Türk Bitig: Bismillâh dep beyân eyley hikmet aytıp



Eski Türkçe Aslı (Latinize) Günümüze Aktarımı
HİKMET-1(BAŞ)
Bismillâh dep beyân eyley hikmet aytıpBismillah deyip beyan eyleyip hikmet aytıp
Tâliblerge dürr ü gevher saçtım menaTaliplere inci cevher saçtım ben ya.
Riyazetni kattığ tartıp kanlar yutupRiyazeti katı tartıp, kanlar yutup
Men defter-i sâni sözin açtım mena"İkinci defter" sözünü açtım ben ya.
 
Sözni aydım her kim bolsa didâr-talebSöz söyledim, her kim olsa cemale talip
Cânnı cânğa peyvend kılıp regni avlapCanı cana bağlayıp, damarı ekleyip,
Garib yetim fakîrlerni köngli sıylapGarip, yetim, fakirlerin gönlünû okşayıp
Köngli bütün halayıkdın kaçtım menaGönlü bütün kişilerden kaçtım ben ya.
 
Kayda körseng köngli sınuk merhem bolğılNerde görsen gönlü sınık, merhem ol
Andağ mazlum yolda kalsa hemdem bolğılÖyle mazlum yolda kalsa, yoldaş ol
Ruz-ı mahşer dergahığa mahrem bolğılMahşer günü dergahına mahrem ol
Mâ u menlik halayıkdın kaçtım menaBenlik eden (bencil) kişilerden kaçtım ben ya.
 
Garib, fakir, yetimlerni Resûl sordıGarip, fakir, yetimleri Rasul sordu
Uşal tüni mi'râc çıkıp dîdâr kördiO gece Mirac'a çıkıp [Hakk] yüzü gördü
Kaytıp tüşüp fakir halin sordıDönüp inip fakir halini sordu
Gariblerni izin izlep tüştüm menaGariplerin izini izleyip indim ben ya.
 
Ümmet bolsang gariblerge tâbi bolğılÜmmet olsan, gariplere tâbi ol
Ayet hadis her kim aytsa sâmi bolğılAyet hadis her kim aytsa duyar ol
Rızk u ruzi her ne berse kâni bolğılRızk ve nasip her ne verse, gâni ol
Kâni bolup şevk şarabın içtim menaGâni olup şevk şarabını içtim ben ya.
 
Medinege Resul barıp boldı garibMedine’ye Rasul varıp oldu garip
Gariblikde mihnet tartıp boldı habîbGariplikte minnet tartıp oldu habib
Cefa tartıp Yaratkanğa boldı karibCefa tartıp Yaradan'a oldu karip (yakın)
Garib bolup ukbalardın aştım menaGarip olup ukbalardan aştım ben ya.
 
Akil erseng gariblerni köngli avlaAkil isen, gariplerin gönlünü avla
Mustafâ dek elni kezip yetim kavlaMustafa dek ili gezip yetim kovala
Dünya-perest nâ-cinslerdin boyun tavlaDünya-perest na-cinslerin boyunu tavla (yüz çevir)
Boyun tavlap deryâ bolup taştım menaBoyunu tavlayıp derya olup taştım ben ya.
 
Işk bâbını Mevlâm açkaç menge tekdiAşk bâbını Mevlâm açınca bana değdi
Tufrak kılıp hâzır bol dep boynum egdiToprak kılıp 'Hazır ol!' deyip boynumu eğdi
Bârân-sıfat melâmetni okı tegdiBoran gibi melâmetin oku değdi
Peykân alıp yürek bağrım teştim menaOk [isabet] alıp yürek, bağrımı deştim ben ya.
 
Könglüm kattığ tilim aççığ özüm zâlimGönlûm katı, dilim acı, özüm zalim
Kur'an okup amel kılmay yalğan âlimKur'an okuyup amel kılmıyor yalan âlim
Garib cânım sarf eyleyim yoktur mâlımGarip canımı sarf eyleyim, yoktur malım;
Hakdın korkup otka tüşmey piştim menaHaktan korkup ateşe düşmeden piştim ben ya.
 
Altmış üçke yaşım yetti öttüm ğafilAltmış üçe yaşım ulaştı, öt[ed]im (geçtim) gafil;
Hak emrini mehkem tutmay özüm câhilHakk emrini sıkı tutmadım, kendim cahil;
Rûze namâz kazâ kılıp boldum kâhilOruçu, namazı kaza kılıp oldum kâhil;
Yaman izlep yahşılardın keçtim menaYamanı izleyip yahşilerden geçtim ben ya.
 
