli, silahlı, donatılmış.
  1724. jabduqsiz: Aletsiz, silahsız, donatılmamış.
  1725. jabduqsizlandurmaq: Aletsizlendirmek, silahsızlandırmak.
  1726. jabdumaq: bk. jabduqlimaq.
  1727. jabdutmaq: Donatmak; yolculuk hazırlıkları yaptırmak.
  1728. jaben: ç. Ek çalışma. Bugün jaben qilayli – Bugün ek çalışma yapalım.
  1729. jaduchi: f.u. bk. jaduger.
  1730. jaduger: f. Büyücü, sihirbaz.
  1731. jadugerlik: f.u. Büyücülük, sihirbazlık.
  1732. jagh: Elmacık kemiği.
  1733. jaghal: ağ. bk. echkü.
  1734. jahalet: a. Cehalet.
  1735. jahaletperest: a.f. Cehalet taraftan, obskürantizm.
  1736. jahaletperestlik: a.f.u. Obskürantizm.
  1737. jahan: f. Cihan, dünya. Jahan soqushi – Dünya savaşı.
  1738. jahan'gir: f. Cihangir, fatih, emperyalist.
  1739. jahan'girlik: f.u. Cihangirlik, emperyalizm. Jahan'girlik urush – Emperyalist savaşı.
  1740. jahandarchiliq: f.u. Yaşama mücadelesi. Birer jahandarchiliq qilip jan baqarmiz – Yaşama mücadelesi vererek geçinip gideriz.
  1741. jahankezdi: f.u. Seyyah, gezmen.
  1742. jahaz: a. Cihaz. Yaxshi jahazliq öy – İyi cihazlanmış ev.
  1743. jahazlanmaq: a.u. Cihazlanmak.
  1744. jahil: a. Cahil.
  1745. jahilane: a.f. Cahil gibi. Jahilane qarshiliq körsetmek – Cahil gibi direnmek.
  1746. jahillanmaq: a.u. Cahillanmak.
  1747. jahillik: Cahillik. Jahillik qilmaq – Cahillik etmek.
  1748. jaiz: a. Caiz, makbul, meşru. Eger jaiz bolsa – Eğer caiz olursa.
  1749. jaja: a. bk. jaza.
  1750. jakarchi: Haberci, duyuran, ilan eden.
  1751. jakarlanmaq: İlan edilmek.
  1752. jakarlash: bk. jakarlimaq.
  1753. jakarlatmaq: (jakarlimaq'tan) İlan ettirmek.
  1754. jakarlimaq: İlan etmek, duyurmak.
  1755. jaq-juq: Sarsıntılı, sarsan. Jaq-juq yol – Sarsıntılı yol.
  1756. jalaq-juluq: Sarsıntı, sarsan. Jalaq-juluq yol – Sarsıntılı yol.
  1757. jalaqlash: bk. jalaqlimaq.
  1758. jalaqlatmaq: (jalaqlimaq'tan) Sarsmak.
  1759. jalaqlimaq: Sarsılmak.
  1760. jalap: a. Fahişe, orospu, fuhuş.
  1761. jalapliq: a.u. Fahişelik, orospuluk. Jalapliq qilmaq – Fahişelik yapmak.
  1762. jalappez: a.f. Sefih, çapkın.
  1763. jalappezlik: a.f.u. Çapkınlık.
  1764. Jalayir: Calayır (Bir Türk kabilesinin adı).
  1765. jaliq: ç.u. Plancılık, sahtekârlık. Jaliq qilmaq – Sahtekârlık yapmak.
  1766. jallap: a. Vurguncu; deri ve yün gibi ham malları alıp satan kimse.
  1767. jallapliq: a.u. Vurgunculuk; deri ve yün gibi ham malları alıp satma işi.
  1768. jallat: a. Cellat.
  1769. jallatliq: a.u. Cellatlık.
  1770. jamae: a. Toplum.
  1771. jamaet: a. Toplum.
  1772. jamaetchi: a.u. Toplumcu.
  1773. jamaetchiliq: a.u. Toplumculuk.
  1774. jamaqa: Yabanî ot, arsız bitki.
  1775. jamal: a. Güzellik, yakışıklılık. Aydek jamali kündin kün'ge qurushqa bashlidi – Ay gibi güzelliği günden güne solmaya başladı.
  1776. jami: a. Cami.
  1777. jan: f. Can. Tirik jan – Yaşayan. Jéni yoq – Canı yok. Ular nechche jan? – Onlar kaç nüfus? Jan moma – Canım anneannem. Jan almaq – Can almak. Jan ayimay – Canım esirgemeden. Achchighidin jéni chiqip ketti – Çok kızdı, çok öfkelendi. Jan üzmek – Ölmek. Jéni aghzigha kélip qaldi – Canı ağzına geliverdi. Jan baqmaq – Geçinmek. Janning bériche – Canla başla. Jan bermek – Ölmek. Jan talashmaq – Can çekişmek. Jan kirgüzmek – Can yermek. Jan kirmek – Canlanmak. Jangha tégmek – Bıkmak, usanmak, bezmek, can sıkmak. Jan küydürmek – Acımak. Jéni chiqti – Canı çıktı. Jéning chiqsun! – Canın çıksın! Jénimdin toydum – Canımdan bezdim. Jénimni pida qilimen – Canımı feda edeceğim. Yérim jan – Yarım canlı, hasta. Uni jénimdek körümen – Onu canım kadar seviyorum. Men uni jénimdek yaxshi körümen – Ben onu canım gibi seviyorum. Jénining bériche ishlidi – Canla başla çalıştı. Jandin qechken – Canını kıyan. Bir jan bir ten bolup yashimaq – Tek vücut olarak yaşamak. Düshmen jan-jehli bilen qarshiliq körsetmekte – Düşman bütün gücü ile direnmekte. U öz jenini saqlaydu – O canını koruyor.
  1778. jan-dil: Can ve gönül. Jan-dil bilen – Canla başla.
  1779. jan-janwar: f. Bütün canlılar. Jan-janwarlar barlighi uyquda – Bütün canlılar uykuda.
  1780. jan-ten: Can ve ten. Jan-ten bilen – Canla başla.
  1781. janan: f. Canan, dilber, sevgili, gözde, gözbebeği.
  1782. janané: f. Dilber, sevgili, gözde, gözbebeği.
  1783. janap: a. Cenab. Reisi jümhür janapliri – Reisi cumhur cenapları.
  1784. janbaz: a.f. Cambaz.
  1785. janbazliq: Cambazlık.
  1786. jandar: f. Canlı.
  1787. jangdu: ç. Fasulye.
  1788. janggal: f. Orman. Qélin janggal – Koyu orman.
  1789. janggalliq: Ormanlık.
  1790. janggüén: ç. Başkan, vali.
  1791. jangildash: bk. jangildimaq.
  1792. jangildatmaq: (jangildimaq'tan) Çıngırdatmak, zil çalmak.
  1793. jangildimaq: Çıngırdamak.
  1794. jangjal: f. Kavga, skandal.
  1795. jangjalchi: f. Kavgacı.
  1796. jangjallashmaq: f.u. Kavga etmek.
  1797. jangjallashturmaq: f.u. (jangjallashmaq'tan) Birbirine düşürmek.
  1798. jangjallashturush: f.u. bk. jangjallashturmaq.
  1799. jangjung: ç. General.
  1800. jangjunggül: ç.f. Bir çiçek adı.
  1801. janijan: f. Dilber, sevgili, sevimli, aziz.
  1802. janjal: bk. jangjal.
  1803. janküyer: f.u. Candan seven; candan acıyan.
  1804. janküyerlik: f.u. Candan sevme hali; candan acıma hali.
  1805. janlandurmaq: f.u. Canlandırmak.
  1806. janlanmaq: Canlanmak.
  1807. janliq: f.u. Canlı. Janliq tebiet – Canlı varlık. Janliq misal – Canlı örnek. Köp janliq aile – Çok nüfuslu aile.
  1808. janliqliq: f.u. Canlılık.
  1809. janlinish: bk. janlanmaq.
  1810. janpidalik: Fedekarlık.
  1811. jansiz: f.u. Cansız. Jansiz tebiet – Cansız varlık.
  1812. jansizlandurmaq: Cansızlandırmak.
  1813. jansizlanmaq: Cansızlanmak.
  1814. jansizliq: Cansızlık.
  1815. janu-dil: bk. jan-dil.
  1816. janu-ten: bk. jan-ten.
  1817. janwar: f. Canlı, yaşayan.
  1818. japa: a. Cefa. Japa qilmaq – Cefa etmek. Japa tartmaq veya japa chekmek – Cefa çekmek.
  1819. japa-emgek: a.u. Cefa ve emek.
  1820. japa-musheqket: a. Cefa ve meşakkat.
  1821. japakesh: a.f. Cefakeş, çevir ve cefa çeken.
  1822. japakeshlik: a.f.u. Cefa çekme hali.
  1823. japaliq: Meşakkatli, zahmetli. Japaliq xizmet – Zahmetli hizmet. Japalik turmush – Meşakkatli hayat.
  1824. japalimaq: Azap vermek, birine çektirmek.
  1825. japsa: Japsa rende – Planya, uzun rende.
  1826. japsar: Japsar keltürmek – İki tahtayı yan yana birleştirmek, yapıştırmak.
  1827. japsarlimaq: bk. japsar.
  1828. jar: f. Haber, salık, müjde, çağırma, davet, nida. Jar salmaq – Sesli duyurmak; boru sesi gibi ses çıkarmak.
  1829. jaraft: Seda, ses.
  1830. jarahet: a. Cerahat.
  1831. jarahetlenmek: a.u. Cerahatlenmek.
  1832. jarahetlesh: a.u. bk. jarahetlimek.
  1833. jarahetlimek: a.u. Cerahetlemek.
  1834. jarang-jurung: Çın çın (metal eşyaların taklidi sesi).
  1835. jaranglatkuzmaq: (jaranglimaq'tan) Çıngırdattırmak.
  1836. jaranglatmaq: (jaranglimaq'tan) Çıngırdatmak.
  1837. jarangliq: Sedalı. Jarangliq tawush – Sedalı ses.
  1838. jaranglimaq: Çıngırdamak. Jaranglap ketti – Çıngırdayıverdi.
  1839. jarangsiz: Sedasız. Jarangsiz tawush – Sedasız ses.
  1840. jarchi: f.u. tar. Tellal, münadi.
  1841. jarchiliq: f.u. Tellallık, münadilik.
  1842. jarehetlik: a.u. Cerahetli.
  1843. jari: a. Yürürlük, cereyan, uygulama. Jari qilmaq – Yürürlüğe koymak. Démokratiyini toluq jari qilish – Demokrasiyi tam uygulama.
  1844. jariye: a. Cariye.
  1845. jasaret: a. Cesaret, yiğitlik. Jasaret qilmaq – Cesaret etmek.
  1846. jasaretlik: a.u. Cesaretli. Jesaretlik bilen – Cesaret ile.
  1847. jasaretsiz: a.u. Cesaretsiz.
  1848. jasaretsizlik: a.u. Cesaretsizlik. Jasaretsizlik qilmaq – Cesaretsizlik etmek.
  1849. jasus: a. Casus, ajan.
  1850. jasusxana: Casusluk merkezi.
  1851. jasusluk: a.u. Casusluk. Jasusluk qilmaq – Casusluk yapmak.
  1852. jawaben: a. Cevap olarak, cevabında.
  1853. jawang: ç. Çiftlik koşum takımı.
  1854. jawap: a. Cevap. Sual we jawap – Soru ve cevap. Jawap qayturmaq – Cevap vermek. Jawapqa tartmaq – Sorguya çekmek. Jawap berseng kétimen – Cevap verirsen gideceğim. Jawap xet – Cevap mektubu.
  1855. jawapker: a.f. Sorumlu, mesul. Men jawapkermen – Şen sorumluyum. Jawapker xetchi – Mesul katip.
  1856. jawapkerchilik: a.f.u. Sorumluluk, mesuliyet.
  1857. jawapkerlik: a.f.u. Sorumluluk. Jawapkerliktin qorqmaq – Sorumluluktan korkmak. Jawapkerlikke tartmaq – Sorguya çekmek.
  1858. jawapkersizlik: a.f.u. Sorumsuzluk, mesuliyetsizlik.
  1859. jawapname: a.f. Cevapname.
  1860. jawapsiz: a.u. Cevapsız.
  1861. jawapsizliq: a.u. Cevapsızlık.
  1862. jawigha: Yapağı.
  1863. jawur: Tekne, leğen.
  1864. jay: f. Yer, mekân, yöre, mesken, yurt. Öy-jay – Mesken, yurt. Jayigha keltürmek – Yerine getirmek. Jay-jaylargha – Yer yerine. Öz yénidin manga jay berdi – Kendi yanından bana yer verdi. Qora-jay – Mesken,yurt, avlu. Ish jayida – İş yerinde. Jayida étilghan söz – Yerinde söylenmiş söz.
  1865. jay-maqam: Mekân, yurt, mesken.
  1866. jaylanmaq: f.u. Yerleştirilmek, düzenlenmek, son verilmek.
  1867. jaylash: bk. jaylimaq.
  1868. jaylashmaq: f.u. Yerleşmek.
  1869. jaylashturmaq: f.u. (jaylashmaq'tan) Yerleştirmek, yurtlandırmak, düzene koymak, tanzim etmek, bitirmek, son vermek.
  1870. jaylimaq: f.u. Hazırlamak, bitirmek, düzene koymak, son vermek. Yolgha yéterlik ozuq jaylap alduq – Yola yeterli erzak hazırladık.
  1871. jaylishiwalmaq: f.u. Yerleşmek.
  1872. jayra: Oklu kirpi.
  1873. jazalanmaq: a.u. Cezalanmak.
  1874. jazalighuchi: a.u. Cezalandırıcı.
  1875. jazaliq: a.u. Cezalı.
  1876. jazalimaq: a.u. Cezalamak.
  1877. jazalinish: a.u. Cezalanma.
  1878. jazane: a. Faizli ödünç. Jazanigha bermek – Faizli ödünç vermek. Jazanigha almaq – Faizli ödünç almak.
  1879. jazanixor: a.f. Murabahacı, tefeci.
  1880. jazanixorluq: a.f.u. Murabahacılık, tefecilik.
  1881. jazasiz: a.u. Cezasız.
  1882. jazibe: a. Cazibe.
  1883. jazibilik: a.u. Cazibeli.
  1884. jazilanmaq: a.u. Cezalanmak.
  1885. jazilash: bk. jazilimaq.
  1886. jazilimaq: a.u. Cezalamak.
  1887. jebhe: a. Cephe.
  1888. jebir: a. Zulüm. Jebir qilmaq – Zulüm etmek.
  1889. jebirlenmek: a.u. Zorlanmak, zulüm görmek.
  1890. jebirlesh: a.u. bk. jebirlimek.
  1891. jebirligüchi: a.u. Zalim, zulüm eden.
  1892. jebirlik: a.u. Zor, meşakkatli.
  1893. jebirlimek: a.u. Zulüm etmek, zorlamak.
  1894. jebr: a. tar. bk. jebir.
  1895. jebriy: a. Zorla, cebren.
  1896. jebru-japa: a. Meşakkat, çile, ıstırap, azap.
  1897. jebru-sitem: a.f. Ağırlık, ezgi, zulüm.
  1898. jebru-zulum: a. Ağırlık, ezgi, zulüm.
  1899. jed: a. Ced, büyük baba.
  1900. jeddal: a. efs. Korkunç yaratık.
  1901. jede: Eyersiz, eyerlenmemiş. Jede atliq bir kishi – Eyersiz atlı bir kişi.
  1902. jedid: bk. jédid.
  1903. jedwel: a. Liste, tabela, program. Ders jedwili – Ders programı.
  1904. jehalet: a. bk. jahalet.
  1905. jehd: a. Cehd. Jehd qilmaq – Cehd etmek.
  1906. jehennem: a. Cehennem.
  1907. jehet: a. Cihet, taraf. Shu jekettin – Şu bakımdan. Her jekettin – Her taraftan. Emili jekettin – Gerçek bakımından, amelî cihetten.
  1908. jehl: a. Hiddet, öfke, gazap, kızgınlık. Jehlim chiqti – Öfkelendim.
  1909. jelgür: Yankesiçi; bk. yanchuqchi.
  1910. jelp: a. Celp, çekmek, celbetmek. Jelp qilmaq – Celbetmek. U méning diqqitimni jelp qildi – O benim dikkatimi çekti.
  1911. jem: a. Toplam. Jem qilmaq – Toplamak.
  1912. jem'iyet: a. Toplum, cemiyet. Qizil Yérim Ay Jemiyiti – Kızılay Kurumu. Kishilik jem'iyiti – İnsanlık; insan toplumu.
  1913. jem'iyetchi: a.u. Toplumcu.
  1914. jem'iyetchilik: a.u. Toplumculuk, cemiyetçilik.
  1915. jemilesh: bk. jémilimek.
  1916. jemlenmek: a.u. Toplanmak.
  1917. jemlesh: bk. jemlimek.
  1918. jemleshmek: a.u. Toplanmak.
  1919. jemleshtürmek: a.u. Toplamak.
  1920. jemletmek: Toplatmak.
  1921. jemligüchi: a.u. Toplayıcı.
  1922. jemlimek: a.u. Toplamak.
  1923. jeng: f. Cenk, savaş. Jeng meydani – Savaş alanı. Jengge kirmek – Savaşa girmek. Jeng qilmaq – Savaşmak.
  1924. jengchi: a.u. Asker, savaşçı, cenkçi. Ténchliq jengchisi – Barış için savaşan; barış taraftan.
  1925. jenggiwar: f. Cengaver.
  1926. jenggiwarane: f. Cengaverane.
  1927. jenggiwarliq: f.u. Cengaverlik.
  1928. jengname: f. Savaş vakayinamesi, savaş destanı.
  1929. jennet: a. Cennet.
  1930. jennetlik: a.u. Cennetli. Atam jennetlik shundaq aytar édi – Atam cennetli şöyle derdi.
  1931. jenübi-gherbiy: Güneybatı.
  1932. jenübi-sherqi: Güneydoğu.
  1933. jenübiy: a. Güney. Memlikitimizning jenübiy qismi – Ülkemizin güney kısmı.
  1934. jenüp: a.Güney.
  1935. jenüplük: a.u. Güneyli.
  1936. jerahet: a. bk. jarahet.
  1937. jerimane: a.f. Ceza parası.
  1938. jeryan: a. Cereyan, süreç, süre. Besh yil jeryanida – Beş yıllık bir süre içinde. Ish jeryanida – İş süresi içinde.
  1939. jeset: a. Ceset, ölü, leş.
  1940. jesurane: a.f. Cesurane, cesurluk.
  1941. jesür: a. Cesur, yürekli.
  1942. jesürlik: a.u. Cesurluk. Jesürlik körsetmek – Cesurluk etmek.
  1943. jewher: a. Mücevher, elmas vesaire gibi kıymetli taşlar.
  1944. jewir: bk. jebir.
  1945. jewlan: a. Hareket, haykırı, coşma. Jeylan qilmaq – Harekete geçmek; coşmak.
  1946. jeynek: Dirsek. Ong jeynigige tirelgen halde – Sağ dirseğine dayanmış halde.
  1947. jeynekdimek: Dirseklemek.
  1948. jeyren: Antilop.
  1949. jezibe: a. Esirme, kendisinden geçme.
  1950. jezm: a. Metanetle, kesinlikle, sağlamca.
  1951. jezmen: a. Muhakkak, şüphesiz, mutlaka, elbette.
  1952. jezmiye: Geri alınmaz, kesin, kati, geri gelmez.
  1953. jédid: a. Cedid, yeni. Usuli jédid – Usulu cedid.
  1954. jédidchi: a.u. Cedidci.
  1955. jédidchilik: a.u. Cedidcilik.
  1956. jékimek: Vurgulamak, kuvvetlendirmek, teyit etmek.
  1957. jékirish: bk. jékirmek.
  1958. jékirmek: Azarlamak, sövmek.
  1959. jékish: bk. jékimek.
  1960. jéle: ç. Sinirlilik. Jéle qilmaq – Sinirlendirmek. Jéle bolmaq – Sinirlenmek.
  1961. jémet: a. Akraba, soy. Ata jémeti – Ata akrabası. Ana jémeti – Ana akrabası.
  1962. jémetlik: a.u. Bir jémetlik – Akraba, aynı soydan.
  1963. jémilimek: Sitem etmek, kınamak, ayıplamak.
  1964. jénim: Canım, değerlim. Jénim balam – Canım çocuğum.
  1965. jérimane: a.f. Para cezası.
  1966. jések: Koruma, muhafaza, himaye.
  1967. jésekchi: Muhafız, koruyucu.
  1968. jésekchilik: Muhafızlık, koruyuculuk. Jésekchilik qilmaq – Muhafızlık yapmak.
  1969. jésmek: Korumak, muhafaza etmek.
  1970. jiawshu: ç. Profesör.
  1971. jiddi: a.Ciddi.
  1972. jiddileshmek: a.u. Ciddileşmek, ciddi olmak.
  1973. jiddilik: a.u. Ciddilik.
  1974. jiddiyet: a. Ciddiyet.
  1975. jiddiyetlik: a.u. Ciddilik.
  1976. jidel: a. Kavga, skandal. Jidel chiqarmaq – Kavga çıkarmak. Jidel qilmaq – Kavga etmek.
  1977. jidelchi: a.u. Kavgacı.
  1978. jidelkesh: a.f. Kavgacı.
  1979. jidelkeshlik: a.f.u. Kavgacılık.
  1980. jidelleshmek: a.u. Kavgalaşmak.
  1981. jidelleshtürmek: a.u. Aralarını açmak, bozuşturmak.
  1982. jidelleshtürüsh: bk. jidelleshtürmek.
  1983. jidelletmek: a.u. Hızlandırmak.
  1984. jidellishish: bk. jidelleshmek.
  1985. jidellitish: bk. jidelletmek.
  1986. jigde: Yiğde.
  1987. jigdilik: Yiğdelik.
  1988. jigdizar: u.f. Yiğdelik.
  1989. jiger: f. Ciğer. Qara jiger – Kara ciğer. Jiger reng – Ciğer rengi, koyu kırmızı.
  1990. jigerlik: Şiddetli, sert, coşkun.
  1991. jigit: bk. yigit.
  1992. jighghida: Yürigim jighghida qilip qaldi – Ödüm koptu.
  1993. jighildimaq: Titremek.
  1994. jihaz: a. Cihaz. Öy jihazliri – Ev cihazları.
  1995. jiq: Çok. U tawaqta jiq ash epkeldi – O tabakta çok yemek getirdi.
  1996. jiqqida: Pek çok.
  1997. jiqlash: bk. jiqlimaq.
  1998. jiqlatquzmaq: Çoğalttırmak.
  1999. jiqlatmaq: Çoğaltamk.
  2000. jiqliq: Çokluk. Ishning jiqlighi – İşin çokluğu.
  2001. jiqlimaq: Çoğaltmak, doldurmak.
  2002. jild: a. Cilt. Birinchi jild – Birinci cilt.
  2003. jildlenmek: a.u. Ciltlenmek.
  2004. jildlesh: a.u. bk. jildlimek.
  2005. jildletmek: a.u. Ciltletmek.
  2006. jildlik: a.u. Ciltli. Köp jildlik – Çok ciltli.
  2007. jildlimek: a.u. Ciltlemek.
  2008. jilekti: Irgat, işçi.
  2009. jilgha: Çukurluk 2. Dere, ırmak.
  2010. jilghiliq: Derelik.
  2011. jilqa: Yılkı; bk. yilqa.
  2012. jillekchilik: Irgatlık. Jillekchilik qilmaq – Irgatlık yapmak.
  2013. jilwe: f. 1. Parıltı, pırıltı. 2. Güzel hareket 3. Cilve, nazlı nazlı.
  2014. jilwilenmek: f.u. Cilvelenmek.
  2015. jilwilik: f.u. Cilveli. Jilwilik asman – Cilveli gök.
  2016. jim: Sakin, suskun, sessiz. Jim turmaq – Susmak.
  2017. jim-jit: Sakin, sessiz. Jim-jit boldi – Sustu, sessiz hale geldi.
  2018. jim-jitliq: Sessizlik. Jim-jitliq höküm süretti – Sessizlik hüküm sürüyordu.
  2019. jimbil: Buharda ekmek pişirmek için kullanılan bir tür mutfak aleti.
  2020. jimghur: Kapalı kutu, içini belli etmez, gizli. Jimghur adem – Kapalı adam; sessiz sırrını belli etmeyen adam.
  2021. jimiki: a.f. Bütün, hep. Wetenning jimiki yéride – Vatanın bütün yerinde.
  2022. jimiqdimaq: Susmak, sesini kesmek.
  2023. jimiqish: bk. jimiqmaq.
  2024. jimiqmaq: Cılızlaşmak, eriyip gitmek.
  2025. jimiqturmaq: Kırmak, öldürmek, yoketmek, silip süpürmek, mahvetmek, bitirmek. Öyde bar-yoqni jimiqturup ketti – Evde olan her şeyi bitirip gitti.
  2026. jimiqturulmaq: Bitirilmek, yokedilmek, susturulmak, düzene koyulmak.
  2027. jimiqturulush: bk. jimiqturulmaq.
  2028. jimiqturush: bk. jimiqturmaq.
  2029. jimilimek: Çıkışmak, uzun uzadıya nasihat etmek.
  2030. jimirlash: bk. jimirlimaq.
  2031. jimirlimaq: Parıldamak, ışıldamak.
  2032. jimliq: Sessizlik.
  2033. jimmide: Sessizce, sessiz. Etrap jimmide – Etraf sessiz.
  2034. jin: a. Cin. Jinim tutti – Cinler başıma geldi.
  2035. jin-sheytan: a. Cin-şeytan.
  2036. jinayet: a. Cinayet. Jinayet qilmaq – Cinayet işlemek.
  2037. jinayetchi: a.u. Cani, uruş herbiy cinayetçi savaş suçlusu.
  2038. jinayetkar: a.f. Cani.
  2039. jinayetkarane: a.f.u. Canice, canicesine.
  2040. jinayetkarliq: a.f.u. Cinayet mahiyetinde olma.
  2041. jinayetlik: a.u. Cani, caniyane.
  2042. jinayi: a. Cinayi. Jinayi heriket – Cinai hareket.
  2043. jinayiliq: a.u. Cinayet mahiyetinde olma.
  2044. jinaza: a. Cenaze. Jinaza oqumaq – Cenaze namazı kılmak.
  2045. jindek: a.u. Biraz, bir an, birazcık. Jindek oynap alay – Biraz oynayım.
  2046. jindi: Deli. Jindi bolup qalmaq – Delirmek, deli olmak.
  2047. jindixana: a.u.f. Tımarhane, akıl hastalıkları hastahanesi.
  2048. jindilik: Delilik.
  2049. jineste: Vişne.
  2050. jinggildetmek: Çalmak, çıngırdatmak.
  2051. jinggilek: Çıngırak, küçük çan.
  2052. jingghimaq: Fışkırmak.
  2053. jinglash: ç.u. bk. jinglimaq.
  2054. jinglatmaq: ç.u. (jinglimaq'tan) Yarım kiloluk Çin ağırlık birimi ile tarttırmak.
  2055. jingli: ç. Müdür, başkan.
  2056. jinglimaq: Yarım kiloluk Çin ağırlık birimi ile tartmak.
  2057. jingmoma: ç. Buharda pişirilen ekmek; bk. hornan.
  2058. jingmoza: ç. Macun, mazut.
  2059. jinis: a. Cins, tür, soy. Tagh jinisliri – Kaya; toprak tabakası.
  2060. jinislik: a.u. Soylu. Yaxshi jinislik at – Cins at; cinsi iyi olan at.
  2061. jinissiz: a.u. Cinsi olmayan, cinssiz; soysuz.
  2062. jinissizlik: a.u. Cinssizlik.
  2063. jinlik: a.u. Deli, mecnun, manyak.
  2064. jinsiy: a. Cinsi. Jinsiy alaqe – Cinsi ilişki.
  2065. jipleshken: Birleşik, müşterek.
  2066. jipleshmek: Birleşmek.
  2067. jiplishish: bk. jipleshmek.
  2068. jipsa: Birleşik, birleşmiş. Jipsa keltürmek – Birleştirmek.
  2069. jipsilashturmaq: Birleştirmek.
  2070. jipsilimaq: Yaklaştırmak, çekmek.
  2071. jira: Çukurluk.
  2072. jiraliq: Dağlık arazi.
  2073. jirén: Sarışın, al donlu. Jirén at – Sarışın at.
  2074. jirim: Fidan; bk. köchet. Jirim tikmek – Fidan dikmek.
  2075. jirim-jirim: Delik deşik.
  2076. jiring-jurung: Çıngırdak.
  2077. jiringlatmaq: Çıngırdatmak.
  2078. jiringlimaq: Çıngırdamak, çalmak. Kongghuraq jiringlidi – Zil çaldı.
  2079. jiris: Jiris nan – Kepekli ekmek.
  2080. jirtaq: Trahomalı, göz hastalığı.
  2081. jisim: a. Cisim.
  2082. jisimsiz: a.U Cisimsiz.
  2083. jismaniy: a. Cismani, fiziki.
  2084. jismiy: a. Cismen, cisim olarak.
  2085. jiyek: Şerit, şıçandişi, kenar, zıh. Jiyek tutmaq – Kenar yapmak.
  2086. jiyeklik: Kenarlı.
  2087. jiyeklimek: Kenar yapmak.
  2088. jiyeksiz: Kenarsız.
  2089. jiyen: Yeğen.
  2090. jizildimaq: takl. Cizildamak.
  2091. jogha: ağ. bk. jüme.
  2092. joghday: Devenin baş yünü.
  2093. jolash: ç.u. bk. jolimaq.
  2094. jolimaq: ç.u. Buyurmak, emretmek, ısmarlamak (sadece yemek için lokantada kullanılır).
  2095. jonimaq: Yonmak.
  2096. jonush: bk. jonimaq.
  2097. jorimaq: Mırıldamak 2. Yormak, düş yormak.
  2098. jorish: bk. jorimaq.
  2099. jotangchi: ç.u. Kavgacı, yaygaracı.
  2100. jotangchiliq: ç.u. Kavgacılık, yaygaracılık.
  2101. jotu: ç. Kazma.
  2102. jowap: a. bk. jawap.
  2103. jöher: a. bk. göher.
  2104. jöhergül: Pat(tı).
  2105. jölesh: ç.u. bk. jölimek.
  2106. jölimek: ç.u. Sayıklamak.
  2107. jön: Basit, normal 2. Becerikli, makul, değerli. Jön söz – Akla uygun söz. Jöni kelgende – Uygun bir zamanda.
  2108. jöndelmek: Onarılmak.
  2109. jöndesh: bk. jöndimek.
  2110. jöndetküzmek: (jöndimek'ten) Onartmak.
  2111. jöndetküzüsh: bk. jöndetküzmek.
  2112. jöndetmek: Onartmak.
  2113. jöndimek: Onarmak.
  2114. jöndülüsh: bk. jöndelmek.
  2115. jöndütüsh: bk. jöndetmek.
  2116. jönelmek: Gitmek, yollanmak, sevkedilmek.
  2117. jönesh: bk. jönimek.
  2118. jönetmek: Göndermek, yollamak, sevketmek, postalamak.
  2119. jönimek: Gitmek, yollatılmak, çıkmak.
  2120. jönlik: Akıllı, zeki, dürüst, doğru.
  2121. jönsiz: Kalitesiz, adi.
  2122. jöre: Arkadaş, yoldaş.
  2123. jörilik: Arkadaşlık, yoldaşlık.
  2124. jötu: ç. bk. jotu.
  2125. jöylesh: bk. jöylimek.
  2126. jöylimek: İftira etmek, saçmalamak, sayıklamak.
  2127. ju: ç. Dokuz (Kışa ait olan 81 günün ilk dokuz günü. Bu dokuz gün aralığın sonuna rastlar).
  2128. judaliq: f.u. Ayrılık.
  2129. judiger: f. Büyücü, sihirbaz, üfürükçü.
  2130. judigerlik: f.u. Büyücülük, sihirbazlık, üfürükçülük.
  2131. judun: Fena hava, yağmurlu hava.
  2132. judun-chapqun: Yağışlı hava. Qandaq judun-chapqunlar bolsimu, bir künmu sawighini qaldurghan emes – Nasıl bir yağışlı hava olsa bile bir gün dahi dersini bırakmış değil.
  2133. judunluq: Yağışlı.
  2134. juga: ağ. bk. juwa.
  2135. jugalduruz: ağ. bk. juwalduruz.
  2136. jugaz: f. bk. juwaz.
  2137. jugazchi: f.u. bk. juwazchi.
  2138. jugh: Vücut, beden, vücut yapısı.
  2139. jughghida: Ürperti. Tenim jughghida qilip ketti – Vücudum ürperiverdi.
  2140. jughlash: bk. jughlimaq. Meblegh jughlash – Sermaye biriktirme.
  2141. jughlimaq: Biriktirmek, toplamak.
  2142. jughrapiy: a. Coğrafî.
  2143. jughrapiye: a. Coğrafya. Jughrapiye derslighi – Coğrafya ders kitabı.
  2144. jughuldash: bk. jughuldimaq.
  2145. jughuldimaq: Ürpermek. Tenliri jughuldap ketti – Vücudu ürperiverdi.
  2146. juje: bk. chöje.
  2147. juju: ç. Dokuz dokuz (Kışa ait olan 81 gün).
  2148. jul: Eski, delik deşik.
  2149. jul-jul: Eski, yıpranmış, delik deşik.
  2150. juldatqa: Yırtık pırtık giysi.
  2151. juljurimaq: Eskimek, yıpranmak. Juljurap ketken peshmet – Yıpranmış ceket.
  2152. juluq: Eskimiş, harap. Julughi chiqqan – Eskimiş, harap olmuş.
  2153. juluq-juluq: Eskimiş, harap olmuş.
  2154. julum-julum: Yırtık pırtık, yırtılmış.
  2155. julun: Omurilik.
  2156. jumghaqsüt: bk. ashköki.
  2157. jumhuriyet: r. Cumhuriyet. Jungxua Xelq Jumhuriyiti – Çin Halk Cumhuriyeti.
  2158. jumu?: Olur mu? Evet mi? Tépiship béringlar jumu? – Bulmaya çalışın, olur mu?
  2159. Junggoluq: ç.u. Çinli, Çin vatandaşı. Junggoluq méhmanlar – Çinli misafirler.
  2160. Junggoshunas: ç.f. Sinolog.
  2161. Junggoshunasliq: ç.f.u. Sinoloji.
  2162. Jungxua: ç. Çin. Jungxua Xelq Jumhuriyiti – Çin Halk Cumhuriyeti.
  2163. jungkurush: bk. jungqarmaq. Jungqurush byurosi – Jcra kurumu.
  2164. jungqarmaq: Yerine getirmek, gerçekleştirmek, icra etmek.
  2165. Jungyi: ç. Çin tabipliği.
  2166. jur: Karaca.
  2167. jurin: ç. Reis.
  2168. jusey: ç. Bir çeşit yeşil sebze.
  2169. jut: Soğuk ve kardan dolayı hayvanların ölüm olayı. 2. Kaygan buz, yolların buz bağlaması.
  2170. jutaqash: bk. jutaqimaq.
  2171. jutaqimaq: Aç kalmak.
  2172. jutchiliq: Açlık.
  2173. jutluq: bk. jutchiliq.
  2174. juwa: Kürk; kışlık palto.
  2175. juwalduruz: Büyük iğne, çuvaldız.
  2176. juwan: f. Genç evlenmiş hanım. Qiz-juwanlar – Kız ve hanımlar.
  2177. juwawa: ç. Mantı.
  2178. juwaz: f. Yayık, yağ çıkarma tezgahı.
  2179. juwazchi: f.u. Yayık işçisi; yağ çıkarma tezgahında çalışan kimse.
  2180. juwazxana: f. Yayık evi; yağ çıkarma tezgâh yeri.
  2181. juwazkesh: f. bk. juwazchi.
  2182. juwazkeshlik: f.u. Yayık işi.
  2183. jushi: ç. Reis. Hökümet jushishi – Hükümet reisi.
  2184. jushqun: Coşkun.
  2185. jushqunluq: Coşkunluk.
  2186. jüda: f. Ayrılık. Jüda bolmaq – Ayrılmak. Dilberdin jüda bolmaq – Dilberden ayrılmak.
  2187. jüdeng: Zayıf, bitkin.
  2188. jüdenggü: Zayıf, bitkin.
  2189. jüdenggülük: Zayıflık, bitkinlik.
  2190. jüdenglik: bk. jüdenggülük.
  2191. jüdesh: bk. jüdimek.
  2192. jüdetmek: (jüdimek'ten) Zayıflatmak.
  2193. jüdigen: Zayıf, bitkin.
  2194. jüdimek: Zayıflamak, bitkin hale gelmek. Jüdep ketmek – Zayıflayıvermek.
  2195. jüdütüsh: bk. jüdetmek.
  2196. Jühüt: a. Yehudiler, Yehud.
  2197. jüjem: Üzüm. Jüjem derixi – Üzüm ağacı.
  2198. jüme: a. 1. Cuma, haftanın beşinci günü 2. Hafta. Bir jümedin kiyin – Bir haftadan sonra.
  2199. jümek: Musluk. Samuwar jümigi – Semaver musluğu.
