Türk Bitig: Odgurmış'ın Öğdülmiş'e Nasîhat Ettiğini Söyler



Odgurmış'ın Öğdülmiş'e Nasîhat Ettiğini Söyler

  1. Odgurmış Öğdülmişke Pend Bermişin Ayur
    Odgurmış'ın Öğdülmiş'e Nasîhat Ettiğini Söyler
  2. Sözüm bu osal bolmağıl ay kadaş, isizke tiriglik yava kılma yaş
    Sözüm şudur : Ey kardeş, gâfil olma, hayatı ve ömrü fenalıkla boşuna geçirme.
  3. Köni bol yitürme könilik yolın, bu yol eltse ârzû tilekke bilin
    Dürüst ol, doğruluk yolundan ayrılma, bil ki, insanı dilek ve arzularına bu yol ulaştırır.
  4. Bağırsak bulun barça tınlığ öze, tapuğ kıl bayatka köñül til tüze
    Her mahlûka karşı merhametli ol, gönülün ile dilini bir ederek, Tanrıya ihlâsla ibâdet kıl.
  5. Sakınç kısğa tutğıl tapuğ kıl uzun, iverde amul bol buşarda tüzün
    Dünya düşüncesini kısa tut, ibâdeti uzun, acele ederken, sakin ve hiddetlenirken de, halîm ol.
  6. Ölümüg unıtma itigiñ kılın, özüñni unıtma tüp aslıñ bilin
    Ölümü unutma, bunun hazırlığını gör, kendini unutma, aslını ve menşeini bil.
  7. Karağurma dünyâka sukluk kılıp, kalır bu barır sen ökünçün ulıp
    Dünyaya tamah ederek, ruhunu karartma, dünya kalır, fakat sen peşimanlık ile inleyerek gidersin.
  8. Bayat hükmi tapla negü kelse yüd, bodunka asığ kıl bolu berse üd
    Tanrı hükmüne razı ol, ne gelirse, ona tahammül et, sırası geldikçe, halka faydalı ol.
  9. Köni sözle kavliñ tükel kıl bütün, bolur kavli yalğan kişiler otun
    Doğru söyle, sözün dürüst ve tam olsun, sözü yalan kimseler küstah olur.
  10. Küler yüz isig söz kılınç edgü tut, bolu berge üdlek kelü berge kut
    Güler yüzlü, tatlı sözlü ol ve iyi hareket et, böylece devir döner ve sana saadet geliverir.
  11. Akı bolğıl alçak tuz etmek yetür, kişi aybı açma sen örtüp yitür
    Cömert ve alçak gönüllü ol, tuz-ekmek yedir, başkalarının aybını görme, ört ve yok farzet.
  12. Havâ basğıl övkeñ kelir erse yığ, el öz egri yolka barır erse yığ
    Arzularına hâkim ol, öfkelenirsen, kendini tut, nefsin eğri yola saparsa, ona mâni ol.
  13. Özüñ asğı kolma bodun asğı kol, yüdürme yük ilke özüñ yükçi bol
    Kendi menfaatini düşünme, halkın menfaatini düşün, halka yük yükleme, yükü kendin taşı.
  14. Tavar neñ barın kıl özüñke yuluğ, bodunuğ sevindür ay bilgi uluğ
    Malını, mülkünü, neyin varsa, günahlarının kefareti olarak dağıt, halkı sevindir, ey derin bilgili insan.
  15. Kişi üdrümi kör kişini yular, sevüg cân yuluğlap sevinçin tiler
    İnsanların seçkini insanları kurtarır, onların sevinci uğrunda kendi sevgili canını feclâ eder.
  16. İdi yakşı aymış kör üdrüm talu, biliglig ukuşluğ meñesi tolu
    Yüksek, seçkin, bilgili, akıllı ve çok iyi düşünen insan pek güzel söylemiştir.
  17. Asığlığ kişi ol kişi üdrümi, bağırsak kişi ol bodun ködrümi
    insanların seçkini faydalı olan insandır, halk nazarında muteber kimse, merhametli olan insandır.
  18. Kişilik atı kör iki neñ-turur, bağırsak biri bir akı neñ berür
    insanlık adını taşıyabilmek için, iki şey lâzımdır, biri merhametli olmak, biri de cömert olup, mal dağıtmaktır.
  19. Takı munda yegrek ayur kör ukuş, ukuş yolı tutsa asığlar üküş
    Bak, akıl bundan daha güzel söyler, aklın yolunu tutmanın faydası çoktur.
  20. Akı tep ayurlar kayu ol akı, akı cân yuluğlap öter er hakı
    Cömert derler, cömert kimdir, cömert canını feda ederek, insanın hakkını veren insandır.
  21. Akılık ol ermez ülese kümüş, akı cânı halkka kılur ol yuluş
    Gümüş dağıtmak cömertlik değildir, cömert halk için canını feda eder.
  22. Akıtsa akı er bodunka tavar, aka yığlu tirlür añar halk avar
    Cömert insan halka malını akıtırsa, halk da koşarak, onun etrafında toplanır.
  23. İki neñ-turur dünyâ atı çavı, biri neñ tavar ol biri yüz suvı
    Dünyada şân ve şöhret iki şey ile kaimdir, biri mal, mülk sahibi, biri şerefli olmaktır.
  24. Bu iki bulup miñ yaşasa tükel, ölüm tutsa âhır adın bolğu hâl
    Bu iki şeyi bulup, insan tam bin yıl yaşasa bile, sonunda ölüm gelince, durum değişir.
  25. Kara tapsa begler bedüyür kopar, üzeñü bar erse çigen berk kapar
    Halk vazifesini yaparsa, beyler büyür, yükselir, üzengi varsa, insan yuları kuvvetli tutar.