Vâ-deriğa muhabbetni câmın içmeyVah ne yazık, muhabbet camını (kadeh) içmeden,
Ehl u ayâl hânumândın tükel keçmeyÇoluk-çocuk, ev-barktan tam geçmeden
Cürm ü isyan girihlerin munda çeçmeySuç ve isyan dûğümünü burada çözmeden
Şeytân ğalib cân bererde şaştım menaŞeytan galip, can verirken şaştım ben ya.
 
İmânıma çengel urup kıldı gamnâkİmanıma çengel vurup kıldı gamlı,
Pir-i muğân hâzır bol-dep saçtı teryâkMürşid-i kamil Hazır ol!" deyip saçtı koku
Şeytân-lain mendin kaçıp ketti bi-pâkLânetli şeytan benden kaçıp gitti kirli
Bihamdillâh nur-ı imân açtım menaHamd Alllah'a, iman nuru açtım ben ya.
 
Pir-i muğan hizmetide yügrüp yürdümMürşid-i kamil hizmetinde yüğürüp(koşup) yürüdüm;
Hizmet kılıp közüm yummay hâzır turdumHizmet kılıp gözümü yummadan hazır durdum;
Meded kıldı azâzilni kavlap sürdümMedet kıldı, Şeytanı kovalayıp sûrdüm;
Andın songra kanat kakıp uçtım menaOndan sonra kanat çırpıp uçtum ben ya.
 
Garib fakir yetimlerni kılğın şâdmanGarip, fakir, yetimleri kılın şad (mutlu);
Halkalar kılıp aziz cânıng eyle kurbânHalkalar kılıp (parçalayıp) aziz canını eyle kurban;
Taâm tapsang cânıng birle kılğıl mihmanYiyecek tapsan(bulsan), canın ile kılın mihman
Hakdın eştip bu sözlerni aydım menaHak'tan işitip bu sözleri dedim ben ya.
 
Garib fakîr yetimlerni her kim sorarGarip, fakir, yetimleri her kim sorar,
Râzi bolur ol bendedin PerverdigârRâzı olur o kulundan Allah.
Ey bi-haber sen bir sebeb özi asrarEy habersiz, sen bir sebep, kendi saklar;
Hak Mustafâ pendin eştip aydım menaHak Mustafa öğüdünü işitip dedim ben ya.
 
Yetti yaşda Arslan Bâbğa kıldım selâm:Yedi yaşta Arslan Baba ya kıldım selâm;
Hak Mustafâ emânetin kılıng inâmHak Mustafa emanetini kılın armağan
Uşal vaktda ming bir zikrin kıldım tamâmİşte o vakit binbir zikrini eyledim tamam
Nefsim ölüp lâ-mekânğa aştım menaNefsim ölüp lâ-mekâna aştım ben ya.
 
Hurmâ berip başım silep nazar kıldıHurma verip, başımı okşayıp nazar kıldı
Bir fursatta ukbâ sarı sefer kıldıBir fırsatta âhirete doğru sefer kıldı
El-vedâ dep bu âlemdin güzar kıldı"Elveda" deyip bu âlemden göç kıldı
Mekteb barıp kaynap coşup taştım menaMektebe varıp, kaynayıp coşup taştım ben ya.
 
Sünnet ermiş kâfir bolsa berme âzârSünnet imiş, kâfir olsa, verme azar
Köngli kattığ dil-âzârdın Hüdâ bizârGönlü katı, gönül inciticiden Hüda bizar;
Allah hakkı andağ kulğa seccin tayyârAllah şahid, öyle kula "Siccin" hazır
Dânâlardın eşitip bu söz aydım menaBilgelerden işitip bu sözü eyittim ben ya.
 
Sünnetlerin mehkem tutup ümmet boldumSünnetlerini sıkı tutup ümmet oldum:
Yer astığa yalğuz kirip nurğa toldumYer altına yalnız girip nura doldum;
Hak-perestler makâmığa mahrem boldumHakk-perestler makamına mahrem oldum,
Bâtın tığı birle nefsni yançtım menaBâtın tığı ile nefsi deştim ben ya.
 
Nefsim meni yoldın urup hâr eylediNefsim beni yoldan çıkarıp hakir eyledi
Telmürtürüb halayıkka zâr eylediÇırpındırıp halka zâr eyledi
Zikr aytturmay şeytân birle yâr eylediZikr söyletmeyip şeytan ile yâr eyledi;
Hâzırsın dep nefs başını sançtım menaHazırsın deyip nefs başını sançtım ben ya.
 
Kul Hâce Ahmed gaflet birle ömrüng öttiKul Hoca Ahmed, gaflet ile ömrün geçti;
Vâ-hasretâ közdin tizdin kuvvet kettiVah ne hasret, gözden, dizden kuvvet gitti;
Vâ-veyletâ nedâmetni vaktı yettiVah ne yazık, pişmanlığın vakti yetti;
Amel kılmay kervân bolup köçtim menaAmel kılmadan kervan olup göçtüm ben ya.