  2200. jümhüriyet: a. Cumhuriyet. Xelq jümhüriyiti – Halk cumhuriyeti.
  2201. jümle: a. gr. 1. Cümle. Bash jümle – Baş cümle. Egeshme jümle – Ek cümle. 2. Hep, bütün, cümleten. Jümle xelq – Bütün halk.
  2202. jümlidin: a.u. Cümleten. Shu jümlidin – Şuna ait, şunun gibi.
  2203. jüp: f. Çift, eş. Bir jüp paypaq – Bir çift çorap. Jüp tuyaqliq – Çift tırnaklı (toynaklı).
  2204. jüpchaq: f. Çift tekerlek.
  2205. jüplenmek: f.u. Çiftlenmek.
  2206. jüplesh: f.u. bk. jüplimek.
  2207. jüpleshmek: f.u. Çiftleşmek.
  2208. jüpleshtürmek: f.u. (jüpleshmek'ten) Çiftleştirmek.
  2209. jüpleshtürüsh: bk. jüpleshtürmek.
  2210. jüpletmek: (jüplimek'ten) Çiftletmek.
  2211. jüplik: f.u. Çiftli.
  2212. jüplimek: f.u. Çiftlemek.
  2213. jüplinish: f.u. bk. jüplenmek.
  2214. jüret: a. Cüret. Jüret qilmaq – Cüret etmek.
  2215. jüretlendürmek: a.u. (jüretlenmek'ten) Cüretlendirmek.
  2216. jüretlenmek: a.u. Cüretlenmek.
  2217. jüretlik: a.u. Cüretli.
  2218. jüretsiz: a.u. Cüretsiz.
  2219. jüretsizlik: a.u. Cüretsizlik.
  2220. jüweynimek: Lanet etmek; lanet okumak. Jüweynimek ketkür – Lanetlemek.
  2221. jüziy: a. Cüz'î.
  2222. jüziylik: a.u. Cüz'î olma hali.
  2223. zhurnal: r. Dergi. Siyasiy we edibiy zhurnal – Siyasi ve edebi dergi.
  2224. kabinét: r. Oda, çalışma odası.
  2225. kabise: a. bk. kebise.
  2226. kachat: Tokat. Kachat yémek – Tokat yemek.
  2227. kachatlash: Tokatlama.
  2228. kachatlimaq: Tokatlamak.
  2229. kadang: Büyük kuru meyve sepeti. 2. Yaşlı, koca. Kadang xoraz – Koca horoz.
  2230. kadangliq: İhtiyarlık, yaşlılık.
  2231. Kadét: r. Kadet. Kadétlar partiyisi – Kadetlar partisi.
  2232. kadr: r. Personel. Ilmiy kadr – Akademik personel.
  2233. kadrliq: r.u. Memurluk. Kadrliqqa kobul qilish – Memurluğa kabul etme.
  2234. kaféxana: r.f. Kahvehane.
  2235. kahin: a. Papaz, rahib.
  2236. kahinliq: a.u. Papazlık, rahiblik.
  2237. kaila-pachaq: f.u. Kelle bacak.
  2238. kajliq: İnatçılık, harınlık.
  2239. kazh: Harın, dik başlı, ters.
  2240. kazhul: r. İşlenmiş keçi derisi.
  2241. kaka: Erkek cinsel organı.
  2242. kakilimaq: Yumurtlamak; bk. tuxumlimaq.
  2243. kakirash: Bağırarak ağlama.
  2244. kakirimaq: Bağırmak, bağırarak ağlamak.
  2245. kakkuk: zool. Guguk.
  2246. kakkuklimaq: Ötmek (guguğun ötmesi).
  2247. kaqche: Taze olgun meyve.
  2248. kala: İnek. Qala térisi – İnek derisi. Qala éghili – İnek ağılı. Séghin qala – Sağılan inek. Kala yili – Sığır yılı (hayvan yıl takvimine göre 1973, 1985, 1997, 2009, 2021 yılları sığır yılıdır).
  2249. kalampay: Beceriksiz, hantal, ağır kanlı.
  2250. kalampayliq: Becerisizlik, hantallık, ağır kanlılık.
  2251. kalash: r.Kaloş, ayak lastiği.
  2252. kalcharash: Çarpık olma.
  2253. kalcharatmaq: (kalcharimaq'tan) Çarpık etmek.
  2254. kalcharimaq: Çarpık olmak.
  2255. kalchaymaq: Giyilip genişlemek.
  2256. kalchaytish: Giyerek genişletme.
  2257. kalchaytmaq: (kalchaymaq'tan) Giyerek genişletmek.
  2258. kalchiyish: Giyilip genişleme.
  2259. kalek: ağ. bk. jimbil.
  2260. kaléndar: r. Takvim. Üstel kaléndiri – Masa takvimi.
  2261. kalla: f. Baş, kafa. Qalla söngigi – Kafatası, baş kemiği.
  2262. kallakéser: f.u. Haydut, Ali kıran baş kesen.
  2263. kallap: a. Düzenbaz, hilekar, herif.
  2264. kallek: Parça, lokma, dilim. Bir kallek qent – Bir parça şeker.
  2265. kalligi: Ökçe; bk. pashna.
  2266. kalligir: ağ. bk. kalligi.
  2267. kallighuraz: f. Horoz dövüştürme sırasındaki haykınş.
  2268. kalpuk: Dudak.
  2269. kalte: f. Kısa. Qalte qilmaq – Kısa yapmak.
  2270. kaltekche: u.f. Küçük sopa, küçük dayak, dayakça.
  2271. kalteklenmek: Sopa ile dövülmek.
  2272. kalteklesh: Sopa ile dövme.
  2273. kaltekletmek: (kalteklimek'ten) Sopa ile dövdürmek.
  2274. kalteklimek: Sopa ile dövmek.
  2275. kaltilash: f.u. Kısaltma.
  2276. kaltilatmaq: f.u. (kaltilimaq'tan) Kısalttırmak.
  2277. kaltilimaq: Kısaltmak.
  2278. kaluy: Çile, tura, kangal.
  2279. kalwa: Mıymıntı.
  2280. kalwilashmaq: Tilim kalwilishidu – Dilim dolaşıyor.
  2281. kalwiliq: Mıymıntı olma hali.
  2282. kalwutun: Sırma ipi.
  2283. kama: Oyuk, çukur, boşluk. Chishning kamili – Dişin oyuğu.
  2284. kamaq: Dişi olmayan ağız.
  2285. kamal: a. Kemal, erginlik, olgunluk. Kamalgha yetküzmek – Olgunlaştırmak.
  2286. kamalche: f. Bif tür çalgı aleti.
  2287. kamalek: Yay.
  2288. kamalet: a. Kemalet. Kamaletke yetmek – Olgunlaşmak.
  2289. kamaletlik: a.u. Olgunluk, erginlik, kemal.
  2290. kamfora: r. Kafur, kafuru.
  2291. kamil: a. Kamil, mükemmel, olgun.
  2292. kamilliq: a.u. Kamil olma hali, bütünlük, mükemmellik, olgunluk.
  2293. kamsitmaq: bk. kemsitmek.
  2294. kana: zool. Kene, kasırga.
  2295. kanap: Keten.
  2296. kanar: f. Şerit, sıçandişi, kenar.
  2297. kanarliq: f.u. Kenarlı.
  2298. kanchi: f.u. Madenci, maden işçisi.
  2299. kandidat: r. Aday.
  2300. kang: ç. Ocağın yatmağa yarar çıkıntısı.
  2301. kangka: t. Plik (-ği).
  2302. kangluchur: ç. Tenis.
  2303. kangshang: ç. Evin yatmak için kullanılan kaldırım yeri.
  2304. kangshimaq: Havlamak, ürmek. kangshimaq pis kokmak.
  2305. kangza: Sepet.
  2306. kanto: ç. Hırsız.
  2307. kap: Taklidî ses. Kap etmek – Damlamak, sızmak.
  2308. kapalet: a. Kefalet. Kapalet bermek – Kefalet etmek.
  2309. kapaletlik: a.u. Kefalet edilmiş.
  2310. kapaletname: a.f. Kefalet-name.
  2311. kapam: Lokma.
  2312. kapir: a. ağ. Kafir.
  2313. kapital: r. Kapital, sermaye.
  2314. kapitalist: r. Kapitalist.
  2315. kapitalistik: r. Kapitalizme ait. Kapitalistik tüzüm – Kapitalist toplum düzeni.
  2316. kapitalizm: r. Kapitalizm.
  2317. kapitan: r. Yüzbaşı, kaptan.
  2318. kapitanliq: r.u. Yüzbaşılık, kaptanlık.
  2319. kapkap: bot. Yabanî hindiba.
  2320. kapshash: Çene çalma.
  2321. kapshimaq: Çene çalmak.
  2322. kapur: a. tar. Kara, siyah.
  2323. kapusta: r. Lahana.
  2324. kar: f. İş, çalışma. Kar qilmaq – İşlemek. Kardin chiqmaq – İşten çıkmak; yararsız hale gelmek. Kari chaghliq – Önemli değil. Karim néme – Bana ne. Karim yoq – Bana ne; hiç. Uning méning bilen kari bolmidi – Onun benimle ilgisi olmadı.
  2325. karamet: a. Önceden haber verme; kehanet. Karamet égisi – Kehanet sahibi.
  2326. karametlik: a.u. Sihirli, büyülü.
  2327. karbun: Karbun gazi – Karbun gazı.
  2328. karek: f. Gırtlak.
  2329. karxana: f. İşletme, tesis, fabrika.
  2330. kariz: f. Yer altı su kanalı, kuyu.
  2331. karnay: f. Orkestra. Karnay chalmaq – Orkestra çalmak.
  2332. karnaychi: f.u. Orkestra çalan.
  2333. karol: r. Kral, hükümdar.
  2334. karolluq: r.u. Krallık.
  2335. kartograf: r. Kartograf.
  2336. karwan: f. Kervan. Karwan saray – Kervan saray.
  2337. karwanchi: f.u. Kervancı.
  2338. karwat: r. Kerevet. Sim karwat – Telli kerevet.
  2339. kasapet: a. Kirletme, pisleme, berbat.
  2340. kasapetlik: a.u. Kirlilik, pislik, berbat olma hali.
  2341. kasat: f. Kesat, durgunluk.
  2342. kasatchiliq: Kesatlık, durgunluk. Bazar kasatchilighi – Çarşı durgunluğu.
  2343. kasipchilik: a.u. Zanaatçılık.
  2344. kasiwal: ağ. bk. ékek.
  2345. kaska: Şakacı, maskara.
  2346. kaskas: bk. kaska.
  2347. kaskiliq: Gevezelik, dedikodu.
  2348. kassa: r. Kasa. Amanet kassisi – Emanet kasası.
  2349. kassir: r. Kasyer, veznedar.
  2350. kassirliq: r.u. Kasyerlik, veznedarlık.
  2351. kastum: r. Ceket.
  2352. kashal: Karışık, karmakarışık, anlaşılmaz.
  2353. kashat: Peltek, şımarıkça konuşan kimse.
  2354. kashatlash: Peltek peltek konuşma.
  2355. kashatlighuchi: Peltek.
  2356. kashatlimaq: Peltek peltek konuşmak.
  2357. kashila: Engel, mania, güçlük, müşkülat.
  2358. kashin: f. Çini.
  2359. kashki: f. İse, şayet, eğer. Kashki körmigen bolsam – Şayet görmemiş olsam.
  2360. kat: Büyük sandık.
  2361. katawash: ağ. bk. yingnaghuch.
  2362. katek: Kafes. Toxu katigi – Tavuk kafesi.
  2363. katek-katek: Kare kare; kareli.
  2364. kateklik: Kareli. Kateklik depter – Kareli defter.
  2365. katibat: a. tar. Yazıhane. Katibat bashqarmisi – Yazı işleri başkanlığı.
  2366. katip: a. Sekreter.
  2367. katipchiliq: a.u. Sekreterlik; yazı işleri.
  2368. katiplik: a.u. Sekreterlik, yazı işleri.
  2369. Katolik: r. Katolik. Katolik dini – Katolik dini.
  2370. Katolikliq: Ku. Katoliklik.
  2371. katta: Büyük. Kattilar – Büyükler.
  2372. katta-katta: Büyük büyük.
  2373. katta-kichik: Büyük küçük.
  2374. katta-kichiklik: Büyük küçüklük.
  2375. kattiliq: Büyüklük. Bu ötük manga kattiliq qilidu – Bu çizme bana büyük gelir.
  2376. kawa: Kabak (-ği).
  2377. kawak: Oyuk, boşluk. Ichi kawak – İçi boş. 2. t. Kavern.
  2378. kawakliq: Boşluk, esassızlık, önemsizlik.
  2379. kawap: f. Kebap.
  2380. kawapchi: f.u. bk. kawappez.
  2381. kawapdan: Kebap pişiren alet.
  2382. kawappez: f. Kebapçı.
  2383. kawappezlik: f.u. Kebapçılık.
  2384. kawchuk: r. Kauçuk.
  2385. kayaqqa: Nereye.
  2386. kayimaq: Kınamak, sitem etmek.
  2387. kayish: Kınama, sitem etme.
  2388. kaypang: ç. Çekmece.
  2389. kazzap: a. 1. Yalancı 2. Şarlatan, kaltaban.
  2390. kazzapliq: Yalancılık 2. Şarlatanlık.
  2391. -ke: Yön eki. Derexke – Ağaca.
  2392. kebi: Gibi.
  2393. kebise: a. Kebise. Kebise yil – Kebise yıl (bir gün fazlası olan yıl ki, şubat 29 çeker).
  2394. kech: Geç, gece. Kechkiche – Geceye kadar; devamlı. Kech-axsham bolghanda – Gece olduğunda. Kech kirgiche – Geceye kadar. Kech kirdi – Gece oldu. Etidin kech kirgiche – Sabahtan akşama kadar. Kechke yéqin – Akşama doğru. Kech yoruq – Gece aydın. Kech bolmaq – Gece olmak. Kech kirmek – Gece olmak. Kech saette – Geç saatta. Kech qalmaq – Geç kalmak.
  2395. kechki: Akşamki. Kechki tamaq – Akşamki yemek.
  2396. kechkirish: Akşam olma.
  2397. kechkirmek: Akşam olmak. Kim kechkirdi – Akşam oldu.
  2398. kechkurunlughi: Gecede, gece vaktinda.
  2399. kechkurunluq: Gece, gecede. Kechqurunluk ghiza – Akşam yemeği.
  2400. kechküzmek: (kechmek'ten); bk. kechtürmek.
  2401. kechqurun: Gece vakti.
  2402. kechqurunda: Gecede; gece vaktinda.
  2403. kechqurunqi: Gecedeki.
  2404. kechlik: Gecelik.
  2405. kechmish: Geçmiş. Kechmishte – Geçmişte.
  2406. kechte: Gecede.
  2407. kechürmek: bk. kéchirmek.
  2408. kedxuda: Çavuş, başçavuş.
  2409. kehriwa: f. Kehribar.
  2410. kexlik: ağ. bk. keklik.
  2411. kejip: Gergef, kasnak (-ğı).
  2412. kekemétin: u.a. Çapa, kazma.
  2413. keki: Balta.
  2414. kekichek: Küçük balta.
  2415. kekire: Acı 2. bot. Çavdar mahmuzu.
  2416. keklik: zool. Keklik.
  2417. keklikwaz: u.f. Keklikbaz; keklik ile meşgul olan kimse.
  2418. kekre: bk. kekire.
  2419. keldi-ketti: Gelen giden. Keldi-ketti gep – Önemsiz sözler; boş laflar.
  2420. kelgindi: Yabancı.
  2421. kelgüsi: Gelecek.
  2422. kelgüside: Gelecekte.
  2423. kelgüzmek: (kelmek'ten) Getirmek.
  2424. kelgüzüsh: Getirme.
  2425. kelkün: Kabarma, akıp gelme, sel, taşkın.
  2426. kelmek: Gelmek. Élip kelmek – Getirmek. Yürüp kelmek – Yürüyerek gelmek. Qaytip kelmek – Geri dönmek. Kélip turmaq – Gelmek; yer almak; vuku olmak. Kélip kétip yürmek – Uğramak; sık sık gelmek. Bizning terepkimu kélip ket – Bize de uğra. Yéqin kelmek – Yakın gelmek. Yenip kelmek – Geri dönmek. Kéler yil – Gelecek yıl. Kélidighan yili – Gelecek yıl. Yaz kélishi bilenla – Yazın gelmesiyle beraber. Küz kélishi bilenla – Güzün gelmesiyle beraber. Tughri keldi – Rastladı; Uygun oldu. Uyqum keldi – Uykum geldi. Eske kelmek – Akla gelmek. Özige kelgini yoq – Ayıkmadı. Xiyalimgha keldi – Aklıma geldi. Dégenliri kelsun – Dediğiniz olsun. Qolumdin kelmeydu – Elimden gelmiyor. Qolungdin kelgenni qil – Elinden geldiğini yap.
  2427. kelmeslik: Gelmezlik.
  2428. kelse-kelmes: Yersiz, önemsiz. Kelse-kelmes sözler – Boş laflar; yersiz söylenmiş sözler.
  2429. keltürmek: (kelmek'ten) Getirmek. Gösht keltürmek – Et getirmek. Qolgha keltürmek – Ele geçirmek. Heriketke keltürmek – Hareketlendirmek. Köz aldigha keltürmek – Göz önüne getirmek.
  2430. keltürüsh: Getirme.
  2431. kem-kem: Eksik.
  2432. kem-kuta: f. Eksik, kusur.
  2433. kem-quwwet: f.u. Kuvvetsiz, zayıf.
  2434. kembighel: f. Fakir, yoksul.
  2435. kembighelchilik: f.u. Fakirlik, yoksulluk.
  2436. kembighelleshken: f.u. Yoksullaşmış.
  2437. kembighelleshmek: f.u. Yoksullaşmak.
  2438. kembighelleshtürmek: (kembighelleshmek'ten) Fakirleştirmek, yoksullaştırmak.
  2439. kembighellik: f.u. Yoksulluk. Kembighellikte yashimaq – Yoksullukta yaşamak.
  2440. kemchet: Samur. Kemchet tumaq – Samur kürklü baş kabı.
  2441. kemchil: f.u. Eksik, az.
  2442. kemchilik: f.u. Kusur, eksiklik.
  2443. kemchiliksiz: f.u. Kusursuz, eksiksiz.
  2444. kemchillik: f.u. Açıklık, sıkıntı, yokluk, eksiklik.
  2445. kemchimek: Ölçmek.
  2446. kemchin: f.u. Yetersiz, az.
  2447. kemchinlik: f.u. Yetersizlik, azlık.
  2448. kemde: Mushu kemde – Şu anda.
  2449. kemdidar: f. Az görünmek; nadir bulunmak. Kem didar bolup kettingiz – Seyrek görünüyorsunuz.
  2450. kemen: Kement.
  2451. kemer: f. Kemer.
  2452. kemgep: f. Az sözlü.
  2453. kemgeplik: f.u. Az sözlülük.
  2454. kemgiche: Mushu kemgiche – Şu ana kadar.
  2455. kemilek: Yay.
  2456. kemlesh: f.u. bk. kémeytish.
  2457. kemlik: f.u. Eksiklik. Kemlik qilmaq – Eksik olmak.
  2458. kempe: ağ. Pelin, akpelin.
  2459. kempir: Yaşlı kadın, nine.
  2460. kempirlik: Yaşlılık (kadın yaşlılığı).
  2461. kempüt: r. Şeker, şekerleme, bonbon,.
  2462. kemsitilmek: f.u. Aşağılanmak; hor görülmek.
  2463. kemsitish: f.u. Aşağılama; hor görme.
  2464. kemsitmek: f.u. Aşağılamak; hor görmek.
  2465. kemsheymek: Eğilmek, bükülmek.
  2466. kemsheytmek: (kemsheymek'ten) Eğmek, bükmek.
  2467. kemshük: Bükük.
  2468. kemter: f.u. Alçak gönüllü; mütevazı, kibirsiz.
  2469. kemterin: kit. Alçak gönüllü; mütavazı.
  2470. kemtük: Kusur, noksan, eksiklik, aksaklık, pürüz. Tili kemtük – Konuşması kekemeli.
  2471. kemzul: r. Ceket.
  2472. kenare: f. Kenar, kıyı.
  2473. kendir: Keten, kendir, kenevir. Kendir yéghi – Kendir yağı.
  2474. keng: Geniş. Keng kocha – Geniş cadde. Ichi keng – İçi geniş. Köngli keng adem – Gönlü geniş adam.
  2475. kengchilik: Bolluk, bereket 2. Erkinlik, özgürlük, serbestlik. Kengchilik qilmaq – Serbest bırakmak.
  2476. kengletmek: bk. kéngeytmek.
  2477. kenglik: Geriışlik. Kochining kengligi – Caddenin genişliği. Bu kiyim manga kenglik qilidu – Bu elbise bana büyük olur.
  2478. kengrichilik: Bolluk, bereket.
  2479. kengtasha: Geniş, büyük.
  2480. keniz: bk. kenizek.
  2481. kenizek: tar. Saraydaki köle kızlar.
  2482. kenji: Küçük, sonuncu. Kenji oghlum – Küçük oğlum.
  2483. kent: Kent; büyük köy; kasaba.
  2484. kepe: Kulübe, köylü kulübesi.
  2485. kepez: bk. kéwez.
  2486. kepil: a. Kefil. Kepil bolmaq – Kefil olmak.
  2487. kepilik: ağ. Kelebek.
  2488. kepin: a. Kefen.
  2489. kepkür: f. Kevgir.
  2490. keplesh: (keplimek'ten) Kapatma, tıkama.
  2491. kepleshmek: Tıkanmak.
  2492. kepleshtürmek: (kepleshmek'ten) Tıkandırmak.
  2493. kepleshtürüsh: Tıkandırma.
  2494. keplimek: Kapatmak, tıkamak.
  2495. kepshelesh: Lehimleme.
  2496. kepshelimek: Lehimlemek.
  2497. kepter: f. Güvercin.
  2498. kepterwaz: f. Güvercin ile meşgul olan kimse.
  2499. kepterxana: f. Güvercinlik, güvercin yuvası.
  2500. kepük: ağ. bk. körük.
  2501. keriwa: ağ. bk. kehriwa.
  2502. kerk: zool. Gergedan.
  2503. kerke: Cüce, bodur, bücür.
  2504. kermek: Açmak 2. Düzeltmek, doğrultmak 3. Germek 4. Kabartmak. Kökrek kérip – Göğüsünü kabartıp.
  2505. kerre: a. Kere, defa, kez, sefer.
  2506. kesek: ağ. Kerpiç.
  2507. kesik: Kesik.
  2508. kesil: Üzül-késil – Kesin halde, katî.
  2509. kesilish: Kesilme.
  2510. kesip: a. Meslek. Ata kespi – Ata mesleği.
  2511. kesipchi: a.u. Zanaatçı, esnaf. Kesipchiler uyushmisi – Esnaflar derneği (sendikasi).
  2512. kesipdash: a.u. Meslektaş.
  2513. kesipdashliq: Meslektaşlık.
  2514. kesir: a. Kesir. Addiy kesirler – Bayağı kesirler. Onluq kesirler – Ondalık kesirler.
  2515. keskin: Keskin, sivri, ciddi. Keskin weziyet – Ciddi vaziyet; ciddi ortam.
  2516. keskinleshmek: Keskinleşmek, sivrileşmek, ciddileşmek.
  2517. keskinleshtürmek: (keskinleshmek'ten) Keskinleştirmek, sivrileştirmek, ciddileştirmek.
  2518. keskinleshtürüsh: Keskinleştirme, sivrileştirme, ciddileştirme.
  2519. keskinlik: Keskinlik, sivrilik, ciddilik.
  2520. kesküzmek: (kesmek'ten) Kestirmek.
  2521. kesküzüsh: Kestirme.
  2522. keslen: bk. keslenchük.
  2523. keslenchük: zool. Kertenke, kertenkeler.
  2524. kesmek: Kesmek. Késip tashlimaq – Keşivermek. Yette ölchep bir kes – Yedi ölç bir kes. Otun kesmek – Odun kesmek. Sözni kesmek – Sözü kesmek; söze müdahale etmek. Késip ötmek – Doğrudan doğruya geçmek. Késip chüshmek – Keserek inmek.
  2525. kesp: a. bk. kesip.
  2526. kespiy: a. Meslekî; meslekle ilgili. Kespiy orun – Meslekle ilgili kutum.
  2527. kewser: a. Cennet pınarı.
  2528. keshp: a. Keşif. Keshp qilmaq – Keşfetmek.
  2529. keshpiyat: a. Keşfiyyat.
  2530. keshpiyatchi: a.u. Keşfeden, yaratan.
  2531. keshpiyatchiliq: a.u. Keşfiyyatçılık, yaratıcılık.
  2532. keshte: İşleme. Keshte yaghliq – İşleme örtü.
  2533. keshtilenmek: İşleme yapılmak.
  2534. keshtiletmek: (keshtilimek'ten) İşleme yaptırmak.
  2535. keshtilik: İşlemeli.
  2536. keshtilimek: İşleme yapmak.
  2537. ketken: Pek, çok, aşın. Ketken haraqxor – Çetin içici, çok içen, rakı düşkünü.
  2538. ketkülük: Némancha yoqap ketkülük? – Niye o kadar kaybolmak?
  2539. ketküzmek: (ketmek'ten) Kaçırmak, gidermek, silmek. Pürsetni ketküzmek – Fırsatı kaçırmak. Daghni ketküzmek – Lekeyi silmek.
  2540. ketküzüsh: Kaçırma, giderme, silme.
  2541. ketmek: Gitmek. Ket! – Git! U nege ketti? – Nereye gitti? Ketmisem bolmas – Gitmezsem olmaz. Ketseng kétiwegin – Gitmek istersen git. Kélip-kétip yürüng – Ara sıra gel; uğra. Bu ishke köp pul ketti – Bu işe çok para harcandı. Dagh ketti – Leke silindi. Uyqugha ketti – Uyudu. Élip ketti – Götürdü. Qorqup ketti – Korktu. Cheksiz ketken étizlar – Uçsuz bucaksız tarlalar. Qurup ketkür! – Mahvol! Lanet olsun! Ketken haraqxor – Çetin içici; rakı düşkünü. Özidin ketti veya hoshidin ketti – Bayıldı.
  2542. ketmen: Çapa. Ketmen chapmaq – Çapa ile yer kazmak.
  2543. ketmenchi: Çapacı; iyi çapa kullanan kimse.
  2544. keydürmek: ağ. bk. kiydürmek.
  2545. keygülük: Giyilir, giyilebilir. Keygüligi qalmighan – Giyilebilecek değil.
  2546. keygüzmek: bk. kiygüzmek.
  2547. keyki: ağ. bk. keki.
  2548. keymek: ağ. bk. kiymek.
  2549. keyni: Arkası. Keyni put – Arka ayak.
  2550. keyni-keynidin: Arka arkaya; ardarda.
  2551. keynide: Arkasında.
  2552. keynidin: Arkasından.
  2553. keynige: Arkasına, ardına. Keynige tartmaq – Geriye çekmek.
  2554. keyp: a. Keyif. U keypimni buzdi – O keyfimi bozdu.
  2555. keypchilikte: a.u. Serhuşlukta.
  2556. keypiyat: a. Keyfiyet. Söhbet dostane we semimiy keypiyatta ötti – Sohbet dostça ve samimi halde geçti.
  2557. keyplenmek: a.u. Keyiflenmek, neşelenmek, hoşlanmak.
  2558. keyplik: a.u. Neşeli, keyfi yerinde.
  2559. keypsiz: a.u. Keyifsiz.
  2560. keypsizlenmek: a.u. Keyifsizlenmek.
  2561. keypsizlik: a.u. Keyifsizlik.
  2562. keypu-sapa: a. Keyif ve sefa.
  2563. keyze: ç. Evlek. Keyze qilmaq – Evlek yapmak.
  2564. kezdürmek: (kezmek'ten) Gezdirmek.
  2565. kezdürüsh: Gezdirme.
  2566. kezgüchi: Gezen, gezip dolaşan.
  2567. kezmek: Gezmek.
  2568. kéche: Gece. Bir kéchisi – Bir gecesi. Edibiyat kéchisi – Edebiyat gecesi (şöleni).
  2569. kéche-kündüz: Gece gündüz.
  2570. kéchek: Kiyim-kéchek – Elbise, giysi, giyim kuşam.
  2571. kéchiche: Sabaha kadar. Kéchiche yighlitip chiqti – Sabaha kadar ağlattı.
  2572. kéchik: Geçit.
  2573. kéchikish: Gecikme.
  2574. kéchikmek: Gecikmek.
  2575. kéchiktürmek: (kéchikmek'ten) Geciktirmek. Kéchiktürüp bolmaydighan ish – Geciktirilmesi imkansız iş. Kéchiktürmestin – Geciktirmeden.
  2576. kéchiktürmey: Geciktirmeden.
  2577. kéchiktürülmek: Geciktirilmek.
  2578. kéchiktürüsh: Geciktirme.
  2579. kéchilep: Geceleyin, gece boyunca.
  2580. kéchilik: Gecelik.
  2581. kéchirerlik: Affedilir derecede; bağışlanabilir.
  2582. kéchirilmeslik: Affedilmezlik, bağışlanmazlık.
  2583. kéchirim: Af. Kéchirim sorimaq – Af dilemek.
  2584. kéchirish: Affetme, bağışlama.
  2585. kéchirme: Heyecan, duygu. Ichki kéchirme – Duygu.
  2586. kéchirmek: Affetmek. Kéchirisiz! – Affedin! Kéchiring! – Affedin!
  2587. kéchirmeslik: Affetmezlik, bağışlamazlık. Kéchirmeslik eyp – Bağışlanmaz ayıp.
  2588. kéchisi: Gecesi.
  2589. kékech: Kekeme, dilsiz.
  2590. kékechlik: Kekemelik, dilsizlik.
  2591. kékechlimek: Kekelemek.
  2592. kékesh: bk. kékech.
  2593. kékirik: Geğirti, geğirme.
  2594. kékirish: Geğirme.
  2595. kékirmek: Geğirmek.
  2596. kékirtek: Boğaz. Qizil kékirtek – Kırmızı boğaz.
  2597. kékirtmek: (kékirmek'ten) Geğirtmek.
  2598. kékiymek: ağ. bk. kékirmek.
  2599. kélengsiz: Ağır, kaba. Kélengsiz adem – Ağır adam.
  2600. kélengsizlik: Ağırlık, kabalık.
  2601. kéler: Gelecek. Kéler yil – Gelecek yıl.
  2602. kélerki: Gelecek. Kélerki kün – Gelecek gün.
  2603. kélesi: bk. kélerki.
  2604. kélichek: Gelecek. Kélichekte – Gelecekte.
  2605. kélidighan: Gelecek. Kélidighan yil – Gelecek yıl. Kélidighan zaman – Gelecek zaman.
  2606. kélim-kétim: Gelen giden. Kélim-kétimi köp öy – Gelen gideni (misafiri) çok ev (aile).
  2607. kélin: Gelin. Qizim sanga éytay, kélinim sen angla – d. Kızım sana söyleyim, gelinim sen dinle.
  2608. kélinchek: Gelin 2. Yeni evli gelin (genç gelin).
  2609. kéliwara: Ahmak.
  2610. kéliwarliq: Ahmaklık.
  2611. kélishelmeslik: Uzlaşmazlık, anlaşmazlık.
  2612. kélishim: Anlaşma, sözleşme, uzlaşma. Kélishimge kelmek – Anlaşmak.
  2613. kélishimchan: Uzlaşabilir, uyumlu.
  2614. kélishimchanliq: Uzlaşabilme hali; uyum sağlama hali.
  2615. kélishish: Gelme, beraber gelme 2. Anlaşma 3. Yakışma.
  2616. kélishken: Boylu boslu 2. Güzel, yakışıklı.
  2617. kélishkenlik: Boylu boslu olma hali 2. Güzellik, yakışıklılık.
  2618. kélishkür: Tuhaf adam; garip adam.
  2619. kélishmek: Gelmek; beraber gelmek 2. Anlaşmak 3. Yakışmak.
  2620. kélishmes: Yakışmaz, çirkin.
  2621. kélishmeslik: Aksilik, ihtilaf, geçimsizlik.
  2622. kélishmigen: Uygunsuz, tuhaf, gülünç. Alla qandaq kélishmigen ish – Bir türlü tuhaf iş. 2. Yakışmamış.
  2623. kélishmigenlik: Saçmalık, aksilik, tuhaflık 2. Yakışmamışlık.
  2624. kélishtürgüchi: Aracı.
  2625. kélishtürmek: (kélishmek'ten) 1. Uzlaştırmak 2. Yakıştırmak.
  2626. kélishtürülmek: Uzlaştırılmak 2. Yakıştırılmak.
  2627. kélishtürüsh: Uzlaştırma 2. Yakıştırma.
  2628. kémalche: f. ağ. Keman yayı.
  2629. kéme: Gemi. Yelkenlik kéme – Yelkenli gemi.
  2630. kémeygüchi: mat. Eksilen.
  2631. kémeymek: Eksilmek, azalmak.
  2632. kémeytilish: Eksiltilme, azaltılma.
  2633. kémeytilmek: Eksiltilmek, azaltılmak.
  2634. kémeytiwetmek: Eksiltivermek, azaltıvermek.
  2635. kémeytiwétish: Eksiltiverme, azaltıverme.
  2636. kémeytish: Eksiltme, azaltma.
  2637. kémeytmek: (kémeymek'ten) Eksiltmek, azaltmak.
  2638. kémichi: Gemici.
  2639. kémichilik: Gemicilik. Kémichilik zawodi – Gemicilik fabrikası.
  2640. kémimek: bk. kémeymek.
  2641. kémirish: Kemirme.
  2642. kémirmek: Kemirmek.
  2643. kémirtish: Kemirtme.
  2644. kémirtmek: (kémirmek'ten) Kemirtmek.
  2645. kémisazliq: u.f.u. bk. kémichilik.
  2646. kémish: Eksilme, azalma.
  2647. kémitmek: bk. kémeytmek.
  2648. kémiyish: Eksilme, azalma. Deryada sunin kémiyishi – Nehirde suyun azalması.
  2649. kéngesh: Öğüt, danışma, akıl 2. Meclis 3. Kurul 4. Şura. Ilmiy kéngesh – İlmî şura. Herbiy kéngesh – Askerî şura. Kéngesh sorimaq – Danışmak.
  2650. kéngeshme: Kurul. Iqtisadiy kéngeshme – İktisadî işler kurulu.
  2651. kéngeshmek: Danışmak, konuşmak.
  2652. kéngeymek: Genişlemek.
  2653. kéngeytilgen: Genişletilmiş. Kéngeytilgen mejlis – Genişletilmiş toplantı (oturum).
  2654. kéngeytilmek: Genişletilmek.
  2655. kéngeytish: Genişletme.
  2656. kéngeytmek: (kéngeymek'ten) Genişletmek.
  2657. kéngeytürmek: bk. kéngeytmek.
  2658. kéngeytürülmek: Genişletilmek.
  2659. kéngishish: Danışma, konuşma.
  2660. kénizek: f. bk. kenizek.
  2661. képek: Kepek. Bashning képigi – Başın (saçın) kepeği.
  2662. képekleshmek: Kepekleşmek.
  2663. képeklik: Kepekli.
  2664. képen: a. Kefen.
  2665. képenlesh: a.u. Kefenleş.
  2666. képenletmek: a.u. (képenlimek'ten) Kefenletmek.
  2667. képenlimek: Kefenlemek.
  2668. képilek: bk. képinek.
  2669. képillik: a.u. Kefillik. Képillik bermek – Kefil olmak.
  2670. képinek: Kelebek.
  2671. képinlik: a.u. Kefenlik.
  2672. kér: Açık kahve rengi (genelde at rengi için kullanılır).
  2673. kérek: Gerek, lazım. Kérigi bar – Gerekli. Kérigi yok – Gereksiz. Néme kérigi bar? – Ne gereği var. Kérek bolghanda – Gerektiğinde. Kérigiche éling – Gerektiği kadar alın. Kétishim kérek – Gitmem gerek. Kérektin chiqip qalmaq – Yıpranmak, yorulmak, işe yaramamak. Néme kérek? – Ne gerek?
  2674. kérek-yaraq: Donatı, teçhizat.
  2675. kéreklik: Gerekli.
  2676. kéreksiz: Gereksiz.
  2677. kéreksizlik: Gereksizlik.
  2678. kérilish: Gergin olma, gerinme.
  2679. kérilmek: Gergin olmak, gerinmek.
  2680. kérish: Germe.
  2681. kérmek: Germek.
  2682. kérosin: r. Gaz yağı. Kérosin lampa – Gaz yağı lambası.
  2683. kértik: Kesme, kertme, kertik, kesik.
  2684. kések: Parça; ham tuğla.
  2685. késel: Hasta. Késel tartmaq – Hastalanmak.
  2686. késelxana: u.f. Hastahane.
  2687. késellenmek: Hastalanmak.
  2688. késellik: Hastalık.
  2689. késellinish: Hastalanma.
  2690. késelmen: u.f. Hastalı, sağlıksız.
  2691. késelmenlik: u.f.u. Hastalık; hasta olma hali.
  2692. késilmek: Kesilmek.
  2693. késim: Kesim.
  2694. késindi: Kesinti, kırıntı, kırpıntı.