  26. Bu ol dünyâ devlet karanıñ kurı, bulunmaz bulunsa bolur beg karı
    Dünyanın, devletin ve halkın ahvâli budur, bunlar bulunmaz, bulununca da bey artık ihtiyarlamış olur.
  27. Özüñ köçgü atıñ seniñ köçkün ol, köçütçi ölüm kelgü âhır kün ol
    Sen göçeceksin, senin adın geçecektir, son gününde seni göçüren ölüm gelecektir.
  28. Köçügli kişi itmez ordu saray, yorığlı kişi yolda kalmaz yıl ay
    Göçecek olan kimse köşk ve saray yapmaz, gezgin kimse yolda aylar ve yıllarca kalmaz.
  29. Özüñni yol ötgen sakın ay kadaş, sevinç kılma artuk yazuk kılma kaş
    Ey kardeş, kendini bu yolu geçmiş bil, bu dünyada fazla sevinip gülme.
  30. Keçigli-turur bu ajun kalğusuz, ölügli-turur öz küni belgüsüz
    Bu dünya kalmaz geçicidir, insan ölecektir, bunun günü belli olmaz.
  31. Anunmış-turur bu ölüm tarmakı, usanıp yorırda iler karmakı
    Ölümün pençesi hazırlanmıştır, gaflet içinde yürürken, onun çengeli insana saplanır.
  32. Bu dünyâ aş ol bir bu aş yegliniñ, atını sen ök ay şatım yok meniñ
    Bu dünya bir yemektir, bu yemeği yiyenin adını sen söyle, ona benim cesaretim yok.
  33. Tilek ârzû sürme havâñnı yığın, kişig soñdamağıl tiliñ kıl ağın
    Heva ve arzu peşinde koşma, nefsine mâni ol, başkalarını çekiştirme, dilini tut.
  34. Negü ter eşitgil ay köñli oduğ, bu söz işke tutsa tokınmaz yoduğ
    Gönülü uyanık insan ne der, dinle, bu söze göre hareket edersen, sana zarar gelmez.
  35. Tilek ârzû sürmek idi ked tatığ, tatığ aytığı bar yarınlık katığ
    Heva ve arzu peşinde koşmak çok zevklidir, fakat bu zevk için yarın ağır bir şekilde hesap sorulacaktır.
  36. Tatığka tatığsız süçigke açığ, ağışka eniş ol edizke batığ
    Tatlıya karşı tatsız, lezzetliye karşı acı, çıkışa karşı iniş ve yüksekliğe karşı da derinlik vardır.
  37. Tükel kız kılınçlığ-turur bu ajun, seni armasunı ay kılkı tüzün
    Bu dünya tam bir kıza benzer, ey yumuşak huylu insan, o seni aldatmasın.
  38. Telim yelke berdi seni teglerig, keçürdi ilig teg telim beglerig
    O senin gibi bir çok insanları yele verdi, hükümdar gibi bir çok beyleri gördü-geçirdi.
  39. Köz açtı silerke bu berdi elig, osal bolmağıl sen ay kılkı silig
    Bugün size baktı ve el uzattı, gâfıl olma, ey temiz yürekli insan.
  40. Negü berdi erse yana alğay ok, neçe terdi erse yana saçğay ok
    Sana ne verdi ise, yine alacaktır, sende neler topladı ise, onları yine dağıtacaktır.
  41. Neçe külse âhır yana sığtatur, neçe itse evre buzar artatur
    Ne kadar gülerse-gülsün, bir gün yine ağlatır, ne kadar düzeltirse düzeltsin, bir gün bozar, dağıtır.
  42. Kılıkı cefâ ol kılınçı otun, yaruklukı azrak üküşi tütün
    Onun tabıati cefâcı ve küstahtır, aydınlığı az, tozu ve dumanı daha çoktur.
  43. Bezenür kişike özin körkitür, köñül berdiñ erse adak berkitür
    Süslenir, insana kendini gösterir, gönül verirsen, senin elini-ayağını bağlar.
  44. Şeker birle igdür berür kin ağu, yayığ kut kılınçı bu ol ay bügü
    Şeker ile besler, sonunda zehir verir, eyhakîm, dönek saadet böyledir.
  45. Negü ter eşitgil sakınuk başı, sakınğıl ay devlet idisi kişi
    Takva sahibi insan ne der, dinle, ey saadete eren kimse, bunu iyice düşün.
  46. Kalır dünyâka berme saklan köñül, cefâçı-turur bu ay kılkı amul
    Geriye bırakacağın bu dünyaya gönül verme, sakın, ey sakin tabiatlı insan, o cefa edicidir.
  47. İdi yakşı aymış kör üdrüm talu, biliglig ukuşluğ hiredi tolu
    Bak, yüksek, seçkin, bilgili ve çok akıllı insan ne kadar güzel söylemiş.
  48. Yayığ kutka ilnıp yañılma yorık, ınançsız-turur kut kör evrer kılık
    Dönek saadete kendini kaptırıp, yolunu şaşırma, saadete inanılmaz, bakarsın, değişiverir.
  49. Kölike-turur dünyâ devlet küni, kölike bir ök yerde turmaz köni
    Dünya ve saadet günleri bir gölgedir, gölge dâima aynı yerde ve aynı şekilde kalmaz.
  50. Diniñni ağır tut bu dünyâñ uçuz, ağır kılğa diniñ ay bilgi ögüz
    Dinine kıymet ver, bu dünyaya değer verme, ey bilgisi deniz gibi olan insan, sana dinin kıymet kazandırır.
  51. Erejke avınma sevinme sakın, bayat yadı birle tapuğ kıl bakın
    Rahata erdim diye, avunma ve sevinme, kendini tut, Tanrıya zikret ve ibâdetle meşgul ol.