  2695. késir: Kabahat, suç. Uning késiridin – Onun kabahatından.
  2696. késirlik: Kabahatli, suçlu.
  2697. késiwalmaq: Kesmek, kesivermek, kestiğini almak.
  2698. késiwetmek: Kesivermek.
  2699. késiwétish: Kesiverme.
  2700. késiwur: Yankesici.
  2701. késish: Kesme.
  2702. kétim: Kırık, parça, kalıntı, kırıntı.
  2703. kétish: Gitme, gidiş. Aldida kétish – Önde gitme.
  2704. kétishmek: Beraber gitmek.
  2705. kéwez: Pamuk, ham pamuk.
  2706. kéwezlik: Pamuk tarlası.
  2707. kéyek: ağ. bk. kérek.
  2708. kéyin: Sonra 2. Arka, geri. Kéyin chekinmek – Geriye çekilmek. Kéyin ketmek – Geriye gitmek. Keynide – Gerisinde. Keynimde – Arkamda. Keyningge qara – Arkana bak. Keynide qalmaq – Gerisinde kalmak. Ishikning keynide turup turung – Kapının arkasında bekleyin. Kéyin yanmaq – Geri dönmek. Kéyin yandurmaq – Geri çevirmek.
  2709. kéyinche: Sonra.
  2710. kéyinki: Sonraki. Kéyinki yillarda – Sonraki yıllarda. Buningdin kéyinki – Bundan sonraki.
  2711. kéyinsige: Sonra.
  2712. kézik: t. Tifo, tifüs.
  2713. kézinek: ağ. bk. kenizek.
  2714. kézish: Gezme, geziş.
  2715. kibirdar: a.f. Kibirli.
  2716. kibirdarliq: a.f.u. Kibirlilik.
  2717. kichik: Küçük. Kichik oghlum – Küçük oğlum. Kichik xotun – Kuma.
  2718. kichikine: Küçücük.
  2719. kichiklenmek: Küçülmek.
  2720. kichikleshmek: Küçülmek.
  2721. kichikletmek: (kichiklimek'ten) Küçültmek.
  2722. kichiklik: Küçüklük. Kichiklik qilmaq – Çocukluk etmek, küçüklük etmek.
  2723. kichiklimek: Küçülmek.
  2724. kichkine: Küçük.
  2725. kichkinilik: Küçüklük.
  2726. kigiz: Keçe. Kigiz qalpaq – Keçeden yapılmış baş kabı; keçe kalpak.
  2727. kikirdek: Boğaz.
  2728. kiler: ağ. Kertenke.
  2729. kilogram: r. Kilogram, kilo.
  2730. kilogramliq: r.u. Kilogramlık, kiloluk.
  2731. kilométr: r. Kilometre.
  2732. kilométrliq: r.u. Kilometrelik. Ikki min'g kilométrliq tömür yol – İki bin kilometrelik demir yol.
  2733. kilowat: r. Kilovat. Kilowat saet – Kilovat saat.
  2734. kiltang: Reze.
  2735. kim: Kim. U kim? – O kim? Kimde? – Kimde? Kimsen? – Kimsin? Kim bolmisun – Kim olursa olsun.
  2736. kimdur: Kimdir.
  2737. kimerse: tar. Şey, nesne.
  2738. kimxap: f. Simli kumaşla yapılmış palto.
  2739. kimlik: Kimlik. Uning kimligini bilmeymen – Onun kim olduğunu bilmiyorum.
  2740. kinaye: a. Kinaye. Kinaye qilmaq – Kinaye yoluyla söylemek.
  2741. kinayilik: a.u. Kinayeli.
  2742. kindik: anat. Göbek. Kindik anisi – Göbek annesi (göbeğini kesen kadın).
  2743. kinesh: Kasvet, hüzün, gönül kırıklğı.
  2744. kinez: r. Prens.
  2745. kinezlik: r.u. Prenslik.
  2746. kinimek: Kasvet, hüzün, gönül kırıklığı.
  2747. kinishka: r. Küçük defter; banka defteri.
  2748. kino: r. Sinema. Renglik kino – Renkli sinema. Kino körmek – Sinema seyretmek.
  2749. kinoxana: r.f. Sinema salonu.
  2750. kinolashturmaq: r.u. Sinemalaştırmak; sinema haline getirmek.
  2751. kipaye: a. Kifaye, kifayet, yetişir.
  2752. kipayilenmek: a.u. Yeterli olmak.
  2753. kipik: ağ. bk. kirpik.
  2754. kir: Kir 2. Çamaşır (kirli çamaşır). Kir yuymaq – Çamaşır yıkamak. Qulaq kiri – Kulak kiri.
  2755. kira: f. Kira. Kiragha almaq – Kiralamak; kirada oturtmak. Kiragha qoymaq – Kiraya vermek.
  2756. kirakesh: f. Arabacı, mekkareci.
  2757. kirakeshlik: f.u. Arabacılık, mekkarecilik.
  2758. kirchi: Çamaşırcı kadın.
  2759. kirgürmek: ağ. bk. kirgüzmek.
  2760. kirgüzdürmek: Girdirtmek; içine sokturtmak.
  2761. kirgüzmek: (kirmek'ten) Girdirmek; içine sokturmak. Ishqa kirgüzmek – İşe yerleştirmek. Urup kirgüzmek – Döverek içeri sokmak. Ishtirip kirgüzmek – İterek içeri sokmak. Jan kirgüzmek – Can vermek; canlandırmak. Qolgha kirgüzmek – Ele geçirmek.
  2762. kirgüzüsh: Girdirme.
  2763. kirgüzüshmek: Beraber içeri girdirmek (sokmak).
  2764. kirxana: u.f. Çamaşırhane.
  2765. kirlenmek: Kirlenmek.
  2766. kirlesh: Kirlenme.
  2767. kirleshtürmek: Kirletmek.
  2768. kirletmek: (kirlimek'ten) Kirletmek.
  2769. kirlik: Çarşaf; yorgan çarşafı.
  2770. kirlimek: Kirlemek.
  2771. kirlinish: Kirlenme.
  2772. kirlitiwetmek: Kirletivermek.
  2773. kirmek: Girmek. Ichkiri kiring – İçeri girin. Kirip almaq – Girmek. Xizmetke kirmek – İşe girmek. Egher méning gépimge kirgen bolsang – Eğer benim sözümü dinleseydim. U on yashqa kirdi – O on yaşa girdi. Ununggha jan kirdi – Ona can girdi. Béshigha aq kirgen – Saçı ağarmış; saçma ak düşmüş. Qerizge kirdim – Borca girdim. Kech kirdi – Akşam oldu.
  2774. kirpe: zool. Kirpi.
  2775. kirpich: Kerpiç.
  2776. kirpik: Kirpik. Kirpik qaqmay tangni atquzdum – Sabaha kadar uyumadım.
  2777. kirpiktik: Kirpikli; bol ve uzun kirpiğe sahip olma hali.
  2778. kise: Cep.
  2779. kislorod: r. Oksijen.
  2780. kish: Tavuğu kuvalamak için kullanılan taklidî ses.
  2781. kishen: Zincir (ayağa vurulan zincir). Kishen salmaq – Zincir vurmak.
  2782. kishenlenmek: Zincirlenmek.
  2783. kishenlesh: Zincir vurma.
  2784. kishenletmek: (kishenlimek'ten) Zincir vurdurmak.
  2785. kishenlimek: Zincir vurmak.
  2786. kishi: Kişi, adam. Xotun kishi – Kadın. Kishi bolghan kishining kishi bilen ishi bar, kishi bolmighan kishining kishi bilen néme ishi bar – Ancak kişiliği olan kişi, kişi ile ilgilenir.
  2787. kishin: Kışın.
  2788. kishmish: Kuru üzüm.
  2789. kishnesh: Kişneme. Kishneshke bashlimaq – Kişnemeye başlamak.
  2790. kishnimek: Kişnemek. Atlar kishneydu – Atlar kişner.
  2791. kishoghal: ağ. bk. küyoghul.
  2792. kitap: a. Kitap. Hésap kitabi – Hesap kitabı.
  2793. kitapche: a.u. Kitapçe; küçük kitap.
  2794. kitapxana: a.f. Kitap evi.
  2795. kiydürmek: (kiymek'ten) Giydirmek.
  2796. kiygüzmek: bk. kiydürmek.
  2797. kiygüzüsh: Giydirme.
  2798. kiyik: zool. Giyik.
  2799. kiyilmek: Giyilmek.
  2800. kiyim: Giyim, giysi, giyim kuşam.
  2801. kiyim-kéchek: Giyim kuşam.
  2802. kiyimlik: Giyim kuşam için kullanılan ku maş.
  2803. kiyindürmek: Giyindirmek.
  2804. kiyindürülmek: Giyindirilmek.
  2805. kiyinishmek: Beraber giyimlerini giymek.
  2806. kiyinmek: Giyinmek.
  2807. kiyish: Giyme.
  2808. kiymek: Giymek.
  2809. kiyoghlan: ağ. bk. küyoghul.
  2810. klassik: r. Klasik. Klassik eserler – Klasik eserler.
  2811. klassikiliq: r.u. Klasik, klasik olan.
  2812. knez: r. Prens.
  2813. knezlik: r.u. Prenslik; prens olma hali.
  2814. kochash: Engel olma, karıştırma.
  2815. kochimaq: Engel olmak, karıştırmak.
  2816. kodang: Çukur, kuyu.
  2817. kokat: Yeşillik, bitki. Loyla kokat – bot. karapazı, kazayağı.
  2818. kokurash: Dökülme 2. Şırıldama, guruldama.
  2819. kokurimaq: Dökülmek 2. Şırıldamak, guruldamak.
  2820. kolanmaq: Kurcalanmak, oyulmak, açılmak.
  2821. kolash: Kurcalama, oyma, açma.
  2822. kolashmaq: Beraber kurcalamak; beraber oymak; beraber açmak.
  2823. kolashturmaq: Oymak, karıştırmak. 2. Araştırmak, bilmeye çalşmak.
  2824. kolatquzmaq: bk. kolatmaq.
  2825. kolatquzush: Kurcalatma, oydurma, açtırma.
  2826. kolatmaq: (kolimaq'tan) Kurcalatmak, oydurmak, açtırmak.
  2827. koldurma: Küçük çan; çınçın, çıngırak.
  2828. kolxoz: r. Kolhoz; kollektif çiftlik.
  2829. kolimaq: Kurcalamak, kazmak, oymak, açmak. Kolap chiqarmaq – Kazıp çıkarmak.
  2830. kolléktip: r. Topluluk.
  2831. kolun: Ateş yeri.
  2832. kolunush: Kurcalanma, oyulma, açılma.
  2833. kolushush: Beraber kurcalama; beraber oyma, beraber açma.
  2834. kolutush: Kurcalatma, oydurma, açtırma.
  2835. komanda: r. Kumanda, emir. Komanda qilmaq – Emir vermek.
  2836. komandir: r. Komutan.
  2837. kombayn: r. Kombayn.
  2838. kombaynchi: r.u. Kombayn makinisti.
  2839. kombinat: r. Kombina, fabrika.
  2840. komédiye: r. Komedya, komedi.
  2841. koméndant: Komutan. Bash komandan – Baş komutan.
  2842. koméndantliq: Kumutanlık. Koméndantliq qilmaq – Kumutanlık yapmak.
  2843. komissar: r. Komiser.
  2844. komissiye: r. Komisyon, encümen. Teptish konnssiyisi – Teftiş komisyonu.
  2845. komitét: r. Komite. Partiye komitéti – Parti komitesi.
  2846. kommuna: r. Komün. Parizh Kommunisi – Paris Komünü.
  2847. kommunist: r. Komünist. Kommunistlar partiyisi – Komünist partiyisi.
  2848. kommunizm: r. Komünizm.
  2849. kompartiye: r. Komünist Partisi.
  2850. kompozitor: r. Kompozitör, besteci, bestekar.
  2851. kompozitorluk: r.u. Kompozitörlük, bestecilik, bestekarlık.
  2852. komprador: r. Komprador. Komprador burzhuaziye – Komprador burjuvazi.
  2853. komsomol: r. Komsomol.
  2854. kon'grés: f. Kurultay, kongre. Pütün dunya tinchliq kon'grési – Bütün dünya barış kurultayı.
  2855. kona: f. Eski. Kona til – Eski dil. Kona sheher – Eski şehir. Kona jem'iyet – Eski toplum.
  2856. koniliq: f.u. Eskilik.
  2857. koniratmaq: f.u. (konirimaq'tan). Eskitmek, yıpratmak.
  2858. konirighan: f.u. Eskimiş.
  2859. konirimaq: f.u. Eskimek.
  2860. konkrét: Sarih, açık. Konkrét mesililer – Açık meseleler.
  2861. konsért: Konser. Konsért qoyup bermek – Konser vermek.
  2862. konsérwa: r. Konserve. Konsérwa qilmaq – Konserve yapmak.
  2863. konsérwator: r. Tutucu, muhafazakar. Konsérwatorlar Partiyisi – Muhafazakarlar Partisi.
  2864. konsérwatorluq: r.u. Muhafazakarlık, tutuculuk.
  2865. konsul: f. Konsolos. Bash konsul – Baş konsolos.
  2866. konsulxana: f. Konsolosluk.
  2867. kontrol: r. Kontrol, denet.
  2868. kontrolsiz: r.u. Kontrolsuz.
  2869. konwért: r. Zarf.
  2870. koopératiw: r. bk. kopiratip.
  2871. kopiratip: r. Kooperatif.
  2872. kopiratipchi: r.u. Kooperatifta çalışan.
  2873. kopiratipchilik: r.u. Koopetatifleşme hali.
  2874. kopiratsiye: r. Kooperatif.
  2875. kopiratsiyileshmek: r.u. Kooperatifleşmek. v.
  2876. kopiratsiyileshtürmek: r.u. (kopiratsiyileshmek'ten) Kooperaüfleştirmek.
  2877. kor: Kör. Kor bolmaq – Kör olmak. Kor qilmaq – Kör etmek.
  2878. kora: Tepsi.
  2879. korluq: f.u. 1. Körlük 2. Uzağı görmezlik.
  2880. korpus: r. Kısım, bölük.
  2881. korréktor: r. Düzeltici.
  2882. kosa: Köse. Aldar Kosa – Aldatıcı Köse (Türkistan efsanelerinde aldatıcı ve güldürücü fıkraların kahramanı).
  2883. kota: f. Kısa. Kota ömürlik – Kısa ömürlü.
  2884. kotuldaq: Homurdanan, hırçın, homurdanma huyu olan.
  2885. kotuldaqliq: Homurdanma huyu.
  2886. kotuldash: Homurdanma, mırıldama.
  2887. kotuldatmaq: (kotuldimaq'tan) Mırıldatmak.
  2888. kotuldimaq: Mırıldamak, homurdanmak.
  2889. koya: ağ. Maşrapa; büyük bira bardağı.
  2890. koychen: ç. Lira, para.
  2891. koyza: ç. Kelepçe.
  2892. koza: Tepsi; bk. kora.
  2893. koza-koza: Koza-koza qilmaq – Kışkırtmak.
  2894. kwadrat: r. Kare.
  2895. köchet: Fide 2. Fidan. Köchet tikmek – Fidan dikmek.
  2896. köchetxana: u.f. Fidelik, fidanlık.
  2897. köchetzar: u.f. Ağaçlık, ormanlık.
  2898. köchetzarliq: u.f.u. bk. köchetzar.
  2899. köchiküy: Ara sokak, yan sokak, küçük ve dar sokak.
  2900. köchme: Taşınan, taşınılabilir. Köchme mülük – Seyyar mülk; taşınılan mülk.
  2901. köchmek: Taşınmak, göç etmek. Yéngi jaygha köchtüm – Yeni yere (eve) taşındım.
  2902. köchmen: Göçmen. Köchmenler – Göçmenler.
  2903. köchmenchi: Göçebe.
  2904. köchmenlik: Göçebelik.
  2905. köchmes: Taşınmaz, sabit. Köchmes mülük – Taşınmaz mülk.
  2906. köchürme: Kopya. Qutadghu Bilikning erep élipbéside yézilghan köchürmisi – Kutadgu Bilik'in Arap alfabesi ile yazılmış kopyası.
  2907. köchürmek: Geçirmek 2. Göç ettirmek, taşındırmak 3. Kopya etmek.
  2908. köchürtmek: (köchürmek'ten) 1. Göç ettirtmek, taşmdırtmak 2. Kopya vermek.
  2909. köchürtülmek: Göç ettirilmek; taşmdırtılmak 2. Kopya verilmek.
  2910. köchürtüsh: Göç ettirme; taşındırtma 2. Kopya verme.
  2911. köchürüwalmaq: Kopya etmek.
  2912. köchürüwetmek: Geçirmek, taşındırmak, yerini değiştirmek, göç ettirmek.
  2913. köchürüwélish: Kopya etme.
  2914. köchürüwétish: Geçirme, taşındırma, yerini değiştirme, göç ettirme.
  2915. köchürüsh: Geçirme 2. Göç ettirme; taşındırma 3. Kopya etme.
  2916. köchürüshmek: Beraber taşındırmak 2. Beraber kopya yapmak.
  2917. köchüsh: Taşınma, göç etme.
  2918. köchüsh-konush: Göç etme, taşınma.
  2919. köde: ağ. bk. piyaz.
  2920. kögen: ağ. Güvercin; bk. kepter.
  2921. kögilek: ağ. bk. köynek.
  2922. kögüm: ağ. Görüşme, buluşma, randevu.
  2923. köxse: ağ. bk. kökse.
  2924. köxtat: ağ. bk. köktat.
  2925. kökche: Bir tür kavun.
  2926. kökchi: Sebzeci.
  2927. kökchilik: Sebzecilik.
  2928. kökdat: u.f. Küf, küf bağlamak.
  2929. kökeltey: İnatçı, harın, aksi; bk. kökeme.
  2930. kökelteylik: İnatçılık, harınlık, aksilik.
  2931. kökeme: İnatçı, harın, aksi; bk. kökeltey.
  2932. kökentey: bk. kökének.
  2933. kökergen: Küflenmiş.
  2934. kökermek: Yeşermek, yeşillenmek 2. Sapsarı kesilmek 3. Küf tutmak.
  2935. kökertilmek: Yeşillendirilmek, ağaçlandırılmak.
  2936. kökertish: Ağaçlandırma; yeşil sahalar kurma.
  2937. kökertmek: Ağaçlandırmak; yeşil sahalar kurmak.
  2938. kökének: zool. Bozdoğan.
  2939. kökhütel: ağ. bk. kökyötel.
  2940. kökkük: ağ. bk. kakkuk.
  2941. kökqagha: zool. Mavi karga.
  2942. köklek: ağ. bk. köklem.
  2943. köklem: Bahar. Köklem kélip delderexler yashardi – Baharın gelmesiyle ağaçlar yeşillendi. Köklemde – Baharda.
  2944. köklemki: Bahardaki; bahara ait. Köklemki térilghu – Bahardaki ekin.
  2945. kökmek: ağ. Geyik; bk. bugha.
  2946. kökmet: ağ. bk. jeyren.
  2947. köknar: Haşhaş.
  2948. köknarchi: Narkotik tiryakisi.
  2949. kökput: ağ. Sincap; bk. tiyin.
  2950. kökrek: Göğüs; bk. kökse.
  2951. kökse: Göğüs. Köksüm échildi – İçim rahatladı.
  2952. kökséghiz: bot. Sakız ağacı.
  2953. kökshal: t. Kazıklı humma.
  2954. köktalghu: ağ. bk. dumbaqchi.
  2955. köktash: Göztaşı, bakır sülfatı.
  2956. köktat: Sebze. Köktat baziri – Sebze pazarı.
  2957. köktatchi: Pazarcı, sebzeci.
  2958. köktatchiliq: Pazarcılık, sebzecilik.
  2959. köktatlik: Sebze bahçesi.
  2960. köktérek: Ak kavak.
  2961. kökwéshi: Mirab (tarladaki sulama işlerinin sorumlusu).
  2962. köküklimek: Guguk kuşunun ötmesi.
  2963. kökül: Kuşların gagası üstündeki ur.
  2964. köküle: Lüle, zülüf, bürçük, kakül. Béshingda köküleng bolsam – Başındaki kakülün olsam.
  2965. kökümtül: Mavimsi 2. Yeşillik.
  2966. köküntü: bk. kökümtül.
  2967. kökürüsh: bk. kökermek.
  2968. köküsh: Mavimsi 2. Yeşillik.
  2969. kökütüsh: ağ. bk. körsütüsh.
  2970. köküyün: At sineği, iviz.
  2971. kökya: ağ. Yaban eşeği.
  2972. kökyötel: t. boğmaca.
  2973. kölche: Evlek.
  2974. kölchi: ağ. bk. béliqchi.
  2975. kölem: Hacim, oylum, uzam, kaplam, şümul.
  2976. kölemlik: Hacimli.
  2977. kölenggüch: Silüet.
  2978. kölengke: Gölge. Kölengke chüshürmek – Gölge yapmak.
  2979. kölengkilik: Gölgeli.
  2980. kölge: ağ. Ağaç kömürü.
  2981. kömdürmek: (kömmek'ten) 1. Gömdürmek 2. Defnettirmek.
  2982. kömdürüsh: Gömdürme 2. Defnettirme.
  2983. kömech: Kömech qazan – Mangal, mısır kalburu.
  2984. kömek: Yardım. Kömek bermek – Yardım etmek.
  2985. kömekchi: Yardımcı.
  2986. kömekdash: bk. kömekchi.
  2987. kömekdashliq: Yardım etme hali.
  2988. kömeklishish: Yardımlaşma.
  2989. kömmek: Gömmek 2. Defnetmek.
  2990. kömmeqonaq: Mısır.
  2991. kömmeqonaqliq: Mısır tarlası.
  2992. kömtürmek: Çevirmek; tersine koymak; altım üstüne getirmek.
  2993. kömtürtmek: (kömtürmek'ten) Çevirtmek; altını üstüne getirtmek.
  2994. kömtürtüsh: Çevirtme; altını üstüne getirtme.
  2995. kömtürülmek: Çevrilmek; altını üstüne getirilmesi; ters koyulmak. Qéyighim kömtürülüp ketti – Kayığım alt üst oldu; Kayığım ters çevrildi.
  2996. kömtürülüsh: Çevrilme; alt üst olma; ters koyulma.
  2997. kömülmek: Gömülmek 2. Defnedilmek.
  2998. kömülüsh: Gömülme 2. Defnedilme.
  2999. kömür: Kömür. Tash kömür – Taş kömür. Yaghach kömür – Ağaç kömürü.
  3000. kömürchek: anat. Kıkırdak.
  3001. kömürcheklik: Kıkırdaklı.
  3002. kömürchilik: Kömürcülük.
  3003. kömürmek: Devirmek; altını üstüne ters çevirmek. Düm kömürmek – Ters devirmek.
  3004. kömürtmek: (kömürmek'ten) Devirtmek; altım üstüne ters çevirtmek.
  3005. kömürtüsh: Devirtme; altını üstüne ters çevirtme.
  3006. kömürülmek: Devrilmek; ters çevrilmek.
  3007. kömürülüsh: Devrilme; ters çevrilme.
  3008. kömürüsh: Devirme; altını üstüne ters çevirme.
  3009. kömüwetmek: Gömüvermek 2. Defnedivermek. Hemme yaqni qar kömüwetti – Her taraf karla gömülüverdi.
  3010. kömüwétish: Gömüverme 2. Defnediverme.
  3011. kömüsh: Gömme 2. Defnetme.
  3012. kömüshmek: Beraber gömmek 2. Beraber defnetmek.
  3013. kömzek: Tepsi.
  3014. kön: Deri (işlenmiş deri). Kön zawodi – Deri fabrikası.
  3015. könchi: Sepici.
  3016. könchilik: Sepicilik.
  3017. köndileng: Enine. Köndilingige kesmek – Enine kesmek.
  3018. köndürmek: (könmek'ten) 1. İkna etmek, inandırmak, kandırmak 2. Alıştırmak. Atni aran köndürdüm – Atı zorla alıştırdım.
  3019. köndürüsh: İkna etme, inandırma, kandırma 2. Alıştırma. Asaw atni köndürüsh – Kullanılmamış atı alıştırma.
  3020. könek: ağ. bk. köynek.
  3021. könelge: Ekşimiş süt mayası.
  3022. könglek: bk. köynek.
  3023. köngnek: ağ. bk. köynek.
  3024. köngül: Gönül. Ak köngül – Saf, temiz kalpli. Ala köngül – Tarafgir, samimiyetsiz. Uning sözliri könglümni yumshatti – Onun sözleri içimi rahatlattı. Köngülni yérim qilmaq – Mahzun olmak; gamlı olmak. Köngüldiki ish – İstenilen iş; arzu edilen iş. Könglümge keldi – Hissettim. Köngül kötermek – Eğlenmek; neşelenmek. Undaq qilishni könglüm kötermeydu – Öyle yapmayı istemem. Könglüm kötürüldi – Neşelendim. Köngül sowutmaq – Bıktırmak. Köngül qalmaq – Kırılmak, küsmek. Könglüm qaytti – Bıktım. Köngül qoymaq – Dikkat etmek. Könglüm tindi – Emin oldum; rahatladım. Könglüm chüshti – Gözüm kestirdi. Köngülni hosh qilmaq – Sevinmek; hoşlanmak. Köngli hosh – Neşeli, sevinçli. Könglüm tartmaydu – İstemiyorum. Köngülge tegmek – Rahatsız etmek; tiksindirmek. Könglüm toydi – Kanaat ettim. Könglüm sezdi – Hissettim. Köngül buzmaq – Bozulmak. Könglüngge püküp qöy – Aklında olsun. Köngül tartmaq – Arzu etmek; istemek. Köngül éytmaq – Başsağlığı dilemek. Köngül bermek – Gönül vermek; kendini vermek. Köngül bölmek – Dikkat etmek. Köngül almaq – Sevindirmek. Köngülge almaq – İncinmek, gücenmek, darılmak. Köngül aynimaq – Mide bulanmak. Könglüm aynidi – Midem bulandı. Köngül achmaq – Eğlenmek, neşelenmek. Köngül aghritmaq – Kırmak; rencide etmek. U könglümni aghritti – O gönlümü kırdı. Köngli yérim adem – Gönlü kırık adam. Könglüm toq – Eminim, memnunum. Könglüm bar – Gönlüm var. Könglüm yoq – Gönlüm yok. Könglü yumshaq adem – Yumuşak gönüllü adam. Könglide – Gönlünde. Köngüldikidek – Gönüldeki gibi. Chin köngüldin – İçtenlik; samimi olarak. Sap köngül – Saflık. Qara köngül – Kötü niyetli. Qalghan köngül – Kırılmış gönül.
  3025. köngülchek: Başkalarının isteklerine hoşgörü ile bakan.
  3026. köngülcheklik: Başkalarının isteklerine hoşgörü ile bakma hali.
  3027. köngülchen: İyi yürekli, safdilli, temiz yürekli.
  3028. köngülchenlik: İyi yüreklilik, safdillilik, temiz yüreklilik.
  3029. köngülchimek: Takdirle muamele etmek; beğenmek.
  3030. köngüllük: Gönüllü, istekli. Aq köngüllük – Saflık, iyi niyetlilik.
  3031. köngülsiz: İsteksiz.
  3032. köngülsizlenmek: İstememek, isteksizlik, beğenmemek.
  3033. köngülsizlik: İsteksizlik, beğenmeme hali.
  3034. könmek: Alışmak. Men endi köndüm – Artık alıştım. Qandaq sözge könmeydighan ademsen – Nasıl bir söz dinlemez adamsın.
  3035. könmeslik: Alışmazlık, uyumsuzluk.
  3036. könükme: Alıştırma.
  3037. könükmek: Alışmak.
  3038. könükmigen: Alışmamış.
  3039. könüktürmek: (könükmek'ten) Alıştırmak.
  3040. könüktürüsh: Alıştırma.
  3041. könüküsh: Alışma.
  3042. könülleshmek: Sevmek.
  3043. könüsh: Alışma.
  3044. köp: Çok. Xéli köp – Epey çok. Köptin köp – Çoktan çok, pek çok. Köprek hallarda – Bir çok durumda. Köp yaxshi adem – Çok iyi adam. Köptin béri – Çoktan beri, uzun zamandan bu yana. Köpni körgen – Başından çok olaylar geçirmiş tecrübeli.
  3045. köpchilik: Çoğunluk. Köpchilik waxtta – Çoğu zaman. Köpchilik bolmaq – Çoğunluk olmak.
  3046. köpchük: Eyer yastığı.
  3047. köpech: ağ. bk. körpe.
  3048. köpeygüch: Çoğalan.
  3049. köpeygüchi: mat. Çarpılan.
  3050. köpeymek: Çoğalmak, artmak. Köpüyüp ketmek – Çoğalmak; çoğalıvermek.
  3051. köpeytilish: Çoğaltılma.
  3052. köpeytilmek: Çoğaltılmak, artırılmak.
  3053. köpeytish: Çoğaltma.
  3054. köpeytküchi: mat. Çarpan.
  3055. köpeytmek: (köpeymek'ten). Çarpmak.
  3056. köpeytürmek: bk. köpeytmek.
  3057. köpeytürüsh: Çarpma.
  3058. köpgine: Birçok.
  3059. köpxaniliq: u.f.u. Çok basamaklı. Köpxaniliq san – Çok basamaklı sayı.
  3060. köplep: Çok, bol bol, büyük miktarda.
  3061. köpleshmek: Çoğalmak.
  3062. köpligen: Birçok, çok çok. Köpligen xelq – Birçok halk.
  3063. köplük: Çokluk. Köplük san – Çokluk sayı.
  3064. köpmek: Kabarmak, şişmek.
  3065. köprük: bk. körük.
  3066. köptürme: Abartma, şişirilme. Köptürme gep – Abartılmış söz.
  3067. köptürmek: (köpmek'ten) Abartmak, şişirmek. Köptürüp sözlimek – Abartarak söylemek.
  3068. köptürüsh: bk. köptürme.
  3069. köpük: Köpük.
  3070. köpüklenmek: Köpüklenmek.
  3071. köpükletmek: Köpükletmek.
  3072. köpünche: Çoğu zaman, çoğu halde.
  3073. köpüngke: Tombul, şişman, tıknaz.
  3074. köpüngkilik: Tombulluk, şişmanlık, tıknazlık.
  3075. köpüsh: Kabarma, şişme.
  3076. köpüyüsh: Çoğalma, artma.
  3077. köre: Göre. Élinghan xeberlerge köre – Alınmış haberlere göre.
  3078. körelmek: Görebilmek. Körelmeydu – Göremiyor; çekemiyor. Körelmigenliktin – Göremeyince; çekemeyince.
  3079. körelmeslik: Çekememek, gıpta, kıskanmak, haset 2. Kin beslemek.
  3080. köreng: Kibirli; kurumlu; çalımlı; kendini beğenmiş.
  3081. körenglesh: Kibirlenme.
  3082. körenglik: Kibirlilik; kendini beğenmişlik.
  3083. körenglimek: Kibirlenmek.
  3084. körgezme: Sergi.
  3085. körgülük: Kader, alın yazısı 2. Sonuç, netice.
  3086. körk: Güzellik, yakışıklılık.
  3087. körkem: Güzel, yakışıklı, gösterişli. Körkem bina – Güzel bina. Körkem jay – Güzel yer.
  3088. körkemleshmek: Güzelleşmek.
  3089. körkemleshtürmek: Güzelleştirmek.
  3090. körkemlik: Güzellik, gösterişli.
  3091. körmek: Görmek. Aldin körmek – Önceden görmek. Yiraqtin körmek – Uzaktan görmek. Körmeske salmaq – Görmezlikten gelmek. Körüdighan némisi bar? – Görülecek neyi var? Kürersen – Görürsün. Körmey qalmaq – Görmemek. Körüp qalmaq – Görmek. Körüp chiqmaq – Gözden geçirmek. Körgende – Gördüğünde. Körgen-bilgenlirimning hemmisini éyttim – Gördüklerimin, bildiklerimin hepsini söyledim. Körüp kéley – Görüp döneyim. Erzen körmek – Ucuz bulmak (ucuz zannetmek). Ewzel körmek – Tercih etmek. Oqup körmek – Okumak. Bala körmek – Çocuklu olmak. Dewlet körmek – Zengin olmak. Zerer körmek – Zarar görmek. Kün körmek – Yaşamak; geçinmek. Yaman körmek – Nefret etmek; sevmemek. U meni körelmeydu – O beni çekemiyor. Ozengdin kör! – Kendinden gör! Éghir körmisingiz – Size bir zahmet. Körmigen künüm qalmidi – Çekmediğim zahmetler kalmadı. Köpni körgen – Başından çok işler geçen. Körgen küningni unutma – Geçmişini unutma. Yaxshi bolsa özidin, yaman bolsa bashqidin körüdu – İyi olsa kendinden, kötü olsa başkasından görüyor.
  3092. körneklik: Görülür.
  3093. körpe-chüshek: Yatak takımı.
  3094. körpe-yastuq: Döşek ve yastık; yatak takımı.
  3095. körpez: coğr. Körfez, liman.
  3096. körpiche: Oturmak için kullanılan küçük döşek.
  3097. körsetküch: İşaret, cetvel 2. Karne.
  3098. körsetküzmek: Göstermek.
  3099. körsetküzüsh: Gösterme.
  3100. körsetme: Belirti, işaret. Körsetme qurallar – İşaret aletleri.
  3101. körsetmek: Göstermek. Örnek körsetmek – Örnek göstermek. Yol körsetmek – Yol göstermek. Qarshilik körsetmek – İtiraz etmek. Yardem körsetmek – Yardım etmek. Delil qörsetmek – Delil göstermek. Men sanga körsütümen! – Ben sana gösteririm!
  3102. körsütüsh: Gösterme, gösteriş.
  3103. körsütüshmek: Beraber göstermek; karşılıklı göstermek.
  3104. körükche: u.f. İskele.
  3105. körüm: Ya ölüm ya körüm – Ya ölüm ya kalım.
  3106. körümlik: Görülen, görülür.
  3107. körümsiz: Çirkin 2. Gösterişsiz 3. Değersiz, önemsiz 4. Biçimsiz.
  3108. körümsizlik: Çirkinlik 2. Biçimsizlik.
  3109. körün'gidek: Görülür, görülebilir. Körün'gidek yerde – Görülebilir yerde.
  3110. körünerlik: Görülür, göze çarpan. Közge körünerlik adem – Dikkate değer adam.
  3111. körünmek: Görünmek. U yiraqtin köründi – O uzaktan göründü. Körünüp turudu – Görülüyor. Némidur körün'gendek boludu – Nedir bir şey görünür gibi. Körünidighan – Görülebilir. U körünmes bolup ketti – O epeydir görünmüyor. Közge az körünüdu – Seyrek gözükür. Közümge körünme! – Defol! Doxturgha körünmek – Doktora görünmek. Qiziq köründi – Meraklı, çekici. Körün'gen ademge – Herkese. Körün'gen nersige urunma – Görülen herşeye dokunma. Körün'gen yerde – Görüldüğü yerde. Közge körün'gen ishi yoq – Önemli işi yok.
  3112. körünmes: Görünmez.
  3113. körünmeslik: Görünmezlik.
  3114. körünüsh: Görünme, görünüş. Körünüshte – Bakarken. Sheherning umumiy körünüshi – Şehrin umumi görünüşü.
  3115. körüsh: Görme, görüş. Aw körüsh – Adet, aybaşı, hayız.
  3116. körüshmek: Görüşmek. Körüshkiche – Görüşene kadar. Yüz körüshmek – Görüşmek.
  3117. körüshtürmek: (körüshmek'ten) Görüştürmek.
  3118. kösey: Ateş kancası; fırın kancası.
  3119. köshendi: Çiğnemik; ağız tütünü.
  3120. köshesh: Geviş getirme; geviş getiriş.
  3121. köshimek: Geviş getirmek.
  3122. köshüke: Perde, örtü.
  3123. köten: Anüs, makat 2. Rektum.
  3124. kötergüch: Asansör, montşarj, palanga.
  3125. kötergüzmek: Yüklemek.
  3126. kötergüzüsh: Yükleme.
  3127. köterme: Toprak set, kaldırım.
  3128. kötermek: Kaldırmak. Biraz kötermek – Biraz kaldırmak. Yuqiri kötermek – Yukarı kaldırmak. Unche kötürüwetmeng – O kadar yüceltmeyin. U héch söz kötermeydu – O çok alıngan; Onun söylentiye hiç tahammülü yok. Kir kötermeydighan matériyal – Çabuk kirlenen eşya (kumaş). Qasqiningni köter! – Çekil! Git!
  3129. kötertküzmek: bk. kötertmek.W.
  3130. kötertmek: (kötermek'ten) Kaldırtmak.
  3131. kötertürmek: bk. kötermek.
  3132. kötürenggu: Yüksek. Kötürenggu awaz bilen – Yüksek sesle.
  3133. kötürülmek: Yükselmek, kaldırılmak. Baha kötürüldi – Fiyat yükseldi.
  3134. kötürülüsh: Yükselme, kaldırılma, yükseliş.
  3135. kötürüm: Kötürüm. Kötürüm bolup qalmaq – Kötürüm olmak; çok zayıflamak.
  3136. kötürüsh: Kaldırma,.
  3137. kötürüshmek: Beraber kaldırmak.
  3138. köwük: Köpük. Sopun köwügi – Sabun köpüğü.
  3139. köwükche: Köpükçük; ufak köpükler.
  3140. köwükdetmek: (köwükdimek'ten) Köpük letmek.
  3141. köwükdimek: Köpüklenmek.
  3142. köwükjigen: Tombul, yumuşak.
  3143. köwüklendürmek: (köwüklenmek'ten) Köpüklendirmek.
  3144. köwüklenmek: Köpüklenmek.
  3145. köwükleshmek: bk. köwüklenmek.
  3146. köwüklük: Köpüklü.
  3147. köydegi: ağ. bk. küydürge.
  3148. köydürge: bk. küydürge.
  3149. köydürmek: Yakmak, ateşe verme. Jan köydürüp ishlimek – Özenerek çalışmak.
  3150. köydürtmek: (köydürmek'ten) Yaktırmak; ateşe verdirmek.
  3151. köydürülmek: Yakılmak.
  3152. köydürüwetmek: Yakmak; ateşe vermek.
  3153. köydürüsh: Yakma.
  3154. köyeq: ağ. bk. körük.
  3155. köyenchi: Demirci.
  3156. köygen: Yanmış.
  3157. köygür: Öying köygür! – Evin yansın.
  3158. köygüzmek: bk. köydürmek.
  3159. köyjük: Lüle taşı.
  3160. köylek: ağ. bk. köynek.
  3161. köymek: Yanmak. Köyüp bolmaq – Yanıp bitmek. Köyüp ketmek – Yanıvermek. Tünügün kün köydi – Dün güneş tutuldu. Er köygen'ge köyme, el köygen'ge köy – d. Erkeğin sevdiğini sevme, milletin sevdighini sev.
  3162. köynek: Gömlek. Ich köynek – İç çamaşır.
  3163. köynek-ishtan: İç çamaşır.
  3164. köynekchan: Gömlekle; sadece gömlek ile.
  3165. köyshimek: Geviş getirmek.
  3166. köyük: Yanma, yanık.
  3167. köyümchan: Özenli, acıyan, şefkatli.
  3168. köyümchanlik: Özeniş, acıma hali, şefkatlilik.
  3169. köyünmek: Acımak, esef etmek, şefkat göstermek.
  3170. köyünüsh: Acıma, esef, şefkat gösterme.
  3171. köyüsh: Yanma.
  3172. köz: anat. Göz. Köz perdisi – Göz perdesi. Köz chanighi – Göz çukuru. Közning qarisi – Göz bebeği. Köz göhiri – Göz bebeği. Qoy köz – Elagöz. Xumar köz – Ahu göz. Köz eynek – Gözlük. Közge yash almaq – Gözü yaşarmak. Köz aldida – Göz önünde. Köz aldigha keltürmek – Göz önüne getirmek. Öz közüm bilen kördüm – Kendi gözüm ile gördüm. Közge almasliq – Göze görünmez. Közdin ötküzüsh – Gözden geçirme. Közüm échildi – Gözüm açıldı. Köz échip yumghiche – Göz açıp kapatana kadar. U méni közige ilmaydu – O beni hor görüyor. Köz baghlimaq – Büyülemek, sihirlemek. Köz bolmaq – Göz olmak. Köz boyimaq – Aldatmak. Köz béqishmaq – Birbirine bakmak. Köz tashlimaq – Göz atmak. Köz tegmek – Nazar değmek. Közüng tegmisun! – Nazarın değmesin! Közde tutmaq – Nazarda tutmak. Közüm toymaydu – Gözüm doymuyor. Köz tikmek – Göz dikmek. Közüm torlashti – Gözüm perdelendi. Közüm chüshti – Gözüm düştü. Közge chüshmek – Göze çarpmak; başkalarının dikkatini çekmek. Köz salmaq – Göz atmak. Köz yügürtmek – Göz atmak, bakmak. Közüngge qara! – Önüne bak! Közdin köchürmek – Gözden geçirmek. Köz qismaq – Göz kısmak. Köz quyrughi bilen qarimaq – Göz ucu ile bakmak. Közümdin yoqal! – Defol! Ötkür köz – Keskin göz. Közdin ayrilmaq – Gözden uzaklaşmak. Uning közi osal – Onun gözü kötü. Közüm yaxshi körmeydu – Gözüm iyi görmiyor. Yingnining közi – İğnenin deliği. Köz qoymaq – Göz dikmek. Toqquz köz – anat. kuyruk sokumu kemiği. Köz tiken – bot. mavi diken. Közge körün'gen dewlet erbabi – Ünlü (tanınmış) devlet adamı. Köz baghlighan chaghda – Akşama doğru. Köz qarash – Bakış açısı; nokta-i nazar, bakış, açı. Közümning ochughida – Diriliğimde, hayatımda. Közümiz barda – Diriliğimizde, hayatımızda. Közümizning tirikligide – Diriliğimizde, hayatımızda. Töt köz bilen kütmek – Dört gözle beklemek. Közge körünüp qalmaq – Göze düşmek; göze çarpmak. Uning közi yorudi – O doğurdu. Közüm qiymaydu – Kıyamam. Közüm yetti – İnandım. Közüm yétidu – İnanıyorum. Közüm yetmeydu – İnanmıyorum, sanmıyorum. Közüng yetse – İnanıyorsan.
  3173. köz-qulaq: Göz ve kulak. Köz-qulaq bolmaq – Göz kulak olmak.
  3174. közche: Delik.
  3175. közet: Karakol, gözetlemek. Közet qilmaq – Gözetmek, korumak.
  3176. közetchi: Bekçi; gözetmen.
  3177. közeynek: Gözlük.
  3178. köziche: Gözünün önünde.
  3179. közlesh: Göz dikme 2. Nişan alma.
  3180. közlimek: Göz dikmek 2. Nişan almak. U öz paydisini közleydu – O kendi çıkarını düşünüyor.
  3181. közlük: Gözlü. Bir közlük – Bir gözlü. Közlük üzük – Kaslı yüzük.
  3182. köznek: Here köznigi – Petek, vazistas.
  3183. közükmek: Doğurmak 2. Gözükmek.
  3184. közüküsh: Doğurma 2. Gözükme.
  3185. kruzhok: r. Dernek.
  3186. kultiwator: r. Kültivatör.
  3187. kulup: r. Salon.
  3188. kumaq: ağ. Dişsiz ağız.
  3189. kumlach: Samanlı kerpiç.
  3190. kumurta: bk. kumuta.
  3191. kumuta: Böcek, cibin.
  3192. kunlük: Günlük. Üch künlük – Üç günlük. Künlük ish – Günlük iş.
  3193. kurs: Kurs, sınıf. Sawat chiqirish kursi – Okuma yazma ögrenme kursu. Kisqa müddettik kurs – Kısa süreli kurs.
  3194. kursimaq: Uyandırmak, uyarmak.
  3195. kuruldash: Vakvaka etme, bağırma.
  3196. kuruldimaq: Vakvaka etmek, bağırmak. Kurushka – r. Büyük bardak.
  3197. kusa: ağ. Sıra, peyke.
  3198. kuta: Kısa. Eqli kuta – Aklı kısa, akılsız.
  3199. kutupxana: a.f. Kütüphane, kitaplık. Sheher kutupxanisi – Şehir kütüphanesi.
  3200. kuwak: Bos.
  3201. kuwaklik: Bosluk.
  3202. kuchurlash: Fısıldama, fışırdama.
  3203. kuchurlimaq: Fısıldamak, fışırdamak.
  3204. kuza: ağ. bk. kömzek.
  3205. küch: Güç. Küchi yoq – Gücü yok. Küch bermek – Güç vermek; yardım etmek, desteklemek. Küch chiqarmaq – Kuvvetlerini seferber etmek. Küchüm yetmeydu – Gücüm yetmiyor. Ishlepchiqirish küchliri – Üretim güçleri. Höjjet öz küchini saxlaydu – Senet (belge) geçerliliğini koruyor. Küchtin qalmaq – Gücünü yitirmek. Küchke kirmek – Güçlenmek. Sétiwélish küchi – Satın alma gücü (alım gücü).
  3206. küch-quwwet: u.a. Güç ve kuvvet.
  3207. küchendürmek: (küchenmek'ten) Zorlamak.
  3208. küchendürüsh: Zorlama, zorlaş.
  3209. küchenmek: Zorlanmak; kuvvetini germek.
  3210. küchep: Zorla, güçlükle; bütün gücü ile. Küchep ishlimek – Bütün gücü ile çalışmak.
  3211. küchesh: Kuvvetini germe; zorlama.
  3212. kücheymek: Güçlenmek, kuvvetlenmek.
  3213. kücheytish: Güçlendirme, kuvvetlendirme.
  3214. kücheytküch: Şiddetlendirici, yükseltici, güçlendirici.
  3215. kücheytküzmek: bk. kücheytmek.
  3216. kücheytküzüsh: Güçlendirme, kuvvetlendirme.
  3217. kücheytme: Gübreleme.
  3218. kücheytmek: (küçeymek'ten) Güçlendirmek, kuvvetlendirmek.
  3219. kücheytürmek: bk. kücheytmek.
  3220. kücheytürüsh: Güçlendirme, kuvvetlendirme.
  3221. küchimek: Kuvvetini germek. Küchep ketmek – Haddinden fazla çabalamak.
  3222. küchlendürmek: (küchlenmek'ten) Güçlendirmek.
  3223. küchlenmek: Güçlenmek.
  3224. küchlimek: Güçlendirmek.
  3225. küchlük: Güçlü. Küchlük dölet – Güçlü devlet.
  3226. küchsiz: Güçsüz, kuvvetsiz.
  3227. küchsizlendürmek: (küchsizlenmek'ten) Güçsüzlendinnek.
  3228. küchsizlendürüsh: Güçsüzlendirmc.
  3229. küchsizlenmek: Güçsüzlenmek.
  3230. küchsizletmek: (küçsizlimek'ten) Güçsüzlendinnek.
  3231. küchsizlik: Güçsüzlük, kuvvetsizlik.
  3232. küchsizlimek: Güçsizlenmek.
  3233. küchük: Enik, köpek yavrusu 2. Yavru.
  3234. küchüklenmek: Dalkavukluk etmek; pohpohlamak.
  3235. küchüklesh: Enikleme.
  3236. küchüklimek: Eniklemek.
  3237. küchüklinish: Dalkavukluk etme; pohpohlama.
  3238. küchül: bot. Kardelen (çiçeği).
  3239. küchünüsh: Zorlanma; kuvvetini germe.
  3240. küchüyüsh: Güçlenme, kuvvetlenme.
  3241. küde-körpe: Yatak (takımı) 2. Pılı pırtı, ev eşyası.
  3242. küden: ç. Küden tawar – Bir çeşit ipek kumaş.
  3243. kükes: ağ. bk. kökrek.
  3244. kükkük: bk. kakkuk.
  3245. küknewre: Kız torun.
  3246. kükü: zool. Kumru.
  3247. küküm: Kurumuş gübre tozu.
  3248. küküm-talqan: Toz duman. Küküm-talqan qilmaq – Toz duman etmek; darmadağın etmek.
  3249. kül: Kül. Düshmenning külini kökke soruduq – Düşmanı darmadağın ettik.
  3250. külbe: f. Kulübe.
  3251. külche: Çörek.
  3252. külchek: Erişte, erişte çorbası.
  3253. küldan: Sigara tablası.
  3254. küldürerlik: Güldürecek bir tarzda.
  3255. küldürmek: Güldürmek.
  3256. küldürtmek: (küldürmek'ten) Güldürtmek.
  3257. küldürtüsh: Güldürtme.
  3258. küldürüsh: Güldürme.
  3259. külgünchek: Çok gülen. Külgünchek qizlar – Çok gülen kızlar.
  3260. külgüncheklik: Çok gülme hali.
  3261. külke: Gülme, gülüş, kahkaha. Külke bolmaq – Alay edilmek. Külke qilmaq – Alay etmek. Külkige qalmaq – Alay olmak. Oyun-külke – Eğlence.
  3262. külkilik: Gülünçlü, güldürücü. Külkilik hékaye – Güldürücü hikaye.
  3263. külli: a. tar. Bütün, hepsi. Küllisi – Hepsi.
  3264. külmek: Gülmek. Kaqaxlap külmek – Kahkaha atmak. Kimdin külüsen? – Kimi alay ediyorsun?
  3265. külpet: a. Külfet. Béshimgha yüz xil külpet chüshti – Başıma birçok külfet geldi.
  3266. külpetlik: a.u. Külfetli.
  3267. külreng: Külrengi, gri, boz, kır. Ach külreng – Açık gri. Toq külreng – Koyu gri.
  3268. külrenglik: Külrengi, gri, boz, kır renkli olma hali.
  3269. kültük: Beşikle beraber bulunan çocuk lazımlığı. Kültük qar – Kürtün.
  3270. külümsiresh: Gülümsemek; bk. külümsirimek.
  3271. külümsirimek: Gülümsemek.
  3272. külüwetmek: Gülüvermek.
  3273. külüsh: Gülme. Külüshke bashlimaq – Gülmeye başlamak.
  3274. külüshmeklik: Beraber gülme hali; beraber alay etme hali.
  3275. küme: ağ. bk. kömür.
  3276. kümesh: ağ. bk. kömüsh.
  3277. kümüsh: Gümüş. Kümüsh renglik – Gümüş renkli.
  3278. kümüshreng: u.f. Gümüş renk.
  3279. kümüshrenglik: u.f.u. Gümüş renkli.
  3280. kün: Gün. Ish küni – Mesai günü. Dem élish küni – Dinlenme günü. Burna kün – Evvelki gün. Bügünki künde – Günümüzde. Bir küni – Bir günü. Künlerning biride veya künlerdin bir kün – Gelecekte. Bir kün bir tün – Bir gece gündüz. Bügün ayning qaysi küni? – Bu günün tarihi nedir? U az künning ichide kélidu – O birkaç gün içinde gelecek. Küni burun – Önceden. Kündüz küni – Gündüzün. Ming yashisam bir künche yoq – Bin yaşasam bir gün kadar yok. Kün sanap veya her küni – Her günü. Her künki – Her günkü. Kün patti – Güneş battı. Kün olturdi – Güneş battı. Kün chiqti – Güneş çıktı. Kün tutuldi – Güneş tutuldu. Kün ochuq – Hava açık. Éghir künler – Zor günler. Kün köchürmek – Geçinmek, yaşamak. Kün körmek – Geçinmek, yaşamak. U kün bermeydu – O rahatsız ediyor; O sığdırmıyor. Körgen küning qursun – Zavallı. Körgen künim mana shu – Geçimim iyi değil; İşte böyle geçiniyorum. Körgen küningni unutma – Geçmişini unutma. Körmigen künim qalmidi – Çekmediklerim kalmadı. Béshimgha kün chüshti – Zorluklar içinde kaldım. Dostning dostlighi béshinggha kün chüshkende bilinur – Dostun dostluğu zorluklar ile karşılaştığında bilinir. Künimiz yaman emes – Geçimimiz fena değil. Kün tertiwi – Günün yapılacak işlerinin sırası, gündem.
  3281. kün'gey: Güney 2. Güneşli yer.
  3282. kün-tün: Gece gündüz.
  3283. künchi: Kıskanç, kıskanan.
  3284. künchiqish: Doğu. Künchiqish memliketliri – Doğu ülkeleri (devletleri).
  3285. künchilik: Kıskançlık. Künchilik qilmaq – Kıskançlık etmek.
  3286. kündash: Rakip (kadınlar arasındaki rekabet).
  3287. kündashliq: Rekabet (bir kişinin kadınları arasındaki rekabet hali).
  3288. künde: Her gün.
  3289. kündilik: Gündelik, her günkü. Kündilik turmushqa kéreklik nerse – Günlük gerekli nesne (eşya).
  3290. kündora: u.f. Müshil, pürgatif.
  3291. kündüz: Gündüz. Kündüz küni – Gündüzün. Kündüz kéling – Gündüz gelin.
  3292. kündüzi: Gündüzün; bk. kündüz.
  3293. künewre: ağ. bk. aware.
  3294. küni-tüni: Gece ve gündüz.
  3295. küniburun: Önceden. Shundaq bolushni küniburun bilettim – Öyle olmasını önceden biliyordum.
  3296. künide: Gününde.
  3297. künige: Gününe, her gün. Künige on som tapimen – Her gün on lira kazanıyorum.
  3298. künjüre: Posa, küspe.
  3299. künjüt: f. bot. Susam. Künjüt yéghi – Susam yağı.
  3300. künlesh: Kıskanma, rekabet etme.
  3301. künlimek: Kıskanmak, rekabet etmek.
  3302. künpétish: Batı. Künpétishte – Batı tarafta; batıda. Künpétishtin – Batı taraftan; batıdan.
  3303. künsanap: Her gün.
  3304. küp-kündüz: Küpe gündüz.
  3305. küpür: a. Küfür. Küpür sözler – Küfür sözler.
  3306. küpürlük: a.u. Küfür etme hali. Küpürlük qilmaq – Küfür etmek.
  3307. kürek: Kürek. Tömür kürek – Demir kürek. Yaghach kürek – Ağaç kürek. Kürek chish – Kesici diş.
  3308. küreng: Yanık renk; kahve rengi. Küreng at – Yanık renkli at.
  3309. kürewetmek: Küreyivermek, küremek.
  3310. küreshchan: Mücadeleci. Küreshchan xelq – Mücadeleci halk.
  3311. küreshchanliq: Mücadelecilik.
  3312. küreshchi: Güreşçi 2. Mücadele veren kimse; savaşçı.
  3313. küreshküchi: Savaşan, savaşçı, mücadele veren.
  3314. küreshtürmek: (küreshmek'ten II) Güreştirmek.
  3315. küreshtürüsh: Güreştirme.
  3316. küretmek: (kürimek'ten) Küretmek.
  3317. kürgenek: ağ. zool. muymul kuşu.
  3318. kürimek: Küremek.
  3319. kürke: Gurk, baba hindi.
  3320. kürsi: a. Kürsü.
  3321. kürük: Kürük toxu – Kuluçka, gurk. Kürük bolmaq – Kuluçkaya yatmak.
  3322. kürüklesh: Kuluçkaya yatma.
  3323. kürüklimek: Kuluçkaya yatmak.
  3324. küsey: Ateş kancası, fırın kancası.
  3325. küsük: Erkek köpek.
  3326. küsürlesh: bk. küsürlimek.
  3327. küsürlimek: Küsürlep külüshmek – Kahkahayı salıvermek.
  3328. küsh-küsh: Kışkış (kuşları kovalamak için kullanılan taklidî ses).
  3329. küshketmek: bk. küshkürtmek.
  3330. küshkitish: bk. küshkürtüsh.
  3331. küshkürtmek: Kışkırtmak.
  3332. küshkürtüsh: Kışkırtma.
  3333. küshküshlesh: Kışkışlama.
  3334. küshküshlimek: Kışkışlamak.
  3335. küshtünggür: ağ. bk. batur.
  3336. kütesh: İyileşmesini sağlama; iyi etme.
  3337. kütez: ağ. bk. köten.
  3338. kütküchi: Bekleyen.
  3339. kütküzmek: (kütmek'ten) Bekletmek, kütküzüş Bekletme.
  3340. kütmek: Beklemek. Kütüp turmaq – Beklemek. Kütüp zérikmek – Beklemekten bıkmak. Kütmigende – Beklenmediği bir anda. Kütmigen yerde – Beklenmediği yerde. Aghriqni kütmek – Hastaya bakmak. Kütüp almaq – Karşılamak.
  3341. küttürmek: bk. kütküzmek.
  3342. kütülmek: Bakılmak, ağırlanmak. Kütülmigen – Beklenilmemiş, bakılmamış. Kütülmigenlik – Beklenilmemişlik, bakılmamışlık.
  3343. kütülüsh: Beklenilme, bakılma, ağırlanma.
  3344. kütüm: Bakım. Kütümi yoq – Bakımı yok; bakımsız.
  3345. kütümek: İyileşmesini sağlamak; iyi etmek.
  3346. kütümsiz: Bakımsız. Kütümsiz baq – Bakımsız bahçe.
  3347. kütümsizlik: Bakımsızlık.
  3348. kütüwalmaq: Karşılamak.
  3349. kütüwélish: Karşılama. Yéngi yilni kütüwélish – Yeni yılı karşılama.
  3350. kütüsh: Bekleme.
  3351. küy: Melodi, ahenk.
  3352. küydürge: t. şarbon. Tilingge küydürge chiqsun – küf. Diline şarbon çıksın.
  3353. küydürmek: Yakmak, ateşe vermek. Issiq kün küydürüp kétip baridu – Güneşin sıcağı yakıyor. U yürigimni küydürdi – O kalbimi yaktı. Jan küydürmek – İçtenlik, acımak, candan.
  3354. küydürülmek: Yakılmak, ateşe verilmek.
  3355. küydürülüsh: Yakılma, ateşe verilme.
  3356. küydürüwalmaq: Yakmak. Qolumni küydürüwaldim – Elimi yaktım.
  3357. küydürüwetmek: Yakmak, ateşe vermek.
  3358. küydürüsh: Yakma, ateşe verme.
  3359. küyek: Dert, acı, keder, ıstırap, üzüntü.
  3360. küyenmek: ağ. bk. körünmek.
  3361. küyeshmek: ağ. bk. körüshmek.
  3362. küymek: Yanmak. Otqa küymek – Ateşe yanmak. Jan küyer – Acıyan. Aptap küydi – Güneş tutuldu.
  3363. küyo: Damat, koca.
  3364. küyoghul: Damat.
  3365. küyshesh: Uyuşma, tutulma.
  3366. küyshetmek: (küyshimek'ten) Uyuşturmak.
  3367. küyshimek: Uyuşmak, tutulmak.
  3368. küyüghal: ağ. bk. küyoghul.
  3369. küyük: Yanık 2. Sevgi.
  3370. küyümchan: Seven, acıyan.
  3371. küyümchanliq: Sevgi hali, acıma hali.
  3372. küyün'genlik: Acımaklık, sevmeklik.
  3373. küyünde: Yanmış ağaç.
  3374. küyünmek: Acımak, sevmek.
  3375. küyünüsh: Acıma, sevme.
  3376. küyüsh: Yanma, acıma. Kömürning küyüshi yaxshi – Kömürün yanması iyi.
  3377. küz: Güz, sonbahar.
  3378. küzde: Sonbaharda.
  3379. küzdiki: Sonbahardaki. Közdiki sughurush – Sonbahardaki sulama.
  3380. küzem: Sonbahar. Küzem yung – Sonbahar yünü.
  3381. küzemki: Sonbahardaki. Küzemki qoy qirkishta – Sonbahadaki koyun kırkıntında.
  3382. küzen: Kokarca.
  3383. küzet: Koruma, himaye. Küzet qilmaq – Korumak. Küzette turmaq – Koruma görevinde bulunmak.
  3384. küzetchi: Bekçi, muhafız.
  3385. küzetchilik: Bekçilik, muhafızlık. Küzetchilik qilmaq – Bekçilik yapmak.
  3386. küzetmek: Korumak, muhafaza etmek, bekçilik yapmak.
  3387. küzge: Güzlük ekin. Küzge bughday – Güzlük buğday.
  3388. küzgi: Güzlük ekin. Küzgi haydash – Güzlük ekin tarlasını sürme.
  3389. küzlek: Sonbahar barınağı.
  3390. küzlügi: Güzün. Küzlügi oqushlar bashlinidu – Güzün okullar açılıyor.
  3391. küzlük: Güzlük. Küzlük térilghu – Sonbahar ekini; güzlük ekin.
  3392. küzütüsh: Koruma, muhafaza etme, bekçilik yapma.
  3393. qabahet: a. Kabahat.
  3394. qabahetlik: a.u. Suçlu.
  3395. qabil: a. din. bk. qawul.
  3396. qabiliyet: a. Kabiliyet.
  3397. qabiliyetlik: a.u. Kabiliyetli.
  3398. qabiliyetsiz: a.u. Kabiliyetsiz.
  3399. qabiliyetsizlik: a.u. Kabiliyetsizlik.
  3400. qadaqchi: Çini tamircisi; kırılmış porselen takımlarını yamayan usta.
  3401. qadaqchiliq: Çini tamirciliği.
  3402. qadalmaq: Takılmak, saplanmak, sokulmak, dikilmek. Qadilip qarimaq – Diklenerek bakmak.
  3403. qadash: Takma, saplama, sokma, dikme.
  3404. qadashmaq: Takışmak, sokuşmak, saplaşmak. (beraber takmak, beraber sokmak, beraber saplamak).
  3405. qadatmaq: (qadimaq'tan) Taktırmak, sokturmak, saplatmak.
  3406. qadilish: Takılma, saplanma, sokulma, dikilme.
  3407. qadimaq: Takmak, saplamak, sokmak, dikmek. Tügme qadimaq – Düğme takmak.
  3408. qadir: a. Kudretli, güçlü. U bu ishqa qadir emes – O bu işi yapamaz.
  3409. qah-qah: Kahkaha. Qah-qah sélip külmek – Kahkaha atmak.
  3410. qahqahlimaq: Kahkaha atmak.
  3411. qaiaymiqanlishish: Kanşma, düzen bozukluğu.
  3412. qaide: a. Kaide.
  3413. qaja-qucha: Mutfak takımları.
  3414. qajuwa: Ağaçtan yapılmış yük eyeri.
  3415. qaqach: Kabuk (-ğu); uyuz, yara kabuğu.
  3416. qaqachliq: İrinli, cerahatli, çapaklı.
  3417. qaqachlimaq: Yara kabuğu olmak.
  3418. qaqaxlash: Kahkaha atmak.
  3419. qaqaxlashmaq: Kahkaha gülüşmek.
  3420. qaqaxlatmaq: (qaqaxlimaq'tan) Kahkaha güldürmek.
  3421. qaqaxlimaq: Kahkaha atmak. Qaqaxlap külmek – Kahkaha gülmek.
  3422. qaqaxlishish: Kahkaha gülüşme.
  3423. qaqaxlitish: Kahkaha güldürme.
  3424. qaqalmaq: Boğazına tıkanmak.
  3425. qaqas: Çıplak, şallak, gölgesiz, açık, çırılçıplak. Qaqas chöl – Çıplak çöl.
  3426. qaqildash: Bağırma, ötme.
  3427. qaqildimaq: Bağırmak, ötmek.
  3428. qaqilish: Boğazına tıkanma.
  3429. qaqir: bk. qaqira.
  3430. qaqish: ağ. bk. qéqish.
  3431. qaqlimaq: Kurutmak.
  3432. qaqmaq: Çakmak, kakmak, vurmak. Mix qaqmaq – Çivi çakmak. U derwazini qaqti – O kapıyı vurdu. Gilem qaqmaq – Halıyı silkelemek. U mörisige qaqti – O omuzuna vurdu. Qanat qaqmaq – Kanat sallamak, uçmak. Kirpik qaqmaq – Göz kırpmak.
  3433. qaqrang: Kurumuş. Qaqrang yer – Kurumuş yer.
  3434. qaqranglik: Solgun, donuk, cansızlık.
  3435. qaqwash: Homurdanan yaşlı kadın.
  3436. qaqwashlik: Homurdanma hali; hırçınlık.
  3437. qaqshatquch: bk. qaxshatquch.
  3438. qaqshatmaq: bk. qaxshatmaq.
  3439. qalaqche: u.f. 1. Küçük kürek 2. Kepçe.
  3440. qalaqlashmaq: Gerilemek, kültürsüzleşmek, yobazlaşmak.
  3441. qalaqliq: Gericilik, yobazlık.
  3442. qalaqlishish: Gerileme, kültürsüzleşme, yobazlaşma.
  3443. qalawut: ağ. Sırma ipliği.
  3444. qalash: Ateş yakma 2. Başka birinden bir şey isteme.
  3445. qalayman: bk. qalaymiqan.
  3446. qalaymanchiliq: bk. qalaymiqanchiliq.
  3447. qalaymiqan: Karışık, düzensiz.
  3448. qalaymiqanchiliq: Karışıklık, düzensizlik.
  3449. qalaymiqanlashmaq: Karışmak, düzensizlik.
  3450. qalaymiqanlashturmaq: (qalaymiqanlashmaq'tan) Karıştırmak, düzeni bozmak.
  3451. qalaymiqanlashturush: Karıştırma, düzeni bozma.
  3452. qalaymiqanliq: bk. qalaymiqanchiliq.
  3453. qalduq: Kalıntı.
  3454. qalduqsiz: Kalıntısız.
  3455. qaldurmaq: Bırakmak. Héchnerse qaldurmay – Hiçbir şey bırakmadan. Emeldin qaldurmaq – Yürürlükten kaldırmak. Ishtin qaldurmaq – İşten alıkoymak. Köngül qaldurmaq – Gönül kırmak.
  3456. qaldurush: Bırakma.
  3457. qalghach: Kırlangıç.
  3458. qalghini: Kalanı, kalıntısı.
  3459. qalghu: Başak kalıntısı.
  3460. qalighach: bk. qalghach.
  3461. qalighir: ağ. bk. pashna.
  3462. qalimaq: Ateş yakmak 2. Başka birinden bir şey istemek.
  3463. qalqan: Kalkan. Qulaq qalqini – Kulağın dış yaprağı.
  3464. qalqanbez: anat. Kalkan bezi.
  3465. qalqansuman: Kalkansı; kalkana benzer.
  3466. qalmaq: Kalmak. Yaxshi qéling! – Hoşça kalın! Arqida qalmaq – Geri kalmak. Manga qalghini shu – Bana kalanı şu. Könglüm qaldi – Gönlüm kırıldı. Shuning bilen qalmastin – Öyle olmasına rağmen. Manga qalsa – Bana göre. Uninggha qalghanda – Ona kalırsa. Ayaqtin qalmaq – Yürüyememek. Uyqudin qalmaq – Uyuyamamak. Ikki otturida qaldim – Arada kaldım. Ishtin qalmaq – İşten kalmak; işe gidememek. Tildin qalmaq – Konuşamamak. Aghrighingiz qaldimu? – İyileştiniz mi? Qélip qalmaq – Kalmak, kalıvermek. Oqushtin qalmaq – Okuldan kalmak, okula gidememek.
  3467. Qalmaq: Kalmuk. Qalmaq ayili – Kalmuk kadını. Qalmaq tili – Kalmuk dili. Qalmaq qoy – Kalmuk koyunu; bir tür koyun.
  3468. qalpaq: Kalpak, şapka.
  3469. qalpaqchi: Kalpakçı, şapkacı.
  3470. qaltirash: Titreme.
  3471. qaltiratmaq: (qaltirimaq'tan) Titretmek.
  3472. qaltirimaq: Titremek.
  3473. qaltiritish: Titretme.
  3474. qaltis: Sağlam, güzel, ünlü 2. Zor, bileşik.
  3475. qaltisliq: Sağlamlık, güzellik, ünlülük 2. Zorluk, güçlük.
  3476. qaltus: Çıkık, çıkmak.
  3477. qalun: Bir tür musiki aleti.
  3478. qamaqxana: u.f. Hapishane.
  3479. qamal: Kuşatma. Qamal haliti – Kuşatma hali.
  3480. qamalmaq: Hapsedilmek 2. Kuşatılmak.
  3481. qamash: Hapsetme. Türmige qamash – Hapishaneye hapsetme.
  3482. qamashturmaq: (qamashmaq'tan I) Kamaştırmak.
  3483. qamatturmaq: (qamatmaq'tan) Hapsettirmek.
  3484. qamcha: Kamçı. Qamcha sépi – Kamçı sapı. Qamcha yémek – Kamçı yemek.
  3485. qamchi: bk. qamcha.
  3486. qamchigül: u.f. Bir tür çiçek adı.
  3487. qamchilash: Kamçılama.
  3488. qamchilashmaq: Kamçılaşmak.
  3489. qamchilatmaq: (qamchilimaq'tan) Kamçılatmak.
  3490. qamchilimaq: Kamçılamak; kamçı ile vurmak.
  3491. qamchuq: ağ. Ağız.
  3492. qamdash: Sağlama, temin etme, garantileme.
  3493. qamdimaq: Sağlamak, temin etmek, garantilemek. Kiyim bilen qamdimaq – Giysi ile temin etmek.
  3494. qamet: a. Boy, vücut.
  3495. qamghaq: bot. Deve dikeni.
  3496. qamimaq: Hapsetmek 2. Kuşatmak.
  3497. qamlashmaq: Yakışmak, güzel olmak, olmak. Bu ishing qamlashmidi – Bu işin güzel olmadı.
  3498. qamlashturmaq: (qamlashmaq'tan) Yakıstırmak, iyisini yapmak, güzelini yapmak. Xetni tolimu qamlashturup yézip berdi – Mektubu güzel bir şekilde yazıp verdi.
  3499. qamus: a. Kamus, ansiklopedi.
  3500. qamuschi: a.u. Ansiklopedik bilgi sahibi adam.
  3501. qamush: ağ. bk. qomush.
  3502. qan: Kan. Qan azliq – Kan azlık. Qan aylinishi – Kan dolaşımı. Qangha boyumaq – Kana bulamak. Qan tomur – Kan damarı. Qan shorighuchi – Kan içici. Qan yighlimaq – Kan ağlamak.
  3503. qanaet: a. Kanaat. Qanaet qilmaq – Kanaat etmek.
  3504. qanaetchan: a.u. Kanaatkar.
  3505. qanaetchanliq: a.u. Kanaatkarlık.
  3506. qanaetlik: a.u. bk. qanaetchanliq.
  3507. qanaetsiz: a.u. Kanaatsiz.
  3508. qanaetsizlik: a.u. Kanaatsizlik.
  3509. qanal: Kanal. Süweysh qanili – Süveyiş Kanalı.
  3510. qanar: Büyük çuval.
  3511. qanash: Kanama.
  3512. qanat: Kanat. Uchar qanatlar – Kuşlar. Qanat qaqmaq – Kanat sallamak. Qanat chiqarmaq – Kanat çıkarmak. Qanat yaymaq – Açılmak, yayılmak.
  3513. qanatlanmaq: Coşmak.
  3514. qanatmaq: (qanimaq'tan) Kanatmak. U qolini qanitip aldi – O elini kanattı.
  3515. qanatsiz: Kanatsız.
  3516. qanche: Kaç, ne kadar. Bir qanche – Birkaç. Qanche turudu? – Fiyatı ne kadar? Qanchidin qanche – Çok çok.
  3517. qanche-qanche: Çok çok.
  3518. qanchen: Kaç, ne kadar.
  3519. qanchiq: bk. qanchuq.
  3520. qanchilik: Kaç, ne kadar. Bu yil qanchilik bughday alding? – Bu yıl ne kadar buğday ürünü aldın?
  3521. qanchinchi: Kaçıncı.
  3522. qanchuq: Kancık köpek, dişi köpek.
  3523. qanda: tar. Nerede.
  3524. qandagh: bk. qandaq.
  3525. qandaghlighi: Nasıl olduğu.
  3526. qandaq: Nasıl. Ishler qandaq? – İşler nasıl? Héch qandaq – Hiç. Her qandaq – Her hangi, her türlü. Qandaq kishi bolmisun – Kim olursa olsun. Qandaq qilip bolmisun – Ne yapıp yapıp. Qandaq qilisen? – Ne yapacaksın? Qandaqtu – Nasıldır. Qandaq bolsa shundaq – Nasıl olsa öyle. Qandaq biley – Nasıl bilirim. Qandaqla bolmisun – Nasıl olursa olsun. Qandaqche – Nasıl olup. Qandaq qilip – Ne yapıp. Qandaqlarche – Nasıl olup. Qandaqtur – Nasıldır.
  3527. qandin: tar. Nereden.
  3528. qandurmaq: (qanmaq'tan) Suya doyurmak, tatmin ettirmek, doyurmak.
  3529. qandurush: Suya doyurma, tatmin ettirme, doyurma.
  3530. qang: Basarak düzeltme.
  3531. qangaltir: Sac, teneke.
  3532. qangqimaq: Kabarmak, şişmek 2. Sıçramak.
  3533. qangqish: Kabarma, şişme 2. Sıçrama.
  3534. qangruq: Hımhım.
  3535. qangruqlanmaq: Hımhım etmek.
  3536. qangsatmaq: (qangsimaq'tan) Dumanlatılmak, duman çıkarmak.
  3537. qangsiq: Duman, tütsü; bk. qériq.
  3538. qangsimaq: Dumanlanmak, tütmek.
  3539. qangsitish: Dumanlatma, duman çıkarma.
  3540. qangsha: bk. qangshar.
  3541. qangshar: Burnun kökü.
  3542. qangsharliq: Burni qangsharlik – Burun kökü yüksek.
  3543. qangtarmaq: bk. qangturmaq.
  3544. qangturmaq: Atın dizginini geri çekerek eyerin kaşına takmak; atı otlatmamak.
  3545. qangturush: Atın dizginini geri çekerek eyerin kaşına takma; atı otlatmama.
  3546. qanxor: u.f. Kaniçici, gaddar.
  3547. qanxorluq: u.f.u. Kaniçicilik, gaddarlık.
  3548. qanimaq: Kanamak.
  3549. qanitish: Kanana, kanatış.
  3550. qanliq: Kanlı. Salkin qanliq – Serin kanlı; soğuk kanlı. Qanliq jeng – Kanlı savaş.
  3551. qanmaq: Kanmak. Uyqum qandi – Uykuya kandım. Qanghiche yügürmek – Doya doya koşmak.