  52. Esürtmesü devlet seni ay kadaş, adıldukta şeksiz közüñ tolğa yaş
    Ey kardeş, saadet seni sarhoş etmesin, ayılınca, hiç şüphe yok, gözün yaşla dolar.
  53. Negü ter eşitgil bu bodun begi, sınap sözlemiş sözni yetlip ögi
    Akıllı, anlayışlı ve sözünü tecrübeye dayanarak söyleyen bey ne der, dinle.
  54. Kimi erse devlet esürtse kelip, yağız yerde yarlur yüreki ulıp
    Saadet gelip, kimi sarhoş ederse, onun kara toprak altında inlemekten kalbi parçalanır.
  55. Uluğlukka esrüp kim ahsumlasa, kara yer katında kıyın yer basa
    Kim büyüklükten sarhoş olup, kendini kaybederse, sonunda kara toprak altında bunun cezasını çeker.
  56. Yegitlik ya baylık bu kut esrüki, süçig esrükinde beter ay beki
    Gençlik, zenginlik veya bu saadet sarhoşluğu, ey kudretli insan, şarap sarhoşluğundan beterdir.
  57. Esürse kalı borçı bornı içip, udıp kopsa adlur usında keçip
    Eğer içki içen şaraptan sarhoş olursa, uyuyunca bu sarhoşluk geçer ve kalkınca ayılmış olur.
  58. Bu devlet esürtse adın adlumaz, ölüm tutmağınça udır odnumaz
    Saadetin sarhoş ettiği kimse ise, bir daha ayılamaz, ölüm yakalayıncaya kadar uyur, uyanmaz.
  59. Atıñ boldı kul kılma begler işi, özüñ kullukı kıl ay edgü kişi
    Adın kul oldu, sen beyler işi ile uğraşma, ey iyi insan, kendi kulluğun ile meşgul ol.
  60. Telim kalğu ermez tiriglik küni, uzun barğu ermez uluğluk üni
    Hayat çok uzun sürecek değildir, büyüklük şöhreti pek uzaklara gidecek değildir.
  61. Neçe miñ yaşasa öz ölgü-turur, ulaşmış et özler üzülgü-turur
    Binlerce yıl yaşasa bile, insan nihayet bir gün ölecektir, vücudda birleşmiş olan azalar birbirlerinden ayrılacaktır.
  62. Muñar meñzer emdi eşit bu sözüg, köñülke alınğıl evürme yüzüg
    Şimdi buna benzer şu sözü dinle, onu benimse ve küçümseme.
  63. Tilek ârzû nimet tükel yese sen, tiriglik suvın sen bulup içse sen
    Bütün arzularına ve dünya nimetlerine nail olsan, âb-ı hayatı bulup, ondan içsen,
  64. Sunup tutsa elgiñ eger kök közin, başıñ kökke tegse yana yerde sen
    Elini uzatarak, gökteki yıldızları tutsan ve başın göğe değse bile, sonunda sen yine yerdesin.
  65. Köni sözleyin söz saña ay kadaş, negü kizleyin men ay köñli tüdeş
    Ey kardeş, sana doğrusunu söyleyeyim, ey gönüldeş, senden niçin gizleyeyim.
  66. Kalı sevmez öz kör bu dünyâ neñin, tü nimet talu tüz kılınçın yañın
    Bu dünya malını, türlü nimetini, güzel yüzlülerin nâz ve işvelerini insan nasıl sevmez.
  67. Erej ârzû nimet bu kodmak kamuğ, yayığ dünyâ yaptı maña bu kapuğ
    Rahat, arzu ve bu nimetlerin hepsini terk edince, dönek dünya bana bu kapıyı kapadı.
  68. Bayattın yıratur bu dünyâ kişig, tıdar kıldru ıdmaz bu edgü işig
    Bu dünya insanı Tanrıdan uzaklaştırır, iyi işlere mâni olur ve yapılmasına meydan vermez.
  69. Bu korkınç üçün bilge dünyâ kodup, ajun tezginü yügrür emgek yüdüp
    Bundan korktuğu için, arif dünyayı bırakıp, zahmeti tercih ederek, dünyayı dolaşır-durur.
  70. Kayu tağda yügrür üñürde evi, yemi ot köki içgü yağmur suvı
    Biri dağda koşar, evi mağaradır, onun yediği ot kökü, içtiği yağmur suyudur.
  71. Kayusı biyâbanda yügrür kezip, bayatka bu korku sakınçıñ sızıp
    Biri Tanrıya karşı bu korku ve endişe ile, bitkin bir hâlde, çöllerde koşar.
  72. Kayusı örüm kedti bükri uça, kayu yer kezer bu közi yaş saça
    Biri çullara bürünmüş, biri gözünden yaş dökerek, diyâr-diyâr dolaşır.
  73. Kayusı yemez aş özin sızğurur, kayu tünle yatmaz adakın turur
    Biri yemek yemez, kendini zayıflatır, biri gece yatmaz, ayakta durur.
  74. Bu yañlığ yorırlar odunmış kişi, udımış-tururmız usayuk başı
    Uyanmış insanlar böyle yaşarlar, gafillerin gafili biz ise, uykuya dalmışız.
  75. Sen emdi küdezgil özüñ ay kadaş, seniñ boldı dünyâ özüñ boldı baş
    Ey kardeş, sen şimdi kendini koru, dünya senin oldu, sen baş oldun.
  76. Havâ bas ukuş birle nefs boynı sı, bu ol er nişânı ukuş belgüsi
    Heva ve arzularına hâkim ol, akıl ile nefsin boynunu kır, insanlık nişanı ve akıllılık alâmeti budur.
  77. Bu iki bile er yokadur küçün, muñar kim bulun bolsa emger öçün
    Bu ikisi ile insan zorla kendini mahveder, kim bunların esiri olursa, onu iztıraba sürükler.