  3552. qansirash: Kan kaybetme.
  3553. qansiratmaq: (qansirimaq'tan) Kan kaybettirmek.
  3554. qansirimaq: Kan kaybetmek.
  3555. qansiritish: Kan kaybettirme.
  3556. qansiz: Kansız, soluk, solgun, sararmak, sönük.
  3557. qansizlanmaq: Kansızlanmak.
  3558. qansizlik: Kansızlık.
  3559. qanun: a. Kanun. Asasiy qanun – Anayasa. Qanun chiqarmaq – Kanun çıkarmak. Qanungha muwapiq – Kanuna uygun.
  3560. qanunchi: a.u. Hukukçu, hukuk bilgini.
  3561. qanunchiliq: a.u. Hukukçuluk.
  3562. qanunen: a. Kanuna göre, kanuna esasen.
  3563. qanuniy: a. bk. qanunluq.
  3564. qanuniyet: a. Kanuniyet.
  3565. qanuniyetlik: a.u. Kanunluk; kanuna uygunluk.
  3566. qanunlashmaq: a.u. Kanunlaşmak.
  3567. qanunlashturmaq: a.u. (qanunlashmaq'tan) Kanunlaştırmak.
  3568. qanunlashturush: a.u. Kanunlaştırma.
  3569. qanunluq: a.u. Kanunî, yasal, meşru.
  3570. qanunsiz: a.u. Kanunsuz.
  3571. qanunsizliq: a.u. Kanunsuzluk.
  3572. qanunshunas: a.f. Hukukçu.
  3573. qanunshunasliq: a.f.u. Hukukçuluk.
  3574. qap-qap: Çuval-çuval, çok çuval. Qap-qap bughday – Çok çuvallarda buğday.
  3575. qapakchomüch: Süs kabağı.
  3576. qapaqwash: Ahmak, kalın kafalı; bk. qapaq bash.
  3577. qaparghan: Nasırlı, nasır bağlamış. Qaparghan qollar – Nasırlı eller.
  3578. qaparma: Çıkıntılı, kabartılı, tümsekli.
  3579. qaparmaq: Kabarmak, şişmek, taşmak.
  3580. qapartish: Kabarcık hasıl etme.
  3581. qapartqa: Sivilce, ergenlik.
  3582. qapartqu: ağ. bk. seynek.
  3583. qapartma: Nasır; su toplamış kabarcık.
  3584. qapartmaq: (qaparmaq'tan) Kabarcık hasıl etmek.
  3585. qapatérek: Titrek kavak.
  3586. qapchighay: Boğaz, dağ boğazı.
  3587. qapchuq: Çuval, torba.
  3588. qapiye: a. Kafiye.
  3589. qapiyileshtürmek: (qapiyleshmek'ten) Kafiyelendirmek.
  3590. qapiyileshtürülmek: a.u. Kafiyelendirilmek.
  3591. qapiyilik: a.u. Kafiyeli.
  3592. qapiyleshmek: a.u. Kafiyelenmek.
  3593. qapqa: Kapı. Dérize qapqisi – Pencere kapağı.
  3594. qapqaq: Kapak. Meshning qapqighi – Sobanın kapağı.
  3595. qapqan: Kapan, demir kapan. Qapqangha chüshmek – Kapana düşmek.
  3596. qaplan: Kaplan.
  3597. qaplash: Kaplama, örtme, kapatma.
  3598. qaplashmaq: Kaplama dikiş işine yardımlaşmak 2. Çuvala doldurma işine yardımlaşmak.
  3599. qaplatmaq: (qaplimaq'tan) Kapattırmak.
  3600. qaplatturmaq: Kapattırmak.
  3601. qaplimaq: Kaplamak, örtmek, kapatmak.
  3602. qapliwalmaq: Kapatmak, örtmek.
  3603. qapsalmaq: Sarılmak, kuşatılmak.
  3604. qapsash: Kapsama, sarma, kuşatma.
  3605. qapsatmaq: (qapsimaq'tan) Kapsatmak, sardırmak, kuşattırmak.
  3606. qapsilish: Sarılma, kuşatılma.
  3607. qapsimaq: Kapsamak, sarmak, kuşatmak.
  3608. qapsitish: Kapsatma, sardırma, kuşattırma.
  3609. qaptal: Böğür, yan, etek, yamac. Tagh qaptili – Dağ eteği. Uning qaptilighimu kelmeydu – O umursamaz.
  3610. qapughan: ağ. bk. tutqaq.
  3611. qar: Kar. Qar borini – Kar fırtınası. Qar yéghiwatidu – Kar yağıyor. Qar yoli – Kar yolu.
  3612. qara: Kara, siyah. Tüm qara – Tüm kara. Qéniq qara – Tüm kara. Qap-qara – Kapkara. Qara bulutlar – Kara bulutlar. Qara chachliq – Siyah saçlı. Qara qash – Kara kaş. Qara qashliq – Kara kaşlı. Qara közlük – Kara gözlü. Qara ish – Amele işi. Qara hizmet – Amele işi. Qara at – Siyah at. Qaraqashqa – Siyah benek. Qara toruq – Koyu kırmızı. Qazangha yoluqsang qarisi yuqar – Kazana değinsen karası bulaşır. Yiraqta bir qara köründi – Uzakta bir şey göründü. Qarigha almaq – Hedefe almak; nişanlamak. Qara tutmaq – Yas tutmak. Qara örük – Erik kurusu. Qara öy – Keçe çadır, göçebe çadırı. Qara ishchi – Amele, hademe. Qara ilan – Siyah yılan. Qara boran – Fırtına. Qara bughday – Çavdar. Qara tal – Söğüt. Qara janggal – Koyu orman. Qara xet – Ölüm haberi; birisinin ölümünden haber veren mektup. Qara chilan topa – Kara toprak. Qara ter – Cok ter. U qara terge chüshti – O çok terledi. Qara terge chüshürmek – Çok terletmek. Qara sulu – Çim. Qara sona – Devedikeni. Qara qarighay – Akçam, köknar. Qara yaghach – Karağaç, karaağaç. Köz karisi – Göz bebeği. Qara qotaz – Bir tür deve. Qara küch – Kaba kuvvet. Qara guruh – Koyu gerici ekip. Qara guruhchi – Koyu gerici. Qara mal – Büyük baş hayvan. Aq-qarini tonughan – Aydın, anlayışlı, bilgili. Ichi qara – İçi kara; kötü niyetli. Bexting qara bolmisun! – Bahtlı ol! Qara soghaq – Ayaz. Qara niyet – Karaniyet, kötü niyetli. Yüzi qara – Yüzü kara, alçak, namussuz. Yörigi qara – Namussuz, dürüst olmayan. Köngli qara – Namussuz, dürüst olmayan. Qara basmaq – Sayıklamak, hezeyan etmek. Qara basqur! – Lanet olsun! Qarangni körsetmeysen? – Neredesin, görünmüyorsun? Qara qilmaq – Karalamak. Qara yuqturmaq – Karaya bulaşmak; karalanmak. Qara künler – Kara günler. Qara seherde – Sabahın köründe.
  3613. qaraghoja: Sığırgık. Qaraghoja uwisi – Sığırcık yuvası.
  3614. Qaraxaniler: Karahanlılar.
  3615. Qaraxitay: Karahıtay.
  3616. qarakézik: t. Tifüs, lekeli humma.
  3617. qaraköl: Astragan; astragan kürkü; karakül.
  3618. qaraküye: bot. Şarbon.
  3619. Qaraqalpaq: Karakalpak (bir Türk boyunun adı).
  3620. qaraqargha: Kara karga.
  3621. qaraqchi: Haydut, yol kesen. Déngiz qaraqchisi – Deniz haydutu.
  3622. qaraqchiliq: Haydutluk, yol kesicilik. Qaraqchiliq qilmaq – Haydutluk yapmak.
  3623. qaraqoyuqluk: İtişip kakışmak; izdiham.
  3624. qaraqumchaq: Esmer, yağız.
  3625. qaraqurt: zool. Kara kurt.
  3626. qaralmaq: Bakılmak.
  3627. qaram: Kaba, kibirli, mağrur, cüretli. Qaram yigit – Cüretli yiğit (delikanlı).
  3628. qaramalan: Karışık.
  3629. qaramliq: Kabalık, cesurluk, cüretkârlık.
  3630. qaramtu: bk. qaramtul. Qaramtu kök – Koyu gök (mavi).
  3631. qaramtul: Esmer.
  3632. qarangghu: Karanlık. Tang qarangghusi – Sabahın körü. Tüm qarangghu – Büsbütün karanlık. Qarangghu chüshti – Karanlık oldu. Qarangghu qilmaq – Gölgelemek; karanlık yapmak. Qarangghu bazar – Karaborsa. Qarangghu bazar qilmaq – Karaborsa yapmak. Könglüm qarangghu bolup yürüptu – Canım sıkılmaktadır.
  3633. qarangghuchiliq: Karanlık.
  3634. qarangghulanmaq: Karanlık olmak.
  3635. qarangghulashmaq: Karanlık olmak. Közüm qarangghulushup ketti – Başım döndü.
  3636. qarangghulatmaq: (qarangghulimaq'tan) Karanlık yaptırmak.
  3637. qarangghulimaq: Karanlık yapmak; gölge yapmak.
  3638. qarangghuluq: Karanlık. Tün qarangghulughi – Gece karanlığı. Qarangghuluqta – Karanlıkta.
  3639. qaranmaq: Bakınmak; durumunu yoklamak.
  3640. qarap: Bakarak. Algha qarap – Öne bakarak; öne doğru.
  3641. qarar: a. Karar. Bir qarargha kelmek – Karar almak. Qarar qilmaq – Karar vermek. Qarar chiqarmaq – Karar çıkarmak. Qarari yoq – Adem kararsız adam. Qarar tapmaq – Kesinleşmek.
  3642. qarargah: a.f. tar. Karargah.
  3643. qararsiz: a.u. Kararsız.
  3644. qararsizliq: a.u. Kararsızlık.
  3645. qaras-qurus: takl. Gıcırtı.
  3646. qarash: Bakış, bakma. Bir qarashta – İlk bakışta. Köz qarash – Bakış açısı, görüş, açı.
  3647. qarashlik: Ait, bağlı, mensup. U bizge qarashliq – O bize ait.
  3648. qarashmaq: Bakışmak, birbirine bakmak.
  3649. qarashsiz: Bakımsız. Qarashsiz qalghan bagh – Bakımsız bırakılmış bahçe.
  3650. qarashturmaq: (qarashmaq'tan) Araştırmak, izlemek, aramak.
  3651. qarashturush: Araştırma, izleme, arama.
  3652. Qarataghliq: Karataglık (17. yüzyılda ortaya çıkmış, Doğu Türkistan'daki hocalar ekibinin adı: "Aqtaghliqlar" ve "Qarataghliklar" adını taşıyan bu iki ekip birbirine düşman olarak siyasi sahnede görülmüştür).
  3653. qaratquzmaq: (qaratmaq'tan) Baktırmak.
  3654. qaratma: Dolanım, dolaşım, deveran.
  3655. qaratmaq: (qarimaq'tan) Baktırmak. Aghriqni qaratmaq – Hastayı baktırmak. Yerge qaratmaq – Utandırmak; yüzünü kızartmak.
  3656. qarayaghach: Karaağaç.
  3657. qaraymaq: Kararmak. Qash qarayghan – Çağda karanlık indiğinde, hava karardığında.
  3658. qaraytmaq: (qaraymaq'tan) Karartmak.
  3659. qarayturmaq: bk. qaraytmaq.
  3660. qarchigha: Aladoğan.
  3661. qarchighay: bk. qarchigha.
  3662. qarchuk: Göz bebeği. Közning qarchughi – Göz bebeği.
  3663. qargha: bk. qagha.
  3664. qarghash: Lanetleme, beddua etme.
  3665. qarghatmaq: (qarghimaq'tan II) İcbar, zorlama.
  3666. qarghay: ağ. Aladoğan.
  3667. qarghu: Karga.
  3668. qarghuyapilaq: Baykuş.
  3669. qari: a. din. Hafız.
  3670. qarichilan: Koyu siyah.
  3671. qarichiraq: Kandil.
  3672. qarichuq: Göz bebeği. Qarichughidek saqlimaq – Göz bebeği gibi korumak.
  3673. qaridash: Karalama.
  3674. qaridimaq: bk. qarilimaq.
  3675. qarighanda: Nispeten, göre. Ötken yilgha qarighanda – Geçen yıla nispeten. Élinghan xewerlerge qarighanda – Alınmış haberlere göre. Uning étishigha qarighanda – Onun söylediğine göre.
  3676. qarighay: Çam (ağacı).
  3677. qarighayliq: Çamlık. Qarighayliq janggal – Çam ormanı.
  3678. qarighayzar: u.f. Çam ormanı.
  3679. qarighayzarliq: u.f.u. Çam ormanlığı.
  3680. qarighu: Kör, ama. Tughma qarighu – Doğuştan kör. Qarighu bolmaq – Kör olmak. Qarighu üchey – anat. apandis, körbarsak. Qarighu yapilak – zool. puhu kuşu. Qarighu téke – Kör ebe oyunu.
  3681. qarighucha: Sığırcık, çekirge kuşu. Ala qarighucha – Alaca sığırcık.
  3682. qarighuchiliq: Uning andaq-shundaqlargha qarighuchiligi yoq édi – Onun öylesi ve böylesine bakacak hali yoktu.
  3683. qarixana: Kur'an kursu.
  3684. qariküreng: Siyah-gri, kurşun rengi.
  3685. qariqash: Kara kaş.
  3686. qariqat: Siyah frenküzümü.
  3687. qariqatliq: Siyah frenküzümlüğü.
  3688. qarilanmaq: Karalanmak.
  3689. qarilash: Karalama.
  3690. qarilatmaq: (qarilimaq'tan) Karalatmak, siyahlatmak.
  3691. qariliq: Karalık, siyahlık 2. Yas, müsibet, matem.
  3692. qarilimaq: Karalamak.
  3693. qarilinish: Karalanma.
  3694. qarim: Devrik, yatık. Qarim yaqa – Devrik yaka; yatık yaka.
  3695. qarimaqliq: Bakış hali, nazar hali.
  3696. qarimastin: Bakmadan. Özige qarimastin – Kendine bakmadan. Héchnémige qarimastin – Hiçbir şeye bakmadan.
  3697. qarimu-qarshi: Karşı, karşıt, çelişki.
  3698. qarimu-qarshiliq: Karşıtlık, zıtlık, çelişki.
  3699. qarimuch: Karabiber.
  3700. qarimuq: bot. Karamuk (-ğu).
  3701. qarin: Karın; bk. qérin. Qarning toqmu? – Karnın tok mu?
  3702. qarisan: t. Şarbon.
  3703. qarita: İlgi, atıf, yönelik, doğru. Manga qarita – Bana yönelik.
  3704. qaritaz: Anka.
  3705. qaritilmaq: Yönünü doğrultmak.
  3706. qaritip: Doğru, yönlendirip, atıfta bulunarak. U manga qaritip éytti – O bana atıfta bulunarak söyledi. Yerge qaritip yatquzmaq – Yüzü koyun yatırmak.
  3707. qaritish: Baktırma.
  3708. qariwetmek: Kıvırmak, çevirmek, bükmek.
  3709. qariwétish: Kıvırma, çevirme, bükme.
  3710. qariwul: Karakol, nöbetçi.
  3711. qariwulxana: u.f. Karakolhane.
  3712. qariwulluq: Bekçilik. Qariwulluq qilmaq – Bekçilik yapmak.
  3713. qarishish: Birbirine bakma.
  3714. qariyagh: bk. qarimay.
  3715. qariyaghach: Karağaç, karaağaç.
  3716. qariyish: Karayma, siyahlanma. Yer qariyishqa bashlidi – Kar eriyip, yer açılmaya başladı.
  3717. qariyüz: Karayüz, alçak herif, namussuz.
  3718. qariyüzlük: Alçaklık, namussuzluk.
  3719. qarliq: Karlı. Qarliq boran – Karlı fırtına.
  3720. Qarluq: Karluk (bir Türk boyunun adı).
  3721. qarmaq: Olta, çengel iğne. Qarmaq salmaq – Olta atmak. Qarmaqqa élinmaq – Oltaya yakalanmak; olta yemini kapmak.
  3722. qarmash: Kapma, yapışma, yakalama.
  3723. qarmimaq: Kapmak, yapışmak, yakalamak.
  3724. qarmughuch: Dokunaçlar; duyarga.
  3725. qarmush: bk. qarimuch.
  3726. qars-qurs: takl. Gıcırdı.
  3727. qarsildash: Gıcırdama, şaklama.
  3728. qarsildatmaq: (qarsildimaq'tan) Gıcırdatmak, şaklatmak. Barmaqlarni qarsildatmaq – Parmakları şaklatmak.
  3729. qarsildimaq: Gıcırdamak, şaklamak.
  3730. qarsilditish: Gıcırdatma, şaklatma.
  3731. qarsuqan: ağ. Devekuşu; bk. tögiqush.
  3732. qarshi: Karşı. Qarshi tesir – Karşı etki. Qarshi zerbe – Karşı darbe. Qarshi hujum – Karşı hücum. Qarshi kélish – Karşı gelme. Qarshi qoymaq – Karşı koymak. Qarshi qoyush – Karşı koyuş. Qarshigha – Karşıya. Qarshi bolmaq – Karşı olmak. Bir-birige qarshi – Birbirine karşı. Qarshi turmaq – Karşı gelmek. Qarshi chiqmaq – Karşı çıkmak. Qarshi kelmek – Karşı gelmek. Qanungha qarshi – Kanuna karşı, kanuna aykırı. Qarshi heriket – Karşı hareket. Qarshi almaq – Karşılamak. Qarshi élish – Karşılama.
  3733. qarshida: Karşıda.
  3734. qarshilash: Karşılama.
  3735. qarshilashmaq: Karşılaşmak.
  3736. qarshilashturmaq: (qarshilashmaq'tan) Karşılaştırmak.
  3737. qarshilashturush: Karşılaştırma.
  3738. qarshiliq: Karşılık. Qarshiliqqa uchrimaq – Karşı tepkiye uğramak. Qarshiliq körsetmek – Direnmek, itiraz etmek. Qarshiliq qilmaq – Karşı koymak.
  3739. qarshiliqsiz: Engelsiz, serbest, mâniasız.
  3740. qarshilimaq: Karşılamak.
  3741. qarshilishish: Karşılaşma.
  3742. qarshisida: Karşısında.
  3743. qartiwaz: Kumarbaz, kumarcı.
  3744. qarughi: ağ. bk. qarighu.
  3745. qaruna: ağ. bk. qorultaz.
  3746. qarushqu: ağ. bk. böri.
  3747. qasi: ağ. bk. qaysi.
  3748. qasiwal: ağ. Maşa, kıskaç, pens.
  3749. qasqan: Ağaç veya kamıştan yapılmış buhar kazanı; ağaçtan yapılmış buhar tenceresi.
  3750. qasnaq: Yan, taraf, yön, cihet. Yolning ikki qasnighida – Yolun iki tarafında.
  3751. qasraq: Kabuk (-ğu). Yilanning qasrighi – Yılanın kabuğu. Qasraq tashlimaq – Kabuk atmak.
  3752. qassap: a. Kasap.
  3753. qassapchiliq: Kasaplık.
  3754. qasu: ağ. bk. qaysi.
  3755. qat-qat: Katmer katmer.
  3756. qata: ağ. Ökçe; bk. pashna.
  3757. qatang: Sert, sertçe.
  3758. qatangghur: Damarlı, kuru, sinirli 2. Sert, sertçe.
  3759. qatangghurluq: Damarlılık, kuruluk, sinirlilik 2. Sertlik, kabalık.
  3760. qatangliq: Sertlik. Qatangliq qilmaq – Sertlik etmek.
  3761. qatar-qatar: Sıra sıra.
  3762. qatarlash: Sıralama.
  3763. qatarlashmaq: Sıraya girmek; sıraya geçmek.
  3764. qatarlashturmaq: (qatarlashmaq'tan) Sıraya koymak; sıraya geçirmek.
  3765. qatarlashturush: Sıraya koyma; sıraya geçirme.
  3766. qatarlik: Gibi, yanısıra. Aqsu qatarliq jaylarda – Aksu gibi yerlerde.
  3767. qatarlimaq: Sıralamak.
  3768. qatarlishish: Sıraya geçme.
  3769. qatil: a. Katil, öldüren.
  3770. qatillerche: a.u. Katillerce, katiller gibi.
  3771. qatilliq: a.u. Katillik. Katillik qilmaq – Katillik etmek.
  3772. qatirash: Koşma; hızlı yürüme.
  3773. qatiratmaq: (qatirimaq'tan) Koşturmak; hızlı yürütmek.
  3774. qatirimaq: Koşmak, hızlı yürümek.
  3775. qatiritish: Koşturma; hızlı yürütme.
  3776. qatqan: Kurumuş, sertleşmiş, bayatlamış. Qatqan nan – Bayat ekmek.
  3777. qatlam: Kat, tabaka. Üstki qatlanida – Üst katta.
  3778. qatlamliq: Katmer katmer. Asasiy qatlamliq hökümet orunliri – Alt tabaka hükümet kurumlan.
  3779. qatlanma: Katlanır; açılır kapanır. Qatlanma pichaq – Açılır kapanır bıçak.
  3780. qatlanmaq: Üst üste gelmek; üst üste yığılmak.
  3781. qatlash: Katlama, bükme.
  3782. qatlashmaq: Üst üste olmak, bükülmek, kıvrılmak.
  3783. qatlatmaq: (qatlimaq'tan) Katlatmak, büktürmek, kıvırtmak, üst üste koydurmak.
  3784. qatlima: Kat, tabaka.
  3785. qatlimaq: Katlamlak, bükmek, kıvırmak. Qeghezni ikkige qatlidim – Kağıdı ikiye katladım.
  3786. qatmal: Durgun.
  3787. qatmallik: Durgunluk.
  3788. qatmu-qat: Üst üste.
  3789. qatnash: Ulaşım. Tömür yol qatnishi – Demir yol ulaşımı. Qatnash yolliri – Ulaşım yollan. Méning bu ishke qatnishim yoq – Benim bu iş ile ilişkim yok.
  3790. qatnashchi: İştirak eden, iştirakçi. Yighin qatnashchiliri – Toplantıya katılanlar.
  3791. qatnashquchi: İştirakçi.
  3792. qatnashmaq: Katılmak, iştirak etmek 2. Beraber katılmak.
  3793. qatnashturmaq: (qatnashmaq'tan) Katıldırmak, iştirak ettirmek.
  3794. qatnashturulmaq: Katıldırılmak; iştirak ettirilmek.
  3795. qatnimaq: Ulaşmak. Poyizlar qatnap turudu – Aralıksız tren ulaşımı var.
  3796. qatnishish: Katılma, iştirak etme.
  3797. qatrash: Koşma, koşarak yürüme.
  3798. qattiq: Katı, sert. Qattiq jisim – Sert cisim. Qattiq chariler – Sert çareler. Qatlik jaza – Sert ceza. Qattiq muamile – Sert muamele. Qattiq jeng – Şiddetli savaş. Qattiq talash – Şiddetli kavga. Qattiq heriket – Şiddetli hareket. Qattiq soghuq – Sert soğuk, ayaz. Qattiq uyqa – Derin uyku. Qattiq uxlaydu – Uykusu derin. Qattiq awaz – Sert ses. Qattiq awaz bilen – Sert bir sesle. Qattiq adem – 1) Sert adam 2) Cimri adam. Baghri qattiq – Bağrı taş. Qattiq elem – Acı öfke. Qattiq turush – Sebatkârlık, direşkenlik. Qattiq qolluq – 1) Serdik 2) Cimrilik. Qattiq turuwalmaq – Israr etmek, direnmek. Qattiq ketmek – Sertleşmek, ileri gitmek, aşın sertleşmek. Qattiq qattiq gep qilmang – Sert konuşmayın.
  3799. qattiq-quruq: Kuru.
  3800. qattiqchiliq: Qattikchiliq yillar – Ağır yıllar.
  3801. qattiqlashmaq: Sertleşmek 2. Kurumak 3. Zorlaşmak.
  3802. qattiqliq: Sertlik 2. Cimrilik 3. Yoksulluk, zorluk.
  3803. qattiqlishish: Sertleşme 2. Kuruma 3. Zorlaşma.
  3804. qatun: ağ. bk. xotun.
  3805. qaturmaq: Dondurmak 2. Kurutmak 3. Sertleştirmek. Bash qaturmaq – Kafa çalıştırmak. Béshimni qaturma – Kafamı karıştırma; Zihnimi kurcalama.
  3806. qaturulmaq: Dondurulmak 2. Kurutulmak 3. Sertleştirilmek.
  3807. qaturulush: Dondurulma 2. Kurutulma 3. Sertleştirilme.
  3808. qaturush: Dondurma 2. Kurutma 3. Sertleştirme.
  3809. qawaqxana: r.f. Meyhane.
  3810. qawan: Erkek domuz, yaban domuzu.
  3811. qawash: Havlama, ürüme.
  3812. qawighan: Kötü, kindar, öfke dolu. Qawighan isht – Kötü köpek.
  3813. qawimaq: Havlamak, ürümek.
  3814. qawlanmaq: Kuşatılmak.
  3815. qawlash: Kuşatma.
  3816. qawlatmaq: (qawlimaq'tan) Çevreletmek, kucaklatmak, kuşattırmak.
  3817. qawlimaq: Kuşatmak.
  3818. qawsimaq: bk. qapsimaq.
  3819. qawul: a. 1. Uygun 2. Sakin, uslu 3. Sağlam, güçlü. Qawul at – Güçlü at.
  3820. qawulluq: Uygunluk, usluluk, güçlülük.
  3821. qawun: ağ. bk. qoghun.
  3822. qawushmaq: Kavuşmak, görüşmek.
  3823. qawushturmaq: (qawushmaq'tan) Kavuşturmak, teşekkül ettirmek.
  3824. qawushush: Kavuşma, görüşme.
  3825. -qa: Yön eki. Bashqa – Başa. Baqqa – Bağa. Qayaqqa? – Nereye?
  3826. qach-qach: Toplu kaçış. Birdemde qach-qach bolup ketti – Bir anda toplu kaçış oluverdi.
  3827. qacha: Mutfak takımı, kase, kutu, kap. Héjir qacha – Saksı, çorba kaseleri.
  3828. qacha-qomuch: Mutfak takımı. Xumdanda pishurulghan qacha-qomuchlar – Kilden yapılmış mutfak takımları.
  3829. qacha-qomush: bk. qacha-qomuch.
  3830. qacha-quda: Küçük mutfak takımı 2. Kız alan ve kız veren karşılıklı dünür.
  3831. qacha-qudiliq: Hem kız alan hem kız veren dünürlük.
  3832. qachaq: Kaçak.
  3833. qachaqliq: Kaçaklık.
  3834. qachan: Ne zaman. Qachanla bolsa – Her zaman. Qachanla bolmisun – Her ne zaman. Qachandin béri? – Ne zamandan beri? U her qachan shundaq – O her zaman şöyle. Her qachan – Her zaman.
  3835. qachandur: Ne zamandır.
  3836. qachanghiche: Ne zamana kadar.
  3837. qachanqi: Ne zamanki. Qachanqi xewer? – Ne zamanki haber?
  3838. qachi: bk. qaycha.
  3839. qachilanmaq: Doldurulmak, sandıklanmak, sarmalanmak.
  3840. qachilash: Doldurma, ambalaj yapma, sandıklama, sarmalama.
  3841. qachilatmaq: (qachilimaq'tan) Doldurtmak, ambalaj yaptırmak.
  3842. qachilimaq: Doldurmak, ambalaj yapmak, sandıklamak, sarmalamak.
  3843. qachqaq: bk. qachqun.
  3844. qachqaqliq: bk. qachqunluq.
  3845. qachqun: Kaçak, firarı.
  3846. qachqunchi: bk. qachqun.
  3847. qachqunchiliq: bk. qachqunluq.
  3848. qachqunluq: Kaçma hali, firar hali.
  3849. qachmaq: Kaçmak. Qéchip qutulmaq – Kaçıp kurtulmak. Qéchip ketmek – Kaçmak. Men ishtin qachmaymen – Ben işten kaçmam.
  3850. qachughu: ağ. bk. qarchigha.
  3851. qagha: Karga. Qara qagha – Kara karga.
  3852. qaghash: bk. qarghash.
  3853. qaghdal: Kurnaz, anasının gözü, cin.
  3854. qaghdalliq: Kurnazlık.
  3855. qaghdalma: bk. qaghdal.
  3856. qaghdalmiliq: bk. qaghdalliq.
  3857. qaghi: ağ. bk. kazhul.
  3858. qaghildatmaq: (qaghildimaq'tan) Bağırtmak.
  3859. qaghildimaq: Bağırmak.
  3860. qaghjiraq: Kurumuş, kupkuru olmuş.
  3861. qaghjirash: Kurup çatlama.
  3862. qaghjiratmaq: (qaghjirimaq'tan) Kurutup çatlatmak.
  3863. qaghjirimaq: Kurup çatlamak.
  3864. qaghjiritish: Kurutup çatlatma.
  3865. qaxlanghan: İste veya güneşte kurutulmuş.
  3866. qaxlanmaq: Ateşte veya güneşte ısınmak; güneşlenmek, islenmek.
  3867. qaxlash: İste kurutma, ateşte kurutma, güneşte kurutma.
  3868. qaxlatmaq: (qaxlimaq'tan) İste kurutturmak; ateşte kurutturmak; güneşte kurutturmak.
  3869. qaxlimaq: İste kurutmak, ateşte kurutmak, güneşte kurutmak.
  3870. qaxlinish: Ateşte ısınma, islenme, güneşlenme.
  3871. qaxlitish: İste kurutturma, ateşte kurutturma, güneşte kurutturma.
  3872. qaxwash: Geveze, çenesi düşük.
  3873. qaxwashliq: Gevezelik, çene düşüklüğü.
  3874. qaxshal: Gevşek, dermansız, bitkin, yaşlanmış. Qaxshal bolmaq – Bitkin olmak, dermansız olmak.
  3875. qaxshash: Zayıflama, ezilme, perişan olma, ağlama, hıçkırma, çok isteme, can atma.
  3876. qaxshatquch: Yıkıcı, yok edici, tahripkar. Qaxshatquch zerbe – Yıkıcı darbe.
  3877. qaxshatmaq: (qaxshimaq'tan) 1. Zayıflatmak 2. Ezmek, sarsmak 3. Ağlatmak, perişan etmek.
  3878. qaxshimaq: Zayıflamak, ezilmek, perişan olmak, ağlamak, çok istemek, can atmak.
  3879. qaxshitish: Zayıflatma 2. Ezme, sarsma 3. Ağlatma, perişan etme.
  3880. qash-qapaq: Kaş ve göz kapağı. Qash-qapighingni türme – Suratını bozma.
  3881. qasha: Duvar, tahta perde, çit.
  3882. qashadimaq: Çitle çevirmek.
  3883. qashang: Tembel, miskin, haylaz 2. İnatçı, harın. Qashang at – Harın at. 3. Kör, kesmez, küt. Qashang pichaq – Kör bıçak.
  3884. qashanglashmaq: Körleşmek.
  3885. qashangliq: Tembellik, haylazlık. 2. İnatçılık, harınlık 3. Körlük, kesmezlik, kütlük.
  3886. qasharish: Körleşme, kesmeme, kütleşme.
  3887. qasharmaq: Körleşmek, kesmemek, kütleşmek.
  3888. qashartish: Körletme, kütletme.
  3889. qashartmaq: (qasharmaq'tan) Körletmek, kütletmek.
  3890. qashirish: bk. qasharish.
  3891. qashqa: Benek, pul. Qashqa at – Benekli at, pullu at. Qara qashqa at – Siyah benekli at. Qashqa bash – Dazlak, cavlak.
  3892. qashqaldaq: zool. Su tavuğu.
  3893. Qashqari: Kaşgarlı.
  3894. qashqiwash: Dazlak, cavlak. Qashqiwash bolup qalmaq – Dazlak olmak.
  3895. qashqoghlaq: Porsuk (-ğu).
  3896. qashqunchi: ağ. bk. qachqun.
  3897. qashlash: Kaşıma.
  3898. qashlatmaq: (qashlimaq'tan) Kaşıtmak.
  3899. qashlimaq: Kaşımak.
  3900. qashlitish: Kaşıtma.
  3901. qashshaq: Pinti, pintilik.
  3902. qashshaqlashmaq: Fakirleşmek, yoksullaşmak, fukara olmak.
  3903. qashshaqliq: Cimrilik, hasislik 2. Kurnazlık.
  3904. qashtash: Kaş taşı, süs taşı.
  3905. qashyar: Kenar, sahil, kıyı, yaka.
  3906. qay: Hangi. Qay terepke barisen? – Hangi tarafa gideceksin?
  3907. qayaqtin: Nereden. Kayaqtindur? – Neredendir?
  3908. qayan: ağ. Nereye. Qayan ketkinini bilmeymen – Nereye gittiğini bilmiyorum.
  3909. qayanda: ağ. Nerede. Atam kayanda yürür? – Atam nerededir?
  3910. qayash: Akraba, yakın akraba.
  3911. qayashlik: Yakın akrabalık.
  3912. qaycha: Makas, sındı.
  3913. qaychilash: Makas ile kesme.
  3914. qaychilashmaq: Makas ile kesişmek.
  3915. qaychilatmaq: (qaychilimaq'tan) Makasla kestirmek.
  3916. qaychilimaq: Makasla kesmek.
  3917. qayda: ağ. bk. qeyerde.
  3918. qaydagh: ağ. bk. qandaq.
  3919. qaydaq: ağ. bk. qandaq.
  3920. qaydurmaq: Döndürmek. Bash qaydurmaq – Baş döndürmek.
  3921. qaydurush: Döndürme.
  3922. qayghu: Kaygı, hasret, dert. Qayghu tartmaq – Kaygı çekmek. Qayghugha chökmek – Kaygıya dalmak.
  3923. qayghu-dert: u.a. Kaygı ve dert.
  3924. qayghu-elem: Kaygı ve elem.
  3925. qayghu-hesret: u.a. Kaygı ve hasret.
  3926. qayghudash: Hem kaygı; beraber kaygı çeken.
  3927. qayghulandurmaq: (qayghulanmaq'tan) Kaygılandırmak.
  3928. qayghulanmaq: Kaygılanmak.
  3929. qayghuluq: Kaygılı. Qayghuluq xewer – Kaygılı haber.
  3930. qayghurmaq: bk. qayghulanmaq.
  3931. qayghurtmaq: (qayghurmaq'tan) Kaygı çektirmek; kaygısını çektirmek.
  3932. qayghurush: Kaygılanma.
  3933. qayghusiz: Kaygısız.
  3934. qayghusizlik: Kaygısızlık.
  3935. qayil: a. Qayil bolmaq – Boyun eğmek, kabul etmek, razı olmak.
  3936. qayirmaq: Geri vermek, iade etmek, geri göndermek. 2. Döndürmek, çevirmek.
  3937. qaylash: ağ. bk. qarash.
  3938. qaymaqlik: Kaymaklı.
  3939. qaymuq: Girdap, su çevrisi.
  3940. qaymuqmaq: Şaşırmak, azmak, yolu şaşırmak, dönüp dolaşmak.
  3941. qaymuqturmaq: (qaymuqmaq'tan) Zihnini karıştırmak; masal yutturmak.
  3942. qaymuqush: Şaşırma, azma, yolu şaşırma, dönüp dolaşma.
  3943. qaynaq: Kaynamış 2. Sıcak.
  3944. qaynam: Girdap, su çevrisi. Adem qaynimi – Kalabalık, insan denizi.
  3945. qaynash: Kaynama.
  3946. qaynashmaq: Kaynaşmak, içiçe olmak.
  3947. qaynatmaq: (qaynimaq'tan) Kaynatmak.
  3948. qaynatturmaq: (qaynatmaq'tan) Kaynattırmak.
  3949. qaynatturush: Kaynattırma.
  3950. qaynighan: Kaynamış.
  3951. qaynimaq: Kaynamak. Qaynap ketmek – 1) Kaynamak 2) Coşmak.
  3952. qayraq: Bileği.
  3953. qayraqchi: Bileyici.
  3954. qayratmaq: (qayrimaq'tan II) Biletmek, keskinleştirtmek.
  3955. qayrilish: Dönme, çevrilme, dönülme.
  3956. qayrilmaq: Dönmek, çevrilmek, dönülmek. Kün gherpke qayrildi – Güneş batıya döndü. U qayrilip qaridi – O dönüp baktı.
  3957. qayrima: Qayrima yaka – Devrik yaka.
  3958. qayriwalmaq: Açmak, doğrultmak, bir yana çekmek.
  3959. qayrish: Geri verme, iade etme, geri gönderme 2. Döndürme, çevirme.
  3960. qaysi: Hangisi. Qaysi waxitta? – Ne zaman? Qaysi küni? – Hangi günü?
  3961. qaysibir: Bazı bir. Qaysibirliri – Bazı birleri. Qaysi-qaysiliri – Bazı birleri.
  3962. qayta: Tekrar, yine. Qayta ishqa bashlidi – Tekrar işe başladı. Qayta uyushturmaq – Tekrar toplamak; tekrar tesis etmek. Qayta basmaq – Tekrar basmak. Kayta teyyarlimaq – Tekrar hazırlamak. Qayta bashtin – Tekrar baştan. Qayta awaz bermek – Tekrar oy vermek.
  3963. qayta-kaytilap: Tekrar tekrar.
  3964. qayta-qayta: Tekrar tekrar. Qayta-qayta oylimaq – Tekrar tekrar düşünmek.
  3965. qaytarma: İkinci defa, tekrar, geri çevirme. Qaytarma zerbe – Tekrar darbe. Qaytarma hujum – Geri çevirme hücumu.
  3966. qaytarmaq: Geri çevirmek, döndürmek; bk. qayturmaq.
  3967. qaytidin: Başkadan. Qaytidin ishlimek – Başkadan işlemek. Qaytidin bashlimaq – Başkadan başlamak. Qaytidin oqumaq – Başkadan okumak. Qaytidin imtihan qilish – Başkadan sınav yapma. Qaytidin bahalimaq – Başkadan değerlendirmek. Qaytidin teshkil etmek – Başkadan tesis etmek. Qaytidin yasimaq – Başkadan yapmak.
  3968. qaytilanmaq: Tekrarlanmak.
  3969. qaytiwashtin: bk. qaytidin.
  3970. qaytish: Dönme, geri dönme. Arqigha qaytish – Geri dönme.
  3971. qaytquzmaq: (qaytmaq'tan) Geri çevirmek, döndürmek.
  3972. qaytmaq: Dönmek, geri dönmek, caymak. Qaytip kelmek – Geri dönmek. Su qaytti – Su alçaldı. Könglüm qaytti – Gönlüm kırıldı. Heqiqetke qaytmaq – Gerçeğe dönmek; gerçeği kabul etmek. Étilghan oq qaytip kelmes – Yaydan çıkan ok geri dönmez. Pikirdin qaytmaq – Fikirden caymak. Sözdin qaytmaq – Sözden caymak. Dunyadin qaytmaq – Ölmek, vefat etmek.
  3973. qaytmas: Dönmez, caymaz, gerilemez. Sözidin qaytmas adem – Sözünden caymaz adam.
  3974. qaytmasliq: Caymazlık, dönmezlik.
  3975. qayturma: Dönüş, geri çevirme.
  3976. qayturmaq: Geri çevirmek, döndürmek. Qayturup bermek – Geri vermek. Qayturup almaq – Geri almak. Düshmenning hujumini qayturmaq – Düşmanın hücumunu geri çevirmek. Gep qayturmaq – İtiraz etmek.
  3977. qayturulmaq: Döndürülmek, geri çevrilmek.
  3978. qayturuwetmek: Geri çevirmek.
  3979. qayturuwétish: Geri çevirme.
  3980. qayturush: Geri çevirme, döndürme.
  3981. qaza: a. Kaza. Qazagha uchrimaq – Kazaya uğramak. Qaza bolmaq – Ölmek. Qaza tapmaq veya qaza qilmaq – Ölmek.
  3982. Qazaq: Kazak (bir Türk boyunun adı).
  3983. qazan: Kazan. Qazangha néme salsang, chömüshkimu shu chiqidu – d. Kazana ne koysan, kepçeye de şu çıkar. Ash qazan – Mide.
  3984. qazan-ayaq-qushuq: Mutfak takımları.
  3985. qazan-chömüsh: Kazan ve kepçe.
  3986. qazan-qomush: Mutfak takımı.
  3987. qazanche: u.f. Tencere.
  3988. qazanchi: Kazan ustası.
  3989. qazanmaq: Kazanmak. Awroy qazanmaq – Ün kazanmak. Ghelibe qazanmaq – Yenmek, galip olmak.
  3990. qazdurmaq: (qazmaq'tan) Kazdırmak.
  3991. qazdurush: Kazdırma.
  3992. qazi: Kadı, şeyhülislam, yargıç, hakim.
  3993. qazihana: tar. Mahkeme, şeyhülislam binası.
  3994. qazinish: Kazanma.
  3995. qazmaq: Kazmak.
  3996. qaznaq: Kiler.
  3997. qebih: a. Çirkin, adi, iğrenç, alçak.
  3998. qebihlik: a.u. Çirkinlik, alçaklık, iğrençlik, adilik.
  3999. qebile: a. Kabile.
  4000. qebiliwiy: a. Kabilevî, kabileye ait.
  4001. qebilichilik: a.u. Kabilecilik.
  4002. qebre: a. Kabir, mezar.
  4003. qebristan: Mezar.
  4004. qed: a. Boy, duruş. Qed kötermek – Doğrulmak, düzelmek.
  4005. qeddi-qamet: a. Boy, vücut. Qeddi-qamiti kélishken – Vücutça güzel (yakışıklı).
  4006. qedeh: a. Kadeh. Qedeh kötermek – Kadeh kaldırmak.
  4007. qedehche: a.f. Küçük kadeh.
  4008. qedem: a. Kadem, adım. Qedem basmaq – Adım atmak; ayak basmak.
  4009. qedemlimek: Adımlamak.
  4010. qedemmu-qedem: Adım adım.
  4011. qeder: a. Kadar. Mektepke qeder – Okula kadar. Mümkin qeder – Mümkün olduğu kadar. Shu qeder chirayliq – O kadar güzel. Bilginim qeder – Bildiğim kadar.
  4012. qedimki: a.u. Kadimki, eski.
  4013. qedir: a. Kadir. Qedrige yetmek – Değerini bilmek.
  4014. qedir-qimmet: a. Kadir ve kıymet.
  4015. qedirawal: a. Normal, fena değil, şöyle böyle.
  4016. qedirdan: a.f. Kadirdan, kadirşinas.
  4017. qedirdanliq: a.f.u. Kadirdanlık, kadirşinaslık.
  4018. qedirlik: a.u. Değerli.
  4019. qedirlimek: a.u. Değer vermek.
  4020. qedirsiz: a.u. Değersiz.
  4021. qedirsizlik: a.u. Değersizlik.
  4022. qeghez: Kağıt. Qeghez pul – Kağıt para.
  4023. qeghezwaz: u.f. Kırtasiyecilik yapan kimse; kırtasiyeci.
  4024. qeghezwazliq: u.f.u. Kırtasiyecilik.
  4025. qeghish: Kapris.
  4026. qeghishlik: Kaprisli.
  4027. qeher: a. bk. qehr.
  4028. qehet: a. 1. Kıtlık, verimsizlik 2. Açlık 3. Yoksulluk, sıkıntı.
  4029. qehetchilik: a.u. 1. Kuraklık 2. Açlık 3. Yoksulluk, sıkıntı.
  4030. qehr: a. Hiddet, öfke, gazap, kızgınlık. Qehri yaman – Hiddetli.
  4031. qehriman: a.f. Kahraman. Qehriman sheher – Kahraman şehir.
  4032. qehrimanane: a.f. Kahramanane, kahramanca.
  4033. qehrimanlarche: a.f.u. Kahramanane, yiğitçe.
  4034. qehrimanliq: a.f.u. Kahramanlık.
  4035. qehrlenmek: a.u. Kızmak, öfkelenmek, hiddetlenmek.
  4036. qehrlik: a.u. Hiddetli, öfkeli, kızgın.
  4037. qehwe: a. Kahve.
  4038. qehwexana: a.f. Kahvehane.
  4039. qeqech: Yara kabuğu. Qeqech baghlimaq – Yaranın kabuklanması.
  4040. qeqich: Koşum, at takımı.
  4041. qelb: a. Kalp, yürek. Chin qelbimdin tebrikleymen – Çandan kutlarım.
  4042. qele: Kale; şehir.
  4043. qelem: a. Kalem. Qelem qashliq – Kalem kaşlı.
  4044. qelemche: Filiz, şürgün. Üzüm qelemchisi – Üzüm filizi.
  4045. qelemdan: a.f. Kalemlik, kalem kutusu.
  4046. qelemqash: Kalem kaş.
  4047. qelempur: Biber 2. Karanfil.
  4048. qelemsap: a. Sap (-pı), kabza, kulp, kalem.
  4049. qelemtirash: a.u. Açılıp kapanan bıçak.
  4050. qelender: f. 1. Çileci 2. Dilenci.
  4051. qelenderchilik: f.u. 1. Çilecilik 2. Dilencilik.
  4052. qelenderlik: f.u. bk. qelenderchilik.
  4053. qeley: Kalay 2. Sac, teneke.
  4054. qeleychi: Tenekeci.
  4055. qeleychilik: Tenekecilik.
  4056. qeleylesh: Lehimleme.
  4057. qeleyletmek: (qeleylimek'ten) Lehimletmek; teneke ile kapattırmak.
  4058. qeleylimek: Lehimlemek.
  4059. qelqe: Tül. Qelqe yaghliq – Tül örtü.
  4060. qellapliq: a.u. Aldatma, iğfal, hile. Qellapliq qilmaq – İğfal etmek.
  4061. qemer: a. kit. 1. Ay 2. Kamer (kadın adı).
  4062. qen: a. bk. qent.
  4063. qendalet: a. Şekerleme, pasta.
  4064. qendaletchi: a.u. Pastacı.
  4065. qendek: a.u. Şekerli kayısı kakı.
  4066. qendil: a. Avize.
  4067. qent: a. Şeker. Chaqmaq kent – Kesme şeker. Qent qizilchisi – Şeker pancarı. Qenttek – Şeker gibi.
  4068. qentdan: a.f. Şekerlik.
  4069. qentdil: bk. qentdan.
  4070. qentlik: a.u. Şekerli. Qentlik chay – Şekerli çay.
  4071. qentlimek: a.u. Şekerlemek.
  4072. qepez: a. Kafes.
  4073. qepezchi: a.u. Kafes ustası, kafesçi.
  4074. qerel: Müddet, süre.
  4075. qerelsiz: Süresiz.
  4076. qerelsizlik: Süresizlik.
  4077. qeriz: a. bk. qerz.
  4078. qerz: a. Borç. Qerzge almaq – Borçlanarak almak.
  4079. qerzdar: a.f. Borçlu. Qerzdarmen – Borçluyum.
  4080. qerzdarliq: a.f.u. Borçluluk. Qerzge bermek – Ödünç vermek. Qerzim bar – Borcum var.
  4081. qesem: a. Yemin. Qesem ichmek – Yemin etmek.
  4082. qesemxor: a.f. Yemin etme yolu ile çıkar arayan kimse.
  4083. qesemxorluq: a.f.u. Yemin etme yolu ile çıkar aramak.
  4084. qesemyad: a.f. Ant, yemin. Qesemyad qilmaq – Yemin etmek.
  4085. qeside: a. Kaside.
  4086. qesr: tar. Saray, hükümdar sarayı.
  4087. qest: a. Kasıt. Qest qilmaq – Kastetmek.
  4088. qesten: a. Kasıtlı olarak.
  4089. qesten'ge: a.u. bk. qesten.
  4090. qestleshmek: a.u. Birbirine düşman olmak; arası acık olmak.
  4091. qestlik: a.u. Kasıtlı. Qestlik bilen – Kasıtlı halde.
  4092. qestlimek: a.u. Kastetmek.
  4093. qet'iy: Kesin. Qet'iy rewishte – Kesin halde. Qet'iy köpchilik – Ezici çoğunluk.
  4094. qet'iyen: a. Kesinlikle.
  4095. qet'iyet: a. Kesinlik, sabit, kararlı.
  4096. qet'iyetsiz: a.u. Kararsız.duruksun.
  4097. qet'iyetsizlik: Kararsızlık, duruksunluk.
  4098. qet'iylik: a.u. Keçilik, kararlılık.
  4099. qetre: a. kit. Damla.
  4100. qetre-qetre: a. Damla damla.
  4101. qewet: Kat, tabaka 2. Çok, fazla. Qewet soghuq – Çok soğuk.
  4102. qewet-qewet: Kat kat; tabaka tabaka.
  4103. qewetlen'gen: Kat kat olmuş 2. İkinci defa.
  4104. qewetlesh: Kat kat yapma; üstüste koyma.
  4105. qewetlik: Kadı. On qewetlik – On katlı. Köp qewetlik – Çok katlı.
  4106. qewetlimek: Kat kat yapmak; üstüste koymak.
  4107. qewetmu-qewet: Kat kat, üstüste.
  4108. qewir: a. bk. qebre.
  4109. qewre: a. Mezar; bk. qebre.
  4110. qewristan: a.f. Mezarlık; bk. qebristan.
  4111. qews: a. 1. Gökkuşağı 2. astr. Yay.
  4112. qewziyet: kit. t. Beklik, kabız.
  4113. qeyerde: Nerede. Qeyerde bolsa shu yerde – Her yerde.
  4114. qeyerdin: Nereden. Qeyerdin keldingiz? – Nereden geldiniz? Qeyerdindur – Neredendir.
  4115. qeyerge: Nereye. Qeyergidur – Nereyedir.
  4116. qeyerlik: Nereli. U özi qeyerlik? – O kendisi nereli?
  4117. qeyser: İnatçı, direngen, harın 2. Sebatkar, ısrarlı.
  4118. qeyserlik: Direngenlik, harınlık 2. Sebatkarlık.
  4119. qeyt: a. Kayıt. Qeyt qilmaq – İşaret koymak, kaydetmek.
  4120. qeytsiz: a.u. Kayıtsız, işaretsiz.
  4121. qéchi: Hardal.
  4122. qéchish: Kaçış, kaçma.
  4123. qéchishmaq: Beraber kaçmak.
  4124. qédim: a. Kadim, eski. Qédim zamanlarda – Eski zamanlarda.
  4125. qédimdin: a.u. Eskiden.
  4126. qédimqi: a.u. Kadim, eski. Qédimqi zaman – Eski zaman.
  4127. qéqas: Bağırma, bağırtı, çığlık, yüksek ses. Qéqas salmaq – Bağırmak, çığlık atmak.
  4128. qéqilish: Kakılma, çakılma, itilme, dışlanma.
  4129. qéqilmaq: Kakılmak, çakılmak, itilmek, dışlanmak.
  4130. qéqinish: Silkelenme; silkerek üstündeki tozunu çıkarma.
  4131. qéqinmaq: Silkelenmek; silkerek üstündeki tozunu çıkarmak.
  4132. qéqir: Tuzlak arazi.
  4133. qéqirangliq: Tuzlak arazi. Qéqirangliq jay – Tuzlak arazi.
  4134. qéqiwalmaq: Biraz içkili olmak; biraz içmek.
  4135. qéqiwetmek: Çakmak, kakmak,silkelemek, itmek, dışlamak.
  4136. qéqiwélish: Biraz içkili olma; biraz içme.
  4137. qéqiwétish: Çakma, kakma, silkeleme, itme, dışlama.
  4138. qéqish: Kakma, çakma, itme, dövme, silkeleme.
  4139. qéqishish: Beraber kakma, beraber çakma, beraber silkeleme.
  4140. qéqishmaq: Beraber kakmak, beraber çakmak, beraber silkelemek.
  4141. qéqishturmaq: (qéqishmaq'tan) Silkerek çıkarmak. Bar-yoqini qéqishturup berdim – Hiçbir şey bırakmadan hepsini verdim.
  4142. qéqishturush: Silkerek çıkarma.
  4143. qélin: Kalın. Qélin kitap – Kalın kitap. 2. Yoğun 3. Yığın 4. Sıkı, koyu.
  4144. qélinlash: Kalınlama, şişme 2. Sıklaşma, yoğunlaşma.
  4145. qélinlashmaq: Kalınlaşmak, şişmek 2. Sıklaşmak, yoğunlaşmak.
  4146. qélinlatmaq: (qélinlimaq'tan) Kalınlatmak.
  4147. qélinliq: Kalınlık 2. Sıklık, yoğunluk.
  4148. qélinlimaq: bk. qélinlashmaq.
  4149. qélip: Kalıp. Bir qélipta – Bir şekilde; aynı halde.
  4150. qélipbaz: Şekilci, formalist.
  4151. qélipbazliq: Şekilcilik, formalistlik.
  4152. qélipchi: Dökümcü, kalıpçı, kalıp yapan usta.
  4153. qélipchiliq: Kalıplama, dökme eylemi.
  4154. qéliplash: Kalıplama, dökme.
  4155. qéliplimaq: Kalıplamak, dökmek.
  4156. qélish: Kalma.
  4157. qélishish: bk. qélishmaq.
  4158. qélishmaq: Umu qélishmaydu – O da eksik değil.
  4159. qéniq: Koyu. Qéniq qizil – Koyu kızıl. Qéniq chay – Demli çay.
  4160. qéniqarliq: Doyurucu, tatmin edilir. Qéniqarliq jawap – Tatmin edilir cevap.
  4161. qénish: Kanma. Sugha qénish – Suya kanma.
  4162. qénishmaq: Beraber kanmak.
  4163. qépqalghan: Kalmış.
  4164. qéri: Yaşlı.
  4165. qéri-chüri: Yaşlılar.
  4166. qéri-yash: Yaşlı ve genç.
  4167. qériq: Acı, eksi.
  4168. qériqiz: bot. Dulavratotu.
  4169. qériliq: Yaşlılık.
  4170. qérimaq: Yaşlanmak. Qérip qalmaq – Yaşlanmak. Qérip ketmek – Yaşlanmak. Qérighanda at tézigi altun körünüdu – d. Yaşlılıkta at tezeği altın görünür.
  4171. qérin: Karın. Üchey-qérin – Barsak ve karın.
  4172. qérinche: anat. Mide.
  4173. qérindashchiliq: bk. qérindashliq.
  4174. qérindashliq: Kardeşlik. Qan qérindashliq – Kan kardeşlik. Qérindashliq munasiwetler – Kardeşlik münasebetler. Qérindashliq yardem – Kardeşçe yardım.
  4175. qérish: Yaşlanma.
  4176. qérishish: İnat etme; aksilik yapma.
  4177. qérishquchi: İnatçı, harın, aksi.
  4178. qérishmaq: İnat etmek; aksilik yapmak.
  4179. qéritish: Yaşlandırma.
  4180. qéritmaq: Yaşlandırmak.
  4181. qéshida: Yanında. Öyning qéshida – Evin yanında. Qéshimizda – Yanımızda. Méning qéshimda – Benim yanımda. Qéshimda yoq – Yanımda yok.
  4182. qéshidin: Yanından.
  4183. qéshigha: Yanına. Uning qéshigha keldim – Onun yanma geldim. Qéshinggha al – Yanına al.
  4184. qéta: ağ. bk. qéza.
  4185. qétighliq: Koşulmuş, takılmış. Harwugha qétighliq turghan xéchir – Arabaya koşulmuş katır.
  4186. qétiq: Yoğurt.
  4187. qétiqchi: Yoğurtçu, yoğurt satan.
  4188. qétilish: Katılma.
  4189. qétim: Defa, kere. Bu qétim – Bu defa. Birinchi qétim – İlk defa.
  4190. qétimlash: Tekrarlama, hisseleme.
  4191. qétin-qat: Tekrar.
  4192. qétishturmaq: Karıştırmak.
  4193. qétishturush: Karıştırma.
  4194. qéydash: ağ. bk. öpkilesh.
  4195. qéyiq: Kayık.
  4196. qéyiqche: Küçük kayık.
  4197. qéyiqchi: Kayıkçı.
  4198. qéyiqchiliq: Kayıkçılık, gemicilik.
  4199. qéyin-buyan: ağ. dünür; bk. quda.
  4200. qéyinliq: Kayınlık, kayın ormanlığı.
  4201. qéyinzar: u.f. Kayın ormanı; kayınlık.
  4202. qéyinzarliq: u.f.u. Kayın ormanlığı, kayınlık.
  4203. qéyishchi: Kayışçı, kayış zanaatçısı.
  4204. qéymaq: Dönmek. Béshim qéyip turuptu – Başım dönüyor.
  4205. qéynagha: Eşinin ağabeyi.
  4206. qéynana: Kaynana.
  4207. qéynata: Kaynata, kayın peder.
  4208. qéynini: Eşinin küçük erkek kardeşi.
  4209. qéza: Atın kaburga yağı 2. Atın kaburgasından yapılmış sucuk.
  4210. qézichi: Sucukçu; sucuk yapan veya sucuk satan.
  4211. qézichiliq: Sucukçuluk; sucuk satma veya sucuk yapma hali.
  4212. qézilish: Kazılma, kazılış.
  4213. qézilma: Yer altından çıkarılan şeyler; madenler. Qézilma bayliqliri – Madenler.
  4214. qézilmaq: Kazılmak.
  4215. qéziwalmaq: Kazıp çıkarmak; kazmak.
  4216. qéziwélish: Kazıp çıkarma; kazma.
  4217. qézish: Kazma. Kömür qézish ishliri – Kömür madeni işleri.
  4218. qézitish: Kazdırma, açtırma.
  4219. qézitmaq: (qazmaq'tan) Kazdırmak, açtırmak, kazıp çıkartmak.
  4220. qible: a. Batı, kıble.
  4221. qibliname: a.f. Pusula.
  4222. qicha: bot. Kenevir. Qicha urughi – Kenevir tohumu. Qicha yéghi – Kenevir yağı.
  4223. qicharmaq: bk. qichqarmaq.
  4224. qichartish: Çağırtma.
  4225. qichartmaq: (qicharmaq'tan) Çağırtmak.
  4226. qichighlash: Gıdıklama.
  4227. qichighlashmaq: Gıdıklaşmak.
  4228. qichighlimaq: Gıdıklamak.
  4229. qichighlishish: Gıdıklaşma.
  4230. qichixlash: bk. ghidighlash.
  4231. qichiq: Gıdıklanma.
  4232. qichirish: ağ. bk. chaqirish.
  4233. qichishish: Kaşınma, kaşıma.
  4234. qichishqaq: Uyuz.
  4235. qichishmaq: Kaşınmak, kaşımak.
  4236. qichishturmaq: (qichishmaq'tan) Kaşındırmak.
  4237. qichishturush: Kaşındırma.
  4238. qichqarmaq: Çağırmak, davet etmek.
  4239. qichqartish: Çağırtma.
  4240. qichqartquzmaq: (qichqartmaq'tan) Çağırttırmak.
  4241. qichqartquzush: Çağırttırma.
  4242. qichqartmaq: (qichqarmaq'tan) Çağırtmak.
  4243. qichqazmaq: ağ. bk. qichqarmaq.
  4244. qichqirilmighan: Çağırılmamış; davet edilmemiş. Qichqirilmighan méhman – d. davet edilmemiş misafir.
  4245. qichqiriwalmaq: Çağırmak, davet etmek.
  4246. qichqiriwélish: Çağırma, davet etme.
  4247. qichqirish: Çağırma, davet etme.
  4248. qichqirishmaq: Bağırışmak, beraber seslenmek. 2. Karşılıklı çağırmak, karşılıklı davet etmek.
  4249. qichqirmaq: Çağırmak, davet etmek, seslenmek.
  4250. qichqirtish: Çağırtma.
  4251. qichqirtmaq: bk. chaqirtmaq.
  4252. qichqirturmaq: bk. qichqirtmaq.
  4253. qichqirturush: Çağırtma.
  4254. qidam: Bükülü, bükük, eğri, iğri büğrü. Qidam keke – Eğri ağaçla saplanmış bir çeşit balta.
  4255. qidiq: bk. qitiq ve ghidiq.
  4256. qidirmichi: Arayan, gezgin, gezginci.
  4257. qigh: Gübre. Qigh tökmek – Gübrelemek. Qoy qighi – Koyun gübresi (koyun tezeği).
  4258. qighdash: Gübreleme.
  4259. qighdimaq: Gübrelemek.
  4260. qighlash: bk. qighdash.
  4261. qighliq: Tezeklik, gübrelik, gübrenin bulunduğu yer.
  4262. qighlimaq: Gübrelemek.
  4263. qix: ağ. bk. qiriq.
  4264. qiqas: Yaygara, gürültü. Qiqas salmaq – Yaygara koparmak.
  4265. qil: Kıl. U qilning üstide turuptu – Onun durumu tehlikeli. Ular bizdin qilche payda körmeydu – Onlar bizden zerre kadar fayda görmez. Qil tamaq – t. boğaz kanseri.
  4266. qilbiname: a.f. ağ. bk. qibliname.
  4267. qilwe: a. bk. qible.
  4268. qilchaq: Kaba yünlü koyun.
  4269. qilchang: Kıllı.
  4270. qilchiq: Tüy, ince kıl.
  4271. qilchiliq: Zerre kadar. Qilchiliq heq almastin – Zerre kadar hak almadan.
  4272. qildiriq: ağ. bk. qiltiriq.
  4273. qildurmaq: (qilmaq'tan) Yaptırmak.
  4274. qildurush: Yaptırma.
  4275. qilghuzmaq: (qilmaq'tan); bk. qildurmaq.
  4276. qilghuzush: bk. qildurush.
  4277. qilich: Kılıç. Qilich qini – Kılıç kılıfı.
  4278. qilichbagh: Kılıç kemeri.
  4279. qilichlashmaq: Kılıçla dövüşmek.
  4280. qilichliq: Kılıçlı, silahlı.
  4281. qilichlishish: Kılıçla dövüşme.
  4282. qilichwaz: u.f. Silahşor, silahtar.
  4283. qilichwazliq: u.f.u. Silahşorluk, silahtarlık.
  4284. qiliksizliq: Kötü alışkanlık, kötü huyluluk.
  4285. qiliq: Kılık: 1. Delme, açma, yapma 2. Tarz, itiyat, tavır. Qilighi yaman adem – Kılıksız adam.
  4286. qiliqlanmaq: Kendini beğendirmeye çalışmak; cilvelenmek, nazlanmak.
  4287. qiliqlinish: Kendini beğendirmeye çalışma; cilvelenme, nazlanma.
  4288. qiliqsiz: Kılıksız, kötü alışkanlığı olan, tavırı kötü, tutumu kötü.
  4289. qilinish: İşlenme, yapılma.
  4290. qilinmaq: İşlenmek, yapılmak.
  4291. qilish: Yapma.
  4292. qilishish: Beraber yapma.
  4293. qilishmaq: Beraber yapmak; yardımlaşmak.
  4294. qilqal: a. 1. Gevezelik, dedikodu 2. Tartışma, münakaşa.
  4295. qilquruq: Aralıksız, fasılasız, durmadan.
  4296. qilmaq: Yapmak, etmek, kılmak. Ow qilmaq – Avlanmak. Söz qilmaq – Söylemek.
  4297. qilmish: Suç, kabahat, cinayet.
  4298. qilmishliq: Şerir, kötülükçü, cani.
  4299. qiltamaq: t. Boğaz kanseri.
  4300. qiltiraq: bot. Kılçık.
  4301. qiltiriq: Kılçık. Qara qiltiriq bughday – Siyah kılçıklı buğday (buğdayın bir türü).
  4302. qiltiriqliq: Kılçıklı. Qiltiriqliq béliq – Kılçıklı balık.
  4303. qiltiyek: ağ. bk. qiltiriq.
  4304. qilutus: Aladoğan.
  4305. qilyash: bot. Dereotu.
  4306. qimar: f. Kumar. Qimar oynimaq – Kumar oynamak.
  4307. qimarwaz: f. Kumarbaz.
  4308. qimarwazliq: f.u. Kumarbazlık.
  4309. qimil: Hareket, kımıldama.
  4310. qimildash: Kımıldama.
  4311. qimildatmaq: (qimildimaq'tan) Kımıldatmak.
  4312. qimildimaq: bk. qimirlimaq.
  4313. qimilditish: Kımıldatma.
  4314. qimir: Qimir etmek – Kımıldamak.
  4315. qimir-qimir: Qimir-qimir qilmaq – Kımıldamak.
  4316. qimirlash: Kımıldama.
  4317. qimirlatmaq: (qimirlimaq'tan) Kımıldatmak.
  4318. qimirlimaq: Kımıldamak.
  4319. qimirlimas: Kımıldamaz, sabit.
  4320. qimirlimasliq: Kımıldamazlık, sabitlik.
  4321. qimirlitish: Kımıldatma.
  4322. qimiz: Kımız (kısrak sütünden yapılmış içki).
  4323. qimmet: a. Paha, pahalı. Qimmet bahaliq – Pahalı fiyat. Qimmet bermek – Değer biçmek, kıymet biçmek. Qimmitini yoqatmaq – Değerini kaybetmek.
  4324. qimmetchilik: a.u. Pahalılık.
  4325. qimmetlenmek: a.u. Pahalılanmak.
  4326. qimmetlesh: a.u. Pahalılanma.
  4327. qimmetleshmek: a.u. Pahalılanmak.
  4328. qimmetleshtürmek: a.u. (qimmetleshmek'ten) Pahalılaştırmak, fiyatı yükseltmek.
  4329. qimmetleshtürüsh: a.u. Pahalılaştırma.
  4330. qimmetletmek: (qimmetlimek'ten) Pahalılatmak; fiyatı yükseltmek.
  4331. qimmetlik: Pahalı, değerli. Qimmetligim – Değerlim.
  4332. qimmetlimek: a.u. Pahalılanmak.
  4333. qimmetlitiwetmek: a.u. Pahalılaştırıvermek; fiyatları yükseltivermek.
  4334. qin: Kılıf. U qilichni qinigha saldi – O kılıcı kılıfına koydu.
  4335. qinalmaq: Istırap çekmek, işkence görmek.
  4336. qinash: bk. qinimaq.
  4337. qingghaymaq: Eğilmek, düzlüğünü yitirmek, yana eğilmek.
  4338. qingghaytish: Eğildirme.
  4339. qingghaytmaq: (qingghaymaq'tan) Eğildirmek.
  4340. qingghir: Eğri, eğri büğrü, çarpık.
  4341. qingghir-qiyshiq: Eğri büğrü, çarpık.
  4342. qingghiriq: Düz olmayan, pürüzlü.
  4343. qingghirlashmaq: Eğilmek; eğri büğrü hale gelmek; çarpık hale gelmek.
  4344. qingghirliq: Eğrilik, çarpıklık.
  4345. qingghirlishish: Eğilme, eğri büğrü hale gelme; çarpık hale gelme.
  4346. qingghiyish: Eğilme, düzlüğünü yitirme, yana eğilme.
  4347. qingngiraq: ağ. bk. qingraq.
  4348. qinimaq: Su qinimaq – Suyu salıvermek; suyu bırakmak.
  4349. Qipchaq: Kıpçak (kuzeydeki Türk boyu).
  4350. qir: Sınır, hudut 2. Yamaç 3. Bozkır, kır.
  4351. qiraet: a. Kıraat, okuma.
  4352. qiraetxana: a.f. Kıraathane.
  4353. qiraw: bk. qiro.
  4354. qirchangghu: Lagar beygir 2. Uyuz, kel hastalığı.
  4355. qirchangghuluq: Uyuzluk, uyuz olma hali, kel hastalığı.
  4356. qirchilma: Ezilmiş, yılgın, sindirilmiş.
  4357. qirdurmaq: (qirmaq'tan) Kazdırmak, kestirmek.
  4358. qirdurush: Kazdırma, kestirme.
  4359. qirgha: Rende, mutfak rendesi.
  4360. qirghaq: Kenar, kıyı.
  4361. qirghawul: zool. Sülün.
  4362. qirghin: Katliam, kınm.
  4363. qirghinchiliq: bk. qirghin.
  4364. qirghinliq: Katliam ve yağma.
  4365. Qirghiz: Kırgız. Qirghiz xelqi – Kırgız halkı.
  4366. qirghu: Kazağı.
  4367. qirghuch: Kazağı.
  4368. qirghuchi: Avcı uçağı.
  4369. qirghul: bk. qirghawul.
  4370. qirghuy: Aladoğan.
  4371. qirghuzmaq: (qirmaq'tan) 1. Kazdırmak, kestirmek. 2. Kırdırmak, yok ettirmek, öldürtmek.
  4372. qirghuzush: Kazdırma, kestirme 2. Kırdırma, yok ettirme, öldürtme.
  4373. qiriq: Kırk. Qirqini bermek – Ölümünün kırkıncı günü yemek ile yad etmek.
  4374. qiriqinchi: Kırkıncı (40).
  4375. qirilmaq: Traş edilmek, kazılmak. 2. İmha edilmek.
  4376. qirindi: Yonga 2. Kazıntı.
  4377. qirinish: Traşlanma.
  4378. qirinmaq: Traşlanmak.
  4379. qirip-chépish: Toptan imha, toptan yok etme.
  4380. qiriwalmaq: Kazımak.
  4381. qiriwetmek: Kazımak 2. Toptan imha etmek.
  4382. qiriwélish: Kazıma.
  4383. qiriwétish: Kazıma 2. Toptan imha etme.
  4384. qirish: Kazıma, kesme 2. Traş etme.
  4385. qirqayaq: zool. Kırkayak.
  4386. qirqiq: Kesilme, budanma.
  4387. qirqiqliq: Kırpık saçlı, kesilmiş, budanmış.
  4388. qirqilish: Kesilme, budanma.
  4389. qirqilmaq: Kesilmek, budanmak.
  4390. qirqimaq: Kesmek, budamak.
  4391. qirqish: Kesme, budama.
  4392. qirqishish: Beraber kesme, beraber kazma.
  4393. qirqishmaq: Beraber kesmek, kesişmek, beraber kazmak, kazışmak.
  4394. qirqitish: Kestirme, kazdırma.
  4395. qirqitquzmaq: (qirqimaq'tan) Kestirmek, kazdırmak.
  4396. qirqitquzush: Kestirme, kazdırma.
  4397. qirqitmaq: bk. qirqturmaq.
  4398. qirqqulaq: bot. Eğreltiotu.
  4399. qirqturmaq: Kestirmek, kazdırmak.
  4400. qirqturush: Kestirme, kazdırma.
  4401. qirlanghan: Yontulmuş, biçilmiş, oyulmuş, tıraş edilmiş.
  4402. qirlash: Yonutma, biçimlendirme, tıraş etme.
  4403. qirliq: Yontulmuş, biçilmiş, tıraş edilmiş. Alte qirliq – Altı yüzlü.
  4404. qirlimaq: Yonutmak, biçimlendirmek, oymak, tıraş etmek.
  4405. qirmizi: ağ. Kırmızı, kızıl.
  4406. qiro: Kırç, kırağı. Otni qiro basti – Otu kırağı bastı; Bitkiler kırağılandı.
  4407. qirowluq: Kırçlı, kırağılı.
  4408. qirs: Taklidî ses. Qirs etmek – Çatırdamak, kıtırdamak.
  4409. qirsillatmaq: (qirsillimaq'tan) Çatırdatmak, kıtırdatmak.
  4410. qirsillimaq: Çatırdamak, kıtırdamak.
  4411. qirsiz: Kenarsız, uçsuz bucaksız.
  4412. qirt: Geveze, çenebaz, boşboğaz. Özeng bir qirt ékensen – Kendin bir gevezemişsin.
  4413. qirt-qirt: Taklidî ses.
  4414. qirtillalmaq: (qirtillimaq'tan) Hart hart ettirmek; hart hart kaşınmak.
  4415. qirtillimaq: Hart hart etmek.
  4416. qirtiwermek: Çene çalmak, gevezelik yapmak.
  4417. qirtiwérish: Çene çalma, gevezelik yapma.
  4418. qis: Kıt, az, dar. Waxt nahayiti qis – Vakit pek kıt.
  4419. qisas: a. Kısas. Qisas almaq – Kısas almak.
  4420. qisaschi: a.u. Kısasçı.
  4421. Qisasül-Enbiya: a. Kısas-Ul-Enbiya (Rabguzi tarafından 14. yüzyılda Uygurca yazılmış peygamberler hakkındaki hikâye).
  4422. qisiq: Kısık, kısılmış. Qisiq köz – Çekik göz.
  4423. qisilchaq: Darlık.
  4424. qisilish: Kısılış, kısılma.
  4425. qisilmaq: Kısılmak. Turmushta qisilmaq – Geçim sıkıntısı çekmek.
  4426. qisinchiliq: Sıkışıklık 2. Sıkıntı.
  4427. qisir: Kısır. Qisir qalmaq – Kısır olmak.
  4428. qisiwalmaq: Sıkıştırmak.
  4429. qisiwetmek: Sıkıştırmak, sıkmak.
  4430. qisiwétish: Sıkıştırma, sıkma.
  4431. qisish: Kısma, sıkma.
  4432. qisqa: Kısa. Sözning qisqisi – Sözün kısacası; sonuç olarak. Qisqisi – Kısacası. Qisqiche éytip ber – Kısaca anlat. Uning qoli qisqa – Onun eli kısa; O buna erişemez; O parasız.
  4433. qisqach: Makas, kıskaç, maşa.
  4434. qisqarmaq: Kısalmak.
  4435. qisqartiwetmek: Kısaltıvermek.
  4436. qisqartiwétish: Kısaltıverme.
  4437. qisqartish: Kısaltma.
  4438. qisqartma: Kısaltma. Qisqartma atlar – Kısaltılmış isimler (adlar).
  4439. qisqartmaq: (qisqarmaq'tan) Kısaltmak.
  4440. qisqarturmaq: Kısaltmak.
  4441. qisqarturulmaq: Kısaltılmak.
  4442. qisqarturush: Kısaltılma.
  4443. qisqiliq: Kısalık.
  4444. qisqirish: Kısalma. Künning qisqirishi – Günün kısalması.
  4445. qisquch: Sıkmaç, mengene. Qisquch paqa – zool. yengeç.
  4446. qism: Kısım, bölük, parça.
  4447. qisma-qisma: Türlü; ayrı ayrı 2. Kısmen.
  4448. qismen: a. Kısmen.