  78. Munukı barır-men bu kün adrılıp, seniñ me yoluñ bu kel edgü kılıp
    işte ben bugün ayrılıp gidiyorum, senin de yolun budur, iyilik yap da beni öyle takip et.
  79. İsizke katılma kılınç edgü tut, isiz iki ajun kılur özke yut
    Kötülere katılma, her vakit iyi hareket et, kötü insan için, her iki dünya felâketler ile doludur.
  80. Negü ter eşit köñli bışmış kişi, ölümde oza işin itmiş kişi
    Gönülü olgunlaşmış, ölmeden önce âhiret işini yoluna koymuş olan insan ne der, dinle.
  81. İsizke yüreklig ayâ buğrağu, isiz kılma isiz yemi ol ağu
    Ey deve aygırı gibi, cesaretle kötülüğe koşan insan, kötülük etme, kötülüğü zehir besler.
  82. Ayâ keñ yorıklığ bodun öktemi, ölüm yetgelir terk otı kıl emi
    Ey insanlara geniş bir salâhiyetle hüküm eden kimse, ölüm yetişmek üzeredir, çabuk bir çâresine bak.
  83. Ayâ men tegüçi meni sav meni, ölümke anunğıl yanur ked seni
    Ey ben diyen insan, şu beni, beni bırak, ölüme hazırlan, o seni, seni diyor.
  84. Ayâ aç közi suk bu dünyâ kulı, ölüm suklanur kör seni tutğalı
    Ey aç gözlü, tamahkâr, bu dünyanın kulu olan insan, ölüm seni tutmak için tamah ediyor.
  85. Ayur ay kadaşım barır-men muñun, iki neñke artuk açır-men bu kün
    Odgurmış devam etti : — Ey kardeşim, keder içinde gidiyorum, bugün bilhassa şu iki şey için üzülüyorum.
  86. Biri bir bayat tapğı mendin kalır, ikinçi idim yadı tilde barır
    Biri Tanrıya ibâdet edemeyeceğim, ikincisi de dilim Tanrıyı zikredemeyecektir.
  87. Bu kün ya yarın tut yumulsa bu köz, selerniñ duâka bolur muñluğ öz
    Bugün veya yarın bu göz kapanınca, ben de sizin duanıza muhtaç olacağım.
  88. Duâda unıtma meni ay kadaş, meniñde kedin sen kelir sen ulaş
    Ey kardeş, duada beni unutma, benden sonra sen geleceksin, yanaş.
  89. Munukı körür sen meniñ hâlimi, saña bolsu ibret otı kıl emi
    Benim hâlimi işte görüyorsun, bu sana ibret olsun, buna göre bir çâre ve tedbir al.
  90. Ölüm keldi eltür barır-men muñun, saña kelge mende basa sen anun
    Ölüm geldi, götürüyor, ben keder içinde gidiyorum, benden sonra sana gelecektir, sen hazırlıklı bulun.
  91. Bu kün adrılur-men muñun öz barır, kavuşğum kaçan erki teñri bilir
    Bugün ben üzüntü içinde ayrılıp gidiyorum, bir daha ne zaman kavuşacağımızı ancak Tanrı bilir.
  92. Negü ter eşitgil ölügli kişi, ölürde ulıp yerke çalmış başı
    Ölen ve ölürken inleyerek, başını yere vuran insan ne der, dinle.
  93. Ölür-men ökünçün akar köz yulum, tatığlar tatığsız kılur bu ölüm
    Ölüyorum, peşimanlıktan iki gözüm iki çeşme oldu, bu ölüm tatlıları tatsızlaştırıyor.
  94. Ölümde basa kör iki yol küder, ikide kayu erki barğu yolum
    Ölümden sonra insanı ıkı yol bekler, acaba bu ikisinden hangisi benim yolum olacaktır.
  95. Yana ok ayur ay bağırsak kadaş, meniñ kadğuma sen köñül kılma baş
    Odgurmış devamla : — Ey merhametli kardeşim, benim kaygımla sen gönlünü yaralama— dedi —
  96. Ulıma köñül bertme mende basa, köñül bas duâ kıl katığlan usa
    Benden sonra feryad etme ve gönlünü üzme, mümkün mertebe kendine hâkim olmağa çalış ve bana duâ et.
  97. Sığıt kılma artuk tıda tut özüñ, bu işni bayat ıdtı kesgil sözüg
    Fazla ağlama, buna mâni olmağa gayret et, bu Tanrının emridir, işte bu kadar.
  98. Yorı yanğıl emdi yana evke bar, sakınç kadğu birle köñül kılma tar
    Haydi, şimdi dön, tekrar evine git, bu keder ve kaygı ile canını sıkma.
  99. Kereklig tutuzdum saña barça söz, unıtma sözümni ayâ köñli tüz
    Sana lüzumlu olan her sözü söyledim, ey temiz kalpli insan, sözümü unutma.
  100. İligke tegürgil meniñdin selâm, bu âhır selâm ol ay bilgi tamâm
    Hükümdara benden selâm söyle, ey kemâl sahibi insan, bu artık son selâmımdır.

    Öğdülmiş cevabı Odgurmış ka
    ÖĞDÜLMİŞ'İN ODGURMIŞ'A CEVABI
  101. Yanut berdi ögdülmiş aydı turup, negü teg barayın seni men kodup
    Öğdülmiş bir az durup-düşündükten sonra, cevap verdi: —Ben seni böyle bırakıp, nasıl giderim — dedi —
  102. Ağır ig bile sen özüñ yalñuzun, negü teg kılur sen ay urğı tüzün
    Sen tek başına bu ağır hasta hâlinde ne yaparsın, ey asîl insan.