  4449. qismenlik: a.u. Kısmen olma hali.
  4450. qismet: a. Kısmet, kader.
  4451. qisse: Kıssa, hikâye.
  4452. qistaq: Sıkışık, dar, pek yakın.
  4453. qistalmaq: Sıkışmak.
  4454. qistang: Dar, sıkışık, zor. Qistang tar yol – Kışık dar yol.
  4455. qistangliq: Sıkışıklık, darlık.
  4456. qistash: Sıkıştırma, zorlama.
  4457. qistashmaq: Birbirini sıkıştırmak.
  4458. qistatmaq: (qistimaq'tan) Sıkıştırtmak.
  4459. qistilish: Sıkışma.
  4460. qistimaq: (qismaq'tan I) Sıkıştırmak, zorlamak.
  4461. qistishish: Birbirini sıkıştırma.
  4462. qistitish: Sıkıştırtma.
  4463. qisturghuzmaq: Sıkıştırtmak.
  4464. qisturghuzush: Sıkıştırtma.
  4465. qisturma: Conta.
  4466. qisturmaq: Sıkıştırmak, sıkmak, araya sokmak, araya sıkıştırıp koymak.
  4467. qisturulmaq: Lüzumsuz yere sıkışıp girmek.
  4468. qisturulush: Lüzumsuz yere sıkışıp girme.
  4469. qisturuwalmaq: Sıkıştırmak. Qolumni qisturuwaldim – Elimi sıkıştırdım.
  4470. qisturush: Sıkıştırma, sıkma, araya sokma, araya sıkıştırıp koyma.
  4471. qish: Kış. Qish chüshti – Kış geldi.
  4472. qish-yézi: Kış ve yaz; kış boyu ve yaz boyu; bütün yıl boyu; yıl boyu.
  4473. qishiche: Kış boyu.
  4474. qishin: ağ. bk. qiyin.
  4475. qishqi: Kışa ait.
  4476. qishqiche: Kışadek, kışa kadar.
  4477. qishqirmaq: ağ. bk. qichqirmaq.
  4478. qishlaq: Köy; kırsal kesim.
  4479. qishlash: Kışlama, kışı geçirme.
  4480. qishlatmaq: (qishlimaq'tan) Kışlatmak, kışı geçirtmek.
  4481. qishlighi: Kışın, kış vakti.
  4482. qishliq: Kışlık.
  4483. qishliqqa: Kışın.
  4484. qishlimaq: Kışlamak; kışı geçirmek.
  4485. qishlitish: Kışlatma, kışı geçirtme.
  4486. qishta: Kışta.
  4487. qit'e: a. Kıta. Yawrupa qit'isi – Avrupa kıtası.
  4488. qitighur: Kıskanç, gıpta eden.
  4489. qitighurluq: Kıskançlık, gıpta etme hali.
  4490. qitiq: Gıdık.
  4491. qitiqlash: Gıdıklama.
  4492. qitiqlimaq: Gıdıklamak.
  4493. qitishqaq: ağ. Uyuz.
  4494. qiy: ağ. bk. kir.
  4495. qiy-chu: takl. Yaygara.
  4496. qiy-chuwlashmaq: Yaygara yapmak.
  4497. qiy-chuwlishish: Yaygara yapma.
  4498. qiya-chiya: Yaygara, yüksek ses, bağırma.
  4499. qiyaq: bot. Bir tür yassı ot.
  4500. qiyaliq: Kayalık; kaya biçiminde. Qiyaliq qirghak – Kayalık kıyı.
  4501. qiyamet: a. din. Kıyamet.
  4502. qiyametlik: a.u. Qiyametlik dost – Ebedî dost, ilelebet dost.
  4503. qiyangqu: Yaramaz, afacan, haylaz.
  4504. qiyangquluq: Yaramazlık, haylazlık.
  4505. qiyapet: a. Kıyafet, görünüm. Qiyapiti yaman – Kıyafeti kötü.
  4506. qiyapetsiz: a.u. Kıyafetsiz, görünümsüz.
  4507. qiyas: a. Kıyas. Qiyas qilmaq – Kıyaslamak.
  4508. qiyasiy: a. Kıyaslama, kıyasî.
  4509. qiyassiz: a.u. Kıyaslanamaz.
  4510. qiyatash: Kaya.
  4511. qiydurmaq: (qiymaq'tan I) Kıydırmak, kestirmek. Nikasini qiymaq – Nikahını kıymak.
  4512. qiydurush: Kıydırma, kestirme.
  4513. qiyghach: Yampır, yampiri, verev olarak. Qiyghach qash – Eğri kaş.
  4514. qiyghaq: ağ. bk. qirghaq.
  4515. qiyghaqche: Hamuru kesmek için kullanılan kesici diş.
  4516. qiyghamcha: Dar dilimli iste kurtulmuş et.
  4517. qiyghatmaq: Koşmak, koşuşmak.
  4518. qiyghitish: Koşma, koşuşma.
  4519. qiyiqliq: İhmalkarlık 2. Kabalık.
  4520. qiyildash: bk. qiyildimaq.
  4521. qiyildimaq: Qiyildap yighlimaq – Bağırarak ağlamak.
  4522. qiyilmaq: Kıyılmak, kesilmek.
  4523. qiyin: Zor, güç, karmaşık.
  4524. qiyin-qistaq: Zor ve baskı. Qiyin-qistaqqa almaq – Baskı altına almak; zorlamak.
  4525. qiyinchiliq: Zorluk, güçlük, karmaşıklık. Öz béshimdin köp qiyinchiliqlar kechürdim – Başımdan çok zorluklar geçirdim.
  4526. qiyindi: Parça, bez parçası.
  4527. qiyinlashmaq: Zorlaşmak, güçleşmek.
  4528. qiyinlashturmaq: (qiyinlashmaq'tan) Zorlaştırmak.
  4529. qiyinlashturuwetmek: Zorlaştırıvermek.
  4530. qiyinlashturuwétish: Zorlaştırıverme.
  4531. qiyinlashturush: Zorlaştırma.
  4532. qiyinlatmaq: (qiyinlimaq'tan) Zorlaştırmak.
  4533. qiyinliq: Zorluk.
  4534. qiyinlimaq: Zorlaşmak, güçleşmek.
  4535. qiyinsinish: Zor olduğunu sanma (sanmak).
  4536. qiyinsinmaq: Zor olduğunu sanmak.
  4537. qiyish: Kesme, kıyma.
  4538. qiyje: ağ. bk. kir.
  4539. qiyma: Kıyma, 2. Salça.
  4540. qiymiqu: Kuzukulağı.
  4541. qiynaq: İşkence, ıstırap. Qiynaqqa salmaq – İşkence etmek.
  4542. qiynalghu: Istırap, azap, işkence.
  4543. qiynawetmek: Istırap çektirmek; işkence etmek.
  4544. qiynawétish: Istırap çektirme; işkence etme.
  4545. qiynash: Eziyet etme, azap verme, işkence etme.
  4546. qiynashmaq: Müşterek birbirine eziyet çektirmek; birbirine azap vermek.
  4547. qiynimaq: Eziyet etmek, azap vermek, işkence etmek.
  4548. qiynishish: Müşterek birbirine eziyet çektirme; birbirine azap verme.
  4549. qiypach: Yampırı, eğri, çarpık.
  4550. qiypash: bk. qiypach.
  4551. qiyshaymaq: Kaymak, eğilmek, çarpık hale gelmek. Kün gherpke qiyshaydi – Güneş batıya kaydı.
  4552. qiyshaytish: Eğme, çarpık hale getirme.
  4553. qiyshaytmaq: (qiyshaymaq'tan) Eğmek, çarpık hale getirmek.
  4554. qiyshiq: Çarpık, eğri. Qingghir-qiyshiq – Eğri büğrü.
  4555. qiyshiqliq: Eğrilik, çarpıklık.
  4556. qiyshiyish: Kayma, eğilme, çarpık hale gelme.
  4557. qiz: Kız. Qiz almaq – Kız almak. Qiz bermek – Kız vermek. Xotun-qiz – Kadın ve kız.
  4558. qizamtul: Kırmızımsı; kırmızıya çalan.
  4559. qizarmaq: Kızarmak 2. Utanmak. Uyalghinimdin qizardim – Utandığımdan kızardım.
  4560. qizartiwetmek: Kızartıvermek 2. Utandırıvermek; yüzünü kızartıvermek.
  4561. qizartiwétish: Kızartıverme 2. Utandınverme; yüzünü kızartıverme.
  4562. qizartmaq: (qizarmaq'tan) 1. Kızartmak, kırmızı yapmak 2. Kızartmak, utandırmak.
  4563. qizarturmaq: bk. qizartmaq.
  4564. qizarturush: Kızartma, kırmızı yapma 2. Kızartma, utandırma.
  4565. qizchaq: Küçük kız.
  4566. qizdurmaq: (qizimaq'tan) 1. Kızartmak 2. Kavurmak 3. Isıtmak.
  4567. qizdurulmaq: Kızartılmak 2. Kavrul mak 3. Isıtılmak.
  4568. qizdurulush: Kızartılma 2. Kavrulma 3. Isıtılma.
  4569. qizdurush: Kızartma 2. Kavurma 3. Isıtma.
  4570. qizghanch: Acı, acıma, merhamet.
  4571. qizghanchuq: Kıskanç, gıpta, haset, cimri.
  4572. qizghanchuqluq: Kıskançlık, cimrilik.
  4573. qizghanmaq: Kıskanmak, gıpta etmek, haset etmek 2. Acımak.
  4574. qizghin: Sıcak, yanık, ateşli, yanmış 2. Enerjik, cuşkun, ateşli.
  4575. qizghinish: Kıskanma, gıpta etme, haset etme 2. Acıma.
  4576. qizghinliq: Sıcaklık, yanıklık 2. Coşkunluk, ateşlilik.
  4577. qizghuch: Kırmızımsı, kırmızıya çalan. Qizghuch sériq – Kırmızımsı san.
  4578. qizghush-köküsh: Kırmızımsı mavimsi.
  4579. qiziqarliq: Zevkli, ilgi çekici, ilginç, çekici, cazip.
  4580. qiziqchi: Soytarı, klovn.
  4581. qiziqchiliq: Şaka etmek, eğlenmek, alaya almak.
  4582. qiziqish: İlgilenme, dikkat etme, zevklenme.
  4583. qiziqishish: Beraber ilgilenme.
  4584. qiziqishliq: İlginç. Qiziqishliq tughdurmaq – İlgi uyandırmak.
  4585. qiziqishmaq: Beraber ilgilenmek.
  4586. qiziqliq: Sıcaklık 2. Gülünçlü olma hali.
  4587. qiziqmaq: İlgilenmek, dikkat etmek, zevklenmek.
  4588. qiziqsindurmaq: (qiziqsinmaq'tan) İlgisini uyandırmak.
  4589. qiziqsindurush: İlgisini uyandırma.
  4590. qiziqsinish: İlgilenme, dikkat etme.
  4591. qiziqsinmaq: İlgilenmek, dikkat etmek.
  4592. qiziqsiz: Zevksiz, cazibesiz, ilginç olmayan, çekici olmayan.
  4593. qiziqturmaq: (qiziqmaq'tan) İlgisini uyandırmak. Ademni qiziqturidighan eser – Adamın ilgisini çeken eser.
  4594. qiziqturush: İlgisini uyandırma.
  4595. qizil: Kızıl, kırmızı. Toq qizil – Tüm kızıl, koyu kızıl. Qéniq qizil – Koyu kızıl. Qizil saqal – Kızıl sakal. Qizil bughday – Kızıl buğday (bir tür buğday). Qizil topa – Kızıl toprak. Qizil gül – Kızıl gül. Balamgha qizil chiqti – Çocuğuma kızamık çıktı. Qip-qizil yalghanchi – Büsbütün yalancı.
  4596. Qizilbash: Kızılbaş (Şii baş giyişi). Qizilbash yilan – Kızılbaş yılan (yılan türü).
  4597. qizilche: Pancar. Qent qizilchisi – Şeker pancarı.
  4598. qizilgül: Kızıl gül (çiçek türü).
  4599. qizilquyruq: zool. Kızıl kuyruk.
  4600. qizillashmaq: Komünistleşmek, kızıllaşmak.
  4601. qizillashturmaq: (qizillashmaq'tan) Komünistleştirmek, kızıllaştırmak.
  4602. qizilliq: Kızıl olma hali.
  4603. qizillishish: Komünistleşme, kızıllaşma.
  4604. qizimaq: Işımak, ateşlenmek 2. Coşmak.
  4605. qizirish: Kızarma 2. Utanma.
  4606. qizirishish: Ağız kavgası yapma.
  4607. qizirishmaq: Ağız kavgası yapmak.
  4608. qizish: Isıma, ateşlenme.
  4609. qizitish: Isıtma 2. Coşturma.
  4610. qizitma: t. Sıtma.
  4611. qizliq: Kızlık.
  4612. qizmaq: Işımak, ateşlenmek.
  4613. qobul: a. Kabul. Qobul qilish – Kabul etme. Qobul qilmaq – Kabul etmek.
  4614. qobulxana: a.f. Kabul etme evi.
  4615. qochaq: bk. qorchaq.
  4616. qochimaq: Kurcalamak.
  4617. qochqar: Koç. Ikki qochqarning béshi bir qazangha sighmas – d. İki koçun kellesi bir kazana sığmaz.
  4618. qochulmaq: Kurcalanmak. Miyem qochulup ketti – Beynim kurcalandı.
  4619. qoghdash: Koruma, himaye etme. Tinchliqni qoghdash – Barışı koruma.
  4620. qoghdighuchi: Muhafız, koruyucu, bekçi.
  4621. qoghdimaq: Korumak, himaye etmek.
  4622. qoghlaqchi: Sürücü 2. Takip eden, izleyen, kovalayan.
  4623. qoghlandi: Sürgün, menfi.
  4624. qoghlandichilik: Kovulma hali; sürülme hali.
  4625. qoghlandiliq: Kovulma hali, sürülme hali.
  4626. qoghlanmaq: Kovulmak, sürülmek.
  4627. qoghlatmaq: (qoghlimaq'tan) Kovdurmak, kovalatmak.
  4628. qoghlawetmek: Kovmak, sürmek.
  4629. qoghlawétish: Kovma, sürme.
  4630. qoghlash: Kovalama, sürme.
  4631. qoghlashmaq: Beraber kovalamak.
  4632. qoghlighuchi: Kovalayan, süren.
  4633. qoghlimaq: Kovalamak, sürmek.
  4634. qoghliwetmek: Kovalamak, git demek.
  4635. qoghun: Kavun. Yazliq qoghun – Yazlık kavun. Küzlük qoghun – Güzlük kavun. Kökche qoghun – Bir kavun türü. Qoghun qéki – Kavun kakı, kavun kurusu.
  4636. qoghunchi: Kavuncu.
  4637. qoghunluq: Kavunluk.
  4638. qoghushun: Kurşun (Pb belgesi ile gösterilen, yoğunluğu 11,3 olan yumuşak bir eleman).
  4639. qoqanchaq: bk. qorqaq.
  4640. qoqas: Sıcak kül, ateşli kül.
  4641. qoqash: ağ. bk. qorqush.
  4642. qoqunchuq: ağ. Korkuluk.
  4643. qol: El. Ong qol – Sağ el. Sol qol – Sol el. Qol bermek – El vermek. Quruq kol keldi – Boş el geldi. Qolungni tart – Elini çek. Qol qowushturmaq – El bağlamak. Qol qisish – El sıkma. Qol ishi – El işi. Qol chana – Küçük kızak. Qol saet – El saati. Qol sanaet – El zanaatı. Qol harwa – Küçük araba; el arabası. Qolgha almaq – 1) Ele almak 2) Hapsetmek. Qolgha ügetmek – Ele alıştırmak. Qol tekküzmek – Elle dokunmak. Qol tegmigen – Ellenmemiş. Qol tegmigen orman – Balta girmemiş orman. Ikki qolini burnigha tiqip keldi – Eli boş geldi. Öz qoli bilen yézilghan xet – Kendi eliyle yazılmış mektup. Qol qoydurmaq – İmzalatmak. Qol yazmisi – El yazması. Qol qoymaq – İmzalamak. Kol yaghlik – Mendil. Qol astida – El altında. Qol-ayaq bolmaq – Yardım etmek mec. Qol üzmek – El çekmek. Qol tartmaq – El çekmek. Qol tekkende – Boş vakitta. Qolum tegmeydu – Vaktim yok. Qolgha chüshürmek – Ele geçirmek. Qolgha chüshmek – Yakalanmak. Qoldin bermek – Elden çıkarmak. Pursetni qoldin bermeng – Fırsatı kaçırmayın. Qolgha kirgen – Ele geçen. Qolgha keltürmek – Elde etmek. Qoldin kelmek – Elden gelmek. Qoldin kelgen yardem – Elden gelen yardım. Qoldin kelgiche – Elden geldiği kadar. Qolumdin kelmeydu – Elimde değil; yapamam. Qoli qisqa – Yoksul; parasız. Qoli keng – Cömert, eli açık. Qoldin ketmek – Elden çıkmak.
  4644. qol-ayaq: El ayak.
  4645. qol-qanat: Dayanacak kimse, arka, yardımcı. Qol-qanat bolmaq – Yardımcı olmak.
  4646. qolashmas: Hantal, ağır kanlı.
  4647. qolashmaslik: Beceriksizlik, hantallık, ağır kanlılık.
  4648. qolay: Kolay, rahat, uygun. Qolay purset – Y uygun fırsat.
  4649. qolaylashmaq: Kolaylaşmak, uygun hale gelmek.
  4650. qolaylashturmaq: (qolaylashmaq'tan) Kolaylaştırmak; uygun bir hale getirmek.
  4651. qolayliq: Kolaylık.
  4652. qolaylimaq: Kolaylaştırmak.
  4653. qolaysiz: Zor, uygunsuz.
  4654. qolaysizliq: Zorluk, uygunsuzluk.
  4655. qolbashchi: Başkan, şef, elebaşı, lider.
  4656. qolhünerwen: u.a.f. Zanaatçı, esnaf.
  4657. qolqap: Eldiven.
  4658. qollanma: Rehber, kılavuz, yönetme.
  4659. qollanmaq: Kullanmak, istimal etmek.
  4660. qollap-quwwetlesh: Destekleme, yardımcı olma.
  4661. qollap-quwwetlimek: Desteklemek, yardımcı olmak.
  4662. qollash: Destekleme, yardım etme.
  4663. qollashmaq: Yardımlaşmak 2. EUni tutmak.
  4664. qollimaq: Desteklemek, yardım etmek.
  4665. qollunulmaq: Kullanılmak.
  4666. qollunulush: Kullanılma.
  4667. qollunush: Kullanma.
  4668. qollushush: Yardımlaşma 2. Elini tutma.
  4669. qolmu-qol: El ele.
  4670. qolsiz: Elsiz.
  4671. qoltuqlashmaq: Birinin elini tutmak.
  4672. qoltuqlimaq: Elini tutmak; yardım etmek.
  4673. qoltuqtayaq: Hasta değneği.
  4674. qolwaq: Kayık, sandal, tekne.
  4675. qolwaqchi: Kayıkçı.
  4676. qolyaghliq: Mendil.
  4677. qolyazma: El yazması.
  4678. qom: a. Kavim, kabile, uruk, boy.
  4679. qom-qabile: a. Kavim ve kabile.
  4680. qom-qérindash: Kavim ve kardeş.
  4681. qomach: Kavrulmuş tahıl (buğday, mısır, darı).
  4682. qomarmaq: Koparmak.
  4683. qomartish: Kopartma.
  4684. qomartmaq: (qomarmaq'tan) Kopartmak.
  4685. qomiyish: ağ. bk. qomurush.
  4686. qomuch: bk. qomush.
  4687. qomurulmaq: Koparılmak, kopmak.
  4688. qomurush: Koparma.
  4689. qomush: Kamış. Shiker qomushi – Şeker kamışı. Qazan-qomush – Mutfak takımı.
  4690. qomushluq: Kamışlık. Qomushluq köl – Kamışlı göl.
  4691. qonaqliq: Mısır tarlası.
  4692. qonalghu: Konak; geceyi geçirme yeri.
  4693. qonchi: Çizme koncu.
  4694. qondurmaq: (qonmaq'tan) Kondurmak, geceletmek; geceyi geçirtmek için birini evine almak.
  4695. qongaz: ağ. bk. qongghuz.
  4696. qongghaz: ağ. bk. qongghuz.
  4697. qongghuraq: Zil. Qongghuraq chalmaq – Zil çalmak. Qongghuraq gül – bot. çançiçeği, çadırçiçeği. Qongghuraq tiken – bot. Yabanî gül.
  4698. qongghuruq: ağ. bk. qongghuraq.
  4699. qongghuz: Böcek (-ği).
  4700. qongghuzche: Böcek (-ği).
  4701. qongqagha: ağ. bk. ala qargha.
  4702. qongnga: İğne, diken.
  4703. qongngachaq: ağ. Qongngachaq tiken — bk. qongghuraq tiken.
  4704. qongur: Yanık renk, kahve rengi.
  4705. qonghaz: ağ. bk. qongghuz.
  4706. qonmaq: Konmak. Qush yaghachqa qondi – Kuş ağaca kondu.
  4707. qonumsiz: Yerinde durmaz; kurtlu peynir.
  4708. qonumsizliq: Yerinde durmazlık.
  4709. qonush: Konma.
  4710. qopal: Kaba.
  4711. qopallashmaq: Kabalaşmak.
  4712. qopalliq: Kabalık. Qopalliq qilmaq – Kabalık etmek.
  4713. qopallishish: Kabalaşma.
  4714. qoparghu: Manivela.
  4715. qoparmaq: Koparmak; çekip çıkarmak 2. Yapmak. Tam qoparmaq – Duvar yapmak.
  4716. qopartmaq: (qoparmaq'tan) Kalktırmak, yükselttirmek, çıkartmak.
  4717. qopmaq: Kalkmak.
  4718. qopush: Kalkma, kalkış.
  4719. qor: Kuzukulağı.
  4720. qora: Avlu, ağıl. At qorasi – At ağılı.
  4721. qora-jay: u.f. Çiftlik, ev, mekan.
  4722. qoramsaq: Obur, pisboğaz.
  4723. qoramsaqliq: Oburluk, pisboğazlık.
  4724. qoray: Kurumuş bitki.
  4725. qoray-chawa: Kurumuş bitki, kamış (tandıra yakmak için kullanılan kurumuş bitki).
  4726. qorayliq: Kamışlık; kurumuş bitkilerin bulunduğu alan.
  4727. qordaq: Türlü (yemek).
  4728. qorghap: Kale, istihkam.
  4729. qorghash: Koruma, himaye etme.
  4730. qorghimaq: Korumak, himaye etmek.
  4731. qorghudash: ağ. bk. qoghdash.
  4732. qorghushun: bk. qoghushun.
  4733. qorjun: bk. xorjun.
  4734. qorqa-qorqa: Korka korka.
  4735. qorqaqliq: Korkaklık.
  4736. qorqanchaq: Korkak.
  4737. qorqanchaqliq: bk. qorqaqliq.
  4738. qorqatquch: Korkuluk.
  4739. qorqatmaq: bk. qorqutmaq.
  4740. qorqmaq: Korkmak. Qorqup ketmek – Korkuvermek.
  4741. qorqmas: Korkmaz. Qorqmastin – Korkmadan.
  4742. qorqumsiz: Korkusuz.
  4743. qorqunchaq: Korkak.
  4744. qorqunchaqliq: Korkaklık.
  4745. qorqunuch: Korkunç. U könglümge qorqunuch sélip qoydi – O yüreğime korku saldı.
  4746. qorqunuchluq: Korkulu.
  4747. qorqunuchsiz: Korkusuz.
  4748. qorqush: Korkma.
  4749. qorqutmaq: (qorqmaq'tan) Korkutmak.
  4750. qorqutuwetmek: Korkutuvermek.
  4751. qorqutuwétish: Korkutuverme.
  4752. qorqutush: Korkutma.
  4753. qorshaw: Kuşatma, çevresinin sanlması. Qorshawgha almaq – Koşatmak.
  4754. qorshimaq: Koşatmak.
  4755. qorshiwalmaq: Koşatmak, koşatıvermek.
  4756. qorshiwélish: Koşatılma.
  4757. qorughan: Kavrulmuş.
  4758. qoruqchi: Bekçi, muhafız, koruyan.
  4759. qoruqlash: Koruma, muhafaza etme, bekçisi olma.
  4760. qoruqlimaq: Korumak, muhafaza etmek, bekçisi olmak.
  4761. qorul: Römork, nişan, hedef. Qorulgha élish – Nişan alma.
  4762. qorultaz: Anka; bk. tazqara.
  4763. qorum: bk. qoruma.
  4764. qoruma: Kavurma. Qoruma shorpa – Kavrulmuş çorba.
  4765. qorunmaq: Çekinmek, sıkılmak.
  4766. qorunush: Çekinme, sıkılma.
  4767. qorutmaq: (qorumaq'tan I) Kavurtmak.
  4768. qoruwetmek: Kavuruvermek; haddinden fazla kızartmak.
  4769. qoruwétish: Kavuruverme.
  4770. qorushturmaq: Kırıştırmak, buruşturmak.
  4771. qorushturulmaq: Kırıştırılmak, buruşturulmak.
  4772. qorushturush: Kırıştırma, buruşturma.
  4773. qosaq: Karın. Yoghan qosaq – Karnı büyük. Qosaq aghriq – Karın ağrısı. Ach qosaqka – Aç karma. Qosaq ach – Karın aç. Qosaq achmaq – Karın açmak. Qosughum achti – Acıktım; Kamım acıktı. Qosughung toydimu? – Kamın doydu mu? Qosaq baqmaq – Karın doyurmak.
  4774. qosaqliq: Karınlı, karnı bükük 2. Gebe, hamile.
  4775. qowm: a. bk. qom.
  4776. qowuq: Sidik torbası, kavuk.
  4777. qowun: ağ. bk. qoghun.
  4778. qowurgha: Kaburga, kaburga kemiği.
  4779. qowurghuluq: Kanatlı. Ikki qowurghuluq ishik – İki kanatlı kapı.
  4780. qowuz: Bir tür saz aleti.
  4781. qowzaq: Kabuk, soyuntu. Yaghach qowzighi – Ağaç kabuğu.
  4782. qosh: Çift, eş. Qosh chékit – Ast üst iki nokta. Qosh jinislik – Eş cinis. Qosh haydash – Çift sürme. Qorqqangha qosh körüner – d. Korkana çift görünür.
  4783. qoshaghliq: Birleşik, bitişik, müşterek.
  4784. qoshaqchi: Koşukçu; koşuk söyleyen kimse.
  4785. qoshaqchiliq: Koşuk söyleme hali.
  4786. qoshatar: Çift namlu tüfek; av tüfeği.
  4787. qoshchaq: Çift tekerlek.
  4788. qoshchi: Çiftçi.
  4789. qoshkézek: Çift, ikiz.
  4790. qoshqar: ağ. bk. qochqar.
  4791. qoshqollap: İki elle, sevinçle, itirazsız mec.
  4792. qoshquda: ağ. bk. qacha-quda.
  4793. qoshqun: Eyerin öne gitmesini engellemek için atın kuyruğuna takılan halka şeklindeki kayış.
  4794. qoshma: Birleşik. Amérika Qoshma Shtatliri – Amerika Birleşik Devleti. Qoshma axbarat – Birleşik beyanat.
  4795. qoshmichi: Muhabbet tellalı.
  4796. qoshtimaq: Tırnak (-ğı), tırnak işareti.
  4797. qoshturmaq: Kavuşturmak, bir araya getirmek, bağlamak. Qol qoshturmaq – El bağlamak.
  4798. qoshturush: Kavuşturma, bir araya getirme, bağlama.
  4799. qoshu: Toplama. Qoshu belgüsi – Toplama belgesi.
  4800. qoshulma: Karışım, mahlat.
  4801. qoshulmaq: Katılmak. Pikringizge qoshulimen – Fikrinize katılıyorum.
  4802. qoshulush: Katılma, eklenme.
  4803. qoshuma: U qoshumisini türdi – O kaşını çattı; O suratını bozdu.
  4804. qoshumcha: gr. Ek. Péil yasighuchi qoshumcha – Fiil yapım eki.
  4805. qoshumche: Eklem, ilave, ek. Qoshumche kirin – Ek gelir. Qoshumche ishlepchiqirish – Ek üretim.
  4806. qoshun: tar. Ordu, askerî birlik. Chet el qoshunliri – Yabancı ordu. Hawa qoshuni – Hava birliği.
  4807. qoshundi: Karışım, mahlut 2. Ek, türev.
  4808. qoshuwetmek: Eklemek, karıştırmak, toplamak, birleştirmek.
  4809. qoshuwétish: Ekleme, karıştırma, toplama, birleştirme.
  4810. qoshush: Koşma, bağlama, ekleme, katma, toplama.
  4811. qotan: Ağıl. Qoy qotini – Koyun ağılı.
  4812. qotanlimaq: Ay qotanlidi – Ay ışığının ay çevresindeki daire şekli; mehtabın ay çevresinde daire tesis etmesi.
  4813. qotaz: zool. Yak (-ğı).
  4814. qotuma: ağ. bk. muqawa.
  4815. qotumaq: Ekmek.
  4816. qotur: Uyuz, çepel.
  4817. qoturamut: Armutun bir türü.
  4818. qoy-öshki: Koyun ve keçi.
  4819. qoyaq: ağ. bk. qoyuq.
  4820. qoyash: ağ. bk. qoyush.
  4821. qoychi: Koyun çobanı.
  4822. qoychiliq: Koyun çiftliği; koyun hayvancılığı.
  4823. qoydurmaq: (qoymaq'tan) Koydırmak, bıraktırmak. Xotunini qoydurmaq – Karısını bıraktırmak.
  4824. qoydurush: Koydurma, bıraktırma.
  4825. qoyghuchi: Koyan, bırakan, yatıran. Pul amanet qoyghuchi – Para yatıran.
  4826. qoyghuzmaq: bk. qoydurmaq.
  4827. qoyghuzush: bk. qoydurush.
  4828. qoyxana: u.f. Koyun ağılı.
  4829. qoymaq: Koymak, bırakmak. Ornigha qoymaq – Yerine koymak. Qol qoymaq – İmza atmak. U héch némini qoymidi – O hiçbir şey bırakmadı. Qoysangchu – Boşver, bırak. Yaman adetni qoy! – Kötü alışkanlığı bırak! U kirgili qoymidi – O içeri bırakmadı. Oyun qoymaq – Oyun koymak (sahnedeki gösteri). At qoymaq – Ad koymak, adlandırmak. Köngül qoymaq – Gönül vermek; sevmek. Teyyarlap qoymaq – Hazır hale getirmek.
  4830. qoyughluq: Koyulmuş; bırakılmış.
  4831. qoyuq: Koyu. Qoyuq süt – Koyu süt. Qoyuq orman – Koyu orman.
  4832. qoyuq-shalang: Koyu ve seyrek.
  4833. qoyuqlandurmaq: (qoyuqlanmaq'tan) Koyulaştırmak, sıklaştırmak.
  4834. qoyuqlanmaq: Koyulaşmak.
  4835. qoyuqlashmaq: Koyulaşmak, sıklaşmak.
  4836. qoyuqlatmaq: (qoyuqlimaq'tan) Koyulatmak, sıklaştırmak.
  4837. qoyuqlimaq: Koyulaşmak, yoğunlaşmak, sıklaşmak.
  4838. qoyuqluq: Koyuluk, sıklık, yoğunluk.
  4839. qoyuqlushush: Koyulaşma, sıklaşma, yoğunlaşma.
  4840. qoyuqlutush: Koyulatma, sıklaştırma, yoğunlaştırma.
  4841. qoyuwermek: Bırakıvermek, salıvermek.
  4842. qoyuwetmek: bk. qoyuwermek.
  4843. qoyuwérish: Bırakıverme, salıverme.
  4844. qoyuwétish: bk. qoyuwérish.
  4845. qoyush: Koyma, bırakma.
  4846. qoza: Kuzu. Qoza térisi – Kuzu derisi. Qoza qulaq – Kuzukulağı.
  4847. qozghaq: Kepek (-ği), donra.
  4848. qozghalghuch: Çevik, canlı, faal, hareketli.
  4849. qozghalma: Taşınır, menkul. Qozghalma mülük – Taşınır mallar.
  4850. qozghalmaq: Hareketlenmek, kımıldamak 2. Ayaklanmak, isyan etmek.
  4851. qozghalmas: Hareketsiz, kımıldamaz, sabit, durağan.
  4852. qozghalmaslik: Sabitlik, hareketsizlik, durağanlık, kımıldamazhk.
  4853. qozghash: Hareket ettirme, kımıldatma, oynatma.
  4854. qozghatmaq: (qozghimaq'tan) Hareket ettirmek, kımıldattırmak, oynattırmak.
  4855. qozghimaq: Hareket ettirmek, kımıldatmak, oynatmak.
  4856. qozghulang: Ayaklanma, isyan. Qozghulang kötermek – Ayaklanmak.
  4857. qozghulangchi: İsyancı, ayaklanan, asi.
  4858. qozghulangchiliq: İsyan hali, ayaklanma hali, asilik.
  4859. qozghulush: Hareketlenme, kımıldama 2. Ayaklanma, isyan etme.
  4860. qozghutush: Hareket ettirme, kımıldattırma, oynattırma.
  4861. qozi: bk. qoza.
  4862. qozichaq: Kuzucuk, küçük kuzu.
  4863. qoziqulaq: Kuzukulağı.
  4864. qozilash: Kuzu doğurma.
  4865. qoziliq: Kuzulu. Qoziliq qoy – Kuzulu koyun.
  4866. qozilimaq: Koyunun yavrulaması; kuzu doğurmak. Qoy qozilidi – Koyun yavruladı.
  4867. qozmaq: Sinirlenmek, kızmak, öfkelenmek, hiddetlenmek.
  4868. qozuq: Kazık. Tömür qozuq – Kutup yıldızı.
  4869. qozush: Sinirlenme, kızma, öfkelenme, hiddetlenme.
  4870. qro: bk. qiro.
  4871. qu: ünl. Kuşlan kovalarken kullanılan ünlem.
  4872. qubbe: a. tar. Kubbe.
  4873. quchaghlash: Kucaklama.
  4874. quchaghlashmaq: Kucaklaşmak.
  4875. quchaghlatmaq: (quchaghlimaq'tan) Kucaklatmak.
  4876. quchaghlimaq: Kucaklamak.
  4877. quchaghlitish: Kucaklatma.
  4878. quchaghliwalmaq: Kucaklamak.
  4879. quchaghliwélish: Kucaklama.
  4880. quchaghlishish: Kucaklaşma.
  4881. quchaq: Kucak. Quchaq achmaq – Kucak açmak. Bir quchaq otun – Bir kucak odun.
  4882. quchaq-quchaq: Kucak kucak; bir çok kucak dolu.
  4883. quchqach: bk. qushqach.
  4884. quchmaq: Sarmak, kucaklamak.
  4885. quchush: Sarma, kucaklama.
  4886. quda: Dünür. Quda chüshmek – Dünürleşmek.
  4887. quda-baja: Bacanak, kayın.
  4888. qudichiliq: Dünürlük, dünür olma hali. Qudichiliq qilmaq – Dünürlük yapmak.
  4889. qudilashmaq: Dünürleşmek.
  4890. qudilishish: Dünürleşme.
  4891. qudret: a. Kudret, kuvvet.
  4892. qudretlik: a.u. Kudretli.
  4893. qudretsiz: a.u. Kudretsiz.
  4894. qudretsizlik: a.u. Kudretsizlik.
  4895. quduq: Kuyu. Qan qudughi – Maden ocağı.
  4896. quduluq: bk. qudichiliq.
  4897. qugha: ağ. bk. qowurgha.
  4898. qughun: bk. qoghun.
  4899. quzhun: ağ. bk. quyun.
  4900. qul: Kul, köle. Qul qilmaq – Köle yapmak.
  4901. qula: Kula. Kula at – Kula at.
  4902. qulach: ağ. bk. ghulach.
  4903. qulaqbagh: Bağ.
  4904. qulaqcha: Kürklü kışlık börk; kışlık baş giysisi.
  4905. qulaqche: anat. kulakçık (-ğı).
  4906. qulaqchin: bk. qulaqcha.
  4907. qulashliq: Gelin, nişanlı.
  4908. qulchiliq: Kölelik hali.
  4909. quldar: u.f. Köle sahibi.
  4910. quldarliq: u.f.u. Kölecilik. Quldarliq tüzümi – Kölecilik toplum düzeni. Quldarliq jem'iyeti – Köleci toplum.
  4911. qulla: a. bk. qible.
  4912. qullap: Bağ, bandaj.
  4913. qullash: ağ. bk. qulunlash.
  4914. qulpa: ağ. bk. qulup.
  4915. qulpu: bk. qulup.
  4916. qulpulash: ağ. bk. quluplash.
  4917. qult: Taklidî ses. U chayni qult étip ichip qoydi – O çayı lıkır lıkır içiverdi.
  4918. qult-qult: Lıkır lıkır.
  4919. qululash: ağ. bk. qulunlash.
  4920. qulule: Salyangoz 2. Kabuk (-ğu); kavkı 3. Sedef.
  4921. qulun: Yasına dolmamış kısrak yavrusu.