    Odgurmış cevabı Öğdülmişke
    ODGURMIŞ'IN ÖĞDÜLMİŞ'E CEVABI
  103. Yana aydı odğırmış emdi yorı, meniñ kadğumı sen yeme ay urı
    Odgurmış tekrar: — Oğlum, şimdi git, sen benim için hiç üzülme — dedi —
  104. İdim yadı tap ol avınğu işim, körü ıdmağay teñri itgey işim
    Rabbimin zikri beni teselliye kâfidir, Tanrı beni bırakmaz, o benim işimi yoluna koyar.
  105. Kimi edgü tutsa bayat edlese, kamuğ edgü boldı anıñda basa
    Tanrı kime lütuf etmiş ve onu aziz eylemiş ise, artık onun her işi iyi gider.
  106. İdi yakşı aymış köni sözlüg er, içig aşru körmiş yiti közlüg er
    Doğru sözlü ve her işi önceden gören keskin görüşlü insan çok güzel söylemiş :
  107. Bayat kimke kılsa inâyet basut, anıñ boldı ajun bolu berdi kut
    Tanrı kime inayet ve yardım ederse, dünya onun olur ve o saadete kavuşur.
  108. Bayat fazlı kimke yetilse tükel, bulur iki ajun bolur edgü hâl
    Kim Tanrının fazlına tamamen mazhar olursa, o .her iki dünya saadetine nail olur.
  109. Kimi kodtı erse ay ersig urı, kerek bolsunı ıt kerek kök böri
    Ey cesur oğul, Tanrı onu terk ettikten sonra, ister köpek olsun, ister boz-kurt, hepsi birdir.
  110. Sözin kesti odğırmış aydı kadaş, yorı bar esen tur közün tökme yaş
    Odgurmış:—Kardeşim, haydi git, sağ ol, gözünden yaş dökme — dedi — ve sözünü kesti.
  111. Turup kuçtı ögdülmiş odğurmışığ, öpüp yığladı yerke tökti yaşığ
    Öğdülmiş kalkıp, Odgurmış'ı kucakladı ve öpüp ağlayarak, göz yaşı döktü.
  112. Sığıt birle çıktı kör andın turup, atın mindi keldi yüz evke urup
    Üzüntü ile oradan kalkıp çıktı, atına binip, evine doğru yola koyuldu.
  113. Tüşüp kirdi evke sakınçın tügük, sevinçi kitip köñli kadğun ükük
    Gelip evine girdi, yüzü kederli, neş'esız ve gönülü hüzün ile dolmuş idi.
  114. Ne muñluğ-turur körse yalıñuk özi, sevinçi az ol barça kadğu tözi
    însan oğlu, dikkat edersen, ne kadar zayıf bir mahlûktur, sevinci az ve her şey onun için bir kaygı kaynağıdır.
  115. Tilek barça bulsa sevinç küldürür, kalı kadğu kelse sakınç yığlatur
    Bütün dileklerine kavuşursa, sevinç onu neş'elendirir, kaygı gelirse, keder onu ağlatır.
  116. Severin bulup körse sevnü küle, kalır adrılurda bu kadğu bile
    Sevdiklerini bulunca, onlara sevinerek ve gülerek bakar, ayrıldığı zaman yine kederi ile baş-başa kalır.
  117. Arala avıtur sevinçin visâl, ara yığlatur kör firâkın tükel
    Bir bakarsın, visal onu sevinçle oyalar, bir bakarsın, firak onu sonsuz bir kederle ağlatır.
  118. Negü bar ajunda firâkta katığ, firâk kadğuları teñizde batığ
    Dünyada firaktan daha güç ne var, firakın kaygıları denizden daha derindir.
  119. Tirigle firâk bolsa kavşur yana, tilep irteşü yandru tapşur yana
    Sağ iken, ayrılsalar bile, insanlar yine kavuşurlar, isteyip arayarak, tekrar birbiri ile buluşurlar.
  120. Kamuğda katığrak firâk bu ölüm, ölümke itig yok ya tutmaz tolum
    Hepsinden güç olan ayrılış bu ölümdür, ölüme çâre yok, ona silâhla karşı konulmaz.
  121. Kamuğnuñ firâkı yakın ya yırak, ölümnüñ firâkı yırak bu firâk
    Her şeyin firakı yakın veya uzak olabilir, ölümün firakı uzak bir firaktır.
  122. Muñar meñzer emdi bu beytig okı, okısa aça birge mani takı
    Şimdi buna benzeyen şu beyti oku, okursan, mânasını da iyice anlarsın :
  123. Kamuğda katığrak ölüm ol firâk, firâkın töker yaş körügli karak
    Her şeyden ağır olan firak ölümdür, şu gören göz firak yüzünden yaş döker.
  124. Tirigle firâkka visâl bar umınç, ölügli visâldın seziksiz yırak
    Sağ iken, firaka karşı bir visal ümidi vardır, ölen ise, şüphesiz, visalden uzaktır.
  125. Yedi içti ögdülmiş az inçrünüp, namâzın yetürdi adakın turup
    Öğdülmiş bir az teselli bularak, yedi içti ve kalkıp, namazını kıldı.
  126. Yaşık yerke endi yüzin kizledi, kalık karşu keldi izin izledi
    Güneş yere indi ve yüzünü gizledi, gök yüzü karşısından yükselerek, onun izini takip etti.
  127. Töşek koldı yattı usı kelmedi, sakınç kadğu birle közin yummadı
    Döşek istedi, yattı, uykusu gelmedi, keder ve kaygı içinde gözünü yummadı.
  128. Kopup çıktı ilke yuvuldı yaşı, ajun meñzi boldı habeş kırtışı
    Kalkıp, kapıya çıktı, göz yaşı döktü, dünyanın rengi habeş derisine benzemişti.
  129. Yana yandı evke töşekke kirip, yatıp bardı bir az sakınçın serip
    Tekrar odasına dönüp, yatağına girdi, kederine hâkim olarak, bir az teselli buldu.
  130. Yüzin kizledi yerke rûmi kızı, ajun meñzi boldı bu zengi yüzi
    Rûmî kızı yüzünü yere gizledi, dünyanın rengi zenci yüzüne döndü.
  131. Usı kelmedi turdı baktı yana, kör ülker savulmış uçukmış tün e
    Uykusu gelmedi, kalktı, tekrar baktı, Ülker yıldızı aşağıya inmiş ve gece sonuna yaklaşmıştı.
  132. Közin kökke tikti baka turdı keç, kara tün tünerdi yarumadı hiç
    Gözlerini göğe dikerek, uzun müddet seyre daldı, karanlık gece olduğu gibi devam etti ve bir türlü aydınlanmak bilmedi.
  133. Yatıp bardı azrak odundı turup, yaşıl kökke baktı yokaru körüp
    Bir az yattı, uyudu, tekrar uyanıp, kalktı, başını kaldırıp, mavi göğe baktı.
  134. Toğardın kara kuş kopup örledi, yağı ot kötürmiş teg ot yıldradı
    Doğudan Kara-Kuş yıldızı çıktı, yükseldi, düşman meş'alelerini yakmış gibi, ateş parladı.
  135. Yetiken kötürdi yana baş örü, tüñitti yana yıldrık adğır naru
    Yedi-Kardeşler başını yukarı kaldırdı, Yıldırık yıldızı Aygır burcuna doğru eğildi.
  136. Erentir başı endi yerke yağuk, yaşık baş kötürdi yüz açtı yaruk
    Erentir'in başı yere yakın bir noktaya kadar indi, güneş başını kaldırdı ve parlak yüzünü açtı.
  137. Yana koptı yundı tarandı arığ, namâz kıldı virdin okıdı arığ
    Öğdülmiş tekrar kalktı, âbdest aldı, temizlendi, tarandı, namaz kıldı, evradını okudu.
  138. Ajun kırtışı boldı altun öñi, yalın teg bolup dünyâ kızdı eñi
    Dünya altın rengine büründü, gök yüzü alev gibi kızardı.
  139. Tonın kedti terkin atını tutup, yana karşıka bardı evdin turup
    Elbiselerini giyip, derhâl atına bindi ve evinden çıkıp, tekrar saraya geldi.
  140. Tüşüp kirdi karşıka terkin yorıp, okıdı ilig kirdi köñlin terip
    inip, yürüyerek, doğruca saraya girdi, hükümdar çağırınca, kendisini toparladı, huzura çıktı.
  141. Baka kördi ilig kör ögdülmişig, tüşük kördi köñlin ol edgü kişig
    Hükümdar Öğdülmiş'e dikkatle baktı ve bu iyi insanın gönlünü kederli gördü.

    İlig suali Öğdülmişke
    HÜKÜMDARIN ÖĞDÜLMİŞ'E SUÂLİ
  142. Ayıttı ilig emdi hâliñ ne ol, sakınçlık körür-men özüñ ay amul
    Hükümdar sordu : — Bu hâlin nedir, ey sakin huylu insan, ben seni düşünceli buluyorum.
  143. Negü yük kötürdüñ köñülke bu kün, nişânın körür-men alında tügün
    Gönlüne bugün nasıl bir derd yüklendi, alnındaki düğümde bunun alâmetini görüyorum.
  144. Nelük al boduduñ kızıl meñziñi, negü berdi dünyâ saña öz öñi
    Kırmızı yüzün neden bugün solmuş? dünya başka ne endişeler çıkardı ?
  145. Takı kut evürmedi sendin yüzin, yayığ dünyâ devlet yarutur közin
    Henüz saadet senden yüz çevirmedi, bu dönek dünya ve saadet henüz sana tebessüm ediyor.
  146. Oñay evrilür emdi evren saña, tilekçe tuğar ay kün üdlek toña
    Felek henüz senin muradınca devrediyor, ey kahraman, ay, güneş, zaman arzu ettiğin gibi doğuyor.
  147. Saña tügmedim men bu kaşım közüm, küler yüz tutar-men sevinçlig özüm
    Ben sana karşı henüz kaşımı çatmış değilim, senden çok memnunum, sana hep iltifat ediyorum.
  148. Saña kim tegürdi bu kadğu sakınç, negü erki hâliñ sözüg ne erinç
    seni bu kaygı ve kedere düşürdü, bu hâlin nedir, cevâbını öğrenmek isterim.
  149. Negü kadğu vaktı-turur ay oğul, maña ay bileyin ay kılkı amul
    Ey oğul, böyle bir zamanda bu nasıl bir derddir, bana söyle, ey sakin tab-atli insan, ben de bileyim.
  150. Saña tegse emgek ya kadğu sakınç, maña ma kaçan bolğa anda sevinç
    Sen zahmet çekerken veya endişe içinde iken, ben nasıl sevinç duyabilirim.

    Öğdülmiş cevabı İligke
    ÖĞDÜLMİŞ'İN HÜKÜMDARA CEVABI
  151. Yanut berdi ögdülmiş açtı sözin, kadaşı igi hâli ne erdükin
    Öğdülmiş cevap verdi, söze başlayarak, kardeşinin hastalığını ve durumunun nasıl olduğunu,
  152. Özi barmışın hem neteg körmişin, ayu berdi öt sav negü aymışın
    Kendisinin oraya gittiğini ve onu nasıl bulduğunu, onun nasıl öğüt ve nasihatte bulunduğunu birer-birer anlattı.