  4922. qulunlash: bk. qulunlimaq.
  4923. qulunlimaq: Kısrağın yavrulaması.
  4924. qulup: a. Kilit.
  4925. qulupchi: a.u. Kilitçi, kilit ustası.
  4926. quluplaghliq: a.u. Kilitli.
  4927. quluplanmaq: Kilitlenmek.
  4928. quluplash: a.u. Kilitleme.
  4929. quluplatmaq: (quluplimaq'tan) Kilitletmek.
  4930. quluplimaq: a.u. Kilitlemek.
  4931. qum: Kum. Qum shéker – Toz şeker.
  4932. qumaq: Kepek (-ği), donra.
  4933. qumat: Kumlu toprak.
  4934. qumdan: f. ağ. bk. xumdan.
  4935. qumghan: El ve yüz yıkamak için kullanılan su kabı.
  4936. qumilaq: Koyun veya keçi tezeği (gübresi). Qumilaq salmaq – Tezek veya boncuk ile fal açmak.
  4937. qumilaqchi: Falcı.
  4938. qumilaqlash: Dışkısını salma (koyun, keçi gibi hayvanlar için).
  4939. qumilaqlimaq: Dışkısını salmak (koyun, keçi gibi hayvanlar için).
  4940. qumluq: Kumlu. Qumluq yer – Kumlu toprak.
  4941. qumra: Çanak (-ğı), kap (-bı), çömlek (-ği), saksı.
  4942. qumreng: u.f. Kum renği.
  4943. qumri: Kumru.
  4944. qumsaq: Qumsaq un – Basit şekilde öğütülmüş un.
  4945. qumtash: Kumlu taş.
  4946. qumurash: bk. qomurush.
  4947. qunduz: zool. Su samuru.
  4948. qungghaz: ağ. bk. qongghuz.
  4949. qura: ağ. bk. qiro.
  4950. quraq: Parça, bez parçası.
  4951. qural: Silah. Qolgha qural almaq – Silahlanmak; ele silah almak. Oqush quralliri – Okuma malzemeleri; okul malzemeleri.
  4952. qural-jabduq: Silah ve alet.
  4953. qural-sayman: Silah ve alet.
  4954. qurallandurmaq: (qurallanmaq'tan) Silahlandırmak.
  4955. qurallandurulmaq: Silahlandırılmak.
  4956. qurallandurulush: Silahlandınlma.
  4957. qurallandurush: Silahlandırma.
  4958. qurallanmaq: Silahlanmak.
  4959. quralliq: Silahlı.
  4960. qurallinish: Silahlanma.
  4961. quralma: Birleşme.
  4962. quralsiz: Silahsız.
  4963. quralsizlandurmaq: Silahsızlandırmak.
  4964. quralsizlandurush: Silahsızlandırma.
  4965. quralsizlanmaq: Silahsızlanmak.
  4966. quralsizlinish: Silahsızlanma.
  4967. quralslzlandurulmaq: Silahsızlandırılmak.
  4968. quramchaq: ağ. Ok kılıfı, ok kuburu.
  4969. Quran: a. Kuran.
  4970. qurash: Montaj etme, biriktirme, birleştirme.
  4971. qurashliq: Montaj edilmiş; biriktirilmiş.
  4972. qurashmaq: Beraber montaj etmek; beraber birleştirmek.
  4973. qurashturghuchi: Montaj eden; biriktiren.
  4974. qurashturmaq: Montaj etmek; biriktirmek.
  4975. qurashturulmaq: Montaj edilmek; biriktirilmek.
  4976. qurban: a. Kurban. Qurban Héyt – Kurban Bayramı.
  4977. qurbanliq: Kurbanlık. Qurbanliq qoy – Kurbanlık koyun.
  4978. qurbi: Akran, yaşıt.
  4979. qurbi-kurdashlik: Akranlık, yaşıtlık.
  4980. qurbiliq: Akranlık, yaşıtlık.
  4981. qurdash: Yaşıt. Uning bilen men qurdashmen – Onunla ben yaşıtım; Onunla yaşıtım.
  4982. qurdashliq: Yaşıtlık; aynı yaşta olma hali.
  4983. qure: Kur'a; kur'a çekmek.
  4984. qurghaq: Kuru. Qurghaq rayunlar – Çöl bölgeler.
  4985. qurghaqchiliq: bk. qurghaqliq.
  4986. qurghaqliq: Kuraklık, kurak olma hali.
  4987. qurghu: Aladoğan.
  4988. qurghuchi: Kurucu.
  4989. qurimaq: Montaj etmek, biriktirmek.
  4990. qurlimaq: Satır ile.
  4991. qurma: Biriktirme, toplama, karma.
  4992. qurmaq: Kurmak, tesis etmek. Qayta qurmaq – Tekrar kurmak.
  4993. qurs: Qars-qurs – Çatırtı, gıcırtı.
  4994. qursaq: bk. qosaq.
  4995. qursaqliq: bk. qosaqliq.
  4996. qurshaw: bk. qorshaw.
  4997. qurshimaq: bk. qorshimaq.
  4998. qurt-qongguz: Kurt ve böcek; bk. qurt-qumursqa.
  4999. qurt-qumursqa: Kurt ve böcek.
  5000. qurtlatmaq: (qurtlimaq'tan) Kurtlatmak.
  5001. qurtlighan: Kurtlamış.
  5002. qurtlimaq: Kurtlamak.
  5003. qurtluq: Kurtlu. Qurtluq alma – Kurtlu elma.
  5004. qurughchiliq: bk. qurghaqchiliq.
  5005. qurughdimaq: Kurutmak, kurulamak.
  5006. qurughluk: Kara. Qurughluq eskiri – Kara askeri, kara ordusu.
  5007. quruqluq: Kuraklık, susuzluk 2. Kara.
  5008. quruqtin-quruq: Bos bosuna.
  5009. qurulma: Tesisat, donatım.
  5010. qurulmaq: Kurulmak, tesis edilmek.
  5011. qurultay: Kurultay, kongre.
  5012. qurulush: İnşaat. Qurulush matériyalliri – İnşaat malzemeleri.
  5013. qurum: İs, kurum.
  5014. qurumaq: Kurumak. Qurup ketsun! – Mahvolsun! kahrolsun!
  5015. qurushqaq: Çabuk kuruyan; kurumaya elverişli 2. Pinti.
  5016. qurutmaq: (qurumaq'tan) Kurutmak. Alma qurutmaq – Elma kurutmak. Üstelning üstini qurut – Masanın üstünü kurula. Biz düshmenni quruttuq – Biz düşmanı yok ettik.
  5017. qurutulmaq: Kurutulmak.
  5018. qurutulush: Kurutulma.
  5019. qurutuwetmek: Kurutuvermek.
  5020. qurutuwétish: Kurutuverme.
  5021. qurutush: Kurutma.
  5022. qusaq: bk. qosaq.
  5023. qusiqaghriq: ağ. bk. tolghaq.
  5024. qusqu: Kusuk. Qusqum kélidu – Kusmak istiyorum.
  5025. qusmaq: Kusmak. Qan qusmaq – Kan kusmak.
  5026. qusturmaq: (qusmaq'tan) Kusturmak.
  5027. qusturush: Kusturma.
  5028. qusuq: Kusuk.
  5029. qusuldash: ağ. bk. pichirlash.
  5030. qusuldimaq: ağ. bk. pichirlimaq.
  5031. qusur: a. Kusur, eksiklik, noksan. Qusur tapmaq – Kusur bulmak.
  5032. qusurluq: a.u. Kusurlu.
  5033. qusursiz: Kusursuz.
  5034. qusuwetmek: Kusuvermek.
  5035. qusuwétish: Kusuverme.
  5036. qusush: Kusma.
  5037. qush: Kuş. Aq qush – Kuğu. Dölet qushi – Devlet kuşu; baht kuşu.
  5038. qushwaz: u.f. Kuşçu; kuşçuluğu seven kimse.
  5039. qushwazliq: Kuşçuluk.
  5040. qushchaq: Küçük kuş.
  5041. qushchi: Kuşçu.
  5042. qushchiliq: Kuşçuluk.
  5043. qushxana: Mezbaha, salhane.
  5044. qushqach: Serçe. Sériq qushkach – Sarı serçe.
  5045. qushqun: Eyer kanadının ardına takılan halka, şeklindeki tasma. Eyer atın önüne gitmemesi için atın kuyruğu bu tasmaya sokulur.
  5046. qushnach: Kadın hoca (kadın din hocası).
  5047. qushush: ağ. bk. tuxumlash.
  5048. Bilik: Kutadgu Bilig (Balasagunlu Yusuf tarafından 1069'da Karahanlı Türkçesiyle yazılmış şürli eser).
  5049. qutbiy: a. Kutube ait.
  5050. qutiche: u.f. Küçük kutu.
  5051. qutqa: ağ. bk. momay.
  5052. qutqazghuchi: Kurtancı, kurtaran.
  5053. qutqazmaq: Kurtarmak.
  5054. qutquzush: Kurtarma.
  5055. qutquzushmaq: Beraber kurtarmak.
  5056. qutquzushush: Beraber kurtarma.
  5057. qutluq: Kutlu, uğurlu. Bayrimingiz qutluq bolsun – Bayramınız kutlu olsun.
  5058. qutluqlash: Kutlama.
  5059. qutluqlimaq: Kutlamak.
  5060. qutratquchi: bk. quturtquchi.
  5061. qutratmaq: bk. quturtmaq.
  5062. qutritish: bk. quturtush.
  5063. qutuldash: ağ. bk. pichirlash.
  5064. qutuldurghuchi: Kurtarıcı, kurtaran.
  5065. qutuldurmaq: Kurtarmak.
  5066. qutuldurulmaq: Kurtarılmak.
  5067. qutuldurulush: Kurtarılma.
  5068. qutuldurush: Kurtarma.
  5069. qutulghusiz: Kurtulamaz; kurtulması imkansız.
  5070. qutulmaq: Kurtulmak.
  5071. qutulush: Kurtulma, kurtuluş.
  5072. qutup: a. Kutup. Shimaliy kutup – Kuzy kutubu. Jenubiy qutup – Güney kutubu. Qutup yultuzi – Kutup Yıldızı.
  5073. qutupchi: a.u. Kutupçu.
  5074. quturghan: Kudurmuş.
  5075. quturmaq: Kudurmak.
  5076. quturtquchi: Kışkırtan.
  5077. quturtquchluq: Kışkırtma hali.
  5078. quturtmaq: (quturmaq'tan) Kışkırtmak.
  5079. quturtush: Kışkırtma.
  5080. quturush: Kudurma.
  5081. quwa: Çekiç, tokmak. Quwa burun – Büyük burun.
  5082. quwaq: ağ. bk. qawaq.
  5083. quwlimaq: ağ. bk. qoghlimaq.
  5084. quwluq: Kurnazlık. Quwlughi yoq adem – Hilesiz adam.
  5085. quwluq-shumluq: Kurnazlık, hilebazlık.
  5086. quwugha: ağ. bk. qowurgha.
  5087. quwwet: a. Kuvvet, güç.
  5088. quwwetlendürmek: a.u. (quwwetlenmek'ten) Kuvvetlendirmek.
  5089. quwwetlendürüsh: a.u. Kuvvetlendirme.
  5090. quwwetlenmek: a.u. Kuvvetlenmek.
  5091. quwwetlesh: a.u. Destekleme.
  5092. quwwetlik: a.u. Kuvvetli, güçlü.
  5093. quwwetlimek: a.u. Desteklemek. Qullap-quwwetliguchi – Destekleyici.
  5094. quwwetlinish: a.u. Kuvvetlenme.
  5095. quwwetsiz: a.u. Kuvvetsiz, güçsüz.
  5096. quwwetsizlendürmek: a.u. (quwwetsizlenmek'ten) Kuvvetsizlendirmek.
  5097. quwwetsizlendürüsh: a.u. Kuvvetsizlendirme.
  5098. quwwetsizlenmek: Kuvvetsizlenmek.
  5099. quy: Kolan için kurdele.
  5100. quyash: Güneş.
  5101. quyashliq: Güneşli.
  5102. quydurmaq: (quymaq'tan I) Döktürmek, akıttırmak, boşalttırmak.
  5103. quydurush: Döktürme, akıttırma, boşalttırma.
  5104. quyqa: Baş derisi.
  5105. quyma: Dökme, döküm.
  5106. quymichilik: Döküm işi; kalıplama işi.
  5107. quyruq: Kuyruk. Quyrughi üzülmestin ötüyatqan mashinilar – Arkası kesilmeden geçmekte olan arabalar. Köz quyrughi bilen qarimaq – Göz ucu ile bakmak; göz kıyısı ile bakmak. Étigi quyruqtin bügünki öpke ela – Yarınki kuyruktan (kuyruk yağı) bugünkü akciğer iyi.
  5108. quyruqchi: Kuyrukçu; arkadan takip eden; geri kalan; başkalarını takip eden.
  5109. quyruqchiliq: Arkadan takip etme hali; başkalarını takip etme hali.
  5110. quyruqluq: Kuyruklu. Quyruqluq yultuz – Kuyruklu yıldız.
  5111. quytmaq: ağ. bk. qurutmaq.
  5112. quyuq: ağ. bk. quyruq.
  5113. quyulmaq: Dökülmek, akıtılmak, boşaltılmak. Bu derya kölge quwuludu – Bu nehir göle dökülür.
  5114. quyulush: Dökülme, akıtılma, boşaltılma.
  5115. quyumchaq: anat. Kuyruk sokumu.
  5116. quyun: Kasırga, urağan.
  5117. quyunmaq: Yıkanmak; suya girmek; banyo yapmak.
  5118. quyuntaz: Kasırga.
  5119. quyunush: Yıkanma; suya girme; banyo yapma.
  5120. quyush: Dökme, akıtma.
  5121. quz: ağ. bk. teskey.
  5122. quzghun: Kuzgun.
  5123. quzuq: ağ. Kerevet, karyola.
  5124. -la: Vurgu, tekit anlamını veren ek. Birdinla – Birdenbire, ani. Bir özemla bilimen – Sadece kendim bilirim. Lipla qilip ötmek – Hızlı geçmek. Hemmila yerde – Bütün yerde.
  5125. labdur: Filiz üzüm. Anisi labdur xotun, balisi shirin shéker – Annesi filiz üzüm gibi kadın, çocuğu tatlı şeker.
  5126. laborant: r. Asistan, lâborant.
  5127. laborantlik: r.u. Lâborant işi.
  5128. laboratoriye: r. Laboratuvar.
  5129. lachiq: Kadın örtüsü.
  5130. lachin: Doğan, şahin.
  5131. lagér: r. Kamp. Herbiy lagér – Askerî kamp.
  5132. laghaylash: Boş gezme; anlamsız dolaşma.
  5133. laghaylimaq: Boş gezmek; anlamsız dolaşmak. Laghaylap yürmek – Boş gezmek.
  5134. laghir: a. Zayıf, cılız, lağar.
  5135. laxma: Soluk, solmuş, gevşek, uyuşuk, ağır kanlı.
  5136. laxmiliq: Uyuşukluk, gevşeklik, ağır kanlılık.
  5137. laxshigir: f. Kıskaç.
  5138. lakaslash: Sallanma, sarsılma.
  5139. lakaslatmaq: (lakaslimaq'tan) Sarsmak, perişan etmek.
  5140. lakaslimaq: Sallanmak, sarsılmak. Chishlirim lakaslap qaldi – Dişlerim boşadı.
  5141. lakaslitish: Sarsma, perişan etme.
  5142. lakka: Derisi sölpük.
  5143. laklanmaq: r.u. Cilalanmak, laka sürülmek.
  5144. laklash: Laka sürme, cilalama.
  5145. laklatmaq: r.u. (laklimaq'tan) Laka sürdürmek, cilalatmak.
  5146. laklimaq: r.u. Laka sürmek, cilalamak.
  5147. laklinish: r.u. Cilalanma, laka sürülme.
  5148. laqa-luqa: f. bk. laqqa-luqqa.
  5149. laqildash: Sallanma 2. Çalkalanma.
  5150. laqildatmaq: (laqildimaq'tan) 1. Sallamak 2. Çalkalamak 3. mec. Aldatmak, oyun etmek, şakaya almak.
  5151. laqildimaq: Sallanmak 2. Çalkalanmak.
  5152. laqilditish: Sallama 2. Çalkalama 3. mec. Aldatma, oyun etme, şakaya alma.
  5153. laqqa-luqqa: f. Eşya. Öyning laqqa-luqqisi – Ev eşyası.
  5154. laqpa: ağ. bk. palesh.
  5155. lal: f. Dilsiz, sessiz.
  5156. lale: a. bot. Lale.
  5157. lalizar: a.f. Lale bahçesi.
  5158. lalma: Kuduz. Lalma isht – Kuduz köpek. 2. Asalak, otlakçı 3. Serseri, avare 4. Yerinde durmaz.
  5159. lalmiliq: Kuduzluk 2. Asalaklık.
  5160. lam: (L) Harfi. Lam dep aghzini achmidi – Hiç bir şey demedi; Ses çıkarmadı.
  5161. lama: Buda dininin lideri; Buda din adamı.
  5162. lamadi: ç. tar. Maden işçisi grup şefi.
  5163. lamaizm: r. Lamaizm.
  5164. lampa: r. Lamba. Lampa shishisi – Lamba şişesi.
  5165. langchiq: Gevşek, uyuşuk, ağır kanlı. Langchiq adem – Ağır kanlı adam.
  5166. langchiqliq: Gevşeklik, uyuşukluk, ağır kanlılık.
  5167. langqa: Mania, engel 2. mec. Kambur.
  5168. langqar: Çit, şarampol 2. Vazo, çiçeklik.
  5169. langtu: ç. Demir tokmak.
  5170. lanta: ç. Dondurma paça.
  5171. lantu: ç. Balta, oduncu baltası.
  5172. lapanglimaq: bk. lupanglimaq.
  5173. lapas-lapas: Lapas-lapas qilip mangmaq – Salma salma yürümek.
  5174. lapaslash: Salına salına yürüme.
  5175. lapaslimaq: Salına salına yürümek.
  5176. lapcharash: Yassılaşma, yassı hale girme.
  5177. lapcharimaq: bk. lapchaymaq.
  5178. lapchaymaq: Yassılaşmak, yassı hale girmek. Lapchiyip olturmaq – Elini kolunu açarak oturmak.
  5179. lapchi: Övüngen adam, palavracı 2. Yalancı, hilekar.
  5180. lapchiyish: Yassılaşma, yassı hale girme.
  5181. lapqut: Karşılıklı yardım.
  5182. lapqutlashmaq: Karşılıklı yardımlaşmak.
  5183. lapqutlishish: Karşılıklı yardımlaşma.
  5184. laslash: f.u. Kirletme.
  5185. laslashmaq: f.u. Kirlenmek, lekelenmek, bulaşmak.
  5186. laslashturmaq: f.u. (laslashmaq'tan) Kirletmek, lekelemek, bulaştırmak.
  5187. laslashturush: f.u. Kirletme, lekeleme, bulaştırma.
  5188. laslimaq: f.u. Kirletmek, lekelemek, bulaştırmak.
  5189. lassida: Kuvvetsizce, dermansızca. U orunduqqa lassida qilip olturdi – O sandalyaya kuvvetsizce oturdu.
  5190. lata: Paçavra; kadınların pılı pırtısı.
  5191. lataxey: u.ç. bk. latixey.
  5192. latapet: a. 1. Letafet, güzellik, yakışıklılık 2. Naziklik, nezaket, incelik.
  5193. latapetlik: a.u. 1. Letafetti, güzel, yakışıklı 2. Nazik, nezaketti, ince.
  5194. latixey: Kumaştan yapılmış çin ayakkabı.
  5195. Latin: Latin. Latin tili – Latin dili.
  5196. latinlashmaq: Latinlaşmak.
  5197. latipe: a. Fıkra, anekdot. Ependi latipiliri – Nasreddin Hoca fıkraları.
  5198. latipurush: f. 1. Paçavracı, eskici 2. Elbise düşkünü.
  5199. latipurushluq: f.u. 1. Paçavracılık, eskicilik 2. Elbise düşkünlüğü.
  5200. Latish: Letonyalı. Latish ayili – Letonyalı kadın. Latish tili – Letonya dili.
  5201. latqa: Dip, alt, nehrin dibi 2. Dip çamuru, lığ.
  5202. latqu: bk. latqa.
  5203. law: Atlı araba katarı 2. Ağırlık.
  5204. lawa: ç. Süprüntü, çöp.
  5205. lawazimet: a.Teçhizat. Shoqush lawazimetliri – Askerî teçhizat.
  5206. lawazimetchi: a.u. Levazımcı; sağlamakla görevli memur.
  5207. lawuldash: Alev alev yanma.
  5208. lawuldatmaq: (lawuldimaq'tan) Alev alev yandırmak.
  5209. lawuldimaq: Alev alev yanmak.
  5210. lawullash: bk. lawuldash.
  5211. lawullimaq: bk. lawuldimaq.
  5212. lawza: ç. Tatsız; bk. tétiqsiz.
  5213. lash: Yosun, bataklık.
  5214. lay: f. Çamur, balçık. Lay qilmaq – Bulandırmak. Lay su – Bulanık su.
  5215. lay-lay: Şarkı adı.
  5216. layaqet: a. 1. Yetenek, kabiliyet 2. Yararlılık, yararlı olma.
  5217. layaqetliq: a.u. 1. Yetenekli, kabiliyetli 2. Yararlı.
  5218. layaqetsiz: a.u. 1. Yeteneksiz, kabiliyetsiz 2. Yararlı olmayan.
  5219. layaqetsizlik: a.u. 1. Yeteneksizlik, kabiliyetsizlik 2. Yararlı olmama hali.
  5220. laychi: Sıvacı; bk. suwaqchi.
  5221. laychiliq: Sıvacılık. Laychiliq qilmaq – Sıvacılık yapmak.
  5222. laydash: ağ. bk. laylitish.
  5223. layghezel: İradesiz, azimsiz 2. mec. Avare, serseri.
  5224. layghezellik: İradesizlik, azimsizlik 2. mec. Avarelik, serserilik.
  5225. layxorek: u.f. zool. Çulluk, bekas.
  5226. layihe: a. Proje.
  5227. layihilesh: a.u. Proje yapma.
  5228. layihilimek: a.u. Proje yapmak.
  5229. layiq: a. Layık, uygun. Layiq kelmek – Uygun gelmek. Layiq bolmaq – Uygun olmak.
  5230. layiqet: a. ağ. bk. layaqet.
  5231. layiqlashqanliq: a.u. Uygunluk, Uygun hale gelmek.
  5232. layiqlashmaq: a.u. Uygunlaşmak.
  5233. layiqlashturmaq: (layiqlashmaq'tan) Uygunlaştırmak; uygun hal getirmek.
  5234. layiqliq: a.u. Uygunluk, layıklık, uygun olma hali.
  5235. layiqlimaq: a.u. Uygun hale getirmek.
  5236. layiqsiz: a.u. Layıksız, uygunsuz.
  5237. layiqsizliq: a.u. Layıksızlık, uygunsuzluk.
  5238. layqa: Kirli, bulanık, donuk 2. Kadın cinsel organı.
  5239. layqatmaq: Kirletmek, bulandırmak.
  5240. layqilimaq: Bulandırmak.
  5241. laylanmaq: Kirlenmek, bulanmak, bulanık hale gelmek.
  5242. laylash: Kirletme, bulandırma.
  5243. laylashmaq: Kirlenmek, bulanmak.
  5244. laylatmaq: (laylimaq'tan) Bulandırmak.
  5245. layliq: Kirli, bulanık 2. Çamurlu.
  5246. laylimaq: Kirletmek, bulandırmak.
  5247. laylitish: Bulandırma.
  5248. laza: ç. Kırmızı biber.
  5249. lazidan: ç.f. Biberlik, biber kutusu.
  5250. lazigül: ç.f. bot. Biber çiçeği.
  5251. lazijan: ç. Yağ ile kavrulmuş kırmızı biber.
  5252. lazimet: a. İhtiyaç. Yol lazimetliri – Yol ihtiyaçları.
  5253. lazimetlik: a.u. Lüzumlu, gerekli.
  5254. lazimliq: a.u. Gerekli, ihtiyaç, hacet, zaruret.
  5255. leb: f. bk. lep.
  5256. lebbey: a. Emredersiniz! Buyurun! Nasıl isterseniz? Sizi dinliyorum!
  5257. lechek: Kadın baş örtüsü.
  5258. leel: a. 1. Yakut 2. mec. Dudak güzelliği.
  5259. legen: Leğen.
  5260. leglek: zool. Balıkçıl kuşu.
  5261. leghmen: Kıymalı makarna.
  5262. lexte: Parça, lokma 2. Kan kusmak.
  5263. lein: a. Lanetli, melun.
  5264. leqem: a. Lakap (lakab).
  5265. leqep: a. bk. leqem.
  5266. leqme: Lağım kazma. Leqme kolimaq – Lağım kazmak.
  5267. leqwa: Kötürüm, paralitik 2. mec. Beceriksiz, hantal, ağır kanlı.
  5268. lelenglesh: Gezinme, dolaşma.
  5269. lelenglimek: Gezinmek, dolaşmak. Lelenglep yürmek – Boş gezmek.
  5270. lenchür: ç. Basketbol. Lenchür oynimaq – Basketbol oynamak.
  5271. lenet: a. Lanet. Lenet oqumaq lanet okumak.
  5272. lenetlesh: a. u. Lanetleme.
  5273. lenetlimek: a.u. Lanetlemek.
  5274. lengbéliq: zool. Balina.
  5275. lenggerchi: f.u. 1. Demir atan 2. Kervansaraya bakan.
  5276. lenggilchaq: Yay, yaylı 2. Eyer, palan.
  5277. lengmen: bk. leghmen.
  5278. lengmentaxta: zool. Afrika tarla faresi.
  5279. lengngide: Aynı anda, bir anda.
  5280. lengpu: ç. Fasulya unundan yapılmış soğuk yemek.
  5281. leniti: a. Lanet.
  5282. lenj: Gevşek adam. Lenj bolmaq – Gevşemek; bitkin bir hale gelmek.
  5283. lep: Dudak 2. Kıyı. Deryaning léwide – Nehir kıyısında.
  5284. lep-lep: Lep-lep qilmaq – Kanat çırpmak.
  5285. lepleshmek: f.u. bk. lewleshmek.
  5286. leppaq: ağ. bk. gülenggüch.
  5287. lepshish: ağ. bk. dolqunlash.
  5288. lerzan: f. 1. Titremek 2. mec. Soğuk. Lerzan shamal – Soğuk rüzgar.
  5289. lerze: f. Titreme, titreyiş. Lerzige kelmek – Titremek. Lerzige keltürmek – Titretmek.
  5290. lerzen: Lerzen shamal – Esin, sabah, zefir.
  5291. lestik: r. Lastik.
  5292. let: Let bolmaq – Becerememek, düşmek, mahcup duruma düşmek.
  5293. letapet: a. bk. latapet.
  5294. letip: a. Latif.
  5295. letipe: a. Fıkra, anekdot. Letipe toqumaq – Fıkra söylemek.
  5296. letipichi: a.u. Fıkracı, fıkra söyleyen.
  5297. lew: ağ. bk. lep.
  5298. lewend: f. 1. Mıymıntı 2. Serseri.
  5299. lewey: a. ağ. bk. lebbey.
  5300. lewiz: a. Söz. Lewzi yaman – Ağzı bozuk.
  5301. lewleshgen: f.u. Dudaksıl. Lewleshgen awazlar – Dudaksıl sesler. Lewleshgen qélin boghum – Dudaksıl kalın hece. Lewleshgen inchike boghum – Dudaksıl ince hece.
  5302. lewleshgenlik: f.u. Dudaksıllık.
  5303. lewleshmek: f.u. Dudaksıl hale gelmek; dudaksıllaşmak.
  5304. lewleshmigen: f.u. Dudaksıllaşmamış.
  5305. lewlishish: f.u. Dudaksıllaşma.
  5306. lesh: Leş.
  5307. leshker: f. tar. Asker, savaşçı. Leshker béshi – Komutan.
  5308. leshkerga: f. Askerî kamp.
  5309. leshlik: Leşli.
  5310. lezin: a. bk. lerzen.
  5311. leziz: a. bk. lezzetlik.
  5312. lezzet: a. 1. Lezzet 2. Tadım.
  5313. lezzetlendürmek: a.u. Lezzetli hale getirmek.
  5314. lezzetlenmek: a.u. 1. Tadını ala ala yemek 2. Zevk duymak.
  5315. lezzetlik: a.u. Lezzetli.
  5316. lezzetsiz: a.u. Lezzetsiz.
  5317. lezzetsizlik: a.u. Lezzetsizlik.
  5318. léwen: Güzel. Léwen qiz – Güzel kız.
  5319. léchek: bk. lechek.
  5320. léchin: bk. lachin.
  5321. légen: bk. legen.
  5322. lékin: a. Lâkin, fakat, ancak, ama.
  5323. léksika: r. Kelime hâzinesi.
  5324. léksikografiye: r. Lügatçilik, sözlükçülük.
  5325. léksikologiye: r. Kelimeler bilimi.
  5326. léksiye: r. Ders, konferans. Léksiye oqumaq – Konferans vermek.
  5327. lépek: bk. lipek.
  5328. lépeng: Süratli, hızlı 2. Oynak, tizmezaç.
  5329. lépez: Kuşak (-ğı), kemer.
  5330. lépildesh: Kımıldama, sallanma, dalgalanma 2. Alevlenme.
  5331. lépildetmek: (lépildimek'ten) 1. Kımıldatmak, sallamak, dalgalandırmak 2. Ateşi alevlendirmek.
  5332. lépildimek: Kımıldamak, sallanmak, dalgalanmak 2. Alevlenmek.
  5333. léyimaq: Bulanmak. Su bashtin léyighan – d. Su baştan bulanmış.
  5334. léyish: Bulanma.
  5335. léyitish: Bulandırma.
  5336. léyitmaq: (léyimaq'tan) Bulandırmak.
  5337. Lézgin: r. Lezgin. Lézgin ayili – Lezgin kadını. Lézgin xelqi – Lezgin halkı. Lézgin tili – Lezgin dili.
  5338. léziz: a. Leziz, lezzetli, tatlı.
  5339. lézizlik: a.u. Lezizlik, lezzetlilik, tatlılık.
  5340. libas: a. kit. Askerî teçhizat.
  5341. libéral: r. Liberal, aşın müsamaha gösteren.
  5342. libéralistliq: r.u. Liberallik, aşırı müsamahakarlık. Libéralistliq qilmaq – Aşırı müsamahakarlık etmek.
  5343. libéralizm: Liberalizm.
  5344. libéralliq: r.u. Liberallik, erkincilik, aşırı müsamahakarlık.
  5345. liching: ağ. bk. lachin.
  5346. lift: r. Asansör.
  5347. ligen: f. Leğen.
  5348. ligo: ç. Bir tür Çin kavunu.
  5349. ligua: ç. bk. ligo.
  5350. lighir: Çok, pek, aşırı. Lighir semiz gösh – Çok yağlı et.
  5351. lighirlash: Titreme, sallanma.
  5352. lighirlimaq: Titremek, sallanmak.
  5353. lighligh: Bataklık 2. Dalgır, çırpıntı.
  5354. lijing: ç. Dikkat! , Hazır ol!
  5355. lizha: r. Kayak.
  5356. likkide: bk. liqqide.
  5357. likle: bk. liqla.
  5358. liq: Dolu. Liq tola – Çok dolu. Liq toluq – Tam dolu. Liq tolturmaq – Ağzına kadar doldurmak.
  5359. liqanglash: Zıplama.
  5360. liqanglatmaq: (liqanglimaq'tan) Sallamak, ırgalamak, çalkalamak.
  5361. liqanglimaq: Seke seke gitmek, zıplamak.
  5362. liqqide: Hemen, anında. Liqqide bérip keldim – Hemen gidip döndüm.
  5363. liqla: bk. liqqide.
  5364. liqmu-liq: Dolu, ağzına kadar.
  5365. lilla: a. Ey Allahım.
  5366. lim: Kiriş, kalas. Öyning lim yaghichi – Evin kalas ağacı.
  5367. limche: Cübbe, gömlek.
  5368. limon: r. Limon.
  5369. limpey: Ahenksiz. Limpey awazlar – Ahenksiz sesler.
  5370. limtey: Gövde.
  5371. linggichek: Eyerin iskelesi.
  5372. linggilchaq: Yay 2. Eyer.
  5373. linggiltaxtax: Salıncak.
  5374. lingghilchaq: ağ. bk. lingirchaq.
  5375. lingxodi: ç. Maden itfaiyesi.
  5376. lingildash: Sallanma, kımıldama.
  5377. lingildatmaq: (lingildimaq'tan) Sallandırmak, kımıldatmak.
  5378. lingildimaq: Sallanmak, kımıldamak.
  5379. lingilditish: Sallandırma, kımıldatma.
  5380. lingirchaq: Yük eyeri; yük vurma eyeri.
  5381. lingjen: ç. Parça, aksam.
  5382. lingling: ç. Sallantılı, oynar, kımıldar. Lingling körük – Asma köprü.
  5383. lingsi: ç. Maden teknisyeni.
  5384. lingshimek: Sallanmak, kımıldamak, titremek.
  5385. lingshish: Sallanma, kımıldama, titreme; bk. éghanglash.
  5386. lingshitish: Sallandırma, oynatma, kımıldatma.
  5387. lingshitmek: (lingshimek'ten) Sallandırmak, oynatmak, kımıldatmak.
  5388. lip-lip: Qapighim lip-lip qilip turuptu – Gözümün kapağı seğiriyor.
  5389. lipap: a. bk. lipape.
  5390. lipape: a. Zarf, mektup zarfı.
  5391. lipek: anat. Diz kapağı.
  5392. lipez: Erkek kemeri.
  5393. lipildimek: bk. lipillimek.
  5394. lipillesh: Görünüp kaybolma.
  5395. lipillimek: Görünüp kaybolmak.
  5396. lipmu-lip: Dolu, ağzına kadar. Lipmu-lip quyup bermek – Ağzına kadar dolduruvermek.
  5397. lippide: U lippide körünüp qaldi – O ani görünüverdi; O aniden hasıl oluverdi.
  5398. lirik: r. Lirik. Lirik shair – Lirik şair.
  5399. lirika: r. Lirik şiirler.
  5400. lisan: a. tar. Lisan, dil.
  5401. litap: ağ. bk. lipape.
  5402. litr: r. Litre.
  5403. litrliq: r.u. Litrelik.
  5404. Litwaliq: r.u. Litvanyalı. Litwaliq tili – Litvanya dili.
  5405. lobi: Fasulye.
  5406. loghuldash: bk. lawuldash.
  5407. loghuldimaq: bk. lawuldimaq.
  5408. loxan: ç. Yaşlı, ihtiyar.
  5409. loxgösh: Kemiksiz et.
  5410. loxshumaq: Çarpmak, zonklamak. Ikki chekkem loxshuydu – Şakaklarım zonkluyor.
  5411. loxshush: Çarpma, zonklama.
  5412. lok-lok: Tembel, avare.
  5413. lokuldash: Boşuna koşturma.
  5414. loq: Kemiksiz; kemiksiz et.
  5415. loqichaq: Hörgüç.
  5416. loquldash: Sızlama.
  5417. loquldimaq: Sızlamak.
  5418. lola: Fahişe, orospu.
  5419. loli: f. Çingene.
  5420. loliliq: Loliliq qilmaq – Dilenmek.
  5421. lom: r. Küskü.
  5422. lomsa: Beceriksiz.
  5423. lomsiliq: Beceriksizlik.
  5424. longqa: Havlu; bk. löngge.
  5425. longqi: Şişe, matara.
  5426. lopoza: ç. Kadın.
  5427. Loptuq: Lobnorlu (Lobnor gölü etrafında yaşayan kimse).
  5428. loto: ç. Deve.
  5429. loyla: Loyla kokat – bot. Karapazı, kazayağı.
  5430. loylimash: Bakla.
  5431. lozung: ç. tar. 1. Eski Çin'de hükümet görevlisi 2. Başkan.
  5432. lök: Geze.
  5433. lökcheklerche: Terbiyesizce.
  5434. lökcheklik: Terbiyesizlik.
  5435. löke: Hörgüç.
  5436. löm-löm: Bataklık. Löm-löm chaylar – Bataklık yerler. Löm-löm karwat – Yaylı kerevet.
  5437. lömshimek: bk. lömüldimek.
  5438. lömüldesh: Kaynama, kaynaşma, bol olma.
  5439. lömüldimek: Kaynamak, kaynaşmak, bol olmak.
  5440. löngge: Havlu.
  5441. lös: ç. Vida.
  5442. löshte: Elastiki, esnek.
  5443. löshtilik: Elastikilik, esneklik.
  5444. lughet: a. Sözlük, lügat. Uyghurche-Türkche lughet – Uygurca-Türkçe Sözlük.
  5445. lughiwiy: a. Kelimeler bilimi.
  5446. lungqa: bk. longqa.
  5447. lupanglash: Beceriksiz hareket etme.
  5448. lupanglimaq: Beceriksiz hareket etmek.
  5449. luzum: a. Lüzum.
  5450. lüntey: ç. Lastik, çember.
  5451. lütpen: a. Lütfen.
  5452. lütüp: a. kit. Lutuf.
  5453. lüyshi: ç. Avukat, dava vekili.