    İlig suali Öğdülmişke
    HÜKÜMDARIN ÖGDİLMİŞ'E SUÂLİ
  153. Köñül bertti ilig yuvuldı yaşı, ayur ay diriğâ ol edgü kişi
    Hükümdar çok müteessir oldu, ağlamağa başladı ve:—O iyi insana çok yazık — dedi —
  154. Bağışlasu teñri anıñ cânını, koratmasu andın eti kanını
    Tanrı onun canını bağışlasın, onun etine ve kanına bir halel getirmesin.
  155. Yana aydı hâli negü ol anıñ, negü teg kodup keldi köñlüñ seniñ
    Devamla : — Onun hâli nasıldır, onu bırakıp gelmeğe gönlün nasıl razı oldu — dedi —
  156. Anı kim küdezür igin kim körür, ol ig birle yalñuz negü teg yatur
    Ona kim hizmet eder, hastalığına kim bakar, o hasta-hasta yalnız başına nasıl orada kalır.
  157. Nelük sermediñ anda ança turup, anı kimke kodtuñ bu yañlığ körüp
    Niçin orada bir müddet kalmadın, onu kime emânet ettin de, bu hâlde bıraktın, geldin.

    Öğdülmiş cevabı İligke
    ÖĞDÜLMİŞ'İN HÜKÜMDARA CEVABI
  158. Yanut berdi ögdülmiş aydı bu söz, añar sözledim men ay bilgi ögüz
    Ögdilmiş cevap verdi : — Ey deniz gibi derin bilgili insan, bu sözleri ona ben de söyledim — dedi -—
  159. Meni evre sürdi sözüm tutmadı, sözin kadra kördüm küçüm yetmedi
    Bana itiraz etti, sözümü dinlemedi, sözüne karşı koymağı denedim, fakat gücüm yetmedi.

    İlig cevabı Öğdülmişke
    HÜKÜMDARIN ÖĞDÜLMİŞ'E CEVABI
  160. İlig aydı teñri küdezgey anı, şifâ birge kolsa kopurğay anı
    Hükümdar : — Onu Tanrı korusun, o isterse, şifa ihsan ederek, onu ayağa kaldırır — dedi —
  161. Bayatka ulamış-turur ög köñül, yava kılmağay bir bayat ay oğul
    O gönlünü, fikrini Tanrıya bağlamıştır, ey oğul, bir olan Tanrı onu elbette boş bırakmayacaktır.
  162. Kayu kul kamuğdın evürse yüzi, yaratmış idike sığınsa özi
    Hangi kul her keşten yüz çevirip, yaratan rabbine sığınırsa,
  163. Seziksiz küdezür anı bir bayat, tilekin berür hem bulur edgü at
    Bir olan Tanrı onu, şüphesiz, korur, onun arzularını yerine getirir ve o da iyi nâm kazanır.
  164. Muñar meñzer emdi bu sözni eşit, köñülke alın ötrü özke iş it
    Şimdi buna benzeyen şu sözü dinle, bu senin gönlünde bulunsun, her işinde onu hatırla :
  165. Bayatka sığınğıl kamuğdın üzül, köñül til arığ tut kılınçın süzül
    Her şeyi terk et, Tanrıya sığın, gönül ve dilini temiz tut, hareketini düzelt.
  166. Bayat birge barça tilekiñ tükel, yekig ked yağıla bayatka tüzül
    Bütün arzularını Tanrı verecektir, şeytana karşı iyice mücâdele et, Tanrıya karşı da ihlâsını bozma.
  167. Yana aydı ilig ay ögdülmiş e, sakınç kadğu birle yorıma buş a
    Hükümdar devamla:—Ey Öğdülmiş, fazla keder ve endişe edip, üzülme — dedi —
  168. Ol edgü kişi erdi edgü başı, kalı ölse itgey bayatım işi
    O iyilerin başında gelen iyi bir insan idi, ölünce de Tanrı onun işini kolaylaştıracaktır.
  169. Biziñe-turur iş yarın ay bügü, ne erki tiriglik ne erki tigü
    Ey hakîm, bu iş yarın bize de gelecektir, acaba hayatımız nasıl geçecek ve bunda bizler ne kazanacağız.
  170. İsiz öz yegitlik yava kıldımız, isiz kep köñül ög isizde isiz
    Yazık, biz gençliğimizi boşuna geçirdik, yazık, vücûdumuz, kalbimiz ve fikrimiz hep kötüden de kötüdür.
  171. Keçürmiş tiriglik bu kün boldı tüş, neteg keçti erse yanut kelge tuş
    Hayat bugün rüya gibi oldu, o nasıl geçti ise, mükâfatı da öyle olacaktır.
  172. Bu kalmış tiriglik yava kılmağu, havâ ârzûlarka köñül bermegü
    Bu kalan ömrü artık heder etmemeli, heva ve arzulara gönül vermemelidir.
  173. Neçe kılsa âhır öz ölgü-turur, ölümde kedin miñ öküñü-turur
    Nasıl olsa sonunda bu vücud ölecektir ve ölümden sonra da bin peşimanlık vardır.
  174. Bu künde naru sen taşırtı turup, bodun küçlerin kör bağırsak bolup
    Bugünden itibaren sen dışarıda halka şefkat göster ve onun derdleri ile meşgul ol.
  175. Meni kutaru bir özüñni bile, yanutı bayat birge edgü yola
    Beni ve kendini böylece kurtarmağa çalış, bunun karşılığında Tanrı bize iyi yol gösterecektir.
  176. Negü ter eşitgil ay kılkı amul, bayat kullarıña bağırsak köñül
    Sakin tabiatlı olan ve Tanrı kullarına karşı merhametle hareket eden insan ne der, dinle.
  177. Kim edgü kılınsa hem edgü yanut, bayat ok berür edgü közni yarut
    Kim iyilik ederse.Tanrı bunun karşılığında ona da iyilik verir, ey iyi insan, sen müsterih ol.
  178. Kim isiz kılınsa öziñe kılur, ol isiz yanutı hem isiz bolur
    Kim kötülük ederse, kendisine eder, o kütülüğün karşılığı da kötü olur.
  179. İsizlik tilese bar isiz kılın, ol isiz yanutı ulıtğay bilin
    Kötülük istersen, git, kötülük yap, fakat şunu da bil ki, bu kötülüğün karşılığı seni bir gün inletecektir.

    Öğdülmiş cevabı İligke
    ÖĞDÜLMİŞ'İN HÜKÜMDARA CEVABI
  180. Yanut berdi ögdülmiş aydı ilig, bu yarlığ berü tursa öt sav erig
    Öğdülmiş cevap verdi: — Hükümdar bu şekilde öğüt ve nasihatleri ile beni desteklemekte devam ettiği müddetçe,
  181. Kamuğ edgü bolğay bodunka törü, tuta birge teñri bu beglik örü
    Halka tatbik edilen kanunlar dâima iyi olur, Tanrı da bu beyliği her vakit ayakta tutar — dedi —
  182. İlig ked yaşasu kutadsu kutun, yuluğ bolsu cânım tenim öz bütün
    Hükümdar çok yaşasın, saadeti ve kudreti dâim olsun, benim canım, tenim ve bütün varlığım ona feda olsun.
  183. Ölür özke tegmez meger edgü at, bu atın tirig tutsu erklig bayat
    Ölümlü insan için, iyi addan başka, hiç bir şeyin değeri yoktur, kudretli Tanrım iyi ad ile ömür sürdürsün.
  184. Anunmış-turur bu ölüm tutğalı, özüñ ıdmağıl sen udıp yatğalı
    Bu ölüm seni yakalamak üzere hazırlanmış bulunmaktadır, kendini gaflet uykusuna bırakma.
  185. İdi yakşı aymış biliglig tili, bu yañlığ bolur kör sakınuk yolı
    Bilgili insan çok güzel söylemiş, takva sahibi olan insan bu yoldan yürür.
  186. Busuğda küder bu körünmez ecel, osalın basıkur umınçın amel
    Görünmez ecel pusuda bekler, ümit peşinde koşan gafil insanları ansızın yakalayıverir.
  187. İsiz edgü barça kara yer bolur, bitilmiş ecelke yetilse ezel
    Ezelden yazılmış olan ecel erişince, iyi veya kötü, her kes kara toprak olur.

    İlig cevabı Öğdülmişke
    HÜKÜMDARIN ÖĞDÜLMİŞ'E CEVABI
  188. İlig aydı teñri bu künde naru, maña bersü tevfik kılayın törü
    Hükümdar: —Bugünden itibaren Tanrı bana tevfik versin de ben bu yolda hukümü yürüteyim — dedi.
  189. Sözin kesti ilig özi amrulup, yorıp çıktı ögdülmiş andın turup
    Hükümdar durdu ve sözünü kesti, Öğdülmiş kalkıp, huzurdan çıktı.
  190. Yeme serdi kaç kün bu ögdülmiş e, sakınç kadğu birle yorıdı tuş a
    Öğdülmiş yine bir kaç gün sabır etti, keder ve endişesini içine akıttı.
  191. Sakınçın kadaşı üçün kadğurup, sarığ kıldı meñzin özin sızğurup
    Kardeşi için üzüntü içinde idi, gittikçe sarardı, kederden adetâ eridi.
  192. Turup sernümedi kadaşı üçün, yana barğusı keldi evre küçün
    Fakat fazla tahammül edemedi, tekrar gidip, kardeşini görmek istedi.
  193. Turup bardı ilig taparu yorıp, okıdı ilig bu köründi kirip
    Kalkıp saraya gitti, hükümdarın daveti üzerine, huzura çıktı.

    Öğdülmiş suali İligke
    ÖĞDÜLMİŞ'İN HÜKÜMDARA SUÂLİ
  194. Ötündi iligke ayur-men bu kün, barayın kadaşım taparu yodun
    Hükümdara mâruzâtta bulundu ve : — Ben bugün kardeşimi yoklamak üzere, onu ziyaret etmek istiyorum—dedi —
  195. Negü erki hâli köreyin anıñ, tirig barmu erki kadaşım meniñ
    Acaba ne hâldedir, onu bir göreyim, hayatta olup-olmadığını bir öğreneyim.

    İlig cevabı Öğdülmişke
    HÜKÜMDARIN ÖĞDÜLMİŞ'E CEVABI
  196. İlig aydı barsa yarağlığ-turur, kadaşlık yakınlık ulaşu bolur
    Hükümdar: — Gidersen, çok iyi edersin, kardeşlik ve yakınlık karşılıklı ziyaretler ile yerine getirilir — dedi —
  197. Yorı bar meniñdin yeme ök ayıt, negü ol igin kör me köñlin avıt
    Git, benim tarafımdan da hatırını sor, hastalığına bak, nasıldır, kendisini teselli et.
  198. İlel tep turup çıktı andın yana, eviñe kelip tüşti aldı tına
    Öğdülmiş "baş üstüne" diyerek, oradan kalkıp çıktı, evine gelip, bir az dinlendi.
  199. Aş içgü yedi az yana at tutup, kadaşı tapa bardı kadğu yüdüp
    Bir az yedi, içti, tekrar atına binip, mahzûn-mahzûn, kardeşinin bulunduğu yere doğru yola çıktı.
  200. Yakın tegdi tüşti yorıp bardı ol, kapuğka tegip ündedi koldı yol
    Yaklaşınca, atından inip, yayan yürüdü, kapıya gelip, seslendi ve girmek için izin istedi.